Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni: Orhan Erinç
• Genel Yayın Koordinatöni Hikmel
Çetinkaya 0 Yazıışlen Müdürü. İbrahim
Yıldız 0 Sorumlu Müdür: Fikret İlkiz
0 Haber Merkezı Müdüru Hakan
Kara 0 Görsel Yönetmen: Fikret Eser
Istıhbaraf Cengiz Yıldınm 0 Ekonomı Özlem
Yüzak 0 Kültur Handan Şenköken 0 Spor
Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler Sami
Karaören 0 Dûzeltme Abdullah Yazıcı 0
Fotoğraf- Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belgc:
Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen Mehmet Faraç
Yayın Kurulu' llhan Selçuk
(Başkan). Ortan Eriırç. Oktav
Karfböke Hikmet Çetinka\a.
Şikran Soner, Ergun Balcı,
tbrahim Yıldız. Orhan Burcalı,
Mustafa Balba>. Hakan Kara.
Ankara Temsılcisı Mustafa Balbay Atatürk Bulvan
No: 125. Kat:4, Bakanlıklar-Ankarâ Tel 4195020 (7
hat), Faks: 4195027 0 IzmırTemsılcısı: Serdar Kıak,
H.ZıyaBlv. 1352 S 23Tel 4411220, Faks.4419117
0 Adana Temsılcisi Çetin Yiğenoğlu, tnönüCd 119
S. No:l Kat:l,Tel:363 12 11. Faks: 363 12 15
Mûessese Mudurii Cstân \kmen 0
Koordmator Ahmrt Konılsan • Muha-
sebe Büknt Yener • Idare HÜMym
Günr» Büp-Ulcm \ail İıul • B,ig.-
savarSıstem Mürivet Çtter^Sanş
FıriktKuz»
MEDYA C: • Yönetım Kunılu
Başkanı - Genel Müdur Gûlbin
Erduran 9 Koordınator Reha
lşıtman 0 Genel MûdurYanhmcısı
SevdaÇoban Tel 514 0 ' 53 -
51395 80-51384«^61,Faks.5138463
\ a}imia\an >e Basan: Yenı Gun Haber Ajansı. Basm ve Yayıncılık A Ş
TuricocağıCad 39 41 Cagaloglu 34334Ist PK 246 Istanbul Tel (0-2121 512 05 05 (20hat) Faks 10 212)513 85 95
24ŞUBAT1999 lmsak:5.14 Güneş: 6.40 Öğle: 12.25 lkindi: 15.24 Akşam: 17.55 Yatsı: 19.16
Benetton
yaratıcılığı
sorguluyor
• Haber Merkezi -
Benetton, 1999 llkbahar-
Yaz Kataloğu 'K.okeshi
BebeklerTnin çekimlerini
Japonya'nın başkenti
Tokyo'da gerçekleştirdi.
Olivıero Toscani tarafından
gerçekleştinlen katalog
çalışmalannın temasını,
bölge gençlerinin sınır
tanımayan. kendilerine
özgü estetik anlayışlan
oluşturdu. Çekimlerde
Japonya"nın katı gelenek
duvarlan ardındaki değişim
gözler önüne serildi.
Mupsaloğtu
yaşamını yitirdi
• İZMİR(AA)-
Türkiyecle akdenizfoklan
ile ilgili ılk araştırma ve
koruma çalışmalannda
öncü rolünü oynayan Prof.
Dr. Bahtıye Mursaloğlu
vefat ettı. Prof. Dr. Bahtiye
Mursaloğlu, 1964yılında
Türkiye kıyılannda yaşayan
yüzgeçayaklı türiinü,
denizlerimizden topladığı 5
örneği inceleyerek. bilimsel
olarak türün Akdeniz keşiş
foku (monachus monachus)
olduğunu ve kıyılanmızda
genel dağılımını belirleyen
ilk bilım adamı oldu. 1965
yılında profesör olan
Mursaloğlu, akdenizfokunu
mağara içinde gözlemleme
ve monachus monachus
türûnde yavru-anne-çevre
ilişkisini analiz etme
şansına sahıp ilk
araştırmacı unvanını aldı.
