Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 MART 1999 SALI
OLAYLAR VE GÖRÜŞLER
Oğretmen Yetiştirmede Başlangıç: 16 Mart 1848
PlDf. Dr. İSA EŞME Marmara
C
umhuriyetöncesi ve sonra-
sı dönemlerdikkalealındı-,
ğuıda öğretmen yetıştiren
kurumlaraçısmdan baa tâ-
nhler kilometreCaşıolarak
göze çarpar. Bunlardan, ilk
bağımsız oğretmen yetiştiren kurum D»-
riilmuallimin (Erkeİc Oğretmen Okulu)
adlıokuiunaçılıştarihi olan 16Mart 1848
tanhı, tüm öğretmenJeriçin ayn bır önem
taşır. Birbaşka deyişle, 16 Mart tarihi, tıp-
kı 24 Kasim gibi öğretmenler için önem-
li bir yıldönümü olarak algılanmaktadjr.
Ancak ö|retmenler, özellikie yüksek öğ-
retmerüiler, bugün 151. yıldönümünü kut-
ladığımız bu anlamlı günü yine buruk
duygular içinde kutlamaktadır. Çünkübu-
gün, okuduklan, yetiştikleri kurumlar yok
edblmiştir. Öğrettneri kökenJi birakademis-
yenolarakbuanlamlı yıldönümünde okur-
lara, Tûrk Milli Egitimi'ne 6000'in üze-
rinde nitelikli oğretmen yetiştirmiş olan ve
genç kuşak tarafindan yeterince bilinme-
diğinı düşündüğüm Yüksek Oğretmen
Okullanru tanıtmak istiyorum.
Yüksek Oğretmen Okullan, lise ve den-
gi okullara oğretmen yetiştiren, lisans eği-
timini üniversitelerin ilgih dallannda, öğ-
retmenlik eğitimini ise kendi bünyesinde
yapan ve 130 yıllık sürede varlığıru koru-
yan oğretmen yetiştiren kurumdu. Yüksek
Oğretmen OkuJu'nun bu eğitım modeli,
bugün eğıtim fakültelerine yeni bn- mo-
dd olarak tanıtılan modelın tam kendisi-
dir. YüksekOğretmen Okullan denildiğin-
de şüphesiz öncelikle Istanbul Yüksek
Oğretonen Okulu alda gelmektedir. îstan-
bul Yüksek Oğretmen Okulu, Cumhuri-
yet dönemı öncesinden 1959 yılına kadar,
liselere oğretmen yetiştiren tek kurumdu.
ÖzellikJe 1930-1940'lı yıllarda bu kurum,
sınavla öğrenci alan çok seçkin bireğitim
kurumu idi. Bu dönemlerde, liselerin ba-
şansının, tstanbul Yüksek Oğretmen Oku-
Cniversitesi
lu'na sokabildiği öğrenci sayısı ile ölçül-
düğu. eğitım.'tarihçileri tarafindan hep di-
le getirilmefctedir.
NiteUkli oğretmen yetiştiren tstanbul
Yüksek Oğretmen Okulu, 1923-1963 yıl-
İann8a sadece 630 mezun verebilmiştir.
1949 yılında bu kurum bir yemek boyko-
tu bahaneedilerek kapaülmış ve birkaç yû
sonra yeniden açılmışsa da bir daha eski
çizgisini yakalayamamıştır. Bu nıtelık yi-
tirmenin etkısi ile 1950'li yıllarda okulun
başansiiyiceazalmış. 1944-45 öğretim yı-
lında 185 öğrencisi olan okul 27 mezun
verirken, on yıl sonra, 1954-55'te öğren-
cisi 62'ye, mezun sayısı 7'ye düşmüştür.
Jstanbul Yüksek Oğretmen Okulu'na
öğrenci tercihınin azalması ve bukurumun,
ülkenin gıderek artan lise öğretmeni ge-
reksinimini karşılamada yetersiz kalma-
sı, o dönemin yetkılilerini yeni arayışlara
yöneltmiştir. Istanbul Yüksek Oğretmen
Okulu kökenli eğitimcilerden birkaçı ve
Nuri Kodamanoğlu, Osman Faruk Veri-
mer, Köy Enstitülen 'nı kapatan dönemin
Millı Eğ'itım Bakaru Tevfık tieri'yi etki-
leyerek Ankara Yüksek Ögretmen Oku-
lu'nun açılması için yoğun çaba ıçine gi-
rerler. Okulun, Istanbul Yüksek Oğret-
men Okulu'ndan farklı, yeni bir modelle
öğrenci alması planlanmısîır. Bu yeni mo-
del, "yetenekli köy çocuklannın yüksek
oğretmenokullan ileiltşkilendirilereküni-
vçrsitelere uiaşan bir eğitim dü/e\ine ka-
vuşturulmast" düşüncesıdir. Köy Ensti-
tüleri'ni kapatarakköylüyü vıeköy çocuk-
lannı gücendiren hükümet, bu kusurunu
telafi edercesineprojeyı benimser ve 1959
yılında Ankara Yüksek Oğretmen Oku-
îu'nu açar. Açıhşta bizzat bulunan Milh
Eğitım Bakanı. "Biz bu moddle Türki-
ye'ninessahöğre&nenJerini vçtiştireceğiz"
diyerekyeni öğrencilere moral ve ümıt ve-
rir. Böylece 17 Nisan 1940'ta açılan Köy
Enstitülen ile eğitim alanında sahlanan
köy çocuklanna, eğitimde doruğa ulaş-
mak için bır şans doğmuş, köyden üni-
versiteye bir köprü kurulmuştur.
Yeni modelin gereği olarak, 1959 Ha-
ziranı'nda ilköğretmen okullanndan dere-
ce ile mezun olan 65 öğrenci tamamen
nesnel (objektif) Ölçütlerle seçilerek An-
kara Yüksek Ögretmen Okulu'na gönde-
rilir. Bu yetenekli gençler, 31 Temmuz
1959 günü başlayan 3 aylık İuzlandınlmış
bireğitimle yaz sıcağmda DevletLise Ha-
zırlık Sınavlan 'na hazırlanır. (Çünküo dö-
nemde, ilköğretmen okulunubitirseler bi-
le bu öğrenciler üniversite sınavlanna gi-
rememektedirler.)
Kursun bitiminde, Ankara Atatürk Li-
sesi'nde Fen Kolu Lise Bitirme Sınavına
giren öğrenciler birkaç flre ile başanlı olur
ve 1959-60 döneminde Ankara Universi-
tesi'nin Fen ve Edebiyat fakültelerine alı-
nırlar. Bu başanya ulaşılmasında, okul
müdürü. değerli eğitimcı Hasaa Erk'in
özvenli çalışmalannın büyük katlası var-
dır. Yüksek öğretmenlilerartıkkabuğunu
kırmıştır. Bu ilklerin tamamına yakını
okullannı 1 %3-64 döneminde bitirirler.
Köylerden. kasabalardan seçilen 65 çocuk
ve onlan izleyen öbürleri... Hepsi zeki,
hepsi yetenekli, kavrayışlı; sorgulayan, ir-
deleyen, eleştiren ve okuyan öğrenci top-
luluğu... Birey-toplum çıkarlannda önce-
liği herzaman topluma vermeye hazır ide-
alist topluluk, bu yeni modelle bugünün
seçkın öğretmenleri, öğretim üyeleri, de-
kanlan,rektörleri,yöneticileri olmuş, eği-
tım kurumlan açrruş ve eğitım düzeyinı do-
ruğa taşımıştır. Işte bu. yüksek oğretmen
gerçeğidir.
Ankara Yüksek Ögretmen Okulu'nda,
geçiş dönemmin ardından, 1 yıl sonra ha-
zırlık sınıfı modeline geçilir. İlköğretmen
okullannın. 5. sınıfi bitıren başanlı ve ni-
telikli öğrencileri, 1 yıllık haariık sınıfi eği-
timinden sonra ise olgunluk sınavlanna,
daha sonra üniversitelere girerler. Model,
beklenenin üzerinde başan ile yürür.
Ankara Yüksek Oğretmen Okulu'nun
bu başanlı çizgisi dönemin yetkililerini
harekete geçirir. 1964'te İzmir Yüksek
Öğretmen Okulu açılır. 100"e yakm öğren-
cisi ile her yıl 10 civannda mezun verebı-
len îstanbul Yüksek Öğretmen Okulu, öğ-
renci seçmede 116 yıllık geleneğıni bıra-
karak. aynj yıl. Ankara Yüksek Oğretmen
Okulu modeli ile öğrenci almaya başlar.
1960"lı yıllann ilk yansmda, Yüksek
Öğretmen Okullan başanda doruğa yük-
selir. Bu sonucun ahnmasında, her bırinı
saygı ile andığımız dönemin Milli Eğitim
Bakanı İbrahim Oktem, onun müsteşan
Nuri Kodamanoğlu \e Öğretmen Okulla-
n Genel Müdürü Seiman Erdem'in büyük
katkılan bulunmaktadır.
19601ı yıllann sonlanna dogru başan
grafiğinin eğimı tersine dönmeye başlar.
Milli Eğitım Bakanhğı, Öğretmen Okul-
lan Genel Müdürlüğü'nün 1972 yıimda
Yüksek Öğretmen Okullan ile ilgili yap-
tığı araştırma raporundan alınan sayılara
(rakamlara)göre, başlangıçta%100'eya-
kın olan üniversiteye girme oram %80'le-
re, ünıversitedeki başan oranı %70'lere,
mezuniyet başan oranı ise %50'ye kadar
gerilemiştır. 1970'lerden sonra Yüksek
Oğretmen Okullan için her şey dahada kö-
tüleşir Özellikle 1968'lerde başlayan si-
yasal kargaşalar bu okullann kapanışa
doğru olan ivmesini arttınr. Üç Yüksek
Öğretmen Okulu fıilen 1975"te kapanır. Ka-
panışı resmıleştirmek için Millı Eğitim
Bakanhğı. 3 kişiden oluşan bir müfettış-
ler kurulunu Ankara Yüksek Öğretmen
Okulu'na göndererek inceleme ve soruş-
turma yaptınr. Müfettişlenn, 31.5.1978
tarih ve85.22.11 sayılı raporu ile. Milli Egi-
tim Bakanhğı Müdürler Komısyonu'nun
4.8.1978 gün ve 37 sayılı karan ile Yük-
sek Öğretmen Okullan kapatılır. Böylece
köy çocuklannın üniversite amfılerinde
boy göstermesi sadece 19 yıl sürmüştür.
Kapanıştan,yalnız raporudüzenleyen 3 mü-
fettişin ve son karan veren dönemin Mil-
li Eğitim Bakanfnın sorumlu rurulması
haksızlık olarak değerlendınlmelidir. Çün-
kü Yüksek Öğretmen Okullan, bırprog-
ram ve bir süreç içinde kapatılmıştu'. He-
nüzyaşam mücadelesi vermekJeçırpınan
genç yüksek öğretmenliler. o dönemde
okullanna sahip çıkamamışlar ve kapanı-
şa seyirci kalmak durumunda kalmışlar-
dır.
öğretmen yetiştirmede. bu en iyi mo-
del, nasıl olup da bu duruma düşmüştür?
Görünen nedenler şöyle sıralanmaktadır:
• 1964 'lerden sonra, Yüksek Öğretmen
Okullan'nm ve buna bağlı olarak öğren-
ci kontenjanlanrun arttınlması,
• Öğrenci seçiminde nesnelliğin (objek-
tıflığin) yerinı öznel (sübjektiO ölçütlerin
alması.
• Yüksek Oğretmen Okullan'nın haar-
lık sınıfi eğitiminde niteliğin azalması.
• Yüksek Öğretmen Okullan'nın Cum-
huriyetin kuruluşundan ben başan ile sür-
dürülen etüt hocalığı Jaırumunun yozlaş-
tınlması.
• Siyasal güçlerin; ülke çıkarlannı her
şeyin üstündetutanyurtsever. ülküsüne bağ-
Iı, atak, üretken yüksek öğretmenlileri ka-
zanmak için okullan politize etmede ade-
ta yanşa girmesi ve yüksek öğretmenlile-
rin yatılı öğrenci olarak birarada yaşaya-
maz duruma gelmeleri.
• İlköğretmen Okullan'nın lise statü-
süne geçirflerek hazıriık sınıfi modeline son
verilmesi.
• Ve nihayet yatılılıktan bursluluğa dö-
nülmek durumunda kaJınması.
Bunlar, Yüksek ÖgYetmen Okullan'nı
kapatmada gerçek nedenler miydi? Yok-
sa, Kö> Enstitülen'nden sonra köy ço-
cuklannı üniversiteye götüren köprüyü
yıkmak ıçın ince bir politikanın hazırla-
dığı gerekçeler miydi? Bu ayn bir yazı
konusu olabilir. Son söz: Yüksek Öğret-
men Okıülan, Köy Enstıtûleri gerçeği gi-
bi, mensuplanrun yüreğindeyıllarca bir tut-
ku olarak yaşamasını sürdürecektir.
"Biz insantn ceddiyiz"
demişti Metih Cevdet An-
day... "Gelecek, mutluin-
sanın" diye eklemiştı. Son-
ra bu dizeyi kaldırmış! Ne-
den bilmem? Gelecekte
insanoğlunun asla mutlu
olmayacağını düşündü-
ğünden mi?
Mutluluk nedir? Kim, ta-
nımını yapabilmiş? K^kJen
kişiye değişen bir duygu,
betki biranlık, belki birgün-
lük... Sağlıklı isen, huzurlu
isen, korkusuz, tehlikesiz
bir ortamda yaşıyorsan,
kamın tok sırtm pekse, ço-
luk çocuğunun geleceğini
hazırlamışsan, işte kişiset
mutluîukbu...
Ama her şeyden önce
yaşadığın ülkede huzurola-
cak... Her an her şey ola-
bilir, her bir yerde bir pat-
lama, kaçınılmaz birkfyım,
sabah sokağa çıkanın ak-
şam eve dönüp dönme-
yeceği kuşkusu!.. Bütün
bunlarvarsa, mutiuluğun ia'
bile kalır mı?
Bu ülkede birçok etnik
kökenli insan yaşıyor. Hep-
si bir araya gelmiş, Türki-
ye yurttaşı olmuş... Tıpkı
Amerika'daki insanlargibi!
Kimse kökünü yadsımıyor,
ben Italyanım, Almanım,
Isveçlryim, Arabım, Yahu-
diyim diyor, ama ardından,
amabenAmerikalıyım, de-
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Şiddet Kendi Çocuklarım Yer!
meyi unutmuyor. Hiçbiri
kendisi gibi insanlann bir
araya gelip yeni bir devlet
kurmanın hayallerini ya-
şatmıyor Fransa'da da kaç
etnik kökenli insan var,
Basktan Korsikalıya, Brö-
tondan Occitanlılara ka-
dar! Terör nedir? Hangi
amaca hizmei eder? Kıme
ne kazandırrr? Hangf ülke-
deteröriezafere ulaşılmış-
tır? Bu sorulara verilecek
yanıt belli! Terör yoluyla
hiçbir yere vanlmaz! Öfen
öldüğüyle, öldüren öldür-
düğüyle kalır!
Bir-iki hafta önceki Fran-
sızca 'Oöservafet/r'dergi-
sindebiryaz/ okumuştum.
Bir Fransız gazeteci Istan-
bul'a gelmiş, kıyıda köşe-
de bir kahveye grtmiş, or-
daki koncışmalandintemiş.
Birgenç şöyle konuşuyor-
muş: "Istanbul'da, Iz-
mir'de, Ankara'dakilerbir
savaş durumu yaşandığı-
nı şimdiye dek anlamadı-
lar, ama şimdi anlayacak-
lar, çokinsan ölecek, çok."
Derken işte başladılar:
Bakırköy'de, Ataköy'de,
derken Göztepe'de... Ne
kolay, ne ucuz, ne iğrenç
bir savaş! Gidip biraraba-
yasaatli bomba koy, gitsin
bir yerde patlasın, içinde-
kiler, çevredekiler ölsün...
Bırinı bile tanımıyormuş-
sun. Ne güzel, belki senin
gibi insanlar da ölecek, bef-
ki çocuklar, ama sana ne!
Gider birmagazaya kok-
teyl fırlatırsın, yangın çıkar,
insanlar yanarak ölür. Sen
elini kolunu sallayarak ka-
çarsın. Belki de büyük bir
zaferkazanmanın sevınci-
ni duyarsın. Birilerinden de
belki 'afenn'alırsın!
Bu kolay savaş, pis sa-
vaş, savaş bile degil, kı-
yım... Gelişigüzel önüne
çıkanı yok ederek hedefi-
ne ulaşacağını sanmanın
yanılgısı... Kolay katil ol-
makla, savaşımcı sayılmak
mümkün mü? Bu kentzor-
balanna kimler destek ve-
rir, kimler yardım sağlar, bu
işin başı nerde? Önemli
sorun bu...
O Fransız gazeteci ile
konuşan genci gözümün
önüne getirmeye çalışıyo-
rum, olmuyor. En korkunç
filmlerde gördüğümüz iğ-
renç tiplerden değil, sıra-
dan bir genç, belki yirmili
yaşlarda bile değil. Ama
koşullanmış, koşullandınl-
mış! Ybksulluk mu, bilgi-
sizlik mi, ezilmişlik mi, yal-
nızlık mı, hangi nedense,
genç bir insandan çağdı-
şı bir canavar çıkaran! İş-
te o gücü elbiriiğiyle ez-
mek gerekiyor.
Toplumda ikilikler yara-
tanlar, onu buna, bunu ona
kırdırmak heveslerini yay-
gıniaştıranlarbu ülkeye en
büyük kötülüğü etmekte-
ter. Acıma duyuyorum böy-
lelerine... Türkiye'yi beş-
on terör olayı ile sindirile-
cek bir ülke sananlara!
Şiddet, şiddeti doğurur.
Şiddet, önce kendi çocuk-
lannı yer. Hep böyle ofcJu,
böyle olacak.
İNDİRİM
•J ^ '9 (3 *ı»* PS
TV« ?-J22. 322 76 Sf
Y«T»S D*WSM» HEHKEaEPI VE BAGU 'DLAN ILIEP MXHA ı(M2îl m K 68:
MAT»Yl • AOAPAZARI (B-2M,
212 a 33 ANK4SA |O-3I2:
351 5c 00 5 fıatl CAHKBI ISPÂRT
A. KRtKKAlE V
OZG«T; • *NT4KV» »0-326ı 2t6 '5
ı0-2»! 26; 35 15 • DİVASBAKIR ,*Ji:ı 25ı S5 !5 -2 h<n.
!
9*T«AN. MARDİN S«T SRMnı • ELA25 'C-J24; / i j .
(0-22?' 22' 09 ! ' SüET* KT
i'"f' • 54Tİ1-VTF8
"-N." " ? '3 3' .'" 20 '' 'KILİS SA^tlL'SFl' • 31"E?L'N
HAR4BIM KiflKiABEU ÜOCAEU TEKlTOAG VAlO'.S ZONSülDAKİ • IZM» ,0-2321853 15 50 • B53 13 13 AVD|f< !
214 »931 - K/»VS£Sı jO-35212<5M95 ( M M i iKlSHIS HIBSE*! KONVA ,C-33:i 25ı 04 14• 251 359512 Kaî> '.
MİĞDE |B-3»8i 213 U 26 • BİZE .0-1641 213 ı» '3 (3 haü (4RTVİV • SAMSUN -3-362) 2€i 57 X FOKtl) • S/V-
Y»T»S HOME MAfi*Z*LAR| ADANA H;s* V*!as Honîe 233 28 29 AHKMM Cr**v» v
»!as Mom« 43? 62 33 • Oıknı- Vsbs hme <"? » W •
*t: OJ 69 )3 M ı Stlfitr V«.« rtcmı 3J8 V i? • «NTAtVt *a!jş Hom? 24r 1? 22 - BAIIKESİR ıa»s iv*t 242 3i 3: - 244 98 28 DW*BB
214IU 33 - E«:uSU!.l VaUs Kome 23^ tS SJ • »13 f" 93 ESKİSEHİR vjias Honre 22! 09 99 • GAZIINTE» VSIJS rnm 220 ?0 J- • l&dH 1-jtas M
•52 03 501} Mı Cenntt VsUs Hom« 4?5 42 03 • fa^^ *M»s Hom» 635 7ı 53 • 521 93 :3 • fcıltfı »askt Vjta$ Hom i'i 0' 5313 •>»!> - ''
230 77 73 • Vrtacıiı ValasHora 309 SJ'0 • IZWT»e-.-lo, vjıas «pne 34
1
3S 5"" KAaS>«s *t<r> ."•<" '
;
.'" >-
v
S£
D
ı >ms-üy
-242 3: 3
-
CJ
C
J
ü-io4e»'-«S •
İSTANBUL10. MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
GAYRtVIENKUL SATIŞ İLAM
Do>yaNo. 1998 384 E
Satılmasına karar venlen. Istanbul ılı. Beşıktaş ilçesi, Mecıdı-
_ve Mahallesı. Şehıt Nun Pamır Sokakta kaın, tapuda 15 pafta,
614 ada. 84 parselde kayıtlı, 1 '20arsa paylı, 60 nolu apartmanın,
1. bodrum kat, 11 bağımsız bölüm nolu mesken ıpotek alacagı-
nın tahsilini temınen \e açık artırma ile satışa çıkanlmıştff. Gay-
nmenkulün ImarDurumu: Beşikta; Belediye Başkanlığı imarve
Planlama Müdürlü|ü'nûn 21.11.1997 tanh've 97/3963-951 sayı-
lı yazısına göre; satışa konu taşınmaz 08.07.1972 tastık tanhlı
1/500 ölçeklı Ortaköy ımar planında ıskan sahasmda kalmakta
olup, Çevırmeci sokaktan H= 15.50 m., Şehıt Nun Pamır Sokak
tarafindan H= 12.50 m. olarak bıtışik nızam kademelı ınşaat
hakkı almaktadır. Gaynmenkulün hali hazır durumu: Satışa ko-
nu olan, Istanbul ılı, Beşıktaş ılçesı, Mecıdıye Mahallesı, Şehıt
Nun PamirSokak kauı. 35 pafta. 614 ada. 84 parsel sayılı, 60 ka-
pı numaralı kargır Hantacılar Apartmanmda 58 kapı numaraiı
ginş. 1. bodrum kat 1 20 arsa paylı, 11 bağımsız bölüm nolu da-
ırenin tamamıdır. Satışa konu mesken, bodrum. zemin. 4 normal
kat görünümlü. 58-60 kapı numaraiı, ikı girişlı, her gınşte ıkişer
dairesi bulunan yaklaşık 27 yıllık dogalgaz yakıtlı, merkezı sıs-
tem kalorifer tesısatlı kargır apartmanın 58 kapı numaraiı. 1. gı-
nşte gıriş katı olan 1. bodrum katta yer almaktadır. Daıre. antre,
salon. salomanje, mutfak. kondor üzerinde 3 yatak odası, banyo
ve WC'den ıbaret, ıslak yûzeyleri seramik, oda zemınlen marley
döşemelı. duvarlar saten boyalı. pencerelen ahşap doğramalı ve
demır parmaklıklıdır. Elektnk. su, kalorifer tesısaü bulunan da-
irenin brüt alanı. 95.00 m2'dır. Gaynmenkulün kıvmetı: Satışa
konu dairenin kıvmetı 9 000.000.000. TL'sıdir.
SaüşşarrJan:
1- Satış, 03/05/1999 Pazartesi günû saat 10.00-10.15 arasın-
da Istanbul Adliyesi, tstanbul 10. Icra Müdürlügü'nde açık art-
tırma sureriyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıyme-
tin yüzde 75'ini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmu-
unu ve satış masraflannı geçmek şartı ile ıhale olunur. Böyle bir
bedelle afıcı çıkmazsa. en çok arttıranın taahhüdû baki kalmak
şartıyla 13'05/1999günü aynı yeraynı saattlerde ikıncı arttırma-
ya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da bu mıktar elde edılememış ise
gaynmenkul en çok arttıranın taahhüdû saklı kalmak üzere art-
tırma ılanmda göstenlen müddet sonunda en çok artürana ıhale
edılecektir. Şu kadar kı arttınna bedelinın malın tahmin edilen
kıymetinin yüzde40'ını bulması ve satış isteyenın alacağma rüç-
hanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve bundan başka
paraya çevırme ve payfaştınna masraflarmı geçmesı lazımdır.
2- ,\rttırmaya ıştırak edeceklenn. tahmin edilen kıymetın
yüzde 20'sı nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar millı bır
bankanm teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin pa-
ra ıledır. alıcı ıstedıgınde 20 günû geçmemek üzere mehıl veri-
lebilır Tellaliye resmı. ıhale pulu. tapu harç ve masraflan. KDV
alıcıya aıttır Bınkmış vergıler ihale bedelınden öderur.
3- Ipotek sahıbı alacaklılarla dı|er ılgılılerin (*) bu gaynmen-
kul üzerindekı haJclannı. hususiyle faız ve masrafa daır olan ıd-
dialannı dayanağı belgelen ile on beş gün içinde daıremıze bil-
dirmelen lazımdır. Aksı takdırde haklan tapu sıcıli ile sabit ol-
madıkça paylaşmadan hanç bırakılacaklardır.
4- /haleye katılıp daha sonra ıhale bedelını yatırmamak sure-
tıyle ıhalenm feshine sebep olan rüm alıcılar ve kefillen, teklif
ettikleri bedel ile son ıhale bedelı arasmdakı farktan ve dığerza-
rarlardan ve ayrıca temerrüt faizınden müteselsılen mesul ola-
caklardır. Ihale farkı \e temerrüt faizı aynea hükme hacet kal-
maksızın daıremızce tahsıl olunacak, bu fark, öncelikle temmat
bedelinden tahsıl olunacaktır
5- Şarmame, ılan tarihınden itıbaren daırede açık olup masra-
fi \erildığmde ısteyen alıcıya bir örneği gönderilebılir. Satışa ış-
tırak edenlenn şartnameyı görmüş ve münderecannı kabul etmış
sayılacaklan, başkaca bılgı almak ısteyenlerin 1998.G84 E. sayılı
dosya numarası ile müdürlüğûmüze müracaatlan ılan olunur.
Basm: 11349
PENCERE
Beyin Salatası...
Pusulanın bulunması, insanlığın çarpıcı dönüm
noktalanndan biridir.
Okyanusun ortasında bir tekne düşünün..
Pusulasız..
Yitiktir.
Peki, ya insan aklının pusulası elden giderse, ki-
şineyapabilir?..
•
'Küskünler' Meclis'i toplayınca medya çıldırdı;
manşetleriyle, başlıklanyla, haberieriyle, köşe ya-
zılanyla 'Küskünler'e çullanıyor; nedarbeciliklerini
bırakıyor, neahlaksızlıklannı, ne de alçaklıklannı!..
Küskünler Meclis çoğunluğunu sağladılar.
Meclis çoğunluğu "sivil darbe" yapabilir mi?..
Yapabilir.
Ancak bu darbenin ne olduğunu görebilmek için
bize bir pusula lazjm..
Nedir opusula?..
•
Meclis'i toplayan 'Küskünler' ne yapmak istiyor-
lar?.. Yazımızı sadeleştirmek için gazetelerin haber-
leri arasından en önemli sayılan ikisi yeterlidir:
7^ 372'nci maddeyi kaldırmak..
2) DGM'yi sivilleştirmek..
ikisi de ülkenin demokratikleşmesi yolunda ka-
çınılmaz önlemler değil mi!..
Orhan Apaydın'ı anımsıyonjm, bu yetkin hukuk
adamı, bir ömür boyu, DGM'lerin sivilleşmesi yo-
lunda çaba harcadı; yalnız Cumhuriyet'te yayımla-
nan yazılanndan bir kitap oluşur Demokrat kişilik-
li bir insan DGM'lerin sivilleşmesi önerisine gözü
kapalı 'evet' diyecektir. Türk Ceza Kanunu'nun
312'nci maddesini kaldırmak ya da değiştirmek de
demokratik bir görev değil mı!.. Kim bu öneriye
'hayır' diyebilir?.. 312 kaldınlırsa cezaevinden kur-
tulup çıkacak kaç yazar var?..
Peki, DGM'yi sivilleştirip 312'yi kaldırmak üzere
girişime geçen 'Küskünler'neden "sivildarbeci ve
ahlaksız" oluyoriar?.. Medya niçin bunca şamata
kopanyor, ortalığı birbirine katıyor?..
•
Nedenleri var..
Küskünler girişiminin arkasına dinciler yığılmış-
lan asıl amaçlan 312'nci maddeyi değiştirerek es-
ki Refah liderı Erbakan'ı yeniden politika yaşamı-
na katmak ve seçimleri erteletmekmiş...
Olabilir; ama, Meclis çoğunluğundan neden kor-
kuluyor?.. Hem seçimleri ertetetmek ya da Necmet-
tin Hoca'yı yeniden siyasal yaşama katmakta ne
gibi antidemokratik yön, yan ve içerik var?.. Birak-
lı başında kişi gerekçesini doğru dürüst açıklaya-
bilirmi?..
Elbette denebilir ki:
- Demokrasinin temeli laikliktir. Oysa girişimci-
ler Fazilet Partisi ile iş tutuyorlar, irticaya göz kır-
pıyorlar, Erbakan'ı kuyudan çıkarmak istiyortar,
Atatürk ün Aydınlanma Devrimi'ne karşıdevrim
yapıyoriar, laik Cumhuriyetin temeline dinamit ko-
yuyoriar, siyasal çıkarian uğruna sivil darbeye yö-
neliyoriar, ülkeyi karanlığa sürüklemeye çalışıyor-
lar...
İyi de dostlar, bunlan söylediğiniz zaman düpe-
düz 'laikçi' olursunuz. Oysa sizler değil miydiniz Ke-
mâllStlĞr'e laikçifigl yakıştirtp
r
Hernediğini koma-
yan!.. Bir yanda 'frtica' vardf, bir yanda
sizler nerelerdeydini2!?.l'"
v
''" •
•
Pusulasız aklın üstüne biraz limon sıkıp zeytin-
yağı gezdirdiniz mi, güzel beyin salatası olur, tuz-
lamayı unutmayın, sonra sofraya servis yapın.
Cumhuriyef
k i t a p 1 a r ı
İlhan Selçuk
ENEL HAKK'IN HAKKI
AJevi - Bektaşi toplumunun kör kuyulardan
yükselen çığlığına "PENCERE'"sini ardına dek
açan İlhan Selçuk'un son yapıtı. Bu kitapta
resmi ideolojiyle aynı paralelde debelenen aydın
duyarsızlığına yüz verilmiyor. Halk
dalkavukluğu da yok. Bu kitap, konuya
yakından tutulan bir ışıldak.
y Cumhuriyet Çağ Pazarlama A.Ş. TürKocağı Cad. No:39/41
^ kitap kulübfl (34334)Cağaloğlu-lstanbu) Te): (212)514 0^ 96
KARASU ASLİYE HUKUK
HÂKİMLtĞriVDEN
1997,275
1998/255
Davacı Mustafa Kmmlı vekili tarafindan davalılar
Meral Bayar ile Karasu Belediye Başkanlığı aleyhıne
açılan tapu iptali ve tescil davasmın yapılan açık yargı-
laması sonunda:
Mahkememizce 5Mİİ998 tarih ve 1997/275 esas.
1998/255 karar sayılı ılamı ile, dava dilekçesinın görev
yönünden reddıne karar venlmıştır. Davalılardan Meral
Bayar adma Kenedı Caddesi C Blok 93/19 Kavaklıde-
re/Ankara adresıne mahkeme karan göndenlmış, ancak
tebliğ edilmeden tebligatın mahkememıze ıade edıldiğı
ve adresinden aynldığı bıldırilmiş olmakla, davalıya ıla-
nen tebliğ gerekmekle,
Iş bu ilan gazetede ilamndan itıbaren yedi gün sonra
tebliğ yapılmış olacağı ve 15 gün içinde temyiz etmesi,
aksı taktırde karann kesınleşeceğı tebligat yenne kaım
olmak üzere ilan olunur.
Basın: 11331