Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 ŞUBAT 1999 PERŞEMBE
OLAYLAR VE GORUŞLER
Osmanh 1999
PlDf. Dr. N E C D E T ADABAĞ Dıl ve Tanh-Coğrafva Fakultesı
G
eçen akşam bır telev ız- ıyı hesaplamamız gerekıyor Tıpkı Hıtıt'le-
von kanalıtıda yapılan
ac,ık oturum bır buyu-
gumuzun sözuyle başlı-
vordu Osmanlıya karşı
olmamamız gerektığını
sovluvordu bu buyuğumuz Nasıl karşı
olacagız kı7
Utesek de olamavız Yedı yuz
yıl gıbı uzun bır sure topraklanmız uze-
nnde egemenlık kurmuş ve geçmışımı-
zı. geleceğımızı oluşturmus, bıze yaşam
bıçımımızı öğretmış, kısacası bugune
kadar gelmemızı sağiamış bır buyuk ım-
paratoriuğakarşı olmamız soz konusu ola-
bılır mı9
Atalanmızın Orta Asya dan kal-
kıp gelıp Anadolu'ya yerleşmelen, bu
topraklan yurt edınmelen ve bızlen do-
ğurup büyutmelen bu gunlere getırme-
len bu ımparatorluk sav^sınde olmuşrur
Tıpkı Hıtıtler gıbı Fngler gıbı > a da Urar-
tular gıbı Osmanh da Anadolu ınsanın ye-
tışmesınde \e uygarlık kavramını benım-
sev ıp uygarlık olçulennde kendısını eğıt-
mesınde temel bır sureçtır Bu sureç ne
yadsınabılır ne de bu surece karşı olunu-
labılır' Yaşanmış ve tanhımıze gecmış bır
sureçtır ve bu surecın çokmesı de, yıne
o toplantıda bır konuşmacının sovledığı
gıbı soz konubu değıldır Neye dayana-
rak çokmedığmı sovlemıştı o konuşma-
cı şu anda anımsamıyorum ama. bıze go-
re bugun bıle o ımparatorlukla ılgılı
fılmler yapılıyor, kıtaplar yazılıyor ve
kuruluş etkınhklen duzenlenıyorsa her ya-
şam kesıtımızde onunla ılgılı ızlerc rast-
lıyorsako ımparatorluk çokmemıştır Fı-
zıksel olarak var olmayabılır ama bırak-
tığı kalıt ıcımızde yaşamaktadır
Yeryuzundekı varhğımızı borçlu ol-
duğumuz bu ımparatorluğu ovmemız
goklere çıkarmamız kadar eleştırmemı-
zın de doğal olduğunu duşunuyoruz Bu
konuda yapacağımız eleştınlerı hıçbır
şev engellememelıdır Bırçocuğunçıkıp
"Kral Çıplaktır" dı>e bağırmasına fırsat
vermeden Krarın çıplak olduğunu aptal-
lık damgasını yemeyı goze alarak soy
lememız yoksa, düşeceğımız durumlan
n, Fng'len \a da Sumer'lerı eleştırebı-
leğımız gıbı Osmanhyı da eleştırmemız
gerekır, eğer ınsanlarımıza tanh bılıncı
vermek ıstıvor ve tanh dersını ezber bır
ders olmaktan kurtarmak ıstıyorsak Çun-
ku eleştın denınce devreye tum temel et-
menler gırecektır Toplumsal sıyasal
ekonomık ekınsel etmenler ışığında ya-
pılacak tanhsel bır değerlendırme bır
>andan tanhsel bılgılen daha elle rutu-
lur bıçımde algılamamıza, ote yandan
doğruyu gerçek boyutlan ıçınde yakala-
mamızayardımcıolacaktır Kısacası, ta-
nhe eleştırel gozle bakmamız geçmışı-
mızı daha kolay anlamamıza yaray acak-
tır O açık oturumda sık sık sozu edılen
Edward Carr, tanhe eleştırel gozle ba-
kan ve boylesı tanh çalışmalanna ımza
atmış bır tanhçıdır Gençlığımızde oku-
duğurnuz tanh kıtaplannda Haçlı Sefer-
len'nın dın savaşlan olduğu yazılıyken
son zamanlarda yapılan çalışmalarla bu
sav aşlann ekonomık nedenlere dayalı sa-
vaşlar olduğu saptanmıştır Bu gerçeğe
olaylara tek yönlu değıl, çok yonlu yanı
eleştırel bakmakla vanlmıştır Ancak
eleştırmek karşı olmak anlamını taşı-
maz Bugun ıçınde bulunduğumuz olum-
suzluklan eleştırmek her yurttaşın gore-
vı olmalıdır Geçmışı ve guncelı eleştır-
mez olaylara eleştırel gozle bakmazsak,
geleceğı yakalayamayız
ResJm-yontu
O akşamkı açık oturumda sunucu, Os-
manlıyı artı ve eksılenyle tartışmaya aç-
mıştı Daha çok artılarmı konuşulduaca-
ba9
Osmanlıyla ılgılı tum sorulara bır
telev ızyon ızlencesı ıçınde yanıt aramak
olanaklı değıldır ancak temel sorunlara
ya değınılmedı ya da yuzeysel yanıtlar
veçozumlemelerlegeçıştınldı Orneğın
konuşmacılardan bın matbaa sorununu
gundeme getırdı Iyı de ettı Ama enıne
bovuna tartışılacağı verde bır başka ko-
nuşmacının "Bizuninsanlarokuımıyor,
canım" dıye geçıştırmesı çok şaşırtıcı
olmuştur Bu olayı bovle yorumlamak
kolaycılıktır
Konuşmacının kendısı de okuv an bı-
rı olarak çok ıyı bılır kı okumak bır sev -
da ışıdır Osmanh ulkeye matbaavı sok-
mamaklabusevdanınonunukesmış onu
doğmadanyoketmıştır Osmanlının baş-
ka ılgılerı vardı Yoksa Osmanlı da on-
sel olarak "bu ınsanlar okumaz" devıp
de kestınp artı mı1
Ne dersmız' Bıhyo-
rum, toplumumuz şımdı de okumuyor
dıyecekler çıkacaktır Butoplumunoku-
yup okumadığına 195O'lı yıllann once-
sıne bakıp karar vermek gerekır O za-
man atılan tohumlann tılızlenmesıne fır-
sat \enlmış olsavdı bugunku bu durum
yaşanmazdı Bugun Osmanlıcanın kul-
lanılmadığını eleştırenler matbaanın sağ
layacağı yaygm bır Osmanln-a eğıtımı-
nın zamanında yapılmış olmamasından
yakınmalıdır Halkın saravı ve saravlıvı
anlamadığı anımsanırsa v e uluslaşma> a
başlayan bır toplum ıçın sınıflar arası ko-
pukluğu ortadan kaldırmanın gereklılı-
ğı fıknne kulak venlecek olursa kımı
Batılılann Latınceden neo-Latm dıllen-
ne geçtığı gıbı bızde de, Cumhunyet'le
bırlıkte halkın anlamadığı bırdılden an-
layacağı bır dıle geçılmesı kadar doğal
bır şey olamazdı
Açık oturumda, Osmanhda sanata da
değınılmedı yanı örneğın resım ve yon-
tu sanatından soz edılmedı Gûzel sanat-
lann temel kollan olan resım ve yontu yok
muydu Osmanhda9
Nıçın yoktu kı9
Ba-
kmız, Batılı dıne dayalı bır resım ve yon-
tu sanatımn çok onemlı katkısıyla Röne-
sans'ı yaşamıştır Cimabue S Franceso
Kılısesı'nın duvarlannı freskolarla sus-
lerkenyıl 1290 lardı Yanı Osmanlının ku-
ruluş yıllan Kılıse resmı yasaklasaydı
Mıchelangelo, Leonardo. Raffaello.Tizi-
anoyetışmeyeceklerdı Cumhunyet son-
rası resım sanatımıza baktığımızda Turk
ınsanının bu yondekı eğıhm ve vetene-
ğının ne denlı bastınlmış ve prangalan-
mış olduğunu ve ne değerlenn yıtıp gıt-
tığını duşleyerek hayıflanıyoruz Moza-
yık sanatımn Avrupa'ya bızden gıttığı-
nı, Kapadokya'da çalışan resım ustalan-
nın bızden sonra Kıbns'ta, Italya'da ça-
lıştığını anımsadığımızda çok boyutlu
bır resim geleneğınm doğmasını engel-
ledığımız gozden uzak tutulamaz Aya-
ğımıza kadar getırttığımız yabancı sa-
natçılan ornek almamış olmamız şaşır-
tıcıdır Osmanlıva dışandan gelen ılk sa-
natçı Gentae Bellinı (14"79-81) son sa-
natçı Fausto Zonaro (1893-1910) olmuş-
tur Belh başlılann toplamı on sekızdır
(*)Floransa'daGallenaUffızı'yegıden-
ler gormuşlerdır hemen hemen tum sul-
tanlannportrelenvardır Sultanlanmızın
her ınsan gıbı olumsuzluk ıstemelen do-
ğaldır Ulkelennde resım ve yontu sana-
tına onderlık ederek acaba nıçın gorsel
olumsuzluğe kendı çocuklannın elleny-
le ulaşmak ıstememışler kı9
Tıyatro da
ovle
Batı da antık Yunan ve Roma'ya da-
yanan tıyatro geleneğı bızde ancak
1850'den sonra gundeme geldı Roman
geleneğı de oyle değıl mı9
Yazında bır
tek dıvan şıınyle (halk şunnın dışında)
başbaşakalınmıştamaltıyuzyıl lçedö-
nuk ırdelemelenn ağır bastığı, toplum-
sal ıçenkten yoksun ızleklenn yer aldı-
ğı. dışa kapah çoğunlukla aşk şıın kım-
hğındekı bu tur bır şıır anlayışının top-
lumumuza şıır zevkı verdığı kesın ama,
ınsanlanmızın dünya goruşünün genış-
lemesıne çok yardımcı olmadığı da bır
gerçek Açık oturumda roman ve tıyat-
ro konusu gundeme geldı, konuşmacılar-
dan ıltıfat gormeymce gume gıttı Os-
manlının toplumsal yapısına da bakmak
gerekıyordu 20O0'lı yıllara gırerken ul-
kede derebeylık dızgesı (sıstemı) varsa
ve bır koy ağası emnnde 30 bın adamı-
nın olduğunu ve parlamentodakı mıllet-
vekılhğı uğraşısından (') öturu dordun-
cu kez evlenemedığmı söyluyorsa geç-
mışın çok ıyıirdelenmesı gerekıyor Bu-
gune dek çozulememış olan bu toplum-
sal yaranın temel nedenlennı Cumhun-
yet oncesı tanhımızde aramamız gerek-
mez mı acaba9
Tartışılması gereken en
temel konu sozünüettığımız\e şımdı de-
ğıneceğımız konulann anası laıklık Ko-
nuya değınılmedı Osmanlının kendı ko-
şullan ıçınde değerlendınlmesı gerektı-
ğını savunan kımı konuşmacılann savla-
nnıneksıkkaldığıkanısındayız Kendıça-
ğının koşullan demek daha doğru olur
dıye düşunuyoruz Çağırun koşullanna
bakıldığında Avrupa'da laıkleşme gın-
şımlennın daha S^O'te (belkı daha önce)
başladığını ve bu yonde yazarlanndan
(ömeğın Dante), duşunûrlenne (Giorda-
no Bruno) sıyaset bılımcı (Machıavelli)
ve bılım adamlanna kadar (GaMlei) top-
lumlann buyük bır uğraş verdığını, ınsan
temel hak ve özgurluklennın ancak bu çer-
çevede sağlanabıleceğını savıınmuş olduk-
lannı hep bılır ve soylenz Doğal olarak
gel-gıtleryaşanmışhr HıçkımseBatı'nın
tanhsel surecı ıçınde yaşanılan karanlık
donemlen gormezden gelemez Engızıs-
yon mahkemelennı, soy kınmına uğrayan
azınhklan ve daha 1800'lerde, yanı Fran-
sız Devnmı'nın ardından yaşanılan kar-
gaşada başvurulan ıktıdar çözüm bıçım-
len arasında Restorasvon'u, Chateaub-
nand'ın Hıristfyanlığın Dehası, Joseph
De Maıstre'nın Papa'va Uişkin \e La-
mennais Hugues'ın Dine karşı Kayrtsız-
hk (jzerine Denetne adlı > apıtlannda sa-
vunduklannı unutmadık Osmanhda da
butûn bu gel-gıtler oldu mu9
Laıklık sa-
vaşımı veren bılım adamlan, yazarlar vd
var mıydı9
Yoksa gınşımlen bastınldı
mı9
Kısacası, nıçın Osmanh laık bır top-
lum olmak becensını gösteremedı9
Nı-
çın sultanlar ıktıdarlannın yansını dın
adamlanna bırakmak ıstemedıler9
Sev-
gılı Atatûrk'ün bır kalem darbesıyle yap-
tığını bırkılıç darbesıyle yapamazlarmıy-
dı9
Gönul ısterdı kı bızım gıbı, açık otu-
rumda toplanmış gençlenn de merak et-
tığı ve guncelhğı olan bu konular enıne
boyuna tartışılsın ve kardeş katılı sultan-
lar, kadın-erkek eşıtsızlığı ve azınlıklar so-
runu orasından burasından çekıştınlıp
geçıştınleceğı yerde bu çerçevede ele alı-
nıp konuşulsun' Umudumuz bır başka
bahara
(*)PhiiipMansd,Costantınapolı 1995
s 464
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Adaletle Hukuk...
"Adaletle hukuk pek az yerde buluşurlar "
Eskı bır fılmde Marion Brando'nun soyledı-
ğı bır soz bu Adaletle hukuk aynı şey mıdır?
Kımı zaman oyle, ama çogu zaman da değil»
Atiatete ters duşen hukuk kurallan vardır, ya-
-salar vardır Her ulkeye her ınsan toptuluğuna
gore değişken yafealar
Onumuzdekt gunlerde dunya olçusunde
onem taşıyan bır yargHama gerçekleştırılecek
PKK hderı Abdullah Öcalan Turk yasalarına
gore yargılanacak Hepımızde bır onyargı var,
on bınlerce yurttaşın olumunden sorumlu bır
kışı ıçın hıç de ıyı şeyler duşunmuyoruz Duşu-
nemeyız de
1
Bınlerce şehıt, yaralı sayısız oğ-
retmen, yanmış yıkılmış koyler kundaklarında
katledılmış bebekler, son on - on beş yılın kor-
kunç bılançosudur Şımdı Abdullah Ocalan'a
kım hoşgoruyle bakabılır'?
Ama adalet onunde yargılanan kışı, kım
olursa olsun hangı bağışlanmaz suçlan ışle-
mış olursa olsun kendını savunma ve savun-
durma hakkına sahıptır Dunyanın gozu uzerı-
mızde Bırtakım Batı çevrelen Apo'yu hâlâ bır
çeşıt halk oncusu saymakta Insan şaşıyor,
nasıl oluyor da otuz bın ınsanı, Turk'u, Kurdu
askerı sıvılı, kadını, erkeğı, çocuğu, bebeğıyle
en vahşı bıçımde kıymış bınnı 'kurtancı' olarak
gorebılır?
Ocalan dunya kamuoyunun, butun TV'lerın,
basının, polıtıkacıların gozlerı onunde, butun
savunma olanaklarıyla yargılanacaktır Turkıye
devletı hukuka saygılı olduğunu dosta duşma-
na gosterecektır Vereceğı karar, tanh onunde
sağlam tartışmasız kabul edılen bır karar ola-
caktır Olmalıdır Bunun ıçın bu konuda çok
duyarlı olmamız kaçınılmaz bır zorunluluktur
Yunanıstan'la apaçık bır çatışma ıçınde ol-
duğumuz da gozden kaçmamalı Cumhurbaş-
kanından tum yurttaşlara kadar hepımız Yuna-
nıstan'ın butun bu kırlı, kanlı olaylarda parma-
ğı olduğunu bılıyoruz Öteden berı bılıyorduk
Yunan mılletvekıllerı Apo'ya destek vermeye
gelıyorlardı Her turlu yardımı yapıyorlardı
Nerden, hangı kaynaklardan gelıyordu sılah-
lar?
Boyle bır karmaşa ortasında genel seçımle-
re gıdıyoruz Sankı pek gereklıydı 18 Nısan'da
seçım yapmak Ortada çozumlenmesı gere-
ken nıce sorun varken, TBMM uyelerı dort bır
yana dağılmış kışısel propaganda çabası ıçın-
dedır' "Sen mı on sıraya geçeceksın, ben
mı?" Yurt sorunları, onemlı olayların yaşanma-
sı, umurlarında değıl
1
Bır an once Meclıs'e ka-
pağı atıp turlu çıkarlar elde etmek mıllyarlık
aylıkları kazanmak sonra da omur boyu sayı-
sız olanaklardan çolugu çocuğuyla yararlan-
mak' (Bır mılletvekılıne duşen sağlık harca-
masının bır mılyardan çok, bır ışçınınkının ıse
15 mılyon olduğu gerçeğı ortadayken )
Meclıs bır an once toplantıya çağnlmalı
Seçımler ertelenmelı Bunu Cumhurbaşkanı
mı yapar yoksa Anayasa Mahkemesı mı, bıle-
mem, ama kaçınılmaz bır durumla karşı karşı-
ya olduğumuzu bılmelıyız Ilk ış olarak Meclıs
toplantıya çağrılmalı, Apo yargılanmasının as-
ker uyenın yer almadığı bır DGM'de yapılması
olanağı yaratılmalı
Avrupa Insan Hakları Yargıcı Prof Dr Fey-
yaz Gölcuklu'nun uyarısı dıkkate alınmalıdır
Sayın profesor, askerı uyesı bulunan bır mah-
kemenın yansız tarafsız sayılamayacağını
soylemektedır Golcuklu, "Insan Haklan Mah-
kemesı boyle bır organın verdığı karan mah-
keme karan saymayacak" dıyor
'Bu nedenle Meclıs seçım peşınde koş-
maktan vazgeçıp anayasanın ılgılı maddesını
ve DGM maddesını mutlaka değıştırmelıdır "
Golcuklu'ye gore bır onemlı nokta da başta
devlet buyuklerı olmak uzere hıç kımsenın
"Öcalan suçludur" dıye beyanda bulunmama-
sıdır
Ulusallık - Evrensellik
Prof. SAÎM AKÇIL MSUDeılet Konsenatmarı
T
elevızyon ve
basmdauzun
suredırtartış-
malara ne-
den olan ye-
nı devlef sa-
natçıtan seçımı ûzenne çok
yazıldı ve konuşuldu Fa-
kat son seçHnlerk lyıce açı-
ğa çıkan bazı onemlı konu-
larya gozden kaçtı ya da go-
z ardı edıldı Orneğın, son
seçımde Turk sanat muzı-
ğı Turk halk müzığı gıbı
teksesh sanatçı sayısının
devlet elıyle ıyıce arttınl-
masıyla evrenselın yörese-
le ındırgenmesı ve halkımı-
zın evrensel sanattan daha
da uzaklaştırılması sakın-
calarına hıç değınılme-
dı 1971 yılında yapılan ılk
seçımde devlet sanatçılan
evTensel çokseslıbestecı \e
ıcracılardan oluşmuştu O
donemın asken rejım ağır-
lik.li, başka bır deyışle sı-
yasette tekseshhğın egemen
olmasına karşm Ataturk'un
yonlendırdığı çağdaşlık
doğrultusunda, muzıkte
çokseslılık ön planda tutul-
muştu Yıne 1980 yılında-
kı ıkıncı seçım de benzer
koşullann egemenlığmde
yapılrruştı Oysa, bu donem-
de ortaya çıkan Türk-lslam
Sentezı'nın mayası evrensel
çağdaş uygarhğınkıyle or-
tuşmuyordu Buu>garhğın
mayasının tutmast çokses-
lı demokratık özgurluk or-
tamına bağlıvdı Fakat bu
kavram karmaşasında one-
mı belırlenmemış olacak kı,
bu kez de sadece 'çoksesii-
lik' gundeme ahnmıştı Bu-
raya kadar ortaya çıkan çe-
lışkılı tablo şoylevdı Sıya-
sette tekseshlık, muzıkte
çokseslılık
198T yılında bazı başka
guzel sanat dallannın ek-
lenmesı> le kı sanat bır bu-
tûn olduğuna gore bu dal-
lara daha ılk seçımde yer
venlmelıvdı tekraryapılan
seçımde devlet memuru ol-
ma koşulu ortadan kaldınl-
mıştı Bu koşulun kaldınl-
masiyla, bır sanatçının dev -
let memuru olmasının şart
olmayacağı, devlet ıle her
zaman örtuşmeyeceğı hat-
ta, devlete karşı bıle olabı-
leceğı gerçeğının anlaşıldı-
ğ\ sanılarak çağdaş bır yak-
laşım olarak algılanmıştı
Ne var kı dort yıl sonra
1991 yılında yapılan venı
seçıme Turk sanat muzığı,
Turk halk muzığı ve pop
muzığı sanatçılannın dahıl
edılmesıyle başlardakı ev-
rensel çokseslılık ılkesının
saptınldığı gorulmûş ve asıl
amacın tekseshhğın yolunu
açmak olduğu anlaşılmış-
tı Başka bır deyışle, evren-
sel ve ulusal çokseshlığı
oluşturan bırden fazla se-
sın aynı anda duyulması an-
lamına gelen 'armoni'den
vazgeçılerek. toplumun sa-
dece melodı v© DOrn ıle ye-
tınmesıne karar venlmış ve
bu turden sanatçılara kapı-
laraçılmıştır 1998yılında-
kı son seçımde ıse hste o ka-
dar abartılmıştı kı televız-
\on \e basın ardına kadar
açılan bu kapılardan gırebı-
lenlerle gıremeyenlenn ade-
ta ıtış-kakışlanna sahne ol-
muştu Seçımden once bu
durumun sakıncalannı an-
latmaya çalışan Ankara
Devlet Opera Senfonı ve
Tıyatro genel mudurlükle-
n ıse tekseslı sıyaset anla-
yışıyla komısyon dışı bıra-
kılmıştı Bovlece butun yet-
kıyı ele geçıren ıkıseslı ko-
mısyon îkıteHı'ye ters düş-
meme>e ozen gostererek
tekseslı sanatçılan tekerte-
ker seçmeye başlamıştı Fa-
kat ıçkı şıselennı fıleye dol-
dururken bırbınne çarpıp
kınimasınlar dıye şışe ara-
lanna rasgele tıkışnnlan ga-
zete kâğıtlan orneğı, bazı
çokseslı muzıkçılen de fı-
leye koymayı ıhmal etme-
mışlerdı Yıne de kapıdan
gıremeyenlerle fıleye alın-
mayanlar kendılennı hem
SSK
ve Bağkur
primlerini
tüm şubelerimizden
yatırabilirsiniz!
EMLAK BANKASI
Bir bankadan fazlası...
ezılmış hem de kı-
rılmış hıssettıler
Çünku haksızhk ve
olçütsüzlukten (kntersız-
hkten) şıkâyetçıydıler Oy-
sa bu ölçütsuzlük daha 1971
> ıhndakı çokseslı muzıkçı-
lenn seçımınde başlamıştı
Türk Beşlen'nden olduk-
lan halde C.Reşit Re>, H.Fe-
rit Alnardevlet sanatçısı se-
çılmemışlerdı Fent Alnar ve
Ferit Tuzun devlet sanatçı-
sı olamadan ölmuş ve C Re-
şıt Rey yaşamının son yıl-
lannda bu unvana naıl ola-
bılmıştır Butûn bunlar kar-
şısında obur bestecı ve ıc-
racılanmız sessız kalmayı
yeğlemışlerdır Bu tepkısız-
lık netıcesınde adeta "Susar-
san me> dan tekseshliğe ka-
hr"gıbı bıroluşumyaratıl-
mıştır
Yenı oluşumun gorunumu
bu kez 'Siyasette çpksesli-
lik, muzikteteksesKük' şek-
lındeydı Çunku çokseslı-
hkten tekseslıhğe ındırge-
nış, siyasette demokrası an-
lamında devlet buyuklenn-
ce sık sık kullanılan çok-
seslılık donemınde vapıl-
mıştı Hem de yazılı \ e gör-
sel ıletışım araçlannda bol
mıktarda 'Evrensel çağdaş
ujgariık', 'U\gar ulkelerin
seviyiesinin uzerineçıkmak'
ve benzen nutuklar atılır-
ken, Atatürkçuluğû kalkan
yaparak ırtıcaya goz yu-
manların da bu arada ku-
laklan çınlasın
Bu manzaralann ortasın-
da, çokseslı sanatçılar ül-
kemızın Müsluman mahal-
lelennde salyangoz, dış ul-
kelerde de terecıye tere sa-
tarken, gerçek sanatın yûce
nımetlennden nasıbmı ala-
mamış ratıng bağımlısı
medya patronlan kıtlelenn
eğıtımsızlığını çıkarlanna
alet etmeye devamla on de-
fa tekrarladıklan kanlı go-
runtûlenn bır tanesı ıçın da-
hı kuHandıklan zamanı kul-
tur ve sanata harcamıyor-
lardı
Kavanozdakı olü balık
bakışlı bazı sunuculan da
> ağmurda çımenler arasın-
dan fışkıran mantarlan 'bu-
yük,üıılâ' sanatçılar gıbı sı-
fatlarla ekranda halkın bey -
nıne şınngalamaktan gen
kalmıyorlardı Sonuçta, sa-
nat anlayışı ve beğenısı tek-
seslılıkle sınırlı bu guçle-
nn halkı yönlendırecek et-
kın konumlara gehnce ve
buna kıtlelere şınn gorun-
me sıyasetı de eklenınce ter-
cıhlennı bıreysel zevklen
doğrultusundakı sanatçılar
ıçın kullanacaklan açıktı
tşın ılgınç yanı, butun bun-
lann "ulu&aHık" adına ya-
pılması>dı
'Llusal muziğiıniz' den-
dığı zaman, yoresel, bolge-
sel muzığın ulke genelın-
dekı toplamı anlaşılmakta-
dır Fakat bu kavramdan asıl
anlaşılması gereken yore-
sellıkten esınlenerek yara-
tılan çokseslı eserler olma-
lıdır Evrensellığın değer
yargısmca onaylanmış, tum
ınsanlığın ortak mırası ol-
ma nıtelığı kazanmış ev
rensel çokseslı muzıktırasıl
ulusal olan Orneğın. \dnan
Savgun. U Cemal Erkın,
H Fent Tuzun, C Reşıt Rey
ve dığer bestecılerımızın
yapıtlan gıbı Onlardır yo-
reselhğın çeşıt ve renkle-
nnden halı dokuyan, Turk
ulusunun kültur muzığını
yaratan Nasıl kı, Çaykavs-
ki, Vivakli, Bartok dınledı-
ğımız zaman Rus muzığı
Italyan muzığı ya da Macar
muzığı dıyorsak
Teksesh v oresel mûzıkle-
nmız bıze tanhımızden ka-
lan bır mıras olup halkımı-
zınkedennı sevıncııu, umu-
dunu dıle getırmesının ses-
h aracıdtr Bunlann korun-
ması, yozlaştınlmaması ye-
nı kuşaklann en kutsal go-
revlenndendır
Bu alanda başansını ka-
nıtlayanlar ve hızmet eden-
ler halk adına çeşıtlı şekıl-
lerde ödullendınlmelıdır
Halkımız zaten bunu doğal
olarak vapmaktadır Fakat,
'Devlet SanatçılığT ulusla-
rarası evTensel bır kavram
olarak algılanmalıdır Çağ-
daş uygarlık. bıreylenn ve
toplumun evrensel değer-
lerle donatılması ıle müm-
kun olabılır Çokseslı mu-
zıkle donatılmak, aynı za-
manda çok boyutlu duşün-
mek, sağlıklı demokrasıyı
kavrayabılmek ınsan hak-
larına, hukuka ve sosyal
adalete daha sa> gıh olmak
demektır
KADİRLİ SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ
MEMURLUĞl NDAN GAYRİMENKULÜN
AÇIK ARTTIRMA SATIŞ İLANI
Satılmasına karar venlen gavrımenkulun cınsı kıymetı \e ev-
safı KadırlıSulh Hukuk Mahkemesı'nden venlen ortaklığın gı-
denlmesı karan gereğmce Kadırlı ılçesı \şağıçıyanlık6yuDev-
letsız mevkıınde kaın tapunun 462 parsel sıra nunıarasında kayıt-
h 165 800 m2 mıktarh toprak yapısı mbarıvla venmlı DSİ ka-
nalından sulanabılen kuru ve sulu zıraat >apma>a musaıt
9 948 000 000- lıra muhammen değerlı tarla satılacaktır
12 4 1999 Pazartesı günü saat 10 30-10 45 arasında Kadırlı Hu-
kuk Mahkemelen Vazıı^len Mudurluğu odasında açık arttırma
suretıyle satılacaktiT Bu arttırmada şartname hukumlen doğrul-
tusunda satış gerçekleşmedığı takdırde avnı yerde ve aynı saatler
arasında 22 4 1999 Perşembe gûnü ıkıncı açık arttırmaya çıkan-
lacaktır Arttırraa>a ıştırak edeceklenn tahmın edılen kı>inetın
%20'sı tutarında temınat yatırmalan zorunludur Şartname daıre-
mızde açık olup bılgı almak ıste>enlenn 19977 savılı dosyamı-
za müracaatlan ılanen duyurulur Basın 7087
PENCERE
Sağduyu?..
Dıllere destan olan unlu ozdeyişımız neydr
"Turk'un Turk'ten başka dostu yoktur "
Çıkar dunyasında saf dostluk arayanların duş
kınklığını yansıtan yukardakı ozdeyışe, gerçeğı
dıle getıren bınnı daha eklemelıyız
"Turk'un en buyuk duşmanı Turk'tur "
Ozdeyışler her zaman dort dortluk gerçeğı dıle
getırmezler, ama, uyancıdırlar, duşundururler,
yararlıdırlar
•
Son gunlerde dışardan-ıçerden emme-basma
tulumbayla Turk uzerıne çeşıtlemelenn ortalığı
sardığı bır gerçektır, kımısı dryor kı
"- Turk'te dunya korkusu var "
- Nedır o''
"- Herkesı duşman sanıyorsunuz "
Çevremıze bır bakalım Ermenıstan,
Azerbaycan'ın yuzde 20'sını ışgal etmış, 197O'lı
yıllardaTurklere karşı duşmanlık 'Asala teroru'ne
donuşmuş, Turk dıplomatlan dunyanın gozlerı
onunde oldurulmuş Iran şerıatçı dın devletı
modelını benımsedığınden, laık Turkıye
Cumhunyetı'ne ne gozle bakabılır^1
Amerıkan
uçakları Incırlık'ten havalanıp Kuzey Irak'ı
bombalıyor Bağdat Turkıye ıçın ne duşunebılır^
Sunye'nın Apo'yu topraklarında uslendınp su
savaşını yuruttuğu gerçek değıl mı?
Kıbns Rum
yonetımı Turkıye'ye duşman değıl mı'?
Yunanıstan'ın PKK ıle ılışkılen ortaya dokulmedı
mı''
Turkıye dunya coğrafyasında kuşatılmış bır
ulkenın hantasını oluşturuyor Uyuşturucu trafığı,
petrol korıdoru, su savaşının odağı sayılan
Turkıye'de yaşayanlar, ruhsal genlımden nasıl
kurtulsunlar9
Hırıstıyan Avrupa'ya bır şey
demeyelım, şerıatçı Araplar laık cumhunyet
modelının yıkıimasını ıstemıyoriar mı?
•
2000 yılına doğru dunyada neler oluyor'? .
Kapıtalızmın doruğunda yaşayan devletler
bırleşıyorlar, eteklerde yaşayanlar bolunuyor
Ortadoğu harıtası allak bullak1
Avrupa'da
Hınstıyan-Musluman savaşı suruyor Bosna'da,
Kosova'da olan ne
9
Asya petrolu ıçın çekışme
Turkıye'nın sırtında pazarianıyor Afrıka'nın adı
yok
1
Zavallı krtada "BeyazAdam" kanlı sureçtenn
ıçındedır
Kımse "Uygar Batılı"dan soz açmasın, Avrupa
da Amenka gıbı bu kargaşanın sorumlusu
20'ncı yuzyılda ıkı dunya savaşı çıkanp 50 mılyon
cana kıyan Bat, Sovyeöeryıkıldıktan sonra meydanı
boş buldu Bugun yeryuzunun artmış bolgesınde
sılahlı çatışma var, 17 mılyon ınsan evını barkını
terk etmış, sığınacakyer anyor; Anadolu'yu da etnık
savaşa suruklemek ısteyen dış guçler, amaçlanna
çok şukur kı enşemedıler
•
Turkıyevarlığını savunmak zorundadır, hem de
dunyanın en tehlıkelı bolgesınde
1
Ancak bızım
bır duşmanımız daha var kı, aynaya baktığımızda
goruruz onu
O kımdır'? • -
Lozan zafennı 'hezımet' sayandir "
İ J
' ''
Kıbns zafennı ıç polıtika adına âöfrlOrOp,
çözulmesinı engeHeyendır
tMI>1
*•
d v
Şımdı gozu Apo'dadır
"Kıbns'ın tumunu alalım, Yunan'ın kafasına
vuralım, Apo'yu hemen sallandıralım, dünyaya
meydan okuyalım" dıye atıp tutandır
Dış dunyanın medyasında ağızdan dolma
bılgılerle Turkıye'ye karşı gulunç tepkılerı dıle
getıren yorumlardan geçılmıyor
Ya bızım medya ne âlemde
9
.
İSKENDERL'N 1. İCRA DAİRESt'NDEN
GAYRİMENKULÜN AÇIK AKniRMA ÎLANI
DosyaNo 1997'453Ta.
Satılmasına karar venlen gaynmenkulûn cınsı, kıymetı,
adedı evsafi lskenderun ılçesı Aşkarbeylı mıntıkasında
kaın ^994 parsel ABlok2 Kat 3 No'lu mesken satılacak-
tır Bu >er Pmarbaşı Mah Pınarbaşı Cad. 175 Sok A Va-
hıt Kuran \pl A Blok ta bulunmaktadır Mesken 1 salon,
3 vatak odası mutfak kıler, banvo, WC ve muştemılatın-
dan ıbarettır Asansöriu, ıkı vola cepheh, 145 m2 mesaha-
smdadır Bagımsız bolümün değen 2 000 000 000 - TLdır
tmar durumu: İskenderun Beledivesi tmar Mudûriü-
ğü'nfin 30.11 1998 gun ve 2414 sayılı \-azdan>ia ncan ko-
nut6katûr.
Satış şartlan: 1- Satış, 5 4 1999 gunu saat 10 00 dan
10 15 e kadar îskenderun 1 lcra Mudürluğü'nde açık art-
tırma surenvle yapılacak Bu arttırmada tahmın edılen kıy-
metın vuzde 75'ını \e ruçhanlı alacaklılar varsa alacaklan
mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ıle ıhale olu-
nur Bö> le bır bedelle alıcı çıkmazsa, en çok arttıranın ta-
ahhudü bakı kalmak şanıyla 15 5 1999 günu aynı yerde
aynı saatte ıkıncı arttırmaya çıkanlacaktır Bu arttırmada
da bu mıktar elde edılememışse gaynmenkul en çok arttı-
ranın taahhûdü saklı kalmak üzere arttırma ılanında göste-
nlen müddet sonunda en çok arttırana ıhale edılecektır Şu
kadar kı arttırma bedelının malın tahmın edılen kıymetı-
nın yuzde 40'mı bulması ve satış ısteyenın alacağına rüç-
hanı olan alacaklann toplammdan fazla olması ve bundan
başka paraya çevırme ve paylaştırma masraflannı geçme-
sı lazımdır Bovle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebı
dûsecektır KDV alıcıya aıttır
2- Arttırmaya ıştırak edeceklenn tahmın edılen kıyme-
tın yuzde 20 sı nıspetınde pey akçesı veva bu mıktar kadar
mıllı bır bankanın temınat mektubunu vermelen lazımdır
Satış, peşın para ıledır, alıcı ıstedığmde 20 günu geçme-
mek uzere mehıl v enlebüır Tellahye resmı ıhale pulu, ta-
pu harç ve masraflan alıcıya aıttır Bınkmış vergıler satış
bedelınden odenır
3- Ipotek sahıbı alacaklılarla dığer ılgılılenn (*) bu gay-
nmenkul ûzerındekı haklannı hususıyle faız ve masrafa
daır olan ıddıalannı davanağı belgelen ıle on beş gun ıçın-
de daıremıze bıldırmelen lazımdır Aksı takdırde haklan
tapu sıcılı ıle sabıt olmadıkça paylaşmadan hanç bırakıla-
caklardır
4- îhale>e katılıp daha sonra ıhale bedelını yatırmamak
suretı>le ıhalenın feshıne sebep olan tûm alıcılar ve kefıl-
len teklıf ettıklen bedel ıle son ıhale bedelı arasındakı
farktan ve dığer zararlardan ve aynca temerrut faızınden
muteselsılen mesul olacaklardır Ihale farkı ve temerrut
faızı aynca hükme hacet kalmaksızın daıremızce tahsıl
olunacak bu fark varsa öncchkle temınat bedelınden
ahnacaktır
5- Şartname, ılan tanhınden ıtıbaren herkesın görebıl-
mesı ıçın daırede açık olup masrafı venldığı takdırde ıs-
teyen alıcıya bır örneğı göndenlebılır
6- Saöşa ışorak edenlenn şartnameyı görmuş ve mun-
derecatını kabul etmış savılacaklan, başkaca bılgı almak
ısteyenlenn 1997'453 Ta sayılı dosya numarasıyla müdür-
lüğumüze başvurmalan ılan olunur 10 2 1999
(*) tlgıhler tabınne ırtıfak hakkı sahıplen de dahıldır
Basın 7083