Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ZSUB/T1999 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 19
w •
CLFNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
U'uştaraji l. Sayfada
Fartilerle adaylann manevi dünyalarında çok
Ç3k>\o oiaylar yaşanıyor, kişilikler sergileniyor.
Isan rnanzaralan... Insanpazan.. Bugünlerdesi-
yaal alanlarda ızlenen ilgi çekici görüntüler oluş-
turycr.
Cneğ'n, DSP'nin ünlü eski Maliye Bakani, artık
Istnbut Büyükşehir Belediyesi'nin başkan adayı
Zeeriya Temizel'den 55. Yılmaz hükümeti ku-
rulcığu günden istifasını verdiği saate kadar med-
yarız yoğun eleştirilenni esirgiyordu.
Rkat aylar sonra, hele bakanlıktan ayrıldıktan
sora Temizel'e değişik gözle bakanların sayısın-
da Jii artış dıkkat çekiyor.
Vtrgi yasası çıkarken Temizel'den esirgenen
eleiiriler birden sahne aldı ve bakanlığı zamanın-
dak icraatı ile "kimseye yaranamadığı" yazılıp söy-
lenneye Daşlandı.
Hikümetten aynhncaya kadar susan ağızların,
dunn kalemlerin birden Temizel'e yönelmesi eleş-
tiri îhlakının acaba hangi boyutunda yer alıyor?
Syasetin kendine özel insan pazarında yıllardır
gezanler; Temizel'e bugün acımasız eleştiriler yö-
nertenlerin, büyük şehir belediye başkanhğını ka-
zaniığı zaman neler yazıp söyleyeceğıni merak
edrçor.
İnsan pazanndaki yıllanmış tanıklar; seçimi ka-
zanrsa medyatik unutkanlık gereği Temizel'in dü-
rüstkişiliğı ile başlayan övgüler yazılıp söylenece-
ğinden kuşku duymuyor.
Işte başka bir örnek daha: Karum alışveriş mer-
kezndeyiz: karşıdan eski dost, DSP milletvekili a-
ma hâlâ yazar Ahmet Tan küçük kızının elinden
tutrnuş, bize doğru geliyor.
O güzelim ayaküstü söyleşileri! Laf, lafı açıyor;
laf, Tan'ın siyasete giriş öyküsüne dayanıyor.
Öykü kısa ve çarpıcı. "Çevreme şöyle bir bak-
tım'diyorTan vesözlerini sürdürüyor: "Herkesbı-
rinesanlmış. Sen Çankaya'ya çıkmışsın. Kimileri
ANAP'a, kimileh Refah'a ve tabii Mesut Yılmaz'a,
Erbakan'a
Boşta bir Ecevit kalmış. Sen de Ecevit'e."
Tan'ın Ecevit'le sarmaş dolaştan sonra aldığı
mesafenin maşallahı var. 1995'ten 1999'a millet-
vekılliği. Arada verimli bir başka siyasal edinim:
Turizm Bakanltğı! Şu ara 1999'dan en az 2005'le-
re kadar "devlete hizmete devam."
Anmet'ciğim, sarılageldiğin başanlann daim o-
la!
Doğruyu aramak
Ismail Cecn gazeteci, ama (söylentiye göre Çan-
kaya kontenjanından) şimdilerde Dışişleri Bakanı.
Arada sırada bakanlıktaki başarılarından söz edi-
yor çevresine, dinliyoruz.
Bir iki örnek verdiler. Birinci örnek, dış siyaset uy-
gulamalannda girişimciliği ön planda tuttuğunu
gösteriyor.
Bir dost sesi "Olayı kriptolarda okuduğunu " söy-
ledi.
Kriptoda gördüklerine dayanarak anlattığına gö-
re; dışişleri bakanımız, Türkiye'yi çok yakından il-
gilendiren konularvarki, "Tokyo büyükelçimizi da-
vetiye çıkarmalan için Japon Dışişleri ile temasa
memur ediyor."
Japonlar, Büyükelçirniz Yaman Başkut'a Türk
meslektaşlarını Tokyo'da görmekten büyük onur
duyacaklarını söylüyorlar ama; Japon nezaketi
içinde "ufak tefek" şu sakıncalan sıralıyorlar:
"Mart ayı Japonya'da bütçe ayı. Şu anda böy-
le bir ziyarete ayıracak para yok. Para sorununu
çözümleyebiliriz. Ne ki, bu ziyareti zamansız kıla-
cakbaşka nedenler var. Başbakan'ı görrnesi ola-
naksız. Japon Dışişleri Bakanı ile çok kısa süre
görüşebilir. Üstelik, Türkiye'deseçimvar. Bu ziya-
reti seçimden sonraki hükümete bırakmak daha
uygun bir davranış olmaz mı?"
Gazetecinin kuşkucu doğası ortaya çıktı: "Bun-
lann kriptoda yazıldığına em/n m/s/n " diye sordum
dostuma. Net bir yanıt verdi: "Okudum" dedi.
Dostumun verdiği bilgiye -kuşkusuz- güveniyo-
rurn. Ama Dışişleri Bakanımız meslektaş. Kripto
kaynaklı haberi doğrulaması veyâyalanlaması için
Dışişleri Bakanımızı aradım.
Sekreter Asiye Hanım adımı ve telefon nu-
maramı aldı.
Neredeyse üç gün dolacak.
Bakanımız aramadı!
Öcalan'ın dosyası diğer saıuklardan ayrıldı
Pangalos'un
ifadesi abndı
I Baştarafı 1. Sayfada
lan'a eşlik eden 3 kadın te-
röristin, Yunanistan'm Na-
irobi Büyükelçiliği'nden
güvenli bir şekilde çıkanla-
bilmeleri için çabalannı
sürdürdüğü açıklandı. Al-
manya'ran ise Atina'nın bu
konudaki yardım talebini
reddettiği bıldirildi.
Öcalan'ın, Roma'ya gel-
diğinde. avukatlan Luigi
Saraceni ve Giulino Pisapia
tarafindan yapılan siyasi sı-
ğınma başvurusu dün gö-
rüşüldü. Türkiye'deki sulh
mahkemesine karşılık olan
Roma Sivil Mahkemesi ta-
rafindan görûlen duruşma,
22Mart"aertelendi.
Öte yandan, Türkiye'nin
Öcalan'ın iadesi konusun-
da yaptığı, ancak son geliş-
melerin ardından geri çek-
tiği başvurusunun dün Ro-
ma Istinaf Mahkemesi'nde
göriişüldüğü ve 2 Mart'a
ertelendiği öğrenildi.
Isviçre'nin Cenevre kan-
tonu yetkililerinin, PKK
yandaşlannın şiddet içeren
gösterilerine karşı önJem
alabilmek için, askeri tabur
istediği bildirildi.
Isviçre Adalet Bakant
Arnold Koller, BM'nin Av-
rupa'dakı merkezine ve çok
sayıda uluslararası teşkila-
ta ev sahipliği yapan Ce-
nevre'deki güvenlik güçle-
rinin, potansiyel hedefleri
artık koruyamayacağını
söyledi.
Iran'daki rejime muhalif
Halkın Mücahitleri örgütü,
Iran'ın batısındaki Senen-
dec kentinde PKK'liler ta-
rafindan düzenlenen göste-
rilerden sonra 2 bin kişinin
gözaltma almdığını öne
sürdü.
Almanya'nın başkenti
Berlin'de, tsrail başkonso-
losluğunda meydana gelen
kanlı baskın sırasında ölen
3 terör örgütü yandaşı için
dün yapılan cenaze yürü-
yüşüne katılmak isteyen 10
gösterici. silah taşıdıklan
gerekçesiyle polis tarafin-
dan gözaltına ahndı.
Ingiliz gazeteleri, Öca-
lan"ın vatana ihanetten yar-
gılanacagı haberine yer ve-
rerek savcılann. Öcalan
hakkındaki dığer davalan
da birleştirerek ölüm ceza-
sı isteyeceklerini yazdı.
Kıbns Rum kesiminde
yayımlanan Mahi gazetesi,
Yunanistan Başbakanı
Kostas Simitis'in, Öca-
lan'ın Yunanistan'da bulun-
duğu sırada, kendisiyle
şahsen temas kurduğunu
yazdı.
Fransa'da yayımlanan Le
Figaro gazetesi, Türki-
ye'nin, Yunanistan'ı terör
örgütüne verdiği destekten
dolayı üst düzeyde sert bi-
çimde eleştirmesine geniş
yerayırdı.
Kıbns Rum Yönetimi li-
deri Glafkos Kkrides ise
"Rum kesiminde PKK
kamplanyok" şeklinde ko-
nuştu.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MED TV'de
vaptığı birkonuşmada "vatan hainligi" yaptığı ge-
rekçesiyle idam ıstemıyle yargılanan PKK lıderi
Abdullah Öcalan'm dava dosyası. aynı davada > ar-
gılanan dığer sanıklardan aynldı. İmralı adasında
tek başına yargılanacak olan Öcalan'ın ne zaman
yargıç önüne çıkacağı önümüzdeki günlerde bel-
İı olacak. Ankara 2 No'lu DGM'de görülen dava-
nın dünkü duruşmasına, Öcalan ve avukatlan ka-
tılmazken tutuklu sanık Yalçuı Küçük ile avukat-
lan hazır bulundu.
Küçük, "KürtveKürdistaıT sözcüklerini kul-
landığı ıçm yargılandıgını iddia ederek bu kav-
ramlan herkesin kullandığını. ancak sadece ken-
disinın cezalandınldığmı savundu. Küçük, mah-
keme heyetine, "Oysa siz bana geçen duruşmada.
şimdive kadar hiç kimsevi Kürt ve Kürdistan söz-
cüklerini kuüandığı için >argüatnadığınızı söyle-
miştiniz" dedi. Duruşma savcısı LnaJ Haney, e-
sas hakkındaki görüşünde, Küçük'ûn TCY'nın
169. ve 3713 sayılı TMY'nin 5. maddesi uyann-
ca cezalandınlmasını istedi.
Haney. sanıkÖcalan'ın yakalanarak Türkiye'ye
getirildiği ve savunmasınm almdığı anlaşıldığm-
dan. hakkındaki evraklann ayrılarak yargılama-
nın başka bir esastan yürütülmesine ve tutukluluk
halinin devamına karar verilmesini istedi. Mah-
keme Başkanı Okyay, sanık Öcalan"m güvenlıği
açısından ve davanın makul sürede bitirilmesı için
hakkındaki dava dosyasının aynlmasına, Öca-
lan'ın güvenlik açısından Ankara DGM'de yargı-
lanıp yargılanamayacağmın ilgili birimlerden so-
rulması için Ankara DGM BaşsavcılığYna yazı
yazılmasına karar verildiğini belirtti. Okyay ayn-
ca, Öcalan hakkındaki gıyabi tutuklama karannın
vicahiye çevrildiğmin basından öğrenildiğini kay-
dederek, sanığın tutukluluk halinm devamına ve
tutuklama karannın istenmesme de karar verildi-
ğini bildirdı.
Mahkeme heyeti. sanık Küçük ve avukatlanna
esas hakkındaki savunmalannı hazırlamalan için
süre vererek duruşmayı erteledi. Öcalan'ın İmra-
lı adasında ne zaman yargıç önüne çıkacağının
önümüzdeki günlerde belli olacağı belırtildi. Sa-
nık Küçük. dunışmada bir ara söz alarak bu dava-
nın kendisi için açıldığını, Öcalan'ın ise bu dava-
da sadece fıgüran olduğunu iddia ederek "Oca-
lan'la birlikte yargılantnak istivorum. Ya Öcalan
buraya geürilsin >a da benim Imrah'va gitmeme
karar verilsin" dedi. Öcalan, Adana ve çevresin-
de PKK"nin işledığı cinayetlerle ilgili olarak dabu
dosya kapsamında yargılanıyor. İddianamede, baş-
ka bir esas üzerinden yargılanacak olan sanıklar
Mehmet Sıraç Bilgin. Zübeyir A>dar. Mahmut KH
Unç. Yalçın Küçük ve Mesut UysaTın ise terör ör-
gütüne yardım ve yataklıktan 4'er yıldan 8'er yı-
la kadar hapse mahkûm edilmeleri ısteniyor.
Bu arada, başta Diyarbakır olmak üzere Güney-
Balkaıüar: NATO yeni giiç
• Baştarafi 1. Sayfada
tik" mesajlan vererek konumlan-
nı savunmaya çalıştılar. Prişti-
ne'ye ilk ulaşan bilgilere göre as-
lında Sırplar da Arnavutlar da so-
nuçtan memnunlar ve yandaşlan-
na görüşmelerde zaferle çikanın
kendileri olduğunu açıklamaya
çahşıyorlar. Ancak kamuwu
önündeki resmi açıklamalarda
haksızlığa uğradıklannı ileri sür-
mekten de geri kalmıyorlar.
6 Şubat günü Paris'in 40 kilo-
metre kadar dışmdaki Rambouillet
Şatosu'nda başlayan ve önceki gün
sonaeren görüşmelerin ilk turunun
ardından şöyle bir bilanço ortaya
çıkıyor
Kosova Arnavutlan
Arnavutlar daha görüşmelerin
basından itibaren zamanın kendi-
leri için işlediği ve uluslararası si-
yasal ibrenin kendi tezlerini des-
teklediği kanısını korudular. Koso-
va Amavutlannın delegeleri üç ka-
nattan oluşuyordu. Silaİılı mücade-
le yanhsı Kosova Kurtuluş Ordu-
su'nu (UCK) temsilen Hashim
ThaçLJakup Krasniçi, Rame Buja,
Azetn Syia, Xha\it Hatiti; banşçıl
çözüme ağırlık veren-Kosova E>e- •
mokratik Ligası (Partisı) adına İb-
rahim Rugova, Bujar Bukoshi. Feh-
mi Agani. Edita Tahiri, tdriz Ajeti,
Mark Krasniçi: Liberal Demokrat
Parti adına Rexhep Çosja, Hidajet
H>-seni, Bajram Koşumi. Mehmet
Hajrizi ve bağımsız olarak da Ve-
ton Suroi. Blerim Shala.
UCK kanadının görece daha ka-
ü rutumuna ragmen, Kosova Arna-
vutlan NATO birliklerinin deneti-
mi ve koruması altında üç yıl süre-
cek bir "maksimum özertdiğin"' bu
aşamada ulaşılabilecek gerçekçi ve
değerli bir kazanım olduğunu daha
baştan fark etmişlerdi. Görüşmeler
sırasında bunu "ekfc bir" sayıp üç
yılhk maksimum özerklik dönemi-
nin sonunda, bagunsız Kosova dev-
leti için bir referandum yapılması-
rn kabul ettirmeye çalıştılar. Koso-
va'da Arnavutlann mutlak çoğun-
luğu göz önüne almırsa böyle bir
referandum, pratikte bağımsız Ko-
sova devletinin kurulması anlamı-
na gelecekti. Arnavutlar buna ula-
şamadılar. 16 Mart'tan sonra da
ulaşabilecekleri oldukça kuşkulu.
Ancak gene de Rambouilîet'den
Arnavut tarafının hoşnut kalması
için yeterli neden var. Maksimum
özerklik döneminin ardından ba-
ğımsız devlet kurmaya gidecek
ikıncı mücadele aşaması için çok
değerli bk üç yıl kazandılar.
Bu bağlamda, Kosova Arnavut-
lan, RambouiHet'nin ilk raundun-
da istediklerine kavuşmuş sayıla-
bilirler.
Sırbistan kanadı
Yugoslavya Federasyonu'na
bağh Sırbistan Federe Curnhuriye-
ti'ninCumhurbaşkanı Milutanoviç
yönetiminde görüşmelere katılan
Sırbistan delegasyonu, temel ola-
rak Belgrad'dan, yani "uzaktan ku-
manda" ile görüşmeleri sürdürdü-
ler. Kumanda aygıtı Yugoslavya
Cumhurbaşkanı Mitoşeviç'ın elin-
deydi.
Deneyimli bir Balkan politikacı-
sı olan Miloşeviç, daha görüşmeler
başlarken Sırplann, Bosna bunah-
mından beri dünya kamuoyunda si-
yasal ve ahlaki kredisinin çok dü-
şük olduğunun farkındaydı. ABD
ve Avrupa'nın süper güçlerinin el
koyup formül önerdiği bir bunalım-
dan, Kosova Arnavutlanna özerk-
lik verilmeden çıkılamayacağını
daha baştan biliyordu.
O yüzden görüşmelere "Bu Sır-
bıstan'ın iç sorunudur. Sırbistan
(yani Yugoslavya) da egemen bir
devtettir'" noktasmdan başlamayı
yeğledi. Böylece tanımak zorunda
kalacağı özerkliğin ölçüsönü dü-
şük tutmayı hesaplıyordu. Bir de
siyasal planda, ABD ve Avrupa sü-
per güçlerinin de imzası bulunacak,
aynca Yugoslavya'nindirenebihne
olanağı bulunmayan NATO'nun
askeri gücünden destek alacak
uluslararası bir anlaşma metninde,
"rererandum koşulu"nun bulun-
masmı önlemek bile, Miloşeviç
için başlı başına siyasal bir kaza-
nım anlamma gelecekti.
Bir referandumun, pratikte ba-
ğımsız Kosova devletinin kuruluşu
anlamına geleceğini en iyi bilen-
lerden biri de Miloşeviç'ri.
Miloşeviç, özerkliğin ölçüsü ko-
nusunda, kendini henüz tümüyie
yenilmiş görmüyor ve bunda da gö-
rece haklı. Çünkü ortada bu aynn-
falann belirlendiği bir anlaşmamet-
ni yok. Referandum konusunda ise
ABD ve Avrupa'nın desteğini elde
etmişe benziyor. Görüşmelerin ba-
şında özerklik için Sırbistan'ı sı-
kıştıran Albright, Cook ve Vedrin
üçlüsü, görüşmelerin sonuna doğ-
ru dareferandum garantisinde ısrar
eden Arnavutlan köşeye sıkıştır-
maya başladılar.
Bu bağlamda Miloşeviç de Ram-
bouiHet'nin ilk turunda öngördük-
lerine ulaşmış sayılabilir.
Ancak ve galiba Rambouil-
let'nin ilk turunun gerçek ve belki
de tek galibi NATO. Rambouillet
görüşmeleri sırasında NATO'nun
Kosova'ya, hem de üç yılhğına,
hem de 30 bin kişilik çok ciddi bir
askeri güçle yerleşmesi, kısa süre-
de *S-eri" kabul edildi. Arnavut ke-
siminden hiçbir itiraz gelmedi, hat-
ta bu yönde çaba harcandı. Sırbis-
tan tarafi ise "NATO askerieri ye-
rine BM'nin mavi beretiieri getsra"
biçimindeki cılız itirazlannı sürdü-
remedi.
Yani şu andaNATO, bölgeye, tar-
tışmalı bir şekilde defil, taraflsrca
kabul edılmış olarak geliyor.
Bunun Balkanlar'ın siyasal ve
cografı haritasmda çok önemli an-
lamı var. Ama daha da önemlisi,
Sovyetler Birliği'nin dağılmasm-
dan sonra "varhknedeni"' tartışma-
h hale gelen ve kısa bir süre ciddi
bir "Idmlik bunalımı" bile geçiren
NATO'nun Rambouilîet'den sonra
yeni görevinin ve işlevinin somut-
lanması, profıl kazanması oldu.
Bosna'ya NATO'nun değil BM
birliklerinin konuşlandığı; Irak'a
NATOnun değil "Ulusbraras Ko-
aüsyon'" denen bir gücün müdaha-
le ettiği; Mogadişu'da görevlenen
askeri gücün "BM Göcü" olarak
anıldığı anımsanırsa, Kosova'ya.
NATO'nun kendi adıyla yerleşme-
si, dünvadaki bunalım bölgelerin-
de önümüzdeki dönemde ağırlık
koyacak askeri gücün adının da
bundan böyle NATO olacağını gös-
teriyor.
Bu yeni bir siyasal olgu ve Koso-
va sorununun çok ötesinde anlam-
lar taşıyor.
^ M ^ % ANA MUHALEFBT DBRGİSt
Dın^zor
0S8DINDESIIAVI FOTOROJÜH
doğu'daki diğer illerden 60'a yakın avukatın Öca-
lan'ı savunmak için hazırlıkyaptıklan bildirildi.
Ecevit, Demirerie görûştü
Başbakan Bülent Ecevit dün Cumhurbaşkanı
Süleyman Demiret'le, Öcalan'ın yargılanması ile
ilgili hazırlıklan görüştüklerini belirtti. Ecevit şun-
lan söyledi: "Arükİmralı.>'argıorganlannındeııe-
timindedir. Öcalan'ın sağlık durumu hakkında
dünvada hiçbir kayşıva >a da tepkiye yer bula-
ma>acak bir düzenleme kurulmuştur. Avukatlar
can güvenliklerinin sağlanmasını istemişlerdir. Bu
konuda gereken önlemleri alıyonız."
Sanık ile görüşmek isteyen avukatın ilgili sav-
cılığa başvurduğu takdirde bu konunun yasalar
çerçevesinde gerçekleştirileceği belirtilen açıkla-
mada, avukatlann meslek güvenliğinin yasalann
güvencesi altında olduğu vurgulandı.
Öte yandan Mudanya'da hoparlörlerden Öca-
lan'ın avukatlanndan Ahmet Zeld Okçuo0u'na
çağn yapılarak kaymakamlığa başvurması isten-
dı. Kaymakam Mustafa Esen. avukatlann ilçeye
sokulmadığı ve can güvenliklennin sağlanmadı-
gına yönelik iddialann yersiz olduğunu ve her \er-
de av ukatlan aradıklannı söyledi. Bursa Valisi Or-
han Taşaıüar da Mudanya'da herkesin can güven-
liği olduğunu söyleyerek "Görüşmek isteven avıı-
karJarka\makamhğayadailemniyetmüdiirlüğü-
ne başvurabilirter" dedi.
'Atina
PKK'yi
kınasın'
• Baştarafi 1. Sayfada
re yönelik desteğinde radi-
kal değişiklikler yapması
gerektiğine işaret etti. Ata-
canlı, Türkiye'nin Yuna-
nistan'dan beklentılerini
şöyle açıkladı: "Yunanis-
tan'm politikalannda radi-
kal değişikliklere gitmesi ge-
rektiğine inamyoruz. Bek-
lentimiz.terörörgütünü acık
ve net bir şekilde kınayarak
terör örgütü ve bu örgüüe
bağlantısını kesmesi, terör
örgütünün faalivetlerine im-
kân tammamasKhr."
Atacanlı. "Terorizmle ve
teröristk dayanışma içinde
olanla. terorizme kucak
açan ülkelerle da>anışma
içinde olunma/" dedi. Yuna-
nistan Başbakanı Simitis'in
Ocalan'ı "insancüdeğerlen-
dirmeterle konuk ettikkri"
yolundakı açıklamasına
gönderme yapan Atacanlı,
"Bu tür mazeretler kabott
mümkün olmavan argü-
manlardır. tnsani nedenler,
teröre destek için mazeret
olarak kuüanılamaz. Bu ne-
denlerin arkasına sığınıla-
maz" dıye konuştu.
Atacanlı, terör örgütünün
Güney Kıbns Rum Yöneti-
mi (GKRY) ile olan bağlan-
tısının da son olaylarla göz-
lerönüne serildiğini anımsa-
tarak "Yunanistan ile
GKRY'nin Türkiye'ye kar-
şı sergüediği bu ortak tutum,
Kıbns sorunununçözümün-
de yeni soruolan ortaya çı-
karacakür" uyansında bu-
lundu.
AB'yeu^'an
Dışişleri Bakanlığı,
AB'nin Yunanistan'dan he-
sap sormasını istiyor. Bunun
ıçın gerekli bütün girişimle-
rin yürütülmesi konusunda
atılacak adımlar zaman için-
de yaşama geçırilirken şu
noktalann üzerinde durulu-
yor:
Yunanistan'a suçüstü:
Türkiye'nin toprak bütünlü-
ğüne ve Türk insanınm canı-
na, malına kast eden terör
örgütünün suç ortağının bir
AB ülkesi olduğu açıkça or-
taya çıkmıştır. Söz konusu
ülke suçüstü yakalanmış ve
suçunu itiraf etmek zorunda
kalmıştır.
AB inandıncıhk sınavın-
da: AB'nın bu suç ortaklığı
konusunda suskun kalması-
nı. savunduğu hukuk devle-
tı ilkesiyle bağdaştırmak
mümkün değildır. AB'den
her şeyden önce beklenen,
uluslararası hukuku utanç
venci bir şekilde ihlal eden
üyesinden hesap sormaktır.
Bunu yapmadıkça, AB'nın
inandıncılığı büyük bir ya-
ra almış olarak kalacaktır.
Gözlemciye izin yok: Tür-
kiye'nin bağımsız mahke-
melerinin sorgulanmasını
kabul etmemiz mümkün de-
ğildir. AB'nin duruşmalan
izlemek üzere gözlemci
gönderilmesi yönündeki dü-
şüncesi bağımsız yargının
işine müdahale etmek. ba-
ğımsız yargıyı etkilemeye
çalışmak çabalannı, tasvip
ve teşvik etmek anlamına
gelmektedir. Hukuk devleti
ilkesine aykın olan bu tutum
da kabu! edilemez.
Avrupa ders almış olmalı:
Çeşitlı Avrupa ülkelennde
meydana gelen son olaylar
bazı Avrupa ülkelennde te-
röre karşı mücadelede yıl-
lardır süren tavizlerin ve ih-
mallerin sonucudur.
Sorgusu tamam
Ocalan
eylemleri
üsüendi
Haber Merkezi - İmralı
Adası'nda sorgusu tamam-
lanan Abdullah Öcalan'ın.
PKK'nin tüm eylemlerin so-
rumlulugunu üstlendiğı bil-
dirildi. Orgütün uyuşturucu
kaçakçılığı yaptığını kabul
etmeyen Öcalan'ın, Yuna-
nistan. Suriye ve tran'dan
destek gördüklerini ve Yuna-
nistan'da iki kampm bulun-
duğunu söylediği belırtildi
Öcalan'ın yapılan sorgu-
sunun ifadeleri Ankara'yau-
laştı. Kanal D televizyonu-
nun dün akşam yayımlanan
haber programında Öca-
lan'ın konu başlıklanyla ak-
tanlan ifadesine yer verildi.
Buna göre Öcalan. ifadesin-
de eylemlerin sorumluluğu-
nu üstlendi. Orgütün uyuştu-
rucu kaçakçılığı yaptığını
reddeden Öcalan. buna kar-
şılık kaçakçılardan PKK adı-
na haraç almdığını söyledi.
tran, Suriye ve Yunanis-
tan'dan destek gördüklerini
anlatan Öcalan, Yunanis-
tan'da PKK'ye ait iki kampın
bulunduğunu itiraf etti.
Yaptıklanndan pişmanlık
duyduğuna ilişkın bir sözün
yeralmadığı ifadesinde Öca-
lan'ın bundan sonra "siyasi
mücadele" vereceğini söyle-
diği belirtildi.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
I Baştarafi 1. Sayfada
duyduğunu vurgulamadan edemiyor. Arada, Yuna-
nistan'm eklettiği tümceler de olmasına karşın, bildi-
rinin içeriği, PKK terörünün "tartışılması gereken ze-
mine" taşınabileceğini gösteriyor.
ABD, Öcalan'ın Suriye'den çıkanlışından beri Tür-
kiye'nin yanında yer aldı. En son dün, Yunanistan'm
"terörü destekleyen ülke" olarak tartışılabilecegini de
söyledi. Bu desteğin karşılığı ne, sorusu hâlâçengel-
li! ABD'nin, Avrupa'yla rekabetinde Türkiye'nin yanm-
da yer almanın daha avantajlı olduğunu düşünmesi,
görünen nedenlerden biri...
Gerek Yunan gazetelerinde yazılıp çizilenler, ge-
rekse Türkiye'nin değişik kanallardan ortaya çıkardı-
ğı bilgi-belgeler, Yunanistan'm PKK terörüne yakın-
uzak süreçte şu tür destekleri verdiğini gösteriyor.
- Pasaport, uçak, havaalanı gibi hertüriü ulaşım hiz-
metlerini vermek.
- Orgütün elemanlarına Atina ve çevresinde bann-
ma olanağı sağlamak.
- Öcalan ve öteki örgüt elemanlan Yunanistan dı-
şına çıktıklannda refakat etmek dahil her türiü mad-
di-manevi desteğin sağlanması.
- Suriye'yi cesaretlendirecek her türiü adımın atıl-
ması.
- Örgüt elemanlannın yetıştirilmesi.
Yukandaki işleri yapan bir yönetim, Öcalan Türki-
ye'ye getirilince tabii ki panikleyecek! Bu bağlamda
"yargılama" olayına biraz daha geniş bakmakta ya-
rar var. Örneğin AB'nin "adil yargılanma" ıstemi çok
haklı ve yerinde!
AB'nin de vurguladığı gibi yargılamayı adil yapma-
lı, sadece Öcalan'ı değil, onu destekleyenleri de yar-
gılamalı!
Daha önce Öcalan'ı yargılayacağım, deyip, vazge-
çenler de yargılanmah! PKK terörü Avrupa'da nasıl ze-
min buldu?
Hangi Avrupa ülkeleri, PKK milrtanlarına, "Bizim
topraklanmızda birşeyyapmadığınız sürece size her
şey serbest" dedi?
Hangi ülkeler "insani yardım" adı altında teröre o-
muz verdi?
Yargılama adil olmalı ve yukandaki sorulann tümü
aydınlatılmalı!
Yunanistan pariamentosundaki "Öcalan'ı elimiz-
den nasıl kaçırdık" tartışması da "yeryüzü demokra-
si tarihinin" önemli bir anısı olarak saktanmaiı. Hatta
ders kitaplannda yer almalı...
Aslında Yunanıstan'laTürkiye arastnda, çevremiz-
deki gelişmeleri de etkileyen bir soğuk savaş, uzun
süredir devam ediyor. Her iki ülke de birbirini arka-
dan kuşattı. Yunanistan'm Suriye ve Ermenistan'la as-
keri işbıriiği anlaşması var. Türkiye'nin de, Yunanis-
tan'm çevresindeki Balkan ülkeleriyle... Soğuk sava-
ştn "dev/et/er hukuku" geleneklerinin dışına çıkma-
ması gerekiyor. Ancak Yunanistan'm Öcalan olayın-
da değil devletler hukuku, kendi iç hukukunu bile çiğ-
nediği dikkati çekiyor.
Bugünkü MGK
Bundan böyle öcalan konusunun iç ve dış olmak
üzere iki önemli boyutu olacak. Dış boyut sinirierimi-
zi bozabilir, bunu başta vurguladığımız gibi soğukkan-
lılıkla karşılamak, duygularla değil bulgularia hareket
etmek gerekiyor.
İç boyut, ıster ıstemez dış geüşmelerin kurbanı oto-
yor. Milli Güvenlik Kurulu bugün Çankaya'da topla-
nıyor. Gündemin ana konusu Öcalan ve sonrasında-
ki gelişmeler. Gündemin maddeleri şöyle sıralanabi-
lir:
1 - Öcalan'ın yargılanmasında gelinen nokta.
2- Dağdakilerin indirilmesi için yapılması gereken-
ler.
3- Terörün iyice aynntı haline getirilmesi için alın-
ması gereken önlemler.
4- Dışandaki yankıların değerlendirilmesi.
Bunlara bir de, "seçim güvenliği" ekleniyor... Par-
tilerin eskiden olduğu gibi "sandıktan oy kaçırma"
yöntemlerini uygulamamalan için güvenlik önlemle-
rinin arttınlması gündemde. Ne yazık ki, siyasiler bir
konuyu daha ağızlanna yüzlerine bulaştırmış, "Biz
hep hile yapıyoruz, sandıkta birbirimizi asker denet-
lesin" noktasına gelmiş görünüyor. Buna aynca de-
ğineceğiz...
MGK sonrası dört madde konusunda aynntılı açık-
lama çıkabilir. Söylemesi acı, ama bugüne dek terö-
re karşı alınacak önlemler konusunda o kadar çok
MGK bildirisi yazıldı ki...
Bu kez farklı olmasını diliyoruz...
Denktaş Rumları uyardı
'PKK'yeverilen
desteğin cezpsını
sizçekersiniz'
REŞATAKAR
LEFKOŞA-
Cumhurbaşkanı
Süle>Tnan Demirel'ın,
PKK'ye destek
konusunda Yunanistan'ı
uyarmasının ardından,
Kuzey Kıbns Türk
Cumhuriyetı (KKTC)
Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş da Kıbns
Rumlannı uyardı.
Denktaş "PKK'ye
desteğin cezasını Kıbns
Rumlan çeker.
Kendilerini samimiyetie
uyanyorum" dedi.
Rauf Denktaş
Cumhuriyet'e yaptığı
açıklamada. Güney
Kıbns Rum
Yönetimi'nin (GKRY)
PKK ile ilişkilerinin
belgelenmesi ve PKK
lideri Abdullah
Öcalan'ın üzerinden
Kıbns Rum pasaporru
çıkması üzerine Rum
liderliğini uyardıklannı,
aynca Birleşmiş
Milletler(BM)
yetkililerine de bir uyan
mektubu sunduklannı
açıkladı.
Denktaş "Uyanlanıuz
dikkate alındı mı"
şeklindeki bir soru
üzerine şunlan söyledi:
"Ne yazık ki Rum
tiderliği uyanlanmızı
dikkate almamakta
direniyor. tnterpol'ün
v ıllardır kırmızı bühenle
aradığı Öcalan gibi bir
caninin
tutukknmasından sonra
PKK ile üişkileri
durdurmak yerine daha
da artordılar. PKK lideri
Abdullah Öcalan'ın
yardımcılan Güney
Kıbns'a gelip kahyor ve
destek alma>a devam
ediyor. Bir terör
örgütüne göz göre göre
yataklık etmek son
derece tehlikeli bir
davranıştır. Rum
halkının buna müsaade
etmemesi gerekir. Çünkü
dunım çok nazik bir
noktava gelmiştir."
Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'in,
Yunanistan'a yapmış
olduğu uyannın yerinde
ve gerekli olduğuna
dikkat çeken Denktaş,
"Önümüzdeki birkaç ay
gerçekten krirJk
olacakhr. Hepimiz
soğukkanh
davranmalıvız" dedi.