19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 MART 1999 SALl HABERLER DÜNYADA BUGUN ALt StRMEN 28 Şubat ve İki Konu 28 Şubat'ın yıldönümü sırasındaki tartışmalan il- gi ile izledim. Şeriatçıların yanında saf tutmayı ma- rifet sayan, ayaklan yere basmayan eski solcula- rın güya sosyal demokrat vakıflann toplantısında- ki konuşmalarını TV ekranından izlerken elimde ol- madan gülümsedim. 28 Şubat sürecinin niteliği hakkında fazla konuş- mak istemiyorum. Ama demokrasiyi yalnız oy sayan, çapsız, po- pülist, sapına kadar çıkarcı bir sivil oligarşi, de- mokrasinin özünü kavrama ve savunma yolunda, üniformalılardan daha geride kalırlarsa, 28 Şu- bat'lar olur. Olaya bu açıdan bakınca, 28 Şubat'ın bir toplumun utanç'vesilesi olduğu kendiliğinden görülür. Ne var ki bu sivil bir utançtır. Başka bir de- yişle sivil kavrayış noksanının, demokratik yapılan- ma ayıbının ortaya çıkardığı bir utançtır. Ama kimi pişkin siviller ile kimi sözde solcular, bu ayıbı ve utancı görecek, hissedecek yerde, to- pu başkalarına atmayı yeğlemektedirler. Isterseniz, 28 Şubat'ı somut olaylarla değerlen- direlim. Belki olayı daha iyi aydınlatmak olanağı- na kavuşuruz. Şu sıralarda Türkiye'nin iki önemli konusu var. Apo'nun yargılanması ve seçimler. Apo'nun adil ve şeffaf biçimde yargılanmasına seçimlerin engel olması düşünülemez bir demok- raside. Çünkü demokrasilerde seçim, demokra- sinin, özgürlüğün önünü tıkayan bir kurum degil- dir. Apo'nun adil yargılanması, onun savunma hak- kına sahip olması, duruşmaların aleniyeti ve de onu yargılayacak mahkemenin yapısının çağdaş, evrensel demokratik ölçütlere sahıp olması de- mektir, yoksa Öcalan'ın aklanıp serbest bırakıl- ması değil. Burada iki önemli konu geliyor gündeme; Apo'nun savunma hakkına saygı gösterilmesi ve sanığı yargılayacak mahkemenin yapısı. Apo DGM'deyargılanacak. DGM'lerin içinde asker hâ- kimlerin bulunması, Avrupa'nın bu mahkemenin yargısını adil olarak kabul etmesine engel. Bu konu daha Öcalan'ın iadesinin Italya'dan is- tendiği zaman gündeme gelmişti. O sırada parla- mento toplantı halindeydi. Ama ne devletin başın- dan ne de parlamentodan bu yolda en ufak bir olumlu girişim oldu. Hatta idam cezalan konusun- da, 55. Hükümet'ten bizzat Ecevit ve bağımsız Adalet Bakanı Hasan Denizkurdu'ndan gelen olumlu girişimler de başta Süleyman Bey ve de pariamentodaki tutucular koalisyonu tarafından boguldu. Neyse, duruşmalar seçimlerden önce bitmeye- ceğtne göre bu konunun seçimden sonra çözüle- bileceğini söyleyebiliriz. Ancak DGM'lerin yapısı ile ilgili sorun için du- rum öyle değil. Duruşmalar başlamadan önce. bunlann çözüme bağlanması zorunlu. Bülent Bey'in ileri sürdüğü, anayasa değişikliğine gitme- den, yasa değişikliği ile DGM'lerdeki asker hâkim- lerjp tayin ve terfilerinın TSK'den koparılması, so- runu çözmeye yetmeyecektir. Açıkça görülüyor ki yapılması gereken, bir an önce, parlamentonun toplanması ve Anayasa'nın 143. maddesinin 3. fıkrasını değiştirirken gerekli yasal düzenlemeyi de bir celsede tamamlaması- dır. Ama sivil demokrasimizin anlı şanlı temsiicileri ve teorik olarak savunuculan bunu yapmıyorlar. Eskiden olsa, bu davranışlanna gerekçe olarak "Sonra askerler ne der?" def'ini ileri sürerlerdi. Şimdi böyle bir şey söylemeye de olanaklan yok. Çünkü MGK, son toplantısında, bu konudaki du- yarlığmı ortaya koymuş ve DGM'lerin sivilleştiril- mesini istemiştir. 28 Şubat'ın yıldönümünde, askerler çağdaş de- mokrasi ölçütlerine uygun adım atılmasını istiyor, bunda öncü oluyorlar, ama siviller bu girişimde bulunmuyorlar. 28 Şubat'ın sivil ayıbını gözler önüne serecek bundan güzel bir örnek olabilir mi? Başkan Elçi partisinin kapatılmasını değerlendirdi 4 Şiddet yanhları bayram yapıyor' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi'nce kapatılan Demokratik Kitle Parti- si'nin (DKP) Genel Baş- kanı Şerafettin Elçt kapat- makarannın, Kürt sorunu- nun çözümü ıçin şiddet yöntemini kullananlann ekmeğine yağ sürerken, sorunun banşçıl ve de- mokratik yöntemlerle çö- zülmesinden yana olanla- rın umudunu kırdığını söyledi. Elçi, "DKP.rüzük ve programı ve yetkilileri- nin açıklamalanyla. ülke ve millet bütünlüğüne say- gdı olduğunu, demokratik ve banşçı yöntemlere sıkı sıkrya bağlılıgını kanıtia- nuş bir partktir" dedı. DKP Genel Başkanı Şe- rafettin Elçi, dün düzenle- diği basın toplantısında, kapatma karannın hukuki dayanaktan yoksun. siyasi açıdan sakıncah, demok- rat çevrelerin ve toplumun vicdanını tatmin etmekten uzak olduğunu savundu. Karann henüz yayımlan- madığını. özetinin de ken- dilerine ulaşmadığını be- lirten Elçi. "Ancak öğren- diğimiz kadanyla parti programuun 'devletin ül- kesi ve milletiyle bölün- mez bütünlüğüne aykırı bulunması gerekçesiyle" kapatma karan verilmiş- tir. Mahkeme üyelerinden 5'inin vicdanınıbiletatmin etmeyen kapatma karart- nm,demokratsiyasiçevre- lerin ve toplumun vicdanı- nı tatmin etmesi ve inandı- rtaolmasLelbettebeklene- mez" diye konuştu. DKP'nm tüzük, prog- ram ve yetkılilerinin açık- lamalanyla ülke ve millet bütünlüğüne saygılı oldu- ğunu, demokratik ve ba- nşçı yöntemlere sıkı sıkı- ya bağlılığını kanıtlamış bir parti olduğunu kayde- den Elçi, "DKP.uygarBa- nlı dünyanın benimscdiği çoğulcu. liberaL katılımcı demokratik bir siyasi an- layışın temsücisidir. Türld- ye'nin tüm sorunlanna bu anlaytşla yaklaşmaktadır. Türkiye'nin kanayan yara- sı olan Kürt sorununun si- yasi çözümünü prograrru- nın merkezine koyması da bu anlayışın sonucudur" dedi. Elçi, Kürtlerin Türki- ye'deki varlıklannın tarihi, sosyolpjik bir o\gu oldu- ğunu. yasal düzenlemeler ve yasaklarla bu olgunun ortadan kaldırılamayaca- ğını söyledi. Şerafettin Elçi. "Kürt olgusundan söz etmek ve bu olguya kükürel ve ban yönetsel haklar talebiyte yaklaşmak, demokratik açıdan bakıkhğında bölün- mezlik ilkesinin ihlali say> lamaz. Bu nedenle. banşı özleyen toplumumuzvede- mokrat çevreler, DKP'yi bir umut ıştğı olarak gör- müşlerdir" değerlendir- mesıni kaydetti. Hukukçularııı DGM başarısı• Hukukçular, değişik siyasi görüşleri paylaşmalanna karşın DGM'lerin sivilleştirilmesi gerektiği konusunda sergiledikleri ortak ve yoğun çabayla devletin tepesini, medyayı ve kamuoyunu ikna etmeyi başardılar. tstanbul Haber Servisi - Devletler ve Avmpa Hukuku konulannda uzman hukukçular, DGM'lerin sivilleştirilmesi konusunda sergiledikleri ortak ve yoğun çabayla üst düzey devlet yetkililerini ve kamuoyunu ikna etmeyi başardılar. Hukukçulann yoğun çabalan sonucu, DGM'ler sorunu medyada da objektif ve tam bir bilgi donanımıyla ele alman ender konulardan biri oldu. Farklı siyasi görüşlere sahip Ord. Prof. Sulhi Dönmezer, Prof. Dr.Uğur Alacakaptan. Doç. Dr.Yücel Sayman, Prof. Dr. BakırÇağlar, Prof. Dr. tbrahim Kaboğhı ve Prof. Dr Aslan Gündüz gıbı hukuk otoriteleri, Avnıpa tnsan Haklan Mahkemesi"nin (AİHM) DGM'ler hakkmda geçen yıl verdiği "Bağımsız mahkeme değüdir" yönündeki karann Türkıye açısından taşıdığı potansiyel riskleri, Türkiye'ye yüklediği yükümlülüğü \ e bunun yerine getirilmemesi durumunda doğacak ciddi sonuçlan tam bir görüş birliği içinde kamuoyuna aktardılar. Hukukçulann yalın, somut ve kesin mesajlarla ilettiği bu yöndeki bilgiler sonucu. Başbakan Bülent Ecevh, DGM'lerin yapısının tümüyle sivilleştirilmesi geTektiğini söyledi. Ecevit, mahkemelerdeki askeri üyelerin çekilmesi konusunda belli bir dirence sahip olduklan bilinen MGK'nin asker üyelerinin de sivilleştirmeden yana olduklannı açıkladı. Siyasiler görmezden geldi AİHM'nin asker üyeleri nedeniyle DGM kararlannı art arda bozması üzerine Türkiye'nin savıınmanlan Prof. Dr. Bakır Çağlar, Prof. Dr. Aslan Gündüz ile AlHM'de görev yapan Türk yargıçlar Prof. Dr. Feyyaz Gölcüklü ve Rıza Türmen şu değerlendırmeyi yaptılar: "Eğer Türkiye, Avnıpa Hukuk Sistemi içinde kalacaksa ve bu yöndeki tercihinden vazgeçmeyecekse anayasasının 143. rnaddesinde degişiklik yaparak DGM'lerin yapısını sözleşme hükümlerine uygun hale getirmek zorundadır. Eğer bunu yapmazsa, çözümü güç bir hukuksal kaosa neden olacağı gibi Avmpa Konscy i üyeüği de tehlikeve girer." AlHM'niü DGM'lerle ilgili karan, geçen yıl Adalet Bakanhğı'nca tstanbul'da düzenlenen ve kararda imzası bulunan bazı AÎHM yargıçlannın katıldığı toplantıda da tartışıldı. Bu toplantıda AİHM yargıçlan. Türk yetkililerinin "Siz DCM'deki askeri yargıçlan muvazzaf subay mı sanrvorsunuz? Asker üyeler DGM'lerin terör suçlanna bakniası nedeniyle yer alıyor" yönündeki eleştinlerine şu yanıtı verdiler: "tnanın dosyayı iyke inceledik. Ancak arkadaşlanmızın coğu, terfı ve sicfl işlemleri askeri makamlarca yapılan askeri bir üyenin yer aldığı mahkemenin bağımsız olamayacağuu düşündüler. Aynca askeriikle hiçbir ilgisi bulunmayan sivil kişilerin askeri yargıç tarafından yargüanmasuıı da anlamakta zoriuk çekiy oruz." Ancak uzman hukukçulann yanı sıra ve eskı Adalet Bakanı Hasan Denizkurdu'nun tüm bu çabalan DGM'lerin yapısını değıştirmeye yetmedi. DGM sorunu Öcalan'ın yakalanmasıyla yenıden gündeme geldi. Öcalan davasının "hukuld olmaktan çıkıp siyasallaşürma riski göstermesi" üzerinde duran hukukçular, bu kez daha yoğun bir çabayla konuyu kamuoyunun gündemine getirdiler ve bu risklerle ilgili yetkilileri uyardılar. Hukukçular medyanın da desteğiyle yetkilileri ikna etmeyi başardılar. Avukat Dinç: Avrupa'ya ödün kompleksinden vazgeçelim 'DGMayrij Aposorunu ayri* AİHM • Avukat Güney Dinç, 'AİHM kararlannı uygulamayacak hükümetin, 40 yıldır üyesi olduğu Avrupa Konseyi'nden aynlma kâğıdını da imzalaması gerekir' dedi. Sevket Kazan 'YSK'nin kararuu AİHM ye götüreceğiz' • Kapatılan RP'nin siyaset yasaklı eski yöneticisi Şevket Kazan, bağımsız milletveküliği adaylığını veto eden YSK'nin çifte standart uyguladığını öne sürdü. ANKARA (Cumhariyet Bürosu) - Kapatılan RP'nin siyasi yasaklı eski yöneticisi Şevket Kazan, bağımsız adaylık baş.vurulannın veto edilmesini de, RP davasından bağımsız olarak Avrupa însan Haktan Mahkemesi'ne (AİHM) götüreceklerini söyledi. Yüksek Seçhn Kurulu'nun adayhkianyla ilgili kararrnm açıklanmasindan sonra mevzuata uygun hareket edilmediği sa\ıyla bir şikâyet başvurusu yapan Şevket Kazan. "YSK karariarmın kesin olduğu söyleniy or. bu nedenle kararm iptali için başvunnadık, ancak şikâyet dilekçesi verdik. Bu konudaki başvurumuz bir iki gün içinde sonuçlamr. Ondan sonra AİHM'w şikâyet başvurusu yapacagız"' dedi. YSK'nin. il seçim kurullanmn yapılan itirazlaria ilgili kararlanmn kesinleşmesini oeklemeden Necmettin Erbakan ve kendisinin adayhkianyla ilgili ret karan verdiğini kaydeden Kazan, "Bu. ben yaptun (>ldu mantığıdır. Daha önce hakkmda siyasi yasak bulunan Fehmi Işıklar CHP lfatesinden bağımsız adav olmuştu. Ancak YSK'den hiçbir ses çıknıadu Çifte standart uygulanıyor" diye konuştu. Şevket Kazan, RP'nin kapatılmasıyla ilgili olarak yaptıklan başNiırudan bağımsız olarak YSK karannı da AÎHM'ye götüreceklerini kaydetti. Şevket Kazan tstanbul Haber Servisi - Türkiye'nin DGM'lerde as- keri üye bulundurması ne- deniyle Avrupa tnsan Hak- lan Mahkemesi'nce (AtHM) mahkûm edilme- sine neden olan "Incal dava- «•"nın avukatı Güney Dinç. mart ayı içinde aralannda Haluk Gerger, Fikret Baş- kaya'nın da bulunduğu 9 davanın daha Strasbourg'da görüleceğinı ve Türkiye'nin aynı nedenle 9 mahkûmiyet daha alabileceğini söyledi. DGM'lerin yapısındaki de- ğişikliğin seçimlerden son- ra acilen yapılması gerekti- ğini vurgulayan Dinç, " DGM'lerin yapısını değiş- tirmek, terörii serbest bı- rakmak demek değiklir. Bu mesele Apo meselesi de de- ğildir. Çünkü AİHM karar- lannı uygulamayacak hü- kümetin Avrupa Konse- yi'nden aynlma kâğıdını da imzalaması gerekir" dedi. Kapatılan HEP'in Izmir Yönetim Kurulu üyesi oldu- ğu dönemde DGM tarafın- dan hakkmda dava açılan ve aldığı mahkûmiyet karan Yargıtay'ca da onaylanan avukat İbrahim Incal için avukatı Güney Dinç, Avru- pa tnsan Haklan Komisyo- nu'na 1993 yılında başvur- muştu. 1995 yılında "kabul edilebilirlik karan" çıkan dava hakkında nihai karar 9 Haziran 1998'de açıklan- mıştı. Dinç, böylelikle Tür- kiye'nin DGM'lerin yapısı- nın Avrupa tnsan Haklan Sözleşmesi'ne uygun olma- dığı gerçeğini 1995yılından bu yana bildiğini, ancak Ab- dullah Öcalan'ın yakalan- masından sonra gündemine aldığına dikkat çekti. DGM'ce sorunun "Apome- setesi" gibi gösterilmeye ça- lışıldığını, oysa konunun Öcalan davasından çok da- ha önemli olduğunu vurgu- layan Dinç, şunlan söyledi: "Şimdi çekilen sıkınn, is- teneni zamanında yapma- maktan, sanki A\rupa'nın baskısıyla yapılıyormuş gö- rüntüsüne sokmaktan kay- naklanıyor. Bu karann uy- gulannıası Apo meselesi de- ğildir. Bu konularda kimse- nin Türk halkı adına konuş- mava hakkı \okrur. Yasalar CHP Genel Sekreteri Keskin DSP'ye yüklendi 6 DSP sola ilıaııet etti' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin. DSP'nin 'sola, Atatürkçülüğe, Cumhuriyetin temel itkelerine, dcmokrasiye. işciye, emekliye ve çağdaş insanlara ihanet ettiğini' sa\unarak "Asıl barajı aşamayacak bir parti varsa o da DSP'dir" dedi. Keskin, hükümeti, PKK'nin gerçek yüzünün dünyaya gösterilmesi ve Yunanistan konusunda •ihmalkâr" davranmakla suçladı. CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin, dün genel merkezde diizenlediği basm toplantısında, hükümetin, PKK lideri AbduUah Öcalan' ın yargılanması sürecindeki tutumunu eleştirdi. Hükümetin bu dönemde, PKK'nin gerçek yüzünü dünyaya anlatması, şiddete kucak açan ülkelerin gerçek niyetlerini ortaya çıkarması ve Türkiye'de hukuk kurallannın uygulandığını göstermesi gerektiğini vurgulayan Keskin, bu konuda sağlıklı bir yaklaşım sergılenmediğini söyledi. Keskin, "Hükumet özellikle iç siyasete yönelik davranışlar sergilemekte ve ihmalkâr davranmaktadır. Özellikle Yunanistan konusunda sessiz kalmaktadır. CHayı iç siyasette kullanma anlay ışını terk etmesi gerekmektedir" dedi. Hazırlık soruşturmalannın yasa gereği gizli yürütülmesi gerektiğini anımsatan Adnan Keskin, Öcalan'ın yargılanması sürecinde bu hükmün titizlikle uygulanmadığını söyledi. Keskin. Öcalan'ın ifadelerinin her gün kamuoyuna yansıtıldığının altını çizerken u Bunun ne kadar sakıncah olduğu Şemdin Sakık davasında görüldü. Yargdamaya gölge düşürecek bu yaklaşuniar Türkiye'nin haklı davasmda bazı sıkıntılarla karşı karşıya kalmasına neden olur. Gerekli yaklaşımlar hükümet tarafından sert ve köşeli biçimde ortaya konulmabdır'" görüşünü dile getirdi. Keskin. hükümetin bu konuda disiplinden uzak, dağınık bir tutum izlediğini, 'çakıttaşı edebiyatı' yaparak zaman kaybettiğini savundu. DSP'nin böyle bir ortamda icraat yerine CHP'ye saldırmayı yeğlediğini kaydeden Keskin. "İktidar. tüm bunlan bir yana burakıp CHP'ye saldırmayı bir kurtuluş simkli gibi görmektedir" dedi. Keskin. "Listelerin başma Fethullah Gülen'cileri oturtarak Atatürkçülük yapılamaz. Tarikatlan meşnılaşturnaya çahşan kafalarla Atatürkçülük yapılamaz. CHP'yi suçlayanlar önce kendi geçmişlerine baksmlar, sonra CHP' ile ilgili değerlendirme yapsınlar. Asıl barajı aşamayacak bir parti varsa o da DSP'dir. DSP, sola. Atatürkçülüğe, demokrasiye, Cumhuriyetin ilkelerine, işçiye, emekçflere, çağdaş insanlara ihanet etmiştir" diye konuştu. tarüşılamaz. Yasalar iyidir. ya da kötüdür denir mi? Denmez. Yasanın bu taran- nı beğenmedim, uygulama- yacağım diyemezsiniz. Bu konularda tutuculuk yapıla- maz." Dinç. Türkiye'nin hukuk açısından Kıta Avrupası'na çok yakın bir ülke oimasvna karşın kimi uluslararası hu- kuk kurallanru uygulamak- ta neden direndiğinin anla- şılmaz olduğunu söyleye- rek, Türkiye'nin "Avru- pa'ya ödün veriyonım" kompleksinden kurtulması gerektiğini kaydetti. 'Gülünç olmayahm' tnsan haklan konusunda hariçten gazel okuyanlar ol- duğunu savunan Güney Dinç, DGM'lerin yapısın- dan askeri üyenin çıkanl- madığı hiçbir çözüm yolu- nun AİHM'yi tatmin etme- yeceğini belirterek, kimi hukukçulann ortaya attığı önerileri yersiz bulduğunu ifade etti.'Dinç, "DGM'le- rin yapısından askeri üye çı- kanlacak. Bunun başka yo- lu yok. Diğertüm önerilerin hepsi yanlış. Çok üzülerek söylüyonım ama dışanya karşı bizgülünçdunıma dü- seriz. Yapılması gerekeni başka yollardan 0dermeye çauşmak, durumu idare et- meye çauşmak Türkiye'yi yaralar" dedi. Aslında askeri üyelerin çoğu davada sivil üyelere göre daha objektif kararlar aldıklannın altını çizen Gü- ney Dinç şöyle devam etti: "Örneğin yazar Yaşar Kemal davası. Sivil üyeler mahkûmiyet karan ventıiş, askeri üye ise hayu* demiştL Ancak mesele bu değil. Or- tada bir hukuk var. Ve buna nasıl Fransa, İtaha. İngflte- re uyuyorsa, biz de uymak zorundavız." sorgulaıuyor STRASBOURG (AA) - Avrupa Insan Haklan Mahkemesi'nde (AİHM) yapılan üç ayn duruşmada, Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin bağımsızlığı ve tarafsızlığı bir kez daha sorgulandı. Avrupa tnsan Haklan Mahkemesi'nde yapılan üç ayn duruşmada, Kamil Tekin Sürek. Günay Arsfauı ve Münir Ceylan'ın Türkiye aleyhine yaptıklan şikâyet başvurulan ile ilgili olarak taraflar dinlendi. Insan Haklan Mahkemesi'ne şikâyet başvurusunda bulunanlar, Türkiye'nin, ifade ve düşünce özgürlüğü ile birlikte adil ve bağımsız yargılanma hakkı ile ilgili olarak tnsan Haklan Sözleşmesi'nin 9,10 ve 6. No'lu maddelerini ihlal ettiğini ileri sürdüler. Günay Arslan, "Yas Tutan Tarih, 33 Kurşun" isimli kitabmda, Terörle Mûcadele Yasası uyannca "bölücüluk propagandas)" yapuğı gerekçesiyle, eski Petrol-lş Başkanı Münir Ceylan ise kapatılan "Yeni frke" gazetesinde çıkan bir makalesinde etnik ve bölgesel farklıhklan kışkırttığı gerekçesiyle tstanbul DGM'de yargılanmıştı. Kamil Tekin Sürek de "Haberde, Yorumda Gerçek" isimli dergide Güneydoğu Anadolu sorunu ile ilgili yazdığı makalede bölücüluk propagandası yaptıgı gerekçesiyle lstanbul DGM'de yargılanmışü. Gürkan, içtüzüğün yasalarııiL önüne geçemeyeceğini söyledi 'Meclis'e türbanlı giremez' SEBAHAT KARAKOYUN ANKARA - Milletvekili adayla- nyla, türban tartışmasını seçim son- rası TBMM zeminine taşımayı ta- sarlayan FP'nin, 'Meclis tçtüzü- ğü'nün türbanı engeUemediği' savı- na hukukçular ve TBMM yönetici- leri karşı çıktı. TBMM Başkanveki- li Uhıç Gürkan, içtüzükte türbanın yasak oldu|unu belirten açık bir hü- küm bulunmamasının 'türbana izin' anlamma gelemeyeceğini söyledi. Eski Anayasa Mahkemesı Başkanı Yekta Güngör Özden de. Anayasa Mahkemesi kararlan ve yasal dü- zenlemelerin, kamu görevı yapan miHetvekilleri için de geçerh oldu- ğunu belirterek "Amaçlan rejime sa- taşmak,rejimleboy ölçüşmek" dedi. Türbanlı kadınlann TBMM'ye gırmesi için bir engel bulunmadığı- nı öne süren FP'li hukukçular. Mec- lis tçtüzüğü'nde kadın millervekille- riyle ilgili olarak yalnızca 'tayyör giyme' zorunluluğu bulunduğuna dikkat çekiyorlar. FP'lıler. milletve- killerinin devlet memum olmadığı- nı ve bu nedenle kadın memurlarla ilgüi türban yasağının da türbanlı milletvekillerini etkilemeyeceğini öne sürüyorlar. FPlilerin bu görüşüne karşın TBMM Başkanvekili Uluç Gürkan, içtüzükte türbanla ilgili bir hükmün yer almamasımn izin anlamına gel- mediğini söyledi. Gürkan. parla- mentoda kamu hizmeti yapıldığını ve kamu hizmeti yapılan yerlerde zorunlu olan kurallann TBMM'de de geçerli olduğunu belirtri. Meclis İçtüzüğü'nde milletvekili yemininin Türkçe yapılacağına ilişkin bir dü- zenlemenin de yer almadıgını anım- satan Gürkan, "Şimdi böyle bir vur- gulama yok diye milletvekili yemini- nin özüne bağlı kalmak koşuluyla farklı dillerde yemin edilmesi savu- nulabilir mi? İçtüzükyasalann önü- ne geçemez" diye konuştu. Yekta GüngörÖzden de, yasal dü- zenlemelere, Anayasa Mahkemesi kararlanna karşın kamusal alanda türban serbestisini savunanlann amaçlannın 'rejime sataşmak ve re- jimk boy ötçüşmek' olduğunu söy- ledi. tçtüzük'te türbana yönelik bir vurgulamanın yer almamasımn ser- bestiye olanak tanındığı anlamına gelmediğini kaydeden Yekta Gün- gör Özden, şu görüşü dile getirdi: "Ekmek yeniür, su içilir. hava so- lunur diye bir kural konulamaz. Bi- linen bir şeyin tekranna gerek yok. Cumhuriyetin reddcttiği bir kılık kı- yafetle Meclis'e girilemez. Aksini sa- vunanlann amacı rejime sataşmak ve rejimle boy ölçüşmek. Aslında sa- kallannı çağdaş bir görüntü verme- • FP'lilerin, 'içtüzükte türbanla ilgili düzenleme yok' savına karşın hukukçular ve TBMM yöneticileri, yasal engel bulunduğu görüşünde. •Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Özden de "Amaçlan rejime sataşmak, rejimle boy ölçüşmek" dedi. Fazilet Partisi'nden milletvekili adayı olan Ayşenur Tekdal, seçilirse Meclis'e türbanla gireceğini ve başını açmayacağıru söylüyor. yen biçimde uzatanlann da TB- MM'ye alınmaması gerekir. Türba- na engel bir durum oimadığını sav u- nanlar denesinler bakahm, sonucu- nu görürier." 'Şeriat kılığıyla dolaşılamaz' Özden. anayasanın 173. madde- sinde de sayılan devrim yasalannın yanı sıra Anayasa Mahkemesi tara- fından \erilen türbanla ilgili karann ve devlet memurlannın kılık kıyafet- leriyle ilgili düzenlemeleri içeren yasa hükümlerinin, TBMM'ye tür- banla girilemeyeceğini açıkça orta- ya koydugunu kaydetti. Milletvekil- lerinin devlet memuru olmadıklan- nı, ancak kamusal bir alan olan Mec- lıs'te uyulması gereken kurallar bu- lunduğunu belirten Özden. "Mfllet- vekilleri devletin ustünde mi? Mil- letvekili, rejimin yasakladığı şeriat düzeni görüntüsü yaratan küıkla do- laşamaz" diye konuştu. Çağdaş Yaşamı Destekleme Der- neği (ÇYDD), YSK'ye başvurarak türbanlı adaylarla, haklannda yargı- lama süreci başlatılan MehmetAğar ve Sedat Bucak'ın milletvekilli adaylıklannın incelenmesini istedi. ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylaru "Bu kişilerin yasama mcclisi için adayhklannın kabul edil- mesi, yargılama sürecini askıya ala- cak ve yarguanabilmeleri için yeni- den dokunulmazhklanıun kaldırü- masını gerektirecektir. Dolayısıyla bugüne değin kat edilen yollar sıfir- lanmış olacaknr" dedi. Türbanlı bayan adaylann da ince- lenmesi geTektiğini kaydeden Say- lan. "Başörtülü bayan adaylar seçil- dikkrinde TBMM'yebaşörtüMigire- meyeceklerinegöre başörtülü resim- le adaylık başvurulan da kabul edil- memeUdir.Bu konudaseçimdenson- ra hak talebinde bulunma ve konu- yu siyasalpolemik haHnegetirmeobt- nağını yaratacak bir uygulamaya gidilmemelidir" şeklinde konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle