25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2* ŞUBAT1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 ALLECRO EVtN İLYASOĞLU Akses'i sessizce ıığıırladık• Cumhuriyet müziğimizin başlıca temel taşlanndan birisiydi. Devletin gerçek bir sanatçısıydı. Yoktan var edilen ilk Cumhuriyet devrimlerini kucaklamış, kurucu, yönetici, eğitimci ve besteci olarak kendini Cumhuriyete adamıştı. Yetiştirdiği besteciler arasında beş kuşak sıralayabiliriz. Doğan Hızlan pazar günü Hürriyet'teki ya- zısında: "*Elli yıl sanat için kısa, ama genç bir Cumhuriyet için önemli bir zaman dilimi" de- miş. Devlet Tiyatrosu'nunkuruluşunun 50. yı- lını kutlamak için yazmış yazısını. Gerçekten de elli yıl kısacık bir zaman dilimi. sanat tarı- hinin kocaman sürecine bakınca. Ancak elli- altmış yıl, ülkemızde sanatın kurumsallaşma- sı adına önemli bir süre. Sahne sanatlannda ve özellikle müzik datında 1930"lardan bu yana yaşanan değişim. bugün evrensel dılinı konu- şabilen, yerellikten uluslararası platformlara ta- şınabilen müziğimizi doğurmuştur. Doğal ki polifonik mûziğimiz zengin Osmanlı tmpara- torluğu'nun kültürû üstüne yapılaşmış ve çağ- daş dili kullanarak bireşim aramıştı. Bugün bestecısiyle, yorumcusuyla dünyanın birçok kültür merkezinde sesini duyuran çağdaş kla- sik müzik sanatçılanmızın varhğını da. popü- ler hafif müziğimizin zenginliğini de 50-60 yılhk polifonik müzik eğitimımize borçluyuz. Geçen hafta bu sahnenin perde arkasındaki öncülerinden bırisi. Necil Kâzım Akses'ı yıtir- dik. Cumhuriyet müziğimizin başlıca temel taşlanndan birisiydi. Bir tarih yaprağı da böy- lece kapanıverdi. Ankara'da, alçakgönüllü bir Evin Üyasoğlu, Necil Kazım Akses ve Saadet Akses. ortamda91 yılhkyaşamıransonunageldi. Dev- letin gerçek bir sanatçısıydı. Yoktan var edilen ilk Cumhuriyet devrimlerini kucaklamış. ku- rucu, yönetici, eğitimci ve besteci olarak ken- dini Cumhunyete adamıştı. Ancak Doğan Hız- lan, ÜnerBirkan gibi birkaç sanat yazannın ko- nusu oldu, birkaç sanat sayfasında kısacık bir haberle geçiştirildi onun ölümü. Günümüzün medyatik kişilerinden birisi degildi ve doğal olarak televizyonlann ya da baş sayfalann ko- nusu olamazdı. Uzun yıllar müdürlük ve ho- calık yaptığı Ankara Hacettepe Konservatuva- n'ndaki sade bir törenin ardından uğurlandı. Necil Kazım Bey, bugün orkestralanmızın başında bulunan nice şefîn, orkestra üyesi ve solistin hocası olmuştur. Aynca yetiştirdiği besteciler arasında beş kuşak sıralayabiliriz. Bir sanat adamının ölümü üstüne yazmak. düşün- mek ya da haber yapmak, onu bir kez daha gün- deme getirmektir. Hizmetlerini anmaktır. ya- pıtlanna dikkati çekmektir. Dahası, deneyım- lerinden ders alabilmektir. Birbesteciyi yapıt- lanyla tanıtmak ise herkesten çok yorumcula- nn görevidir. Gençyorumcular ÎDSO 'da Heryıl tDSO yönetiminin seçtiği birkaç genç yo- rumcu orkestranın eşliğınde çaldıgı bir konçerto ile halka tamtılmakta. Güzel bir gelenek oluştu böylece. Geçen hafta bu çerçevede dört genç sanatçımızla ta- nıştık. Her birisi de oldukça telaşh ve gergindi. Ramiz\k£kAsbnov yönetimindekı konserinen par- lak yıldızı, obuacı AyMn Kiremitçi idi. Güzel bir tonu ve sağlam bîr ritım duygusu vardı Çalgısmın sesin- deki dokunaklı anlatımı çok iyi değerlendiriyordu. İsviçre'nin Basel Müzik Akademisi'nde eğitimini sürdüren 1974 doğumlu sanatçı. PascuBi"nin yapıtın- dakı çetrefıl pasajlartn kolayca üstesinden geldi. Trom- boncu Tolga Akkaya 1978 doğumlu. Istanbul Oniver- sitesi Devlet Konservatuvan 'nda yuksek lisans öğren- cisi. Çalgısıyla özdeşleşmiş. orkestrayla çalmanm kaygılanndan kurtulmuştu. Her zaman solist olarak dinlemediğimiz bu çalgıyı. trombonu güzel ve temiz bir tonla seslendirdi. Piyanist Şevki KaraycL 1976 doğumlu. Almanya'da Freıburg Müzik Yüksek Okulu'nda eğitimini sürdü- rüyor. Piyanisrik kolaylığı ve pıyonaya hâltimiyetinin yanı sıra seçtiği Beethoven'm İ. Piyano Konçertosu için biraz daha Beethoven olgunluğu gerekiyordu. Zamanla bestecinin kiş.iliğini duyuran legato (bağh) çalma tekniğini özümseyecek, orkestrayla çalma ahş- kanlığı arttikça daha titiz, daha temiz bir yorum ser- gileyecek. Çellist EmreSayan konserdeki birinci so- list olmanın verdiği heyecanla Haydn ın Do Majör Kon- çerto.su'nda oldukça telaslıvdı. 1978 doğumlu sanat- çv halen Ankara Hacettepe Üniversitesi Konservatu- van'nda 4. sınıf öğrencisi. O da Haydn çalmanın ve orkestraeşliğinde çalmanın olgunluğuna enşecek za- manla. Harikaçocuklanmızı tariheyaıjyoruz 'Harikaçocuklar' Suna Kan ve tdil Biret Ismet tnönü ile birtikte. Yorumculan tarihe yazmak de- mek, onun müziğini kayıt edip ar- şi\ lemektir. Ses kayıt aygıtlan, fo- toğraf makinesı gibi görselliği kayıt aygıtlanna göre çok daha geç ortaya çıkmış Bu nedenle biz tarihteki nıce ünlü yorumcu- nun fotoğrafını bilsek de onların sesinden yoksunuz. Örneğjn Cho- pin' in yüzünü hemen biliriz, ama piyanistliğini ancak öğrencileri- nin anlattıklan ölçüde tanırız. Besteci nptalanyla tarihe kalır, ya?- rumcu ise kayıtlanyla. Türkiye Cumhuriyeti'nin ad- larına yasa çıkartılan ilk harika çocuklan tdil Biret ve Suna Kan için Şefik kahramankaptan'ın kaleminden yazılan bir kıtabı ya- kınlardazevkle okumuştuk. Ebe- veynleriyle birlikte Pans'e gön- derilip en seçkin hocalarla ade- ta sırça bir vazo ıçinde >etiştın- len bu üstün çocuklann bugün de üstün insanlar olduğunu bilı- yoruz. Hanka çocuk olabilmek değil, harika adanı olabilmek ba- şanlann en büyüğü. Simdi de bu harika çocuklann ilk harika seslerinin kayıtlan der- lenmiş. Inönü Vakfı'nın bir sanat hizmeti olarak ldıl Biret'in ve Suna Kan' ın Pans v e Ankara ka- yıtlan iki CD halinde sunulmuş. Hele ldil Biret'in kayıtlan taa 1949'adayanıyor. Birradyosöy- leşisinde önce Türkçe olarak ls- • tantyul'daki büyükannçsıne rne- saj yolluyor, sonra da yeni öğren- diği Fransızcası ile radyo sunu- cusunun sorularını yanıtlıyor. Hepsini çok dikkatli yapıyor. Ar- dından oturup Bach. Couperin, Beethovvn v e Debussy 'den oluşan bir konser vemor. Çocuk saflı- ğının yanında yaptığı işe yoğun- laşabilme yeteneğini duyuyorsu- nuz. Bu da onu 'üstün' kılıyor. Annesı Leman Hanım, anıla- nnda onun müzik yeteneğini ne zaman keşfettiklcnnı bilemedı- gıni yazmış, "Keşkehergünsöy- lediklerini bir kenara not alsay- dım" demış. Ben de. Adnan Say- gun'un eşı Nilüfer hanımdan bir anı dınlemiştim Idıl'e ait: Birgün Mithat Fenmen' in evinde herkes piyanoya geçıp bir şeyler çalı- yor, deıicen Saygun da yeni birça- lışmasını seslendinyor. idil henüz 5-6 yaşında. Herkesi büyük bir dıkkatle dinliyor ve Saygun'un kucağına ziplayarak "Sana saç- lanmı vereyim mi" diyor! Buk- lelı kara saçlannı herkes beğen- dikçe o da en değerli hazinesini saçlan sanarak onlan Saygun'a armağan etmeye kalkışmış! Suna Kan'a ait y apıtlar daha ye- ni tarihlerden. 1966'danMuanv merSun'un Demet'i, I97fden Grieg'in Do Minör Sonatı, 1994'ten Gürer Aykal yöneti- mındeki CSOeşliğinde Eridn'in konçertosu var. Her bir yapıt ay- n titızlikle çalınmış, yaşına gö- re son derece olgun, deneyimli bir müzısyenin izlerini taşıyor. Su- na Kan'ın bu CD'dekı pıyanist- leri ise ona sanat yaşamında eş- lik etmiş, birlikte dünyayı dolaş- mış iki tanhi isim: Gülay Uğura- ta ve Ferhunde Erkin. Inönü Vakfi'na teşekkür etme- liyiz. bu güzel demeti sunduğu ve 'Harika Çocuklar'ımıza bir kez daha dikkati çektigi için. Bugün bu ya&anıs. yeaiden yürürlüğe ginnesi gerekiyor. Üstün yete- nekli çocuklanmıza yıllarca ay- nı eğitimi vererek zaman harca- tıyoruz. Bir an önce dünyanın sa- nat merkezlerine gidip deneyim- li pedagoglarla çalışmalan gere- kiyor. Madalyonun diger yüzün- de ise bir başka gerçek yatıyor: Bugüne dek bu yasa ile yurtdışı- na gönderilen her sanatçı birer ldil Biret ve Suna Kan olabildi mi? E Maikevini (a boun.edu.tr Akbank Oda orkestrası Solist piyanist Rüya Taner Kültür Servisi - Ilginç progTamlan ve süreklı ge- İişen teknik düzeyiyle ts- tanbul müzik yaşamına yepyeni bir soluk getiren Akbank Oda Orkestrası, bugün saat 19.30"da Is- tanbul'da Sabancı Cen- ter'da Rus. Macar ve Çek bestecilerin başyapıtlan- nı seslendireceği bir kon- serle müzikseverlerin kar- şısına çıkacak. Konserya- Konser bugün 19JO'da. nn Marmara Ünivesite- si'nde, pazar akşamı ise Ankara'da ODTÜ'de tek- rarlanacak. Çalışmalannı şef Cem Mansur'un yö- netiminde sürdüren or- kestra, konserlerini piya- nist Rüva Taner' ın eşli- ğinde sunacak. Konserin ilk bölümün- de, ünlü Rus besteci Çay- kovski'nin 'AndanteCan- tabite' ile 19. yüzyılm - belkı de müzik tarihinın- en önemli piyano virtuozu olan Liszt'in piyano ve yaylılar için bestelediği 'Maledktion' adlı yapıt- lan seslendirilecek. Kon- serin ikinci bölümünde ise 'Rus Beşleri'nden bı- ri olan Borodin'in 'Noc- turne' adlı yapıtı ile ro- manhk akımın önemli bestecisi JosefSuk'un 'Se- renade Op. 6' adlı yapıtı yorumlanacak. Konsenn solisti Ruya Taner, Almanya'nın Schwenningen kentinde doğdu. Müzik yeteneği- nin küçük yaşlarda orta- ya çıkması üzerine pi>a- no eğitiminebaşlayan sa- natçı, 1982-1983 yıllann- da Ankara Devlet Kon- servatuvan Piyano Bölü- mü'nde Mithat Fenmen ve Tulga Cetiz'in öğren- cisi oldu. Eğitimine, 1983'te KKTC'nin ver- diği bursla gittiği Lond- ra'da GuidhaU School of Music and Drama'da Prof. John Havill'in öğ- rencisi olarak devam et- ti. Ingiltere çapında dü- zenlenen çeşitli yanşma ve festivallerde ödüller alan Taner. ünlü Fransız pesteciler PascalRoge ve Pascal Reveyon'un 'per- feksrşon" kurslanna ka- tıldı. 1992 yhnda okul- dan mezun olan sanatçı. aynı okulda gördüğü li- sansüstüöğrenımıni 1994 yılında, ender olarak ve- rilen 'PremierPrix'ödü- lünü alarak tamamladı. 1977 yılında Belçika Kraliyet Konservatuvan Orkestrası'nın eşliğınde vermiş olduğu konserin CD'ye canlı kaydı ger- çekleştırildi. 1998 yılın- da Londra'nın VVigmore Hall'de 'Debut' başlıklı bir konser verdı. ÎZDSO, Tadeusz Strugala yönetimindeki dinletisini hocaya adadı Akses için tören ve iki dinleti ÖNDER KÜTAHYALI İZMİR - Hocalann hocası, de- ğerlı besteci Necil kâ/ım Akses'in öldüğünü, 16 Şubat günü akşama doğru ögrendiğimizde sonsuz bir üzüntüye kapıldık. tkı yıldır bek- liyorduk; fakat ölüm haberi her za- man acıdır. Akses'in "Atatûrk Diyor ki' baş- lığını taşıyan 5. senfonisı 1988'de. Saygun'un 2. piyano konçertosu da 1989'da ilk kez çalınmış, böy- lece birinci kuşak bestecilenmi- zin etkinlikleri sona enmişti. Ho- camızın ölümü, onlann çalışmala- nnı kesınlikle noktalamış oldu. Değerli büyüğümüz. kendı payına, Cumhuriyetın bu ilk yaratma dö- nemıne kocaman partitürlerle ka- tıldı: Senfoniler, konçertolar, oda müziğı yapıtlan, piyano parçaları ve şarkı dizileri, onun verimini özetlemektedir. Necil Hoca'nın ölümü, şapkamı- zı önümüze koyup düşünmemizi gerektiren bir olaydır; çünkü o, besteciliğinin ve öğretmenliğınin yanındamüzik kalkmmamızı yön- lendıren yaratıcı kişilığı ile de dik- kati çeker. Konserv atuv ar Müdü- rü. Güzel Sanatlar Genel Müdürü ve Ankara Devlet Operası Genel Müdürü olarak başardığı güzel iş- ler anılardadır. Akses'ten sonraki kuşakJar ola- rak acaba biz ne yaptık? Karma- şık müzik sorunlanmıza ne gibi çözümler önerdik? Bunlan ne de- receye dek uygulayabildik? Soru- lara olumlu yanıt verebilmek için onun gibi çalışkan olmak gerek. Necil Hoca lzmir'den, konserv a- tuvarda yapılan anlamlı bir tören- le uğurlandı. Anma konuşmalan kı- sa fakat içerikliydi. V'erilen dinle- tiler de onun büyüklük ve güzel- lik merakını doyuracak niteliktey- di. • • • Jzmir'de 1993'te kurulan GA- LEN Böbrek Sağlığı Tansiyon ve Organ Nakli Derneği, umutsuz has- ecil hoca îzmir'den, konservatuvarda yapılan anlamlı bir törenle uğurlandı. Anma konuşmalan kısa fakat içerikliydi. Verilen dinletiler de doyurucu nitelikteydi. ÎZDSO'un Akses'e adanan dinletisinde ise şef Tadeusz Strugala ile kemancı Liana îssakadzeyeraldı. talann ışığıdır. Gelirlerinin bir bö- lümünü müzik yoluyla elde eder. Onun yararına düzenlenen dinle- tilere katılan sanatçılar, insanlığa en büyuk hızmetı yapmış sayılır- lar Nitekim geçen hafta Atatürk Kültür Merkezi'nde \enlen şanre- sitalinin solocularından soprano Birgül Su Ariç, hasta yatağından kalkıp aryalannı sundu. Öbür so- locu ise tenor Aydın Uştuk'tu. Sa- natçılari piyanist Mehmet Ariçeş- lik ettı. Programda Handel, Pergo- lesi. Flotow,W'.A. Mozart, Donizet- ti, Bellini, Verdi, Bizet, Massenet, Puccini ve Lehar gıbı ünlülerden örnekler vardı. Birgül, hastalığı- nın izin verdigi ölçüde kusursuz- du. Aydın Uştuk da başta söyledi- ği. Handei'den 'Ombra Mai Fu'da- ki sertlik dışındabaşanli>dı; yap- tığı yeni çalışmalarla daha da iler- lediğini kanıtladı. Resıtal. doyu- rucu ve avutucuydu lZDSO'nun Akses'e adanan din- letisinde ise şef Tadeusz Strugala ile kemancı liana Issakadze yer aldı. Yılhk programa göre bu haf- taki solocu kemancı Sergei Stad- ler'di: fakat sanatçı hastalanmıştı. Böy le olunca. nefis yorumuyla ta- nıdığımız Issakadze çağnldı. Gürcistan'm bu ünlü kemancı- sı, Moskova Konservatuvan'nda David Oistrach'ın en ıyi öğrenci- len arasına girdi ve on yaşından baş- layarak katıldığı çeşitli yanşma- larda ödüller kazandı. Sanatçı, L. V'an Beethoven'ın Op. 61 re majör konçertosuna. içtenlik dolu v e din- lemeye doyum olmayan değişik bir yorum getirdi Seslendirmede gördüğümüz bazı aksamalar, söz gelimi birinci bölümde temayı baş- latan kısa kadansta ortaya çıkan birkaç pis ses, temada, bir sekiz- lik ve iki on altılıktan oluşan figü- rün üçleme gibi çalınması, üçün- cü bölümün hızh pasajlanndaki havalı sesler, duygusallığın ya da coşkunun sonucuydu. Sanatçının sıcak tonu, cümlelendirmedeki doğru yaklaşımı ve yaptığı güzel müzik, Beethoven'ın insafsızca uzun yazdığı konçertonun rüzgâr gibi geçmesini sağladı; keyifle din- ledik. Strugala'nın sunduğu ilk yapıt Weber"in Oberon operası uvertü- rüydü; allegro kesimdeki baş dön- dürücü hız herkesi heyecanlandır- dı. Şu var ki dinletiden birkaç da- kika önce komşu binada bulunan düğün salonlarından gelen ve ha- valandırmadan girerek salona ya- yılan kebap kokulan, sanatın ve kültürün yüzüne indirilmiş sert bir şamar gibiydi. Utanç duyduk; son derece üzüldük. tkinci yanda, P.l.Çaykovski'nin Op. 64 mi mınör 5. senfonisi ça- lındı. Strugala burada ustalıgının doruğundaydı. Işıltıh renklerle do- lu lirik şıirin müziğe yansıması, arada bir ortaya konan buruk se- vinç duygusu, Rus folklorunun canlı ezgileri ve uzun hazırlıktan sonra gelerek ruhlan saran son ut- ku, salonda bulunanlan besteciy- le bütünleştirdi; kaygılarla tasalar bir an için unutuldu. Böylece or- kestramız. başanlannabiryenisi da- ha katmış oldu. Bu arada, ikinci bö- lümdeki ünlü korno soloyu çalan sanatçı Mustafa Tüncay'ı candan kutlanm. Dostumuz Strugala'nın sonraki dinletilerini sabırsızlıkla beklediğimizi de vurgulamak is- terim. Polar Müzik ÖdüHiSteve VVonder'm • STOCKHOLM (Cumhuriyet) - Müzik dünyasının Nobel ödülü olarak kabul edilen Polar Müzik Ödülü (The Polar Music Prize) buyıl Steve Wonder'a verildi. 49 yaşındaki Wonder, üç binden fazla besteyle popüler müziğe yaptığı katkıdan dolayı odüle değer bulundu. Ödül töreni 31 Mayıs'ta Stockholm'deki Benvalld Konser Salonu'nda yapılacak ve Wonder ödülünü Isveç krahnın elinden alacak. Kral Carl Gustav'ın en sevdiği sanatçı olan Steve Wonder. kralın 50. dogum günü kutlamalan için Los Angeles'tan özel olarak gelerek sürpriz yapmıştı. 1992 yılında ünlü müzik topluluğu ABBA'nın yaratıcısı Stikkan Andersson'ın 40 mılvon kron (5 milyon dolar) hibe ederek oluşturduğu Polar Müzik Ödülü. uluslararası bir jünnin değerlendirmesi sonucunda lsveç Kraliyet Müzik Okulu tarafından venliyor. Ödülün tutan gizli turuluyor. Bundaki amaç, ödülün değerinin parayla ölçülmesini önlemek. Ancak miktann 1 milyon krona (yaklaşık 42 milyar lira) yakjn olduğu tahmin ediliyor. 7 vıldır verilmekte olan Polar Müzik Ödülü'nü 1992'de Paul McCarrney, 1993'te Witold Lutoslawski ve Dizzy Gillespie, 1994'te Nıkolaus Harnoncourt ve Quıncy Jones, 1995'te Mstillav Rostropovitj ve Elton John, 1996'da Pierre Boulez ve Joni Mitchell, 1997'de Eric Ericson ve Bruce Springsteen, 1998'de ise Rayi Shankarve Ray Charles almıştı. 'Günümüz TÜPkiyesi'nde Kltap' tartışılıyop • Kültür Servisi - Yıldız Teknik Oniversitesi'nde bugün 14.00-16.00 saatleri arasında 'Günümüz Türkiyesi'nde Kitap' başlıklı bir panel düzenleniyor. Hikmet Altınkaynak'ın yöneteceği panele Hakkı Devrim. Prof. Dr. Tahsin Yücel, Doğan Hızlan, Deniz Kavukçuoğlu, Güven Turan ve Aslı Erdoğan konuşmacı olarak katılacaklar. Konu; okur, yazar ve yayıncı açısmdan ele alınarak son günlerde çok tartışılan 'çok satan kitaplar'ın tirajlan ve toplumun gösterdiğı tepkı üzerinde durulacak. Bronza yansıyan yalmzhk, hüzün ve isyan • Kültür Servisi - Seramik sanatçısı Müfıde Çahk, heykel sergisİyle buluşuyor sanatseverlerle. 'Müfıde Çalık'ın Kadınlan' başlıklı sergi Gümüşsuyu'ndaki ÜDera Galensi'nde 6 Mart'â kadar görülebilecek. Heykel sanatıyla ilgili ürünler \ ermeye uzun yıllar once eşi heykeltıra§ Şadi Çalık'ın atölyesinde başlayan Müfıde Çahk, daha sonralan Marmara Üniversitesi'nin Seramik Bölümü'nde Hakkı Izzet'le seramik üzerine çalışmalar yaptı. Bir dönem Avrupa'da kalarak heykel sanatıyla ilgilenen sanatçı, şu anda çalışmalannı kendi atölyesinde heykel üzerinde yoğunlaşarak sürdürüyor. Bu sergisinde malzeme olarak bronzu kullanan Çahk; yalnızlık, hüzün ve isyan duygulannı kadın bedenınden yansıtıyor izleyıciye. Heykellerinin kökenmde 'insan sevgisinin duyarlı direnişi'nin yattığını düşünüyor sanatçı. Çalık, yapıtlannı vurgulayan en önemli özelliğın yalınlık ve içtenlik olduğunu söylüyor. • (249 92 02) Alman Kültür Merkezî yeni binasına taşındı • Kültür Servisi - Asıl ısmı lstanbul Goethe Enstitüsü olan Alman Kültür Merkezi. 20 yılı aşkın bir süredir çalışmalannı sürdürdüğü Odakule'deki bürosundan aynlıp yine aynı bölgede bulunan bir başka binaya taşındı. Merkezin yeni binası, Istiklal Caddesi'nde Galatasaray Lisesi'nin yanında bulunan Cumhuriyet Anm'ndan Tophane'ye inen yolun sağ kolunda yer alıyor. lstanbul Erkek Liseliler Eğitim Vakfı ve Avusturya Liseliler Vakfı'nın mülkiyetinde bulunan binanın ait katı Goethe Enstitüsü'ne tahsis edildi. Binada enstitünün idan ışlerinin yürütüldüğü bürolann yanı sıra birkaç sınıf. etkinlıkler ıçm çok amaçlı bir salon, kütüphane ve bilgi merkezi de yer alıyor. Kütüphane ve bilgı merkezi mart ayından itibaren hizmete girecek. Enstitü. bugüne kadar yalnızca hafta içinde düzenlediği Almanca kurslannı hafta sonunda da verecek. (249 20 09) BUGÜN • tDOB, saat 20.00'de AKM'de P. Mascagni'nin 'Cavallerie Rusticana" ve C. OrffTun 'Carmina Burana' adlı yapıtlannı sahneleyecek. (251 10 23) • BORUSAN KÜLTÜR MERKEZt'nde John Cage'in yönettiği 'Cunningham' adlı belgesel 12.30 ve 17.30 saatlerinde video'dan gösterilecek. (292 06 55) • AKSANAT'ta 12.30 ve 18.00 saatlerinde Nkholas Hytner'in yönettiği 'The Crucible' adlı film lngilizce orijinaliyle lazer-disk'ten gösterilecek. (252 35 00) .- • CRR'de Osmanlı devletinin 700. kuruluş yıldönümü kutlamalan kapsamında saat 20.00'de Mehterane-i Eyüp Sultan topluluğunun 'Kml Elmaya.- Kıal tlmay^...' başlıklı gösterisi yer alıyor. (231 54 98) • NÂZIM KÜLTÜREVt nde Emir Kusturica'nın yönettiği 'Arizona Rüyası' adlı film saat 19.00'da îzlenebilir (414 51 50) • TAR1K Z.\FER TUNAYA KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 19.00'da 'Muzaffer Özdemir ve Grubu'nun konseri izlenebilir. (293 12 70) • TMMOB'nin düzenlediği 'Kentve Yaşam Etkinlikleri' cerçevesınde saat 19.00'da Kadıköy Beledıyesi Kültür ve Sanat Merkezi'nin toplantı salonunda Cengiz Bektaş'ın katıldığı 'Yeni Uygulamalar' başlıklı söyleşi yer alıyor. (349 25 49) • BtLGt ÜNtVERStTESÎ'nde LeosCarax'ın yönettiği 'Les Amants Du Pont-NeuF adlı film saat 19.00'da izlenebilir. (216 00 00)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle