Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TARAUK1999SALI CUMHURtYET SAYFA
iJ. U l x kuttur@cumhuriyet.com.tr 15
Gülay Semercioğlu ülkemizdeki geometrik soyutlamanın en genç temsilcilerinden biri
Gerçek ırri, yandsama mı?ZEYNEP RONA
Gülay Semercioğlu iki boyutlulukla
üç boyutluluk arasındagidip gelen bir sa-
natçı. llk kez bir yapıtını 1994 Günümüz
SanatçılanlstanbulSergisi'ndeNejatF.
Eczacıbaşı Sanat Mûzesi Ödülü'nü al-
dığı zaman görmüştüm. Ardından Gü-
lay Semercioğlu 1996'da Taksim Sanat
Galerisi'nde bir sergi açtı. Yatay ve di-
key çizgilerden oluşan bu 160x800 cm.
boyutlanndaki işinde karşıt öğeler ara-
sında bir denge kurmuş, çarpıcı bir ri-
tim yaratmıştı. Gülay denge ve ritim
oluşturmak amacıyla yatay, dikey ve
çapraz çizgıleri daha 1993'te kullanma-
ya başlamış ve tuval üzerine akrilikle
gerçekleştirdiği "İsiınsiz* adlı çalışma-
sıyla Siemens Sanat Ödülleri Yanşma-
sı'nda birincilik ödülü almış. Sanatçı ay-
ru yıl bu düzeni zemınde kontrplak kul-
lanarak üçüncü boyuta aktarmaya çalış-
mış. tki yıl içinde Semercıoğlu'nun ça-
lışmalannda çaprazlann yok olmaya,
renk dağarcığının siyah- beyaz ve gri
tonlarla smırlantnaya ve kompozisyo-
nunun giderek daha netleşmeye başla-
dığı görülüyor.
Semercioğlu alüminyumu ilk kez
1997'de denemiş ve iki boyutta yakala-
dığv dengeyi alüminyumla üç boyutlu
olarak 1998'de Ayşe ve Ercümend Kal-
mık VakfVndaki "Yansımabr" adh me-
Tülay Semercioğlu'nun işi,
üç boyutlu gibi görünen, ama
aslında iki boyutlu bir çalışma.
Sanatçı, Minerva Han'daki üç
parçalı Kasa Galerisi'nde
mekâna özel, iki boyutlu bir
yerleştirme gerçekleştiriyor.
1 fjfekânla bütünleşen bu
çalışma, sergi sonunda
boyanarak örtülecek. Sanatçı,
var olan sanat yapıtı stokuna bir
yenisini eklemek yerine
izlenecek, deneyimlenecek,
sonra yok olacak bir yapıt
yaratmış.
kâna özel yerleştinnesinde uygulamış-
n. Sanatçı sergi mekânının tümden ge-
çirgen olan iki yüzeyini milimetrik bir
hesapla alüminyum şeritlerden oluşan
bir kafesle örtmüştü. Yapıt o denli me-
kânla bütürüeşmişti ki, gelenler, "Yapıt
nerede" diye soruyorlardı. Sergi bitıp, iş
yerinden edilince uzun süre Gülay Se-
mercioğlu'nun yatay ve dikey çizgileri-
nin yansımalannı gördük o cam yüzey-
lerde. Bu kez Gülay Semercioğlu üç bo-
yutlu gibi görünen, ama aslında iki bo-
yutlu olanbir işle karşımıza çıkıyor. Sa-
bancı Üniversitesi'nin Minerva Han'da-
ki üç parçalı Kasa Galerisi'nde Gülay Se-
mercioğlu mekâna özel, iki boyutlu bir
yerleştirme gerçekleştiriyor. Evetyanıl-
madınız, bu iş aslında yanılsamanın ta
kendisi. Duvara boya ile yapılmış bir iş.
ama üç boyutlu. Bu bana gerçekçi res-
samlann uyguladığı bir tekniği, göz al-
datımını (trompe d'oeil) anımsatıyor.
Semercioğlu'nun sergi mekânı bir
"kass" dolayısıyla burada değerli şey-
ler saklı: Altın, gümüş ve kömür. Gülay
Semercioğlu ağır bir kapıdan girilen bu
kasayı alüminyum bir strüktürle daha da
pekiştirerek güvenliliğini arttınyor, da-
ha korunmalı bir hale getiriyor. Burada
tam bir göz aldatımı var. Sanatçı bunu
gerçek alüminyum şeritlerle de yapabi-
lirdi, ama bu son derece açık bir okuma
olurdu. O hepimizin düş gücünü kullan-
mamızı istiyor ve bunun ipuçlannı da ve-
riyor. Projenin bir özelliği de mekânla
bütünleşen bu çalışmanın sergi sonun-
da üstünun boyanarak örtüleceği ve ser-
gi mekânının eski haline dönüştürulece-
ği. Gülay Semercioğlu var olan sanat
yapıtı stokuna bir yenisini eklemek ye-
rine belli bir süre izlenecek, deneyimle-
necek ve sonra yok olacak bir yapıt ya-
ratmış.
Gülay Semercioğlu geometrik soyut-
lamanınen genç temsilcilerindenbiri. Ad-
nan Çoker'in son öğrenci kuşağından
ve bunuyadsımayan bir genç sanatçı. Ül-
kemizde nedense geometrik soyut pek
rağbet görmedi. Sanınm lirik soyutlama
bizim ruhumuza daha uygun, çünkü ge-
ometrik soyutlama tinsel bir derinlik,
netlik düzen yansıtıyor, sanınm biz coş-
kulu Akdeniz kanıyla kabına sığmayan,
hele hele düzene hiç gelemeyen birtop-
lumuz. Sanatçüanmız da bizi yansıtı-
yor. Oysageometrik soyutun yüzeyde gö-
rünen katı düzen anlayışının ardında tin-
sellikle mantık birleşiyor ve ortaya sağ-
lam bir altyapı, bir strüktür çıkıyor. Far-
kında olmasak da yaşamımıza egemen
olan en önemlı unsur doğa düzeni, onu
görmezden geldiğimiz için daha yüzey-
sel değerlere takılıp kalıyoruz. Gülay
Semercıoğlu'nun bu sergisi bana bir kez
daha doğanın düzenini, netliğin ve rit-
min ruhu hafifletici yönünü hanrlatıyor.
Hacettepe Universttesi Ota Orkestraı fk ksnstriııi vsrdi
Öncü'deneme
labonüuvaırC• Hacettepe Üniversitesi Oda Orkestrası Müzik Direktörü
Devlet Sanatçısı Rengim Gökmen, orkestranın gençlere çoksesli
müzik bilincini, keyfıni tattırmak amacında olduğunu belirtiyor.
Oda orkestrası yalnız Ankara değil, Türkiye'deki tüm
üniversitelerde konserler vermeyi amaçhyor.
BAHAR TANRISEVER
Rengim Gökmen, bugirişiınindiğerünrversiteierde deyeniorkestralarkurulması icinöncüliikyapacağıgörüşünde.
ANKARA - Hacettepe Üniversitesi Oda
Orkestrası, genç öğrenci ve araştırma gö-
revlilennden oluşan üyelerinin gönüllü ça-
basıyla sanat yaşamına başladı. Orkestrayı
"deneme laboratuvarT diye niteleyen şef
Manufacture Tiyatrosu 'Lakırdılar'ı Fransız Kültür Merkezi'nde sahneledi
Seslerle cliliıı güzefliğî..•Kültür Servisi - Francois Rabela-
is'nin metinlerinden uyarlanan 'Fari-
bofes' (Lakırdılar) adh oyun Fransız
Manufacture Tiyatrosu tarafından
Fransız Kültür Merkezi'nde sahne-
lendi. ChartesTordjınan'ınyönettiği
tek kişilik oyunun metin uyarlaması
ve montajı Francois Bon'a ait. Faribo-
les'in oyuncusu DidierGalas'la yapun
hakkmda konuştuk:
- Rabelais'nin metinlerini sahneye
aktarmava nasıl karar verdiniz?
DIDIER GALAS - Bilindiği üzere
Rabelais aslında oyun değil roman
yazan. Aslında onun bizi seçtiğini
söyleyebiüriz; çünkü ekibin bir ara-
ya gelişi, metinlerdeki dil kullanımın-
dan etkilenmemizle oldu ve oyunu
sahnelemek ortak tutkumuz haline
geldi.
-Kuüamlan dilsia ne yönde etkiledi?
GALAS - Raiblais'de eski Fransız-
canm yarattığı ses, müzikal anlamda
çok daha zengin. Bu, benim de anla-
madığım lspanyolca ve ttaryancayı an-
dıran hareketli bir dil. Fransa'da sah-
nelenen Rabelais oyunlannda genellik-
le imajlar üzerinde durulur. Kimse kul-
landığı dile dikkat etmez. Biz dilin gü-
zelliğinı ortaya çıkarmak ve anlam-
dan çok, sesleri vurgulamak istedik.
- Lakırdılar. Rabelais'nin hangi me-
tinlerinden uyarlandı?
GALAS - Yazann bilinen tüm ya-
pıtlarından: Kendi yarattığı karakter
PantagrueL efsanelere konu olan de-
vi anlattığı 'Gargantua', yolculuk ve
savaş içeren tarihi olaylann yer aldı-
ğı 'TiersLivre' ve sosislerin gemi yol-
culuğunu konu ettiği 'Quart Livre'.
- Sahnelemede karakteıieri değil,
dBivurgulamak ve Commedia deH'Ar-
te'den yaraıianmak çahşmanızı ne
yönde etkiledi?
GALAS - Dile yoğunlaşmak, ilk
başlarda bizi sadece metinleri olcu-
yormuşuz noktasına getiriyordu. Oyu-
nun gehşimi içinde Commedia delTAr-
te'yi simgeleyen masklardan Arlequ-
in'in kullarumıyla karakter geçişleri-
ni rahathkla sağhyorum. Böylelikle
oyunculuk imkânlanndan geniş ölçü-
de yararlanarak oyuna kendimden bir
şeyler katabiliyorum. Sahne tasan-
mmda da Commedia delFArte'den
• Oyunun gelişimi içinde Commedia dell'Arte'yi simgeleyen masklardan
Arlequin'in kullarumıyla karakter geçişlerini rahatlıkla sağhyonım.
Böylelikle oyunculuk imkânlanndan geniş ölçüde yararlanarak oyuna kendimden bir
şeyler katabiliyorum. Metinler somut bir şeyler anlatmıyor, her şey çok soyut.
Mask kuUanmak benim eğitimimden de kaynaklanıyor. Maskla daha iyi sonuç
aldığımız için tercih ettik.
yararlandık. Hafıf. sahne üzerinde yer
değiştirebilen aynı zamanda oyuncu-
nun oyununa yer açan dekorlar. Yal-
nız orijinal dekoru buraya getireme-
dik; adapte ettik. Metinler somut bir
şeyler anlatmıyor. her şey çok soyut.
Mask kullanmak benim eğitimimden
de kaynaklanıyor. Maskla üaha iyi so-
nuç aldığımız için tercih ettik.
-Dramaturgi çahşması nasıl yapıldı?
GALAS -Dramaturgi çalışmasında
belli bir eylemden yola çıkmadık.
Francois Bon'un metinleri montajla-
masıyla, başta karmakanşık bir dil
varken ilerledikçe bir öykü ortaya çık-
tı. Oyunda tıpkı bir şizofrenin iç dün-
yası gibi sürekli birbiri yerine geçen
on altı karakter var. Bir yandan da an-
latıcıyı oynuyorum. Oyunda temel
olarak antikdönemdenbaşlayan iki öy-
kü var. Öyle bir anlatım söz konusu
ki kelimeler adeta donmuş ve havada
kayboluyor. Dil soyut bir düzleme ta-
şuııyor. Bilinçaltunn su üstüne çık-
ması diyebiliriz.
- Bu metni ele ahrken oyuncuhığu
ön plana çıkarmak gibi bir amacuıız
varmrydı?
GALAS - Bizimkisi şu anda Fran-
sa'da da çok geçerli olan klasik yönet-
men tiyatrosu anlayışından çok fark-
h, ortak bir çalışma ürünü. Gelenek-
sel Japon ve Çin tiyatrosunda olduğu
gibi yaptığımız ve benim de savundu-
ğum, savaşunmı verdiğim tarz, oyun-
cu tivatrosu.
DidierGalas,maskmkutsalhğınamandığıiçmoyıındışmdabaşkabü-amaçlatakmıyor.(Fotoğraf: KADER TUĞLA)
Rengim Gökmen, bu gınşirrun diğer üniver-
siteler bünyesinde de yeni orkestralar ku-
ruhnası için öncülük edeceğini belirtiyor.
Hacettepe Üniversitesi'ne bağlı Ankara
Devlet Konservatuvan Müdürü Prof. Dr.
Ali Doğan ile üniversitenin eski rektörü
Prof. Dr. Süleyman Sağbm uı girişimleriy-
le kurulan oda orkestrası, geçen hafta ilk kon-
serini verdi. Izmir Devlet Senfoni Orkest-
rası Birinci Şefi ve oda orkestrasının mü-
zik direktörü Devlet Sanatçısı Rengim Gök-
men' in yönettiği konserde solist Vktor Pi-
kaizen ve konzertmeister Zehra Sak Brody
de yer aldı. Mozart,Bach,Grieg \ e LKi Ce-
mal Erkm'in yapıtlannın seslendirildiği
ücretsiz olarak gerçekleşnrilen konser ilgiy-
le izlendi.
Kurulma çalışmalanna geçen yıl başla-
nan orkestra, konservaruvann genç araştır-
ma görevlileri ve öğrencilerinden oluşu-
yor. Şef Rengim Gökmen, Ankara Devlet
Konservatuvan'nı "tûm sanat kurumlan-
nm ana kaynağ" diye değerlendirirken okul
bünyesindeki büyük senfoni orkestrasuun
geçen yıl yurtdışında çok büyük başanlar
kazandığına işaret ediyor. Devlet Konser-
vatuvan'nın halen bir konser salonunun
bulunmadığun üzüntüyle dile getiren Gök-
men, bu olanağa bir an önce kavuşuhnası
dileğinde bulunuyor.
Oda orkestrasının yalnız Ankara değil,
Türkiye'deki tüm üniversitelerde konser-
lervermesini amaçladıklannı anlatan Gök-
men şunlan söylüyor:
"Ğençlerimize çoksesfi müzik bilincini,
kevfini tattmnak amacında. Bu tadı abn-
lar zaten bondan kolav kolay kurtulamı-
yortar.Ne yazıkkigerçek müzik zevkini hiç-
bir zaman edinemedenyaşammı sürdüren-
ler bizim için gerçekten çok üzüntü verici
dorumda.Herkesin gerçekten müzikten ve
sanattan keyifalabildikleri bir dünyada ya-
şamasmı diuyorum. Onun için böyle bir
dünyanm oluşumuna bu orkestra da bir
katktda bulunabilirse ne muthı. Orkestra-
lanmızm zaten amacı o d e p mi?"
Gökmen, ilerde bu orkestranuı belki da-
ha kapsamlı, senfonik bir boyutta izleyici-
lerin karşısına çıkabileceğini vurguluyor.
Oda orkestrasının bir üniversite bünyesin-
de kendi kaynaklan ile oluşturulan belki de
ilk orkestra olduğunu belirtirken orkestra
üyelerinin profesyonel sanatçılar gibi ma-
aş almadıklanna işaret ediyor. Gökmen,
üyeleri çok az maaşla hatta bazılan hiç üc-
ret almadan ancakbüyük istekle çalışan or-
kestranın bir "tatbikat,deneme laboratuva-
n" olacağnıı düşünüyor.
Sanatsal anlamda olgunlaşma aşaması-
nı yaşayan orkestranın bu yıl 3 değişik prog-
ramla yurtiçi ve Kıbns'ta konserler ver-
mesi planlanıyor. Gelecek yıl bu sayı kat-
lanarak artacak. Gökmen. bu orkestramn
gelişiminin diğer üniversitelerde de yeni
orkestralar kuruhnasına öncülük edeceğini
belirtiyor. Gökmen. "Benimkinyeniorkest-
ralann oluşması çok önemM bir şe>. Genç-
lerin yeni orkestralar oluşrunnasmı özeİ-
Hkk üniversitelerde çok önemsiyorum. Bu
geleceğe yönelik çok değerli bir yaürun. ln-
sana yapmamız gereken yatırun. Bunun en
önemli parçası sanatta diye düşünüyorum.
Gerçekdüzevdekisanatm gelişimiaçBmdan
önemli" diye konuşuyor.
'Gönderen'den resimler
• Kültür Servisi-
Rüçhan
Şahinoğlu'nun
'Gönderen' sergisi
bugün tzmir
Mazhar Zorlu
Sanat Galerisi'nde
açılıyor.
Sanatçımn
nostaljik bir tavırla hazırladığı yapıtlar sanat,
sanatçı, tarih, iletişim kavramlannı irdeliyor.
Şahinoğlu'nun Istanbul'un çeşitli postanelerinden
be$ yıldu- kendine gönderdiği kartpostallardan
oluşan resimler, bireyin dış dünya ile iletişim
problemlerine ve kişinin haürlanma gereksinimi
olduğuna dikkat çekiyor. Tuvallerinde kullandığı
kartpostallar ve Osmanlı minyatürleriyle sanatçı
ızleyenlere gizemli bir yolculuk ?unuyor.
Şahinoğlu'nun sergisi 11 Ocak tarihine kadar
izlenebilir.
Paul Louis VVeiller heykel
yartşması
• Kültür Servisi - Paris Güzel Sanatlar Akademisi
2000 yılı Paul Louis Weiller Heykel Yanşması'na
katılmak isteyenler 11 Ocak'a dek başvurabilirler.
TC Paris Büyükelçiliği Kültür Servisi 16. Av. de
Lamballe 75016 Paris/Fransa adresinden 5 Ocak'a
dek konu hakkmda bilgi istenebilir. Yanşmada,
heykeller için malzeme seçimi serbest olarak
belirlenirken boyutlann 100 cm'yi geçmemesi
isteniyor. Birincilik ödülünün yaş sının ohnadan bir
heykeltıraşa verileceği yanşmada ödülü kazanan
sanatçıya 100.000 frank para ödülü verilecek.
Ikincilik ve üçüncülük ödüllerinin 40 yaşını
aşmamış sanatçılara. aynca 30 yaşını aşmamış iki
sanatçıya da 15.000 FF'lik özel jüri ödülü verihnesi
planlanıyor. Yanşmaya katılmak isteyenler
00.33.1.42 15 15 41/00.33.1.45 20 41 91 No'lu
telefonlara başvurabilirler.
Borusan'dan Yeni Yıl Konserteri'
• Kültür Servisi-
Borusan Istanbul
Filarmonı Orkestrası'nnı
'Yeni Yıl Konserleri'
kapsamında ünlü lspanyol
gitar dörtlüsü Romeros
Türkiye'de konser
verecek. Prof. Şef Gürer
Aykal yönetimindeki
Borusan İstanbul
Filarmoni Orkestrası ve
Romeros Dörtlüsü 'Yeni
Yıl Konserleri'nde
Rodrigo'nun 'Concierte de Aranjuez', 'Fantasiapar
un gentil hombre', 'Concierte Madrigal' ve
'Concierto Andaluz' başlıkh ünlü konçertolannı
seslendirecek. Konserler, 20 Aralık saat 19.30'da
istanbul Lütfı lOrdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda, 21
Aralık saat 20.30'da lzmir Efes Oteli Convention
Center'da ve 22 Aralık saat 20.30'da Ankara Atatürk
Kapalı Spor Salonu'nda gerçekleştirilecek.
HayaHerim Suya Düştü'
- • Kûltür Servisi - İstanbul Üniversitesi îletişim
'Fakültesi Radyo Televızyon Sinema Bölümü
öğrencileri, çekimleri dün başlayan "Hayallerim
Suya Düştü" adlı filmin kadın başrolü için
"Kayıkçı" fılmiyle tanıdığımız, Yunan tiyatro ve
sinema oyuncusu Katerina Mutsasos ile çahşacak. 13
Aralık'a dek sürecek olan çekim boyunca Türkiye'de
bulunacak olan Mutsasos, öğrencilerin düşlerinin
gerçekleşmesine katkıda bulunacak. Genç
Sinemacılar Topluluğu (GEST) adı altında bir araya
gelen öğrenciler, daha önce de "75 Yıla Tanık",
"Vurgun" ve "Arşipel'den Kalan" adlı kısa metrajlı
fılmlere imza atmışlardı. Kendisıni düşüne fazla
kapdran bir gencin bu gerçekleşince yaşadığı düş
kınklığını anlatan filmin kadrosunda Ege Aydan ve
Fethi Kantarcı da yer alıyorlar.
BBSOr KÜItİİP
Bakaniığı'na devredHdi
• BURSA (AA) - Burşa Büyükşehir
Belediyesi ile Uludağ Üniversitesi tarafından
ortaklaşa kurulan Bursa Bölge Senfoni Orkestrası
(BBSO), Kültür Bakaniığı'na devTedildi. Kültür
Bakanlığı Müsteşar Yarduncısı Fikret Üçcan
törende yaptığı konuşmada, Bursa Devlet Bölge
Senfoni Orkestrası adını alan topluluğun, başta
konservatuvar olmak üzere diğer müzik kurumlannın
öğretmen gereksinimini gıderme yolunda önemli
katkılannuı olacağını. gelecekte kuruhnası düşünülen
Bursa Devlet Opera ve Balesi'nin altyapısuıın da
BBSO tarafından oluşturulacağını söyledi. Şef
Hikmet Şimşek'e orkestranın kuruhnası ve
Kültür Bakanhğı'na devri konusundaki katkılanndan
dolayı Uludağ Universitesi Onur Doktoru
unvanı verildi.
BUGUN
• NÂZEVlKÜLTÜRE\1'nde 19 30daGanue
Erbil'in katılacağı 'AB'yie Hayır Demek tçin 10
Gerekçe' konulu semıner yer alıyor.
• tDSO'da saat 20.00'de J. Offenbachın
'Hofibnann'm Masallan' adlı yapıtı izlenebilir.
(251 10 23)
• Pt ART WORKS'da saat 14.00 ve 18.00'de Kim
Evans'ın yönettiği 'Jackson Pollock' fihni yer alıyor.
(236 68 53)
• CRR'de V. Uluslararası Pıyano Festivali
çerçevesinde saat 19.30'da Duo Tal & Groethuysen
konseri yer alıyor. (232 98 30)
• MİMAR SÎNAN ÜNtVERStTESt oditoryumunda
saat 10.30-16.30 arası '700. Ydmda Osmanh'ya Balaş'
semineri gerçekleştirilecek. (243 20 48)
• AKSANAT'ta saat 12.30'da videodan Gbuunov'un
'Raymonda' balesı ve saat 18.30'da Semih Sirmen'in
'Doğanın 7 Harikası' başlıkh dialı söyleşisi izlenebilir.
(252 35 00)
• KADIKÖY HALK EĞİTİM MERKEZt'nde saat
19.00'da Borusan İstanbul FUarmoni Orkestrasının
konseri dinlenebilir. (292 06 55)
• BİLGİ ÜNtVERSİTESİ'nde saat 19.00'da 'The
Day of the Beast' adh film izlenebilecek.
(216 00 00)
• İTÜ MİMARLIK FAKÜLTESİ'nde 'Sehircüiğin
Suurlanm 2Utrlayan Ulaşım' başlıklı sempozyum yer
ahyor. (249 20 09)
• FİLM-YÖN'de Liselerarası Sinema Kulübü
Platformu'nun düzenlediğı etkinlikte saat 17.00'de
Yıhnaz Güney'ın L'mut adlı filmi gösterilecek.
• TOHUM KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 19 OO'da
Alejandro GaHuccio'nun yönettiği 'Kalemkrin
Gecesi' adlı fihn izlenebıhr.