HenryFonl
• ANKARA (AA)-
Koruma konusunda
bireysel ya da örgütsel
girişimleri desteklemek ve
bundan sonra daha etkin
adımlar atılmasını teşvik
etmek amacıyla
düzenlenen, Henry Ford
Avrupa Çevre Koruma
Ödülleri'ne başvurular, 26
Şubat Cuma günü sona
erecek. Ford'dan yapılan
yazılı açıklamaya göre,
Ford'un kurucusu Henry
Ford adına doğal çevre,
tarih. sanat ve kültür mirası,
çevre koruma mühendisliği
ile çocuk veya gençlik
projeleri adı altında 4
kategoride gerçekleştirilen
organizasyon, 17 yıldır
dûzenleniyor. AcıkJamada,
Türkiye finalinde birinci
olacak projenin, haziranda
Almanya'da düzenlenecek
Avrupa finallerine
katılacağı belirtilirken,
Türkiye "de ilk üçe giren
projelere dağıtılacak toplam
ödülün 20 bin dolar olacağı
kaydedildi.
Koşmanın yaram
• CHICAGO (AA) - San
Diego Salk Enstitüsü bilim
adamlanndan Fred Gage ve
ekibi farelerin beyinlerine
enjekte edilen yeni hücre
belirleyicileri ile sürekli
koşan farelerde. beynin
öğrenme ve bilgi merkezi
olan 'hipocampus'ta yeni
hücrelerin ürediğini
saptadılar. Gage, bu hücre
artışının fareleri daha akıllı
yapıp yapmadığıyla ilgili
çalışmalan ise
başlattıklannı açıkladı.
Sigara davaları
• Haber Merkezi-
ABD'nin San Francisco
kentinde kanser olan bir
kadının Philip Morris
sigara firmasından 51.5
milyon dolar tazminat
kazanmasının ardından,
Portland-Oregan"da yeni bir
mahkeme başlayacak. 40
yıl Marlboro sigarası
içtikten sonra, 1997 yılında
67 yaşındayken akciğer
kanserinden ölen Jesse
Williams'ın yakınlan.
ölüme. Philip Morris
fırmasının neden olduğunu
iddia edıyorlar.
16. Milli Eğitim Şûrası'nda YÖK ve imam-hatiplere sert eleştiri
'Kuran Türkçe okutulsıın'ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Sert
tartışmaların geçtiğı 16. Millı Eğitim Şû-
rası'nda imam hatip liseien yoğun eleşti-
ri alırken Kuran'ın Türkçe okutulması da
istendı. Üniversitelerdeki eğitim kalitesi-
ni düşürmekle suçlanan Yükseköğretim
Kurulu'nun (YÖK) da eleştirilerden payı-
nı aldığı şûrada, mesleki ve teknik eğiti-
tnin "çorbaj-a dönüstüğü" kaydedildi.
Bakanlık ve YÖK eleştirilerinin dile
getirildiği şûra hareketli başladı. Komis-
yonlarda yüksek sesli bağnşmalar ve sert
tartışmalar yaşandı. Milli Eğitim Bakanı
Müsteşan BenerCordan. 2 milyon 280 bin
ortaöğretim öğrencisinden sadece yüzde
45'inin meslek liselerine gittığıni belirte-
rek, 2001 yılında lise önünde çok büyük
yığılma olacağına işaret ettı. 756 genel li-
se. 929 meslek lısesıne gereksinim oldu-
ğunu bildiren Cordan. bunun için 1 kat-
rilyon 250 trilyon lıra kaynak gerektıgıni
kaydettı.
Cordan. "Bütçe çıksaydı 33 trüyon lira
mesleki eğttime aynlacaktı. Ancak o zaman
bflegerekii 1 katriKona ul&şılamavacakb.
• Milli Eğitim Bakanı Müsteşan Bener Cordan, Türkiye'de
ortaöğretimin yeniden yapılandınlmasının kaçımlmaz olduğunu
belirterek, bunun için 1 katrilyon 250 trilyon lira kaynak
gerektiğini söyledi. Tüm Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof.
Dr. Tahir Hatipoğlu, üniversite eğitimine zarar veren YÖK'ün
meslek yüksekokullanndan elini çekmesini istedi.
Ortaöğretimde kaynak sonınu var" dedi.
Meslek lisesi öğrencilerinın sadece yüz-
de 17'sinın kendi alanında istihdam edil-
diğine dikkat çeken Cordan, bu sorunun
çözümlenmesi gerektiğini vurguladı. Cor-
dan, 46 çeşit okul türü bulunduğunu. bun-
lann birbirlenne kapalı olduğunu belirte-
rek "Bu parçalanmışlığa son vermek ve
kuKarian genişletmek laznn. Bütünlüğü
sağlamak ve mesleki eğitimde yeniden va-
pılanmak gerekiyor" diye konuştu
YÖKtarüşması
Müsteşar Cordan"ın konuşmasına sert
biçimde itiraz eden Tüm Öğretim Üyele-
ri Derneği Başkanı Prof. Dr. Tahir Hati-
poğlu. kendılenne de söz hakkı venldığı-
ni, konuşmanın çok uzadığını söyledi. Ha-
tipoğlu, YÖK'ü de eleştinnce şûraya ka-
tılan YÖK üyesi ErdoğanOznal'ın tepki-
sıni çekti.
Öznal, Hatipoğlu'nu tüm öğretim üye-
lerini temsil etmemekle suçladı. Hatipoğ-
lu ise YÖK'ün meslek yüksekokullanndan
elinı eteğini çekmesini istedi. Üniversite
eğitiminin YÖK nedeniyle zarar gördügü-
nü savunan Hatipoğlu, aynı geleceğin mes-
lek yüksekokullan tarafinda da yaşanma-
ması gerektiğini söyledi.
Hatipoğlu, meslek liselerinin tümüyle
kapatılarak yüksekokul düzeyine çekil-
mesi. imam hatip liselerinin yüzde 90'ının
da kapatılması gerektiğini kaydetti. Sert bir
üslup kullanan Hatipoğlu. oturumu yöne-
ten Prof. Dr. Kemal Güçiüol tarafından
daha sağduyulu olması için uyanldı.
'Arapça yabancı dil olsurT
Eski Mıllı Eğitim Bakanlığı Müsteşan
Cemil Kıvanç da. imam hatip liselerinde
Arapça'nın yabancı dil olarak okutulma-
sını. Kuran'ın ise Türkçe öğretılmesini is-
tedi 8 yülık temel eğitımın bütünlüğünün
korunmasını ısteyen Kıvanç. imam hatip-
lerin meslek lisesıne dönüşmesini de eleş-
tirdı. Eskişehir Endüstri Meslek Lisesi
Müdürü MehmetGiirses. mevcut sistem-
de meslek liselerinde kaliteli eğitim veri-
lemediğinı. özel girişimden gerekli deste-
ğin alınamadığını söyledi. Gürses "40yıl-
lık toma, kaynak makinesi kullaıuyoruz.
Bu da yetmivornıuş gibi habire meslek li-
sesi açıİıyor. İşcorbayadöndü" dedi. Sınıf
geçme sisteminı de sakıncalı bulan Gür-
ses. bakanlığın eğitim politikalanna eleş-
tirileryöneltti. Gürses, ilköğretim sonuna
hazırlık sınıfı konulmasını isteyerek, yön-
lendirmenin sağlıklı birzemineoturtulması
gerektiğini anlattı.
Kongre
Toplumumuz
Alzheimer'i
önemsemiyor
İstanbul Haber Senisi -
Türk halkı dünyada 14 mil-
yon insanın yakalandığı Alz-
heimen hâlâ önemsemiyor.
Nörolojı uzmanı Dr. Zekiye
KuraL toplumumuzda "yaş-
lanır. bunar" mantığının hâ-
kim olduğuna dikkat çekerek
"İnsanlara tanı ve tedavi şan-
sı mudaka tanınmalı" dedi.
Amerikan Hastanesi tara-
fından düzenlenen bilimsel
kongreler dızisinde Alzhe-
imer hastalığı ele alındı. Dr.
Zekiye Kural, hastalığın dav-
ranışlan etkilediğini, fizik-
sel ve zihinsel sorunlara ne-
den olduğunu söyledi. Has-
talann ileriki dönemlerde ba-
kıma muhtaç kaldıklannı be-
lırten Kural "Dünvada ;u an-
da 14-15 milyon, Türkive''de
ise 200 bin Alzhoimcr hasta-
sı olduğu düşünülüyor" di-
ye konuştu. Alzheımer'ın
maliyetinin kalp ve kanser
hastalıklanndan sonra üçün-
cü sırayı aldığına da dikkat
çeken Dr. Kural, "Yüksek
entetektüel düzey, menopoz-
da östrojen kuUanımı" gibi
etkenlerin koruyucu olabil-
diğini ifade etti. Kural şun-
lan söyledi:
"*Hastalığın çoreyle ilgi-
sizlik. \akın hanzada bozuk-
luk. isimlendirmede bozuk-
luk, hesap \apmada bozuk-
luk. kola> ka\ bolma eğiliıni,
kayıtsızhk gibi bdirtileri \-ar-
dır. İleri erişkin vaştaçe\re}-
le ilgisizlik. kişisel fonksiyon-
lannı yerine gea'rmede güç-
lük. günlük aktivitelerinde
azalma görülen bürün insan-
lann ayincı tanı ve tedavi şans-
lannı yakalamak için muda-
ka bir uzmana götürülmesi
gerekir. Hastalığın tedavisi
yokancakzihİRselişle\ bozuk-
luklannı «7altan Uaçlar var"
Avlan Gölû 'nün dirUişi
Türkiye Tabiatını Koruma Derneği
(TTKD) Antaha Şube Başkanı Hedi\«
Gündüz, Avlan Golü'nün. 'yeniden
kazanın' çalışmalan sonunda
canlandığını hatıriatarak "Avlan Golü,
tanmsal ürünlerin üretim
rekoltelerinde aröşa yol açacak" dedi.
AntaKa'nın tanm deposu olarak
bilinen Vayla Ovasf nda. Avlan Gölü
kurutulmadan önce alınan ürünün
oldukça fazla olduğunu hatıriatan
Gündüz, toplam 400 bin dönümü
kapsavan bu vörenin, gölün
canlanmasıvla eski haline geleceğini
sövledi. Gündüz,. vörede. Avlan gibi
tanm ara/isi elde etmek amacıyla
kurutulan göller nedeniyle tanmdaki
verimin azakhğını anlatü.
(Fotoğraf: AA)
Ortaöğretimde kalite düsük
Fırsat eşitsizliği
MEB raporuyla
ortaya konulduANKARA (Cumhuriy«t
Bürosu) - Türkiye'de orta-
öğretimdeki kalite sorunu
ve fırsat eşitsizliği Milli Eği-
tim Bakanhğı (MEB) Orta-
öğretim Genel Müdürlüğü
tarafından hazırlanan rapor-
la ortaya kondu. Genel lise
mezunlannın ancak yüzde
16'sının üniversiteleri kaza-
nabildiği belirtilirken buöğ-
rencılerin de gelişmişlik dü-
zeyi yüksek il ve üçelerde ya-
şadığına dikkat çekildi. Ra-
porda; 259 lisede sınıf mev-
cudunun 100'e dayandığı,
207 lisede spor salonu, 103
lisede laboratuvar ve kütüp-
hane bulunmadığı belirtile-
rek ortaöğretimdeki eşitsiz-
lik itiraf edildi. Bu yıl
ÖSS'nin 2 Mayıs 1999'da
ders yılı bıtmeden gerçekleş-
tırilecek olmasına da ince
eleştiri getirilen raporda,
"OSS sınavlan, programla-
nn işienmesinefirsatverecek
şekilde ders vılı tamamlan-
dıktan sonra yapıbnalın
de-
nıldı.
Ortaöğretım Genel Mü-
dürlüğü'nun şûra için hazır-
ladığı rapor, zorunlu eğitim
süresinin 8 yıla çıkanlması-
nın ardından ilköğretimde
başlatılan reformun ortaöğ-
retimi de kapsaması gerek-
tiğini ortaya çıkardı. Ülkede-
ki 1573 genel liseden
259'unun sınıfmevcudunun
1 OO'e kadarçıktığı behrtilen
raporda, 207 lisede spor sa-
lonu, 103 lisede laboratuvar
ve kütüphane bulunmadığı
bildirildi.
Raporda. "Kiiçûk yerle-
şim birimlerindeki bu okul-
larda istenilen sayıda ve ni-
telikte öğretmen bulunma-
ması, okullann fizüd dunım-
lanmn veeğitim araçlaruun
yetersiz olması, çevre ola-
naklannın sınıruhğı öğren-
cilerin yükseköğretim prog-
ramlanna girme şansını be-
brgin öJçüde azaltmaktadır"
denildi.
Öğretmen yetersiziiği
Öğrencilerin yüzde
48'inin sosyal bilimler, yüz-
de 30'unun fen bilimleri.
yüzde 19'ununTürkçe-ma-
temarik alanlannda öğrenim
gördüğüne dikkat çekilen
raporda, yabancı dil, spor
ve sanat alanlannda öğre-
nim görenlerin oranının yüz-
de 0.1'de kaldığına işaret
edildi. Raporda, 285 lisede
öğrenci-öğretmen yetersiz-
iiği ve Fıziki sorunlar nede-
niyle "tekbiralan". 484 li-
sede *iki alan" bulunduğu-
na dikkat çekilerek öğrenci-
lerin yetenek ve ilgileri doğ-
rultusunda öğrenim göre-
mediği vurgulandı.
Raporda, genel liselerin
sadece yüzde 16'sının yük-
seköğretime yerleştiğı vur-
gulanarak "Bunun da bü-
yük çoğunluğunu, gelişmiş-
lik düzeyi yüksek il ve ilçe-
krdeki okullardan mezun
olan öğrencfler oluşturmak-
tadır" denıldı. Rapor'da,
Türkiye"de etkin bir yönlen-
dırme sisteminin olmaması
nedeniyle genel liselere ge-
çışin hızlandığı, bu duru-
mun da üniversite önünde
yığılmalara yol açtığı belir-
tildi.
AŞKIN: BERGAMA BUDURUMA DUŞMEYECEK
Lefke altm madeninde
nükleer atık bulundu
İstanbul Haber Senisi - KKTC'nin
Lefke kentinde maden şirketi CMC'nin
25 yıl önce gizlicebıraktığı radyoaktif atık-
lar, tesiste çalışan bir nükleer mühendi-
sin ihbanyla ortaya çıkarken Bergama
Belediye Başkanı Sefa Taşkın. "Bu ola>,
Bergama'da siyanürlü altını ne için iste-
mediğimizi açıkca gösteriyor" dedi.
KKTC'nin narenciyesıyle ünlü Lefke
kentinde çokuluslu maden şirketi
CMC'nin 25 yıl önce bıraktığı sahada
var olduğu belirlenen radyoaktif izotop-
lann. etkisiz hale getirilmek için İstanbul
Çekmece Nükleer Araştırma Merkezı'ne
göndenleceği bildirildi.
KKTC Sağhk ve Çevre Bakanı Dr.
Gülsen Bozkurt konuyla ilgili şunlan
söyledi'K^vlC'nin (Cyprus MiningCom-
pany) 25 yıl önce terk edip gitrjği Lef-
ke'deki tesislerinde. madenin horulardan
geçiş hızuu ölçen birtakım radvoaktif mad-
de içeren aygırlar varmış. Bize ihbar ge-
lince, Sağhk ve Çev re Bakanhğı olarak he-
men Lefke'ye bir ekip göndererek ölçüm-
ler yapürdık. Ölçümlerde. birkaç verde,
1-2 metre çaptaki alanda sıantı olduğu be-
lirlendi. Sızıntının çok dar alanda ve za-
yıf olduğu tespit edildi. 8 tane olduğu be-
lirtilen izotoplann 3 tanesini bulabildik.
Bunlann radŞoaktifsezyum 137elemen-
ti oJduğu anlaşıldı." Bozkurt. radyoaktif
sızıntı olan yerde araştırma yapmak üze-
re adaya gelen Türkiye Atom Enerjisi
Kurumu uzmanlannın dün araştırmaya
başladığını söyledi
Bergama Belediye Başkanı Sefa Taş-
kın da altın madenlennde ağır metalle-
rin yanı sıra radyoaktif maddelerin de
yeralabileceğini zaman içinde dile getir-
diklenni belınerek "Altın madcni işleten
buşirkederin ayıuzamanda nükleer mad-
deler ve nükleer aüklarla ügilendikleri
bir gerçektir" dedi. Lefke olayının, Ber-
gamalılann siyanürlü altın madenıne kar-
şı çıkmadaki hakhlığmı bir kez daha gös-
terdiğini vurgulayan Taşkın, "Bergama,
Lefke olmayacak" dedi. KKTC Sağhk
Bakanlığı ise CMC maden tesisierinden
çevreye radyasyon sızıntısı olmadığını
açıkladı.
Avrupa Yesiller Federasyonu Paris'te t o p l a n ı y o r
Yeşillerin gündemi: Avrupa Evi
CEM ULUT.\$
Avrupa Yesiller Federas-
yonu'nun Avrupa Ülkeleri
Çevre Bakanlan'nın da ka-
tılacağı 2. Olağan Kongre-
si, 26-28 Şubafta Paris'te-
ki Villette Bilim ve Endüst-
ri Kongre Merkezj'ndeya-
pılacak. ABD'ye karşı po-
litik ve ekonomik bir güç
olarak konuşlandınlmak is-
tenen Av rupa'nın dünyada-
ki rolü, çevre, NATO ve
AB'nin doğuya açılması.
işsizlik, demokrasi ve in-
san haklan gibi konulann
tartışılacağı kongreye, Türk
yeşillerinden BflgeContepe
ve EnderEren de davet edil-
di.
Avrupa Parlamento-
su'nda(AP) 12. Avrupa ül-
kelennin parlamentolann-
dan da 200 milletvekiliyle
temsil edilen Avrupa Yesil-
ler Federasyonu. kongre so-
nunda haziranda yapılacak
AP seçimlerine yönelik ola-
rak bir manifesto hazırlaya-
cak. Manifestoda. elektrik
enerjilerinin önemli bölü-
münü nükleer reaktörler-
den elde eden Fransa, Al-
manya. lngiltere gibi ülke-
lere "Nükleerenerjiçağm-
dançıkm" çağnsı yapılma-
sı bekleniyor. Kongreninen
önemli gündem maddele-
rinden bin de Av rupa Yeşil-
leri'nin Avrupa Birliği ye-
rine aetirmek istedikleri
"Avnıpa Evi" kavramı ola-
cak. Avrupa Birliği kavra-
mı. coğrafi, ekonomik, si-
yası olarak dünyanın dığer
ülkelerinden kendısıni so-
yutlayan. aynlıklara vurgu
yapan bir yaklaşım olarak
belırirken. Avrupa Evi ise
dünya yurttaşlannm kendi-
sini evinde hıssedebileceği
bir oluşumu ifade ediyor.
Bu kavramla bağlantılı ola-
rak "Av rupa v urttaşı" kav-
ramı da yeşil perspektifle
yeniden tanımlanacak.
Çifte vatandaşlık
Kongrede. Almanya'da-
ki çifte vatandaşlık. Fran-
sa'da Yeşillerin mart sonun-
da yabancı haklan için ya-
e-posta : tan (« prizma. net. tr
pacağı büyük yürüyüş gibi
konulann yanı sıra. Doğu-
Batı ile zengin kuzey, fakir
güney ilişkileri de ele alına-
cak.
Kongrenın "çevre" ve
"demokrasi ve insan hakla-
n" konulanyla ilgili çalış-
ma gruplannda Türk Yeşil-
lerinden ÖDP milletvekili
adaylan Bilge Contepe ve
Ender Eren de yer alacak.
Ender Eren, kongrede Ka-
radeniz ve Balkanlar'dan
gelen Yeşillerle yapılacak
toplantida, siyanürle altın
üretilmesıne karşı mücade-
le veren Bergama, Çamlı-
hemşin sorunu. Türk bo-
ğazlanndan yapılan petrol
ticareti ve 3. Boğaz Köprü-
sü gibi konulann gündeme
getirileceğini ve bunlann
ortak deklarasyonda yer al-
masını sağlamaya çalışa-
caklannı söyledi. Kongre-
nin Akdeniz lletişim Ağı
toplantısmda da Yunanlı de-
legeler, Türk-Yunan ilişkı-
lerinın banşçı yönde gelı-
şimı için mart ayında Bod-
rum'da yapılacak toplantı-
ya davet edilecek. Eren, "Bu
toplantıda yayımlanacak
deklarasyona Akkuyu Nük-
leer Santrab'na karşı bir
maddenin de girmesi sağ-
lanacak" dedi.
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
'Kadroculuğun' platforaiu...
Şevket Süreyya bey, 'Kadroculuğun' mâhiyeti
hakkında, çok net ve açıktır; demiş ki:
"...'Kadro Hareketi', esas itibariyle, biri tari-
hî, diğeri jeo/politik, iki temel görüşten hareket
ediyordu: 1/ Bir Millî Kurtuluş Hareketi olarak,
Türk Inkılâbı'nın sosyal ve ekonomik karakte-
rinin ve istikâmetlerinin izâhı; 2/ (Buraya dikkat!)
Ortadoğu'da, Millî Kurtuluş Hareketlerimizin
uluslararası manası!.."
"...Kadro'ya göre, Millî Kurtuluş Hareketleri,
çağımızın büyük, müstakil; ve tesirleri itibariy-
le, bütün dünyayı kapsayan, büyük bir çelişki-
nin eseridir. Bu çelişkinin esası, sanayii elinde
tutanla, yarı/sömürgeler arasındaki bağımlılık-
tır. Mücadelenin gayesi bu tezadın tasfryesidir.
Bu mücadele, ne bir başka hareketin uydusu-
dur, ne de bir başka hareketin yardımcısıdır..."
ÇSuyu Arayan Adam', 6. Basım. Üstü örtülü olarak
s. 448. Remzi Kitabevı. 1976)
Busatırlar, netürlüokunursaokunsun,Galiyef'in
'Mazlumlar Enternasyonalı' fıkrinin. başka türlü
bir ifâdesidir. 'Kadro', daha 30'lu yıllarda, yeryüzün-
deki asıl büyük çelişkinin, 'Kuzey/Güney Çelişki-
si' olduğuna dikkati çekmişti. Az şey mi? Bilir mi-
siniz ki, Şevket Süreyya bey, dip notunda 'Kad-
ro'nun bu uzak görüşlülüğünü aynca belirtmiştir:
"...'Kadro' neşriyatında, bu hareketin cihanşü-
mûl bir genişlik alacağını, daima tekrar ederdi;
nitekim şimdi Çin'den Batı Afrika'ya kadar ya-
yılan 'Millî istikîâl' savaşları, her tarafta muvaf-
fak olmaktadır..." (Aynı eser, aynı sayfa.)
Fakat, asıl anlamı büyük olan, yukardaki o cüm-
le: "..bu mücadele, ne başka bir hareketin uy-
dusudur ne de bir başka hareketin yardımcısı-
dır!". Aslında Şevket bey, üstü örtülü olarak, Ov-
srf Vısaryanoviç'in (Stalin) daha önce zikrettiği şu
görüşüne itiraz ediyor:
"...'Miirî mesele', Umûmi Cihan Inkılâbı mese-
lesinin bir parçası, bir cüz'üdür; bu meselenin
konusu, sömürge ve yarı/sömürgelerin hare-
ketçi ve inkılâpçı kaabiliyetlerinden, işçi İnkılâ-
bı uğruna istrfâde etmektir, onları bu yolda kul-
lanmaktır; yâni bu memleketleri kapitalizmin
'rezervi' olmaktan çıkararak, inkılâbın 'rezervi'
haline getirmektir.." (Aynı eser, s. 448)
Sizce bu fikre Şevket Süreyya'nın 'itirazı', aslın-
da Sultan Galiyef in ve Avrasya 'Ulusal Solcula-
rı'nın. Stalin 'Yoldaş'a o vahim itirazı değil midır?
Devletçilik' ama. nasıl?..
Ohalde, bir soru: 'Kadro', Stalin'ci 'totaliterii-
ğin', 'Ulusal Demokratik Devrimler'ı 'kullan-
masına' karşı çıkıyor; iyi de, acaba aynı 'Devrim-
leri', 'sistem'in kullanmasına karşı 'tavn' nedir? Bu
'tavır' açıkça sergilenmiştir:
"... istiklâlin kazanılması, Milli Kurtuluş Hare-
keti'nin yalnız bir safhasıdır, asıl davâ memle-
ketin siyaseten özgür olduğu kadar iktisâden kal-
kınmasıdır. Sosyal bakımdan da, aşırı sınıf mü-
cadeleleri tehlikesinden korunmuş muvazene-
li (dengeli) bir memleket haline gelmesidir. Bu-
nun için memleketin gelişmesinde, tekniğin ve
sermayenin hâkim bir kısmını, devletin elinden
tutarak, başıboş yabancı uşağı bir kapitalizmin
aynlmaz neticesi olan sınıflaşmadan memleke-
ti korumaktır..." (Aynı eser, s. 449)
'Mazlum Millet', bir bakıma 'Sistem'in 'prole-
teri'; bu fikir, Gâzi'nin ve Sultan Galiyef'in ortak-
laşa fikri; 'Kadro', o fıkirden yola çıkıp, yurt içinde
'yabancı bir kapitalizmin aynlmaz neticesi olan sı-
nıflaşmadan' memleketi korumak istiyor; 'Kema-
list Sol'un amacı da budur, oysa II. Dünya Sava-
şı sonrasında, Anadolu Ihtilâl ve Inkılâbı'nın, 'ya-
bancı uşağı bir kapitalızme' handiyse 'tutsak' edi-
lişıni, hep yaşadık; bürokrasi+burjuvazi=iktidar (oli-
garşO formülündeki 'burjuvazi', iştetam o burjuva-
zidir; Türkiye'de de 'sosyalmakasın' dehşet veri-
ci açılışına, -yâni 's/n/fmücade/es;n/n'keskinleşme-
sine- başlıca neden olmuştur.
'Kadro'nun önerdiği 'çözüm 'e ise, -çok merak edi-
yorum-, acaba bugün hangi aklı başındaki, hangi
sağduyu sahibi 'Kemalist' ya da 'Galiyevist' -kı-
sacası 'Ulusal Solcu',- imzasını atmaz?
"... şuurlu ve hesaplı bir 'devletçiliği', yâni han-
tal bir 'bürokrasi' veya 'iktisadi devlet teşek-
külleri aristokrasisi' haline gelmeyen, planlı bir
gelişmeyi, bu maksada ulaşmak için bir vasıta
gibi görüyorduk. 'Kadro', Türk Inkılâbı'nın ide-
olojisini araştırmaya ve açıklamaya çahşırken,
böyte bir 'devletçiliği' temel unsur olarak orta-
ya atmıştı. Devletçilik bir gaye değil, bir vasıta
olacaktı. Gayesi, siyasette olduğu gibi iktisat-
ça da kendine hâkim, ileri teknikli ve sınıf kav-
galarına, kanunların zoruyla değil de sosyal ya-
pı dolayısıyla sürüklenmeyen, ahenkli biremni-
yet nizâmına vücut vermekti..."
"... sanayi kurmak, fakat bu sermaye üstün-
de bir oligarştnin şımanklığırta yol açmamak; dev-
leti geliştirmek, fakat ferdi köle haline getirme-
mek; hülâsa iptidailikten kurtulmak, fakat hem
sınıf mücadelelerini besleyen 'liberal' bir de-
mokrasinin, hem de kanlı bir sınıf 'diktatöriüğü-
nün' ağına düşmemek! Hülâsa bir sosyal dev-
let yapısında planlı, disiplinli bir 'Karma Ekono-
mi'!, 'Kadro'nun müdafaa ettiği 'devletçilik' buy-
du. Memleket ölçüsünde bir teşkilatianma ve kal-
kınma davasıydı..." (Aynı eser, s.450)
Celeceği uzaktan görmek!..
Sevket Süreyya bey'in, Anadolu Ihtilâli ve In-
kılâbı'nın 'ideolojisini', Galiyefçi tezlere daya-
nfrak geliştirmek teşebbüsü, 20'li yıllann ikinci ya-
rısına dayanır: Afyonkarahisar Cezaevi'nde 'Mu-
âsırTürkiye'nin Iktisâdi inkişaf Istikametleri' ki-
tabına başlamış, tahliyesini müteakip çalışmasını An-
kara'ya, Maarif Vekâleti'ne göndermiştı. Vekâlet,
eseri İstanbul Darülfünun'u Hukuk Fakültesi'ne
tetkik ettiriyor; verilen rapor, çalışmanın ilmi oldu-
ğunu kabul ve izah: fakat, metodunun 'tarihi mad-
diyatçılık' (materyalizm) olmasını eleştiımiştir. Gâ-
zi'nin sonradan incelediği tezi, buna rağmen, 'de-
ğerii bir eser' olarak karşıladıgı, 'Çok büyük sayı-
larda basılıp yayılmasını istediği'ni biliyoruz.
'Kadro', işte oradan doğan fikir platformu üzeri-
ne; Yakup Kadri, Ismail Hüsrev, Vedat r4edim, Bur-
han Belge, Şevki Yazman ve Şevket Süreyya
beyler tarafından örgütlenmişti: sağdan ve soldan,
sert tepkilerie karşılandı: Moskova Komünistliği
ona 'faşist', Batı, 'liberalliği', 'komünist', iş çevre-
leri 'tptaliter' diyordu! Gerçekte bütün kabahati yüz-
yılın ikinci yansında, gezegen ölçüsünde doğrula-
nacak bir 'gerçeği', çok önceden görmek ve söy-
lemiş olmaktı!
Gâzi Mustafa Kemal Paşa'nın, 'Kadrocular'ın
arkasında durması, acaba onun da, daha o zaman-
dan, 'ufkun arkasını görebilmesinden' doğmamış
mıydı?
httpV/ www. prizma.net tr/ A İLHAN
http^/www.eda.tr/-bikjiyay/yazar/ailhan.htlm