22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 ŞUBAT 1999ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 Cengiz Topel Istanbul Valiliği'ne 25 milyar lira para veren Suzan Bardakçı, adıran mahallesinde yaşatılmasını isteyince Kartal'daki "Şehit Cengiz Topel ilköğretim Okulu"nun adı değiştirilip "Suzan Bardakçı" yapılmıştı. Böylece, 1964'te Kıbns'ta şehit düşen pilot yüzbaşı Cengiz Topel, 35 yıl aradan sonra bir kez daha öldürülmüştü. Hem de, uğruna hayatını verdiği devleti tarafından! Neyse ki Valilik, Kartal'da sildiği "Şehit Cengiz Topel" adını, Istanbul'un varoşlanndan Samandıra'nın gecekondu mahallelerinden birindeki okula verme karan almış. Ancak bundan sonrası pek inandıncı gelmiyor insana. Sanki, şehit adlarıyla oynayarak piyasa kızıştırıyorlar. Yann, bir gecekondu ağası parayı bastınp, Samandıra'da kendi adını "yaşatmak" isteyebilir! Ö M Ü R İ L İ K Süper-Men'den umut yok; kurtar bizi Seç-Men! ömür E. Kurum Etektrorek posta: sotneposta.cumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 Seçimde millet ve milletvekillerîer ayın 15'inde maaşlannı üç aylık peşin alan mil- letvekilleri, 18 Nisan'da sandıktan çıksalar da çık- masalar da 15 Nisan'da 3.5'ar milyar lirayı cebe indirecekler. Hem milletvekili hem emekli maaşı alan- lar ise 4.5'ar milyar lira alacaklar. Devletin kasasından yak- laşık 2 trilyon lira çıkacak. Bu durum, kararsız seçmen için iyi birfırsat olmalı... Seçmen, yeniden aday olan milletvekillerine oy istemek için geldiği seçim bölgesinde soracak: "Hak etmediğin halde, bizim cebimizden çıkan milyarlar- ca lirayı kendi cebine indirmeyi içine nasıl sindiriyorsun?" Aday oldukları için, burunlan henüz kaf dağında olmaya- cağından bir yanıt verecekler: "Ama biz, beş yıl için seçilmiştik. 3.5 yılda seçime gittik." O zaman seçmen konuşacak: "Evet, ben seni beş yıl için görevlendirdim ama 3.5 yıla sen kararverdin, biiir... Ikincisi, milletvekilliği birmeslekde- ğil... Ben sana, beni temsil etmen için vekalet verdim, sen bu görevi kazanç kapısı gibi mi algıladın? Ulusal egemen- lik kavramı ile cüzdanı birbirine nasıl karıştırabiliyorsun?" Aday, savunmaya geçecek: "Seçim masrafları için büyük paraya ihtiyaç var. Kara pa- ra sahiplerinin önünde diz çöküp avuç mu açayım." Seçmen, kanmayacak: "Bu düzeni yaratan sizlersiniz. Görevyaptığınızsüreiçin- de düzeni değiştirseydiniz. Temiz bir seçim sistemi getir- seydiniz. Eğer sözlerinde samimi isen, ilk defa milletvekil- liğine aday olanlara da devletin kasasından 3.5 milyar lira verilmesi gerekmez mi! Hani herkes eşitti? Üstelik aday ol- mak için partiye dünyanın parasını vermeyi, genel başka- nın önünde kırk takla atmayı biliyorsun." Aday, bir şeyler söyleyecek... Seçmen kararını verecek! En yeni dönemÜrdün Kralı Hüseyin Tallaloğlu'nun (Hüseyin bin Tallal) cenazesi Türki- ye Cumhuriyeti'nde yeni bir döne- min başlangıcı oldu. Cenazede, Tür- kiye Cumhuhyeti Devletini, Cum- hurbaşkanı Süleyman Demirel ve Dışişleri Bakanı ısmail Cem'in ya- nında Hürriyet gazetesinin genelya- yın yönetmeni Ertuğrul Özkök de temsil etti. Dışişleri Bakanlığı Pro- tokol Genel Müdürlüğü 'nce hazırla- nan Demirel'in Amman programı- na, "Bizim Ertuğrul"un Dışişle- ri'ndeki arkadaşlannın "torpil"i ile katılması söz konusu olamayacağı- na göre Demirel'in "kontenjan "ının- dan girdiği belli. Diplomasideki ye- ni dönem hayırlı uğurlu olsun! Artık sadece cenazelerde değil taç giyme- lerde, imza törenlerinde, hatta BM Genel Kunılu'nda bile devletimizin bu şekilde temsil edilmesini bekliyo- ruz! Sırada birçok "medya mensu- bu" var... Hepsibirbirinden değerli! SESSÎZ SEDASIZ (!) NURÎKVRTCEBE Atatürk Kültür Merkezi'ndeki sergi Istanbul'daki Atatürk Kültür Mer- kezi'nde Atatürk resimlerinden olu- şan bir sergi açıldı. Sanat Çevresi der- gisi yönetmeni Hamit Kınaytürk'ün, AKM'nin fuayesinde açtığı sergide 33'ü orijinal 114 Atatürk tablosu yer aldı. Kınaytürk'eizlenimlerini sorduk... Dert küpüne dönmüş: "AKM'ye günde iki bin kişi geliyor. Sergiyi, turistler de ilgi ile izliyor. Fa- kat, turistler Serginin açıldığı yeri sor- duklannda Atatürk'ün adı verilen bir kültür merkezi olduğunu söyle- meye utanıyorum. Çünkü, am- pulleryanmıyor. tablolan aydın- latması gereken spotlarçalış- mıyor. Ortalık berbat. Atatürk'ün bir vecizesinin bulunduğu ah- şap zeminin boyaları dökülmüş, kim- se bakmıyor. Tuvaletlerde sabun yok. Atatürk'ün fotoğrafları olduğu için pa- ra almıyorlar ama sergi alanının gün- lüğü KDV hariç 80 mılyon lira. Böyle bir kültür ve sanat mekânı olamaz!" Fen Lisesi'ne gîrişi değişürenler Anadolu Lisesi'nde 6 ve 7. sınıflan takdir belgesiyle geçen ve bu yıl 8. sı- nıfın ilk yarısını da takdirle kapatan bir öğrenci ders yılı başında Fen Li- sesi'ne girmek istiyor. Çocukluktan gençliğe ilk adımla- rını atan öğrenci kendini daha da ge- liştirip 6 ve 7. sınıflarda 3 olan fen bil- gısi notunu bu yıl 5'e yükseltiyor. Fakat, Fen Lisesi giriş sınavına baş- vuramıyor. Çünkü okullar açıldıktan üç ay sonra yapılan bir yönetmelik deği- şikliği ile 6 ve 7. sınıflardaki fen bil- gisi notunun da 4 olması isteniyor. Milli Eğitim, öğrencilerle oynuyor! AYDINLANMA ATEŞÎ Üetişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95 Kayabaşı 'nda öğrenciler Ali Karlık'la derse başladı Kayabaşı Cumhuriyet İlköğ- retim Okulu'nun açılışı bir kez daha ertelendi. Açılış Denizli Valiliği'nin karan ile 22 Şu- bafta yapılacak. Kayabaşı Cumhuriyet İlköğretim Okulu Daha önce 20 Şubat'ta yapı- lacağını duyurduğumuz Kaya- başı Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nun açılışı, Denizli Va- liliği'nin karan ile 22 Şubat'a ertelenmiştir. tl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafindan okulun sı- ra, tahta, masa gibi gereksinim- lerini tamamlandı ve öğrenci- ler 8 Şubat'ta ikinci ders yılına Kayabaşı Cumhuriyet îlköğre- tim Okulu'nda başladı. ÇYDD Kırsal Alan Koordi- natörlüğü Kayabaşı'nda parla- yan bu aydınlanma ateşini yü- rekten desteklemek, Ali Kar- hk'ın ve Kayabaşı Köyü ço- cuklannın sevincini paylaşmak için 22 Şubat'ta Kayabaşı Kö- yü"nde olmayı amaçlıyor. ls- tanbul'dan katılmak isteyenler 19 Şubat akşamına kadar 0.212.543 67 09 ya da 0.532.277 54 59 numaralı telefonlardan Gülsün Özakın ile bağlantı ku- rabilirler. Ruhi Su Kültür ve Sanat Vakfı 1) 13 Şubat saat 16.00'da Grup Kızılırmak'm katılımıy- la "M üzikli Sohbet" düzenîi- yoruz. 2) 15 Şubat - 7 Mart arasın- da Gülden Kut'un "Natür- mortlar"' isimli sergisi vakfı- mızda sergilenecek. Açılış kok- teyli 15 Şubat 18.00-20.30 sa- atleri arasında yapılacak. 3) "Ruhi Su Kültür ve Sa- nat Vakfı Sanat Etkinlikleri" kapsamında düzenlediğimiz konserlerin ilkini 24 Şubat sa- at 20.00'de Beyoğlu Muammer Karaca Tiyatrosu'nda Erkan Oğur ve Ismail Demircioğlu (1. Bölüm) ile Mehmet Ça- panın (2. Bölüm) katılımıyla gerçekleştiriyoruz. Sıvas ADD Derneğimiz DSİ yemekha- nesinde yaptığı 4. Olağan Ku- rulu'nda yeni yönetimini belir- ledi; Av. Naci Muslu (Başkan). Il Turizm Müdürü A. Vahap Süm- büloğlu (Başkan Yardımcısı), emekli öğretmen Neziha En- jjin (Sayman), emekli öğretmen O. Cahit Yıldız (Sekreter), Fel- sefe ögretmeni Ahmet Maz- lum (Uye), Cumhuriyet Üni- versitesi Genel Sekreteri Erol Şanlı (Üye), Cumhuriyet Üni- versitesi Spor Akademisi Ögre- tim Üyesı Ali Tatar (Üye). Yeni yönetim kurulu oluştuk- tan sonra derneğe bağış yoluy- la birbilgisayar. dernek kütüp- hanesine de 24 ciltlik bir an- siklopedi kazandırmıştır. Ayn- ca derneğin iç dekorasyonunda da yeni düzenlemeye gitmiştir. Bunun dışında da bir takvm et- kinlikler tasarlanmıştır. Bu et- kinlikler; • 10 Şubat'ta Ceyh'an Muni- cu ve Cumhuriyet Üniversitesi Iktisat tdari Bilgiler Fakültesi Dekanı Mustafa Altıntaş'ın katılacağı "Adalet ve Demok- rasi" adlı panel. • 22 Şubat saat 15.00'te Ata- türk Kültür Merkezi'nde Al- paslan Işıklı'nın katılacağı "Kemalizmin Güncelliği" ko- nulu panel, • 26 Şubat'ta Sivas Ordu- evi'nde "Tanışma ve Kaynaş- ma Yemeğr, • 8 Mart'ta "Dünya Kadınlar Günü" dolayısıyla Cumhuri- yet Üniversitesi Konferans Sa- lonu'nda panel ve imza günü. • Aynca Cumhuriyet gazetesi yazan llhan Sclçuk. 23 Nisan veya 19 Mayıs'ta ilimizde bir konferans verecek. Antalya ADD Kültür Bakanlığı Mersin Dev- let Opera ve Balesı sanatcılan 5 Şubat'ta Sheraton Oteli'nde Antalya ADD ve îl Kültür Mü- dürlüğü'nün birlikte düzenle- dikleri bir dinletı sundu. Mer- sin Devlet Opera ve Balesi'nin seçkin solistlerine piyanoda Ahad Askerov eşlik etti. Dalaman / Muğla ADD Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nden Prof. Dr. Ningur Noyanalpan tarafından 20 Şu- bat'ta 'Atatürkçülük ve Akıl- cılık" konulu bir konferans dü- zenliyoruz. Derneğimize bağışlanan ki- taplar, ücretsiz olarak öğrenci- lere ve ilçemiz halkma ödünç verilmektedir. Duyarh dostlanmızdan, baş- ta kitap bağışı olmak üzere her türlü yardımlaşmayı beklemek- teyiz. Aydınlanma ateşine bir mumla biz de katıldık. Çağdaş Eğitim Vakfı Vakfımız danışmanı ve Nepal Fahri Konsolosu Prof. Dr. Gün- seli Malkoç, ülkemizde ilk kez düzenlenen Nepal Kültür Haf- tası nedeniyle u Yetişkin Eğiti- mi ve Sürekli Eğitim" konulu vakfımız desteğinde bir semi- ner düzenlemiş bulunmaktadır. Vakfımızın ileriki günlerde ya- şama geçireceği "Ana-Baba Okulu" ve "Yetişkin Eğitimi" projelerine de önderlik eden et- kinlik 6 Şubat'ta Ceylan Inter- continental Oteli'nde gerçek- leşmiştir. Ankara Cumok Perşembe toplantılarımıza devam ediyoruz. Yann saat 18.30'da Ataç Sok. 66/2 ad- resinde bir aradayız. KtM KtME DUM DUMA BEHIÇ AK behicak(a turk.net ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI HARBİ SEMİH POROY BULUT BEBEK \LR4VÇ/FTÇ/ Artık havt sarı ı^ılc, alışma süreci Zibiştyler l d TARİHTE BLGUN \WMTAZARIK\X 10 Şubat BİR SINEMA USTASI:EISENSTE1N 1948'Pe 8ÜGÜH, UNLÛ RUS SİNEMA KURAMCJSI VE YÖNETMeni SEÜ6EI £lSENfT£IN(Â.YZ£Nfntnİ) SO YAŞlUDA KALPKRİZİNP£N ÖLPÛ. SİNEMA SA- NATININ GEÜŞMESİNOe BÛYÜK KVTNIARI OLAN SANATÇt, ÖZELÜKLE, KURGUQAOUTAJ) KDNUSUN DA YENİ BİR KURAM KDYMASl AÇlSINPAN ÇOK ÖNEM KAZANMlÇTtl?. ONA GÖRE, KllRSU, SÂ&IM- SIZ ÇEKİM PAeÇAlARtHfN ÇARP/ÇMASlNDAN V£- YA KA8ŞIT ÇEKİMLSÜN ÇATIÇMAStNCAN DOĞMI r (X!AMA~rriC IUC£ "CK'R. EISENSTE/N, BÛ7ZJ/V ZA- MANLAfZtN EN >YI FİLMl£&'AKASINPA SAVILAM "OÜNYAYISARSANON GÜM* "ALEXAND£/Z NEItSKY* VE "KOHJOINÇ İ\/ftNn GİBÎ ÇOK ÛNLÜ-ÖRNEK- SİNEfAA YAPtTLARl B/GAIOMIŞT1R.. PANO DENIZ KAVUKÇUOGLU Kedi Gülüşü Kanımı beynime sıçratmak için niçin John Kennedy Gailbraith'ın "Ekonomi Kimden Ya- na" adlı kitabını seçmişlerdi? Bunu bilmiyorum. Daha önceki benzer durumlarda olduğu gibi o gece de onları, üç duvarı kitaplıkla çevrili oku- ma odamda, parçalanmış kitabımın dört bir ya- na dağılmış yaprakları arasında otururken bul- muştum. Ikisinin de boyunlan aynı yana eğik- ti. Herzamanki gibi bağırmamı, tepinmemi bek- liyorlardı. Aramızdaki bu "tuhaf" ilişki haftalar- dır sürüp gidiyordu. Geceleri eve ne zaman on- lann "dayattıklan" saatten sonra gelsem aynı gö- rüntüyle karşılaşıyordum. Raflardan bir-iki dü- zine kitabı indiriyorlar, içlerinden birini seçip parçalıyorlardı. Bunu önlemek için türlü yolla- ra başvurmuş, ama başarılı olamamıştım. Ken- dimi her seferinde yenik hissediyordum. Kapı dışına koymak, birçözüm olamazdı. Üç- beş kitap için kedilerimden vazgeçecek kadar "duygusuz" değilim! Onlar da bunu seziyorlar ("sezmek" ne demek, bal gibi biliyorlar), bunun için de bana karşı böylesine acımasız davranı- yortardı. Üzüleceğimi, öfkeleneceğimi bile bile kitaplarımı parçalıyorlar, bağırıpçağırrnamdan, peşlerine düşüp kovalamamdan "Aıaz" duyuyor- lardı. Kedilerin de gülebilecegini, böyle bir ye- teneğe sahip olduklarını, ilk kez, yine böyle bir gece onlara Francis Fukuyama'nın "tarihin so- nu"nu ve "son insan"ı ilan ettiği kitabının lime lime olmuş, koridora, evin diğer odalarına da- ğılmış sayfalarını toplarken öfkemden ürküp tü- nedikleri kitaplığın tepesinde göz göze geldiği- mizde görmüştüm. Halının üzerinde iki büklüm, bir o yana bir bu yana gidip gelirken, gözlerinin üzerimde dolaş- tığını sezinliyordum. Başımı, dikkatlerini çekme- den onların yönüne çevirmeye çalışırken, göz göze gelmiştik. Beni izlerken gülüyorlardı. Bu yüz ifadesine ilk kez tanık oluyordum. Yanak- ları kulaklarına doğru çekilmiş, üst dişleri tav- şanlannki gibi öneçıkmış, bıyıklan gerilmişti. Dört ayak üstündeki halim kedileri güldürecek kadar "komik" olmalıydı! Belki hep böyle gülüyorlar- dı da ben farkında değildim. Önce öfkemi ka- bartıyorlar, kovalamam için kışkırtıyorlar, son- ra da erişemeyeceğime inandıkları bir yere tır- manıp, alaylı bakışlarla beni seyredip, "kedi ke- di" gülüyorlardı. İki kedi tarafından maskara durumuna düşürülmek gerçekten ağınma git- mişti. Buna bir son vermeliydim. "EkonomiKimden Yana"y\ parçaladıkları ge- ce hiç öfkelenmediğimi, bağınp çağırmadığımı, peşlerine düşüp o oda senin, bu oda benim, ko- valamacaya kalkışmadığımı görünce önce ya- dırgamışlardı. Ben de onlar gibi yere oturmuş- tum. Sessizce birbirimizi süzüyorduk. Yumak bir ara yerinden kalktı, köşede duran kitabın par- lak kapağına koca patisiyle bir pençe attı. Ka- pak kopup bir yana savruldu. Ben istifimi boz- muyordum. Abisi Patik, biraz sonra aynı hare- keti yinelediğinde de tepki göstermemiştim. Ne yapacaklarını bilemiyorlardı. Şimdi gülme sıra- sı bendeydi. Içimden kıs kıs gülüyordum! Demek tepki göstermesem, "kitap parçala- ma olayı" son bulacaktı. Ama beni kızdırmak için ya daha etkili bir yöntem bulurlarsa, o zaman ne yapacaktım? Denetimim altında olduğu sü- rece "kitap telefatı" eskisi gibi sürmeliydi. Bir pazar günü onları oturma odasına kapatıp ev- deki kitap raflannın alt sıratarına, komşulardan aldığım çeşitli parlak kapaklı dergileri tomarto- mar, gelişigüzel yerleştirdim. Bunları parçala- dıklarını ilk gördüğüm gece sevincimden uça- cak gibi olmuştum. "Kızdığımı" görüp bir daha yapsınlar diye her zamankinden daha fazla ba- ğınp tepindim. Kovalamacamız onların yine te- pelerde bir yere tünemesiyle son buldu. O geceden sonra "kedi gü/üşü"nden bir daha rahatsızlıkduymadım. Bu "tuhafoyun" bizimev- deaylardırsürüyor. Bunun bir "danışıklı dövüş" olduğunu kedilerim de, ben de biliyoruz. Işimize geldiği, bizi rahatlattığı için bu "oyun"u sür- dürüyoruz. Kim kimi kandırıyor, kim kime "kedi kedi", kim kime "insan insan" gülüyor, artık hiç önemli değil. Sizlere belki "ne ilgisi var?" dedirtecek, ama bu oyun bende 18 Nisan seçimlerini çağrış- tırıyor. Kırk yıldır aynı hamamda aynı tası kul- lanan tellaklan yine keselemeye soyunur gör- dükçe, "hamam" aynı, "fas"aynı, "tellak" aynı olunca ne değişecek, diye düşünüyorum. Amaç, biraz "rahatlamak"', biraz "rahaWatmak"sa, bun- ca zahmete değer mi? Gerçek bir oyun olsa, neyse. Faks:0216-418 8410 BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7SOLDANSAĞA: 1/ "Uygun git- meyetı, ters, dü- zensiz" anla- mında argo söz- cük. II Tavlada bir sayı... "Me- sela bir akşam üstüdür — / Bahçeler ve daglar üzre hü- kümran'' (Ah- med AriO- 3/ Amaç... Akaju da denilen bü- yûk bir orman ağacı. 4/ İnsan vücudunun dış >ıi- zü... Kendisinı olduğun- dan büyük gösterip bö- bürlenme. 5/ Çavuşku- 3 şu da denilen. güvercin- 4 denküçükbirkuş...Yüz 5 metrekare tutannda yü- zey ölçüsü birimi. 6/ Ta- kılmış ad... Kırkpınar gureşlerini düzenleme- 8 yi üstlenen kişiye veri- 9 len ad. II Uzun omuz atkısîZ\apma, de ekmek... Bir ilimiz. 9/ "— Suman": Heykelcimız. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kolayca alevlenen renk- siz ve sarmısak kokulu bir gaz. 2/ Istanbul 'da Bizans dö- nemvnden kalma ünlü sarnıç. 3/ lyiden iyiye. 4/ "— ge- lıcek cûmle eksikler biter" (Yunus Emre)... Tatlı bir be- sin maddesi. 5/ Nazi partisinin hücum kıtasını simgele- yen harfler... İlgi çekici ve değişik kimse... Utanç duy- ma. 6/ Büyük akarsu... Düşünce. 7/ Istenç zayıflığı... Aşık ve bilye oyunlannda kullanılan, içi oyulup kurşun abtılarak ağırlaştınlmış boyalı kemik. 8/ Güçlü esen yel. 9/ Muğla ilinde antik bir kent... "Aşk söyletir en yanik türküleri /— buluta girdiği gecelerde" (C.S. Tarancı).
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle