16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 ŞUBAT 1999 PAZAR HABERLER Anayasa hukukçusu ve siyaset bilimci Prof. Dr. Bülent Tanör MGK'de alınan kararlann ikinci yıldönümünde gelinen noktayı değerlendirdi '28 Şubat maddi aıdamda demokrattır' 28 Subat'a adım adım Sincan'daki tanklar ordudan ilk uyanydı İstanbul Haber Servisi-28 Şubat ı dofuran ve laık rejımi korumak ıçin acil önlemler alınmasını gerektıren olaylann dönüm noktası. tarikat üye- Jerinindevlet düzeyinde kabul edildi- ği Başbakanlık'taki iftaryemeği oldu. Tarihı MGK toplantısına uzanan son 50 günün önenili olavlan şpjleydı: -11 Ocak: Başbakan Necmettin Er- bokan'ın daveti üzenne tankat lıder- leri Başbakanlık Konutu'ndaki ıftar yemeğinde bir araya geldi. -22Ocak:RFIi Beyoğhı Belediye- si, Taksim Gezisı'ne cami yapma İca- ran aldı. -24 Ocak: Laiklik karşıtı uygula- malardan rahatsız olan TSK'de, bir durum değerlendirmesi yapılarak ül- keyi bir yıl içınde seçımiere götüre- cek bir mutabakat hükümetinin ku- =.. rulmasının konuşuiduğu öne sürüldü. -26 Ocak Adalet Bakanı ŞevketKazan, mankenlerin podyumda mayo giymeleri- nin yasaklanması için bassavcıhklan top- lantıya çağıracağını söyledi. - Prof. Dr. Bülent Tanör'ün TÜSİAD adına hazırladığı raporda Genelkurmay 'ın Milli Savunma Bakanlığfna bağlanması önerisine sert tepki gösteren Genelkur- may Başkanlığı hükümete ve bazı siyası partilere de açık uyanda bulundu. Yapı- lan değeriendirmede Türkiye Cumhuri- yeti'nin muhalıflen "eski marksistler ve- ya marksist dönekkr, askerttk göre\ lerin- de başansız olanlar, 12 Eylü]'de nıenfaat- leri zedeJenip mağdur olanlar, aşın dind gnıpiarveBan'vınıodelalınak isteyen bfl- gisiz (ikir sahipkri" olarak sıralandı -27 Ocak: MGK toplantısında, şeriat- çı radyo ve televizyonlann süresiz olarak kapatılması konusunda RTÜKe yetki ve- nlmesi benımsendi. - Adalet Bakanı Kazan, Sultanbeyli'de Atatörk anıtı dıktiren Korgeneral Doğu Silahçıoğlu hakkında, 'başkasMin görev alanına tecavüz ettiğr gerekçesıv le yasal işlem başlatılması içın suç duyurusunda bulunulduğunu bildirdi. -29 Ocak: RP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz, kamu kurum ve kuruluşlannda türban takılmasına olanak sağlayacak yö- netmelikle ilgili olarak geri adım atmaya- caklannı söyledi. - 30 Ocak: "Ohındu tarikatlar da var" diyen DSP Genet Başkanı Bülent Ecevit tarikat hderlennın devlet zirvesinde kabu! gördüğü Başbakaniık Konutu'ndaki iftar yemeğiyle ilgüi olarak 28 milletvekilınin imzaladığı genel görüşme önerisinı en- gelledi. - 31 Ocak: Yargıtay Cumhuriyet Bas- savcılığı, RP'nin ünıformalı partili grubu olus.turan Kayseri ıl yönetimini 30 gün ıçinde görevden alması konusunda uyar- dı. Vural Savaş tarafından RP'ye gönde- rilen yazıda, aksi takdırde RP'nm kapa- tılması için dava açılabileceğı belırtildi. -1 Şubat: Temız siyaset temız toplum için çok sayıda siyasi parti, sendika \e de- tnokratik kitle örgütünnün de destekledi- ği 'Sürekli Aydınhk İçin Bir Dakika Ka- ranlık' eylemi başladı. - 2 Şubat: RP'lı Sıncan Beledıye Baş- kanı Bekir Yıkhz. düzeniediği Kudüs Ge- cesi'nde HAMAS ve Hizbuliah liderleri- nin önünde konuşma yaparak şeriat yöne- timini övdü. Gecede konuşan ve Türkiye Cumhuriyel -— Ordıulaıı dört nyarı | Hükünıeti ılüjürme DEVRİM SEVİMAY Anayasa hukukçusu ve siyaset bilimci Prof. Dr. Bülent Tanör, 28 Şubat kararlannı, demokrasi- yi ilkesel açıdan zedelemekle bir- İikte cumhunyetçı bir müdahale olduğu için "demokrasinin lehi- ne bir tercih'' olarak kabul ettiği- ni söyledi. Tanör. Türkiye'nin ir- tica ve aynlıkçı tehditleri ıçeren bir darboğazdan geçtiğini ancak bu darboğazın yaklaşık 10 yıl içinde aşılacağını belirterek, "O zamangeldiğinde 'Demokrasi mı cumhuriyet mı' çelişkisini yaşa- maktan kurtulacağız. Demokra- tik cumhurryetten yana tavnmızı koyacağız. Şimdi yapmamız gere- ken ise zihinlerimizi demokrasi- nin evrensel standartlanna açık rutmav'a devam etmektir" dedi. 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Ey- lül'den sonra Türkiye'yı yenı bir dönemecin başına getiren 28 Şu- bat sürecinı ikinci yılında Bülent Tanör şöyle değerlendirdi: - 28 Şubat, aydınlar arasında 'laiklik mı, demokrasi mı' tarüş- masına yoi açtı. Bu tartışmayı na- sri değerlendiriyorsunuz? • Bülent Tanör: "28 Şubat Türkiye'ye özgü bir durumdur. Bu konjonktürel durumu anlamak gerekiyor ama diğer yandan olması gerekeni de akıldan çıkarmamalıyız. Bizler Türkiye için demokrasinin ideal ve evrensel standartlannı istemeliyiz. Türkiye başını kaldınp ileriye bakmalı. İdeal olanın tam bir sivil demokrasi olduğunu bir an için aklından çıkarmamalı." - Evet. 28 Şubat bazılanmızı bir nefıs muhakemesine sevk et- ti: Cumhuriyetçi mıyız, demokrat mıyız? Bu açmaz zaten herbiri- miz içinde azyadaçok vardı. Biz cumhunyetçi ve demokratlar ola- rak biliyoruz ki, irtica düzenı salt laıkliğın değıl demokrasinin de düşmanıdır. Dolayısıyla MGK'nin laiklik konusundakı hassasiyeti salt laiklik değil de- mokrasinin de yarannadır. MGK'nin bu tavn aslında de- mokrasının de lehinedir Burada bir sıkıntı yok. - Bir •cumhuriyetçi demokrat' için sıkıntı nerede başbyor? - Demokratlar \e liberal de- mokrasiyi ısteyenler ıçm sıkıntı 28 Şubat kararlannın hükümet- ten değıl, MGK'den çıkması nok- tasında başlıyor Normal koşul- larda bu kararlar pariamentodan çıksa. özü gibi çıkışı da demok- ratik olmuş olacak. Ajıcak bö> ie olmadığı içın "demokrat nihbr" sancılanmaya başlıvor. Aslında "cumhurrvttçi n ı i " bu kararlan desteklemeyı geTektinyor De- mokrasi. maddı ıçeriği mbanyla laikliği koruyarı her eyleme sa- hip çıkmayı gerektirir. PToblem burada değil. - Problem nedir? - Demokrasi biraz da form, bi- çım ve ilkeler meselesıdir. Aske- rin sivil otoriteye tabi olması re- jimidır. Asker ağırlıklı birorganın sıyasılere tavsıye adı altinda da- yatmalarda bulunması, demokra- sinin formel yapısı itibanyla be- ni rahatsız ediyor. Ben hem bir cumhuriyetçi hem de liberal de- mokrasiyı artık arzulamaya baş- lamış bir kışı olarak bu sıkıntıyı şahsen duymaktayım. Demokra- sinin maddi ıçeriği açısından MGK kararlan. bu kararlara dire- nen sözde siv ıl organa göre çok daha demokratik bir tavırdır 28 Şubat, demokrasi lehine yapılmış için şenat istediğini söyleyen lran'm An- kara Büyükelçisi Muhammed Rna Bag- heri'nin ise görev süresı dolmastna karşın Erbakan'ınözelricasıylaTürkiye'detutul- duğubelirlendi. - 3 Şubat: RP'liler, Kudüs Gecesi'ni Sincan'da protesto etmek isteyen CHP milletvekillen ve olaylan izleyen muha- bııien tartakladı. - 4 Şubat Sincan'da tırmanan şeriatçı tutum ve davranışlar üzerine asker bir uya- n mesajı verdi. 20 tank, 15 kariyer, aske- n cip ve Reo'lardan oluşan konvoy Sin- can'dan geçti. - 7 Şubat: Çok sayıda üniversite ortak bir açıklama yaparak laiklikten ödün ver- meyeceklerinı vurguladı. -9Şubafc Genelkurmay Başkanı tsma- 1 Hakkı Karadayı. TSK'nin her türlü teh- dide karşı görev e hazır olduğunu söyledi. -12 Şubat: ABD Dışişleri Bakanı Alb- rightKongredeaçıkladı: "ABDlaik Tür- kiye istiyor". -15 Şubat: Laik, demokratik ve çağdaş Türkiye ıstemlerini dile getiren on binler- ce kadın Ankara'da toplandı. -19Şubat Yurt genelinde yürüyen avu- katlar hukukun yolunun açılmasını istedi- ler. - 21 Şubat Orgeneral Çevik Bir, Was- hington'da Türk-Amerikan Konseyi'nin kapanış balosunda yaptığı konuşmada "Atatürk'ün mirası oian laik demokrasi- Bİn koruyucusu biziz" mesajını verdi. Bir'ın sözlenne RP'nin tepki göstermesı üzenne Genelkurmay Başkanhğt yazıh bir açıklama yaparak "Bir'in tavn ortak tavnmızıür'' dedi. - 25 Şubat Cumhurbaşkanı Süleyman Demirerın Tansu ÇiDer'i çagırarak "ge- rekirse btitaedin. ÇözümMecfiste bulun- sun" dedıgi öne sürüldü. - 26 Şubat MGK toplanösı öncesinde uyanda bulunan Demirel, "Böylegitınez'' dedi. Mesut Vılmaz darbe yapılmaması için Meclis'te ışbırliği çağnsmda bulun- du. - 27 Şubat: "RFsaz her öneriye açığa" diyen Ecevit, teknokratlarhükümeti öner- di. Baykal ise "Ya MecHs ya sandık" de- di. Türkiye'de darbe söv lentileri dış basın- da da yer buldu. - 28 Şubat: Ve tarihi MGK toplantısı 9 saat sürdü. Toplantıda askerler hükümete laiklik konusunda muhtıra gibi tavsiyeler- de bulundu. MCK bildirisi Tek başan 8 yıllık eğitim İstanbul Haber Servisi - 28 Şubat'takı MGK toplantısında yapılan muhtıra niteliğindeki 4 maddelik açıklamanın ardından ikinci bir bildiri daha yayımlanarak özetle şu istemlerde bulunulmuştu: • lmam-hatip liseleri gereksinim ölçüsüne indirilsin. • Kuran kurslan denetlensin. • Devlet içindeki aşın dinci kadrolaşma durdurulsun, gereksiz eleman alımına son verilsin. • 8 yıllık temel eğitim uygulaması bir an önce hayata geçinlsin. , . . • Tevhid-i Teds,irat (Eğîtim BirİfğiT s Kanunu^ndan vazgeçilemez. v • Tankatlar denetim altına alınmalı, parasal kaynaklan araştınlmalı. • Daha önce kaldınlan Türk Ceza Kanunu'nun 163. maddesini karşılayacak yeni bir yasal düzenleme yapılmalı. • Yargı bağımsızlığı sağlarunalı, yargının bağımsızlığına gölge düsürecek girişimlerden kaçımlmah. • Devrim yasalannın korunmasına ve uygulanmasına özen gösterilmelı. • Anayasada belirtilen devletin temel nitelikleri korunmalı, bu çerçeveyi asan girişimlere göz yumulmamalı. • Terörle Mücadele Yasası'nın ülkenin bütünlüğüne karşı suçlan düzenleyen birinci ve sekizınci maddeleriyle Siyası Partiler Yasası'nın dın istismanna dayanan siyaseti yasaklayan hükümleri hassasıyetle uygulanmalı. • tbadet mekânı olan camilerde siyaset yapılması önlenmeli. • Türk Sılahlı Kuvvetleri'nden atılanlann yeniden kamu hizmetine ahnması önlenmelidir. Orduya sızmalara karşı alınan önlemler tartışma konusu yapılmamalı. • Pompalı silahlann denetimsiz satışının önlenmesi gerekli. Cumhuriyet ÖYS DENEME SINAVI r trl.ırun Rt-M*rü M? Tjnh •aftnmdı Imıim/t <.m,t> m MGK'iin 9 saailik toplantısiBda 52elSic screttgjfHJmicrinc kar>ı çikılması istcndi Muhbra giöbitavâye ANAP'tandüşörmcç^nsı - ^ r 'Çıkışyolu anayasada' Üniversîtedeıı demokrasi ııyansı birtercihtır. Işin maddi yapısı iti- banyla tavnm kesindir ve budur. Ancak özellikle bir Anayasacı olarak askerin sivillere dayatma- da bulunmasını da göz ardı ede- miyorum. - 28 Şubat için 'Bıçağın kemi- ğe dayandığı gün' görüşfinü na- sıl değeıiendiriyorsunuz? - Aslında ben ılk günlerde bı- çağın kemiğe dayandığına inan- mıyordum. Çünkü Türkıye tari- hinde ilk kez bir sivil toplum ha- reketı başlamıştı ve gelişiyordu da. Yani sorunun halk tarafından çözüleceğine inanıyordum. Irti- caya karşı barikatı sivillerkurma- lıydı. Ancak ikı yıldan bu yana kamuoyuna açıklanan istihbarat bilgılerine bakıldığında da bıça- ğın kemiğe dayandığına ilişkin önemli ipuçlannı öğreniyoruz. Gerçi onlar, yani dinci devlet gö- rüşünü benimseyenler, bir darbe yapmayt amaçlamıyordu. Ama sandıktan çıkıp, "çoğunlukdikta- törlüğü''nü kurmak ıstıyorlardı. Bunu da demokrasıyi kullanarak yapıyorlardı. Taktikleri buydu. 28 Şubat bu oyunu bozdu. - Öyleyse, ordu dunımdan gö- rev çıkardı mı demefijiz? ~~ Siyasi açıdan iktidar ışi boşluk kabul etmiyor. Si- yaset ırticayı önleyecek kı- vamda olmaymca o boşlu- ğu bir başka kuvvet doldu- ruyor. Ister ıstemez... O da ordu. Durumdan görev çı- kanyor. Tabii, burada o ül- kenın tarihi, gelenekleri de etkilı oluyor. Bizde ordu bu misyonu kendinde görü- yor. 28 Şubat'ta böyle bir boşluk vardı. Irticaya kar- şı Meclis'ten bir barikat çıkmadı. Sivil hareket var- dı ama henüz olgunlaşma- mıştı. Bu boşluğu ordu ka- padı. - Peki sizce çözüm ney- di? Ya da önümüzdeki VTI- larda ne olmalı? 28 Şubat Türkiye'ye öz- gü bir durumdur. Bu kon- jonktürel durumu anlamak gerekiyor ama diğer yan- dan da olması gerekeni de akıldan çıkarmamallyız. Bctter Türkiye için demok- rasinin ideal ve evrensel standartlannı istemeliyiz. Türkiye başını kaldınp ile- nye bakmalı. tdeal olanın tam bir sivil demokrasi ol- duğunu bir an için aklın- dan çıkarmamalı. - Bu arada irticayı ne yapmalı? - Bir darboğazdan geçı- yoruz. Ama bu da bitecek. Türkiye çok önemli ve çok işleri başarmış bir ülke. lr- tıca ehlileşecek. Bence bu 10 yılımızı alacak. Ama aynlıkçı ve irtica tehlikesi atlatıldıktan sonra, o za- man demokrasinin sivilleş- tirilmesi, normalizasyon gündeme gelecek. O za- man da "Demokrasi mi cumhuriyet mi" çelişkisini yaşamaktan kurtulacağız. Demokratik cumhuriyet- ten yana tavnmızı koya- cağız ve dıyeceğız ki; "Biz demokratik cumhuriyet- ten yanayız." Genel Koordinatör Yardımcısı Yeni kurulan Reklamcılık Vakfı'nın heyecanını ve sorumluluğunu paylaşacak Genel Koordinatör Yardımcısı aranıyor. •Sosyal bilimler ya da ekonomi alanında yükse eğitim almış, •îyi derecede îngilizce bilen, •Kısa da olsa çalışma deneyimi bulunan, •Bir toplantıyı, bir projeyi, bir tartışmayı algılayıp yazıh ve sözlü özetleyebilecek yeterliğe ve Türkçe'ye sahip, •Organizasyon, tasnif, takip ve programlama yapabilen, •Reklam eğitimine ve konu ile ilgili yayıncılığa yatkın olduğunu düşünen, Adaylann, fotoğraflı özgeçmişlerini 09.03.1999 tarihine kadar (0212) 257 88 70 no'lu faksa göndermeleri rica olunur. V REKLAMCILIK VAKFI NOKTASI/ ORAL ÇALIŞLAR Yunanistan-Türkiye gerginli- ğinın tırmandığı koşullarda, "Acaba ben Yunan olsam ne yapardım?" diye düşündüm. Öncelikle Yunan şovinizmini eleştirirdim. Her türlü siyasetin 'Türkiye tehdidi' temelinde şekillendi- rilmesinin anlamsız ve zararlı olduğunu vurgulamaya özen gösterirdim. Bu bölgede, iki ülke arasın- daki gerginliğin ne Yunanis- tan'a ne de Türkiye'ye bir ya- ran olmadığı çok açık. Bu çe- lişmeden ve anlamsız şovi- nizmden daha çok bu bölgede çıkan olan başka büyük güçler yararlanıyor. ••• Yunan basınında, Yunan mil- liyetçiliğini okşayan yazılar yer alıyor. Bütün bunlann zaman zaman rating ve tiraj kaygısıy- la yapıldığını biliyorum. Küçük çıkariar temelindeki bu davra- nışlar, meslek etiğinin de öte- sinde, çok yıkıcı sonuçlar ya- ratıyor. Ârtık serinkanlı düşünmeliyiz ve bölgedeki sorunlann iki ül- kenin karşılıklı çıkan temelinde ele ahnması içın çaba sarf et- meliyiz. Türkiye, bütün bu süreçlerin sonundagiderekABD'nin böl- ge politikalarının temel daya- nağı halıne geldi. Yunanistan'ın yaptığı hatala- nn da etkisiyle, ABD'nin böl- Ben Yunan Olsaydım geye yeniden şekil verme po- litikalan adım adım sahneye konuyor. Türkiye'nin Avrupaylaolan ilişkilerinin kötûteşmesinde Yu- nanistan'ın payı yok mu? Bu kötüleşmenın, Türkiye'nin iç ilişkilerindede sovmızmı ve ıçe kapanmayı konûkledığını gör- memek için köroimak gerekir. Bu içe kapanma. ABD'ye da- ha fazlabağımlı'ığı daberabe- rinde getiriyor • • • Türkiye ile tırmanan düş- manlık, Yunanistan butçesinin çok büyük bir kısmının silaha yatırılmasına neden oluyor. Bu da ülkedeki gelır dağılımı- nı olumsuz yönde etkiledıği gi- bi, giderek siyasi güçler yerine militanst güçterin ön planaçık- masına neden oluyor. Gizlı ser- visler, kadenmz üzerinde bı- zim bilmediğımiz oyunlar oy- nuyorlar. Halk içindeyayılan Türkdüş- manlığı, geleceğe ılişkin kötü tohumların ekılmesını de bera- berinde getinyor. Türkiye'nin Kürtlere karşı uy- guladığı yanlış siyasetleri ve Kürt kimliğinı tanımama çızgi- sini haklı ola r ak eleştirirken, Batı Trakya'daki Türk azınlığa yapılanları neden görmezden geliyoruz? Neden orada insan haklan ihlallerini yeterince gün- deme getinmiyoaız? Bir Yunan gazetecisi olsay- dım, asıl eleştırileri devletin çiz- gisine yöneltmeyı, meslektaş- lanmın halk içindeki şoven duygulan kaşıyarak prim yap- ma çabalannı masayayatırma- yı tercih ederdim. Bu geri duyguların keskin sözcüsü olmak belki onlara prestij sağlıyor, belki meslekle- nnde yükselmek içın onlara ye- ni kapılar açıyor. Böylesine kı- savadeli hesaplarla bir yere gi- dılemeyeceğini yaşadığımız bunca deneyden sonra belkı yeniden gözden geçirmekte yarar var. Bütün bu eleştirileri yaptığtm için bana kızabilirsiniz. Hatta susturulmamı da isteyen yazı- lar yazabilirsiniz. Halkın şoven duygulannın benim üzerime yönelmesi için içinizdeki bazı keskin kalemler benim aley- himde iftiralarla dolu yazılar yazabilir. ••• Bu yüzden işimden olabilı- rim. Evet, Yunanistan'da artık cunta zamanında olduğu gibi güvenlik mahkemeleri yok, bu nedenle tutuklanmam söz ko- nusu olmayabilir, yargılanma- yabilirim. Bunun Türkiye'den bir üstünlük olduğunu da dü- şünebilirsiniz. ••• Hatta diyebilirsiniz ki, bizim ülkemizde sırf fikirlerini söyle- dikleri için partiler kapatılmıyor, insanlar tutuklanmıyor. Bütün bunlann da doğru olduğunu söyieyebilirim. Yıne de milliyet- çiliğin kimseye yarar getirme- diğini kabul edin. • • • Ama ben Yunan değilim. Başkasını eleştirmenin her şeyden kolay olduğunu biliyo- rum. Bütün bunlan söyledik- ten sonra, acaba bizim Yunan- lılardan ne farkımız var diye dü- şünüyorum. Kendi ülkemdeki meslektaş- larıma, başkalanna kızarken, acaba biz nerede hatayapıyo- ruz diye düşünmelerini öneri- yorum. Yunanistan'ı kolayca eleşti- rirken, aynı rahatlığı kendi ülke- mizde gösterip gösteremedi- ğimiz üzerine kafa yormanın yaranna inanıyorum. Kendi korkulanmızı, kendi endişelerimizi, kendi kolaycı- lıklanmızı da isterseniz bir göz- den geçirelim. Türkiye'nin öz- gür, barış içinde yaşayan, de- mokratik bir ülke haline gelme- si için önce kendi kapımızın önünü süpürmeye başlayalım. Ucuz milliyetçilik, kaba kitle kuyrukçuluğu ne Yunanlılara ne de bizlere bir yarar sağ- lamıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle