16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 28 ŞUBAT 1999 PAZAR S on yıllarda sıkça sözü edilen globaJleşme devimi<oğu za- man gerçek anlamında kulla- nılmamaktadır. Global'ın söz- lüklerde anlamı "KüreseJ ok- mak, bir konuyu tflmüyle ele ahnak,yerküre boyutunda aJgılamak" ola- rak açıklanmaktadır. Bihm ve iletişimde başdöndürücü düzeydeki gelişmeler, her- kesin her şeyden haberdarolmasını uzay- da erişilebilecek son hız olan ışık hıa bo- yutu'na ulaştırdı. Böylece tüm insanlık bilim ve teknoJojinin olanaklanndan tûm yerküre üzerinde, yerinde bir deyimle, global olarak yararlanmakta. en azından bilgilendinlmektedir Bu aşarnada en önem- li sorun ulaşıian iJetişim gücününve uvgar- lık olanaklannın tüm insanbğın yararuıa olarak kullanıimasıdır. Tüm ınsanlığın ortak değerlennı v e geleceğmı gözeten. yoz düşüncelerden anndınlmış bir eğitımin uluslararası bir boyutta saptanrnamış ol- ması bu konuda büyük bir eksiklik oluş- turmaktadır. lşıtsel vegörsel ıletişimm gı- derek yaygınlaşması, en ıssız yörelere ka- dar uJaşması, ıyı yönde kullanıldıfı za- rnan ne kadar yararl ı\ sa, yoz amaçlarla kul- lanıldığında da izlen kolay silinemeyecek derecede zararlı olabilmektedır. Bu gerçe- ği en iyı yansıtan toplumlara örnek olarak ülkemızdeki ışıtsel \egörsel iletişimin ba- şıbozukluğunun etkılenni gösterebiliriz. Tûm uygar dünyanın iletişim konusunda Globalleşme ve Yeni Dünya Düzeni Prof. Dr. ABlDlJSKUyiBASARanHospitalSaglikveYatırımHt. gerçek anlamda global olarak bir düzen- lemeye yönelmesı kaçınılmazdır. Bilimin özelliğı, iletişimde bilgi sunulurken. bil- giyı sunanda bir şey eksılmeden bılgilen- dirilenin bir şeyler kazanmasıdır. Ussal değerlerin tümümün aktanlmasında or- tak özellik olan bu dunım gerçek bir gio- balleşmenin oluşmasına olanak sağlamak- tadır. Ekonomide ise, halen geçerlı olan çar- pık, aldatıcı düzende globalleşme sözcü- gü özanlamında kulianılmamaktadır.Glo- balleşme, ekonomide tüm değerlerin kü- resel boyutta ele alınarak ırdelenme ve düzenlenmesı olarak kabul edilmesı gere- kirken, tekellerin dünya ekonomisini et- kilemede küresel boyuta ulaşması anlamı- na kullanılmaktadır. Denetimsiz ve insan- lığın çıkanna olmayan bir tekelieşmenin dünya çapında yaygınlaşması gerçek an- lamda planlı bırgloballeşmeyı değil, yer- kürede yaygın bir sömürü ve başıboşluğu. çarpık yeni dünya düzensizliğıni yansıt- maktadır. Ekonomide gerçek globalleşme. tüm doğal kaynaklann akılcı bir değerlendıril- mesinin küresel boyutta yapılarak tüm in- sanlann yaranna hakça sunulmasıyla olu- şabilir. Kuralsızlık ve us dışı uygulama- lann güdümündeki ekonominin zaman zaman gösterdiği tıkanma ve bunalım (kriz) dönemlerinın altında yatan gerçek neden, denetimsiz çıkar güçlennin ekono- miyi yanlış yönlendirmeleridır. Uygarlık, toplumların genel çıkarlan için kabagüç- ten kaynaklanan zorba üstünlüğünün ya- salarla denetım altına alınmasını öngörür. Yeryüzündeki uygartopluluklann tümün- de toplumsal düzenın korunmasında bu ku- ral uygulanmakta ve yasal düzenlemeler- le kaba güçten doğabilecek zorlamalara en- gel olunmaktadır. Toplumsal konularda uygulanan bu düzenlemeye benzer ola- rak, yerküremiz boyutunda sömürü eko- nomisinin oluşturduğu dev tekelleşmele- rin de insanlık yaranna yönlendirilmesi çok- tan kaçınılmaz hale gelmıştır. Geçmıştepek çok kez oluştuğu gibi bugün de yaşanan ekonomik bunalımın temelinde üretim ve tüketimın plansızlığı yatmaktadır. Glo- balleşmenin gerçek anlamı dışında ola- rak, egemen ekonomik güçlenn çıkan için 'Yeni Dünya Düzeni" diye sunulmaya ça- lışılan dûzen. aslında. sömürenlerin yeni ve küresel bo\ uttaki bir aldatmacasından başka bir şey değüdir. Pozıtıf bılım dalla- nndaki gelişmeler, sağlam ve somut temel- A.Ş. Özel Ankara Tıp Merk. Tıbbi Direk, lere dayanarak geleceğe güven duygula- nyla bakmamızı sağlarken. siyaset ve eko- nomide henüz kesın ve güvenılır daya- naklardan yoksunluk devam etmekte, her an bir bunalım oluşmasına olanak verecek güvensizlik sürmektedir. Birtakım ege- men ekonomik güçler. kendi yararlanna olan amaçlannı. güçlü siyasaJ örgüt ve uluslara kabul ettirerek geçici başanlar sağlayabilseler de tüm yerküre boyutun- da, tüm değerlenn ve gereksinım lerin göz önünde tutulmadığı düzenlemelergüvenir- lilikten yoksun kalacaktır. İnsanlık olarak pozitif bilimler dünyasındakine benzer gmenilır dayanaklan siyasal ve ekono- mik konularda da oluşrurmak zorunda- >ız. Bugün yerküremizin boyutlan ulaş- tığımız iletişim hızı nedeniyle göreceli olarak küçülmüş, Aristoteles Cl.O. 384- 322) dönemindeki site boyutlanna indir- generek yerküre tûm ınsanlığın evi hali- ne gelmiştir. Eski Yunancada "Oikos" ev sözcüğünden Aristoteles tarafından türe- tilen "Oikonoraia" da(Ev idaresi-Ekono- mi) yeni boyutlar göz önünde tutularak bugüne ve geleceğe yönelik olarak tüm in- sanlık yaranna düzenlenmeli; köleci dü- zeni savunan Aristoteles'in zamanındaki kavramlardan kurtularak çağdaş kavram- larayönelmeliv iz. Bugereksinime yüzyıl- lar bovıı dikkati çeken düşünür ve bilim adamlannm sayılamayacak kadar çoklu- ğuna rağmen iletişimin o dönemlerde bu- günkü gücünde olmaması, etkin olmala- nnı engellemıştir. Jeremy Bentham(1748- 18321 iki yüzyıl önce düşüncelennı "Ola- bikfifİDce çok insana,olabildiğince mutiu- lıık vennei gerekn-" diye açıklamıştı. lz- leyen yıllarda ütopık vebilimsel sosyalist- lenn önenlen de egemen ekonomik çıkar çevrelerince saptınlmış ve ekonomik ba- şıboşluk bugünlere kadar gelmiştir. En gerçekçi tarımlamayı yapan VeUen( 1857- 1929). "Teşebbüs fedrisi" adlı yapıtmda "Ekonomik krizler. işadamlannın topiu- raa yararlı mallar ûretmek verine, para eden değerier gerçekleştirmeye yöneİme- lerinden doğmaktadır" demıştir. Yüzy ıllanr. akışı ıçinde edinilen bunca deneyımle bugünkü bilimsel ve teknolo- jik aşamaya ulaşan uygarlıgın. ekonomik konulan tüm insanlık çıkanna uygun ola- rak planlaması ve gerçek ekonomik glo- balleşmenin saglanarak yaşadığımız "Dün- ya Düzensiriiği'' yerine gerçek "Dünya Düzeoı*'nın kurulması kaçmılmazdır. Evi- miz yerkürenin bireyleri olarak AlbertCa- tnus'rün "Tek başına muüuluk utanda- cakbirşe>dir~ gerçegini yürekten benim- seyerek Jııç olmazsa yetişecek kuşaklara güvenli ve mutiu bırgelecek yaraünalryız. Bu boksojJVIuhammed Ali 2 A^f'sonra dünva şampiyonu olacağını açıkla< 2j£d sohra dünya şampiyonu oldu. aranTürk bankacılığının zirvesine ulaşmayı hedefledi. Bugün zirvede, Üstclik cn yüksek kredi derecelendirme notlanyla. (Trilyon f !..! 1998 Bilanvo I oplanıı 2.352 Mcvıhmt 1.297 Krcdilı-r 918 ()/.k:ıyııak!ar 2HH Brüt Kfu 227,7 Vcrgi Karsılıı'i 71,0 l>igt r K ı ı sılıklar 2 6 , 6 Nrt K.ıı 130,1 Sc-ıın.ıyc Yftcrlilik Or.ıııı (".>) I<S 1.193 515 592 128 77,2 60,2 12 125 1 95 502 412 /(» hi>L<i'n kinı, hıı f>ıiîih,ı GARANTI Bu giicü kiillamn. PENCERE PirincinTaşı... Geçenlerde bu köşede yayımlanan "Apo Bir Kukla" başlıklı yazım şöyle başlıyordu: "Çerkez Ethem Yunan'a sığınmıştı.. Apo da Yunan'a sığındı. Raslantı mı?.." Elbette raslantı değildir; Yunanistan "Megali Idea "dan vazgeçmedi; Anadolu'ya çarpık bakıyor, vatan hainlerine kucağını açıyor. • "BirieşikKafkasya Konseyi" başlıklı bir mektup aldım; Konsey'in Genel Başkanı Enver Kaplan, Apo ile Ethem'in adlannın yan yana geçırilmesin- den alınmış; bu işte bir bityeniği arıyor; Çerkezle- re karşı bir "kasıt" olduğunu düşünüyor: "Ne hazindirki" diyor "sizden çok önceleribaş- lablan suçlamalar nedeniyle Milli Mücadele 'nin ön- degelen Ethem Beyi, ÇerkezEthem olmuştur. Böy- lece mensubu bulunduğu etnik grup da zan altı- na alınmıştır. Vatan savunmasında kanını-canını veren Kuzey Kafkasyalılar hiç hatırianmak isten- memiştir. Geride kalan milyonlarca aynı soyun çocuklan, Çerkez halkı kimliği ile var olmayan bir suça ortak edilmiştir. Bugün, geçmişte olduğu gibi, hâlâ Ethem Bey'in şahsında Kuzey Kafkasya kökenli Türk vatandaş- lan siz ve sizin gibi düşünenler tarafından suçlan- maktadır." Haydi bakalım.. Pirincin taşını ayıklayalım!.. • Bir Türk vatana ihanet etti diye bütün Türkler va- tan haini mi olacaklar?.. Bir Kürt, Çerkez, Arap, Süryani, Ermeni, Rum, Abaza vatana ihanet ederse, "mensup olduklan etnikgruplar zan altına mı" düşecekler?.. Ne biçim mantık bu?.. Kurtuluş Savaşı'nda en büyük ihaneti devletin başındaki Padişah Vahdettin yapmış, elindeki si- lahîı kuvvetleri "Hilafet ordusu" adı altında Kuva- yı Milliyeci'lerin üstüne göndermiş... Ihanetin dini imanı, soyu sopu yoktur.. Etnik kimliği yoktur. • Apo Türk vatandaşıdır, Kürt asıllıdır; ama, bu ne- denle Kürt kökenli yurttaşlanmızın üstüne en kü- çük bir gölge düşemez. Anadolu insanı, hangi kökenden gelirse gelsin, kardeştir; hangi soydan olursa olsun, bu toprak- lann sahibidir; bu ülkede yaşamak için şu ya da bu etnik kimliğe bağlanmak gerekmiyor. Kürt, laik Türkiye Cumhuriyeti'nde özgür ve mut- lu bir yaşam sürecektir; insan haklanna sonuna dek sahip olacak, temel özgürlükleri özümseyecek, türkülerini söyleyecek, dilini konuşacak, kültürü- nü işleyecek; radyosunu, televizyonunu, enstitü- lerini kuracaktır. Vatan haini Apo'yla milyonlarca Kürt'ü özdeşleştirmek, ancak geri zekâlının mari- feti olabilir. • Türkiye'de yaşayan herkes Türk yurttaşı... Çerkez, Anadolu kültürünün bir parçası, rengi, ortak yaşamın mutluluğu.,. Çerkez Sabahattin, Laz Mahmut, Kürt Ibö,' Türk Mehmet, Arap Sadri, Abaza Kâmil, Rum Niko, Ermeni Agop, Yahudi izak, vb. Anadolu da birlikte yaşayacaklar; bunun dışında ne başka bir çözüm var, ne de bir başka yol ve yordam... Aklımızı peynir ekmekle yiyip bitirmemişsek, başımıza devşirelim. İLAN T.C. ZEYTİNBURNU SULH HUKUK MAHKEMESf'NDEN HÜKÜM ÖZETÎ EsasNo: 1998/1547 KararNo: 1999/75 Hâkım: Kemal Güzel 20998 Kâtip: Zarif Nalbantoğlu Mahkememize ait 1998// 1547 esas 1999/75 karar sayılı 10.2.1999 tarihli ılam ile küçükler Yusuf Çınar ve Kader Çınar vesayet altına alınarak kendilerine Ze- kiye Kesanbılici vasi tayft edilmiştir. Basın: 7%9 tLAN T.C. ŞİŞLİ3.SULHHUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN EsasNo: 1998/1275 KararNo: 1998/1551 Davacılar Servet Belkis Başar, Fatma A. Iris Gümül- cineli tarafından mahkememize açılan vasi tayini dava- suun sonunda: Nişantaşı-Abdi Ipekçi Cad. 42/4'de ikâmet eden mahcuru Nahıde Yavuzer'in kızı Fatma Afîfe Iris Gü- mülcineli'nin, mahkememizin 31.12.1998 tarih 1998/1275 esas, 1998/1551 karar sayıiı karan ile vasi tayin edilmış olduğu ılan olunur. 10.2.1999 Basın: 7784 İLAN T.C. FATİH1. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1995/865 KararNo: 1996/15 Mahkememizin 4.2.1999 tarihli ek karan ile vasi Ömer Lütfü Ülkü vefat ettiğinden; küçüklerden Hakan Murat Kınay 18 yaşını doJdurduğundan, reşıt olduğun- dan hakkında verilen vesayet karannm kaldınlmasına. 16.8.1981 doğ. Okan Kınay'a hak ve menfaatlenni ko- rumak ve temsil etmek üzere Ist. Fatih, Sinanağa Mah. cilt: 062/04, sayfa: 94, kütük: 312'de nüfusa kayıtlı bu- lunan Lütfı ve Neriman kızı 27.11.1968 doğ. Elvan Ül- kü'nün vasi olarak tayinine karar verilmiş olup, keyfi- yet ilan olunur. 4.2.1999 Basın: 7891 Yaşam, kalbin iki vuruşu arasındaki zamandır. Kalbinizi koruyun. TÜRKKALPVAKFI 79 Mayıs Cd. No: 8 Şışli/İSTANBUL Tel: (0212) 212 0707 (pbx)10Hat Faks:(0212)2126835
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle