19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2MART1999SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOM 13 ŞÎRKETLERDEN • ANADOLU Sigorta, 1925yılındanberi yürüttügü sigortacılık hizmetleri kapsamında Poli AŞ'nin Kayseri fabrikasındaki yangının karşılığında saptanan hasar tutan olan 1.7 trilyon lirayı iki buçuk hafta içinde ödedi. • LAY'S patates cipsi, futbol milli takım kaptanınıız Oğuz Çetin iie 2000 >ılı sonuna kadar sürecek reklam kampanyasma imza attı. Vapılan kampanya araşünnasında Oğuz Çetin, futbol çevrelerinde herkes tarafindan takdir edilen isim olarak belirtendi. • COLGATE TOTAL. Colgate'in Dünya Teknoloji Merkezi araştırma laboratuvannda ileri teknoloji ile geliştirilmiş yeni ürünü. Patentli Tricloguard sistemiyle 12 saat anti- bakteriyel koruma sağlayan diş macunu. çürümeleri ve diştaşı oluşumunu da önlüyor. • DENİZBANK. dün ve bugün İstanbul Yüzvıl Işıl ve Kültür İlkÖğretim Okullan'nda başlayacak gölge oyunu ve kukla gösterileri ile tiyatro etkinUklerine devam ediyor. Gösteriler, çeşitli illerde öğrenim yüı sonuna dek sürecek. • TÖYOTA COROLLA'mn yayıma sokulan yeni reklam filmi 'VVinninğ Style' 40 kişiük bir ekip tarafindan 7 günde çekildi. Film. Corolla'nın zor koşullarda da sorunsuz performans sergilej ebileceğini vurgulama amacı taşıyor. • PlRELLt ve MtCHELlN, ortaklaşa yapacaklan çalışma ile araçlann havası inmiş lastikle yoluna devam edebilmesi konusundaki teknik özellikleri geliştirecekler. • BAŞARI Elektronik. Türkiye'nin ilk çok tarifeli ve ön ödemeli elektronik elektrik sayacı üretünine, Ankara'daki Mesut Kaan tesislerinde başladı. • İDEA, nisan ayında SPIN yöntemiyle satış konusunda üç günlük bir seminer düzenleyecek. Koç Topluluğu şirketlerinden olan İDEA, söz konusu programı 12 yıl boyunca 35 bin satış ziyareti gözlemi sonucunda oluştıırdu. ~| Özelleştirme anlayışının benimsenmesinin ardından 4 G 1 * kamu kuruluşlannm kaderine terk edildiği belirtildi yanbş politika kurbanı olclıı• Selçuk Üniversitesi'nden iki öğretim üyesinin yaptığı çalışmaya göre, Türkiye'nin 500 büyük sanayi kuruluşu içinde kamu işletmelerinin sayısı 1992'den günümüze 80'den 44'e düşmüş bulunuyor. KONYA(AA)-Türkiye'de 1986 yıhndan günümüze kadar yapılan özelleştirmeler akademisyenler tarafindan mercek altına alındı. Selçuk Üniversitesi'nden iki öğ- retim görevlisinin yaptığı araştır- maya göre, bugüne kadar özelleş- tirme kapsamına alınan 179 kuru- luştan 113'ünde. hiç kamu payı kalmadı. Çalışmada, özelleştir- mede hedef ve amaçlann iyi be- lirlenmedrğı görüşüne de yer ve- rilirkenu OzeUeştirme,devtetege- lir sağlamanın diğer bir yolu ola- rak algüanmıştır" denildi. Selçuk Üniversıtesı (SÜ) lktı- sadi ve İdan Bılimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adem Esen ve Araştırma Görevlisi Sa- lih Banşık tarafindan gerçekleşti- D o ğ a l g a z d a ö z e l l e ş t i r m e ç a l ı ş m a l a r ı _-1- Ekonomi Servfeâ - Enerji santral- lannın birçoğunu değerinin çok al- ündaözel sektöre devreden hükümet, şimdi de doğalgazın yöresel iletim hatlannı özellestireceğini açıkladı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlı- ğı tarafindan hazırlanan Çerçeve Model'e göre; enerji sektöründe re- kabetçi piyasanın olusturulması öngörülerek, 2020 yılında 80 mih/ar metreküplük tüketime ulaşıl- ması için 30 milyar'dolarlık yatınm gerektiği kay- dedildi. Doğalgazda ulusal iletim şebekesınin ka- mu tekelinde kalacağı belirtilerek. yöresel iletim hatianıun yapımı, doğalgazın pazarlanması ve it- halatının özel teşebbüsler tarafindan gerçekleşti- rileceği bildirildi. İletim konusunda Botaş, yasay- latekyetkililalınacakveyüzde 100 ka- mu sermayeli Botaş lktisadi DevletTe- şekküiü'nün statüsünün korunacağı kaydedildi.Toptan satıcı olacak şirket- lerin, Bakanlar Kurulu Karan ile yet- kilendirilecegi anlatılarak. başvuriıla- nn dikkate alınması için gaz temin ni- yet anlaşmasınin ibrazı aranacak ve hisselerirün belli oranda halka açılmasımn özen- dirilecegi bildirildi. Toptan satış piyasasının dü- zenlenmesi ve mevcut sözleşmelerin devri konu- sunda faaliyet göstermek üzere geçiş dönemi için bir KİT kurulması öngörüldü. Stvı ve gaz halde- ki doğalgazın üreüm ve ithalatım yapabilecek olan toptancı şirketlerin, yeraln deposu ve gazlaştırma ternıinalınden hızmet alabileceğı kaydedıldi. rilen "Türkiye'de ÖzeUeştirme" başlıklı araştırmada, Türkıye'de- ki özelleştirme çalışmalanna yer verildi. Özelleştirme işlemi tamamla- nan 113 kuruluştan 27'sinin ta- mamında, 18'inde yüzde 90"ın üzerinde, 3'ünde yüzde 80'in üze- rinde, 2'sinde yüzde 60'ın üzerin- de, 2'sinde vüzde 50'nin üzerin- de, 17'sinde yüzde 40 ve üzerin- de, 12'sinde yüzde 30 ve üzerin- de, 9'unda yüzde 20 ve üzerinde, 13'ünde yüzde 10 ve üzerinde, geri kalanlarda ise yüzde 10 ve üzennde devlet sermayesi bulun- duğu belirtildi. 1970'li yıllann başında birçok ülkenin gündeminde olan özelleş- tirmenin, Türkiye'de 1983 yılın- dan sonra akla geldiği kaydedilen araştırmada, ilk hukuki düzenle- menin de 1984 yılında yapıldığı anımsatıldı. Özelleştirmenin anayasal bo- yutunun da irdelendiği araştırma- da. stratejik nitelıktekı kamu ku- ruluşlannın yerlı ve yabancı şir- ketlere satılmasında hiçbir sınır- lamaya yer verilmemesinin, bazı projelerin iptal edümesinde etki- li olduğu bildirildi. Aynı tarihten günümüze özelles- tirmeden elde edilen 4.5 milyar dolar karşılığında, yaklaşık 684 milyon dolarlık harcama yapıldı- ğı ifade edilen çalışmada. KİT'le- rin, özelleştirme anlayışının be- nimsenmesinden sonra kaderleri- ne terk edildiği görüşüne yer ve- rildi. Bilerek kaynak verilmedi KlTlerin modern yönetim ilke- leri ve finansal destek anlayışın- dan yoksun bırakıldığı iddia edi- len çalışmada. "Türkiye'nin 500 büyük sanayi kuruluşu içinde ka- mu işletmelerinin sayısı 1992'den günümüze 80'den 44'e düşmüs- tfir. Bu kuruluşlann saöş hasdaü da yüzde 40.4'ten >üzde 32'ye ge- rilemiştir. Kamu kesinünde borç- lanma oranı ise özel sektöre göre daha fa/ladır. İkinci büyük 500 fırmanın sadece 29'u kamu kuru- luşu olup. toplam üren'mdeki pay- lan yüzde 62'dir. İhracat içinde- ki kamu pa>ı halen yüksektir" de- nildi. 'Hızlı tren' projesine îspanyol işadamlan talip SEVİM ERTEMUR MADRİD-Îspanyol işadamlan, tstan- bul-Ankara arasının dört saate indiril- mesini amaçlayan "hızü tren" projesine talipler. Ispanya'da bu konuda lider ko- numda bulunan ve yurtdışında pek çok ihale alan Falgo firma- sı. şimdiden aralannda bir Türk ortağın da bu- lunduğu konsorsiyum oluşturmuş bulunuyor. lspanya hükümetinin Türkiye'de yapılacak ya- tınmlarla ilgili açtığı 410 milyon dolarlık kredi- nin 200 milyon dolan işin Îspanyol şirketine verilmesi^halinde hemen kullandınlacak. tspanya Ticaret Müsteşan LouisOrgazda. hızlı tren pro- jesiyle ilgili Türk hükümetinin karannı beklediklerini. gerektiğinde kredi mikta- nnınarttınlabileceğini bildirdi. tspanya, demiryollan konusunda dünya birincisi. • Istanbul-Ankara arasını dört saate indirecek projeye talip oldukranm açıklayan tspanyol işadamlan, hükümetlerinin bu iş için gerekli krediyi şimdiden ayırdığıra belirtiyorlar. Amerika Birleşik Devletleri'nde, L.Ame- rika'da, Asya ve Avrupa'da bazı bölgeler- de Îspanyol trenleri ile yolculuk ediliyor. Cumhurbaşkanı Sükyman Demirel'in Ispanya'yı geçen yıl da tspanya Başba- kanı Jose Maria Aznar'ın Türİciye'yi zi- yaretiyle perçinlenen Türkiye-lspanya ilışkileri ekonomik alan- da da yavaş yavaş geliş- me gösterirken Îspanyol işadamlan, Türkiye'de yatmmlar yapmak, tica- ret hacmini arttırmak is- tiyorlar. tlk aşamada en büyük hedeflen, tstan- bul-Ankara hızlı tren ve GAP'ta sularoa sistemi projesi. Orgaz. bir Îspanyol fırmasının ka- zandığı 22 milyon dolarlık lzmir-Aliağa hızlı tren projesinin yanı sıra Ankara-ls- tanbul Tren Hattı Rehabilitasyon Proje- si ve G AP sulama projesinin de tspanyol firmalannca kazanılması halinde bu kre- dilerin kullandınlacağını bildirdi. r-Ge'ye yoğun ilgi Eski yöneticisi Dünya Bankası'nı eleştirdi ANKARA (ANKA) - Dün- ya Bankası'nın eski başkan yardımcılanndan Atilla Kara- osmanoğlu, Dünya Bankası ve IMF'yi dünyadaki ekonomik sorunlan çözme yeteneğine sa- hip olmamakla eleştirdi. Atil- la Karaosmanoğlu. Ekonomi Muhabirleri Derneği'nin (EMD) aylık yaym organı Eko- nom'da yayımlanan söyleşide. küresel krizi değerlendirirken. IMF ve Dün- ya Bankası'nın "post-modern sonınlara" yanıt verecek bir yapıya sahip olmadığını söyledi. IMF ve Dünya Bankası'nın kuru- luşundan bu yana dünya ekonomisinde bü- yük değişmeler yaşandığına ışaret eden Karaosmanoğlu. iki loıruluşun bu süreçte- ki performansım şöyle değerlendirdi: " 1940'lann dünyası ve beklejişlerine uy- gun olarak yaraolmış olan bu kunıluşlar >ol boyıınca birçok değişiklikier yaşanuş olmalanna rağmen bugünün post-modern • Atilla Karaosmanoğlu, IMF ve Dünya Bankası'nın post- modern sonınlara yanıt veremediği görüşünde. dünyasının sorunlanna cevap verecek kajnaklara. >apıya ve programlara sahip değüler." 'İşlevi bitmedi' Ekonomi Servisi - Türki- ye'nin ekonomik kalkınma- sı için katalizör görevi gö- ren Küçtik ve Orta Büyük- lükteki tşletmeler (KOBt), araştırma geliştirme çalış- malannda finansal destek sağlamak için çaba harcı- yor. Türk sanayi kuruluşlannın Ar-Ge projelerine finansal destek sağlayan Tür- kiye Teknoloji Geliştirme Vakfi'na (TTGV) özellikle KOBfler yoğun ilgi gösteriyor. TTGV Yönetim Kurulu Baş- kanı Fîkret Yucel TTGV'nin ocak ayın- da tamamlanan proje dönemi içinTürki- ye'nin dört bir yanından 207 başvuru gerçekleştiğini kaydederken kuruma ya- pılan proje önerilerinin yüzde 88'inin KOBl'lerden geldiğini vurguladı. 207 başvurunun, birproje dönemi için- de şimdiye kadar ulaşılan en yüksek sa- • TTGV'den finansal destek sağlamak için gönderilen projelerin yüzde 88'i KOBİ'lere ait. yi olma özelliği taşıdığı be- lirtildi. Fikret Yücel, 1992 yılından bu yana Dünya Bankası ve Dış Ticaret Müs- teşarlığı kaynaklannı kulla- narak toplam 151 projedes- teklediğini bildirdi. Yücel, bu projeler için şu ana ka- dar 57.8 milyon dolar tahsis edildiğini söyledi. Oesteklenen projelerin yaklaşık yüzde 66'sının KOBt'lere ait olduğunu ifa- de eden Yücel. proje sabiplerinin de kat- kilanyla Türkiye'de toplam 134 milyon dolarhk bir Ar-Ge hacmi yaratıldığını kaydetti. Fikret Yücel, Dünya Bankası'ndan sag- lanacak 155 milyon dolarlık kredi ile bir- likte 387 milyon dolara ulaşacak '2. Tek- notoji' veya •Endusrriyel Teknoloji Pro- ^â' nin temmuz aymda başlaülmasının düşünüldüğünü bildirdi. Karaosmanoğlu, IMF'nin bu- günkü yapısı ile sorunlara iste- nılen düzeyde çare sağlayama- ması nedenıyle işlevinin bittiği- ni düşünmenin de doğru olma- yacağmı ifade etti. Karaosma- noğlu, 1980'li yıllann başlannda IMF'ye artık gerek kalmadığı, bu kuruluşun Dün- ya Bankası'nın bir parçası haline gelmesi- nin iyi olacağı söylenırken, 1990'lı yıllar- da bunun tam tersine Dünya Bankası'nın IMF'ye bağlanması yönündeki gÖTÜşlerin ön plana cıktığını anlattı. BM. Dünya Bankası. IMF, NATO, OECD gibi uluslararası kuruluşlann. ilk kurulduk- lan dönemdeki kadar etkin olmadığını vur- gulayan Karaosmanoğlu. bunlann yeniden yapılandınlması gereğine işaret etti. İLAN T.C. ADALET BAKANLIĞI UZUNKÖPRÜ İCRA VE İFLAS MÜDÜRLÜGÜ'NDEN GAYRİMENKUL SATIŞ İLANI DosyaNo: 1998*470 1. Tapu kaydr. Uzunköprü Rızaefendi Mh. Ye- niçarşı mevkiinde kain pafta: 71. ada: 201, parsel: 57. 1255.15 rrr arsa üzerinde binanın A blok, 29 B. nolu 250/6386 arsa paylı daire 2. Özellikleri: A blokta 29 bağımsız bölüm 95 m^ büyûklüğünde kaloriferli, 3 oda 1 mutfak bir hol, banyo tuvaletten ibaret oda tabanlan marley, duvarlar kâğıt kaplı daire Değeri: 3.800.000.000 lira bedelle satılacaktır. 1. Satış 20/4/1999 günü saat 10.00'da Uzun- köprü İcra Dairesi'nde yapılacak. Alıcı çıkmadı- ğı veya tahmini bedelin yüzde 75'ini geçmediği takdirde 2.nci arttırmanın 30/4/1999 günü aynı saatte ve aynı yerde yapılacaktır. 2. tkinci arttırmada tahmini bedelin yüzde 40'ını ve satış paylaştırma masraflannı geçmek şartıyla en çok arttırana ihale olunacaktır. 3. Daha geniş bilgi isteyenlerin ve şartnameyi görmek isteyenlerin masrafını ödedikleri takdir- de Uzunköprü tcra Müdürlüğü'nün 98/470 sayılı dosyasından gerekli bilgi kendilerine verilecektir. tlanolunur. 17/2/1999 Basın: 7432 BAKmKÖY8.İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN ÜK'NİN 153 MADDESİ GEREĞİNCE İCRA BİIDİRİSİDİR EsasNo: 1998/3283 Talepte bulunan ipotek borçlusu: Nursen Gediklı- Fevzi Çakmak Mah. 14 Sok. No: 6 Esenler vekili Av. Erol Aladar. Aleyhte talepte bulunulan ipotek alacakhsı: 1. Nefi- se Durukan, 2- Ihsan Uğurlu Beyazsaray No: 126 Be- yazıt/lstanbul Talep' İpotek alacağının tahsili ile veya itK'nin 153 maddesı gereğince ıpoteğın kaldınlması hk. Nefise Durukan ve thsan Durukan adına kayıtlı, Esenler köyü, ilçesı Su deposu mahallesı mevkiinde, tapunun pafta 4 ada 2866 ve parsel 3058'de kayıtlı ta- şınmaz üzerine lehinize tesis edilmiş bulunan 14/5/1957 gün ve 2038 yev. numaralı 2296 TL'lık 1 ay süreli kanunı ipoteğin bugüne kadar kaldınlmaması nedeniyle ipotek borçlusu tarafindan İtK'nin 153 mad- desi gereğince müdürlüğümüze müracaatla ipotek be- deli faızı ile birlıkte TL olarak dosyaya yatınlarak ipoteğin kaldınlması talep edilmiş olmakla; lşbu, icra bıldirisinin tarafmıza tebliği tarihinden iti- baren 25 gün içerisinde müdürlüğümüze müracaat ede- rek ipotek bedelını almanız ve söz konusu ipoteği kal- dırmanız, verilen süre içensinde gelmediğiniz veya ge- lip de kanunen makbul bir sebep göstermeyerek parayı almaktan ve ipoteği kaldırmaktan ımtina ettiğiniz ah- valde ipotek borçlusu tarafindan icra tetkik mercii hâkimliğınden gerekli karar alınarak ipoteğin kaldırma işlemınin yapılacağı hususu ihtar ve tebliğ olunur. 18/2/1999 Basın: 7925 Finans sektörünün yüzde 957 'serbesüeşiyor' Dünya Ticaret Örgütü'nün (WTO) Türkiye'nin de aralannda bulunduğu 71 üyesinin katıldığı finansal hizmetlerdeki liberalizasyon dünden itibaren uygulamaya girdi. Bir yıldan fazla süredir çalışmalan sürdürülen liberalizasyon anlaşması, bankacıhk, sigortacılık, fon yönetimi alanlanndaki sınırlan kaldırarak finans sektörünün yüzde 95'ini 'serbestleştiriyor'. Liberalizasyon yanlılan anlaşma ile gelişmekte olan ülkelere teknoloji ve yatınm aktanlacağını ileri sürerken muhalifler Batılı finans şirketlerinin gücünü daha da arttıracağma dikkat çekiyorlar. Anlaşmayı imzalamasına karşın henüz ülkeleri düzeyinde yasal prosedürü yerine getirmeyen ülkeler için haziran ayının 15'ine kadar zaman tanınacak. Liberalizasyon taahhütlerini yerine getirmeyen ülkeleT. anlaşma uygulamaya girdiğinde, WTO'nun anlaşmazlıklan çözüm mekanizması tarafindan yargılanamayacaklar. Finans sektörünün en serbest sayıldığı ülke olan ABD. bu anlaşma ile gelişmekte olan ülkelerde kendi şirketleri için yatınm garantisi elde etmeyi amaçlıyor. îngiltere 'de çocuk işçiler risk altında tngiltere'de yaşlan 10 ile 16 arasında değişen 2 milyonun üzerindeki çocuk işçinin yüksek kaza olasıhğı altında çalıştığı bildirildi. tngiltere'deki bağımsız bir kuruluşun 1000 çocuk işçi üzerinde yaptığı araştırma ile en çok kazanın fabrika, tanm, otel ve yemek sanayiinde görüldüğü ortaya çıktı. Araşrırmada genellikle yerel otoritelerin iznine tabi olmadan çalıştınlan çocuklann yasal konirnadan mahrum olduğu bildirildi. İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞUKRAN SONER Ekonomi Dev, Siyaset Cüce... Avrupalı bilimci, Avrupa'nm durumunu kastede- rek "ekonomide dev, siyasette cüce" tanımlama- stnı yapmıştı. Ancak pek çok bilim insanının anlat- tıklannın bütününde bu tanımlama, küreselleşme sonrası dünyanın gidişatını da özetlemeye çok uy- gun düşüyor. Hafta sonu İstanbul'da Goethe Enstitüsü, TÜSES, SODEV ve Friedrich Ebert Vakfı'nın ortaklaşa dü- zenledikleri "Küreselleşme Süreci ve Demokrasi- nin Geleceği" başlıklı uluslararası konferans, uzman bilim insanlannın gelişmeleri bir kez daha tartışma- lannı sağladı. Dogrusu bütün veriler çok çarpıcı boyutlarda az uluslu tekellerin kârianna kâr katarak büyüdükleri- ni, paranın katlanarak para getirdiğini ortaya koyu- yor. Küreselleşen parayı denetleyen örgütlerle te- keller, devleşen onlann denetim ve iktidar gücü. Pa- ranın ve az uluslu tekellerin çıkartan adına ulus dev- letin gücü tahrip edilerek elde edilen sonuç, bilim- sel ve teknolojik devrimlerin, çağın üretim araçla- nnın denötiminin tümü ile ele geçirilmesi. Geçertl tek ölçü az uluslu tekellerin çıkarlannı, pa- ranın uluslararası akışını, küresel ölçekte kollamak olunca, küreselleşme dünyaya, içinde yaşayan in- sanlara çok pahalıyamaloluyor... Bütün araştırma- largelir dağıhmında durmaksızın çarpılmayı, çoğun- luğun ağır yoksullaşmasmı, ışsizliği. ülkeler içinde bökjeler arası gelir uçurumlannı ortaya koyuyor. Küreselleşme, ideolojisinde öne sürülenin tam ter- si olarak dünyanın hiçbir yerinde demokratikleşme- yi getirmıyor. Paranın ve tekellerin çıkarlan azge- lişmiş ülkelerde demokrasınin gelişmesinı değil, yok olmasını, diktatörlüklerin hortlamasını sağlıyor. Gelişmiş ekorvomilerde kimi değerter ve standart- lar korunabilse bile, para ve tekel çıkariarının siya- sete egemen olması ile, siyaset kirleniyor, ideolo- jik renklerini yitirerek kimliğinı kaybediyor. ABD'de çok daha belirgin yaşandığı üzere, de- mokrasinin beşiğı AB'de ekonomi devleşirken, si- yaset cüceleşıyor. Sosyal devletten, demokrasinin degerlerinden ödün üzerine ödün veriliyor. Küreselleşme olgusunu çeşitli boyutlan ile ele alan bilim insanlan, dünya ölçeginde yaşanmakta olan küreselleşmenin, aslında sadece ekonomi, para ve tekel gücü için geçerli olduğunu, siyasal, toplumsal yaşam ve örgütlenmelerde tam tersi sa- yılabilecek gelişmelerin doğduğunu itiraf ediyorlar. Bilimsel teknolojik devrim, bilgisayarlar, iletişim- deki sıçramalar, tıpta, yaşamın her alanında yaşa- nan bilimsel teknolojik patlamalar insanlığın hizme- tine sunulamıyor. Bugünkü hali ile tam tersi insan- lığın çoğunluğunun yararianamadığı, yarariananla- nn giderek azınlıkta kaldığı bir düzen ortaya çıkı- yor. Bütün veriler, insanlığın çoğunluğu için kural dı- şılığın egemen olduğu bir düzenin güç kazandığı- nı, gelişmiş bilgiden, eğitimden, sağlık hizmetlerin- den yararlanabitenterin azaldığını ortaya koyuyor. Akıl almaz bir çevre tahribatı ile biriikte, kural dışı- lık, insan haklan, demokrasi, hukuk devleti düze- nini her yandan birden kemiriyor. Tekellerin büyümesi markalan, tüketimi dünya- ya yayarken, dünya nimetlerinden yararlanama- yan insanlar için ait kimliklere göre aynmcılık, yok- sul güneyde yoksulluğu birbirinin sırtına yıkmak üzere ırklara, dinlere, tarikatlara, aşiretlere, hatta maf- ya, çete bağlantılarına bağlı savaşlan yaratıyor. özetle bilim insanlan siyasetin, sivil toplum ör- gütlerinin, insandan yana örgütlenmelerin, ideolo- jik arayışlann, tekel ve para örgütlenmeleri gücü kar- şısında çok geride kaimalannın, bilimsel ve tekno- lojik devrimle biriikte çağdışı bir insanlık sömürü- sünü, çevre tahribatını getirdiğini ortaya koymuş olu- yorlar. Bu tabloda insan haklannın, demokrasinin, sen- dikal haklann, hatta küresel ideolojinin bayrak yap- tığı bireyin özgürleşmesının gelişmesinden değil, an- cak durmadan geriye çekilmesinin söz konusu ola- cağını vurgulamak zorunda kalıyorlar. Kürese) ideolojinin beyin bombardımanı karşısın- da karışmış kafalar, kavram karmaşasında, ulus devletin çok fazla tahrip edildiği, ancak yerine in- sandan yana, kamu yararı doğruttusunda denetim ve örgütlenmeyi sağlayacak hiçbir kurumun geliş- tirilemediği itiraf ediliyor. Küresel sömürüye, bu olumsuz gidişe karşı in- sanı koruyacak yeniden siyasallaşma, yeniden ör- gütlenme zorunluluğu ile biriikte ancak kimi olum- lu arayışlardan söz edilebiliyor. Birleştiler, oma uyumsuzlar Bırlik olan Avrupa ülkeleri gerek parasal gerekse ekonomik konularda uyumsuzluk gösteriyor. Avrupa Birliği'ne (AB) üye ülke- lerdeki şirketler, AB'nin vergi konulannda- ki uyum çalışmalanna muhalefet ederken Avrupalı çiftçiler de, birliğin tanm politika- lannı eleştiriyor. tngiltere'de yayımlanan Finandal Tîmes gazetesindeyer alan bir ankete göre Avrupa'da- ki işveren örgütleri, birlik çerçevesinde ülke- lerin mali politikalannın uyum göstermesi- ne karşı çıkıyor. İşveren örgütleri, AB'nin vergide uyum çerçevesinde yapacağı vergi re- formunun geniş tepkiyle karşılaşacağını be- lirtiyorlar. Öte yandan, Avrupalı çiftçilerin yoğun pro- testolarda bulunduğu 'ortak tanm poihika- n'nın da hayata geçirilmesi. Almanya ve Fransa arasındaki görüş aynlıklan nedeniy- le sekteye uğruyor. Tanm sübvansiyonlannın kesilmesini amaçlayan tanmpolitikası için gö- rüşmelerde bulunmak üzere dün Brüksel'de bir araya gelen AB'li yetkilıler bu konuda karar alamadılar. Mahathir Muhammed, Batı'nın egemenliğine karşı Japonya'dan, ABD'nin ekonomik ve siyası gücüne karşı çıkmasmı isteyen Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed. Tokyo hükümetinden elinde tuttuğu ABD hazine bono ve tahvillerini satmasını istedi. Mahathir, dünyanın ikinci ekonomik gücü konumundaki Japonya'nın gelişmekte olan ülkeler ile işbirliği yaparak Batı'nın güçlü ülkelerinin ekonomik ve siyasi açıdan 'baskın' konumlannın engellenmesini istedi. G-7 lideTİerine mektup göndererek, küresel yeni mali sistemin planlanmasına gelişmekte olan ülkelerin de dahil ed; i''->esini isteyen Mahathir, "Baüh ülkeler G-7 ölkt-en Be IMF, Dünya Bankası gibi kunılusîar. yeni mali düzenin kendi knntmlü altında olmasına karar verdiler" dedı. Japonyanın Asya ülkelerine mali kaynak sağlayabileceğini ifade eden Mahathir, Batılı ülkelerde özellikle petrol ve otomobil sektöründe görülen birleşmelerin Malezya gibi küçük ülkelerin ekonomileri üzerinde baskı oluşturduğuna işaret etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle