23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 ŞUSA.T 1999 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Astor Piazzola'nın esin kaynağı ve hayat arkadaşı salı günü Taksim Ministry Clup'ta Buenos Airesli Amelita Baltar FEHMİ .4KGÜ1N "Bir şafak vaktiBuenos Aires"te öleceğim / ölme- sini bilenlerin saatinde / yaşanun bütün güzellikle- rini / biriikte götürürcesine / sigaram. tangolanm, bu küçük >eda şiirim / ve bir avuç hüzünle / omuz- lanmda sabahın bır tül gibi örtüsü / önümde yanm kalan viskikadehim / ve sevjpli ölüm bana ulaşuğın- da/saatataia tam arada Buenos Airesteökceğim-'' Müziği Astor Pi&zzolla ve sözleri Horacio Ferrer'e ait olan "Balada Para Mi Muerte" Ölümiim Için Ba- lad adlı parçayı, yakıcı ve büyüleyici sesiyie Buenos Aires'ten Güney Amerika ve Avrupa sahnelerine ta- şıyan, şarkıcı Amelita Baltar olmuştu... Büyük us- ta Piazzolla'nın esm kaynağı ve hayat arkadaşı. tan- gonun en önde gelen şarkıcılanndan ve tiyatro ar- tisti Amelita Baltar, 2 Mart Salı günü saat 20.30'da Taksim Mmistry Clup'ta Yapı Karedi Sanat Festiva- li 99 çerçevesinde bir konser verecek... Kendisine, bandoneonda Marcelo Mercadante, kemanda Pier- re Blanchard, kontrbasta Roberto Tormo ve piya- noda LaurentGuanzioni'den oluşan Cuarteto Por- teno adlı bir dörtlü eşlik ediyor. Amelita-Piazzpla-Ferrer tiçiüsü Amelita Baltar'ın 38 yıllık başan dolu bir sanat yaşamı var... Bunun büyük bir bölümünün Astor Pi- azzolla ve Horacia Ferrer beraberliğinden oluştuğu da bir gerçek.. Amelita-PiazzoHa-Ferrer üçlüsünün ortayakoyduğu: Maria De Buenos Aires- Balada Pa- ra Un Loco-Balada Para Mi Muerte- Chiquilin De Bachin-La Bicicleta Blanca-EI Gorda Triste gibi ti- pik ve gerçekten şiir. müzik ve yorum bakımından bırer başyapıt olarak kabul edilen parçalar, Arjan- tin müziğinin ve tangonun temel taşlan olarak ka- lacaktır. 1994 yıhnda Astor Piazzolla'nm anısına Astor- tango adlı bir albüm çıkaran Amelita Baltar. bugün elestirmenlerce Piazzolla'yı en iyi yorumlayan şar- kıcı olarak kabul edilmekte. Bu olguyu açıklarken sanatçı şöyle konuşuyor: "Astor üe unutulmaz yü- lar geçirdim (1968-1975), onunla biriikte çalujirken kendimi Müzik Tarihine' kanşmış gibi hissediyor- dum." Asıl adı Maria Amelia Baltar olan sanatçı, mü- zik ve sahne kariyerine 1962 yıhnda Quinteto Somb- ras adlı folklor grubunun tek kadın sesi olarak baş- lar. 1966'da bu kentetin dağılışı ile bir üçlü ile "Ye- dinciGece" adlı TV programlanna ve Geleneksel P Cosquin festivaline gene folk şarkıcısı olarak katı- lır. Gene bu yıllarda kaydettiği ilk uzunçalan "Pa- ra Usted" Mar Del Plata plak festivalirtde birinci ödü- le layık bulunur.. ama Amelita'nın artistik yaşamı- nın dönüm noktası 8 Mayıs 1968'de Buenos Aires Teatro Planeta'dabaşrolünü oynadığı Astor Piazzol- la ve Horacio Ferrer'in ünlü Maria de Buenos Ai- res "Buenos Aira'fi Maria" adlı "kücük opera"sı olacaktır. lki solist 11 enstrüman ve koro için yazılan. iki perde ve sekiz tablodan oluşan müzikalin aynı yıl satışa çıkan plağım 197l'de Pans'te La Sorbon- iazzola'yı en iyi yorumlayan şarkıcı olarak kabul edilen Amelita Baltar'a îstanbul'da Cuarteto Porteno dörtlüsü eşlik edecek. Arjantin müziğinin, özellikle tangonun en önde gelen isimlerinden Baltar'ın sesinde tangonun doğum yeri olan Buenos Aires'in mahallelerini, yaşantısmı, geleneklerini, halkının duygulannı bulacaksınız, hissedeceksiniz. ne'da bale olarak sahnelenmesi ve 1973 yılında da Japonya'da edebiyat ve müzik eleştirmenlerince "Latin Kökenli Eserler Arasında" birinci olarak se- çilmesi izler. Mistik, romantik ve trajik biröykü ve müzik olarak nitelenen eserin iki yazan (Astor Pi- azzolla ve Horacio Ferrer) Maria de Buenos Aires için "operita" deyimini kullanırken bunu şöyle açık- lamakta: "halya operavı, Avusturya opereti İspan- ya ise zarzuela'yı yaratn. Bu da beîki biâm ülkemi- ze özgü bir deyim olarak yerieşir ve gelişir." 1969 yıhnda Amelita-Piazzolla ve Ferrer üçlüsü- nün tango kökenli özgün bir yapıtı daha Arjantin'- de heyecan uyandınr: •'Balada Para Un Loco" Bir Deli İçin Balad. Amelita Batar'ın yann akşamki konserinde yer alan parçada "Sıradan. alışılagelmiş hallcri olanbir kadınyoidaki insanlar arasında,me- lek gibi,parüdayanveçrigmgörünüşlübir adam gör- düğünü sanır. Erkek onu dansa davet eder ve dans ederken Buenos Airesşehri özerinde uçariar. Kadın için bu ola\ erkekteki deliltgin ona bulaşması, ona âşık olması. yaşamın romantik >önünü ve sevginin coşkunluğunu öğrenmesidir. Erkek ona' Beni böy- le delicesıne, delicesine sev.. yaşayacağımız aşkla- rın ve yeniden dünyaya gelmenin büyüsüne kapıla- hm" der." 1969 ve 1970 yıHanndaPiazzollavetop- luluğu ile biriikte olan Amelita Baltar, Teatro Re- ginada konserler verdi, 1972'de gene Piazzolla'nın Conjunto 9 orkestrası ile Carracas'ta "Yeni Dalga FestivaÜT> ne katıldı. 1973 yıhndaSusana Rinaldi ve MariquenaMontiile biriikte "3 Kadın İçin Şov" ad- lı müzikalde yer aldıktan sonra radyo ve televızyon çalışmalan için Paris'e döndü. Bundan sonraki ya- şamında Paris ve Buenos Aires arasında adeta me- kik dokuyan sanatçı sayısız etkinhklere katılır. İstanbul konserinin repertuvan 1978'de sanatçının Brezilya'da. Nostalgicos adiı albümüyayımlanır. I979"da ise Los Angeles'ın ün- lü" Coconoot Grove'un da sahne alır. 1988'de dü- zenlemelerini Oscar Cardoza'nın yaptığı Como Nunca adlı albüm kaydı gerçekleşir. 1993 yıhnda Compartıendo adlı bır oyunu Buenos Aires'teki Mozart kahvesinde oynar ve ardından bir seri kon- ser verir. 1994'te Astor Piazzolla'ya adadığı bir disk kaydı yapar ve 1996'da Brezilya'da Stagıum Bale- si'nde gösteriye katılır. Arjantin müziğinin, özellik- le tangonun en iyi isimlerinden olan Amelita Bal- tar" ın sesinde tangonun doğum yeri olan Buenos Ai- res' in mahallelerini, yaşantısını, geleneklerini, hal- kının duygulannı bulacaksınız,en azından hissede- ceksiniz. Sanatçının İstanbul konseri repertuvann- da ise Chiquilin De Bachin. Che Tango Che, Bala- da Para Un Loco, Anos De Soledad. El Gordo Tris- te, Balada Para Mi Muerte gibi Piazzolla besteleri yanında Mariano Mores"in Griselle adlı tangosu da yer almakta. Bununla biriikte tıpkı Paris konserle- rinde olduğu gibi, araya Cambaîache, Malevaje gi- bi Discepolo tangolanm da sıkıştırması. Che Tan- go Che ve Balada Para Un Loco adlı temalan Fran- sızca metinleriyle seslendirmesi kanımızca bekle- nen olasılıklar arasında. Sanatçılarda müzeyidüşlüyor Bu sergi 'geleceğin müzesi'nin özgün baskı bölümünü oluşturuyor YikraınSeth SalmanRüşdi Kitaplar çıkmadan ödülyarışı başladı Kültûr Servisi - Salman Rüşdi ve VTkram Seth. önü- müzdeki yıl Booker Ödül- leri için kıyasıya çeki$ece- ğe benziyor. Her iki yaza- nn da uzun süredir yayım- lanmayı bekleyen kitaplan önümüzdeki ay içinde art arda okurlann beğenisine sunulacak. Salman Rüş- di'nin 'The Ground Bene- ath Her Feet' ve Vikıam Seth'in 'An Equal Music' adlı yeni kitaplan daha şim- diden Ingiltere'nin en önem- li edebiyat ödüllerine aday olarak gösteriliyor. • Salman Rüşdi ve Vikram Seth'in Booker Ödülü için kıyasıya çekişeceği, benzer konuları içeren kitaplan önümüzdeki ay yayımlanacak. Kitaplann aynı dönemde yayımlanmasının yanında en önemli özellikleri, ben- zer konulan ele alması. Kitaplann herbirinin en az 50 bin satması bekleniyor. Kitaplan yayımlayacak olan Jonathan Cape ve Phoenix yayınevleri, şimdiden ulus- lararası reklamlara başladı- lar. Son Anglo-Hindu yazar Arundathi Rov•, Küçük Şey- lerin Tannsı adlı kitabıyla 1997 Booker Ödülü'nü al- mıştı. Rüşdi ise diğer Bo- oker adaylanndan aynhyor. Geceyansı Çocuklan adlı kitabı 1993 yıhnda son 25 yılın en iyi romanı seçilmiş- ti. 'The Ground Beneath HeT Feet', bir depremde ya- şamını yitiren rock şarkıcı- sı ve onu tekrarbulmaya ça- hşan sevgilisinı konu ediyor. Seth'in romanı da ben- zer bir konuyu ele alıyor. Bu kez kahraman depres- yon geçiren bir keman sa- natçısı. 10 yıl önce biten ilişkısini tekrar yaşamak is- teyen kahraman, bır gün sev- gilisini bir otobüste göriir ve olaylar gelişir. Hindistan'da eğitim gö- ren Seth, 'YeniTolstoy' ola- rak adlandınlıyor. Yazar da- ha çok 1993 yılında yayım- lanan ' A SuitaMe Boy' adlı kitabıyla tanınıyor. İngiliz- ce en uzun roman olarak ta- nımlanan ve 800 bin kelime- den oluşan kitap tam 8 yıl- da bitmiş. yani 'Savaş ve Banş'tan daha uzun. Çok uzun olduğu gerekçesiyle Booker aday listesine gire- meyen A Suitable Boy. bu yıl düzenlenen Booker pa- nelinde Gerald Kaufman tarafmdan 'yüzjıkn kitabı' olarak tanımlamıştı. Yaklaşık bin sayfadan olu- şan An Equal Music. A Su- itable Boy'dan aynhyor. Ye- ni kitabın karakterleri Hint- li değil. Kitap Londra'da ya- şayan üç karakter üzerinde yoğunlaşıyor. Piccadilly Hatchards'ın yöneticisi Roger Katz her iki kitabın da başanh olaca- ğına inanıyor: "Bu yıl için- de birbirinden kötükitaplar okudum. Bana gpreAn Equ- al Music veThe Ground Be- neath Her Feet>ılınen iyi iki kitabı olacak. Eğer Booker aday listesinde yer almaz- larsa çok şaşınnm." Salman Rüşdi'nin mena- jeri ve yayınevi, kitabın tam yayımlanma tarihi konusun- da bir açıklama yapmıyor- lar. Seth'in yayımcısı Rachel Kerr ise 'An Equal Music' adlı kitabı gözyaşlan için- de okudugunu belirtiyor. CANAN BEVTC\L Güzel Sanatlar Akademisi'ndeki öğrencilik dönemimde resim öğren- cileri ana sanat atölyeleri yanında, o dönemde gravür ve fresk olmak üze- re iki adet olan uygulama atölyelerin- den birine devam etmek zorundaydı- lar. Ben gravürü seçmiştim. Atölye- nin hocası herkesin çekindiği Sabri Berkerdi. Hocayı sadece notalacağı- mız zaman gördük, bunun dışında ne biz onun. ne de o bizim yanımıza uğ- radı. Açıkça söylemeliyim ki bana baskının nasıl yapılacağını Kani Ak- soy öğretmiştir. Hatta baskılan o ya- pardı. Belki de atölyenin hocaları haklıydılar. Hiçbir şey bilmeyen. zo- runlu olarak gelmiş bir sürü gencin acemi basblanyla ugraşmak ve bu zor tekniği öğretmek için zaman harca- mak hiç de keyifli bir şey değildı. Ben. birkaç linolyum oyduktan sonra ilk gravürümü bas- mak için bir çinko plakla atölyeye girdiğimde bana sorulan ilk soru "Auforte mu. aquatinta mi?" oldu. tkisinin de ne olduğunu bilmiyor- dum. Bunun üzerine duvarda asıh iki Remb- randtresmi gösterildi, hangisinin Aufort, han- gisinin aquatinta olduğunu söylediler. Ben yi- ne aralanndaki farkı anlayamamışhm. Hangi- sinin kolay olduğunu sordum ve ilk metal bas- kımı yaptım. Ancak sıra geldi basmaya, elim- de hazır plak, Bedri RahmiAtölyesi'nin kız öğ- rencilerinden sıra gelsin diye bekle dur. Sonun- da Sabri Berkel'e çıkıp, atölyeden aynlmak ve fresk atölyesine geçmek istediğimi söyledim. Bırakmaz diye ağlayıp zırladım bile. Sonunda Kani'ye soruldu, noru aldım ve Sabri Berkel tarafından azat edildim. Şimdi o dönemler geride kaldı ve koprüle- rin altından ne çok sular akıp gittı. Uygulama atölyeleri genişledi. uzmanlaştı, seçeneklerço- ğaldı ve keyifli bir uğraşa dönüşrii. Serbest öz- gün baskı atölyeleri açıldı, her sanatçı özgün Nurullah Berk - adsu serigrafi. Yurdaer AlOntaş - adsz serigrafi, 19%, baskısını yapabilir. yaptırabilir oldu. Özgün baskının önemli bir teknik ve yöntem olduğu kavrandı. Yukardaki anımı Marmara Üniversitesi Gü- zel Sanatlar Fakültesi Sanat Galerisi'ndeki bir sergiyi gezerken anımsamıştım ve bu yazıyı ha- zırlarken aktarmadan edemedim. Çünkü bu sergi usta ressamlardan, çok genç sanatçılara kadar Türkiye'nin pek çok sanatçısınm özgün baskı yapıtlannı içeriyor. Çağdaş Mtize Harekâtı sürüyor Ashnda bu serginin iki adı var; bin teknik bir ad "Ozgün BaskıSergjsi",diğeri ise roman- tik olmakla biriikte herkesin daha çok beğenip. benimsediği ve serginin çağnsında, kataloğun- da ve ilanlannda kullanılan adı, "Mûzesini Düşteyen Sergj". Pek çok kişi gibi ben de uzun yıllar özgün baskı teriminın anlamını çok açık bulmamak- taydım. Bugün özgün baskının anlamu biricik olmadığı halde biricik olanın sanatsal değeri- ne sahip olan, küçültülmüş biricikliktir. Bu- günkü teknolojik. bilimsel dile ak- tanrsak "orijinalin kolonlanmış" olanıdır. Özgün baskının biricik olan eserden farkı, ederinin daha küçük olması karşıhğında daha fazla yay- gınlaşabilirliğindedir. Özgün baskı, klasik baskı teknıklerinden, taş. me- tal ve ipek baskı yani litografi, gra- vür ve serigrafi yanında çok geliş- miş tekniklerle de gerçekleştirilebi- len ve endüstri grafik baskı teknik- leri kullanılsa bile farklı bağlam ve anlamlan olan bir çoğaltım yönte- midır. Bunun üç boyutlusuna zaten Çoğaltmay'Multiple deniliyor. Öz- gün baskı eser, biricik eserin yüksek maliyeti karşısında düşük maliyet- li. biricik eserin zor ve tek sahipli- liğine karşı kolay ve çok sahipli ola- bilen bu nedenle de alıcının da biri- cikliğinın yok edildiği eserdir. Öz- gün baskı denebilir ki taşınabilir, çoğaltılabilir, yerine bir yenisi kon- duğunda aynı mesajı iletebilir, top- lumsal, kitlesel, demokratik ve libe- ral bir sanat biçimidir. Bu teknik açıklamalar serginin teknik adının çağnştırdıklanydı. Gelelim diğer adma, "Mûzesini Düşleyen Sergi"ye. Bugün izlediğımız koleksıyon yıl- lar önce bir sergi nedeniyle sanatçı- lann vermiş olduklan 49 yapıttan olus,uyormuş. Bu koleksıyon GSF.. Dekanı Hüsamettin Koçan'a, zaten vazgeçemediği düşü olan müze dü- şüncesiyle bir paralellik kurdurmuş ve kurulan bir komisyonun saptadı- ğı sanatçılardan bağışlanmış işlerle sanatçı sayısı 89'a, eser sayısı 200'e çıkmış. Sergi bu açıdan son derece önemli, çünkü bu sergi bir müzeyi düşlüyor. Ashnda sadece bu sergi de- ğil. Türkiye sanatçısınm tümü müze- yi düşlüyor. "Düşlenen Müze" kav- ramı, Habitatkapsamında Antrepo'da açılan "Öteki" sergisiyle atılmıştı ve serginin görkemi bize (o zaman Hü- samettin Koçan UPSD'nin Başka- nıydı), işte müze dedirtmişti. Böyle- ce çağdaş sanat mûzesini kurma gi- rişimi tüm sanatçılar tarafından coş- kuyla karşılanmış ve Koçan'ın bu konuda girişimlerine destek \r erme va- adinde bulunulmuş, eser bağışında bulunaca- ğma dair sanatçılar imza bile vermişlerdi. İşte bence bu sergi geleceğin müzesinin öz- gün baskı seksiyonunu oluşturacaktır ve bu müze kuruluyor şimdi. Neden müze tüm sanatçılann ve Hüsamet- tin Koçan'ın bütün gecelerinın başlıca düşü haline gelmiştir? Elimde. dosyalanm arasında tam bu sırada bulduğum bir faks metni var. Burada "Kendi müzeni kendin kur" sloganı etrafında birleşildiğinin ve bir müzenin neden gerekli olduğunu duyurmak amacıyla bir du- yuru hazırlandığı belgeleniyor. Bu metinde, ashnda sanatçılann tümünün ortak bilinci, or- tak beklentisi ve ortak söylemi yansıtıhyor. Ya- ratıcı insanın üretimini topluma, insandan in- sana aktarmanın ve buyaratıcıhğın izlerinin kay- dını tutmak, örgütlübelleğini oluştunnak ve top- lumun yaratı ve düşün zenginliğini ortaya koy- mak için müzenin vazgeçilmez olduğu, bir de- ğil pek çok müzeyi oluşturacak kadar Türk sa- natçısınm üretiminin zenginliği vurgulanıyor ve bunun için sanatseverlerden işadamlanna, özel kesimden kamu kesimine kadar tüm top- lumun bu söylem etrafında bir bilinç oluş.tur- ması ve kısaca kollann sıvanması gerektiği çağnsı yapılıyordu. Burada başlamış olan Çağdaş Müze Hare- kâtı, bugün devam ediyor ve bunun ilk adımı Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakülte- si'ndeki özgün baskı koleksiyonunun sergilen- mesi, yurtiçi gezilerini yaparken yerleşeceği me- kânın hazırlanmasıyla, denilebilir ki müzenin ilk seksiyonunun oluşturulmasıyla geriye dö- nüşümsüz bir yola girmiştir. Hüsamettin Koçan'ın projeteri Şu dönemde morali hayli yüksek olan top- lumumuzda istenirse her şeyin gerçekleşebile- ceğine umudumuz, yıllardır dü^lediğimiz mü- zeyle gerçekleşmiş olacaktır. Bu aynı zaman- da zor gibi sunulan bazı işlerin, gerçekten yü- rekten inanılıp. istendiğinde ve bir de kişileri buna ikna edecek yeteneğe sahip olmakla çö- zümlenebileceğini de kanıthyor. "Düşlenen Müze" gerçekkşip, özgün baskı seksiyonu du- varlarda yerini alırken. mekânın ortadaki boş- luğunu düşünüyorum ve yeri gelmişken bir önerimi iletmek istiyorum. Bu mekânda üç boyutlu çoğaltmalann da yer alabilmesinin yolu açılırsa seksiyon ta- mamlanmış olur. Her sabah yeni bir projeyle uyanan Hüsamettin Koçan bu küçük önerim- den beklenmedik projeler geliştirip bizi şaşır- tacaktır, biliyorum. A R ? Cannes 'dajüri başkanı Cronenberg U David Cronenbergm bu yıl Cannes Film Festivali'ndejüri başkanlığını üstleneceği bildinldi. Kanadalı yönetmen Cronenberg, 12-23 Mayıs tarihleri arasında düzenlenecek festivalde yapacağı görev için şimdiden sabırsızlandıgını belırtti. • Benoit JaCCJUOt. yazar Mishima'nm' yaşamını konu alan fılmini tamamladıktan sonra şimdi de Markiz de Sade'ın yaşamını sinemaya aktanyor. Diğer yandan Philip Kaufman da Hollyvvood'da, Douglas VVright'ın tiyatro metninden yola çıkarak Markız'i anlatan bir film yapmaya hazırlanıyor. • Joseph Vilsmaier. Marlene Dıetrich'in yaşamöyküsünü sinemaya aktanyor. Fılmde Dıerrich'i Alman oyuncu Katja Flınt canlandınyor. • Rlver Phoenixm sıneona dûnyasmda... Çok genç yaşta aramızdan aynlan sanatçının erkek kardeşi Joaquim Phoenix, Rıdley Scott'ınyeni filmi 'Gladiators'da Roma imparatorunu canlandınyor. Kızkardeşi Summer Phoenıx ise Arnaud Desplechin'in 'Esther Khan' adlı filminde 18. yüzyılda yaşavan genç bır Yahudi kadını oynuyor. • Trevor Nunn, bir Rogers ve Hammerstein klasiği olan "Oklahomaî'yı Londra'da sahneliyor. Büyük beğeni toplayan ovünun, başanlı yapımlann sahnelendiği West End'e transfer olacaâı sövleniyor. • Jennifer Lopez Paul Verhoven'in yeni filminde rol alıyor. 'The Hollovv Man' isimli filmde, yanhşhkla görünmez olan bir bilim adamınm başından geçenler anlatılıyor. • Berlin Filarmoni Orkestrası yeni bir şef anyor... Dünyaca ünlü orkestranın basın sözcüsü, en geç, sezonun başlayacağı eylül ayma kadaT yeni bir şefle anlaşmak zorunda olduklannı söyledi. Orkestranın şu anki şefi Claudio Abbado'nun görevinden aynlacağını açıklaması üzerine arayışlara başlayan yetkililerin listesinde Sör Sımon Rattle, Riccardo Muti, Lorin Maazel ve Daniel Barenboim gibi isımler var. • Francesca SOİİnas. Berlin Film Festivah'nin ltalya delegeliğine seçıldi. Francesca Solinas, adına senaryo ödülleri düzenlenen ünlü senaryo yazan Francesco Solinas'ın kızı. • James Bond sigarayı bırakıyor... Gençlere ve çocuklara iyi ömek olmak amacıyla ünlü ajana sigarayı bıraktırma karan aldıklanm behrten, sinemanın son James Bond'u Pierce Brosnan, serinin 19. filmi 'World is not Enough'tan itibaren Bond'un bir daha sigara içmeyeceğini söyledi. • Robert carlyle Londra'daki Buckıngham Sarayı'nda düzenlenen törende Kraliçe Elızabeth tarafından Subay nışanıyla onurlandınldı. Carla'nın Şarkısı ve Anadan Doğma filmleriyle başanlı bir çıkış yapan Carlyle, törene eşi ve babasıyla biriikte katıldı! • OSCar ödülleri töreninde sunuş yapacak isimlerin arasına Robert De Niroda katıldı 21 Mart akşamı gerçekleştirilecek 71. Oscar töreninde Annette Bening. Jennifer Lopez. Goldie Hawn. Jack Nicholson. Steve Martin, Chris Rock, Kım Bassinger, Denzel VVashington, Robin Williams, Harrison Ford ve Helen Hunt sunuş yapacaklar. • Vittorio CaSSman. Cenova ve' Sıcılya temsillerinin ardından Roma'da tivatrova vedaetti. İTÜ'den kitap şenliği • Kültür Servisi- İstanbul Teknik Üniversitesi'nde İTÜ Öğrenci Meclisi girişimiyle gerçekleşecek kitap şenliğinde lsa Çelik'in fotoğraf sergısinin yanısıra 1 Marfta saat 13.00'te A. Başer Kafaoğlu'nun, 2 Mart'ta saat 13.00'te Orhan lyiler'ın, 3 Mart'ta saat 16.00'da Oral Çahşlar'ın, 4 Mart'ta saat 13.00'te Cezmı Ersöz'ün, 5 Mart'ta saat 13.00'te Erol Toy'un söyleşileri K.S.B Küçük Salon'da yer alacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle