Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16MART1999S/
HABERLER
Faşistlerin 16 Mart 1978'de gerçekleştirdiği ve 7 öğrencinin öldüğü bombalı katliamın davası 21 yıldır sürüyoı
Uyarıyakarşnıloymı yapıldıBERTANAĞANOĞHJ
1978'de Istanbul Emniyet Müdür Muavı-
ni Şfikrii BaBar'm Toplum Zabıtası Müdür-
lüğü'ne gönderdiğı uyan ve önlem yazı-
smda şöyle denilmişti:
"!. ŞubeMüdürlüğü'nden alınan 7 Mart
1978 gün 8770 sayüı ya» Ue 8 Mart 1978
Çarşamba günü İstanbul l nhtrsitesi Hu-
kuk Fakültesi'nde ülkücü gruba mcnsup
öğrencilerin kars.ıgörüşlü öğrencilere saidi-
racaklan, sol göriiştö ögraıcilerin faküne-
yegelroeyedoam eönclerihalinde8-10 gün
içindebu grup üzerinedinamitaûlacağı öğ-
renümiştir. L'lkücü gnıbun liderinin deÖz-
gün Koç isimli öğrencioiduğu. toplantılan-
nı Beyaat MeydanTndaki Platin Kıraatha-
nesi'nde düzenledikJeri tespit edilmiştir. İs-
tanbul l nhersitesi YlerkezBinasTndakigö-
revlileru) buna göre ledbir almalan önem-
\e rica olunur."
16 Mart 1978 günü okul çıkışında sol
görüşlüöğrencılersaldırıyauğradılar. Üze-
rine bomba atılan grup daha sonra silahla
tarandı. Olayda Cemil Sönmez, Baki Ekiz,
Ahmet Turan Özer, Abduliah Şimşek, Ha-
mitAkıL Mehmet Kurt ve Hatke Ozen ad-
Iı öğrenciîer yaşamını yitirdı. Saldında 41
öğrenci de yaralandı.
Sıddık Potat, Mehmet Gül, Orhan Çakı-
roğlu, Ahmet Hamdi Paksoy ve Kâara
Ayavdın adlı MHPlıler hakkında İstanbul
Cumhunyet Bassavcılığı, TCY'nin "pian-
layarakadamöklünnek" fiilıni düzenleyen
450. maddesı uyannca idam ıstemiyle 1
Aralık 1978'de davaaçtı.
Jstanbul I. Ağır Ceza Mahkemesi 15O-
cak 1979da "görevsizlik" karan vererek
dosyayı İstanbul 1 No'lu Sıkıyönetim Mah-
kemesi'ne gönderdi.
Istanbu) ] No'lu SıJayönetim Mahkeme-
si, 30 Mayıs 1980 tanhınde Gül. Çakır. Pak-
soy ve Ayaydın'ın kanıt yetersizliğinden
beraatlenne karar verdi. Mahkeme, sanık
Sıddık Polat'ı ise TCY'nin 149. maddesi
uyannca "patlavıcı madde kulianarak haJ-
kı isvana teşvik" suçundan 11 yıl ağır ha-
pis cezasına çarptırdı. 5 yıl 2 ay tutuklu ka-
lan Polat, cezaevinde geçirdiği süre göz
önüne afınarak tahlıye edıldi. Askeri Yar-
gıtay, Polat hakkında verilen cezayı bozdu,
ancak mahkeme karannda direndi.
Askeri Yargıtay DairelerKurulu. 29 Mart
1984'te Polat haİckında verilen hapis ceza-
sı karannı bozdu ve sanık hakkında beraat
karan verilmesı gerektiğini bildirdi.
8 Ağustos 1984 tanhinde I No'lu Sıkı-
yönetim Mahkemesi, Polat hakkında bera-
at karan verdi.
Karardan 4 yıl sonra 1988 yılında olay-
da yaşamını vitirenlerin arkadaşlan veola-
yın mağdurlan bir araya gelerek dosyayı
yenıden açmaya karar verdiler. Davayı ta-
kip etmek için bir hukuk komisyonu kurul-
du. Dosyada bazı delillerin karartıldığını
belirten komisyon, kamuoyuna çagnda bu-
lunarak olaya tanık olanlan göreve çağırdı.
Komisyonun belırli aralıklarla tekrarla-
dığı çağnlar, 1992 yılında Isot ailesinden
yanıt aldı. Katliamın faillerinden olan ve
olaylan açıklamak ıstedıği içın Elazığ'da
Larif Akdı tarafından öldürülen Zfilküf
Isot'un aılesi tanıtdık ehneye karar vererek
avukatlan buldu. Ailenin «nlatımlan üze-
rine avukatlar lstanbu! Cumhuriyet Baş-
savcılığı'na başvurdu.
istanbul Başsavcılığı tarafindan eski po-
lis memuru Mustafa Doğan ve 1sot'u öldür-
düğü iddia edilen Latif Akdı hakkında Is-
tanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi"nde dava
açıldı. Özgün Koç hakkında ise daha son-
ra hazırfanan ek iddıaname ile dava açıldı.
Sanıklann "planlayarak adam öldiirmek
ve yaralamak" suçlanndan 7'şer kez ıdam
ve 41 'er kez 20 yıldan az olmamak üzere
agır hapıs cezası istemıyle yargılanmasına
başlandı.
Davanın gıyabi tutuklu sanığı Mustafa
Doğan henüz yakalanamadığı için mahke-
me tarafından sorgulanamazken, Akdı'nm
ifadesi Baskıl Asliye Ceza Mahkemesi'nde
talimatla alındı. Duruşmalara katılan tek
sanık Özgün Koçolayla birilgisı bulunma-
dığını ve ülkücülerin lıderi olmadıgını öne
sürdü.
fstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi tara-
fından tanık olarak dinlenen tsot ailesinin
bireyleri, katliamın organizasyonun ülkücü
bir grup tarafından yapıldjğını söyledi. Ai-
le katliam öncesindeki toplantılann kendi
evlerinde yapıldığını beiirterek Zülküf
Isot'un susturulmak için öldürüldüğünü
söyledi. îsot'un ablası Remziye Akyol kat-
liam emnnı Alparslan Türkeş'ın verdiğını
söyledi.
AVUKAT CEM ALPTEKİN
'16Mart'ıçözmek
için siyasi
mücadele gerek'
16 Mart davasınm
avukatjan ve olayın
mağdurlan tarafından
kurulan huJcuk
kornisyonunun
sözcülüğünü yapan
Cem Ahptekin,
katliamın çözülebilmesi
için hukuksal
mücadelenin yanı sıra
siyasi mücadelenin de
gerektiğini ifade etti.
İstanbuJ Haber Smisi -
16 Mart davasınm avukatla-
nndan Cem Alpteldn "çete-
leresavaş açan" sıyasetçile-
rin kendılennı sanık sandal-
yesine oturttuğunu beiirte-
rek "Susurluk davası, 16
Mart davası gibi siyasi arka
pianı olan davalarda yarp-
niii bagunsıziığı sorununu
kararb. cesur .vargıçiar ve
oniarasağianacak kainuoytı
destegi ile aşabilmck nıiim-
kündür"dedı.
16 Martdavasınm avukat-
lan ve olayın mağdurlan ta-
rafından kurulan hukuk ko-
misyonunun sözcülüğünü
yapan Cem Alptekin, katli-
amın çözülebilmesi için hu-
kuksal mücadelenin yanı sı-
ra siyasi mücadelenin de ge-
rektiğini ıfade etti. 16 Mart
davası özelinde olayın hu-
kuksal arka planını yargı
önündetartışmayı başardık-
lannı ifade eden Alptekin,
"Türkiyç'de bualandabirB-
ke imza atük. Bu açidan ba-
faidığında >anp bagımstdı-
guun btzzat yargı ü>eleri ta-
rafindan da tarbşıhr hak
gefdiği günümüzde, yargıç-
lann tstedikleri takdirdeher
türlü baskı ve zoıiuğa rağ-
men bağunsız karar tenebi-
lecekleri ömeğiıv bu davada
yasadık" dedı.
Hukuk savaşımı sonucu
16 Mart davasınm "adi bir
rinayet davası" olmaktan çı-
kanldığıru anJatan Alptekin,
kanıtlann TCY'nin 146 ve
149'uncu maddelerine uy-
gun olarak toplanmaya baş-
landığını ıfade etti. 12 Eylül
öncesı Türkiye'yı derinden
sarsan birçok cinayet ve kat-
liam dosyasmın dava dosya-
sına dahil edildiğini anlatan
Alptekin sözlerini şöyle sür-
dürdü:
"Ancak bövlesi bir yargı-
bmanın, vani devlet içinde
faalrvet gösteren bir suç ör-
güfünün deşifre edilerek
yargıönünde sorumlulann-
dan hesap sorulmasınıa, ba-
ğunsıztığı bu kadar tartışı-
lan yargıorganınca tek baş>-
naçozülebflmcsi olanakiıde-
ğOdir. Nitekim bu davada
çokolumluadimlarafnuşoJ-
maımzarağtnenyargıda bir
noktada tıkandı. Susuıiuk
davası, 16 Martdavası gibisi-
yasiarka planı olan davalar-
da yargının hağınısızlığı so-
runu kararb.cesur varçıçlar
.e oniara sağianacak kamu-
rvu desteği ile aşabiloıek
nümkündür. Bugüne kadar
laşanlmış olduğunu sö>1e-
rıek münıkün degüdir."
Parlamento dışındaki sol
artilerden simgesel anlam-
ı destek geldiğini belirten
lptekin. şunlan söyledi-
"Çetelere karşı mücadele
nacnia kurulduğu kamu-
unca bilinen 55. hükümet
zcülerinden veya paria-
.ntodaki diğer siyasi par-
'rden en ufak destek söz
nusu degüdir. Vazgeçtik
destekten. köstek olmasav-
dılar buna raavdjk. Ancak
çeteterekarşı savaş başlarök-
lannı söyleyenler >arg>
önfindeld çabamızı, bizi sa-
nık sandahesine oturtma
cüretini göstererek engeile-
meyeçafaşımşiardır. Asiında
vcrdtklerüıi sövledikferi mü-
cadelede gerçek suç örgütü-
nün iHtünü örtnıe çabasın-
danba^ka bir şev degüdir."
Yargılamanın her aşama-
sında, yanı davanın her otu-
rumunda yeni bir sonuca u-
laştıklannı ifade eden Alp-
tekin, "Mevcut sistem için-
de, sisteınin çarpık i^tev işini
ve hukuk dışı faaliyetini de-
şifre edenek belgelendirme
ûnkânı buluyoruz. Yani sis-
tcmin kendi kurallan içinde
sorguluyor. hesap soruyo-
ruz" dedı.
Kamuoyunun, Susuriuk
kazası sonrası devletı ele ge-
çinnek üzere oiduğu iddia
edilen suç örgütünün devlet
içindeki uzantılan ile ilgıli
başlatılan soruşturmalann
sonuçlanndan bilgi sahibı
olmadığının altını çizen
Alptekin, bunun da suç ve
suçlulann devlet tarafından
gizlendıği izlenimi yarattı-
ğını dile getırdi. Alptekin,
mahkemelere göndenldiğı
andan ıtıbaren resmiyet ka-
zanan -Susuriuk rapo-
rn"nun da bir suç ıtırafı ya
da belgesı olarak degerlen-
dirilmesi gerektiğini söyle-
di.
Avukat Cem Alptekin.
yurttaşlar ile hukuk devleti-
ni ve demokrasiyi savunan
kurumlann bu tür yargıla-
malan ısrarla ve inatla takip
ederek yargı bağımsızlığı-
nın fiilen sağlanmasında
katkıda bulunmalan gerek-
tiğini vurgulayarak "Bu öl-
ke hukuk devleti olacaksa
bunda bu ülke yurrtaşlarv
ıtınvereceği hukuk mücade-
lesinin pavı büvük olacak-
ür" diye konuştu.
16 Mart 1978 günü okul çıkışında sol görüşlü ögrenciîer saldırıya uğradilar. Üzerine bomba ablan grup daha sonra si-
lahla tarandı. Olayda Cemil Sönmez, Baki EÎdz, Ahmet Turan Özer, AbduDah Şünşek, Hamit Akd. Mehnıet Kurt ve Ha-
tice Ozen adb öğrenciler yaşanunı yitirdi. Saldında 41 öğrenci de yaralandı. Ölenler için görkemli bir cenaze töreni
düzenlendi. Cenazeler eüer üzerinde çiçeklerie süslü olarak memleketlerine gönderildi. Ölen öğrencilerin arkadaşları
cenazeden sonra eüerinde fotoğraflarla olayın gerçekleştigi meydana gelerek saygı duruşunda bulundular.
Dava 20 yıldır sonuca ulaşamadı
Yargı ağır işliyor
16 Mart davasında yargının
ağır işlemesine neden olan sorun-
lar özetle şöyle sıralanıyon
- Emniyetin sanıklarla ilgili
bılgileri geç gönderdiği, bazılan-
nı ise hıç göndermediği öne sü-
rülüyor Yazılara gerekli yanıtla-
n vermediği öne sürülen emni-
yetin arşivınde olması gereken
bılgilen de mahkemeye ulaştır-
madığı iddia ediliyor.
Emniyet Genel Müdürlü-
ğu'nün davanın ıdamla yargıla-
nan gıyabi tutuklu sanığı Musta-
fa Doğan'ı 2 yıl süresınce arama-
dığı ortaya çıktı.
Emniyet, Baybora Çiftliği so-
njşturması ile ilgili jandarmaya
verdiği bilgide Mustafa Dofan'ın
aranmadrğını bildirdi. Alman-
ya'da bulunduğu öne sürülen
Mustafa Doğan ile ilgili iddiala-
n Yeşıller Partisi mılletvekili
Cem Ozdemir'ın Alman Parla-
mentosu'na taşımasının ardından
20 Mart 1998 'de Interpol mahke-
meden sanık hakkında bılgi istc-
di.
- Milli tstihbarat Teşkılatı'nın
(MlT) Hasan Fehmi Günes ile
Avrupa Ülkücü Türk Federas-
yonlan Başkanı Lokman Kon-
dakçı arasında 30 Mart ve 10 Nı-
san 1979'da Marmara Köşkü'nde
yapılan görüşmenin bant çözüm-
lerini elde ettıği iddia edildi.
Istenmesine rağmen mahke-
meye belge gönderilmedi. Mah-
kemenin 16 Mart katliamıyia il-
gili bilgisıne başvurduğu MİT,
bılgisi olmadığı yanıtmı gönder-
di.
- Olayda kullanılan TNT'lerle
ilgili olarak mahkeme ve Kara
Kuvvetlen Komutanlığı arasın-
daki yazışmalar sürüyor.
- Başbakanlık Teftiş Kurulu
"Susurtuk raporunu" sansürle-
yerek mahkemeye gönderdi. Ko-
nuyla ilgili yazışmalar sürüyor.
1978'de sanık Sıddık Polat'ı sorgulayar
tımm başında görev japan emekli Emniyel
Amin Günav L'slu, 31 Ocak 1996'da mah-
kemeye verdığı ifadede milletvekıllerinden
baskı gördüklenni söyledi.
Olayın tanıklanndan polis memuru Yab-
yaGergin, şuanda 1. Sınıf Emniyet Müdü-
rü olarak görev yapan ve o tarihte İstanbul
Üniversitesi'nde görevii olan Reşat AJ-
tay'ın, saldırganlan kovalayan polislere
"dur"emn verdiğini söyledi.
Dönemın 1. Şube Müdürü Süreyya San
kendi isteğıyle 11 Mayıs 1998'de ifadever-
diğı mahkemede. olayın önceden ihbar
edildiğini belırtti.
Emekli Astsubay OğuzSerçinlioghı. Ab-
dullahÇatlı'nın TNTkalıplannı ordu için-
deki baglantılan aracılığıyla elde ettiğini
söyledi.
Dava halen istanbul 6. Ağır Ceza Mah-
kemesi 'nde sürüyor.
