18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
TARAUK1999SALI CUMHURtYET SAYFA iJ. U l x [email protected] 15 Gülay Semercioğlu ülkemizdeki geometrik soyutlamanın en genç temsilcilerinden biri Gerçek ırri, yandsama mı?ZEYNEP RONA Gülay Semercioğlu iki boyutlulukla üç boyutluluk arasındagidip gelen bir sa- natçı. llk kez bir yapıtını 1994 Günümüz SanatçılanlstanbulSergisi'ndeNejatF. Eczacıbaşı Sanat Mûzesi Ödülü'nü al- dığı zaman görmüştüm. Ardından Gü- lay Semercioğlu 1996'da Taksim Sanat Galerisi'nde bir sergi açtı. Yatay ve di- key çizgilerden oluşan bu 160x800 cm. boyutlanndaki işinde karşıt öğeler ara- sında bir denge kurmuş, çarpıcı bir ri- tim yaratmıştı. Gülay denge ve ritim oluşturmak amacıyla yatay, dikey ve çapraz çizgıleri daha 1993'te kullanma- ya başlamış ve tuval üzerine akrilikle gerçekleştirdiği "İsiınsiz* adlı çalışma- sıyla Siemens Sanat Ödülleri Yanşma- sı'nda birincilik ödülü almış. Sanatçı ay- ru yıl bu düzeni zemınde kontrplak kul- lanarak üçüncü boyuta aktarmaya çalış- mış. tki yıl içinde Semercıoğlu'nun ça- lışmalannda çaprazlann yok olmaya, renk dağarcığının siyah- beyaz ve gri tonlarla smırlantnaya ve kompozisyo- nunun giderek daha netleşmeye başla- dığı görülüyor. Semercioğlu alüminyumu ilk kez 1997'de denemiş ve iki boyutta yakala- dığv dengeyi alüminyumla üç boyutlu olarak 1998'de Ayşe ve Ercümend Kal- mık VakfVndaki "Yansımabr" adh me- Tülay Semercioğlu'nun işi, üç boyutlu gibi görünen, ama aslında iki boyutlu bir çalışma. Sanatçı, Minerva Han'daki üç parçalı Kasa Galerisi'nde mekâna özel, iki boyutlu bir yerleştirme gerçekleştiriyor. 1 fjfekânla bütünleşen bu çalışma, sergi sonunda boyanarak örtülecek. Sanatçı, var olan sanat yapıtı stokuna bir yenisini eklemek yerine izlenecek, deneyimlenecek, sonra yok olacak bir yapıt yaratmış. kâna özel yerleştinnesinde uygulamış- n. Sanatçı sergi mekânının tümden ge- çirgen olan iki yüzeyini milimetrik bir hesapla alüminyum şeritlerden oluşan bir kafesle örtmüştü. Yapıt o denli me- kânla bütürüeşmişti ki, gelenler, "Yapıt nerede" diye soruyorlardı. Sergi bitıp, iş yerinden edilince uzun süre Gülay Se- mercioğlu'nun yatay ve dikey çizgileri- nin yansımalannı gördük o cam yüzey- lerde. Bu kez Gülay Semercioğlu üç bo- yutlu gibi görünen, ama aslında iki bo- yutlu olanbir işle karşımıza çıkıyor. Sa- bancı Üniversitesi'nin Minerva Han'da- ki üç parçalı Kasa Galerisi'nde Gülay Se- mercioğlu mekâna özel, iki boyutlu bir yerleştirme gerçekleştiriyor. Evetyanıl- madınız, bu iş aslında yanılsamanın ta kendisi. Duvara boya ile yapılmış bir iş. ama üç boyutlu. Bu bana gerçekçi res- samlann uyguladığı bir tekniği, göz al- datımını (trompe d'oeil) anımsatıyor. Semercioğlu'nun sergi mekânı bir "kass" dolayısıyla burada değerli şey- ler saklı: Altın, gümüş ve kömür. Gülay Semercioğlu ağır bir kapıdan girilen bu kasayı alüminyum bir strüktürle daha da pekiştirerek güvenliliğini arttınyor, da- ha korunmalı bir hale getiriyor. Burada tam bir göz aldatımı var. Sanatçı bunu gerçek alüminyum şeritlerle de yapabi- lirdi, ama bu son derece açık bir okuma olurdu. O hepimizin düş gücünü kullan- mamızı istiyor ve bunun ipuçlannı da ve- riyor. Projenin bir özelliği de mekânla bütünleşen bu çalışmanın sergi sonun- da üstünun boyanarak örtüleceği ve ser- gi mekânının eski haline dönüştürulece- ği. Gülay Semercioğlu var olan sanat yapıtı stokuna bir yenisini eklemek ye- rine belli bir süre izlenecek, deneyimle- necek ve sonra yok olacak bir yapıt ya- ratmış. Gülay Semercioğlu geometrik soyut- lamanınen genç temsilcilerindenbiri. Ad- nan Çoker'in son öğrenci kuşağından ve bunuyadsımayan bir genç sanatçı. Ül- kemizde nedense geometrik soyut pek rağbet görmedi. Sanınm lirik soyutlama bizim ruhumuza daha uygun, çünkü ge- ometrik soyutlama tinsel bir derinlik, netlik düzen yansıtıyor, sanınm biz coş- kulu Akdeniz kanıyla kabına sığmayan, hele hele düzene hiç gelemeyen birtop- lumuz. Sanatçüanmız da bizi yansıtı- yor. Oysageometrik soyutun yüzeyde gö- rünen katı düzen anlayışının ardında tin- sellikle mantık birleşiyor ve ortaya sağ- lam bir altyapı, bir strüktür çıkıyor. Far- kında olmasak da yaşamımıza egemen olan en önemlı unsur doğa düzeni, onu görmezden geldiğimiz için daha yüzey- sel değerlere takılıp kalıyoruz. Gülay Semercıoğlu'nun bu sergisi bana bir kez daha doğanın düzenini, netliğin ve rit- min ruhu hafifletici yönünü hanrlatıyor. Hacettepe Universttesi Ota Orkestraı fk ksnstriııi vsrdi Öncü'deneme labonüuvaırC• Hacettepe Üniversitesi Oda Orkestrası Müzik Direktörü Devlet Sanatçısı Rengim Gökmen, orkestranın gençlere çoksesli müzik bilincini, keyfıni tattırmak amacında olduğunu belirtiyor. Oda orkestrası yalnız Ankara değil, Türkiye'deki tüm üniversitelerde konserler vermeyi amaçhyor. BAHAR TANRISEVER Rengim Gökmen, bugirişiınindiğerünrversiteierde deyeniorkestralarkurulması icinöncüliikyapacağıgörüşünde. ANKARA - Hacettepe Üniversitesi Oda Orkestrası, genç öğrenci ve araştırma gö- revlilennden oluşan üyelerinin gönüllü ça- basıyla sanat yaşamına başladı. Orkestrayı "deneme laboratuvarT diye niteleyen şef Manufacture Tiyatrosu 'Lakırdılar'ı Fransız Kültür Merkezi'nde sahneledi Seslerle cliliıı güzefliğî..•Kültür Servisi - Francois Rabela- is'nin metinlerinden uyarlanan 'Fari- bofes' (Lakırdılar) adh oyun Fransız Manufacture Tiyatrosu tarafından Fransız Kültür Merkezi'nde sahne- lendi. ChartesTordjınan'ınyönettiği tek kişilik oyunun metin uyarlaması ve montajı Francois Bon'a ait. Faribo- les'in oyuncusu DidierGalas'la yapun hakkmda konuştuk: - Rabelais'nin metinlerini sahneye aktarmava nasıl karar verdiniz? DIDIER GALAS - Bilindiği üzere Rabelais aslında oyun değil roman yazan. Aslında onun bizi seçtiğini söyleyebiüriz; çünkü ekibin bir ara- ya gelişi, metinlerdeki dil kullanımın- dan etkilenmemizle oldu ve oyunu sahnelemek ortak tutkumuz haline geldi. -Kuüamlan dilsia ne yönde etkiledi? GALAS - Raiblais'de eski Fransız- canm yarattığı ses, müzikal anlamda çok daha zengin. Bu, benim de anla- madığım lspanyolca ve ttaryancayı an- dıran hareketli bir dil. Fransa'da sah- nelenen Rabelais oyunlannda genellik- le imajlar üzerinde durulur. Kimse kul- landığı dile dikkat etmez. Biz dilin gü- zelliğinı ortaya çıkarmak ve anlam- dan çok, sesleri vurgulamak istedik. - Lakırdılar. Rabelais'nin hangi me- tinlerinden uyarlandı? GALAS - Yazann bilinen tüm ya- pıtlarından: Kendi yarattığı karakter PantagrueL efsanelere konu olan de- vi anlattığı 'Gargantua', yolculuk ve savaş içeren tarihi olaylann yer aldı- ğı 'TiersLivre' ve sosislerin gemi yol- culuğunu konu ettiği 'Quart Livre'. - Sahnelemede karakteıieri değil, dBivurgulamak ve Commedia deH'Ar- te'den yaraıianmak çahşmanızı ne yönde etkiledi? GALAS - Dile yoğunlaşmak, ilk başlarda bizi sadece metinleri olcu- yormuşuz noktasına getiriyordu. Oyu- nun gehşimi içinde Commedia delTAr- te'yi simgeleyen masklardan Arlequ- in'in kullarumıyla karakter geçişleri- ni rahathkla sağhyorum. Böylelikle oyunculuk imkânlanndan geniş ölçü- de yararlanarak oyuna kendimden bir şeyler katabiliyorum. Sahne tasan- mmda da Commedia delFArte'den • Oyunun gelişimi içinde Commedia dell'Arte'yi simgeleyen masklardan Arlequin'in kullarumıyla karakter geçişlerini rahatlıkla sağhyonım. Böylelikle oyunculuk imkânlanndan geniş ölçüde yararlanarak oyuna kendimden bir şeyler katabiliyorum. Metinler somut bir şeyler anlatmıyor, her şey çok soyut. Mask kuUanmak benim eğitimimden de kaynaklanıyor. Maskla daha iyi sonuç aldığımız için tercih ettik. yararlandık. Hafıf. sahne üzerinde yer değiştirebilen aynı zamanda oyuncu- nun oyununa yer açan dekorlar. Yal- nız orijinal dekoru buraya getireme- dik; adapte ettik. Metinler somut bir şeyler anlatmıyor. her şey çok soyut. Mask kullanmak benim eğitimimden de kaynaklanıyor. Maskla üaha iyi so- nuç aldığımız için tercih ettik. -Dramaturgi çahşması nasıl yapıldı? GALAS -Dramaturgi çalışmasında belli bir eylemden yola çıkmadık. Francois Bon'un metinleri montajla- masıyla, başta karmakanşık bir dil varken ilerledikçe bir öykü ortaya çık- tı. Oyunda tıpkı bir şizofrenin iç dün- yası gibi sürekli birbiri yerine geçen on altı karakter var. Bir yandan da an- latıcıyı oynuyorum. Oyunda temel olarak antikdönemdenbaşlayan iki öy- kü var. Öyle bir anlatım söz konusu ki kelimeler adeta donmuş ve havada kayboluyor. Dil soyut bir düzleme ta- şuııyor. Bilinçaltunn su üstüne çık- ması diyebiliriz. - Bu metni ele ahrken oyuncuhığu ön plana çıkarmak gibi bir amacuıız varmrydı? GALAS - Bizimkisi şu anda Fran- sa'da da çok geçerli olan klasik yönet- men tiyatrosu anlayışından çok fark- h, ortak bir çalışma ürünü. Gelenek- sel Japon ve Çin tiyatrosunda olduğu gibi yaptığımız ve benim de savundu- ğum, savaşunmı verdiğim tarz, oyun- cu tivatrosu. DidierGalas,maskmkutsalhğınamandığıiçmoyıındışmdabaşkabü-amaçlatakmıyor.(Fotoğraf: KADER TUĞLA) Rengim Gökmen, bu gınşirrun diğer üniver- siteler bünyesinde de yeni orkestralar ku- ruhnası için öncülük edeceğini belirtiyor. Hacettepe Üniversitesi'ne bağlı Ankara Devlet Konservatuvan Müdürü Prof. Dr. Ali Doğan ile üniversitenin eski rektörü Prof. Dr. Süleyman Sağbm uı girişimleriy- le kurulan oda orkestrası, geçen hafta ilk kon- serini verdi. Izmir Devlet Senfoni Orkest- rası Birinci Şefi ve oda orkestrasının mü- zik direktörü Devlet Sanatçısı Rengim Gök- men' in yönettiği konserde solist Vktor Pi- kaizen ve konzertmeister Zehra Sak Brody de yer aldı. Mozart,Bach,Grieg \ e LKi Ce- mal Erkm'in yapıtlannın seslendirildiği ücretsiz olarak gerçekleşnrilen konser ilgiy- le izlendi. Kurulma çalışmalanna geçen yıl başla- nan orkestra, konservaruvann genç araştır- ma görevlileri ve öğrencilerinden oluşu- yor. Şef Rengim Gökmen, Ankara Devlet Konservatuvan'nı "tûm sanat kurumlan- nm ana kaynağ" diye değerlendirirken okul bünyesindeki büyük senfoni orkestrasuun geçen yıl yurtdışında çok büyük başanlar kazandığına işaret ediyor. Devlet Konser- vatuvan'nın halen bir konser salonunun bulunmadığun üzüntüyle dile getiren Gök- men, bu olanağa bir an önce kavuşuhnası dileğinde bulunuyor. Oda orkestrasının yalnız Ankara değil, Türkiye'deki tüm üniversitelerde konser- lervermesini amaçladıklannı anlatan Gök- men şunlan söylüyor: "Ğençlerimize çoksesfi müzik bilincini, kevfini tattmnak amacında. Bu tadı abn- lar zaten bondan kolav kolay kurtulamı- yortar.Ne yazıkkigerçek müzik zevkini hiç- bir zaman edinemedenyaşammı sürdüren- ler bizim için gerçekten çok üzüntü verici dorumda.Herkesin gerçekten müzikten ve sanattan keyifalabildikleri bir dünyada ya- şamasmı diuyorum. Onun için böyle bir dünyanm oluşumuna bu orkestra da bir katktda bulunabilirse ne muthı. Orkestra- lanmızm zaten amacı o d e p mi?" Gökmen, ilerde bu orkestranuı belki da- ha kapsamlı, senfonik bir boyutta izleyici- lerin karşısına çıkabileceğini vurguluyor. Oda orkestrasının bir üniversite bünyesin- de kendi kaynaklan ile oluşturulan belki de ilk orkestra olduğunu belirtirken orkestra üyelerinin profesyonel sanatçılar gibi ma- aş almadıklanna işaret ediyor. Gökmen, üyeleri çok az maaşla hatta bazılan hiç üc- ret almadan ancakbüyük istekle çalışan or- kestranın bir "tatbikat,deneme laboratuva- n" olacağnıı düşünüyor. Sanatsal anlamda olgunlaşma aşaması- nı yaşayan orkestranın bu yıl 3 değişik prog- ramla yurtiçi ve Kıbns'ta konserler ver- mesi planlanıyor. Gelecek yıl bu sayı kat- lanarak artacak. Gökmen. bu orkestramn gelişiminin diğer üniversitelerde de yeni orkestralar kuruhnasına öncülük edeceğini belirtiyor. Gökmen. "Benimkinyeniorkest- ralann oluşması çok önemM bir şe>. Genç- lerin yeni orkestralar oluşrunnasmı özeİ- Hkk üniversitelerde çok önemsiyorum. Bu geleceğe yönelik çok değerli bir yaürun. ln- sana yapmamız gereken yatırun. Bunun en önemli parçası sanatta diye düşünüyorum. Gerçekdüzevdekisanatm gelişimiaçBmdan önemli" diye konuşuyor. 'Gönderen'den resimler • Kültür Servisi- Rüçhan Şahinoğlu'nun 'Gönderen' sergisi bugün tzmir Mazhar Zorlu Sanat Galerisi'nde açılıyor. Sanatçımn nostaljik bir tavırla hazırladığı yapıtlar sanat, sanatçı, tarih, iletişim kavramlannı irdeliyor. Şahinoğlu'nun Istanbul'un çeşitli postanelerinden be$ yıldu- kendine gönderdiği kartpostallardan oluşan resimler, bireyin dış dünya ile iletişim problemlerine ve kişinin haürlanma gereksinimi olduğuna dikkat çekiyor. Tuvallerinde kullandığı kartpostallar ve Osmanlı minyatürleriyle sanatçı ızleyenlere gizemli bir yolculuk ?unuyor. Şahinoğlu'nun sergisi 11 Ocak tarihine kadar izlenebilir. Paul Louis VVeiller heykel yartşması • Kültür Servisi - Paris Güzel Sanatlar Akademisi 2000 yılı Paul Louis Weiller Heykel Yanşması'na katılmak isteyenler 11 Ocak'a dek başvurabilirler. TC Paris Büyükelçiliği Kültür Servisi 16. Av. de Lamballe 75016 Paris/Fransa adresinden 5 Ocak'a dek konu hakkmda bilgi istenebilir. Yanşmada, heykeller için malzeme seçimi serbest olarak belirlenirken boyutlann 100 cm'yi geçmemesi isteniyor. Birincilik ödülünün yaş sının ohnadan bir heykeltıraşa verileceği yanşmada ödülü kazanan sanatçıya 100.000 frank para ödülü verilecek. Ikincilik ve üçüncülük ödüllerinin 40 yaşını aşmamış sanatçılara. aynca 30 yaşını aşmamış iki sanatçıya da 15.000 FF'lik özel jüri ödülü verihnesi planlanıyor. Yanşmaya katılmak isteyenler 00.33.1.42 15 15 41/00.33.1.45 20 41 91 No'lu telefonlara başvurabilirler. Borusan'dan Yeni Yıl Konserteri' • Kültür Servisi- Borusan Istanbul Filarmonı Orkestrası'nnı 'Yeni Yıl Konserleri' kapsamında ünlü lspanyol gitar dörtlüsü Romeros Türkiye'de konser verecek. Prof. Şef Gürer Aykal yönetimindeki Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası ve Romeros Dörtlüsü 'Yeni Yıl Konserleri'nde Rodrigo'nun 'Concierte de Aranjuez', 'Fantasiapar un gentil hombre', 'Concierte Madrigal' ve 'Concierto Andaluz' başlıkh ünlü konçertolannı seslendirecek. Konserler, 20 Aralık saat 19.30'da istanbul Lütfı lOrdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda, 21 Aralık saat 20.30'da lzmir Efes Oteli Convention Center'da ve 22 Aralık saat 20.30'da Ankara Atatürk Kapalı Spor Salonu'nda gerçekleştirilecek. HayaHerim Suya Düştü' - • Kûltür Servisi - İstanbul Üniversitesi îletişim 'Fakültesi Radyo Televızyon Sinema Bölümü öğrencileri, çekimleri dün başlayan "Hayallerim Suya Düştü" adlı filmin kadın başrolü için "Kayıkçı" fılmiyle tanıdığımız, Yunan tiyatro ve sinema oyuncusu Katerina Mutsasos ile çahşacak. 13 Aralık'a dek sürecek olan çekim boyunca Türkiye'de bulunacak olan Mutsasos, öğrencilerin düşlerinin gerçekleşmesine katkıda bulunacak. Genç Sinemacılar Topluluğu (GEST) adı altında bir araya gelen öğrenciler, daha önce de "75 Yıla Tanık", "Vurgun" ve "Arşipel'den Kalan" adlı kısa metrajlı fılmlere imza atmışlardı. Kendisıni düşüne fazla kapdran bir gencin bu gerçekleşince yaşadığı düş kınklığını anlatan filmin kadrosunda Ege Aydan ve Fethi Kantarcı da yer alıyorlar. BBSOr KÜItİİP Bakaniığı'na devredHdi • BURSA (AA) - Burşa Büyükşehir Belediyesi ile Uludağ Üniversitesi tarafından ortaklaşa kurulan Bursa Bölge Senfoni Orkestrası (BBSO), Kültür Bakaniığı'na devTedildi. Kültür Bakanlığı Müsteşar Yarduncısı Fikret Üçcan törende yaptığı konuşmada, Bursa Devlet Bölge Senfoni Orkestrası adını alan topluluğun, başta konservatuvar olmak üzere diğer müzik kurumlannın öğretmen gereksinimini gıderme yolunda önemli katkılannuı olacağını. gelecekte kuruhnası düşünülen Bursa Devlet Opera ve Balesi'nin altyapısuıın da BBSO tarafından oluşturulacağını söyledi. Şef Hikmet Şimşek'e orkestranın kuruhnası ve Kültür Bakanhğı'na devri konusundaki katkılanndan dolayı Uludağ Universitesi Onur Doktoru unvanı verildi. BUGUN • NÂZEVlKÜLTÜRE\1'nde 19 30daGanue Erbil'in katılacağı 'AB'yie Hayır Demek tçin 10 Gerekçe' konulu semıner yer alıyor. • tDSO'da saat 20.00'de J. Offenbachın 'Hofibnann'm Masallan' adlı yapıtı izlenebilir. (251 10 23) • Pt ART WORKS'da saat 14.00 ve 18.00'de Kim Evans'ın yönettiği 'Jackson Pollock' fihni yer alıyor. (236 68 53) • CRR'de V. Uluslararası Pıyano Festivali çerçevesinde saat 19.30'da Duo Tal & Groethuysen konseri yer alıyor. (232 98 30) • MİMAR SÎNAN ÜNtVERStTESt oditoryumunda saat 10.30-16.30 arası '700. Ydmda Osmanh'ya Balaş' semineri gerçekleştirilecek. (243 20 48) • AKSANAT'ta saat 12.30'da videodan Gbuunov'un 'Raymonda' balesı ve saat 18.30'da Semih Sirmen'in 'Doğanın 7 Harikası' başlıkh dialı söyleşisi izlenebilir. (252 35 00) • KADIKÖY HALK EĞİTİM MERKEZt'nde saat 19.00'da Borusan İstanbul FUarmoni Orkestrasının konseri dinlenebilir. (292 06 55) • BİLGİ ÜNtVERSİTESİ'nde saat 19.00'da 'The Day of the Beast' adh film izlenebilecek. (216 00 00) • İTÜ MİMARLIK FAKÜLTESİ'nde 'Sehircüiğin Suurlanm 2Utrlayan Ulaşım' başlıklı sempozyum yer ahyor. (249 20 09) • FİLM-YÖN'de Liselerarası Sinema Kulübü Platformu'nun düzenlediğı etkinlikte saat 17.00'de Yıhnaz Güney'ın L'mut adlı filmi gösterilecek. • TOHUM KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 19 OO'da Alejandro GaHuccio'nun yönettiği 'Kalemkrin Gecesi' adlı fihn izlenebıhr.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle