25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 ARAL1K 1999 SALI HABERLER DUNYADA BUGUN ALt StRMEN 'Kazandılar', Ama... Seattle'da, Sivil Toplum Kuruluşlan ile DTÖ ara- sındaki savaşın bu raundunu, DTÖ yitirdi. Seattle'da kimlerin kazandığını, Fransa'nın cid- di gazetesi Le Monde, "STK'lerileazgelişmişler" diye yorumluyordu. Peki kaybeden kim oldu? Küreselleşmeyi büyük şirketler ile temsilcileri- nin dilediği biçimde gerçekleştirme sevdası pe- şinde olanlara sorarsanız, onlar size, "Dünya ö- caretinin liberalleşmesini isteyenler, korvmacılı- ğa karşı olanlar" yanıtını vereceklerdir ki, bu ya- nrt yanıltıcıdır. Çünkü, cumartesi günü bu sütunda görüşteri- ne yer verdiğimiz Gtobal Trade VVatch Enstitüsü Direktörü Lori Wallach ın da belirttiği gibi, "Biri- ne serbest rekabet, öbürüne konımacılık denen iki kavram arasında seçim yapma zorunda oldu- ğumuzyolundaki savın biranlamıyok...DTÖ'nün hazırladığt metin, dev kuruluşlar için organize edilmiş bir ticaretidüşünüyordu, insanlariçin de- ğii". Olaya bu açıdan baktığımızda kaybedenlerin de, kazananların da kimler olduklannı daha doğ- ru bir biçimde görebiliriz. Evet, insanı ve onun çıkarlan için çevreyi, sos- yal güvenceleri öne çıkaran STK'ler kazanmışlar- dır. Bir diğer kazançlı çıkan grup da millenium ro- und'da, yalnızca çalışma gaıplanna kattlma hak- kı olan ama nihai karan verecek, kapalı kapılar ar- dında gizli oturumlarda son ana kadar dışan ha- ber sızdtrmayacak, 27 ülke arasında yer ala- mayacak ülkeler çoğunluğudur. • • • Seattte görüşmelerinin böytesine başansızlıkla sonuçlanmasında AB ile ABD arasındaki çekiş- menin de büyük payı olmuştur. Ancak bu sonuca bakarak artık küreselleşme- nin durduğunu, bu süreçten geri dönüldügünü sanmak büyük bir yanılgı olacaktır. Küreselleşme konusunda çok yazı yazmtş, çok toplantıya katılmış olan ve DTÖ'nün 800 sayfalık metninde ileri sürülen görüşlerin dogrultusunu çok eleştirmişolan Prof. Dr. Tûrkel Minibaş'ın da belirttiği gibi, "Küreselleşmeye karşı çtkmak, yaş- lanmaya karşı çıkmaya benzer, anlamsız bir ha- rekettir. önemli olan, küreselleşmenin insanlar, demokrasi ve azgelişmişler için tehdit oluşturan zarahı hükümlerini engelleyebilmek, onu daha insancıl bir hale sokabilmektir". Bu açıdan Seattle'ın, sözü edilen görüşleri ile- ri sürenler bakımından bir zafer olduğu söylene- bilir. ••• Biz yine de yanılıp gevşemeyelim. Çünkü, DTÖ belgeierinde yer alan itkeleri savunanlar, kolay kolay amaçlanndan vazgeçmeyeceklerdir. Sağ- lıkve eğitimin bile özelteştirilmesini isteyenler, Se- attle benzeri toplantılann risklerini, STK'terin ken- dileri için arz ettikleri tehlikeyi çoktan beri bilmek- teydiler. Onlar bu tehlikelere karşı, söz konusu ilkelerin, ülkeler arasında ikili anlaşmalar ile yaşama geçi- rilmesıni, NAFTA benzeri sözleşmeler ile engelte- rin aşılmasını öngörmekteydiler. IMF ile Dünya Bankası gibi kuruluşlar da umar- sızlıkla önlerine gelmiş olan ülkelere aynı ilkeleri kabul ettirmeye çalışıyorlar. Inanmayanlar, Türkiye'de tanma devtet deste- ğinin önlenmesini isteyen IMF'ye baksınlar. Bundan böyle, kimi kuruluşlar ya da ülketerte imzalanan, ilk bakışta önemsiz gibi görünen an- laşmalara çok dikkat etmek zorundayız. Burada medyaya da çok görev düşüyor. Pekiyi de, şu Seattle'da, gelecek binytlın yaz- gtsını oldubittiye getirmeye çalışan konferans top- lanırken bizim medya ne yapıyor, nelerie ilgileni- yordu? , • Işin en acı yanı da işte bu. 15 sanık yargılanıyor Mısır Çarşısı duvasında tahliye edilen yok tstanbul Haber Servisi - Mısır Çarşısı'nda meyda- na gelen patlamayla ılgıli olarak haklannda dava açı- lan ve aralannda avukat Alp Selek'm kızı sosyolog Pmar Selek'in de bulundu- ğu 15 sanığın yargılanma- lanna devam edıldı. lstanbul 4 No'lu DGM'deki duruşmaya, tu- tuklu sanıklardan sosyolog Pınar Selek ile Ercan Akr katıldı. Da\anın dığer tu- tuklu sanıklan duruşmaya gelmedi. Patlamanın mey- dana geldiği büfede döner- ci olarak çalışan tanık ts- mail Aher , patlamanın çarşının giriş kapısında meydana geldiğini, bir ba- rut kokusu duyduğunu ve sonra da bayıldığını bildir- di. O dönemde büfedeki döner ocaklanndave diğer işlerde tüp kullanıldığını belırten Alver, olaydan sonra tüp kullanılmasınuı yasaklandığını, bu neden- le şu anda elektrik kullan- dıklannı anlattı. Pınar Se- lek' ın avukatlannın barut kokusu duyup duymadığı- nın tekrar sorulmasıru iste- dıklen tanık Alver, bayü- dığı içinbarutkokusu duy- duğundan emin olmadığı- nı bildırdi Tanıklann ar- dından söz alan Pmar Se- lek'ın avukatı ve babası Alp Selek. dosyada bırçok çelışkınin bulunduğunu ve şimdiden 2 yıla mahkûm olmuş müvekkilinin tahli- ye edilmesi gerektiğini kaydetti. Pınar Selek'in di- ğer avukatı da, patlamanın gaz sıkışması sonucumey- dana geldiğini söyledi. Duruşmada söz alan sanık Pınar Selek de, gerçeğin kendi varlığı ile kapatıldı- ğıru belirterek gerçeği sa- dece kendisinm, PKK'nin ve polislerin bildiğini öne sûrdü. Kendisinin bile şaş- tığı bir sabırla olaylan iz- lediğini ıfade eden Selek, "Benden daha mağdur otaninsanlannvaıtğmıbi- Gyorum. Bu nedenk o(a>-a diervişçe yakiaşıyorum ve buyakhşinumı sürdürece- ğim. Ben ortaçağda cadı diye yalalan bilge kaduüa- nn peşindeyim. Tahliye edihneyi ben de isterim. Ancak benim için fazta bir şey dejpşmeyecek" dedı. Diğertutukhı saruklann avukatlan da, müvekkille- ri ıçın tahliye ıstemlerinde bulundular. Tahliye istem- lerini reddeden mahkeme heyeti, dosyadakı eksıklik- lerin gıdenlmesi amacryla duruşmayı erteledi. Pınar Selek'e destek vermek amacıyla lstanbul DGM 'ye gelen bir grup ti- nerci çocuk, tiner kokla- mış olmalan dıkkate alı- narak duruşma salonuna sokulmadılar. IÜ Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Fincancı, rapor yazma sürecinde baskı uygulandığını söyledi w Bazı heldmler işkenceye örtak'DtYARBAKIR (Cumhuriyet) - tstan- bul Üniversitesi Tıp Fakûltesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Flncano, baa hekimlenn bılerek ya da bılmeyerek işkenceye ortakhkettık- lerini söyledi. Diyarbakır Barosu, Tabip Odası ve Tür- kiye Insan Haklan Vakfi Temsil- ciliği (TİHV) tarafindan Insan haklan Evrensel Beyanname- si'nin kabul edilişinin 51. yıldö- nûmü nedeniyle Diyarbakir Bü- yükşehır Belediyesi Tiyatro Salo- nu'nda dûzenlenen, "fşkence Ya- sağı Karçısmda Hekimlerin ve Huknkçulann Sonunluhığu" ko- nulu seminere tstanbul Üniversi- tesi Tıp Fakûltesi Adli Tıp Anabi- lim Dalı Başkanı ve tstanbul Ad- li Tıp Kurumu Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Konır Fincancı, TtHV adına Avukat Muhsin Büal, Di- yarbakır Barosu'ndan Avukat Ta- hir Elçi konuşmacı olarak kanldı- lar. Çok sayıda hukukçu ve dokto- run da ızledığı semınerde konuşan Prof. Fincancı, Türkiye'de adli tıp uzmanlannın "ötü doktonı" ola- raknitelendihldiğinibelirtti. Prof. Fincancı, işkencenin insanlardan bilgi almak, ıtiraf ettirroek ve ce- zalandırmak için yapıldığını anlatarak şunlan söyledi: "fşkencenin asü amacı toplumu sûrû haline getinnektir. İşkence tophunu terorize ednektir. İşkence bugün değişik mekânlardauygulanmaktadır. tn- sanlanngüven duyduğu evinde bile işken- ce yapumakladır. Gözattmda, yakalama Onur özbizerdik yakalandı sırasmda işkence yoğun olarak uygulanı- yor. Eğer hekim olarak bider insanlan muayene ederken işkence izlerinin nasıl ortaya çıktığuu >orumlamazsak, o zaman işkence)e gözümüzü kapamış otunız." Günümüzde bılerek veya bılmeyerek hekimlerin işkenceye ortaklık ettiklerini ileri sûren Fincancı şöyle devam etti- "Bo kaühmlardanbazılan çok ağır olu> or. He- kimler mesleki bügUeri)1e yeni işkence u\ - gulamalan gel>ştiri>or.işkence\e uğraşan- krm dayamkhhğuu öJçüyor. A> nca işken- ce göreni teda>i ederek onun yeniden iş- kencegörmesini ve dolayıayla da day'amk- Çakıcı Türkiye'ye gonderilecek Mafyada iktidarkınvası îade dosyası imzalandı ktanbal Haber Servisi - Ûl- ğını belirtti. tstanbuTOrganize PARİS (AA) - AUattin Çalo- kıcı için ölûm cezası ısten kûcü mafya liden Alaattin Ça- taa'nın kardeşi Gencay Çakra ve arkadaşı Gonü) Özyürek'in yaralanmasıyla sonuçlanan si- lahlı saldında tetiğı çektiği id- dia edilen Adil Cesur ve azmet- ririci olarak aranan, Uludağ'da Çakıcı'nuı emriyle öldürülen UğurKıhçınoğlutsiBaiOBur özbizenMk gözaltına altndı. Akmerkez'den öncekı akşam çıkarken silahlı saidnıya ugra- yan Gencay Çakıcı ve berabe- rindeki Gönül Özyürek' in teda- vikri sûrerken polis "Press" dı- ye adlandırılan yöntemle olayı goçekleştirenlerin yakalandı- ğinı belirtti. IstanburOrganize Suçlar ve Silah Kaçakçılık Şu- be Müdûrlüğü ekipleri dün ak- şam saatlerinde olayuı tetikçisi olduğu öne sürülen Onur özbi- zerdflc'in şoıörii Adil Cesur'u gözaltına aldı. Cesur'un ilk sor- gusunda olayı üstlendiği öğre- nildi. Cesur'un Özbizerdik'in de olay sırasmda yanında oldu- ğunu söylediği bildtrildi. Uludağ'da eşı Alaattin Çakı- cı'nın adamlan tarafindan öldü- rülen, DündarKAç'mkızı Uğur Kjlıç'm ilk eşinden olan oğlu Özbizerdik de akşam saatlerin- de Beşıktaş tlçe Emniyet Mü- düıiüğü'ne gelerek teslim oldu. PARİS (AA) - Abattra Çala- a'nuı Türkiye'ye iade işlemiy- le ilgıli dosyanm imzalandığı bildırildi. Aix-En Provence Mahkemesi Savcısı Jean Fran- çois Pascsd. iade işlemiyle ilgili dosyanın Başbakan Uonel Jos- pm tatafından imzalandığinı söyledi. Fransız savcı, bununla birlik- te, Çakıcı'nın avukatlannın aç- tıği tahliye davasına ilişkın ola- rak 16 Aralık'ta Aix-En Proven- ce Mahkemesi'nde bir oturum daha olacafeını belirtti Aix-En Provence Istinaf Mahkemesi, Türkiye'nin Fransa'ya gönder- diğı 5 ayn suç dosyasmdan Ça- kıcı için ölûm cezası ıstenilen 3 dosya için Türk hükümetinin ölüm cezası uygulamayacağı yolunda Fransız hükümetine güvence vermesi koşııluyla iade talebine olumlu yanıt vermışti. Aynı mahkeme, Çakıcı'nm avu- katlannm iade işlemleri sona erene kadar şartlı tahliye talebi- ni ıkı kez reddetmışti. Çakıcı'nm Türkiye'ye gönde- rilebihnesi için Başbakan Lıonel Jospin'ın iade dosyasını imzala- ması gerekıyordu. Çakıcı, Mar- süya cezaevikosullannı gerek- çe göstererek Türkiye'ye iadesi için daha önce Adalet Bakanlı- ğı'na dilekçe vermişti. lıbğmı artrtny'or. Ebette ki hekim olarak tedavi edecek. ancakbu sırada işkence bul- gulannı da ka) dedecek. Hekimler tedavi ettüderi kişilerde işkencenin verdiği zara- n ve buigulan kaydetme>erek işkenceye ortakotuyorT Prof. Fuıcancı. bazı doktorlann "Sn- çun iki tokat atmadan kabul etti- rüemeyeceği'' düşüncesınde ol- malan nedenıyle işkence bulgula- nnı kaydetmedıklerüıı bildirdi. Bulgulann kaydedilmemesinin en önemli nedeninın baskılar oldu- ğunu vurgulayan Fincancı, "Gü- venük görevfci adfi muayene için gelen kişiyie birükte aynı ortamda bulunuyor. Hekim çıkarmak isti- yor, ancak o çıkıtmor. Yeni çıkan- lan \ önetmefiğe göre giivenlik gö- revusi gerek gördüğû halde mu- ayene yapılan yerde bulunabilme şetkisine sahip" diye konuştu. Hazırlanan raporun kapalı bir şekılde işkenceyapan kişiye veril- dığıru. poüsın, raporu açıp beğen- mediğı takdırde doktorlara yeni- smi yazmalan için baskı yaptığı- m ıddia eden Fincancı, doktorla- nn yeni raporu yazmamakta ısrar etmeleri halinde polislenn raporu yırtıp başka bir yerden yeni rapor aldıklannı ileri sürdü. Yargı-Sen Başkanı Yıldız: İBDA-C yerine isyanı çıkaran sol örgütler olsaydı çok kişi ölürdü ^Metris'te lnç arama yapıhııaclı'tstanbul Haber Servisi - Metns Çezaevi'ndeki isyanm ardından yetkililerin 'arama yapıldı' açıkla- masınm doğnı olmadığı, İBDA- CTilerin koğuşunda herhangi bir aramamn yapıbnadığı belırtildı. Tüm Yargı-Sen Genel Başkanı Te- km Yüdız, devletin siyasi görüşle- rine göre mahkûmlara farklı dav- randığım ifade ederek "tBDA-CB- ler yerine sol örgüt davalanndan yargılananlar obay dı çok ölû olur- du" dedı. Metris Cezaevi'nde önceki gün sabah saatlennde tBDA-Ç'lilerin çok sayıda asken yaralayarak rebin almasıyla başlayan ve 8 saat sonra görüşmeler yoluyla sona eren isya- nnı, devletin çifte standartlı yakla- şımını bir kez daha ortaya çıkardı- ğı belirtıldi. Tüm Yargı-Seıı Genel Başkanı Tekin Yıldız, isyanm ar- dından İBDA-CTi tutuklulannkal- dığı B-2 koğuşunda herhangi bir aramamn yapılmadığım söyledi. Cezaevlerinde ilk kez bir isyan sonrası arama yapılmazken. ko- ğuşta arama yapvlamaması nede- niyle 67 militanın 150 kadar aske- ri nasıl etkisiz hale getırdığı ve re- hın aldığı da netlik kazanmadı. Mahkemelerin ısrarlı talepleri- ne karşın DGM'lerdeki hıçbir du- ruşmaya çıkmayan mılıtanlann ko- ğuşunda istihbaratçılann raporlan- na göre silah ve bomba bulunuyor Çifte standart Isyanı gazetemize değerlendiren Tekin Yıldız, ÎBDA-C'lilere ve çetelere hoşgö- rülü yaklaşıldığını öne sürerek "Metriste tBDA-Cmflitanlannagösterilen hoşgörü. Ulucanlar'da şaha kalkarak 10 tutuldu \e hflkündüyû öİdürdü" dedı. Aynı hoşgö- rünün çetelere de gösterildiğini savunan Yıldız, şu görüşleri kaydetti: "Bayrampaşa'da çete suçlanndan ya- tan mahkûmlar arasında çıkan silahh ça- öşmayTyönetküer,' Beyler lütfen çaoşma- yı kesın, aracı olalım, sizi banştuahm' anonsuyla durdurmakistiyor. Ama bu yu- muşak anlayış 6 gün sonra Ulacanlar'da şaha kalkarak 10 kişiyi öldurüyor. İşte bu çifte standart cezaevîeriodeki isyanm kay- KOÖUŞa S (tepOSU 1 • Tüm Yargı -Sen Gend BaşkanıTekin Yddr/, tBDA-C miUtanlannın koğuşlanna silah soktuklarnun biünmesine karşn önlem ahnmadtğıru öne sürdü. Yıldız, geçen haziran ayında Metris Cezaevi tkinci Mü- dürü Mehmet Yağmurhı'nun IBDA-C koğuşuna doğnı yürürken, belindeki sflalnn düşmesi sonucu yakalandığını söy- ledi Göreviüerin "Arama yapumasuıa direndikr" sözkri son açıklanıayla havada kaldL (Fotoğraf: UĞUR GÛNYUZ) nağıdır. Siyasigörûşû ne orarsa olsun mah- kûmlara eşit davTanmak hem anayasa ve hem 647 sayıh tnfaz Yasası'nın 48. mad- desine göre zorunludur. Bir yandan çete üyelerine saltanat sürdürteceksiniz, diğer taraftan ban mahkûnüann yatak ve oku- ma imkânını elinden alacaksımz. Dikkat edin, ilk kez bir isyanda çok saytda asker yaralamyor ve rehin ahnryor. Bu ne yumu- şak yaklaşınıdır? Elbetteki hiç ktansenin canı incinnıesin, ama bu vaklaşım tüm mahkûmlara gösterilmeüdir. Bu balaş açı- sı değiştirilmedikten sonra, ftaki koşuUa- rm değiştirilmesinin anlamı olmaz,"" Tekin Yıldız, tBDA-Ç militanlannm koğuşlanna silah soktuklannın bilinmesi- ne karşın önlem alınmadığını da öne sür- dü. Geçen haziran ayında Metris Gezaevi tkinci Müdürü Mehmet Yağmurlu'nun tBDA-Ç koğuşuna doğnı yürürken, belın- deki silahm düşmesi sonucu yakalandığı- m ıfade eden Tekin Yıldız, Yağmurlu'nun masasmda yapılan aramada iki sılahın da- ha bulunduğunu kaydetti. 'Önlem ahnmadı' Bu olayın ardmdan Yağmurlu'nun Ela- zığ'a sürgüne göndenldiğini anlatan Yıl- dız, ancak silahlann tBDA-C'lilere gide- ceği yönünde ciddi bulgular obnasma karşın hiçbir önlerrun alınmadığına dikkat çekti. Salih Mirzabeyoğlu'nun avukatı Hasan Ölçer, Metris Çezaevi'ndeki olay- larda cezaevi yapımı şişlerin kullanıldığı- nı söyledi. Metris Cezaevı'ne gelerek yaklaşık bir saat boyunca Mirzabey oğlu ve diğer mü- vekkilleriyle görüşen Hasan Ölçer, olaya ilişkin şu ana kadar idan bir soruşturma başlatılmadığını belirtti "CHayda sopa kullanıhnamış, fakat ce- zaevi yapımı şişleri kuUanmtşlar" diye ko- nuşan Olçer, örgüt üyelennden yaralanan olmadığını ve yetkililerden Ramazan Bayramı'na kadar başka cezaevlerine sevk olmayacağına dair söz aldıklannı kaydetti. SIFI&NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR [email protected] Elimde bir kitap, evirip çevirip bakıyorum. Kitabın üst başlıgı "Çağımızda Bir Asr-ı Saadet Müslümam", asıl adı ise "Bedi- üzzaman Said Nursi"; alt başlı- ğında "Kuran Ahlakına Dayalı Yaşama Dûzeni" yazıyor. Kitap, Yeni Asya Yayınlan tarafindan basılmış. Basıldığı tarih 1980. Kitabın yazarı, önsözüne, "Bediüzzaman Hazretlehnin Pak Ruhuna" başlığtnı koymuş. önsözden bazı bölümleri akta- nyorum: "Aziz Üstad! Bu sahi- fe/er, şahsın ve tefekkürün (fi- kiıierin) ûzerinde tezadlı (çeliş- meli) fikirve iddialann vatan sat- hında kaynaştığı günlere rastlı- yor. Böy/esıne tece//ı, zaten ka- derin değil midir? Senin çapın- da mürşidler, ilk hayat safhala- nnı, kemal (olgunluk) çağlan için merhale sayarlar. Sen bu ba- ktmdan da istisnasın (...). Sen, manevi irşad zirvesine sadece krtap/ar arasından gel- medin (...). On üçüncü Hicri yûzyılın ikinci yansında, dünya yüzünde müstakil tek Islam devleti, ilmen vicdanen ve ah- laken merbut (bağ//J ve fikriyat potasında yetiştiğin OSMANLI Çağımızda Bir Asr-ı Saadet Müslümam İMPARATORLUĞUMUZ idi (...). MCısterih ol... On dördün- cü Hicri asır, çağın gûzelliği ma- nasındaki Bediüzzamanlığının, Islam aksiyonunun temsilciliği şeref vazifesinin mes'ud tatbi- katına sahne olacaktır. Bu meb- ruk (kutlanası) netice, senin için takdir-i llahi, Islam âlemi için ümiddir. Müsterih ol..,° Yazanmız, Saidi Nursi'ye ait bir kitap yazmanın ve onun dü- şüncelerini aktarmanın kendisi için ne anlama geldiğini şu söz- lerle ifade ediyor: "Gönlüm ra- hat... Bir tarih vazifesinden ön- ce Allah nzasını tahsilin huzum içindeyim. Eğer ISLAMlYET, bunca saldınlara, inkâriara, küf- öın ve şirkin çeşitli kasıtlanna rağmen SON DİN yüceliğini muhafaza ediyorsa, bu itahi ka- dere ömrünü adamış büyük bir mürşidin (Saidi Nursi'den söz ediyor) üzerindeki sisleri aydın- lığa çıkarabilmede vazife almış olmanın huzunj, hatta gururu içindeyim." Yeni Asya gazetesi ve yayın- lan, başında Mehmet Kutlu- lar'ın bulunduğu bir yayın gru- bu. Kutlular, deprem ve 28 Şu- bat bağlantılan içeren konuşma- sı nedeniyle geçen ay gözaltına alınmıştı. Yazarımtz, bu kitabı neden Yeni Asya Yayınlan için hazırladığını şu sözlerie dite ge- tiriyor. "Seslenişin yerinin YENİ ASYA sütunlannda olmasını, 'kadimin kıdemi üzerine terki' fıkhın mantıki ve ahlaki kaidesi- n/n gereği olduğunu açıklamak isterim. YeniAsya, bugün sade- ce ruhu ve fikri ile aramada olan rahmetli Mustafa Polat';n ira- desi, kalbi ve imanı ile benimse- diği NUR YOLU'nun ışığı olarak kunjlmuştu." ••• Yazann adını merak ediyor musunuz? Yayımcı Necmed- din Şahiner, yazann kim oldu- ğunu, kitaba yazdığı takdim ya- zısında açıklıyor. "Cemal Ku- tay Hocamız bu büyük eserine, 'Kapitalizm, Sosyalizm ve Ko- münizm Karşısında Kur"an Ah- lakına Dayalı Yaşama Düzeni' de demektedir. Kendileri ellinci meslek senesini dolduran na- dir yazarianmızdan b/risıd/r. Elli yıllık irfanının mahsulû olan bu eserin, nesillerin el kitabı, ba- şucu kitabı olacağı inancında- yrz." Belki bazılanntz şaşıracak; Saidi Nursi'yi bir mürşid olarak gören yazanmızın adt, "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" diyen Atatürk'ün, günümüzde yaşa- yan en büyük temsilcisi olarak görülen Cemal Kutay'dan baş- kası değil. Kendisini, hemen he- men her gün, bir Atatürkçü Dü- şünce Derneği toplantısında, Yekta Gûngör Özden'le birlik- te ayakta alkışlanırken görmen'ız mümkün. Atatürkçülük üzerine yazdığı kitaplar, baskı üstüne baskı yapıyor. ilerlemiş yaşına rağmen, dinç beyni ile izleyen- leri gözyaşlanna boğuyor. Ata- türkçülük onunlayeniden bir bü- yük öncüye kavuşmuş oluyor. Saidi Nursi üzerine yazdıkla- nnı okuyunca aklınıza şöyle bir soru gelebilir. Cemal Kutay, gö- ruşlerini mi değiştirdi, yoksa za- ten hep böyleydi de bizler mi yanıldık? Cemal Kutay'ı bir grup Atatürkçü, CHP'ye üye yapmak istediği zaman, o açık sözlülü- ğüyle, "Hayır, ben hayatımda hiç CHP'ye oy vermedim. Son iki seçimde de MHP'ye oy ver- dim" demişti. Cemal Kutay, acaba Said Nursi konusunda görüşlerini değiştirdi de mi Atatürkçü oldu, yoksa zaten eskkten beri hem Nurcu, hem Atatürkçü müydü? Bunun cevabını verecek olan tabii ki Cemal Kutay'ın kendisi. Asıl, ben onayaşayan en büyük Atatürkçü diyenlerin, bu konu- yu nasıl değerlendıreceklerini merak ediyorum. Benim açımdan çok şey fark etmiyor. Bir insan istediği gibi düşünmekte özgürdür. Asıl so- run, Türkiye'de bu kadar sert bir kamplaşmanın yaşandığı ve ta- raflann birbırini yok etmeyi iste- yecek kadar acımasızlaştığı ko- şullarda, Saidi Nursi ile Ata- türk'ün nasıl telif edileceği? Türkiye birgarip ülke... Fikir- ler bir yerden gelip bir yere gi- diyor... İBDA-C'ye kesintisiz hoşgörü gösteriliyor tstanbul Haber Servisi - Metns Cezaevi'nde şeriatçı terör örgütü İBDA-C tutuk- lulannın daha önce gerçek- leştirdıkleri ısyanın da yet- kililenn "hoşgörülü'" yakla- şunıyia sona erdığı belirlen- di. 10 Eylül 1999 tarihınde cezae\ i müdürlenni ve gar- diyanlan rehıne alan İBDA- C örgütü üyeleri camlan ve bilgısayarlan kırdı. Yetkili- ler o isyanda da rehin alma olayını yalanladı. Metris Cezaevı'ni karar- gâh haline getiren yasadışı terör örgütü İBDA-C üyele- n, liderlen Salih Mirzabe- yoğhı olarak bıluıen Salih Iz- zetErdişilebirlikte 10 Ey- lül'de isyan başlattı. Akraba ve yakınlannın ziyaretinin günboyu sürmesini isteyen yaklaşık 60 tutuklu ve hü- kûmlü örgüt üyesi camlan ve bilgisayarlan kırdı. Cezaevi Müdür Yardnn- cılan AB Gökçe ve tbrahim Soydan ile tnfaz Koruma Başmemuru ServetGarade- niz ve 30 gardiyanı rehine alan örgüt üyeleri, cezaevi yönetimı ile yapılan görüş- melerden sonra eyleme son verdiler. Eylem yaklaşık 2 saat sürmüştü. Erdiş ve İBDA-C örgütü samklanmn avukatlanndan Hasan Ölçer, eylemde ceza- evi görevlılennın tutuklular tarafindan rehıne alındığını söyledi. A\Tikat Ölçer, tu- tuklular ile cezaevi y önetimi ve askeri yetkıliler arasında yapılan göriişmelerin ardın- dan rehinelenn serbest bıra- kılarak olayın tatlıya bağlan- dığını ileri sürdü. MHP'li Cetin 'Vatana ihanetin, cezası ölütndür' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-MHP Genel Baş- kan Yardımcısı Şevkat Çe- tin, vatana ıhanet suçunun cezasının ölüm olduğjunu belirterek. Abdullah Oca- bn'm idamı konusunda hü- kümetın, milletın beklentisi dışında karar veremeyeceği- ni söyledi. Çetin, idamkara- nnın TBMM'ye gelmesıni geciktirenlerin "kim otursa otsnn alaşağı" edileceğıni belirtti. Tabamn tepkisi ve muha- lefet partilerinden gelen eleştiriler karşısında sıkışan MHP, Öcalan'ın idamı ko- nusunda sert açıklamalar yapmayı sürdürüyor. MHP Genel Başkan Yardımcısı Çetin, MHP'de bir ta\ır de- ğişikliğinm olmadığını be- lirterek, vatana ihanet suçu- nun cezasının ölüm olduğu- nu söyledi. Yargı sürecine müdahale edilmemesı ge- rektiğini anlatan Çetin, ıdam karan onaylanmak üzere TBMM'ye geldığı zaman MHP'nın 128 milletvekıli- nın "evet" oyu kullanacağı- nı bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle