Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 MART1999 ÇARŞAMBA
HABERLER
ÇHD Başkanı
yargılandı
• ADANA (Cumhuriyet
Bûrosu) - Yasadışı
TKPML-TİKKO örgütüne
yardım ve yataklık ettiği
savıyla haklannda dava
açılan ÇHD Adana Şubesi
Başkanı Avukat Mustafa
Cinkılıç ile Avukat Kemal
Yılmaz'ın yargılanmalanna
başlandı. Ceyhan Özel Tip
Cezaevi'nde'l9Ekim 1998
tarihinde bir tûnelin ortaya
çıkmasının ardmdan
tutuklulann sevkı sırasında
çıkan olaylan
"kışkırtmakla" suçlanan ve
5 yıla kadar ağır hapis
cezası istenen Cinkılıç ve
Yılmaz'a Ankara, Istanbul,
Adana ve Mersin'den 20'yi
aşkın avukat destek verdi.
Akpınar ve
Rüzgâr dava»
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara Adli Tıp
Kurumu doktorlanndan
Cumhur Akpınar ile
avukat Zeki Rüzgâr'ın da
aralannda bulunduğu 4
sanığm, yasadışı "DHKP-
C örgütüne üye olduklan"
gerekçesiyle 4 yıl 6'şar ay
ile 22 yıl 6'şar ay arasında
degişen hapis cezalan
istemiyle yargılanmalanna
devam edildi. Ankara 1
No'lu DGM'de görülen
davanın dünkü
duruşmasına, tutuklu
sanık Zeki Rüzgâr, dava
dosyasına oturum arasında
Kurtuluş gazetesi ile ilgili
bilgi ve belgelerin
konulduğunu ileri sürerek,
mahkeme heyetinin etki
altında kaldığını ve
çekilme konusunda
organize hareket ettiğini
ileri sürdü. Davayı açan
savcı Nuh Mete Yüksel ve
terörle mücadele
ekiplerinin komplosuyla
karşı karşıya olduğunu da
öne sürdü.
Egitim-Sen'in
tepkisi
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Eğitim-Sen Genel Özlük
Hukuk ve Toplu lş
Sözleşmesi Sekreteri
Necati Akpınar, yen
düzenlenen ek ders
ücretleri karamamesinin
hâlâ yaşama geçmemesini
eleştirerek öğretmenlerin
4 aydır mağdur edildiğıni
söyledi. Akpınar, Milli
Eğitim Bakanlığı'nın
eğitım çahşanlannın
haklan konusunda ritiz
davranması gerektiğini
belirterek "Bu kararname
bayramdan önce yürürlüğe
konulmalıdır. Bu
gerçekleşmediği takdirde
tepkilerimizi geliştireceğiz
ve eylemler yapacağız.
Sayın Bakan'ı göreve
çağınyoruz" dedi.
Hizbunah
operasyonu
• ŞIRNAK (AA) - Şırnak
Merkez ile Idil ve Silopi
ilçelerinde düzenlenen
operasyonlarda, aralannda
üst düzey sorumlulannın
da bulunduğu yasadışı
Hizbullah örgütüne üye 60
kişi gözaltına alındı. Bir
ihban değerlendiren
Şırnak Terörle Mücadele
ve Organize Şuçlar Şubesi
ekipleri, Hizbullah'a
yönelik operasyon
düzenlediler. Bazı ev ve
işyerlerine düzenlenen
operasyon sonucu
gözaltına alınanlann
sorgusunun devam ettiği
bildirildi.
Trafik kazası: 3
öki, 4 yaralı
• MALATYA
(Cumhuriyet) - Trafik can
almaya devam ediyor. Dün
Kale ve Akçadağ
yakınlannda meydana
gelen iki ayn trafik
kazasmda 3 kişi ölürken 4
kişi de ağır yaralandı.
Kale ilçesi Kömürhan
Köprüsü yakınlannda
Selim Başçık
yönetimindeki 23 KA 213
plakalı araç islak zeminde
kayarak yol kenanndaki
kayalara çarptı. Sürücü
Selim Başçık (39) ile
yanında bulunan Mehmet
Aybek (46) olay yerinde
öldü. Akçadağ ilçesi
yakınlannda ise Adil
Gürten'in kullandığı 06
VHK 96 plakah özel araç
aşın hız nedeniyle kaygan
olan yoldan çıkarak takla
attı. Kazada Farma Gürten
(26) yaşamını yitirirken
ağır yaralanan Adil
Gürten, Can Burak
Gürten, Canan Eryılmaz
ve Ceyda Yavuzyılmaz
hastanelerde tedavi altına
alındı.
İstanbul Barosu, olağan bir hukuk düzeni için değişiklik yapılması gerektiğini açıkladı
'DGM Tüıidye'niıı sorımu'İstanbul Haber Servisi- İstanbul Baro-
su, DGM sorununun PKK lideri Abdul-
lah Ocalan'ın yakalanmasıyla ortaya çık-
madığını vurgulayarak "Sorun Ocalan
davasına indirgenemez. DGM'lersonuıu
Türtdye'nin olağan bir hukuk düzeni kur-
ma sorunu" açıklamasım yaptı. Türki-
ye'de bağımsız ve adil yargılanmanm sağ-
lanması için DGM'lerin tamamen kaldı-
nlması ya da uzmanlık mahkemelerine
dönüşrürülmesi zorunluluğu olduğu sa-
vunulan açıklamada barolar, demokratik
kitle örgütleri, basm-yayın kuruluşlan ve
bütün yurttaşlar sorunun çözümüne kat-
kıda bulunmaya çağnldı.
İstanbul Barosu fnsan Haklan Merke-
zi tarafından dün yapılan yazılı açıkla-
mada, Avrupa lnsan Haklan Mahkeme-
si'nin DGM'lerle ilgili karannın Öca-
lan'ın yakalanması ile yoğunlaştığı ifade
edildi. Açıklamada DGM konusunda ka-
muoyunda yapılan tartışmalann ve öne-
rilen çözümlerin 'günü kurtarmak' çer-
çevesinde geliştiği kaydedilerek şöyle de-
nildi:
"DGM'lerin adil yargdama yapabunıe-
lerinin önündeki engelin, sadece askeri
hâkimin varhğı düzevine indirgendiği,
böyleiikk DGM'tere meşruiyet kazandı-
nlmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır. Oysa
DGM sadece askeri varhğı nedeniyle de-
ğil, soruşrurma, hazııiık. yargılama ve in-
faza kadar uzanan sürecin her aşamasın-
da uygulanan kurallar nedeniyle hem ev-
rensel hukuk ilkelerine hem de olağan
yargı sistemimizin kurallanna aykınhk
oluşturmaktadır." Açıklamada, mahke-
melerin halen sıkıyönetim dönemlerinde
Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi olarak
görev yapabilecek şekilde korunduğu be-
lirtildi.
DGM'lerin statüsünde yapılacak deği-
şikliklerin DGM'leri olağanüstü mahke-
meler statüsünden çıkaracak nitelikte ol-
madığı kaydedilerek şöyle devam edildi:
"DGM'lerin yargılama sürecinde ge-
çerti olan hemen hemen her türlü yasal
düzenleme ve uygulama, örneğin gözara
işlemi, gözaltı süresinin uzunluğu. gözal-
tında avukatla görüştürülmeme, avukatın
sorguya katılamaması. dosyadan belgeal-
makta karşılaşılan zorluklar, iddianame
düzenleme süresinin uzunluğu. sanık ve
vekilinin duruşmadan çıkartılmasu infaz
rejimi kapsamında cezalann yüzde 60
oranında arttınlarak uygulanması gibi
DGM'lere özgü uygulamalar adil yargı-
lama hakkııun özünü oluşturan kuralia-
ra aykındır. Sorun Abdullah Ocalan'ın
yakalanmasıyla ortaya çıkmadığı gibi,
Ocalan davasına da indirgenemez.
DGM'lerin sonınu Türkiye'nin olağan
bir hukuk düzeni kurma somnudur."
DGM'lerin CMUK'ta 1992 yılında
gerçekleştirilen reformda yer alan avu-
kat bulundurma. susma hakkı gibi işken-
cenin önlenmesine yönelik haklann dı-
şında tutulmasının işkenceyle mücadele-
yi güçleştirdiğinin belirtildiği açıklama-
da bunun da olağanüstü yargı yerlerinde
"işkence''ye "olur" verdiği kıişkusu ya-
rattığı ifade edildi.
Demirel yurda dondu
'Sınırlarını
başkalanna
açanlar
kazanacak'
BAHARTANRISEVER
FİLİBE - Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel, bugünkü dünyada sınır-
lannı kendi çıkarlan gereği başkalan-
na açabilenlerin kazanacağını vurgu-
larken "Arttketonomisııurtamnuyor.
Kim neyi yapıyorsa iyi yapacak. Bu
kurrJar sofrasında bannmanın imkâ-
nını bulacak" dedi.
Demirel, Bulgaristan'daki temasla-
nnı dün sona erdirerek Türkiye'ye
döndü. Demirel, Stanboliiski'de bulu-
nan Işıklar Holding'e ait Tselhart Kâ-
ğıt Torba Fabrikasf nın yeni üretim te-
sislerini törenle açtı. Demirel törende
yaptığı konuşmada. dünyanın yeni bir
anlayış, çalışma düzeni ve nizama doğ-
ru gittiğini belirterek, 21. asra geçer-
ken dünyanın sloganının "beraberça-
bş. beraber yaşa" olduğunu söyledi.
Buradaki olayın 21. asnn olayı oldu-
ğunu anlatan Demirel, sözlerini şöyle
sürdürdü: "Olay, insanlann birbirine
düşmanca bakması ve sırt sırta olma-
sı yerine birbirine dostça bakrnası ve
yüzyüze bakması demektir. Blrim.
uzunca zamandır. biihassa 90'b yıllann
başından beri bölgeınizde meydana ge-
rjrmeye çalışbğımız biriiktelik, bera-
berliğin güzel bir işaretine burada şa-
hit oluyonız. Şahit olduğumuz eser, as-
lında Türkiye ve Bulgaristan'ın kaikuı-
mada işbirüği yapmak için yürüttük-
leri politikanın doğruluğunun şehade-
tini yapıvor."
Yeni Avrupa'da, Balkanlar'da, uygar
ulus denilen her yerde kendi sınırlan
içinde yaşama olanağının olmadığına
ışaret eden Demirel. "Aruk ekonomi
sınır tanımıyor. Kim neyi yapıyorsa iyi
yapacak. Bu kurtiar sofrasında bann-
manın imkânım bulacak. Burada gör-
düğümüzeseroaun bir parçastdır" de-
di.
Filibe opera binasından soydaşlara
seslenen Cumhurbaşkanı Demirel,
"Buradan Türkiye'deki radyo- TV'le-
ri dinlhorsunuz. Türkive'de bazı şey-
ler gürültülü. Hiç endişeve mahal yok.
Türkiye dev gibi vç dimdikayakta. Her
viğidin bir yoğurt yhişi vardır. Biz de
bu işi biraz gürültülü yapryoruz. Ama
sizTürk-Bulgar dostluguna güvendiği-
niz gibi, Türkiye'ye de güvenmeye de-
vam edin" dedi.
Bulganstan'dan satın alınacak elekt-
rik karşılığında Ceylan Holding tara-
fından yapılması planlanan 3 barajı
içeren Yukan Arda projesinin temeli-
nin birkaç ay sonra atılacağmı bildiren
Demirel, "Siz benim elimden hiçbirşe-
yin kurtulduğunu gördünüz mü" de-
di. Bulganstan'a yaptığı resmı ziyare-
ti tamamlayan Demirel ve eşi Nazmi-
ye Demirel, THY'ye ait bir uçakla sa-
at 18.05'te Türkiye'ye döndü.
Aralannda Rüştü Özalp, Metin Tüzün, Avni Gürsoy, Doğan Öztunç, Selçuk Çakıroğlu, Ayhan Altuğ, Ertuğrul SoysaL,
Sürey>^ Öner, Ilhan Özbav. AIi Haydar Erdoğan. Osman Veltekin. Ahmet Sırn Özbek gibi isimlerin de bulunduğu 20
eski CHP millervekili, Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk bırakarak CHP'ye destek çağnsında bulundu.
EsMCHPmerden, CHP'yedestek
İstanbul Haber Servisi - CHP'li 20 eski
milletvekili, seçimlerde partilerine destek
verilmesini isteyerek. "CHFsiz
demokrasi, demokrasisiz Cumhuriyet
ounaz. 76 yddır Atarürkçülükten ve
laiklikten ödün \ermeyen CHP'yi
Mfidafaa-i Hukuk ve Kuvayı MilMye
coşkusu ile desteklemeye çaguTyoruz"
dediler. Partinin İstanbul ll Merkezi'nde
eski CHP'li milletvekilleri adına bir
açıklama yapan eski Devlet Bakanı ve
İstanbul Milletvekili Adayı Aysel Baykal.
siyasette etiğin aşındığı. doğal nitelık olan
dürüstlüğün, aranılır ve hatta övünülür bir
özellik haline geldiği günümüzde,
Türkiye'nin sorunlannı çözebilecek tek
gücün CHP olduğunu söyledi. Eski
siyasetçilerin sözüne güvenilen, dürüst,
itibarlı, köşesine çekilmesini bilen.
partisine kızıp başka partiye transfer
olmayan yapıda olduklannı ifade eden
Baykal, halkın siyasetçilerden utanır hale
geldiğini vurguladı. Baykal, merkez sağ
partilerin köşe dönmeci anlayışlannın
toplumu yozlaştırdığını belirterek, çete-
mafya-tarikat iüşkilerine bulaşmamış tek
parti olan CHP'nin, Susurluk skandahnı
çözeceğini savundu. Atatürk'e ve laik
cumhuriyete saldınlann her zamankinden
daha çok, daha küstah ve daha örgütlü
yapıldığına dikkat çeken Baykal, ülkenin
içinde bulunduğu bu olumsuz koşullar
içinde en büyük göre\in yine partilerine
düştüğünü kaydetti. Baykal, CHP'nin
devleti kuran, çok partili demokrasiye
geçişi sağlayan, toplumu çağdaşlaştıran
bir parti olduğunu söyleyerek şöyle devam
ettı: "Atatürk'ün paraa CHP, 76 yıknr
Atarürkçii. laik >« devrimci yapısından
ödün vermemiştir. CHP banşın,
kardeşliğin. sosyal adaktin, temiz siyasetin,
erdemli ve dürüst yönetimin tek
temsildsidir. Sol denetimden uzak ve
yoksun kalan bir TBMM işjevini gereği
gibi yerine getiremez. Tüm yurttaşlarunızı
bu onurlu çağnya katkıda bulunmaya ve
CHP'ye omuz vermeye davet ediyoruz."
Eski CHP'lilerin desteğıne teşekkür eden
CHP 11 Başkanı Mehmet Bölük ise bu
tavnn eski TBMM'nın de kalıtesini
gösterdiğini söyledi. Bu nitelikteki
siyasilerin TBMM'de olmasalar bile,
Meclis'teymiş gibi sorumlu ve duyarlı
davrandıklannı, gerçek anlamda halkın
vekilleri olduklannı vurgulayan Bölük,
eski CHP'lilerin bu tavnnın herkese örnek
olmasını diledi.
Mumcu soruşturması genişletilecek
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Gazetemiz yazan
(JğurMumcu'nun 24 Ocak
1993'te bombalı saldın ile
öldürülmesine katıldığı
gerekçesiyle Abduüah Çetin
Argun'un idam istemiyle
yargılanmasma devam edildi.
Mahkeme Başkanı Mehmet
Orhan Karadeniz, sanık
hakkmdaki raponın istenmesi,
bazı tanıkİarın dinlenmesi,
sorusturmanın genişletümesi
isteminin görüşülmesi ve
istanbul DGM'den gelecek
dava dosyalannın mcelenmesı
amacıyla davayı erteledi.
Ankara 1 No'lu DGM'de
görülen duruşmaya Abdullah
Çetin Argun katılmazken
müdahıl avukatlar Ceyhan
Mumcu ve Türgut Kazan
hazır bulundu. Müdahil
avukatlar. celse arasında
verdikleri dilekçenin dikkate
alınması, dosyadaki
eksikliklerin tamamlanması
isteminde bulunurlarken
Cumhuriyet Savcısı Duaver
Kahveti de sanıgın tutukluluk
halinin devamını
istedi.Mahkeme Başkanı
Karadeniz, istanbul 3 No'îu
DGM'den istenen dava
dosyasmm ve sanığtn raporu
için yazılan müzekkere
yanıtının beklenmesine karar
verdi. Karadeniz, müdahil
avukatlann tanık dinlenmesi
ile sorusturmanın
genişleulmesi istemlerinin.
Istanbul'dan gelecek dosyanın
incelenmesinden soma
görüşülmesine karar vererek
duruşmayi erteledi.
İstanbul DGM'den gelen
yanlış dosyanın geri
gönderilmesine karar veren
mahkeme, suçun yöntern ve
içeriği, kanıtların durumuna
göre sanığm tutukluluk halinin
devamını kararlaştırdı.
İstanbul DGM, yasada yapılması tasarlanan değişiklik olasılığmı dikkate aldı
Çahşlar'ın savunması seçiııı sonrası
İstanbul Haber Servisi - İstanbul 1
No'lu DGM, gazetemiz yazan Oral
Çahşların "seçimlerden sonra
DGM'lerin yapısının değişeceği ve
bunun da savunmanın içeriğini
etkfleyeceğini'' belirtmesi üzerine
savunmasmı 18 Nisan'dan sonra almaya
karar verdi.
İstanbul 1 No'lu DGM'deki duruşmaya
"Abdullah Ocalan ve Kemal Burkay ile
Kürt Sorunu" adlı kitabında
"bölücülük propagandası" yaptığı
iddiasıyla yargılanan sanıklar Oral
Çalışlar ve Muzaffer Erdoğdu ile
avukat Fikret İlldz katıldı. Duruşmada
söz alan Oral Çalışlar, önceki
oturumlarda Avrupa lnsan Haklan
Mahkemesi'nin (AİHM) DGM'lerle
ilgili karan nedeniyle yargılamaya ara
verihnesi isteminde bulunduğunu
anımsatarak şunlan söyledi:
"Heyetiniz bu talebimi reddetri ve
DGM'lerin anayasada yer aldığmı
belirtti. Anayasamn 90. maddesinde
şunlar belirtih'yor: Usulüne göre
yürürlüğe konmuş milktlerarası
anlaşmalar kanun hükmündedir.
Bunlar hakkında anayasaya ay kınlık
kktiası ile anayasa mahkemesine
başvurulamaz."
Terör örgütü PKK'nin lideri AbduUah
Ocalan'ın yakalanmasından sonra
DGM'lerin tekrar kamuoyunun
gündemine geldiğini kaydeden Çalışlar,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Devlet adamlan, hukukçular,
dipkımatlar DGM'lerin özettikle asker
üyeleri nedeniyle yeniden
yapılandınlması gerekrigi konusunda
YazanmızOral
ÇaJışlar ve
yayıncısı
Muzaffer
Erdoğdu,
bölücülük
propagandası
yapmakla
suçlanıyor.
ortak bir rurum içine
girdiler. Böyle bir düzenlemeyi
Türkiye'nin imzaladığı uluslararası
sözleşmeler nedeniyle bir zorunhıluk
olarakdilegetirdiler. AİHM'nin karan
doğrultusunda yeni bir düzenlemeyle
karşı karşıya geleceğiz. Üstelik bu
düzenleme bir an önce yerine
getirikcek. Yeni sedlecek Meclis'in ilk
işlerinden birisi bu olacak. Ihlali
iddiasıyla yargılandığımız Terörie
Mücadele Yasası'mn 8. maddesinin 1.
fikrası da değiştirilmek talebiyle
Meclis'in gündeminde."
Ortaya çıkacak yeni koşullann
savunmasının içeriğini etkileveceğini
ifade eden Çalışlar, savurunasını
seçimlerden sonra yapmak istediğini
belirtti. Başkan Nurettin Ak, AB
Basaran ve Ahmet Dırymaz'dan oluşan
mahkeme heyeti, duruşmayı 18.5.1999
tarihine erteledi.
Çalışlar'ın duruşmasını, Türkiye
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nail
Güreli ve yönetim kurulu üyeleri,
gazetemiz Yayın Kurulu Başkanı ve
yazan İlhan Selçuk, Hürriyet gazetesi
başyazan Oktay Ekşi, yazar Alpay
Kabacah. Orhan Pamuk. CHP
millervekili Ercan Karakas. CHP
Beyoğlu belediye başkan adayı Halfl
Ergün, İstanbul Barosu Genel Sekreteri
avukat Merter Karagülle. 1Ü Siyasal
Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Prof.
Dr. Burhan Şenatalar ile İstanbul
Veteriner Hekimleri Odası Başkanı
Prof. Dr. Tahsin Yeşikkre'nin de
aralannda bulunduğu çok sayıda
gazeteci, politikacı ve sanâtçı izledi.
GLOBALPOLİTİKÜLTÜR
ERGIN YıLDıZOĞLU
Feminizmin Öldüğünü
Kim Uydundu muştu?
Bir süredir, feminizmin öldüğüne ilişkin riva-
yetler dolaşıyor ortalıkta (1).
Sosyalist ve demokratik inisiyatifler, işçi hare-
keti, anti emperyalizm, genelde bir gerileme için-
de, feminizm niye bir istisna oluştursun ki dene-
bilir. O da neo-liberalist-bireyselci saldınnın kur-
banı oldu. Ancak, bu feminizm öldü diyen "takım-
la" sinsi bir şekilde uzlaşan, tabanda olanı, gün-
lük mücadeleyi, kimi kadın hareketinin türlü olum-
suz koşullara rağmen direnişini, ufak tefek de ol-
sa kazanımlannı görmezden gelmek olmaz mı?
Diğer taraftan, toplumsal hafıza öyle kolay ko-
lay silinmez. Bugünün, post-feminist narstisistleri
bile feminizmin devlerinin omuzlannda yükselmi-
yorlar mı? Hem zaten eğer gerçekten öldüyse
"düzenin bilinçaltı" neden hâlâ bu kadar "tata-
va" ediyor. Yoksa bir bildiği mi var?
Geçen birkaç ay içinde, düne kadar akademik
çevrelere sıkışmış ya da tabandaki eşitlıkçi müca-
deleler içinde boğulmuş feminıstler, yeniden, es-
ki şanlarına layık bir şekilde ilgi çekmeye, gazete
dergi sayfalarını, kitapçı vitrinlerini doldurmaya
başladılar.
Medyada feminizme yönelik bu ilginin yeniden
canlanmasında, sanınm, 1970'lerde Avrupa'dael-
den düşmeyen Female Enuch (dişi hadım-yeni
baskı yaptı) yazan Germaine Greer'in yeni kita-
bı The VVhole VVomen (eksiksız/eksiltilmemiş ka-
dın) var. Greer'in kitabındaki uzlaşmaz ve hesap
sorarton, "Yine kızmak zamanıdır", "Yinesavaş-
makzamanıdır" sözleri çok etkileyici oldu. Bir baş-
ka çalışma, Natalie Angier'ın kadın biyolojisini ay-
nntılı bir şekilde inceleyen VVomen: An intimate
Geography (Mahrem -daha iyi sözcük bulama-
dım- bir coğrafya). Angier'in kitabı, üzerine yazı-
lanlara göre "kadın vücuduna -anatomisine, kim-
yasına, evrimine ve kahkahasına birmethiye"; ka-
dınla erkeğin biyolojik farklanna, kadınlann üstün-
lüğünü gösteren alanlara önem vererek eğiliyor ve
"Darvinci yanlış anlamalara karşı" mücadele edi-
yor. Feminist Mystique'in yazan Betty Fri-
edan'ın yaşamı ve kitabının oluşmasına katkıda
bulunan süreci araştıran Batty Frieden and the
Making of Feminine Mystique (Daniel Horo-
witz) isrmli çalışma ilgiye değer. Bu çalışmada
Horovvitz, Betty Friedan'nın radikal/sosyalist for-
masyonunun, emekçi sınıf sempatisinin feminist
görüşlerinin oluşmasında oynadığı rolü ortaya ko-
yuyor. Sandra Lipsitz Benn ise An Unconven-
tional Family (olağan olmayan bir aile) kitabında,
kocasıyla birlikte, 1960'larda giriştikleri, aile için-
de her türlü cinsiyet ayrımını sistematik olarak kal-
dırma çabasını ve bunun çocuklannı nasıl olumlu
yönde etkilediği anlatıyor. Benn ve kocası 60'lar-
da bu konuda verdikleri seminerierde dikkati çek-
mişlerdi. Susan Chira A Mother's place (Anne-
nin yeri) çalışmasında, yeni esnek üretimin, yanm
gün çahşmanın nasıl bir ek yük ve güvensizlik ya-
rattığını, en gelişmiş ülkelerde bile kadınfara sıl-'
nulan çocuk bakımı vb. hizmetlerin ne kadar acı-
nacak durumda olduğunu gösteriyor. Listemde
başka kitaplar da var, ancak yerim sınırlı. Greer'in
beni çok heyecanlandıran kitabı üzerine bir şey-
ler söylemeden geçmek istemiyorum.
Greer, bugün kadın hareketinin çok geniş bir
yelpazeyi, (hepsiyle anlaşmasa bile) kapsadığını
saptayarak başlıyor ve hemen ekliyor "Ama ne
zaman ki bizim kuşak feministlerinden kimi-
lerinin, 'feminizm kadınlara her istediklerini
alma hakkını tanıyarak çok ileri gitti' demeye
başladıklannı gördüm, kafamın tası attı, artık
susamazdım... Tekrar kızmak zamanıydı."
Greer bugünkü noktaya nasıl gelindiğıne de de-
ğiniyor. 1970'lerde "hareketin adı kadınlann
kurtuluşu hareketiydi. Ne zaman bu kurtuluş
kavramı düştü, 'feministler' rahatladılar" ...
"Artık eşitlik kavramına fit olmuştuk. "Kurtuluş ha-
reketinin farklılığı gururla taşımak ve korumak, asi-
mile olmayı, öbürüne benzemeyi düşünmemek
olduğunu vurgulayan Greer, "1960 ve 70'lerde,
zaten kendileri özgür olmayan erkeklere eşit
olmayı, onlar gibi yaşamayı hiçbir zaman iste-
medik ki" diyor. 1970'lerden bu yana kadınlann
birçok kazanım elde ettiklerini kabul ediyor. Ama
bu kazanımların fiyatı çok yüksek olmuştur... Gre-
er'e göre "eşitlik retoriği, bugün, kadınlara vu-
rulmaya devam edilen darbeyi gizleyen bir
kavram haline gelmiştir" ... "Bugün özgürleşen
cinsellik, aslında erkeğin cinselliği olmuştur."
Greer'e göre bu gelişmenin arkasında küresel
çapta işleyen güçler var. Şimdi küreselleşme sü-
recinde kapitalizm, yeniden kendi ticari, ekonomik
ve siyasi gereksinimlerine göre, kadınlan şekillen-
meye zoriuyor. SSCB'nin "Devlet kapitalizminin
çökmesi birçok kadınt çocuk bakımı, sağlık,
eğitim gibi haklardan mahrum etmiştir" Piya-
sa ekonomisi dünyanın her yerinde, "parası olan
kullanır prensibiyle" sistemin en ağıryükünü ka-
dınlann üstüne yıkmaktadır. Greer, bakıldığında,
nükleer silahlara, kapitalizme, emperyalizme kar-
şı mücadele eden kadınlann hepsinın, kadınlann
kurtuluşundan yana olduğunun görüleceğini söy-
luyor. "Küresel yaşamı iyice bir elden geçir-
mek, yeniden düzenlemek gerektiriyor" ama
"feministler sosyalist olmalı mıdır? sorusu ar-
tık gündeme bile gelmiyor" Kadınlar belki üre-
timin içine, iş hayatına daha çok çekiliyorlar (kimi-
lerine göre erkeklerin işini alıyorlar. Bunun bir ne-
deni de sendikaların, geçmişte kadınlan ihmal et-
miş, yedek işsizler ordusu olarak kalmalarına göz
yummuş olması değil mi? Ama, "burada yeni
baskılaria ve tacizlerle karşılaşıyorlar..."
Tüm bunlan ilk sayfalardan aldım. Altı bölüm-
den, 31 bölümcükten oluşan kitapta daha çok
mücevher var. Greer'in kitabı çok ilgi uyandırdı ve
muhafazakâr basında tepki de çekti...
(1) Örneğin, Ginia Bellafante'nin 29/06/98 tarihli
Tıme dergisi, kapak yazısı. Bellafante'ye göre eski
radikal/sosyalist vb. genelde kurtuluşçu feminizm
öldü, yerini, sûrekli cinsel sonınlardan konuşan, iti-
rafhastası, narsisist, stil ve görûntü meraklısı garip
bir şeye bıraktı.
Yaşam, kalbin iki vuruşu arasındald zamandır.
Kalbinizi koruyun.
TÜRKKALPVAKFI
19MayısCd.No:8Şişli/ISTANBUL
Tel: (0212) 212 07 07
(pbx)10Hat
Faks:(0 212)212 6835