Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2MART1999SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOM 13
ŞÎRKETLERDEN
• ANADOLU Sigorta,
1925yılındanberi
yürüttügü sigortacılık
hizmetleri kapsamında
Poli AŞ'nin Kayseri
fabrikasındaki yangının
karşılığında saptanan hasar
tutan olan 1.7 trilyon lirayı
iki buçuk hafta içinde
ödedi.
• LAY'S patates cipsi,
futbol milli takım
kaptanınıız Oğuz Çetin iie
2000 >ılı sonuna kadar
sürecek reklam
kampanyasma imza attı.
Vapılan kampanya
araşünnasında Oğuz
Çetin, futbol çevrelerinde
herkes tarafindan takdir
edilen isim olarak
belirtendi.
• COLGATE TOTAL.
Colgate'in Dünya
Teknoloji Merkezi
araştırma laboratuvannda
ileri teknoloji ile
geliştirilmiş yeni ürünü.
Patentli Tricloguard
sistemiyle 12 saat anti-
bakteriyel koruma
sağlayan diş macunu.
çürümeleri ve diştaşı
oluşumunu da önlüyor.
• DENİZBANK. dün ve
bugün İstanbul Yüzvıl Işıl
ve Kültür İlkÖğretim
Okullan'nda başlayacak
gölge oyunu ve kukla
gösterileri ile tiyatro
etkinUklerine devam
ediyor. Gösteriler, çeşitli
illerde öğrenim yüı sonuna
dek sürecek.
• TÖYOTA
COROLLA'mn yayıma
sokulan yeni reklam filmi
'VVinninğ Style' 40 kişiük
bir ekip tarafindan 7
günde çekildi. Film.
Corolla'nın zor koşullarda
da sorunsuz performans
sergilej ebileceğini
vurgulama amacı taşıyor.
• PlRELLt ve
MtCHELlN, ortaklaşa
yapacaklan çalışma ile
araçlann havası inmiş
lastikle yoluna devam
edebilmesi konusundaki
teknik özellikleri
geliştirecekler.
• BAŞARI Elektronik.
Türkiye'nin ilk çok tarifeli
ve ön ödemeli elektronik
elektrik sayacı üretünine,
Ankara'daki Mesut Kaan
tesislerinde başladı.
• İDEA, nisan ayında
SPIN yöntemiyle satış
konusunda üç günlük bir
seminer düzenleyecek.
Koç Topluluğu
şirketlerinden olan İDEA,
söz konusu programı 12
yıl boyunca 35 bin satış
ziyareti gözlemi
sonucunda oluştıırdu.
~| Özelleştirme anlayışının benimsenmesinin ardından
4 G 1 * kamu kuruluşlannm kaderine terk edildiği belirtildi
yanbş politika kurbanı olclıı• Selçuk
Üniversitesi'nden iki
öğretim üyesinin yaptığı
çalışmaya göre,
Türkiye'nin 500 büyük
sanayi kuruluşu içinde
kamu işletmelerinin sayısı
1992'den günümüze 80'den
44'e düşmüş bulunuyor.
KONYA(AA)-Türkiye'de 1986
yıhndan günümüze kadar yapılan
özelleştirmeler akademisyenler
tarafindan mercek altına alındı.
Selçuk Üniversitesi'nden iki öğ-
retim görevlisinin yaptığı araştır-
maya göre, bugüne kadar özelleş-
tirme kapsamına alınan 179 kuru-
luştan 113'ünde. hiç kamu payı
kalmadı. Çalışmada, özelleştir-
mede hedef ve amaçlann iyi be-
lirlenmedrğı görüşüne de yer ve-
rilirkenu
OzeUeştirme,devtetege-
lir sağlamanın diğer bir yolu ola-
rak algüanmıştır" denildi.
Selçuk Üniversıtesı (SÜ) lktı-
sadi ve İdan Bılimler Fakültesi
Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adem
Esen ve Araştırma Görevlisi Sa-
lih Banşık tarafindan gerçekleşti-
D o ğ a l g a z d a ö z e l l e ş t i r m e ç a l ı ş m a l a r ı
_-1-
Ekonomi Servfeâ - Enerji santral-
lannın birçoğunu değerinin çok al-
ündaözel sektöre devreden hükümet,
şimdi de doğalgazın yöresel iletim
hatlannı özellestireceğini açıkladı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlı-
ğı tarafindan hazırlanan Çerçeve
Model'e göre; enerji sektöründe re-
kabetçi piyasanın olusturulması öngörülerek, 2020
yılında 80 mih/ar metreküplük tüketime ulaşıl-
ması için 30 milyar'dolarlık yatınm gerektiği kay-
dedildi. Doğalgazda ulusal iletim şebekesınin ka-
mu tekelinde kalacağı belirtilerek. yöresel iletim
hatianıun yapımı, doğalgazın pazarlanması ve it-
halatının özel teşebbüsler tarafindan gerçekleşti-
rileceği bildirildi. İletim konusunda Botaş, yasay-
latekyetkililalınacakveyüzde 100 ka-
mu sermayeli Botaş lktisadi DevletTe-
şekküiü'nün statüsünün korunacağı
kaydedildi.Toptan satıcı olacak şirket-
lerin, Bakanlar Kurulu Karan ile yet-
kilendirilecegi anlatılarak. başvuriıla-
nn dikkate alınması için gaz temin ni-
yet anlaşmasınin ibrazı aranacak ve
hisselerirün belli oranda halka açılmasımn özen-
dirilecegi bildirildi. Toptan satış piyasasının dü-
zenlenmesi ve mevcut sözleşmelerin devri konu-
sunda faaliyet göstermek üzere geçiş dönemi için
bir KİT kurulması öngörüldü. Stvı ve gaz halde-
ki doğalgazın üreüm ve ithalatım yapabilecek olan
toptancı şirketlerin, yeraln deposu ve gazlaştırma
ternıinalınden hızmet alabileceğı kaydedıldi.
rilen "Türkiye'de ÖzeUeştirme"
başlıklı araştırmada, Türkıye'de-
ki özelleştirme çalışmalanna yer
verildi.
Özelleştirme işlemi tamamla-
nan 113 kuruluştan 27'sinin ta-
mamında, 18'inde yüzde 90"ın
üzerinde, 3'ünde yüzde 80'in üze-
rinde, 2'sinde yüzde 60'ın üzerin-
de, 2'sinde vüzde 50'nin üzerin-
de, 17'sinde yüzde 40 ve üzerin-
de, 12'sinde yüzde 30 ve üzerin-
de, 9'unda yüzde 20 ve üzerinde,
13'ünde yüzde 10 ve üzerinde,
geri kalanlarda ise yüzde 10 ve
üzennde devlet sermayesi bulun-
duğu belirtildi.
1970'li yıllann başında birçok
ülkenin gündeminde olan özelleş-
tirmenin, Türkiye'de 1983 yılın-
dan sonra akla geldiği kaydedilen
araştırmada, ilk hukuki düzenle-
menin de 1984 yılında yapıldığı
anımsatıldı.
Özelleştirmenin anayasal bo-
yutunun da irdelendiği araştırma-
da. stratejik nitelıktekı kamu ku-
ruluşlannın yerlı ve yabancı şir-
ketlere satılmasında hiçbir sınır-
lamaya yer verilmemesinin, bazı
projelerin iptal edümesinde etki-
li olduğu bildirildi.
Aynı tarihten günümüze özelles-
tirmeden elde edilen 4.5 milyar
dolar karşılığında, yaklaşık 684
milyon dolarlık harcama yapıldı-
ğı ifade edilen çalışmada. KİT'le-
rin, özelleştirme anlayışının be-
nimsenmesinden sonra kaderleri-
ne terk edildiği görüşüne yer ve-
rildi.
Bilerek kaynak verilmedi
KlTlerin modern yönetim ilke-
leri ve finansal destek anlayışın-
dan yoksun bırakıldığı iddia edi-
len çalışmada. "Türkiye'nin 500
büyük sanayi kuruluşu içinde ka-
mu işletmelerinin sayısı 1992'den
günümüze 80'den 44'e düşmüs-
tfir. Bu kuruluşlann saöş hasdaü
da yüzde 40.4'ten >üzde 32'ye ge-
rilemiştir. Kamu kesinünde borç-
lanma oranı ise özel sektöre göre
daha fa/ladır. İkinci büyük 500
fırmanın sadece 29'u kamu kuru-
luşu olup. toplam üren'mdeki pay-
lan yüzde 62'dir. İhracat içinde-
ki kamu pa>ı halen yüksektir" de-
nildi.
'Hızlı tren' projesine
îspanyol işadamlan talip
SEVİM ERTEMUR
MADRİD-Îspanyol işadamlan, tstan-
bul-Ankara arasının dört saate indiril-
mesini amaçlayan "hızü tren" projesine
talipler. Ispanya'da bu konuda lider ko-
numda bulunan ve yurtdışında pek çok
ihale alan Falgo firma-
sı. şimdiden aralannda
bir Türk ortağın da bu-
lunduğu konsorsiyum
oluşturmuş bulunuyor.
lspanya hükümetinin
Türkiye'de yapılacak ya-
tınmlarla ilgili açtığı 410
milyon dolarlık kredi-
nin 200 milyon dolan
işin Îspanyol şirketine verilmesi^halinde
hemen kullandınlacak. tspanya Ticaret
Müsteşan LouisOrgazda. hızlı tren pro-
jesiyle ilgili Türk hükümetinin karannı
beklediklerini. gerektiğinde kredi mikta-
nnınarttınlabileceğini bildirdi. tspanya,
demiryollan konusunda dünya birincisi.
• Istanbul-Ankara
arasını dört saate
indirecek projeye talip
oldukranm açıklayan
tspanyol işadamlan,
hükümetlerinin bu iş için
gerekli krediyi şimdiden
ayırdığıra belirtiyorlar.
Amerika Birleşik Devletleri'nde, L.Ame-
rika'da, Asya ve Avrupa'da bazı bölgeler-
de Îspanyol trenleri ile yolculuk ediliyor.
Cumhurbaşkanı Sükyman Demirel'in
Ispanya'yı geçen yıl da tspanya Başba-
kanı Jose Maria Aznar'ın Türİciye'yi zi-
yaretiyle perçinlenen Türkiye-lspanya
ilışkileri ekonomik alan-
da da yavaş yavaş geliş-
me gösterirken Îspanyol
işadamlan, Türkiye'de
yatmmlar yapmak, tica-
ret hacmini arttırmak is-
tiyorlar. tlk aşamada en
büyük hedeflen, tstan-
bul-Ankara hızlı tren ve
GAP'ta sularoa sistemi
projesi. Orgaz. bir Îspanyol fırmasının ka-
zandığı 22 milyon dolarlık lzmir-Aliağa
hızlı tren projesinin yanı sıra Ankara-ls-
tanbul Tren Hattı Rehabilitasyon Proje-
si ve G AP sulama projesinin de tspanyol
firmalannca kazanılması halinde bu kre-
dilerin kullandınlacağını bildirdi.
r-Ge'ye yoğun ilgi
Eski yöneticisi Dünya
Bankası'nı eleştirdi
ANKARA (ANKA) - Dün-
ya Bankası'nın eski başkan
yardımcılanndan Atilla Kara-
osmanoğlu, Dünya Bankası ve
IMF'yi dünyadaki ekonomik
sorunlan çözme yeteneğine sa-
hip olmamakla eleştirdi. Atil-
la Karaosmanoğlu. Ekonomi
Muhabirleri Derneği'nin
(EMD) aylık yaym organı Eko-
nom'da yayımlanan söyleşide.
küresel krizi değerlendirirken. IMF ve Dün-
ya Bankası'nın "post-modern sonınlara"
yanıt verecek bir yapıya sahip olmadığını
söyledi. IMF ve Dünya Bankası'nın kuru-
luşundan bu yana dünya ekonomisinde bü-
yük değişmeler yaşandığına ışaret eden
Karaosmanoğlu. iki loıruluşun bu süreçte-
ki performansım şöyle değerlendirdi:
" 1940'lann dünyası ve beklejişlerine uy-
gun olarak yaraolmış olan bu kunıluşlar
>ol boyıınca birçok değişiklikier yaşanuş
olmalanna rağmen bugünün post-modern
• Atilla
Karaosmanoğlu,
IMF ve Dünya
Bankası'nın
post- modern
sonınlara yanıt
veremediği
görüşünde.
dünyasının sorunlanna cevap
verecek kajnaklara. >apıya ve
programlara sahip değüler."
'İşlevi bitmedi'
Ekonomi Servisi - Türki-
ye'nin ekonomik kalkınma-
sı için katalizör görevi gö-
ren Küçtik ve Orta Büyük-
lükteki tşletmeler (KOBt),
araştırma geliştirme çalış-
malannda finansal destek
sağlamak için çaba harcı-
yor. Türk sanayi kuruluşlannın Ar-Ge
projelerine finansal destek sağlayan Tür-
kiye Teknoloji Geliştirme Vakfi'na
(TTGV) özellikle KOBfler yoğun ilgi
gösteriyor. TTGV Yönetim Kurulu Baş-
kanı Fîkret Yucel TTGV'nin ocak ayın-
da tamamlanan proje dönemi içinTürki-
ye'nin dört bir yanından 207 başvuru
gerçekleştiğini kaydederken kuruma ya-
pılan proje önerilerinin yüzde 88'inin
KOBl'lerden geldiğini vurguladı.
207 başvurunun, birproje dönemi için-
de şimdiye kadar ulaşılan en yüksek sa-
• TTGV'den
finansal destek
sağlamak için
gönderilen
projelerin yüzde
88'i KOBİ'lere ait.
yi olma özelliği taşıdığı be-
lirtildi. Fikret Yücel, 1992
yılından bu yana Dünya
Bankası ve Dış Ticaret Müs-
teşarlığı kaynaklannı kulla-
narak toplam 151 projedes-
teklediğini bildirdi. Yücel,
bu projeler için şu ana ka-
dar 57.8 milyon dolar tahsis edildiğini
söyledi. Oesteklenen projelerin yaklaşık
yüzde 66'sının KOBt'lere ait olduğunu ifa-
de eden Yücel. proje sabiplerinin de kat-
kilanyla Türkiye'de toplam 134 milyon
dolarhk bir Ar-Ge hacmi yaratıldığını
kaydetti.
Fikret Yücel, Dünya Bankası'ndan sag-
lanacak 155 milyon dolarlık kredi ile bir-
likte 387 milyon dolara ulaşacak '2. Tek-
notoji' veya •Endusrriyel Teknoloji Pro-
^â' nin temmuz aymda başlaülmasının
düşünüldüğünü bildirdi.
Karaosmanoğlu, IMF'nin bu-
günkü yapısı ile sorunlara iste-
nılen düzeyde çare sağlayama-
ması nedenıyle işlevinin bittiği-
ni düşünmenin de doğru olma-
yacağmı ifade etti. Karaosma-
noğlu, 1980'li yıllann başlannda IMF'ye
artık gerek kalmadığı, bu kuruluşun Dün-
ya Bankası'nın bir parçası haline gelmesi-
nin iyi olacağı söylenırken, 1990'lı yıllar-
da bunun tam tersine Dünya Bankası'nın
IMF'ye bağlanması yönündeki gÖTÜşlerin
ön plana cıktığını anlattı.
BM. Dünya Bankası. IMF, NATO, OECD
gibi uluslararası kuruluşlann. ilk kurulduk-
lan dönemdeki kadar etkin olmadığını vur-
gulayan Karaosmanoğlu. bunlann yeniden
yapılandınlması gereğine işaret etti.
İLAN
T.C.
ADALET BAKANLIĞI UZUNKÖPRÜ
İCRA VE İFLAS MÜDÜRLÜGÜ'NDEN
GAYRİMENKUL SATIŞ İLANI
DosyaNo: 1998*470
1. Tapu kaydr. Uzunköprü Rızaefendi Mh. Ye-
niçarşı mevkiinde kain pafta: 71. ada: 201, parsel:
57. 1255.15 rrr arsa üzerinde binanın A blok, 29
B. nolu 250/6386 arsa paylı daire
2. Özellikleri: A blokta 29 bağımsız bölüm 95
m^ büyûklüğünde kaloriferli, 3 oda 1 mutfak bir
hol, banyo tuvaletten ibaret oda tabanlan marley,
duvarlar kâğıt kaplı daire
Değeri: 3.800.000.000 lira bedelle satılacaktır.
1. Satış 20/4/1999 günü saat 10.00'da Uzun-
köprü İcra Dairesi'nde yapılacak. Alıcı çıkmadı-
ğı veya tahmini bedelin yüzde 75'ini geçmediği
takdirde 2.nci arttırmanın 30/4/1999 günü aynı
saatte ve aynı yerde yapılacaktır.
2. tkinci arttırmada tahmini bedelin yüzde
40'ını ve satış paylaştırma masraflannı geçmek
şartıyla en çok arttırana ihale olunacaktır.
3. Daha geniş bilgi isteyenlerin ve şartnameyi
görmek isteyenlerin masrafını ödedikleri takdir-
de Uzunköprü tcra Müdürlüğü'nün 98/470 sayılı
dosyasından gerekli bilgi kendilerine verilecektir.
tlanolunur. 17/2/1999
Basın: 7432
BAKmKÖY8.İCRA
MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN ÜK'NİN 153
MADDESİ GEREĞİNCE İCRA
BİIDİRİSİDİR
EsasNo: 1998/3283
Talepte bulunan ipotek borçlusu: Nursen Gediklı-
Fevzi Çakmak Mah. 14 Sok. No: 6 Esenler vekili Av.
Erol Aladar.
Aleyhte talepte bulunulan ipotek alacakhsı: 1. Nefi-
se Durukan, 2- Ihsan Uğurlu Beyazsaray No: 126 Be-
yazıt/lstanbul
Talep' İpotek alacağının tahsili ile veya itK'nin 153
maddesı gereğince ıpoteğın kaldınlması hk.
Nefise Durukan ve thsan Durukan adına kayıtlı,
Esenler köyü, ilçesı Su deposu mahallesı mevkiinde,
tapunun pafta 4 ada 2866 ve parsel 3058'de kayıtlı ta-
şınmaz üzerine lehinize tesis edilmiş bulunan
14/5/1957 gün ve 2038 yev. numaralı 2296 TL'lık 1 ay
süreli kanunı ipoteğin bugüne kadar kaldınlmaması
nedeniyle ipotek borçlusu tarafindan İtK'nin 153 mad-
desi gereğince müdürlüğümüze müracaatla ipotek be-
deli faızı ile birlıkte TL olarak dosyaya yatınlarak
ipoteğin kaldınlması talep edilmiş olmakla;
lşbu, icra bıldirisinin tarafmıza tebliği tarihinden iti-
baren 25 gün içerisinde müdürlüğümüze müracaat ede-
rek ipotek bedelını almanız ve söz konusu ipoteği kal-
dırmanız, verilen süre içensinde gelmediğiniz veya ge-
lip de kanunen makbul bir sebep göstermeyerek parayı
almaktan ve ipoteği kaldırmaktan ımtina ettiğiniz ah-
valde ipotek borçlusu tarafindan icra tetkik mercii
hâkimliğınden gerekli karar alınarak ipoteğin kaldırma
işlemınin yapılacağı hususu ihtar ve tebliğ olunur.
18/2/1999
Basın: 7925
Finans sektörünün
yüzde 957
'serbesüeşiyor'
Dünya Ticaret Örgütü'nün (WTO) Türkiye'nin
de aralannda bulunduğu 71 üyesinin katıldığı
finansal hizmetlerdeki liberalizasyon dünden
itibaren uygulamaya girdi. Bir yıldan fazla
süredir çalışmalan sürdürülen liberalizasyon
anlaşması, bankacıhk, sigortacılık, fon yönetimi
alanlanndaki sınırlan kaldırarak finans
sektörünün yüzde 95'ini 'serbestleştiriyor'.
Liberalizasyon yanlılan anlaşma ile gelişmekte
olan ülkelere teknoloji ve yatınm aktanlacağını
ileri sürerken muhalifler Batılı finans
şirketlerinin gücünü daha da arttıracağma dikkat
çekiyorlar. Anlaşmayı imzalamasına karşın
henüz ülkeleri düzeyinde yasal prosedürü yerine
getirmeyen ülkeler için haziran ayının 15'ine
kadar zaman tanınacak. Liberalizasyon
taahhütlerini yerine getirmeyen ülkeleT. anlaşma
uygulamaya girdiğinde, WTO'nun
anlaşmazlıklan çözüm mekanizması tarafindan
yargılanamayacaklar. Finans sektörünün en
serbest sayıldığı ülke olan ABD. bu anlaşma ile
gelişmekte olan ülkelerde kendi şirketleri için
yatınm garantisi elde etmeyi amaçlıyor.
îngiltere 'de çocuk
işçiler risk altında
tngiltere'de yaşlan 10 ile 16 arasında
değişen 2 milyonun üzerindeki çocuk işçinin
yüksek kaza olasıhğı altında çalıştığı
bildirildi. tngiltere'deki bağımsız bir
kuruluşun 1000 çocuk işçi üzerinde yaptığı
araştırma ile en çok kazanın fabrika, tanm,
otel ve yemek sanayiinde görüldüğü ortaya
çıktı. Araşrırmada genellikle yerel
otoritelerin iznine tabi olmadan çalıştınlan
çocuklann yasal konirnadan mahrum
olduğu bildirildi.
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞUKRAN SONER
Ekonomi Dev,
Siyaset Cüce...
Avrupalı bilimci, Avrupa'nm durumunu kastede-
rek "ekonomide dev, siyasette cüce" tanımlama-
stnı yapmıştı. Ancak pek çok bilim insanının anlat-
tıklannın bütününde bu tanımlama, küreselleşme
sonrası dünyanın gidişatını da özetlemeye çok uy-
gun düşüyor.
Hafta sonu İstanbul'da Goethe Enstitüsü, TÜSES,
SODEV ve Friedrich Ebert Vakfı'nın ortaklaşa dü-
zenledikleri "Küreselleşme Süreci ve Demokrasi-
nin Geleceği" başlıklı uluslararası konferans, uzman
bilim insanlannın gelişmeleri bir kez daha tartışma-
lannı sağladı.
Dogrusu bütün veriler çok çarpıcı boyutlarda az
uluslu tekellerin kârianna kâr katarak büyüdükleri-
ni, paranın katlanarak para getirdiğini ortaya koyu-
yor. Küreselleşen parayı denetleyen örgütlerle te-
keller, devleşen onlann denetim ve iktidar gücü. Pa-
ranın ve az uluslu tekellerin çıkartan adına ulus dev-
letin gücü tahrip edilerek elde edilen sonuç, bilim-
sel ve teknolojik devrimlerin, çağın üretim araçla-
nnın denötiminin tümü ile ele geçirilmesi.
Geçertl tek ölçü az uluslu tekellerin çıkarlannı, pa-
ranın uluslararası akışını, küresel ölçekte kollamak
olunca, küreselleşme dünyaya, içinde yaşayan in-
sanlara çok pahalıyamaloluyor... Bütün araştırma-
largelir dağıhmında durmaksızın çarpılmayı, çoğun-
luğun ağır yoksullaşmasmı, ışsizliği. ülkeler içinde
bökjeler arası gelir uçurumlannı ortaya koyuyor.
Küreselleşme, ideolojisinde öne sürülenin tam ter-
si olarak dünyanın hiçbir yerinde demokratikleşme-
yi getirmıyor. Paranın ve tekellerin çıkarlan azge-
lişmiş ülkelerde demokrasınin gelişmesinı değil,
yok olmasını, diktatörlüklerin hortlamasını sağlıyor.
Gelişmiş ekorvomilerde kimi değerter ve standart-
lar korunabilse bile, para ve tekel çıkariarının siya-
sete egemen olması ile, siyaset kirleniyor, ideolo-
jik renklerini yitirerek kimliğinı kaybediyor.
ABD'de çok daha belirgin yaşandığı üzere, de-
mokrasinin beşiğı AB'de ekonomi devleşirken, si-
yaset cüceleşıyor. Sosyal devletten, demokrasinin
degerlerinden ödün üzerine ödün veriliyor.
Küreselleşme olgusunu çeşitli boyutlan ile ele
alan bilim insanlan, dünya ölçeginde yaşanmakta
olan küreselleşmenin, aslında sadece ekonomi,
para ve tekel gücü için geçerli olduğunu, siyasal,
toplumsal yaşam ve örgütlenmelerde tam tersi sa-
yılabilecek gelişmelerin doğduğunu itiraf ediyorlar.
Bilimsel teknolojik devrim, bilgisayarlar, iletişim-
deki sıçramalar, tıpta, yaşamın her alanında yaşa-
nan bilimsel teknolojik patlamalar insanlığın hizme-
tine sunulamıyor. Bugünkü hali ile tam tersi insan-
lığın çoğunluğunun yararianamadığı, yarariananla-
nn giderek azınlıkta kaldığı bir düzen ortaya çıkı-
yor.
Bütün veriler, insanlığın çoğunluğu için kural dı-
şılığın egemen olduğu bir düzenin güç kazandığı-
nı, gelişmiş bilgiden, eğitimden, sağlık hizmetlerin-
den yararlanabitenterin azaldığını ortaya koyuyor.
Akıl almaz bir çevre tahribatı ile biriikte, kural dışı-
lık, insan haklan, demokrasi, hukuk devleti düze-
nini her yandan birden kemiriyor.
Tekellerin büyümesi markalan, tüketimi dünya-
ya yayarken, dünya nimetlerinden yararlanama-
yan insanlar için ait kimliklere göre aynmcılık, yok-
sul güneyde yoksulluğu birbirinin sırtına yıkmak
üzere ırklara, dinlere, tarikatlara, aşiretlere, hatta maf-
ya, çete bağlantılarına bağlı savaşlan yaratıyor.
özetle bilim insanlan siyasetin, sivil toplum ör-
gütlerinin, insandan yana örgütlenmelerin, ideolo-
jik arayışlann, tekel ve para örgütlenmeleri gücü kar-
şısında çok geride kaimalannın, bilimsel ve tekno-
lojik devrimle biriikte çağdışı bir insanlık sömürü-
sünü, çevre tahribatını getirdiğini ortaya koymuş olu-
yorlar.
Bu tabloda insan haklannın, demokrasinin, sen-
dikal haklann, hatta küresel ideolojinin bayrak yap-
tığı bireyin özgürleşmesının gelişmesinden değil, an-
cak durmadan geriye çekilmesinin söz konusu ola-
cağını vurgulamak zorunda kalıyorlar.
Kürese) ideolojinin beyin bombardımanı karşısın-
da karışmış kafalar, kavram karmaşasında, ulus
devletin çok fazla tahrip edildiği, ancak yerine in-
sandan yana, kamu yararı doğruttusunda denetim
ve örgütlenmeyi sağlayacak hiçbir kurumun geliş-
tirilemediği itiraf ediliyor.
Küresel sömürüye, bu olumsuz gidişe karşı in-
sanı koruyacak yeniden siyasallaşma, yeniden ör-
gütlenme zorunluluğu ile biriikte ancak kimi olum-
lu arayışlardan söz edilebiliyor.
Birleştiler, oma uyumsuzlar
Bırlik olan Avrupa ülkeleri gerek parasal
gerekse ekonomik konularda uyumsuzluk
gösteriyor. Avrupa Birliği'ne (AB) üye ülke-
lerdeki şirketler, AB'nin vergi konulannda-
ki uyum çalışmalanna muhalefet ederken
Avrupalı çiftçiler de, birliğin tanm politika-
lannı eleştiriyor.
tngiltere'de yayımlanan Finandal Tîmes
gazetesindeyer alan bir ankete göre Avrupa'da-
ki işveren örgütleri, birlik çerçevesinde ülke-
lerin mali politikalannın uyum göstermesi-
ne karşı çıkıyor. İşveren örgütleri, AB'nin
vergide uyum çerçevesinde yapacağı vergi re-
formunun geniş tepkiyle karşılaşacağını be-
lirtiyorlar.
Öte yandan, Avrupalı çiftçilerin yoğun pro-
testolarda bulunduğu 'ortak tanm poihika-
n'nın da hayata geçirilmesi. Almanya ve
Fransa arasındaki görüş aynlıklan nedeniy-
le sekteye uğruyor. Tanm sübvansiyonlannın
kesilmesini amaçlayan tanmpolitikası için gö-
rüşmelerde bulunmak üzere dün Brüksel'de
bir araya gelen AB'li yetkilıler bu konuda
karar alamadılar.
Mahathir Muhammed,
Batı'nın egemenliğine karşı
Japonya'dan, ABD'nin ekonomik ve siyası gücüne karşı
çıkmasmı isteyen Malezya Başbakanı Mahathir
Muhammed. Tokyo hükümetinden elinde tuttuğu
ABD hazine bono ve tahvillerini satmasını istedi.
Mahathir, dünyanın ikinci ekonomik gücü
konumundaki Japonya'nın gelişmekte olan ülkeler ile
işbirliği yaparak Batı'nın güçlü ülkelerinin
ekonomik ve siyasi açıdan 'baskın'
konumlannın engellenmesini istedi. G-7 lideTİerine mektup
göndererek, küresel yeni mali sistemin planlanmasına
gelişmekte olan ülkelerin de dahil ed;
i''->esini isteyen
Mahathir, "Baüh ülkeler G-7 ölkt-en Be IMF,
Dünya Bankası gibi kunılusîar. yeni mali
düzenin kendi knntmlü altında olmasına
karar verdiler" dedı. Japonyanın Asya
ülkelerine mali kaynak sağlayabileceğini
ifade eden Mahathir, Batılı ülkelerde
özellikle petrol ve otomobil sektöründe
görülen birleşmelerin Malezya gibi
küçük ülkelerin ekonomileri üzerinde
baskı oluşturduğuna işaret etti.