16 Mart a tepkiler
Katliam
ir kez daha
lanetlendi
İstanbul Haber Servis - Faşistlerce
21 yıl önce fstanbul Oniversıtesi öğ-
rencilerine düzenlenen bombalj saldı-
n sonucu 7 öğrencınin yaşamını yirir-
diği 16 Mart katliamı bir kez daha la-
netlendi.
Sosyalisf Iktidar Partili (SÎP) ögren-
ciîer tarafindan yapılan yazılı açıkla-
mada, katliamı itiraf eden Zulköf
tsot'un, "Bu olaydan emniyetin, Beya-
zıt karakol şefinin. hatta içişleri baka-
nııun bfle haberi var" sozlen anımsa-
Oldı. Zülküf Isot'un daha sonra aynı
davanın diğer sanığı Latif .Akü tarafin-
dan öldürüldügü belirtilen açıklama-
da, Sol'un siyasi etkisini engeileyeme-
yen düzenin Türkiye'yi teröre ve kat-
liamlara sürüklemekten geri durmadı-
ğı vurgulandı. 16 Man 1978de 7 üni-
versite öğrencisini; Bahçelievlerde
TÎP'ligençleri; Kahramanmaraş'ta, Sı-
vas'ta, Çonım'da emekçıleri katleden-
leıin bugün seçime hazıriandıklan sa-
vunulan açıklamada, sıyasilerin katii'
amlan görmezden geldikleri öne sürül-
dü.
İstanbul Yüksek öğrenim Gençligj
ile Dayanışma Demeği'nin (ÎYO-
DER) açıklamasmda da 16 Mart katli-
amının Susurluk çetesi tarafindan ger-
çekleştirildiği rleri sürüldü. Açıklama-
da, bu ülkenin gençieri otarak katliam-
lara seyirci kalınmayacağı vurgulana-
rak, "Arkadaşlanmızı bu 16Mart'ta da
anacağımıa. onlan sahipleneceğiınizi
büdimıoruz. BizlerJYÖ-DERIiler ola-
rak hepinizi 16 Mart salı günü saat „.
12.00'deEczacılıkFaküitesiönüncbek- *
Byonız" denildı.
Davanın ilkleri
Uzun yıllar
takip edildi
-Türkjye'de ilk defa bir faili meçhul o-
lay uzun yıllar takip edildikten sonra
mağdurlan tarafindan davaya dönüştü-
rüldö. Devletin görevini müdahil ve-
killeri yaptı.
- Davanın delilleri geniş kapsamh
toplandı. 16 Mart davasıyla ilişkili 1
Mayıs 1977, MHP ana davast, AbdJ
Jpekçi, Bahçelievler davası, Tevfik
Ağansoj davası ile Susuriuk raporu
dosyaya celp edildi.
- Hasan Fehmi Güneş ile Lokman
Kondakçı arasındaki görüşmenin bant
çözümlerini mahkemeye sunan avukat-
lar haldunda MÎT'in suç duyurusu,
Adalet Bakanhğı 'nın onayıyla "MİT'e
ait gizli bdgevi açıldadıklan'' gerekçe-
siyledavaaçıldı. Davanın görülmesine
önümüzdeki günlerde başlanacak.
SIFIRNOKTASIIORAL ÇALIŞLAR
SARIKAMIŞ / KARS - Meclis'in
top/anma tartışmalarına inat, bir
grup gazeteci, Türkiye'nin en
doğu bölgelerinden birisine
seçim ve Meclis tartışmalanndan
uzak bir gezi yapt/k. Çiçeği
burnunda Turizm Bakanı,
gazeteci meslektaşım,
arkadaşım Ahmet Tan'ın
davetıyle üç günlüğüne
Sankamış - Kars yöresini
dolaştık.
Sankamış, Kars'a 45 km.
uzaklıkta, son 100 yıllık
tarihimizde önemli izleri olan
ilçelerimizden. Osmanlı
Imparatorluğu'nun maceracı
komutanı Enver Paşa,
Sankamış'ın Allahüekber
Dağlan'nda bazı rakamlara göre
60 bin, bazı rakamlara göre 90
Sankamış 'ta Enver Paşa'dan Bu Yana
bin Mehmetçiğin yaşamına mal
o/an umutsuz bir yolculuğa
çıkmıştı. 1915, Osmanlı'nın
büyük hayaJ kırıklığıydı, bir
anlamda koca imparatorfuk,
Sankamış'ta karlâra
gömülmüştü. Enver Paşa'nın
Turan hülyalan Kars'a
ulaşamadan hayal olup grtmişti.
Şımdi Sankamış - Kars yolu
üzerinde bir anıt yer alıyor. Bu
anrt, 84 yıl önceki büyük dramı
gelen geçene anımsatıyor.
Sankamış, yalnızca bu büyük
acıyla değil, doğal güzellikleri ve
tarihiyle de ilginç bir kasaba. 10
bine yakın askerin bulunduğu
askeri tümen, Sankamış'a askeri
bir kasaba navası veriyor.
Askerin bu bölgedeki varlığı,
kayak tesislerinin çok eski
dönemlerden bu yana
oluşmasında etkili bir rol
oynamış.
Sankamış çevresınde eski bir
kayak merkezı varlığını korurken,
1990 sonrası, gelişmiş
telesiyejlerin de yapıldığı
Cıbıltepe tesisleri, bölgeye yeni
bir d/namizm kazandırmış.
Işletmeye yeni açılan Çamkar
Oteli, bu yöredeki yeni atılımın ilk
örneklerinden binsi. Bunu diğer
dağ otelleri izleyecek. Ikisınin
yapımına başlanmış.
2634 metre yüksekliğindeki
Cıbıltepe'nin karları, kristal
parlaklığı ve kayarken
yapışmayan özelliğiyle tanınıyor.
Sançam ormanlanyla kaplı çevre
dağlann ortasında modern
tesisiyle gelecek açısından
önemli kayak merkezi olmaya
aday gözüküyor. Kayak yapan
gazeteci arkadaşlanm, pistten
çok memnun olduklannı
söylüyorlardı.
Kars, yalnızca kış sporlanyla
değil, Ruslarla tarih boyunca el
değiştiren bir kent oiduğu için
farklı kültür ve tarih varlıklanyla,
değişik özellikleriyle de öne
çıkıyor. Sarıkamış'ta Çar'ın yazlık
ve avlanma amacıyla kullandığı
köşk, belli yıpranmalara
uğramasına karşın, hâlâ ayakta.
Çivisiz, hatıllarfa ve geçmeli
kerestelerle inşa edilen bu av
köşkü, görülmeye değer
özellıkler taşıyor. Çar'ın köşkü
Sankamış Ovası'na bakıyor.
Ovada ise Çarlık Rusyası'nın
demiryolu atölyeleri, çatılan
uçmuş haliyle, bu bölgede
yaşamış eski uygarlıklan
anımsatıyor.
Kars'ın hiç şüphesiz en çarpıcı
bölgesi Ani harabeleri.
Ermenistan sınınnın hemen
yanıbaşındaki bu harabeler etkili,
çarpıcı bir açıkhava müzesi
Özelliğiyle, yitip gitmiş bir tarihi
haber veriyor. Kiliseler, Selçuklu
hamamlan, Ermenistan'la
Türkiye'yi birleştiren Arpaçay
Nehri üzerinde ortası yıkılmış
köprüsüyle, insanı geçmiş
yüzyıllara yolculuğa çıkanyor.
Ani harabelerinin bulunduğu
yerdeki Ocaklı Köyü'nün
mubtan, susuzluktan yakındı. Ne
garip değil mi, burada yüzlerce
yıl önce gelişmiş bir kent vardı.
Onlar bu sorunlannı çözmüşlerdi.
2000 yılına girerken Ani'de su
yoktu. Nereden nereye...
2000 yılına 1 kala, ilk kez
gördüğüm Kars'ta yakın ve uzak
tarihe yolculuk yaptım.
Kayak yapmayı ve tarihte
dolaşmayı seviyorsanız, uçakla
İstanbul - Kars yalnızca 1 saat
45 dakika. Hararetle önenrim.