25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16MART1999S/ HABERLER Faşistlerin 16 Mart 1978'de gerçekleştirdiği ve 7 öğrencinin öldüğü bombalı katliamın davası 21 yıldır sürüyoı Uyarıyakarşnıloymı yapıldıBERTANAĞANOĞHJ 1978'de Istanbul Emniyet Müdür Muavı- ni Şfikrii BaBar'm Toplum Zabıtası Müdür- lüğü'ne gönderdiğı uyan ve önlem yazı- smda şöyle denilmişti: "!. ŞubeMüdürlüğü'nden alınan 7 Mart 1978 gün 8770 sayüı ya» Ue 8 Mart 1978 Çarşamba günü İstanbul l nhtrsitesi Hu- kuk Fakültesi'nde ülkücü gruba mcnsup öğrencilerin kars.ıgörüşlü öğrencilere saidi- racaklan, sol göriiştö ögraıcilerin faküne- yegelroeyedoam eönclerihalinde8-10 gün içindebu grup üzerinedinamitaûlacağı öğ- renümiştir. L'lkücü gnıbun liderinin deÖz- gün Koç isimli öğrencioiduğu. toplantılan- nı Beyaat MeydanTndaki Platin Kıraatha- nesi'nde düzenledikJeri tespit edilmiştir. İs- tanbul l nhersitesi YlerkezBinasTndakigö- revlileru) buna göre ledbir almalan önem- \e rica olunur." 16 Mart 1978 günü okul çıkışında sol görüşlüöğrencılersaldırıyauğradılar. Üze- rine bomba atılan grup daha sonra silahla tarandı. Olayda Cemil Sönmez, Baki Ekiz, Ahmet Turan Özer, Abduliah Şimşek, Ha- mitAkıL Mehmet Kurt ve Hatke Ozen ad- Iı öğrenciîer yaşamını yitirdı. Saldında 41 öğrenci de yaralandı. Sıddık Potat, Mehmet Gül, Orhan Çakı- roğlu, Ahmet Hamdi Paksoy ve Kâara Ayavdın adlı MHPlıler hakkında İstanbul Cumhunyet Bassavcılığı, TCY'nin "pian- layarakadamöklünnek" fiilıni düzenleyen 450. maddesı uyannca idam ıstemiyle 1 Aralık 1978'de davaaçtı. Jstanbul I. Ağır Ceza Mahkemesi 15O- cak 1979da "görevsizlik" karan vererek dosyayı İstanbul 1 No'lu Sıkıyönetim Mah- kemesi'ne gönderdi. Istanbu) ] No'lu SıJayönetim Mahkeme- si, 30 Mayıs 1980 tanhınde Gül. Çakır. Pak- soy ve Ayaydın'ın kanıt yetersizliğinden beraatlenne karar verdi. Mahkeme, sanık Sıddık Polat'ı ise TCY'nin 149. maddesi uyannca "patlavıcı madde kulianarak haJ- kı isvana teşvik" suçundan 11 yıl ağır ha- pis cezasına çarptırdı. 5 yıl 2 ay tutuklu ka- lan Polat, cezaevinde geçirdiği süre göz önüne afınarak tahlıye edıldi. Askeri Yar- gıtay, Polat hakkında verilen cezayı bozdu, ancak mahkeme karannda direndi. Askeri Yargıtay DairelerKurulu. 29 Mart 1984'te Polat haİckında verilen hapis ceza- sı karannı bozdu ve sanık hakkında beraat karan verilmesı gerektiğini bildirdi. 8 Ağustos 1984 tanhinde I No'lu Sıkı- yönetim Mahkemesi, Polat hakkında bera- at karan verdi. Karardan 4 yıl sonra 1988 yılında olay- da yaşamını vitirenlerin arkadaşlan veola- yın mağdurlan bir araya gelerek dosyayı yenıden açmaya karar verdiler. Davayı ta- kip etmek için bir hukuk komisyonu kurul- du. Dosyada bazı delillerin karartıldığını belirten komisyon, kamuoyuna çagnda bu- lunarak olaya tanık olanlan göreve çağırdı. Komisyonun belırli aralıklarla tekrarla- dığı çağnlar, 1992 yılında Isot ailesinden yanıt aldı. Katliamın faillerinden olan ve olaylan açıklamak ıstedıği içın Elazığ'da Larif Akdı tarafından öldürülen Zfilküf Isot'un aılesi tanıtdık ehneye karar vererek avukatlan buldu. Ailenin «nlatımlan üze- rine avukatlar lstanbu! Cumhuriyet Baş- savcılığı'na başvurdu. istanbul Başsavcılığı tarafindan eski po- lis memuru Mustafa Doğan ve 1sot'u öldür- düğü iddia edilen Latif Akdı hakkında Is- tanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi"nde dava açıldı. Özgün Koç hakkında ise daha son- ra hazırfanan ek iddıaname ile dava açıldı. Sanıklann "planlayarak adam öldiirmek ve yaralamak" suçlanndan 7'şer kez ıdam ve 41 'er kez 20 yıldan az olmamak üzere agır hapıs cezası istemıyle yargılanmasına başlandı. Davanın gıyabi tutuklu sanığı Mustafa Doğan henüz yakalanamadığı için mahke- me tarafından sorgulanamazken, Akdı'nm ifadesi Baskıl Asliye Ceza Mahkemesi'nde talimatla alındı. Duruşmalara katılan tek sanık Özgün Koçolayla birilgisı bulunma- dığını ve ülkücülerin lıderi olmadıgını öne sürdü. fstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi tara- fından tanık olarak dinlenen tsot ailesinin bireyleri, katliamın organizasyonun ülkücü bir grup tarafından yapıldjğını söyledi. Ai- le katliam öncesindeki toplantılann kendi evlerinde yapıldığını beiirterek Zülküf Isot'un susturulmak için öldürüldüğünü söyledi. îsot'un ablası Remziye Akyol kat- liam emnnı Alparslan Türkeş'ın verdiğını söyledi. AVUKAT CEM ALPTEKİN '16Mart'ıçözmek için siyasi mücadele gerek' 16 Mart davasınm avukatjan ve olayın mağdurlan tarafından kurulan huJcuk kornisyonunun sözcülüğünü yapan Cem Ahptekin, katliamın çözülebilmesi için hukuksal mücadelenin yanı sıra siyasi mücadelenin de gerektiğini ifade etti. İstanbuJ Haber Smisi - 16 Mart davasınm avukatla- nndan Cem Alpteldn "çete- leresavaş açan" sıyasetçile- rin kendılennı sanık sandal- yesine oturttuğunu beiirte- rek "Susurluk davası, 16 Mart davası gibi siyasi arka pianı olan davalarda yarp- niii bagunsıziığı sorununu kararb. cesur .vargıçiar ve oniarasağianacak kainuoytı destegi ile aşabilmck nıiim- kündür"dedı. 16 Martdavasınm avukat- lan ve olayın mağdurlan ta- rafından kurulan hukuk ko- misyonunun sözcülüğünü yapan Cem Alptekin, katli- amın çözülebilmesi için hu- kuksal mücadelenin yanı sı- ra siyasi mücadelenin de ge- rektiğini ıfade etti. 16 Mart davası özelinde olayın hu- kuksal arka planını yargı önündetartışmayı başardık- lannı ifade eden Alptekin, "Türkiyç'de bualandabirB- ke imza atük. Bu açidan ba- faidığında >anp bagımstdı- guun btzzat yargı ü>eleri ta- rafindan da tarbşıhr hak gefdiği günümüzde, yargıç- lann tstedikleri takdirdeher türlü baskı ve zoıiuğa rağ- men bağunsız karar tenebi- lecekleri ömeğiıv bu davada yasadık" dedı. Hukuk savaşımı sonucu 16 Mart davasınm "adi bir rinayet davası" olmaktan çı- kanldığıru anJatan Alptekin, kanıtlann TCY'nin 146 ve 149'uncu maddelerine uy- gun olarak toplanmaya baş- landığını ıfade etti. 12 Eylül öncesı Türkiye'yı derinden sarsan birçok cinayet ve kat- liam dosyasmın dava dosya- sına dahil edildiğini anlatan Alptekin sözlerini şöyle sür- dürdü: "Ancak bövlesi bir yargı- bmanın, vani devlet içinde faalrvet gösteren bir suç ör- güfünün deşifre edilerek yargıönünde sorumlulann- dan hesap sorulmasınıa, ba- ğunsıztığı bu kadar tartışı- lan yargıorganınca tek baş>- naçozülebflmcsi olanakiıde- ğOdir. Nitekim bu davada çokolumluadimlarafnuşoJ- maımzarağtnenyargıda bir noktada tıkandı. Susuıiuk davası, 16 Martdavası gibisi- yasiarka planı olan davalar- da yargının hağınısızlığı so- runu kararb.cesur varçıçlar .e oniara sağianacak kamu- rvu desteği ile aşabiloıek nümkündür. Bugüne kadar laşanlmış olduğunu sö>1e- rıek münıkün degüdir." Parlamento dışındaki sol artilerden simgesel anlam- ı destek geldiğini belirten lptekin. şunlan söyledi- "Çetelere karşı mücadele nacnia kurulduğu kamu- unca bilinen 55. hükümet zcülerinden veya paria- .ntodaki diğer siyasi par- 'rden en ufak destek söz nusu degüdir. Vazgeçtik destekten. köstek olmasav- dılar buna raavdjk. Ancak çeteterekarşı savaş başlarök- lannı söyleyenler >arg> önfindeld çabamızı, bizi sa- nık sandahesine oturtma cüretini göstererek engeile- meyeçafaşımşiardır. Asiında vcrdtklerüıi sövledikferi mü- cadelede gerçek suç örgütü- nün iHtünü örtnıe çabasın- danba^ka bir şev degüdir." Yargılamanın her aşama- sında, yanı davanın her otu- rumunda yeni bir sonuca u- laştıklannı ifade eden Alp- tekin, "Mevcut sistem için- de, sisteınin çarpık i^tev işini ve hukuk dışı faaliyetini de- şifre edenek belgelendirme ûnkânı buluyoruz. Yani sis- tcmin kendi kurallan içinde sorguluyor. hesap soruyo- ruz" dedı. Kamuoyunun, Susuriuk kazası sonrası devletı ele ge- çinnek üzere oiduğu iddia edilen suç örgütünün devlet içindeki uzantılan ile ilgıli başlatılan soruşturmalann sonuçlanndan bilgi sahibı olmadığının altını çizen Alptekin, bunun da suç ve suçlulann devlet tarafından gizlendıği izlenimi yarattı- ğını dile getırdi. Alptekin, mahkemelere göndenldiğı andan ıtıbaren resmiyet ka- zanan -Susuriuk rapo- rn"nun da bir suç ıtırafı ya da belgesı olarak degerlen- dirilmesi gerektiğini söyle- di. Avukat Cem Alptekin. yurttaşlar ile hukuk devleti- ni ve demokrasiyi savunan kurumlann bu tür yargıla- malan ısrarla ve inatla takip ederek yargı bağımsızlığı- nın fiilen sağlanmasında katkıda bulunmalan gerek- tiğini vurgulayarak "Bu öl- ke hukuk devleti olacaksa bunda bu ülke yurrtaşlarv ıtınvereceği hukuk mücade- lesinin pavı büvük olacak- ür" diye konuştu. 16 Mart 1978 günü okul çıkışında sol görüşlü ögrenciîer saldırıya uğradilar. Üzerine bomba ablan grup daha sonra si- lahla tarandı. Olayda Cemil Sönmez, Baki EÎdz, Ahmet Turan Özer, AbduDah Şünşek, Hamit Akd. Mehnıet Kurt ve Ha- tice Ozen adb öğrenciler yaşanunı yitirdi. Saldında 41 öğrenci de yaralandı. Ölenler için görkemli bir cenaze töreni düzenlendi. Cenazeler eüer üzerinde çiçeklerie süslü olarak memleketlerine gönderildi. Ölen öğrencilerin arkadaşları cenazeden sonra eüerinde fotoğraflarla olayın gerçekleştigi meydana gelerek saygı duruşunda bulundular. Dava 20 yıldır sonuca ulaşamadı Yargı ağır işliyor 16 Mart davasında yargının ağır işlemesine neden olan sorun- lar özetle şöyle sıralanıyon - Emniyetin sanıklarla ilgili bılgileri geç gönderdiği, bazılan- nı ise hıç göndermediği öne sü- rülüyor Yazılara gerekli yanıtla- n vermediği öne sürülen emni- yetin arşivınde olması gereken bılgilen de mahkemeye ulaştır- madığı iddia ediliyor. Emniyet Genel Müdürlü- ğu'nün davanın ıdamla yargıla- nan gıyabi tutuklu sanığı Musta- fa Doğan'ı 2 yıl süresınce arama- dığı ortaya çıktı. Emniyet, Baybora Çiftliği so- njşturması ile ilgili jandarmaya verdiği bilgide Mustafa Dofan'ın aranmadrğını bildirdi. Alman- ya'da bulunduğu öne sürülen Mustafa Doğan ile ilgili iddiala- n Yeşıller Partisi mılletvekili Cem Ozdemir'ın Alman Parla- mentosu'na taşımasının ardından 20 Mart 1998 'de Interpol mahke- meden sanık hakkında bılgi istc- di. - Milli tstihbarat Teşkılatı'nın (MlT) Hasan Fehmi Günes ile Avrupa Ülkücü Türk Federas- yonlan Başkanı Lokman Kon- dakçı arasında 30 Mart ve 10 Nı- san 1979'da Marmara Köşkü'nde yapılan görüşmenin bant çözüm- lerini elde ettıği iddia edildi. Istenmesine rağmen mahke- meye belge gönderilmedi. Mah- kemenin 16 Mart katliamıyia il- gili bilgisıne başvurduğu MİT, bılgisi olmadığı yanıtmı gönder- di. - Olayda kullanılan TNT'lerle ilgili olarak mahkeme ve Kara Kuvvetlen Komutanlığı arasın- daki yazışmalar sürüyor. - Başbakanlık Teftiş Kurulu "Susurtuk raporunu" sansürle- yerek mahkemeye gönderdi. Ko- nuyla ilgili yazışmalar sürüyor. 1978'de sanık Sıddık Polat'ı sorgulayar tımm başında görev japan emekli Emniyel Amin Günav L'slu, 31 Ocak 1996'da mah- kemeye verdığı ifadede milletvekıllerinden baskı gördüklenni söyledi. Olayın tanıklanndan polis memuru Yab- yaGergin, şuanda 1. Sınıf Emniyet Müdü- rü olarak görev yapan ve o tarihte İstanbul Üniversitesi'nde görevii olan Reşat AJ- tay'ın, saldırganlan kovalayan polislere "dur"emn verdiğini söyledi. Dönemın 1. Şube Müdürü Süreyya San kendi isteğıyle 11 Mayıs 1998'de ifadever- diğı mahkemede. olayın önceden ihbar edildiğini belırtti. Emekli Astsubay OğuzSerçinlioghı. Ab- dullahÇatlı'nın TNTkalıplannı ordu için- deki baglantılan aracılığıyla elde ettiğini söyledi. Dava halen istanbul 6. Ağır Ceza Mah- kemesi 'nde sürüyor. 16 Mart a tepkiler Katliam ir kez daha lanetlendi İstanbul Haber Servis - Faşistlerce 21 yıl önce fstanbul Oniversıtesi öğ- rencilerine düzenlenen bombalj saldı- n sonucu 7 öğrencınin yaşamını yirir- diği 16 Mart katliamı bir kez daha la- netlendi. Sosyalisf Iktidar Partili (SÎP) ögren- ciîer tarafindan yapılan yazılı açıkla- mada, katliamı itiraf eden Zulköf tsot'un, "Bu olaydan emniyetin, Beya- zıt karakol şefinin. hatta içişleri baka- nııun bfle haberi var" sozlen anımsa- Oldı. Zülküf Isot'un daha sonra aynı davanın diğer sanığı Latif .Akü tarafin- dan öldürüldügü belirtilen açıklama- da, Sol'un siyasi etkisini engeileyeme- yen düzenin Türkiye'yi teröre ve kat- liamlara sürüklemekten geri durmadı- ğı vurgulandı. 16 Man 1978de 7 üni- versite öğrencisini; Bahçelievlerde TÎP'ligençleri; Kahramanmaraş'ta, Sı- vas'ta, Çonım'da emekçıleri katleden- leıin bugün seçime hazıriandıklan sa- vunulan açıklamada, sıyasilerin katii' amlan görmezden geldikleri öne sürül- dü. İstanbul Yüksek öğrenim Gençligj ile Dayanışma Demeği'nin (ÎYO- DER) açıklamasmda da 16 Mart katli- amının Susurluk çetesi tarafindan ger- çekleştirildiği rleri sürüldü. Açıklama- da, bu ülkenin gençieri otarak katliam- lara seyirci kalınmayacağı vurgulana- rak, "Arkadaşlanmızı bu 16Mart'ta da anacağımıa. onlan sahipleneceğiınizi büdimıoruz. BizlerJYÖ-DERIiler ola- rak hepinizi 16 Mart salı günü saat „. 12.00'deEczacılıkFaküitesiönüncbek- * Byonız" denildı. Davanın ilkleri Uzun yıllar takip edildi -Türkjye'de ilk defa bir faili meçhul o- lay uzun yıllar takip edildikten sonra mağdurlan tarafindan davaya dönüştü- rüldö. Devletin görevini müdahil ve- killeri yaptı. - Davanın delilleri geniş kapsamh toplandı. 16 Mart davasıyla ilişkili 1 Mayıs 1977, MHP ana davast, AbdJ Jpekçi, Bahçelievler davası, Tevfik Ağansoj davası ile Susuriuk raporu dosyaya celp edildi. - Hasan Fehmi Güneş ile Lokman Kondakçı arasındaki görüşmenin bant çözümlerini mahkemeye sunan avukat- lar haldunda MÎT'in suç duyurusu, Adalet Bakanhğı 'nın onayıyla "MİT'e ait gizli bdgevi açıldadıklan'' gerekçe- siyledavaaçıldı. Davanın görülmesine önümüzdeki günlerde başlanacak. SIFIRNOKTASIIORAL ÇALIŞLAR SARIKAMIŞ / KARS - Meclis'in top/anma tartışmalarına inat, bir grup gazeteci, Türkiye'nin en doğu bölgelerinden birisine seçim ve Meclis tartışmalanndan uzak bir gezi yapt/k. Çiçeği burnunda Turizm Bakanı, gazeteci meslektaşım, arkadaşım Ahmet Tan'ın davetıyle üç günlüğüne Sankamış - Kars yöresini dolaştık. Sankamış, Kars'a 45 km. uzaklıkta, son 100 yıllık tarihimizde önemli izleri olan ilçelerimizden. Osmanlı Imparatorluğu'nun maceracı komutanı Enver Paşa, Sankamış'ın Allahüekber Dağlan'nda bazı rakamlara göre 60 bin, bazı rakamlara göre 90 Sankamış 'ta Enver Paşa'dan Bu Yana bin Mehmetçiğin yaşamına mal o/an umutsuz bir yolculuğa çıkmıştı. 1915, Osmanlı'nın büyük hayaJ kırıklığıydı, bir anlamda koca imparatorfuk, Sankamış'ta karlâra gömülmüştü. Enver Paşa'nın Turan hülyalan Kars'a ulaşamadan hayal olup grtmişti. Şımdi Sankamış - Kars yolu üzerinde bir anıt yer alıyor. Bu anrt, 84 yıl önceki büyük dramı gelen geçene anımsatıyor. Sankamış, yalnızca bu büyük acıyla değil, doğal güzellikleri ve tarihiyle de ilginç bir kasaba. 10 bine yakın askerin bulunduğu askeri tümen, Sankamış'a askeri bir kasaba navası veriyor. Askerin bu bölgedeki varlığı, kayak tesislerinin çok eski dönemlerden bu yana oluşmasında etkili bir rol oynamış. Sankamış çevresınde eski bir kayak merkezı varlığını korurken, 1990 sonrası, gelişmiş telesiyejlerin de yapıldığı Cıbıltepe tesisleri, bölgeye yeni bir d/namizm kazandırmış. Işletmeye yeni açılan Çamkar Oteli, bu yöredeki yeni atılımın ilk örneklerinden binsi. Bunu diğer dağ otelleri izleyecek. Ikisınin yapımına başlanmış. 2634 metre yüksekliğindeki Cıbıltepe'nin karları, kristal parlaklığı ve kayarken yapışmayan özelliğiyle tanınıyor. Sançam ormanlanyla kaplı çevre dağlann ortasında modern tesisiyle gelecek açısından önemli kayak merkezi olmaya aday gözüküyor. Kayak yapan gazeteci arkadaşlanm, pistten çok memnun olduklannı söylüyorlardı. Kars, yalnızca kış sporlanyla değil, Ruslarla tarih boyunca el değiştiren bir kent oiduğu için farklı kültür ve tarih varlıklanyla, değişik özellikleriyle de öne çıkıyor. Sarıkamış'ta Çar'ın yazlık ve avlanma amacıyla kullandığı köşk, belli yıpranmalara uğramasına karşın, hâlâ ayakta. Çivisiz, hatıllarfa ve geçmeli kerestelerle inşa edilen bu av köşkü, görülmeye değer özellıkler taşıyor. Çar'ın köşkü Sankamış Ovası'na bakıyor. Ovada ise Çarlık Rusyası'nın demiryolu atölyeleri, çatılan uçmuş haliyle, bu bölgede yaşamış eski uygarlıklan anımsatıyor. Kars'ın hiç şüphesiz en çarpıcı bölgesi Ani harabeleri. Ermenistan sınınnın hemen yanıbaşındaki bu harabeler etkili, çarpıcı bir açıkhava müzesi Özelliğiyle, yitip gitmiş bir tarihi haber veriyor. Kiliseler, Selçuklu hamamlan, Ermenistan'la Türkiye'yi birleştiren Arpaçay Nehri üzerinde ortası yıkılmış köprüsüyle, insanı geçmiş yüzyıllara yolculuğa çıkanyor. Ani harabelerinin bulunduğu yerdeki Ocaklı Köyü'nün mubtan, susuzluktan yakındı. Ne garip değil mi, burada yüzlerce yıl önce gelişmiş bir kent vardı. Onlar bu sorunlannı çözmüşlerdi. 2000 yılına girerken Ani'de su yoktu. Nereden nereye... 2000 yılına 1 kala, ilk kez gördüğüm Kars'ta yakın ve uzak tarihe yolculuk yaptım. Kayak yapmayı ve tarihte dolaşmayı seviyorsanız, uçakla İstanbul - Kars yalnızca 1 saat 45 dakika. Hararetle önenrim.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle