19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2MART1999SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Hizmetlepi'nde yolsuztuk davası • DtYARBAKIR (Cumhurryet Bürosu) - Diyarbakır Köy . Hizmetleri 8. Bölge Müdürlüğü'ndeki yolsuzluk davasıyla ilgili duruşmada, aralannda eski bölge müdürünün de bulunduğu 5 kişi tahliye edildi. Diyarbakır 3. Ağır • Ceza Mahkemesi'nde yapılan duruşmada. -• tutuklu sanıklar eski bölge r müdürü Mithat _ Candabakoğlu, Köy Hizmetleri Bölge Müdürlüğü görevlileri Ali v Rıza Özsoy, Arif Kaycı, : Ihsan Aydın ile esnaf Ali . Günay ve tutuksuz sanık Selim Boğatekin hazır ._ bulundu. Mahkeme heyeti, sanıklann tutuksuz yargılanmak üzere tahliyelerine karar verdi. Kayseri'de tralikkazası • KAYSERİ (Cumhuriyet) - Kayseri'nin Sanz ilçesinde otobüsle minibüsün çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında 8 kişi öldü, l kişi yaralandı. Ölenlerin tamamının minibus yolcusu olduğu bildirildi. Kazanın. Kayseri'den Kahramanmaraş yönüne giderken Kırkpınar mevkiinde minibüsün şerit ihlalı yapması sonucu meydana geldiği belirtiidi. Kazada minibüs sürücüsü Recep Coşkun, yolculardan Abdullah Karlıoğlu, Şaban ve Kıymet Coşkun, Zekeriya Akyol, Sahip Kınay. Ali Osman Durgun ve Osman Karahan olay yerinde öldü. Yaralanan otobüs şoförü Ufiık Alkan ise Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldınldı. Çatısı çöken : okm • BURSA (Cumhurryet) - Bursa'yı geçen hafta etkisi altına alan şiddetli • lodos nedeniyle çatı kalkan duvannın çökmesi sonucu 6 öğrencinin yaşamını yitirdiği Ihsan Dikmen Ilköğretim Okulu'nda eğitime yeniden başlandı. ll Milli ' Eğitim Müdürü Engin Özbek'in de katıldtğı törende konuşan Okul Müdürü Sıddık Polat, tüm öğrencileri, 'şehit öğrenciler' için bir " dakikahk saygı duruşuna davet etti. Öğrencilerin gözyaşlarmı tutamadığı töreni çok sayıda velı de . üzüntüyle izledı. Polat, özellikİe şehit öğrencilerin • arkadaş ve öğretmenlerinin ruhsal durumlannı gözönüne alarak sınıflarda değişıklikler yapacaklannı kaydetti. Zaferi • ÇANAKKALE (AA) - Çanakkale Deniz Zaferi'nin 84. yıldönümü, 15-21 Mart tarihlerinde düzenlenecek 'Zafer Haftası' etkinlikleriyle kutlanacak. Çanakkale Valiliği'nden yapılan açıklamaya göre zafer etkinlikleri, 15 Mart günü Çimenlik Kalesi alanında yapılacak törenle başlayacak. Vali Ekrem Özsoy, "Çanakkale, Türk milletinin eşsiz kahramanlığının, vatan ve millet sevgisinin sembolleştiği, kutsal saydığı değerler ıçin ülkemizin her yanından gelen gençlerin kanlannı dökerek 253 bin şehit verip 'Çanakkale geçilmez' destanını yazdığı bir yerdir" dedi. ktica isteyenter • VAN(AA)-Geçen yıl Türkiye'ye gelerek iltica talebinde bulunan 1.288 Irak ve tranlı, Van'da, Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği'nden cevap bekliyor. Alınan bilgıye göre lran"a 240 kilometre uzunluğunda sının bulunan Van, özellikİe iltica talebinde bulunan ve kaçak yolla giriş yapan yabancı uyruklulann uğrak yeri oîmaya başladı. Bölgedeki işsizlerin tepkilerine neden olan ucuz işgücü kaynağı durumundaki Iran ve Iraklı ilticacılar, inşaatlarda 3 ila 5 milyon lira arasında değişen yevmiyeleri 500 bin liraya kadar düşürdü. Hukukçu Şenal Sarıhan, Uç Sivas'ta birleştirici vurgunun esas olduğunu söyledi 'Erdost'un eseri bölücü değiP DUZYAZI • Muzaffer Ilhan Erdost'un mahkûmiyet karannı değerlendiren hukukçular, Üç Sivas'ta bölücülük yapılmadığını söylediler. Şenal Sanhan, yargılanmanın yenilenmesi halinde bu gerçeğin ortaya çıkacağını belirtti. Avukat Şakir Keçeli, "Ilımlı Islam eleştirisinden rahatsız olanlar var" dedi. ANKARA (CumhuriyetBürosu)-Cumhu- riyet Kadınlan Derneği Genel Başkanı ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Yöne- tim Kurulu Üyesi Şenal Sanhan, yayımcı-ya- zar Muzaffer İlhan Erdost'un mâhkûm oldu- ğu 'Üç Sivas' kitabında birleştirici vurgunun esas olduğunu belirterek yeni bir bilirkişi ra- poruyla yargılamanın yenilenmesine gidil- mesinin hukuksal sonucun gerçeğe uygun olmasına hizmet edebileceğini söyledi. Avu- kat Şakir Keçeli de, kitapta ulusal birliğin ta- nımlanarak savunulduğunu, tarikat ve ılımlı tslam anlayışının eleştirildiğini, bu nedenle bazı çevTelerin rahatsız olabileceğini kaydet- ti. Hukukçular, yayımcı-yazar Muzaffer Il- han Erdost'un, kitabında 'bölücü propagan- da yapöğı' gerekçesiyle mahkûmiyetinin onanmasını eleştirdiler. Avukat Şenal San- han, Erdost'un mahkûm edilmesinin, Terör- le Mücadele Yasası'nın (TMY) 8. maddesi- nin mutlaka değiştirilmesi gerektiği gerçeği- nı bir kez daha ortaya çıkardığını söyledi. Sanhan. "Anılan madde, şiddet önermeyen, bölücülük amacı da taşımayan düşünceierin dahi ceza tespitiyle karşı karşıya kaldığuu açıkça kanıtJamaktadır" dedi. Erdost'un vurtseverlik duygulanyla dolu bir insan olduğunu belirten Sanhan, "Kita- bında da birleştirici vurgu esasür. Tehfikete- re dikkat çekmektedir. O bütün feyzmi Tür- Savcı, 17 yaşında sevdiği kişiyle kaçan kızı ailesine vermedi Töre cinayetine 'yediemin'li önlemDtYARBAKIR (Cumburiyet Bürosu) - Diyarbakır'ın Çınar ılçesi Cumhuriyet Savcısı, bir töre cinayetini önleyebilmek amacıyla, sevdiği kişiye kaçan 17 yaşın- daki bir genç kızı. jandarmaya düzenlet- tirdiği bir tutanakla Şediemiııe'' teslim ettirdi. Diyarbakır'ın Çınar ilçesinde otu- ran Sino Ataman, cumhuriyet savcılığına başvurarak, 17 yaşındaki kızı Sakinc Ata- man'ın Ahmct BaKadlı birkişi tarafından kaçınldığını söyledi. Bubaşvurudanson- ra başlatılan soruşturmada. Ahmet Bali ile Sakıne Ataman, jandarma tarafından yakalanarak savcılığa getirildi. Ataman savcılıkta verdiği ifadede zorla kaçınldı- ğı iddiasmı reddederek, "Babantın beni 57yaşında bir adama başbk parası karşt- hğmdavereceğini du> dum. Ahmet'i daha önceden tanıdığun için isteyerek kaçtım. Ahmet'le kan-koca hayan yaşıyorum. Be- ni babama (eslinı ettiğiniz takdirde örf ve âderter gereği hayatım tehlikeye girebüir. Bu nedenle babamın dışmda birine testim ediimek istiyonınT dedi. Sakine Ataman'ın yaşmm i 8'den kü- çük olması nedeniyle Cumhuriyet Savcı- sı Höseyin Fikri Yıldızjcızm kaçtığı Ah- met Bali hakkında "lSyaşmdaki küçfik mağdure ile nzasyla dnsi münasebette buhınmak w ahkoymak" suçundan dava açtı. Savcı, Sakine Ataman'ın Töreler gereği öldürülebflirim'" açıklamasmdan sonra da kızı ailesine teslim etmedi. Cum- huriyet savcısı, Sakine Ataman'ı,jandar- maya hazırlathğı "yedienıin''' senediyte lbrahim Ay adlı bir kişiye teslim etti. Olayla ılgıli dava Diyarbakır'ın Çınar il- çesi Asliye Ceza Mahkemesi'nde önü- müzdeki günlerde başlayacak. kiye topraklanndan ahr" diye konuştu. Sanhan, kitabın bir bütün olarak ele alınıp değerlendirilmesi durumunda gerçeğin her- kes tarafından görülebileceğini, bu nedenle Yargıtay'ın onama karanna karşı karar dü- zeltmesi yapılması ya da yeni bir bilirkişi ra- poruyla yargılamanın yenilenmesine gidil- mesinin hukuksal sonucun gerçeğe uygun olmasına hizmet edebileceğini kaydetti. Sa- nhan, "Ahnnlar eleştiri, irdeleme amacryla yapdmışür. Yazanın onayladığı konular değfl- dir. Bu düşünceleri tarüşmak amacındadır" değerlendirmesinı yaptı. Avukat Şakir Keçeli, Erdost'un Cumhuri- yeti, T ü m Türklerin, Müslüman topluluk- lann ya da tarikatlann birtigi değiL Misakı Milli içerisinde kalan %e dili. ırksal kökeni ne olursa olsun tüm halkın si\asal bağunsızhğı- nı ve yasal eşitliğini temel alan modern ulus- laşma sürecini başlatan yönetim" olarak ta- nımladığına dikkat çektı. Keçeli, "Şimdi buna nasıl bölücülük der- siniz? Burada tarikatiarave liımh tsiama eleş- tiri var. Birileri bu eleştiriden rahatsız olmuş olabüir'7 dedi.Kitabı okuyanlann, burada Türkiye Cumhuriyeti'nin bölünmesinin sa- vunulmadığını anlamasının normal olduğu- nu kaydeden Keçeli. "'Tersi durumda insanın bunu anlamamaya karar vermiş olması la- zun. Bir hukuksal cinayet var burada'' değer- lendırmesini yaptı. Erdost'un DGM'de yargılanması sırasın- da mahkeme heyetinde bulunan bir yargıcın savunma okunduğu sırada dışan çıktığı bil- dirildi. Duruşma sırasında savunma hakkınm sınırsız olmasına karşın Erdost'un sözü de kesilerek kısıtlama yapılmıştı. Kadrolar RP yandaşı doktorlarla dolduruldu, hastanede büyük asistan açığı var Vakıf Gureba'da REFAHYOL sancısı Tartışılan bina kakıî Gureba Hastanesi'ne ait eski binalarla bo$ buh,^;.,.,. :J1Uıibul Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafindan hastane\le yapılacak bir protokolle alınmak istendiğini de belirten doktorlar, "Bizler buranın tıp fakültesine verilmesini değiL türbanlılaıia gericöerin ayıklanıp has- tanenin yenilenerek faali>etine dc\am etmesini istijoruz" dediler. Vakıf Gureba Hastanesi'nin yülardır Bağ- Kurlulara ve fakir hastalara ücretsiz hizmet >erdiğine dikkat çeken doktorlar, hastane binalannın üniversite- ye \erilmesi durumunda her şe>in paralı olacağıııı ve bu hastalara gerektiği gibi bakılamayacağını vurguladılar. İPEKYEZDANt Vakıf Gureba Hastane- si'nin asistan kadrolannın REFAHYOL hükümeti dö- neminde U RP yandaşı dok- torlar tarafindan doldurul- masT nedeniyle hastanede büyük asistan açığı olduğu öne sürüldü. DYP'nin Istan- bul Fatih'ten milletvekili adayı olan hastanenin eski başhekimi Dr. Şaban Oda- başı hakkında da Istanbul 11 Idare kurulu karanyla "bfl- gisayar ihalesinde görevi kö- tüye kullanmaktan lüzurau muhakeme karan" verildi- ği ortaya çıktı. Dr. Şaban Odabaşı ise hakkındaki lü- zumu muhakeme karannm henüz kesinleşmediğini ve konunun Danıştay'da oldu- ğunu savundu. Bünyesinde çalışan tür- banlı hemşirelerlegündeme gelen Vakıf Gureba Hasta- nesi'yle ilgili olarak yeni id- dialar ortaya aüldı. DYP'nin îstanbul 3'üncü bölgeden milletvekili adayı olan Vakıf Gureba Hastanesi eski baş- LtSE ÖĞRENCİSİNİN PENCEREDEN ATILMAS1YLA tLGİLİ YARG1LAMA 8 YIL SÜRDÜ Yargıtay'dan polisler lehine karar ALPERTURGUT Lise öğrencisı AB Rıza Agdoğan ı pencereden atarak öldürdükleri id- diasıyla yargılanan ve hapıs cezası- na çarptınlan 2 polis memuru ile il- gili davada Yargıtay 1. Ceza Daıre- si suçun nıtelığinı değıştirerek "da- vanın ortadan kaldırümasjna r karar verdi. Yargıtay karannda polıslerin "kasö aşan surette adam öldürmek" suçunu "işkenceyapma" suçuna çe- virerek sanık polisler hakkında leh- te karar \erdi. Kararda "Polisler iş- kence yapüklan için cezalandınlma- h ve işkence suçunun zamanaşımı 5 >il olduğu için dava ortadan kakb- nlmair denildi. Ağdoğan'ın avu- katları. "Türkiye'de etkin. adil ve hakkaniyete uygun vargüama bu- lunmadığı'' gerekçesiyle davayı Av- rupa İnsan Haklan Mahkemesı'ne (AİHM) göndereceklerini belirtti- ler. Lise son sınıf öğrencisi Ağdo- ğan'ı 13 Şubat 1991 tarihinde Kör- fez Savaşı'nı protesto ettıği için gö- zaltında tutulduğu Beyoğlu llçe Emniyet Müdürlüğü'nün 3. katın- dan aşağı atarak öldürdükleri iddi- asıyla 6 polıs hakkında dava açıl- mıştı. Yargılanan polislerden Seydi Vaptcı ve Recep Ucar, Beyoğlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından "kastı aşan suretteadam öldürmek7 ' suçundan 4 Kasım 1997 günü 5'er yıl 6'şar ay hapis cezasına çarptınl- dılar. Dosya daha sonra Yargıtay'a gön- derildi. Dosya ile ilgili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da "huku- ka uvgun karann onanması" yö- nünde görüş bildırdi. Ancak dosya- yı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Daire- si karannda, "polıslerin Ağdoğan'a işkence yapüklan için cezalandınl- ması gerekugini" vurguladı. Yargı- tay. olayın üzerinden 8 yıl geçtiği- ni, işkence suçunun zamanaşımtnın 5 yıl olduğunu belirterek "davanın ortadan kaldınlmasrna karar ver- di. Karara muhalefet şerhi koyan ce- za daıresi hâkimi Osman Şirin, Be- yoğlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin karannın yerinde olduğunu belirtti. Yaklaşık 1.5 yıl önce adam öldür- mek suçundan ceza alan polislerin hâlâ görevlennin başında oldı^unu ifade eden Halkın Hukuk Bürosu avukatlanndan Behiç AŞÇL "Yargn tay suçun niteliğinde değişiklik yap- tı. tşkence ve kötü muamelenin za- manaşımı 5 yıL ancak ortada ölüm ola>ı \ar. Gencecik bir insan işken- ce sonucu (ildürülüvor ve canıdan aülnor. Suçlular ise cezalandınlmı- yor" dedi. Halkın Hukuk Büro- su'ndan yapılan açıklamada şöyle denildi. "Bu karar bugünlerdebaş- ta Başbakan olmak üzere ağızlann- dan düşürmedikleri, 'Bağımsız mahkemeler var. adil yargılama ya- pıvorlar' söylemlerinin ne kadar sahte olduğunu bir kez daha ortaya koydu.Ağdoğan De ilgili Yargıtay ka- ran. polislerin işledikleri \e ispatia- nabilen suçlanna karşın ceza alma- lannın mümkün ohnadığuıı bir kez daha gösterdi." Ağdoğan "ın avukatlan, Avrupa tnsan Haklan Sözleşmesi'nin 6. maddesi uyannca "Türldye'de et- kin, adil ve hakkaniyete uygun yar- gılama bulunmadığT gerekçesiyle AtHM'ye başvuracaklannı belirtti- ler. Bozma karanndan sonra dava- nın 9 Mart 1999 günü Beyoğlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden görüleceği kaydedildi. Tekstttişçüeri eylemde İşyerleri kapanan Sun Teksril işçileri, kıdem ve ihbar tazminatlannın ödenmesi için işverene ait Halkalrdaki VIP Tekstil Fabrikası önünde evlenıe başladüar. DİSK'e bağlı Tekstil İşçileri Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Kazım Doğan, 145 işçinin Arahk 1998'den beri ödenmeyen haklannın ödenmesi için protestolannı sürdüreceklerini bildirdi. Doğan, işverenin son olarak 12 Mart tarihine kadar sürv istedigini ancak işçilerin /or durumda olmalan nedeniyle tazminatlannın bir an önce ödenmesi gerektiğini söyledi. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER) hekimi Dr. Şaban Odabaşı hakkında, 1996 yılındaki bilgisayar ihalesinde hasta- neyi" 1 milyar 725 milyon li- ra zarara uğratoğı gerekçe- siyle'' il idare kurulu tarafin- dan 5 Ağustos 1998 tarihli "lüzumu muhakeme'' kara- n verildiği ortaya çıktı. RP örgütlenmesi Vakıflar Genel Müdürlü- ğü'ne bağlı Vakıf Gureba Hastanesi'nin asistan kad- rolannın REFAHYOL hü- kümeti döneminde "uzman kadrosuyla" değiştirilerek hastaneye RP yandaşı yak- laşık 40 doktorun alındığı, bu nedenle 800 yataklı has- taneye bu yıl sadece 12 asis- tanın alınacağı belirtiidi. Vakıf Gureba Hastane- si'nde çalışan ve adının açıklanmasını istemeyen doktorlar, eski başhekim Dr. Şaban Odabaşı döneminde hastanenin "türbanlı hem- şireler ve RP yandaşı dok- torlarla doldurulduğunu" öne sürdüler. Hastanede 20 klinik bulunduğuna ve her klinikte her gün yaklaşık 80-90 hastaya bakıldığına dikkat çeken doktorlar, "Böyle bir hastaneye en az 40-50 tane asistan ahnması gerekirken, REFAH\OL döneminde doldurulan kad- rolar yüzünden geçen yıl sa- dece 5 tane aluıabfldi" dedi- ler. Hastanede yaklaşık 20 türbanlı hemşire bulundu- ğunu ifade eden doktorlar, hastane başhekimi Dr. Nail Erhan tarafından türbanlı hemşirelere yazılı ihtar çe- kildiğini, ancak Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün bu konuda hiçbir şey yapmadı- ğını ileri sürdüler. 'Vicdanım temiz' Hastanenin eski başheki- mi Dr. Şaban Odabaşı ise hakkındaki lüzumu muha- keme karannın Danıştay'da olduğunu ve henüz kesin- leşmediğini belirterek "Bil- gisayar ihalesiyle ilgili ola- rak 600 bin dolarhkteçhiza- n bedavaya getirdiğim hal- de 21 bin dolarlık alını için hakkunda soruşturma açıl- dı, ancak benim vicdanım temiz" dedi. Odabaşı, "başhekûnligi döneminde hastanenin tür- banlı hemşireler ve RP yan- daşı doktorlarla doldurul- duğu" iddialannı reddede- rek, hastaneye tayinlenn Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapıldığını, ken- disinden sadece görüş alın- dığını söyledi. Odabaşı, başhekimliği döneminde genel müdürlüğün başına RP'li bakanın geldiğinı be- lirterek "Dolayısıyla tayin- ler de o doğrultuda yapılmış olabinr" diye konuştu. Dr. Şaban Odabaşı'nın, tslami kesimin en büyük vakfı olan Türkiye Gönüllü Teşekkülleri Vakfı'nın (T- GTV) kurucu üyesi ve icra kurulu üyesi olduğu bilini- yor. ORHAN BİRGİT Güneydoğu'ya Kaynak Silahlann sustuğu ve terörün adım adım gerile- diği Güneydoğu'ya devletin yapıcı eli gerçekten uzanacak mı? Uzanacak ve bölgeye aş, iş.. dolayısıyla insan- ca yaşamın aradığı koşullar gidecek mi? Asker, kendi üzerine yüklenen görevi, uzun yıl- lardır süren 'düşük yoğunluklu savaş 'ta, bunca şehit ve gazinin kanı pahasına başardı sayılabilir. Bu başarıda devletin bütün katmanlarının da azımsanmayacak payı vardır. Sadece devletin mi? Öyle bir savaşımın kaçınılmaz sonuçlannı, o ara- da gözyaşından enflasyona kadar manevi ya da maddi sonuçlannı özveri ile omuzlayan doğulu, batılı, kuzeyli, güneyli bütün yurttaşlanmıztn, pe- himizin. Bu yüzdendir ki, teröristin Kenya'da paketlene- rek getirilişinin bayramını paylaşan herkesin gözü, Güneydoğu'da oluşturulması beklenilen 'yeni dünya 'ya çevriliyor. Televizyonda bu amaçla yer alan her haber, sanki bir büyük başannın müjdesi gibi değerlendiriliyor. Başbakan Ecevit'in, hükümetin Doğu ve Gü- neydoğu ağırlıklı toplam 26 ildeki yatınmların ta- mamlanmasına dönük yardım paketini açıkladığı- nı bildiren dünkü basın toplantısını da televızyon- dan öyle bir arayış içinde izledim. Başbakan bu illerde 'sermaye yetersizliği göç ve güvenlikgibi nedenleıie tamamlanmamış, faaliye- te geçmemiş, ya da kısmen faaliyete geçmiş' te- sislere uygun koşullu yatırım ve işletme kredisi ve- rileceğini söylüyor. Bu amaçla, 10 trilyonu hemen, gerisi de 2000 yılında olmak üzere 30 trilyon kaynak aktanlacak. Başbakana göre böylelikle 8 bin 200 kişiye ıs- tihdam olanağı sağlanması planlanmaktadır. Ya- tınm kredileri, 2 yılı ödemesiz 5 yıl vadeli; işletme kredileri de 1 yıl ödemesiz 3 yıl vadeli olacak. Aynca, bölgedeki enerji fıyatlarında da birinci yıl yüzde 50, rkinci yıl için yüzde 40, üçüncü yıl da yüz- de 25 oranında indirim sağlanacak. KOBl'ler için yatırım ve işletme kredilerine de yeni destekler sağlanacak. Diyarbakır Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Şi- rin Yiğrt'in bu açıklama karşısındaki ilk tepkisi, yöre insanının 'sütten ağzıyanmış' kimseler ola- rak 'yoğurdu üfleyerek yemek' istediklerinin açık örnegi olarak görülmeli. Oda başkanı, bugüne kadar bu konuda çok va- atlerin yapıldığını, ama hemen hiçbirisinin uygula- maya konulmadığını söyleyerek ihtiyath ya da kuş- kulu bir tepki içinde görülüyor. Böyle bir tepkide Diyarbakır Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı elbette haksız sayılmaz. Ama o da terörle iç içe yaşamış bir yöre insanı olarak bugün atılacağı bildirilen yeni adımlar için, istenilen orta- mın bugüne kadar niçin gerçekteşemediğinin bi- linci içinde olmalı. Nitekim, Ecevit hükümetinin vaat ettiği destek önlemlerinin gerçekleşmesi için beklentilerini sıra- larken, onların bürokrasinin çarkına takılmadan hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çizmekle de yetinmiyor. Bütçe imkânsızlıklannın bundan böy- le, aksamalar için bir gerekçe olarak göstehlme- mesini de istiyor. Şirin Yiğit, hükümetin tamamlanmasını amaçla- dığı 11 organize sanayi bölgesi olduğunu, bu 11 yer için aynlan 2'şertrilyonluk destek kredisinin ye- terli bulunmadığını ileri sürüyor. Aynı şekilde 19 kü- çük sanayi bölgesi için aynlan 10O'er milyar liralık desteğin de yeterli olmayacağını söylüyor. Teröristlerin açtığı ateşin altında Şırnak'ta yıllar- dan beri bölge insanı için halı dokuma yatırımlan yapan işkadını Sema Küçüksöz ise sadece iyim- ser değil.. heyecanlı da. Küçüksöz, Ecevit'in bu konudaki iyi niyetine inandığını söylüyor ve ekli- yor "Bölgedeki askeri biriikler artık, öğrenim çağın- daki çocuklann eğitimi için kollan sıvadı. Bu giri- şimin burada yarattığı heyecanı bilemezsiniz." • • • Dün açıklanan destek vaatlerini, yöredeki giri- şimcilerin dışında, bölgede oturmayan, ama o top- raklann yetiştirdiği büyük sanayi ve ticaret adam- lannın öncülük yapacağı köklü yatınmlar izleme- yecek midir? Ki bunlann hemen hemen çoğu, önce güvenlik ortamının sağlanmasını şart koşuyorlardı. Haksız olmadıklan o şart gerçekleşiyor ve he- men arkasından yöredeki yatınmlar için en önem- li faktörlerden birisi olan enerji için devlet yüzde el- li, yüzde kırk ve yüzde yirmi beş olmak üzere üç aşamalı bir büyük desteği önlerine sunuyor. Terörist başının yakalanması üzerine 'vatan-mil- let' nutuklan çeken iş dünyamızdan bakalım kim- ler öncelikli olarak doğdukları ve yetiştikleri top- raklann kalkınmasına omuz vermek için ilk girişi- mi başlatacaklar? Acil servisler ilgi bekliyor OZAN YAY1M4N İZÎVÜR - Ülkemizin gündeminden düşmeyen sağlık sektöründeki so- runlar, her geçen gün da- ha da artıyor. İzmir'in Ti- re ilçesinde çobanlık ya- pan 11 yaşındaki küçük çocuğun, ölüm tehlikesi karşısında hastane hastane dolaşmak zorunda bırakıl- ması bunun en somut ör- neği. Ailesinin yakın bir kö- ye para kazanması için ko- yun otlatmaya yolladığı küçük çoban, donma teh- likesi geçirerek ölümün eşiğine geldi. Küçük ço- ban dağda eksi 7 derece- de, bilinci kapalı olarak bulundu. llçe hastanesinin teknik olanaklan yeterli olmadığı için Izmir'deki daha donanımlı bir hasta- neye kaldınldı, Acil Tıp Derneği, bu tür örneklere sık rastlanılma- sı nedeniyle hastaneler arası acil olgu sunumu toplantılan düzenleme ka- ran aldı. llki Behçet Uz Çocuk Hastanesi'nde ger- çekleştirilen toplanrıda doktorlar, hastanelerin kalbi sayılan acil servısle- re gelen hastalara konulan farklı teşhislerin ortadan kaldınlması için nelere dikkat edilmesi gerektiği üzerinde görüş alışveri- şinde bulundular. Acil Tıp Demeği Genel Başkanı Dr. Ülkümen Ro- doplu, hastalara konulan tanılann bir standarda ka- vuşması için öncelikli ola- rak, bu servislerde çalışan doktorlann birbirlerini ta- nunalan gerektiğini söy- ledi. Dokuz Eylül Üniversi- tesi eski Rektörü Prof. Dr. Namık Çevik de Türki- ye'de tıp alanında 46 ihti- sas alanı olduğunu ve acil yardım uzmanlığının bu sı- ralamanın en sonunda yer aldığını belirterek "Doğru teşhis. doğru tanı mesleği- mizin olmazsa olma/ ilke- sidir. Özellikİe ha>ati tehli- ke içinde bulunan hastala- ra ilk müdahalenin >apıl- dığı acil servisler hastanete- rin en donamımh merkez- leri ounahdır" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle