20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 MART 1999 PAZARTESl CUMHURİYET SAYFA HABERLER tCamu îktisadi Teşebbüsleri'nin satış hasılatmdan işçi ücretlerine aynlan pay düşürüldü KİT'lerde personel azaltıklıtLHANTAŞÇI ANKARA-Türk-Iş Arastırma Bürosu, kamunun küçültülmesi politikalan ve özelleştirmeler sonueunda Kamu tktisadi Teşebbûsleri'nde (K.İT) istihdamın son 4 yılda yaklaşık yüzde 11 azaltıldığını he- sapladı. Toplusözleşmelerin bayram önce- sı bağıtlanması yaklaşık 500 bin ışçiyı umutlandınrken; KlTlenn saüşhasılatın- dan işçı ücretlerine aynlan pay da sistem- lı olarak düşürüldü. Türk-lş Araştırma Bürosu Müdür Yar- dımcısı EnisBağa*»oğ|u'nun "1999 Prog- ramında KİT'lerin Çakşanlar Açtsından Degeriendirilmesi" adlı çalışmasında, kal- kınmayı gerçekleşttrmek, gelir dağılımını sağlamak, dış ekonomikre bağımlılığı or- tadan kaldırmak amacıyla kurulan kamu işletmelennin ülke ekonomısındekı etkin- liğinin yok edilmek ıstenıldıği vurgulandı. işçilere göre daha çok iş güvencesine sahip olan memur statüsünde çahşanlarda azaltıma gidilmezken 1995 yılında 318 bin 193 olan işçi sayısı 1998 yılında 283 bin 566'ya geriletüdi. İşçi sayısı 1999 yılında da 283 bin 847 olarak programlandı. 1995-1999 arasında işçi istihdamındaki gerileme 35 bin kişiye ulaştı. Uluslararası alanda yaşanan ekonomikbu- nalırru aşmak ıçin uygulanan geleneksel polıtikalann, başansızlık vebunahmabag- h olarak güçlenen "neo-überal" akımdan kaynaklanan özelleştırme uvgulamasının, "KİTIerin tartışılmasına. işlevterinin s- nıriannıasua yol açan gelişmeleri başlatb- gl" anımsatıldt. KlT'lenn tek amacmın kâretmekolma- dığı vureulanan çalışmada. şu görüş yer al- dı: "KIT'leri değerlendirirken >alnızca kir-zarar durutnuna bakıp olumsuz bir sonuca varmak vanılncı olur. Kaldı ki KİTIer kâr etmeven kunıluşlar da değfl- dir. 1997 yılında 5005 trilyoo fira olarak gerçekkşen işletmeci Kİ T dönem kârtan- nın, 1998 yılında 9742 trilyon lira olması bekknmektedir. Bu tutaruî 1999 yüında 1 katrihon 454 trilyon lira olarak gerçekleş- mesi öngörülmüştüıf KİTlerde ıstihdam edilenlerin sayısı- nın azaldığına dikkat çekilerek, 1995 yı- lında istihdam edilen işçi, memur ve tek- nik personel toplamının 496 bin 352 kişi- den 1999 yılında 462bin 106 personele dü- şürülmesinin öngörüldüğü belirtildi. lşçı- lere göre daha çok iş güvencesine sahip olan memur statüsünde çahşanlarda azal- tıma gidilmezken. 1995 yılında 318 bin 193 olan işçi sayısı 1998 yılında 283 bin 566'ya geriletildi. îşçi sayısı 1999 yılmda da 283 bin847 olarakprogramlandı. 1995- 1999 arasında işçi istihdamındaki gerile- me 35 bin kişiye ulaştı. Türk-tş'in daha önce yayımladığı "Özelleştirmeye karşı sosyal devleti koru- ma" raporuna göre ise özelleştirme poli- tıkalanylaEylül 1998 itibanyla 15 bın 219 işçi iştenatıldı. Yıllar itibanyla çalışanper- sonel sayısında görülen azalmaya koşut, toplam personel giderleri de azaltıldı. KİT'lerinmalvehizmet satışhasılatı 1995 yılında yaklaşık 1.5 trilyon lirayken. bunun yüzde 11.5'i işçilere yapılan harcamalan oluşturuyordu. Ancak, KlT'lerin satış ha- sılatı 1998 yılında 1995'e göre 7 kat artış- la 9 katrilyon 783 trilyon liraya çıkmasına karşın, 1996 yılında satış hasılatının yüz- de 9'una düşürülen işçilik harcamalan, dalgalanmalara karşın sürekli olarak yüz- de 10"un altmda tutuldu.1999 yılında top- lammal ve hizmet satış hasılatının 15 tril- yon lirayı aşması programlanırken, işçilik harcamalanna bu tutann yüzde 9.5'i ora- randapay öngörüldü. Böylece 1995 yılın- dan itibaren satış hasılatındaki artışın işçi- likpaylanna yansıtılmaması dikkat çeker- ken, oransal olarak da düşüş gerçekleşti. Çıplak ücret ile işgücü maliyeti arasın- daki katsayı dikkate alınarak yapılan he- saplamaya göre, 1998 yılı itibanyla 126 milyon 740 bin lira olan aylık ortalama çıplak ücretin 1999 yılında 203 milyon 430 bin olması öngöriilüyor. Bu durumda, bir önceki yıla göre ücretlerdeki arnş oranı yüzde 60.5 olacak. DİE verileri urkutuyor Sokak çocuklarıııın sayısı arüyor tstanbul Haber Servisi - Türkiye'de yeni yeni sorun olarak kabul edilmeye başla- nan sokak çocuklannın sayı- sı gıderek artıyor. DİE veri- lerine göre, temel eğitim ça- ğmda (6-14 yaş) 11 milyon 900 bin çocuğun 1 milyon 522 binı okula devam etmi- yor. Sosyal Hizmetlerve Ço- cuk Esırgeme Kunımu (SHÇEK) ve DİE verilerine göre, Çocuk Haklan Sözleş- mesı'nde0-18 yaşlan arasın- dakiler "çocuk" olarak ad- landınhyor ve Türkiye nüfu- sunun yüzde 41.7'sinın bu yaş grubu arasında olduğu belirtiliyor. DİE venlenne göre temel eğitim çağında bulunan (6-14 yaş) 11 mil- yon 900 bin çocuğun 1 mil- yon 522bini okula devam et- miyor. Aynı yaş grubunda ta- nmdaki aile işletmeleri de dahil çalışan çocuklann ora- nı ıse yüzde 32.4'ü oluşturu- yor. SHÇEK'e göre evinden atılan. kaçan, ailesı ohnayan veya ailesi taraftndan başı- \ftQ8İ>Bakılan sokak çocukla- , nnın.sayısı Juzla aröyor. Zor koşullar altmda calışanlann da sokak çocuğu olabildıği belirtilen raporlarda, "So- kakta çocuklarsuçun kurba- nı veja faili. madde bağımb- 9,dıiseL,fızikseLdu\ gusalis- tismar sorunlan>la karşı karşryakabiDÜmektedJr" de- niliyor. Sokak çocuklannın banndmlması için mevcut merkezlerin yetersizliğıne değinilen raporlarda, hâlâ kontrol edilebilen sorunun çözümü için köklü çalışma- lar yapılrnası isteniyor. So- runun çözümü için de şunlar sıralanıyor • Ailelerin bakabikcekle- ri kadar çocuk sahibi olma- larv bu konuda egitiRp yön- lendirilmeieri önemli. • Sokaktakı çocuklar ço- gunlukla ilköğretım çağında olançocuklardır. Aileler, ye- rel yönetıciler, çocuklann en az eğitimın zorunlu olan 8 yıllık bölümüne devamını sağlamak, bunu izlemek du- rumundalar. Ekonomik sı- kıntı nederuyle ilkögretıme devam edemeyen çocuklan- mızın okul giderleri, il ve ıl- çe sosyalyardımlaşma ve da- yanışma vakıflan taraftndan karşılanmaktadır. • Aileler şiddete başvıır- marnalı. çocuğun. sokağın kuratstz ortanuna özenmesi- . ne sebep otmauubdırlar. • Toplumumuz bihnehdir ki sokakta maninal ışlerde çalışan çocuklarla insani duygularla yapılan alışveriş çocuğun daha fazla sokağa ıtılmesıne, vazgeçılmez ka- zanç ortamı olarak değerlen- dinlmesıne neden olmakta- dır. Casino salonlarıboş bekliyor• Yurt genelinde bulunan 74 casinodan 18'i toplantı salonuna dönüştürülürken bazı işletmeciler bu mekânlann yeniden , • açılabileceği beklentisini taşıyor. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Kara para aklandığı gerekçe- sıyle hükümet karanyla geçen yıl çalışmalan durdurulan casinolann çoğunluğu boş dumyor. Yurt gene- linde bulunan 74 casinodan 18'i toplantı salonunadönüstürülürken, baa işletmeciler bu mekânlann ye- niden açılabileceği beklentisini ta- şıyor. Türkiye Seyahat Acentalan Bir- liği'nin(TÜRSAB)dergisinegöre. casinolann kapatılması karanmn anayasaya aykın olduğuna ilişkın itırazlann reddedilmesınin ardın- dan casino ışletmecileri ile tesis sa- hip ve yöneticileri, otellerindeki bu birimleri nasıl değerlendirecekleri- nı belirlemeye başladılar. Halen 74 casinodan 23'ü boş dururken, 18'ı toplantı salonu, geri kalanı da ba- lo salonu, çok amaçlı salon, eğlen- ' <te 'rrieıte^i, gete •kulübüi-lokanu'''' gibi etkinliklere açıldı. Casınola- ' nn kapatılmasının üzerinden 1 yıl geçmesıne karşın salonlannı boş bekletmeyi seçcn otel sahipleri ise bu mekânlann yeniden açılabile- ceği umudunu koruyor. Casinolann otelin doluluk oranı- na katkıda bulunmadığım savunan işletmeciler, bu mekânlann kapa- Bir dönem tutkunlannm doldurduğu otellerin kumar salonları arük toplantı salonları oldu. tılmasının oteller arasındaki fiyat ile Türklerin kumar oynamasının için bir cazıbe nedenı olduğuna ttMıgnla dikkat çe&yörl'ar. Bazı i ^ ' letmeciler ise casinolann yeniden açJması halinde yan faaliyet ola-' rak otelin bünyesinde kalması ve oteller tarafmdan yönetilmesi ge- rektiği görüşünü dile getiriyorlar. Denizli Hieropolis Tatil Köyü Genel Müdürü Mefamet Kayalıbey Kayahoğlu, casinolann kapanması lıoğiu. "Vatandaşlar İzmir'den günde 5 uçak kaldınlarak Bük- "refcKibns'â, Prag'a, MaltTyâ" ücretsiz olarak götürülüyor. Ve bu nedenle yurtdışına bavul bavul pa- ra gidi>or. Bu yanhştan en kısa sû- rede dönülmesini tımuyorum" de- di. Mersın Hilton SA Genel Müdü- rü DemirGürel casinonun Mersin madan önceher sene Israil pazann- dan 400-500 turist geliyordu. Şim- dîbu da gelmrvor. Böyleceen bûyüik pazanmız olan tsrail pazannda bir düşme >aşandı. Kiragelirteri de ko- lay kola> yeri doldurulamayacak bir gelirdi. Bu nedenle, bu sene planlannuzda şaşmalar oldu" diye konuştu. Tabiî ki, sadece, Bellona'da. Şimdi, rahat ve şık bir Bellona kanepe sahibi olabilmeniz îçînr o kadar çok kolaylık var ki... • Zengin koleksiyon, uygun fiyat • Peşin f iyatına JJ taksit • 1 1 a y a v a r a n vade seçenekleri • Peşİn ödemelerde özel indirim • Adrese teslim ParMİy Kmept, Datn. Dvn Mevıtm Bu kamponya, T C Sanoyı Bakanlığı'nın 25 05 1994 tatıh ve 21940 soyılı teblığ hûVömlenne uygun olarak yopılmakladır 01 03 99 tanhı libariyle boşioyan kamponyo, ûretım ve stok ımkonlorıyla sınırlıdır BOYTAŞ A Ş. O S B 8.Cd. No 14 38070 Koyserı www.bellona com tr Ücretsız Tûkeoa Hattı .0800 3618986 AYDINLANMA EMRE KONGAR Ton'lar Savaşı: Clinton, Huntington'a Karşı Sovyetler Birliği çöktükten sonra, Batılı bazı düşünürier Batı uygarlığı için 'yeni bir diişman' aramayabaşladı. Bunların temel yarsayımı, bir uygarlığın belli dü- zeyde bir meydan okuma ile karşı karşıya olma- dığı zaman, yozlaşacağı anlayışı idi. Bu varsayımın temelleri, ünlü bilim adamı Toyn- bee'nin tarıh felsefesine dek uzanıyordu. Toynbee, tarihte ancak belli düzeydeki bir mey- dan okuma ile karşı karşıya olan ve bu meydan okumaya karşılık vererek onu aşan uygarlıklann gelişip serpildiklerini söylüyordu: 'Belli düzey' çok önemlıydi, çünkü bir uygarlığı tehdit eden toplumsal, ya da dogal düşmanın, o uygarlığı yok edecek kadar güçlü olmaması, ama onun tarihte yer alabılecek nitelikte olup olmadı- ğını sınayacak denli de kuvvetli olması gerekıyor- du. Işte bu temel 1elsefe çerçevesınde günümüzde- ki pek çok yazar ve düşünür, 'Batı uygarlığı 'nın ol- gunlaştığını ve artık yozlaşma dönemıne girdığını savunurken bir de bu uygarlığı dıri tutan düşman, yani Sovyetler Birliği çökünce, bazı bilim adamla- n kendi uygariıklannın dinamizmini sürdürecek ye- ni düşmanlar arayışına girıştiler. Samuel P. Huntington adlı bir Harvard profe- sörü, bu bilim adamlarından biri, belki de onların enönemlisi ıdı. Huntington, Sovyetler Birliği çöktükten sonra, Batı uygarlığının karşısına tehdit öğelerı olarak Çın ve lslam uygarlıklannı dıkıyordu. Bütünüyle yanlış değerlendırmelere ve hatta yanlış bilgilere dayalı bir bıçımde geliştirdıği teze göre, önümüzdekı yüzyıl, artık dınlerın belirledıği aynmlara göre çatışmalann ortaya çıktığı bir dö- nem olacaktı. Aslında son derece 'Batı eksenli' ve bu yüzden de bütünüyle yanlış bir yaklaşımla ele aldığı konu- yu, uygariıklan esas olarak 'üın fark/ı/ık/annın' be- lirlediği ve Katolik-Protestan Hırıstıyanlığa dayalı Batı uygarlığına, başka hiçbır dıne dayalı uygarlı- ğın yetişemeyeceğı ve benzeyemeyeceğı anlayı- şı ile işlıyordu. Bu arada, dünyatarihine özgün bir dönüşüm ör- neği armağan etmış olan Osmanlı, Türk değışimi- ni simgeleyen Atatürk'ü, adını da vererek bütü- nüyle reddediyor ve Türkıye'nın yeniden lslam devleti kimliğine geri dönmesini öneriyordu. Tahmin edeceğinızgibi, bızim 'şeriatçı kardeş- lerimizin' de dört elle sarıldıklan bu duşunur, ar- tık, dünyadakı bütün savaşlann 'farklı ve düş- man dinler arasında' çıkacağını öne sürüyor ve değışık uygarlıklann lıderlerinın bu savaşlara mü- dahale etmemelerı gerektığını belırtıyordu. 'Insan haklan', 'kadın özgürlüğü' gibi kav- ramlan da 'emperyalist kültür' olarak niteleyen Huntington, lslam ülkelen ıçin, ıkincı sınıf bir de- ğerler sisteminın daha özgün ve uygun oldugunu söylüyordu. (Huntington'un bu düşüncesi uzerinde gelecek yazı/anmdan birinde aynca derinleşmeye ve ger- çek 'emperyalist kültürün' böyle bir 'ikinci sınıf, 'sömürge kültürü' icat etmek olduğunu anlatma- ya çalışacağım.) Burada çok kısaca özetlediğım, ama 21. Yüz- yılda Türkiye adlı kıtabımda çok aynntılı olarak açıkladığım ve eleştirdığım yaklaşımıyla Hunting- ton, tam anlamıyla gelecektekı ırkçı ve dincı bir fa- şizmin yeni teorisyeni olarak ortaya çıkmıştı. Işte bu 'teorisyene' karşı bir 'uygulamacı', 68 kuşağından ABD Başkanlığına seçılmiş olan Clin- ton, bir soykırım ile karşı karşıya olan Müslüman- Arnavut Kosova halkını kurtarmak için, 'Hıristi- yanlann ezici çoğunlukta olduğu NATO'nun, 'Ortodoks-Sırp' saldırısına karşı savaş ilan et- mesiyle, Bosna katiiamını da aynı bıçımde sona erdirmış bir kışi olarak, artık yeni yüzyılın farklılığı- nı yapısal bir biçimde işaret etmiş oluyor: Bu yeni yüzyıl, din ve ırk farklılıklanna daya- lı faşist yönetimlerin 'etnik temizlık' adı altında- ki soykınmlanyla simgelenen kan ve gözyaşı- na doğru degil; dini, dili, ırkı, rengi ne olursa olsun, sırf insan olduklan için eşit doğmuş bu- lunan kişilerin, devlet karşısında aynı hak ve özgüriüklere sahip olduklan hukuken eşrtlik- çi, sosyo-ekonomik olarak da adaletçi bir dü- zene doğru gelişecek. Türkıye'dekı varlıklarını din ve mezhep farklılık- lannın vurgulanmasına ya da ırk ve mılliyet kımlik- lerinin abartılmasına bağlamış olan 'şeriatçılann' ya da 'Kürt ve Türk milliyetçilennin' pek hoşuna gitmese de, yeni yüzyıl, bu farklılıklan aşan bir 'de- mokrasi' ve 'uygariık' anlayışı ile gelıyor. IşteClinton'ın, Huntington'a, demokrasi ve in- san haklanna dayalı uygarlığın, ırkçılığa ve din- , sel aynmcılığa karşı zaferi, bir daha dünyanın*' hiçbir yerinde savaş olmaması dileğiyle Avru- pa göklerinde ızledığımiz tomahavvk füzelerının başlıklannda ışıldryor. Kosova'nın son savaş olması dileğiyle, bu ışıl- tının Türkiye'yi yönetmeye talıp olanlann da önü- nü aydınlatmasını ve özelltkle de ulkemızdekı seç- menlerin gözünü açarak, 18 Nısan seçımlerinde yamyamlara oy vermelerini önlemesinı temenni ediyorum. web sayfası: http^/remzi.com.tr/yazar.html tPSALA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 1999/10 D Işl. Hâkim: Ahmet Sankaya- 34373 Kâtip: Hasan Bayraktar Tedbir isteyen tbraihm Tekin tarafmdan hasımsız olarak mahkememızde açılan çeke ıhtiyati tedbir konulması hakkındaki tedbir dosyasında, Çekin ödenmemesi için ihtiyati tedbir talep eden Ibrahim Tekm'e aıt bulunan; Çek: ' • Gönen Akbank Şubesı'ne ait 3183462 çek no'lu, 19720-20001 hesap no'lu, 17.3.1999 vade tarihh, miktan: 3.352.0O0.OOO.-TUlik çek; Bu çek üzerine lpsala Asliye Hukuk Mahkeme- si'nin 1999/10 D. Işl. esas sayılı dosyası üzennden ödenmeme yasağı konulmuş olduğundan, çekin bu- lunması halinde bedelının da\ acı (tedbir isteyen) lp- sala ilçe merkezinden Ibrahim Tekin'in hancindeki şahıslara ödeme yapılamayacağtı \e ödenmeyeceği hususu. ıtirazı olanlann ilan tanhinden itibaren 30 gün içinde mahkememize müracaatlan ilan olunur. 1.3.1999 Basm: 9954
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle