19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet tmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenr. Orhan Erinç # Genel Yavın Koordınatöru: Hikmet Çerinkaya # Yazıişlerı Mudürü Ibrahim Yıldız '• Sorumlu Müdür: Fikret llkiz 0 Haber Merkezi Müdürü. Hakan Kara 0 Görsel Yonetmen. Fikret Eser lstihbaraf. Cengiz Yıldınm • Ekonomı: Özlem Yüzak • Kültür: Handan Şenköken • Spor: Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler Sami Karaören • Düzeltme: Abdullah Yazıcı • Fotoğraf. Erdoğan Köseoğlu % Bılgı-Belge. Edibe Buğra • Yurt Habeıien: Mehmet Faraç Yayın Kunılu. tlhan Selçıık (Başkan). Orhan Erinç, Okta> Kurtböke. Hikmet Çetinkaya, Şfikran Soner. Ergun Balcı, thrahim N ıldı/. Orhan Bursak, Mustafa Balbav, Hakan Kara. Ankara Temsilcısı: Mustafa Balbav Atatürk Bulvan No: 125, Kat:4, Bakanhklar-Ankarâ Tel: 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 • tanırTemsilcısı. Serdar Kızık, H ZiyaBlv 1352S 2/3Tel:4411220. Faks-4419117 • AdanaTemsılcısi: Çetin Yiğeooğlu, tnönüCd. 119 S.No:l Kat.l,Tel:363 12 11. Faks: 363 12 15 Muessese Mudürü t s«ûn Akmeo • Koontaatdr Ahmet Koroban • Muha- sebe Büknt Yeoer • tdare Hüseyin Gürer« Bılp-lşlem Nul İnal*Bılgı sayarSctcm Mûrihrt ÇBcr• Sattj FazüetKaza MEDYA C: • Yönetım KuruK Ba^kanı - Genel Müdür Gölbin Erduran # Koordınator Rehs Ijıbnan • Genel MüdûrYaıdımcısı SevdaÇoban Tel 514 07 53 - 513 95 80-5138460-61,Faks: 5138463 ^ a\ımla\an \e Basan: Yenı Gun Haber Ajansı, Basın ve Yayıncıhk A Ş Tuılocafa Cad 39 41 Cağaloğlu 34334 Ist. PK 246 Istanbul Tel (0-212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212)513 85 95 2MART1999 lmsak:5.05 Güneş:6.31 Öğle: 12.24 Ikindi: 15.29 Akşam: 18.02 Yatsı: 19.23 ttalya'da moda • Haber Merkezi- Modacılar 1999-2000 sonbahar-kış sezonu kreasyonlannı Italya'da sergilemeyi sürdürüyorlar. Versus'un. sıyah transparan gece giysisi ilgi topladı. Milano'daki defileler 5 Mart'ta Versace'nin koleksiyonu ile son bulacak. Yeni yat limanları • ANKARA (AA) - Yat tunzmınden yeterli payı alamayan Türkiye, bu eksikliği gidermek amacıyla 17 yat lımanı daha inşa ediyor. Marina Yatınm ve Işletmecileri Derneği (MARYAT) yöneticilerinden edinilen bilgiye göre. inşaati devam eden yat lımanlannın yerleri şöyle: Antalya-Kaş. İzmir-Çeşme. İzmir- Çeşme Dalyan, Balıkesir- Burhaniye. Antalya- Finike. Antalya-Gazipaşa, Antalya-Manavgat Irmakağzı, Antalya- Alanya, Mersin. fstanbul- Kumburgaz, Tekirdağ- Marmara Ereglısi, Yalova, Trabzon. lzmir-Sığacık, Içel-Kumkuyu, Çanakkale-Bozcaada, Izmır-Alaçatı. Yüzyılın insanı anketi • NEWYORK(AA)- Time dergisinin lnternet'teki sayfasında düzenlediği "yüzyılın insanı" anketinde Mustafa Kemal Atatürk, 8. sırada yer alıyor. Halen devam eden anketteki son duruma göre oylann yüzde 41.5'unu toplayan Hz. lsa birincı sırada bulunuyor. Yanşmada, yüzde 9.04 oranında oy toplayan Adolf Hitler üçüncü, yüzde 8.54 oranında oy alan Hz. Muhammed dördüncü. yüzde 4.49 oranında oy alan Gandi ise altıncı sırada yer alıyorlar. Kınalı kekltğin nesli tükeniyop • KONYA(AA)-Selçuk Üniversitesi Zıraat Fakültesi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Cenap Tekinşen, Türk kültüründe önemli bir yere sahip olan kınalı kekliklerin Anadolu'da tükenme noktasına geldiğini bildırdi. Tekinşen, "Bu güzel ve narin hayvanın neslinin hızla azalmasında en büyük etki, kuşkusuz aşın ve bilinçsiz kullanılan zirai gübre ve ilaçlar ile avlanmadır" dedi. İleri saat uygulaması • ANKARA (AA) - Gün ışığmdan daha fazla yararlanmak amacı ile son 15 yıldan bu yana sürekli yapılan ileri saat uygulamasına ay sonunda geçiliyor. Kurban Bayramı'nın ilk günü olan 28 Mart Pazar günü, saat 01.00"de saatler bir saat ileri alınacak. Avustralya'da 'siber suç 1 • Dış Haberler Servisi - Avustralya'da "siber suç" büyük şırketler îçîrt giderek büyük bir sorun haline geliyor. Victorian Bilgisayar Suçlan Ekibi tarafından yapılan bir araştırma. bu suçlann gitgide arttığını ortaya koyuyor. A.vustralya'da bulunan 350 organizasyonun yüzde 80'inden fazlası, bilgisayarlanna yapılan saldınlann şirket ıçinden olduğunu belirtiyorlar. Yanlış aydınlatma nedeniyle, kullanılan enerjinin yansının boşa harcandığı belirtildi 4 Aşırı ışık ldrlilik yaraür'YUSUFÖZKAN İZMİR - Günümüzde tehlikeli boyut- lara varan çevre kirlıliklerine "ışık kirliB- ği"nin de eklendiği bildirildi. Dogru şekıl- de yapılmayan aydınlatmalann kalıcı çev- re, ekonomi ve sağlık sorunlanna yol aç- tığını vurgulayan uzmanlar, "Bizim daha fazla ışığa değİL, daha iyi görmeye ihtiyacı- mız var" dediler. Dünyadaki hemen bütün kentler. yoğun ışıklandırmalarla gece gündüz farkını or- tadan kaldırma çabası içındeler. Ancak, bu aydınlatma aşın olduğunda rahatsızlık. sağlık, sosyal ve ekonomik açılardan olum- suzluklara yol açabiliyor. Türk Standart- lan Enstitüsü Çevre Hazırlık Grubu adına "ışık tdrtitiğT konusunda bir çahşma ha- zırlayan Doç. Dr. FanıkYonıbnaz, artık ne- redeyse gece-gündüz gözlerimizi kısarak bakmak veya güneş gözlüğü kullanmak zorunda kalacağımızı belirtiyor. • Doç. Dr. Faruk Yorulmaz, artık neredeyse gece-gündüz gözlerimizi kısarak bakmak veya güneş gözlüğü kullanmak zorunda kalacağımızı belirtiyor. Yorulmaz, çalışmasında. görüşün azal- masına, kimi zaman da kaybolmasına yol açan aşın ışıklandırmalann da birçevre İcir- liliği olduğunu vurgulayarak şunlan söy- lüyor: Gereksiz aydınlatma maliyeti "Işıkkiıiffiği; dogru şekikte yapüamayan aydmlatma sebebhie yapay tşığuı atmosfer- deki asılı toz parçacıklan sayesinde dağı- larak gökyüzünü parlak hale getirmesidir. Işık kirliliginin yüzde 7? kadan körii plan- lanmrç ve yanlış yerleştirilmiş aydınlatma araçlannın sonucudur. Bu aşın ışık kulla- nımının, gece uçan göçmen kuşlann yolla- nm şaşırmalanna sebep olduğu anlaşıl- ımşbr. Şehirierde nüfusun hızla ar&şı hem şehrin ışıklannı hem de şehir trafığine pa- rald olarak caddelerin ışıklannı arrtirnnş- ör. Bu gereksizaşın a> dınlatmaıun bir ma- liyeti olduğu düşünülürse, yapılan hatamn boyutu daha iyi anlaşılabitir." Yanlış aydınlatma nedeniyle kullanılan enerjinin yansının boşa harcandığını be- lirten Yorulmaz, bir sokak lambasının yan- sıtıcılarla donatılması halinde büyük oran- da enerji tasarrufu sağlanacağını kaydedi- yor. Bir ışık kaynafmın uzaktan görülme- siyle o ışığın iyi korunmadığınm anlaşıla- bileceğini bildiren Yorulmaz, enerji tüke- timiyle ilgili olarak. "Işık kirliliği: gerek- siz enerji tüketimi, bunu karşılamak için de daha faziadan enerji üretimi demektir. Bun- lan yaparken gereksiz fosil yakıt kullanı- mı gibi çevre kirlüiğine yol açan diğer aük- lann daha fazla üretilmesi söz konusu olur. Işık kirliliği ile diğer çevre kirleticilerinin üretimi paralel grtmektedir" görüşüne yer venyor. Işık ihlali konusuna da değınen Yorul- maz, yanlış yerleştirilen ışıklann çoğu za- man diğer lambalann aydınlattığı yerlerin üzerine düştüğünü, bu durumun da gerek- siz aydınlatmayı ortaya çıkardığını vurgu- Iuyor. Yorulmaz. şunlan söylüyor: "İyiyerleş- tirilmemiş bir sokak lambasu görüşü azal- tarak kaza ihtimaüniartonr. Trafiği yoğun olan verlerde fazla ya da az olsuo, aydın- latmamn iyi olmavışı kaza riskini artüran en önemli faktörterden biridir. Aynca par- lak ışık sonucu ortaya çıkan koyu gölgeler, yetersiz aydınlaalmamış loş ortamlar gibi yol kenarlan ve kaldınmlan suç işlenebi- İecek tehlikeli ortamlar haline getirebO- mektedir." Özellikle maymunlann cinsel yaşamlannın insanlannkini çok andırdığı ileri sürüldü Hayvanlar da eşlerini aldaüyor • Zoolog gazeteci Michael Miersch, 'Hayvanlann Garip Cinsel Yaşamı' adlı kitabında, hayvanlann da eşlerini aldattıklannı, eşcinsel ilişkiye girdiklerini ve birtakım çıkarlar karşıhğında seks yaptıklannı açıkladı. Çe\ıri Servisi - Hayvanlann insanlann sandığından çok daha renkli ve insanla- nnkine çok yönüyle benzeyen bir cinsel yaşamı olduğu ortaya çıktı. Zoolog gaze- teci Michael Miersch. uzun yıllar topladı- ğı gözlemlerini bir araya getırdiği 'Hay- vanlann garip cinsel yaşamı' adlı kitabın- da. hayvanlann da eşlerini aldattıklannı. eşcinsel ilişkiye girdiklerini ve birtakım çıkarlar karşıhğında seks yaptıklannı açık- ladı. Özellikle maymunlann cinsel yaşamla- nnın insanınkini çok andırdığını iddia eden Miersch, maymunlarda aldatma, eş- cinsel ilişki ve masfürbasyonun yaygm olduğunu belirtiyor. Maymunlar birbirle- riyle çok sık ilişkiye giriyor. bu süre bazı türlerde 90 dakikaya kadar iniyor ve gru- bun diğer üyeleri tarafından seyTediliyor. Bazı gruplarda eşcinsel hayvanlann dış- landığı görülüyor. Eşcinsel ilişki aynca akbabalarda ve hamsterlerde de yaygm. Mi- ersch, Kudüs Hayvanat Bahçesi'nde eşcin- sel iki erkek akbabanın birlikte yuva yap- tıklannı ve hayvanat bahcesi yetkilileri tarafından yuvaya konan bir yumurta üze- rine de kuluçkaya yatmaya çalıştıklannı gözlemlemiş. Ancak bu eş- cinsel çift de tıpkı maymun- larda olduğu gibi diğer akba- balar tarafından reddedilmiş. Yunuslar ve penguenler tek eşli gibi görünmekle beraber eşlerini aldatıyorlar ve erkek yunuslar dişilere adeta teca- vüz ediyor. Dişi penguenler kendilerine yuva yapmak için gereken taşlan toplayan erkek penguenlerle bih-^.^^»»»»»-»- şi, taş toplama sürecinde er- keğe kur yapıyor, sonra da aralannda bir anlaşma var- mışçasına beraber olup aynlıyorlar. Miersch'e göre insan cinselliğinin ne- redeyse tüm oyunlannı doğada da bulmak mümkün. Hayvanlar dünyasında sadece porno gibi olgulara yer yok. lngiltere'nin en büyük hayvanat bahçelerinden birinde yıllardır zoologlar tarafından video film- len aracılığıyla yapılan çalışmalar, may- munlann ekranda seyrettikleri diğer dişi- ler ve çiftlerden hiçbir şekilde etkilenme- diklerini ortaya koymuş. Zoolog gazeteci Michael Miersch 'Hayvanlann Garip Cinsel Yaşamı' adb kitabında insan cinseüiğinin neredeyse tüm oy unlanru doğada da bulmanın mümkün olduğunu yaziYor. Göğüs kanseri tümöfieri faredeyok edildi • Michigan Üniversitesi bilim adamlannın laboratuvarda fareler üzerinde yaptıklan araştırmalarda, göğüs kanserinin ilerlemiş aşamasını yansıtan habis tümörleri, Interleukin- 2 içeriği ile yok etmeyi başardıklan bildirildi. CHICAGO (AA) - ABD'nin Michigan Üni- versitesi'nde araştırmalar yapan bilim adamlan, fa- reler üzerindeki deneylerde kansere karşı etkili bir ilaç olduğu bilinen Interleukin- 2'y'. kanser aşısı ile kulla- narak göğüs kanseri tümör- lerini yok etmeyi başardılar. Amerikan Ulusal Bilim Akademisi yayın organın- da yer alan araştırma rapo- runda. Interleukin-2'nin, vücudun savıınma sistemi- ni harekete geçirerek kan- ser gibi zararlı hücreleri yok ettiği açıklandı. Michigan Üniversitesi bilim adamla- nnın laboratuvarda fareler üzerinde yaptıklan araştır- malarda, göğüs kanserinin ilerlemiş aşamasını yansı- tan habis tümörleri, Interle- ukin-2 terkibi ile yok etme- yi başardıklan bildirildi. ABD'de önemli tıp araş- tırmalannın yapıldığı bir merkez olarak bilinen Mic- higan Üniversitesi'nde, bi- lim adamlannın aynca Vac- cine/Interleukin-2 (IL-2 aşı- sı) kombinasygnu ile, di- ğer öldürücü kanser tümör- lerinden olan cilt kanseri (melanomas) üzerinde araş- tırmalar yaptıklan, muhte- melen V/IL-2 ile cilt kan- seri konusunda da iyi so- nuç elde edilebileceği ifa- de edildi. Savunma sistemini uyam'or Şimdiye kadar ilk kez In- terleukin-2 bileşiminin, vü- cudun savunma sistemi hüc- relerini bölerek çoğalttığı konusunda net sonuç elde edildiğı, lnterleukin-2'nin, dendritic hücreleri denilen, akyuvarlardan hazırlanmış özel bir aşı ile birlikte kul- lanıldığı belirtiliyor. Dend- ritic hücrelerinin, vücudun savunma sistemini kanser hücrelerine karşı uyardığı ifade ediliyor. Konu ile ilgili bilim ada- mı Prof. JamesJ. Mule, In- terleukin-2'nin, daha önce hazırlanıruş olan kanser aşı- sının anti- tümör özelliğini ortaya çıkardığını açıkladı. Prof. Mule, dendritic hüc- relerinuı. beyaz kan hücre- leri olan T hücrelerini sap- tayarak T hücrelerinin, kop- yalama sistemi ile antijen- ler üretmesini sağladığını belirtti. Tüm üreyen yeni T hüc- relerinin, göğüs kanseri tü- mörünü yok edecek özellik- lerle çoğaldığını açıklayan Prof. Mule, dendritic hüc- releri ile yapılan aşının yal- mz başına, vücudun savun- ma sistemini kansere karşı birzemberek etkisi ile uyar- maya çalıştığını, Interle- ukin-2 ile birlikte kullanıl- dığı zaman T hücrelerini uyararak kansere karşı an- tijenlerin üremesini sağla- dığını ifade ediyor. Sonuca nasıl ulaşddı? Michigan Üniversitesi bi- lim adamlan, belki de yüz- yılın en önemli buluşu ola- cak çalışmayı şöyle gerçek- leştirdiler: Fareye üç kez öldürücü dozda sarkoma (habis) tü- mörü hücreleri enjekte edil- di. Daha sonra sarkoma özelliği taşıyan dendritic hücreleri verilerek tümö- rün küçüldüğü belirlendi. Bir sonraki tedavide ise dendritic hücreleri ile In- terleukin-2'nin düşük do- zu birlikte verildi ve hasta- lık tamamen yok edildi. Yapılan araştırmalarda, öldürücü dozda sarkoma en- jekte edilen farelerin yüzde 80'inın, tedavi müddetinden sonra tümörlerden tamamen kurtulduklan bildiriliyor. Araştırmalarda, öldürü- cü sarkoma tümörleri akci- ğerlenne yayılan farelerin yüzde 60'ınm, dendritic ve IL-2 kombinasyonu ile te- davi edildikleri ve tedaviden sonratümörlerin etkisiz ha- le geldiği belirtiliyor. Fare- lerin yüzde 40'ında ise, te- davi sonrasında sadece 10'un altında tümör kabar- cığının sayılabildiği ifade ediliyor. Gelirler Genel Müdürü, telif gelirleriyle ilgili çalışmalann sürdürüldüğünü söyledi 'Kayıtlı sisteııı savunufanab 9 e-posta : tan (« prizma. net.tr ANKARA (Cumhurh-et Bürosu) - Maliye Ba- kanlığı Gelirler Genel Müdür Yardımcısı Osman Anoğlu. telıf geliri elde edenleri de kapsayan ser- best meslek sahıplerine ılişkin beyanname verme yükümlülüğünün "gider indirimr olanağı sağla- mak için getirildiğini belirtirken "herkes için ka- yıtlı sistemin savunulması" gerektiğını söyledi. Türk Parlamenterler Birliği'nce düzenlenen -Türk Vergi Sistemindeki Veni Düzenlemetervely- gulamalan'" konulu panele katılan Gelirler Genel Müdür Yardımcısı Osman Anoğlu, vergı oranla- nnın indinldiği bir ortamda geçıci verginın kayıt- h sisteme yönelik bir düzenleme olduğunu vurgu- ladı. Anoğlu. gazetecilerin sonılan üzerine telif ge- lirleriyle ilgili düzenleme üzerinde çalışmalann devam ettiğini belirtirken "Deftertutmanınkülfet dışında a\antaj kısmı var. Giderieri kaydedebilme olayıdır. Biz bunu çok tartışük ve tebüğ böyle çık- tır dedi. Sorunun biraz da tanımlamalann tam ola- rak yapılamamasından kaynaklandığını anlatan Anoğlu, özellikle 7 milyar liralık sının aşmama- sına karşın sürekli serbest meslek sahibi görülen- lerin defter tutabilmek için muhasebeciye para ödemek zorunda kalacağının anımsatılması üze- rine şunlan söyledi: "İstisna edümeyen tutar için beyanname veril- mesi düşünülebilirdi. Giderterin beyan edilebilme- si için bu yaptkh. Mevcut sistem gibi bir düzenle- meylededevam etmesi söylenebilirdi. Genel olarak kayıtb sistern deniliyorsa herkes bakımından bunu savunmak gerekiyor. Parlamentonun kabul ettiğibir yasa. Amaç, \asamn nasıl uygıılanaragını ortaya koy- mak." Doç. Dr. Şükrû Kızuot ise telif kazançlanyla il- gili bu düzenlemenin gereksiz olduğunu, yüzde 10 stopaj ve sürekliyse yüzde 15'lik KDV yükümlü- lüğünün vergi oranlannın yüzde 15'e indirildiği bir dönemde normal olacağını söyledi. Kızılot, bu ödemelerin gider pusulası ya da beyannameyle ya- pılıyor olmast nedeniyle de aynca defter tutturul- masının gereksiz olduğunu savundu. KornOy radyasyon, işletilen genç hzîar ve uçan çatüar IŞILÖZGENTÜRK Korno, kocaman bir müzik aletidir. Onsuz bir senfoni orkestrası düşünülemez, onsuz bir şehir bandosu da... Bu alet kutusuna kondu- ğunda oldukça heybetli ve çok pahalı bir mal duygusu uyandmr. tşte lstanbul kentinin ge- ce magandalan da aletin bu heybetli görünü- şüne aldanıp, lstanbul Devlet Senfoni Or- kestrası korno sanatçılanndan Ertuğrul Tu- nah'ya Taksim'in ortasında bir arabanm için- de saldınp, onun bir çocuk gibi kucağında sı- kı sıkı tuttuğu kornosunu alıp kaçmışlar. Er- tuğrul Tunalı, zimmetindeki kornosuyla bir konser çıkışı evine gidiyormuş. Bütün bun- lar bir anda olmuş. Ertuğrul Tunalı yaşadığı bu şoktan ötürü hem maddi hem manevi bir çökme yaşamış. Şim- di dostlan operacılarbu gece Atatürk Kültür Merkezi'nde onun için bir araya gelip, hep bir- likte magandalara inat onun için söyleyecek- ler. Müzik ve kaba kuvvet karşı karşıya. Hiç belli olmaz, bakarsınız müziğin o inanılmaz gücü magandalan bile insafa getirir de, ne- reye, nasıl satacaklannı bilmedikleri korno- yu Atatürk Kültür Merkezi'nin ginşine bıra- kıverirler. Bu ülkede her an her şey olabilir. Apo'ya odaklanan Türkiye yaşamının tra- jik-komik hadiseleri hiç bitmiyor. Ve bunlar bızim yanıbaşımızda gerçekJeşiyor. sıranın nerede, ne zaman bize geleceği de pek belli değıl. Evet, sonunda Ugazailesı hastaneden tabur- cu edilmiş. Şu hızlı gündemimizde llgaz ai- lesinin başına neler geldiği unutulmuş olabi- lir, hatırlatmakta fayda var. Yaklaşık iki ay ön- ce îkitelli'de hurdacıhk yaparak yaşayan ll- gaz ailesi. Marmara Sanayi Sitesi'ndehurda- lannı satm aldıklan bir depoyu boşaltırken, depoda unutulan ve içınde bazı ülkelerde kan- ser tedavisinde kullanılan ve şiddetli radyas- yon yayan Kobalt 60"ın bulunduğu kontey- nerleri de yanlanna alıp, hurdalannı yığdık- lan Ikitelli'deki evlerinin önüne getiriyorlar. Sonrasını biliyorsunuz. Ailenin tüm bireyle- rinde başdönmesi. kan kusmalar ve hastane- de şok teşhis: Radyasyon zehirlenmesi. Şimdilerde ailenin çeşitli yaşlardaki beş bıreyi yaklaşık iki ay hastanede kaldıktan sonra bugünlerde taburcu ediliyorlar ve ne ol- duklannı, bundan böyle başlanna ne gelece- ğini bilmeden hayata yeniden başlamaya ha- zırlanıyorlar. Ailenin 18 yaşındakı ferdi Kenan llgaz en- dişeyie hep aynı soruyu soruyor: "Gelecegimin ne olduğunu bilmiyorum. Radyasyon başuna ne işler açacak bilmiyo- rum_." Başka bir ülkede oldugunda binlerce insa- nı ayağa kaldıracak böyle bir olay, gündemin sıkışıklığından, Apo'dan, seçımlerden ötürü kaynayıp gidiyor. Oysa uzmanlar açıkça söy- lüyorlar: "Radyasyon abnosfere yayüır. sonrayine ye- re iner. Önlemi alınıyor mu? Hayir, o zaman ne olacak, bir süre sonra üısanlarda kusma- lar başlayacak. Doktora gidecekler, doktor kansız kalmış diyecek, kan ilacı verecek ve radyasyon meselesi atlanacak ve insanlar öle- cekl."" Bugünlerde llgaz ailesi devlete maddi ve manevi tazminat davası açmaya hazırlanıyor. Bu dava sadece onlann davası değil, insan hak- lan denildiğinde yüreği kıpırdayan herkesin davası. bu bir ülke davası ve en az Apo dava- sı kadar önemli, acil ve ders verici. Uşenmek yok, herkes ayakkabılannı bağlasın ve bu da- vanın arkasında yer almak için sokağa çıkma- ya hazırlansın. Memlekette hiçbir şeyin ölçüsü kalmamış. Taksideyim. bır radyo programı dinliyorum: Geveze Şov. Şovu yapan kişi sesini değişti- rip çeşitli telefon numaralannı anyor, çıkan- lan işleterek program yaptığını sanıyor ve tonlarca para kazanıyor. O gün, bir ilandan adı- nı ve telefonunu bulduğu genç bir kızı aradı bu programın yapımcısı bay Geveze. Kızca- ğız "iş" diye kıvranan biri. Geveze, kıza ken- disıni Hürriyet gazetesinden aradığını söyle- di. Kızın sevinçten bir an sesi kısıldı. Sonra Geveze işin koşullannı sıralamaya başladı. 1200 kişiye her gün her an çay ve kahve ser- visi yapacağını söyledi kıza, kızcağız, "ya- panm, yapanm" diye yanıt verdi. Sonra te- lefon santralma bakacağını, orada 1500 kişi- lik bir santral olduğunu söyledi, kız gene he- yecanla "yaparun, yaparun" diye yanıtladı. Bu kez Geveze, kıza, "kaç kitosun", diye sor- du. K.ız hemen "kilom 66, boyum da 1.69" de- di. Bunun üstüne Geveze kıza işyerinin giri- şinde bir alet olduğunu ve ona uygun kilonun bu alet tarafından saptanacağını ve eğer alet 60 kiloyu uygun bulmuşsa, kız herhangi bir gün 61 kiloya çıkarsa o gün işten atılacağını söyledi. Kızcağız öylesine çaresizdi ki, "val- lahi kilo almam, billahi kilo almam", diye adeta yalvarmaya başladı. Sonra Geveze, pro- mosyon olarak telefon verdiklerini, onun te- lefon satışı da yapması gerektiğini ve para ola- rak sadece sattığı telefonlardan komisyon ala- cağmı belirtti. Kız çaresiz, ona da "evet" de- di. Ben o sırada taksiden indim. Ne oluyor, bu ülkede işsizliğin, yoksulluğun ayyuka çık- tığı bu ülkede, bir radyo programında insani her türlü değerin böylesine ayaklar altına alın- masına nasıl izin veriliyor? Hey, ikide bir te- levizyon kapatan RTÜK'çüler, işsizlikJe, in- sanlann dış görünüşleriyle, onlann yaşam mücadeleleriyle alay eden, en insani duygu- lan hayasızca ayaklar altına alan bu program hiç mi kulağmıza çalınmıyor. Hiç mi? Lodos esti ve çatı uçtu, altı ilkokul öğren- cisi yıkılan çatının altında lcaldı ve öldü. Kü- çük çocuklann cenazeleri, ağlayan analann babalann, ölümle, çok küçük yaşta, arkadaş- lannın aralanndan ansızın aynlmasıyla tanı- şan okul çocuklannın görüntüleri ana haber bültenlerini bir an için süsledi. Süsledi dıyo- rum, çünkü ne sonrası geliyor, ne de herhan- gi biri suçlu bulunup cezalandınlıyor. Böy- lece kendi yaşamımıza, kendi acımızabile ya- bancılaşmış yığınlar halinde dolaşmaya alı- şıyoruz. Bu altı çocuğun ailesi şimdi devlete dava açmaya hazırlanıyor. Radyasyon davası gibi bu davanın da izleyicisi bizlerolmahyız. Ağ- layan çocuklara ağıt yakmak kimseye bir ya- rar sağlamıyor artık. Şimdi insanca bir yaşam talep etmenin ve buna sonuna kadar inan- manın, yılmadan sokaklara çıkmanın zamanı. ısoz50(a hotmaiLcom \
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle