Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 ŞUSA.T 1999 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Astor Piazzola'nın esin kaynağı ve hayat arkadaşı salı günü Taksim Ministry Clup'ta
Buenos Airesli Amelita Baltar
FEHMİ .4KGÜ1N
"Bir şafak vaktiBuenos Aires"te öleceğim / ölme-
sini bilenlerin saatinde / yaşanun bütün güzellikle-
rini / biriikte götürürcesine / sigaram. tangolanm,
bu küçük >eda şiirim / ve bir avuç hüzünle / omuz-
lanmda sabahın bır tül gibi örtüsü / önümde yanm
kalan viskikadehim / ve sevjpli ölüm bana ulaşuğın-
da/saatataia tam arada Buenos Airesteökceğim-''
Müziği Astor Pi&zzolla ve sözleri Horacio Ferrer'e
ait olan "Balada Para Mi Muerte" Ölümiim Için Ba-
lad adlı parçayı, yakıcı ve büyüleyici sesiyie Buenos
Aires'ten Güney Amerika ve Avrupa sahnelerine ta-
şıyan, şarkıcı Amelita Baltar olmuştu... Büyük us-
ta Piazzolla'nın esm kaynağı ve hayat arkadaşı. tan-
gonun en önde gelen şarkıcılanndan ve tiyatro ar-
tisti Amelita Baltar, 2 Mart Salı günü saat 20.30'da
Taksim Mmistry Clup'ta Yapı Karedi Sanat Festiva-
li 99 çerçevesinde bir konser verecek... Kendisine,
bandoneonda Marcelo Mercadante, kemanda Pier-
re Blanchard, kontrbasta Roberto Tormo ve piya-
noda LaurentGuanzioni'den oluşan Cuarteto Por-
teno adlı bir dörtlü eşlik ediyor.
Amelita-Piazzpla-Ferrer tiçiüsü
Amelita Baltar'ın 38 yıllık başan dolu bir sanat
yaşamı var... Bunun büyük bir bölümünün Astor Pi-
azzolla ve Horacia Ferrer beraberliğinden oluştuğu
da bir gerçek.. Amelita-PiazzoHa-Ferrer üçlüsünün
ortayakoyduğu: Maria De Buenos Aires- Balada Pa-
ra Un Loco-Balada Para Mi Muerte- Chiquilin De
Bachin-La Bicicleta Blanca-EI Gorda Triste gibi ti-
pik ve gerçekten şiir. müzik ve yorum bakımından
bırer başyapıt olarak kabul edilen parçalar, Arjan-
tin müziğinin ve tangonun temel taşlan olarak ka-
lacaktır.
1994 yıhnda Astor Piazzolla'nm anısına Astor-
tango adlı bir albüm çıkaran Amelita Baltar. bugün
elestirmenlerce Piazzolla'yı en iyi yorumlayan şar-
kıcı olarak kabul edilmekte. Bu olguyu açıklarken
sanatçı şöyle konuşuyor: "Astor üe unutulmaz yü-
lar geçirdim (1968-1975), onunla biriikte çalujirken
kendimi Müzik Tarihine' kanşmış gibi hissediyor-
dum."
Asıl adı Maria Amelia Baltar olan sanatçı, mü-
zik ve sahne kariyerine 1962 yıhnda Quinteto Somb-
ras adlı folklor grubunun tek kadın sesi olarak baş-
lar. 1966'da bu kentetin dağılışı ile bir üçlü ile "Ye-
dinciGece" adlı TV programlanna ve Geleneksel
P
Cosquin festivaline gene folk şarkıcısı olarak katı-
lır. Gene bu yıllarda kaydettiği ilk uzunçalan "Pa-
ra Usted" Mar Del Plata plak festivalirtde birinci ödü-
le layık bulunur.. ama Amelita'nın artistik yaşamı-
nın dönüm noktası 8 Mayıs 1968'de Buenos Aires
Teatro Planeta'dabaşrolünü oynadığı Astor Piazzol-
la ve Horacio Ferrer'in ünlü Maria de Buenos Ai-
res "Buenos Aira'fi Maria" adlı "kücük opera"sı
olacaktır.
lki solist 11 enstrüman ve koro için yazılan. iki
perde ve sekiz tablodan oluşan müzikalin aynı yıl
satışa çıkan plağım 197l'de Pans'te La Sorbon-
iazzola'yı en
iyi yorumlayan
şarkıcı olarak
kabul edilen
Amelita Baltar'a
îstanbul'da
Cuarteto Porteno
dörtlüsü eşlik
edecek. Arjantin
müziğinin,
özellikle
tangonun en
önde gelen
isimlerinden
Baltar'ın sesinde
tangonun doğum
yeri olan Buenos
Aires'in
mahallelerini,
yaşantısmı,
geleneklerini,
halkının
duygulannı
bulacaksınız,
hissedeceksiniz.
ne'da bale olarak sahnelenmesi ve 1973 yılında da
Japonya'da edebiyat ve müzik eleştirmenlerince
"Latin Kökenli Eserler Arasında" birinci olarak se-
çilmesi izler. Mistik, romantik ve trajik biröykü ve
müzik olarak nitelenen eserin iki yazan (Astor Pi-
azzolla ve Horacio Ferrer) Maria de Buenos Aires
için "operita" deyimini kullanırken bunu şöyle açık-
lamakta: "halya operavı, Avusturya opereti İspan-
ya ise zarzuela'yı yaratn. Bu da beîki biâm ülkemi-
ze özgü bir deyim olarak yerieşir ve gelişir."
1969 yıhnda Amelita-Piazzolla ve Ferrer üçlüsü-
nün tango kökenli özgün bir yapıtı daha Arjantin'-
de heyecan uyandınr: •'Balada Para Un Loco" Bir
Deli İçin Balad. Amelita Batar'ın yann akşamki
konserinde yer alan parçada "Sıradan. alışılagelmiş
hallcri olanbir kadınyoidaki insanlar arasında,me-
lek gibi,parüdayanveçrigmgörünüşlübir adam gör-
düğünü sanır. Erkek onu dansa davet eder ve dans
ederken Buenos Airesşehri özerinde uçariar. Kadın
için bu ola\ erkekteki deliltgin ona bulaşması, ona
âşık olması. yaşamın romantik >önünü ve sevginin
coşkunluğunu öğrenmesidir. Erkek ona' Beni böy-
le delicesıne, delicesine sev.. yaşayacağımız aşkla-
rın ve yeniden dünyaya gelmenin büyüsüne kapıla-
hm" der." 1969 ve 1970 yıHanndaPiazzollavetop-
luluğu ile biriikte olan Amelita Baltar, Teatro Re-
ginada konserler verdi, 1972'de gene Piazzolla'nın
Conjunto 9 orkestrası ile Carracas'ta "Yeni Dalga
FestivaÜT>
ne katıldı. 1973 yıhndaSusana Rinaldi ve
MariquenaMontiile biriikte "3 Kadın İçin Şov" ad-
lı müzikalde yer aldıktan sonra radyo ve televızyon
çalışmalan için Paris'e döndü. Bundan sonraki ya-
şamında Paris ve Buenos Aires arasında adeta me-
kik dokuyan sanatçı sayısız etkinhklere katılır.
İstanbul konserinin repertuvan
1978'de sanatçının Brezilya'da. Nostalgicos adiı
albümüyayımlanır. I979"da ise Los Angeles'ın ün-
lü" Coconoot Grove'un da sahne alır. 1988'de dü-
zenlemelerini Oscar Cardoza'nın yaptığı Como
Nunca adlı albüm kaydı gerçekleşir. 1993 yıhnda
Compartıendo adlı bır oyunu Buenos Aires'teki
Mozart kahvesinde oynar ve ardından bir seri kon-
ser verir. 1994'te Astor Piazzolla'ya adadığı bir disk
kaydı yapar ve 1996'da Brezilya'da Stagıum Bale-
si'nde gösteriye katılır. Arjantin müziğinin, özellik-
le tangonun en iyi isimlerinden olan Amelita Bal-
tar" ın sesinde tangonun doğum yeri olan Buenos Ai-
res' in mahallelerini, yaşantısını, geleneklerini, hal-
kının duygulannı bulacaksınız,en azından hissede-
ceksiniz. Sanatçının İstanbul konseri repertuvann-
da ise Chiquilin De Bachin. Che Tango Che, Bala-
da Para Un Loco, Anos De Soledad. El Gordo Tris-
te, Balada Para Mi Muerte gibi Piazzolla besteleri
yanında Mariano Mores"in Griselle adlı tangosu da
yer almakta. Bununla biriikte tıpkı Paris konserle-
rinde olduğu gibi, araya Cambaîache, Malevaje gi-
bi Discepolo tangolanm da sıkıştırması. Che Tan-
go Che ve Balada Para Un Loco adlı temalan Fran-
sızca metinleriyle seslendirmesi kanımızca bekle-
nen olasılıklar arasında.
Sanatçılarda müzeyidüşlüyor
Bu sergi 'geleceğin müzesi'nin özgün baskı bölümünü oluşturuyor
YikraınSeth SalmanRüşdi
Kitaplar çıkmadan
ödülyarışı başladı
Kültûr Servisi - Salman
Rüşdi ve VTkram Seth. önü-
müzdeki yıl Booker Ödül-
leri için kıyasıya çeki$ece-
ğe benziyor. Her iki yaza-
nn da uzun süredir yayım-
lanmayı bekleyen kitaplan
önümüzdeki ay içinde art
arda okurlann beğenisine
sunulacak. Salman Rüş-
di'nin 'The Ground Bene-
ath Her Feet' ve Vikıam
Seth'in 'An Equal Music'
adlı yeni kitaplan daha şim-
diden Ingiltere'nin en önem-
li edebiyat ödüllerine aday
olarak gösteriliyor.
• Salman Rüşdi
ve Vikram
Seth'in Booker
Ödülü için
kıyasıya
çekişeceği,
benzer konuları
içeren kitaplan
önümüzdeki ay
yayımlanacak.
Kitaplann aynı dönemde
yayımlanmasının yanında
en önemli özellikleri, ben-
zer konulan ele alması.
Kitaplann herbirinin en az
50 bin satması bekleniyor.
Kitaplan yayımlayacak olan
Jonathan Cape ve Phoenix
yayınevleri, şimdiden ulus-
lararası reklamlara başladı-
lar.
Son Anglo-Hindu yazar
Arundathi Rov•, Küçük Şey-
lerin Tannsı adlı kitabıyla
1997 Booker Ödülü'nü al-
mıştı. Rüşdi ise diğer Bo-
oker adaylanndan aynhyor.
Geceyansı Çocuklan adlı
kitabı 1993 yıhnda son 25
yılın en iyi romanı seçilmiş-
ti. 'The Ground Beneath
HeT Feet', bir depremde ya-
şamını yitiren rock şarkıcı-
sı ve onu tekrarbulmaya ça-
hşan sevgilisinı konu ediyor.
Seth'in romanı da ben-
zer bir konuyu ele alıyor.
Bu kez kahraman depres-
yon geçiren bir keman sa-
natçısı. 10 yıl önce biten
ilişkısini tekrar yaşamak is-
teyen kahraman, bır gün sev-
gilisini bir otobüste göriir
ve olaylar gelişir.
Hindistan'da eğitim gö-
ren Seth, 'YeniTolstoy' ola-
rak adlandınlıyor. Yazar da-
ha çok 1993 yılında yayım-
lanan ' A SuitaMe Boy' adlı
kitabıyla tanınıyor. İngiliz-
ce en uzun roman olarak ta-
nımlanan ve 800 bin kelime-
den oluşan kitap tam 8 yıl-
da bitmiş. yani 'Savaş ve
Banş'tan daha uzun. Çok
uzun olduğu gerekçesiyle
Booker aday listesine gire-
meyen A Suitable Boy. bu
yıl düzenlenen Booker pa-
nelinde Gerald Kaufman
tarafmdan 'yüzjıkn kitabı'
olarak tanımlamıştı.
Yaklaşık bin sayfadan olu-
şan An Equal Music. A Su-
itable Boy'dan aynhyor. Ye-
ni kitabın karakterleri Hint-
li değil. Kitap Londra'da ya-
şayan üç karakter üzerinde
yoğunlaşıyor.
Piccadilly Hatchards'ın
yöneticisi Roger Katz her
iki kitabın da başanh olaca-
ğına inanıyor: "Bu yıl için-
de birbirinden kötükitaplar
okudum. Bana gpreAn Equ-
al Music veThe Ground Be-
neath Her Feet>ılınen iyi iki
kitabı olacak. Eğer Booker
aday listesinde yer almaz-
larsa çok şaşınnm."
Salman Rüşdi'nin mena-
jeri ve yayınevi, kitabın tam
yayımlanma tarihi konusun-
da bir açıklama yapmıyor-
lar.
Seth'in yayımcısı Rachel
Kerr ise 'An Equal Music'
adlı kitabı gözyaşlan için-
de okudugunu belirtiyor.
CANAN BEVTC\L
Güzel Sanatlar Akademisi'ndeki
öğrencilik dönemimde resim öğren-
cileri ana sanat atölyeleri yanında, o
dönemde gravür ve fresk olmak üze-
re iki adet olan uygulama atölyelerin-
den birine devam etmek zorundaydı-
lar. Ben gravürü seçmiştim. Atölye-
nin hocası herkesin çekindiği Sabri
Berkerdi. Hocayı sadece notalacağı-
mız zaman gördük, bunun dışında ne
biz onun. ne de o bizim yanımıza uğ-
radı. Açıkça söylemeliyim ki bana
baskının nasıl yapılacağını Kani Ak-
soy öğretmiştir. Hatta baskılan o ya-
pardı. Belki de atölyenin hocaları
haklıydılar. Hiçbir şey bilmeyen. zo-
runlu olarak gelmiş bir sürü gencin
acemi basblanyla ugraşmak ve bu zor
tekniği öğretmek için zaman harca-
mak hiç de keyifli bir şey değildı. Ben. birkaç
linolyum oyduktan sonra ilk gravürümü bas-
mak için bir çinko plakla atölyeye girdiğimde
bana sorulan ilk soru "Auforte mu. aquatinta
mi?" oldu. tkisinin de ne olduğunu bilmiyor-
dum. Bunun üzerine duvarda asıh iki Remb-
randtresmi gösterildi, hangisinin Aufort, han-
gisinin aquatinta olduğunu söylediler. Ben yi-
ne aralanndaki farkı anlayamamışhm. Hangi-
sinin kolay olduğunu sordum ve ilk metal bas-
kımı yaptım. Ancak sıra geldi basmaya, elim-
de hazır plak, Bedri RahmiAtölyesi'nin kız öğ-
rencilerinden sıra gelsin diye bekle dur. Sonun-
da Sabri Berkel'e çıkıp, atölyeden aynlmak ve
fresk atölyesine geçmek istediğimi söyledim.
Bırakmaz diye ağlayıp zırladım bile. Sonunda
Kani'ye soruldu, noru aldım ve Sabri Berkel
tarafından azat edildim.
Şimdi o dönemler geride kaldı ve koprüle-
rin altından ne çok sular akıp gittı. Uygulama
atölyeleri genişledi. uzmanlaştı, seçeneklerço-
ğaldı ve keyifli bir uğraşa dönüşrii. Serbest öz-
gün baskı atölyeleri açıldı, her sanatçı özgün
Nurullah Berk - adsu serigrafi.
Yurdaer AlOntaş - adsz serigrafi, 19%,
baskısını yapabilir. yaptırabilir oldu. Özgün
baskının önemli bir teknik ve yöntem olduğu
kavrandı.
Yukardaki anımı Marmara Üniversitesi Gü-
zel Sanatlar Fakültesi Sanat Galerisi'ndeki bir
sergiyi gezerken anımsamıştım ve bu yazıyı ha-
zırlarken aktarmadan edemedim. Çünkü bu
sergi usta ressamlardan, çok genç sanatçılara
kadar Türkiye'nin pek çok sanatçısınm özgün
baskı yapıtlannı içeriyor.
Çağdaş Mtize Harekâtı sürüyor
Ashnda bu serginin iki adı var; bin teknik
bir ad "Ozgün BaskıSergjsi",diğeri ise roman-
tik olmakla biriikte herkesin daha çok beğenip.
benimsediği ve serginin çağnsında, kataloğun-
da ve ilanlannda kullanılan adı, "Mûzesini
Düşteyen Sergj".
Pek çok kişi gibi ben de uzun yıllar özgün
baskı teriminın anlamını çok açık bulmamak-
taydım. Bugün özgün baskının anlamu biricik
olmadığı halde biricik olanın sanatsal değeri-
ne sahip olan, küçültülmüş biricikliktir. Bu-
günkü teknolojik. bilimsel dile ak-
tanrsak "orijinalin kolonlanmış"
olanıdır. Özgün baskının biricik olan
eserden farkı, ederinin daha küçük
olması karşıhğında daha fazla yay-
gınlaşabilirliğindedir. Özgün baskı,
klasik baskı teknıklerinden, taş. me-
tal ve ipek baskı yani litografi, gra-
vür ve serigrafi yanında çok geliş-
miş tekniklerle de gerçekleştirilebi-
len ve endüstri grafik baskı teknik-
leri kullanılsa bile farklı bağlam ve
anlamlan olan bir çoğaltım yönte-
midır. Bunun üç boyutlusuna zaten
Çoğaltmay'Multiple deniliyor. Öz-
gün baskı eser, biricik eserin yüksek
maliyeti karşısında düşük maliyet-
li. biricik eserin zor ve tek sahipli-
liğine karşı kolay ve çok sahipli ola-
bilen bu nedenle de alıcının da biri-
cikliğinın yok edildiği eserdir. Öz-
gün baskı denebilir ki taşınabilir,
çoğaltılabilir, yerine bir yenisi kon-
duğunda aynı mesajı iletebilir, top-
lumsal, kitlesel, demokratik ve libe-
ral bir sanat biçimidir. Bu teknik
açıklamalar serginin teknik adının
çağnştırdıklanydı. Gelelim diğer
adma, "Mûzesini Düşleyen Sergi"ye.
Bugün izlediğımız koleksıyon yıl-
lar önce bir sergi nedeniyle sanatçı-
lann vermiş olduklan 49 yapıttan
olus,uyormuş. Bu koleksıyon GSF..
Dekanı Hüsamettin Koçan'a, zaten
vazgeçemediği düşü olan müze dü-
şüncesiyle bir paralellik kurdurmuş
ve kurulan bir komisyonun saptadı-
ğı sanatçılardan bağışlanmış işlerle
sanatçı sayısı 89'a, eser sayısı 200'e
çıkmış. Sergi bu açıdan son derece
önemli, çünkü bu sergi bir müzeyi
düşlüyor. Ashnda sadece bu sergi de-
ğil. Türkiye sanatçısınm tümü müze-
yi düşlüyor. "Düşlenen Müze" kav-
ramı, Habitatkapsamında Antrepo'da
açılan "Öteki" sergisiyle atılmıştı ve
serginin görkemi bize (o zaman Hü-
samettin Koçan UPSD'nin Başka-
nıydı), işte müze dedirtmişti. Böyle-
ce çağdaş sanat mûzesini kurma gi-
rişimi tüm sanatçılar tarafından coş-
kuyla karşılanmış ve Koçan'ın bu
konuda girişimlerine destek \r
erme va-
adinde bulunulmuş, eser bağışında bulunaca-
ğma dair sanatçılar imza bile vermişlerdi.
İşte bence bu sergi geleceğin müzesinin öz-
gün baskı seksiyonunu oluşturacaktır ve bu
müze kuruluyor şimdi.
Neden müze tüm sanatçılann ve Hüsamet-
tin Koçan'ın bütün gecelerinın başlıca düşü
haline gelmiştir? Elimde. dosyalanm arasında
tam bu sırada bulduğum bir faks metni var.
Burada "Kendi müzeni kendin kur" sloganı
etrafında birleşildiğinin ve bir müzenin neden
gerekli olduğunu duyurmak amacıyla bir du-
yuru hazırlandığı belgeleniyor. Bu metinde,
ashnda sanatçılann tümünün ortak bilinci, or-
tak beklentisi ve ortak söylemi yansıtıhyor. Ya-
ratıcı insanın üretimini topluma, insandan in-
sana aktarmanın ve buyaratıcıhğın izlerinin kay-
dını tutmak, örgütlübelleğini oluştunnak ve top-
lumun yaratı ve düşün zenginliğini ortaya koy-
mak için müzenin vazgeçilmez olduğu, bir de-
ğil pek çok müzeyi oluşturacak kadar Türk sa-
natçısınm üretiminin zenginliği vurgulanıyor
ve bunun için sanatseverlerden işadamlanna,
özel kesimden kamu kesimine kadar tüm top-
lumun bu söylem etrafında bir bilinç oluş.tur-
ması ve kısaca kollann sıvanması gerektiği
çağnsı yapılıyordu.
Burada başlamış olan Çağdaş Müze Hare-
kâtı, bugün devam ediyor ve bunun ilk adımı
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakülte-
si'ndeki özgün baskı koleksiyonunun sergilen-
mesi, yurtiçi gezilerini yaparken yerleşeceği me-
kânın hazırlanmasıyla, denilebilir ki müzenin
ilk seksiyonunun oluşturulmasıyla geriye dö-
nüşümsüz bir yola girmiştir.
Hüsamettin Koçan'ın projeteri
Şu dönemde morali hayli yüksek olan top-
lumumuzda istenirse her şeyin gerçekleşebile-
ceğine umudumuz, yıllardır dü^lediğimiz mü-
zeyle gerçekleşmiş olacaktır. Bu aynı zaman-
da zor gibi sunulan bazı işlerin, gerçekten yü-
rekten inanılıp. istendiğinde ve bir de kişileri
buna ikna edecek yeteneğe sahip olmakla çö-
zümlenebileceğini de kanıthyor. "Düşlenen
Müze" gerçekkşip, özgün baskı seksiyonu du-
varlarda yerini alırken. mekânın ortadaki boş-
luğunu düşünüyorum ve yeri gelmişken bir
önerimi iletmek istiyorum.
Bu mekânda üç boyutlu çoğaltmalann da
yer alabilmesinin yolu açılırsa seksiyon ta-
mamlanmış olur. Her sabah yeni bir projeyle
uyanan Hüsamettin Koçan bu küçük önerim-
den beklenmedik projeler geliştirip bizi şaşır-
tacaktır, biliyorum.
A R ?
Cannes 'dajüri
başkanı Cronenberg
U David
Cronenbergm
bu yıl Cannes Film
Festivali'ndejüri
başkanlığını
üstleneceği
bildinldi. Kanadalı
yönetmen
Cronenberg, 12-23
Mayıs tarihleri
arasında
düzenlenecek
festivalde yapacağı
görev için şimdiden
sabırsızlandıgını
belırtti.
• Benoit
JaCCJUOt. yazar
Mishima'nm' yaşamını
konu alan fılmini
tamamladıktan sonra
şimdi de Markiz de
Sade'ın yaşamını
sinemaya aktanyor.
Diğer yandan Philip
Kaufman da
Hollyvvood'da, Douglas
VVright'ın tiyatro
metninden yola çıkarak
Markız'i anlatan bir
film yapmaya
hazırlanıyor.
• Joseph
Vilsmaier. Marlene
Dıetrich'in
yaşamöyküsünü
sinemaya aktanyor.
Fılmde Dıerrich'i
Alman oyuncu Katja
Flınt canlandınyor.
• Rlver
Phoenixm
sıneona
dûnyasmda... Çok
genç yaşta
aramızdan aynlan
sanatçının erkek
kardeşi Joaquim
Phoenix, Rıdley
Scott'ınyeni filmi
'Gladiators'da
Roma imparatorunu
canlandınyor.
Kızkardeşi Summer
Phoenıx ise Arnaud
Desplechin'in 'Esther
Khan' adlı filminde 18.
yüzyılda yaşavan genç
bır Yahudi kadını
oynuyor.
• Trevor Nunn, bir
Rogers ve Hammerstein
klasiği olan
"Oklahomaî'yı
Londra'da sahneliyor.
Büyük beğeni toplayan
ovünun, başanlı
yapımlann sahnelendiği
West End'e transfer
olacaâı sövleniyor.
• Jennifer Lopez
Paul Verhoven'in yeni
filminde rol alıyor. 'The
Hollovv Man' isimli
filmde, yanhşhkla
görünmez olan bir
bilim adamınm
başından geçenler
anlatılıyor.
• Berlin
Filarmoni
Orkestrası yeni
bir şef anyor...
Dünyaca ünlü
orkestranın basın
sözcüsü, en geç,
sezonun başlayacağı
eylül ayma kadaT
yeni bir şefle anlaşmak
zorunda olduklannı
söyledi. Orkestranın şu
anki şefi Claudio
Abbado'nun görevinden
aynlacağını açıklaması
üzerine arayışlara
başlayan yetkililerin
listesinde Sör Sımon
Rattle, Riccardo Muti,
Lorin Maazel ve Daniel
Barenboim gibi isımler
var.
• Francesca
SOİİnas. Berlin Film
Festivah'nin ltalya
delegeliğine seçıldi.
Francesca Solinas,
adına senaryo
ödülleri düzenlenen
ünlü senaryo yazan
Francesco Solinas'ın
kızı.
• James Bond
sigarayı bırakıyor...
Gençlere ve
çocuklara iyi ömek
olmak amacıyla ünlü
ajana sigarayı
bıraktırma karan
aldıklanm behrten,
sinemanın son James
Bond'u Pierce Brosnan,
serinin 19. filmi 'World
is not Enough'tan
itibaren Bond'un bir
daha sigara
içmeyeceğini söyledi.
• Robert carlyle
Londra'daki
Buckıngham Sarayı'nda
düzenlenen törende
Kraliçe Elızabeth
tarafından Subay
nışanıyla onurlandınldı.
Carla'nın Şarkısı ve
Anadan Doğma
filmleriyle başanlı bir
çıkış yapan Carlyle,
törene eşi ve
babasıyla biriikte
katıldı!
• OSCar ödülleri
töreninde sunuş
yapacak isimlerin
arasına Robert De
Niroda katıldı 21
Mart akşamı
gerçekleştirilecek
71. Oscar töreninde
Annette Bening.
Jennifer Lopez.
Goldie Hawn. Jack
Nicholson. Steve
Martin, Chris Rock,
Kım Bassinger,
Denzel VVashington,
Robin Williams,
Harrison Ford ve
Helen Hunt sunuş
yapacaklar.
• Vittorio
CaSSman. Cenova ve'
Sıcılya temsillerinin
ardından Roma'da
tivatrova vedaetti.
İTÜ'den kitap şenliği
• Kültür Servisi- İstanbul Teknik Üniversitesi'nde
İTÜ Öğrenci Meclisi girişimiyle gerçekleşecek kitap
şenliğinde lsa Çelik'in fotoğraf sergısinin yanısıra
1 Marfta saat 13.00'te A. Başer Kafaoğlu'nun, 2
Mart'ta saat 13.00'te Orhan lyiler'ın, 3 Mart'ta saat
16.00'da Oral Çahşlar'ın, 4 Mart'ta saat 13.00'te
Cezmı Ersöz'ün, 5 Mart'ta saat 13.00'te Erol Toy'un
söyleşileri K.S.B Küçük Salon'da yer alacak.