Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 ARALIK 1999 SAU
HABERLER
Brüksel, aradığı koşullara sahip olmasına rağmen Türkiye'nin 1987'deki tam üyelik başvurusunu reddetmişti
AB fle iüşlvileiTiı gebşim süreci
EROLMANİSAU
• 1 -
Türkiye 1963 yüında Ankara Anlaş-
ması'nı imzaladığı zaman o tarihtekı 6
üyeli Avrupa Ekonomik Toplulu-
ğu'ndanbırisi olmak içinbu imzayı at-
mıştı. Ankara Anlasması. Yunanis-
tan'ın 196 l'de imzaladığı Atına Anlaş-
ması ıle npatrp aynı idi. Tûrkiye bu an-
laşma ile ortak üye (assocıate mem-
ber), olmuştu. Ankara Anlaşması,
1964'te yürüriuğe girmiştı. îlk 5 yıl ha-
zırlık dönemı idı. Hazırlık dönemı
1969'da bitmesine karşın "ge« döne-
•n" koşullannı hazırlayan Katma Pro-
tokol 1970'te irnzalandı. Katma Proto-
kol'ün diğerüye ûlkelenn parlamento-
lanndan geçişı uzun süre alacağı için
KP'nin tıcari hükümkn. geçici madde
ile 1971'de AET (AB) tarafindan yü-
rürhığe kondu. Ancak KP hukuki ola-
rak 1 Ocak 1973'te yürürlüğe gırdi.
Katma Protokol çok kapsamlı idı.
Mallann, hızmetlerin, sermayenin ve
işgûcûnün serbest dolaşunını öngörii-
yordu. çok kapsamlıydı Türk sanayi
ürünlen için AET (AB) bütûn kapüa-
nnı 1971 'den itıbaren açmıştı. Türk ış-
gücü ise 1986'da AET (AB) içinde ser-
bestçe dolaşabılecekti.
Tûıkiye 12 ve 22 yıllık listelerle
AET sanayi ürünleri için kapılannı
1985 ve 1995 yılına kadar tamamen
açmış olacaktı. Bu bır geçiş dönemiy-
di ve Katma Protokol uygulaması ile
Türkiye "üun öye" olacaktı. Türki-
ye'nin ticari yükümlülüklerinde 1973-
1980 arasında bazı aksamalar olmuş,
ancak 1980, özeilikk 1983 sonrasında
Türkiye yükümlülüklerini hızlı bir bi-
çimde yerine getirmeye başlamıştı.
AET (AB) ise mali yardımlannı aksat-
mış. yükümlülüklerini kısmen yerine
getirmişti. En önemlisı, Türk işgücü-
nün AB içinde serbest dolaşımı 1976-
1986 döneminde tamamlanmış olma-
sı gerekırken, Brüksel 1985'te, bu yü-
kümlülüğunü yerine getirmeyeceğini
Ankara'ya bildiriyordu.
AET (AB) neden tutum
değiştiriyT)rdu?
Türkiye 1983'tenitibaren yükümlü-
lüklerini hızla yerine getirirken AET
(AB) Türkiye'ye karşı tutumunu de-
ğiştirmeye başlamıştı.
1980'li yülarda Doğu Bloku'nun çö-
keceğı konusunda ılk sinyaller alınma-
ya başlamıştı. Yunanistan'ın da katılı-
mı ile 1981'de 10 üyeye ulaşan Avru-
pa Bırlığı artık Türkiye'ye farklı bak-
maya başlamıştı. 1985'te ABD ve Sov-
yetler Bırlığı sılahlann kontrolü ve
azaltılması konusunda anlaşmaya va-
nnca Doğu Bloku'nun "değişeceği"
Batı tarafindan anlaşılmıştı. Brüksel
arük Türkiye'ye soğuk savaşta olduğu
gibi bakmıyordu. Brüksel için Türkiye
artık "dışardaki bir ülke" olarak görü-
lüyordu.
F Almanya'da 1970'lerinsonuna ka-
dar biriken 2 milyon Türk işçisi F. Al-
manya'run tepkisini çekiyordu. Siya-
sal, sosyal ve ekonomik olarak rahat-
sızlık duyuyorlardı. Oysa Türk işçile-
ri F. Almanya tarafindan "takp edü-
mçferdf'. Katma Protokol hükümleri-
ürkiye-AB
ilişkilerinde neler
oluyor?
Tüık insanının
kafası kanşmış
durumda. Neler
olup bittiğini tam
göremiyor.
Medyanın önûne
getirdiklerini
görüyor, okuyor,
dinliyor.
Bu yazı dizisinde
nereden nereye
geldiğimiz ve
nereye
"götürülmekte
.. olduğumuz"
* anlatılıyor.
•••'- Medyamızda
yayımlanmamış
bazı "perde arkası
gerçekleri" de
ortaya
koyuyor.
1970'lerin sonunda Almany a'da 2 mihon Türk işçisi bulunuyordu. 1986'da Katma Protokol hükümleri, Türkişçilerine Avrupa Tophıluğu içinde serbestçe dolaşım
hakkı veriyordu. Almanya bunun "felaket" olacağını düşünerek büyük rahatsıztık duymaya başlamıştL Oysa Türk işçilerini Almanya kendisi talep ebnişti.
ne göre 1986'da Türk işgücü Avrupa
Topluluğu içinde serbestçe dolaşırsa
bunun topluluk için bir "febket" ola-
cağını düşünüyorlardı. Yunanistan
198 l'de AET'ye tam üye olurken Tür-
kiye ile sorunlan dolayısıyla Atina'nrn
önüne bir koşul getinlmişti. Atina, Tür-
kiye - AT ılişkilennin gelıştinlmesin-
de "hiçbir engefeme yapmayacağmr
Brüksel'de taahhüt ediyordu.
Ancak bu taahhüt 1981 sonrasında
ne Atına tarafindan hatırlandı ne de
Brüksel bunu Atına'ya hatırlatma ge-
reksınimi duydu.
Türkiye 1983'tenbaşlayarakekono-
misini dışa açmıştı. lzleyen yülarda dış
tıcaret, kambıyo ve bankacılık alanla-
nnda Yunanistan'ın bile önünde, dış
işlemlennde liberal bir uygulama içı-
ne girmişti. 1987'de Türgut Özal Av-
rupa Topluluğu'na tam üyelik ıçın baş-
vurdu. Başvuru öncesınden Brüksel ra-
hatsızdı, Ankara'nın tam üyelik baş-
vurusu yapması istenmiyordu. Hatta,
Akdeniz Masası Şefi Dr. Eberhard
RheinAnkara'ya gönderilmiş, Ankara
caydınlmaya bile çalışürnıştı.
Ancak Ozal kararlıydı ve Ankara
1987'de tam üyelik ıçın başvuruda bu-
lundu. O sırada dışa açıklık ve AT ile
ılişkıler bakımından, Brüksel'in "ara-
dığı" ekonomik koşullara Türkiye sa-
hıpti. Yunanistan 198 l'de tam üye olur-
ken çok daha kötü koşullar ıçindeydi.
1986'da tam üye olan Portekiz de dışa
açıklık bakımından Türkiye'nin geri-
sindeydı. Brüksel'in 1987'de "siyasal
koşuflan" da yoktu. Güneydoğu, Ege,
Kıbns, uısan haklan gıbı ölçüler ve ko-
şullar bulunuyordu. Ekonomik öğeler
esas alınıyordu. Buna rağmen Brüksel
ikı yıl sonra, 1989'da Ankara'nın tam
üyelik talebini "kfbarca" geri çevirdi.
Türkiye'yi tam üye yapma niyetı ol-
saydı Ankara'yı gen çevirmez, aynen
Yunanistan'a ve Portekız'e yaptığı gı-
bi "içine alarak", topluluk içinde yar-
dım yapar ve Avrupa Topluluğu'na
uyumu gerçekleştırirdı. Nıtekim Yu-
nanistan 1981'deüyeoldu, 1987'de bir-
lığın ticari sıstemine (gümrük bırliği-
ne), o da büyük malı yardımlarla uyum
sağlayabıldi. Portekiz ve İspanya
1986'da üye oldular, onlann uyumu
da, yine büyük parasal desteklerle 5 yıl
sürdü. Ancak Türkiye'ye aynı şey ya-
pılmadı ve 1989'da geri çevrildi. Çün-
kü dünya dengelen değışıyordu.
1989'da Doğu Bloku çökmüştü, Tür-
kiye artık Batı kamprnda, Ban'nın ka-
natlan altında tutulması gereken bir
"müttefik" değıldi... Türkiye artık "dn
şardakT bır komşu idi, Avrupa, Türki-
ye'yi sadece ticari bir ortak, ticari bir
pazar olarak buluyordu. Geleceğin Av-
rupa Bırleşık Devletlen içinde Türki-
ye yoktu. Türkiye "Avrasya kültürü"
dışında olan bır ülke olarak görülüv or-
du. tçerde Kürt sorunu vardı, sosyal,
politik çalkantılara gebe idi.
Üstelik Almanya'da ve diğer Avru-
pa ülkelerindeki 2.5 milyon Türk ça-
lışanı, A\Tupa Topluluğu'nun önüne
farklı bir Türkiye fotoğrafi getirmişti.
Bunlar açık açık söyleniyor. yazılıyor-
du. Içeri alrnmış büyük nüfuslu dev
Türkiye, Avrupa Topluluğu'nun başı-
na sosyal, politik ve kültürel sorunlar
çıkarabılırdi. Avrupa için durup durur-
ken bürün bu bedellere katlanmaya ne
gerek vardı. Işte bütün bu nedenlerle
1989 yılında Ankara'nınbaşvurusuki-
barca gen çevriliyordu.
SÜRECEK
Turk-Yunan sivil toplum kuruluşları sorunların aşılması için çalışmalarını sürdürüyor
'Ortakproje veyatınmlararttmlmab
1
LEYLATAVŞANOĞLU
Türkiye ve Yunanistan'ı birbuine
yakınlaşürma yolunda caba harcayan
Türk ve Yunan srvnl toplum kuruîuş-
lannın bır toplantısı hafta sonunda ts-
tanbul yakırüanndakı Ömerh Beledi-
yesi konferans salonunda yapıldı.
Tûrkiye'den Karadeniz Platfonnu,
Yunanistan'dan da Akıl ve Mantık
Cephesi'nin kaüldığı toplantıda katı-
lnncüar, iki ülke arasındaki sorunla-
nn esas olarak, ortak projeler. daha sı-
kı ışbirlıği ve ortak yatınmlann arttı-
nlmasıyla aşılma yoluna sokulabile-
ceğı görüşlerinı dıle getirdıler.
Toplantının açıhşmda konuşan
Ömerii Belediye Baskanı Erdal Yıl-
maz. iki kuruluş arasındaki ilk toplan-
tınrn bır yıl önce yapıldığını ve bir yıl
içinde önemli yol alındığını söyleye-
rek, "Ortak çakşmalanmızın geHşe-
rek sâreceğbıdeB taq kuşkum yok"
dedi.
Yunan tarafindan eski Dışişleri Ba-
kanı MihaKs Papakonstantinu şunla-
n söyledı: "Türkhe ve Yunanistan,
Karadeniz İşbirliği çercevesinde inisi-
v-atifı ek afanah. Günûnbirindebuça-
bşmalar bölgedeki ekonomik duru-
mu daha körii olan ülkekringeBşimi-
ni sagbytKaktjr. Komışarak iki ülke-
DİnyakB)bşmasınısağ}av-ab3inz.''
Papakonstantinu, ikı ülkedeki dep-
rem felaketiyle Yunan ve Türk kamu-
oylannuı kendi hükümetlerini büyük
ölçüde etkilediklerine dikkat çekti,
"Hebinki'den çıkan karar bu gefiş-
raeun sonucudur" dedi.
Yenı Demokrası Partisi'nin eski
Maliye Bakaru olan şımdiki Liberal
Parti Başkanı milletvekıh Stefanos
Manos da şöyle konuştu: "Vünan nü-
fusunun >üzde 70'i Hefeinki'de ahnan
sonucu destektht>r. Oysa daha önce
bizJm politikacıİar aksi obcağı yand-
gjsuıa düşmüşler ve poBtikalanru bu
yanfaş algÂarna üzerine kunnuşlardLn
Manos, iki ülke kamuoylannın
nabzmı tutabümek için gelıştirdiğı bir
projeyi de şöyle açıkladı: "HerOdiB-
kede de karuuovıı yoklamalan >^pA-
mah ve sonuçkûn UVTH anda iki ülke-
Dİn 3d pzeteande yaymtfawmah. Bu
proje, gazetetere de tiraj akhnr."
Kathimerinı gazetesınin Dış Ha-
berler Müdürü YorgoKapopulosken-
di gazetesinın kamuoyu yoklaması
işuu üstlenebıleceğinı söyledi. Milli-
yet gazetesınden Şahin Afpsy da ken-
di gazetesı ıçın aynı önende bulundu.
1980'h ydlarda Atina'da büyükel-
çi olan Nazmi Akıman, kendi döne-
minde Türkiye ve Yunanistan'ı sava-
şın eşiğme getiren 1987 Kuzey Ege
krizinin yaşandığını anımsatarak şu
görüşleri dile getirdi. "Atina'da gö-
rev yapbğım dönem çok zordu. Hep
bu yakmlaşmav ı düşledim. Beş vılhk
bujtkelçUik sürem Özal-PapandreB
ankşmasrvia iyi biçimde sonuçian«h.
Papandreunun Türk-Nunan dosthı-
ğniraisteme koousundasamimhetine
inannorum. Onda. bir gün bir araya
geieceğiıniz vizyonu vardL Ama bu
uzun sürmedi Ne \~ank ki 1989 se-
çimkrini ka\betti. tlişkâerimiz bugü-
r>e inişler ve çıkışlaria gekü Ama dep-
remfcbirtikledesani}orumi)ibir)'o-
iaginMk."
Uyum koşulunu guclestiriyor
Adaylann büyüme
hızı Avrupa Birligi
ülkelerinden düşük
• Avrupa Komisyonu tarafindan
yayımlanan raporda, AB'nin üye adayı 13
ülkeden, aralannda Türkiye'nin de
bulunduğu 11 'inin bu yü kaydettiği ortalama
büyüme oranımn yüzde 1.8'le, 2.3 olan AB
ortalamasının altında kaldığı belirtildi.
BRÜKSEL (AA)-Avrupa etkenler nedeniyle bu yıl
Komisyonu'nca, Avrupa
Birliği'ne aday ülkelerin
büyüme hızlanmn birlik
ortalamasına göre
düşük olduğu, bu
dunımun üyelik için
gerekli "uyum"
koşulunu güçlestirdiği
bildinldi.
Komisyon tarafindan
yayımlanan raporda,
AB'nin üye adayı 13
ülkeden, aralannda
Türkiye'nin de
bulunduğu 11 'inın bu yıl
kaydettiği ortalama
büyüme oranınrn yüzde
1.8'le, 2.3 olan AB
ortalamasının altında
kaldığı belirtildi.
Raporda, aday ülkelerden
Estonya, Letonya ve
Litvanya'nrn, Rusya'da
geçen yıl patlak veren
ekonomik ve mah' krizden
olumsuz etkilendiği
kaydedilirken
"Türkhe'nin ise Rusya
krizinde uğradığı önemü
zararm yanı sıra sanayi
merkezlennde yü tçinde
meydana geien
depremJerin kna dönemli
tahribatının etkisinde
kaldığı" ıfade edıldi.
Avrupa Komisyonu
raporunda, bu olumsuz
yüzde 1.4 oranında
küçülen Türkiye
ekonomisinin, gelecek
yddan itibaren
toparlanmaya başlayacağı
ve 2000 ile 2001
yıllannda sırasıyla
yüzde 4.5 ve yüzde
4.6'lık büyüme oranlannı
yakalayacağı bildinldi.
Avrupa Konseyi, üyelik
görüşmelerine
Türkiye'den önce
başlanacak 10 adaym,
kaydedilen ve suasıyla
1998-1999-2000-2001
yılında beklenen
büyüme oranlan
için ise şu rakamlan
verdi: Bulgaristan: 1.5,
3.5,3.9,4.1. Çek
Cumhuriyeti: -0.4, -2.3,
2.4, 3.8. Estonya: 0.4,4.0,
4.5,5.8. Letonya: 0.0,
5.1,2.8,4.0. Litvanya:
-0.5, 3.6,2.0,3.7.
Macaristan: 3.8,5.1,4.2,
4.2. Polonya: 3.7,4.8,
5.1, 5.3. Romanya: -4.3,
-7.3--2.1,1.4. Slovakya:
1.3,4.4,1.7,3.4.
Slovenya: 3.3, 3.9, 3.6,
4.2. Raporda, diğer
adaylar Malta ve
tartışmalı Kıbns Rum
Kesimi ile ılgilı rakam
verilmedi.
Sözcü Foley
'ABD î
yalnızca
Rum
kesimini
tanır'
WASHINGTON (AA) -
ABD Dışişlen Bakanhğı
sözcüsü JamesFoley, ülkesi-
nuı Kıbns pohtikasında bir
değışıklık olmadığını belir-
terek "Washington'm res-
men sadece Kıbns Cumhu-
riyeti sıfalını taşıyan Rum
yÖDetimini tanıdığuun
bil-
dırdı.
Foley, dün düzenlediği
basrn toplantısında, BM Gü-
venlik Konseyi'nin Kıb-
ns'taki banş gücünün görev
süresinrn uzatıhnasıyla ilgi-
lı karannda yer alan ifade-
lerden. KKTC'nin varlığı-
nın kabul edildiği görüşleri
halırlatılarak. ABD'nm tu-
tumunun açıklanmasını is-
teyen bir soru üzerine, şu
karşılığı verdi:
"Kribns (Rum keshm) Dı-
şişleri Bakaru 17 Arahk'U
BM>^tküiieri}1egörüştiL Bu
teknik koounun açıkiiğa ka-
\r
uşturulmasıru istedL
bir de>işie bu Kıbnsa (Rum
kesimi) yetkitüerie BM ara-
sında bir konuydu, ABD fle
değiL Ekte, Yunanistan, tn-
giltere. Kıbns (Rum kesimi)
v« Türkiye'nin BM banş gû-
cüne destek veren pozisyon-
tan beurmıyor. EkteyoruiD-
suz olarak Türkiye'nin,
BM'nin banş gücünün fonk-
siyonunu her iki tarafla bir-
liktegdiştirrnesu>eirişkinifa-
deler\w au\«r. BM sözcüsü-
nün cuma günü betirttiği gi-
bi ne BM'nin ne de
ABD'nin, sadece Kıbns
Cumhuriyeti'ni (Rum kesi-
mini) tanıma konusundaki
tutumu değtşmiştirr
Foley, Türiaye ile Yuna-
nistan arasındaki sorunlann
çözümünde yönteme iüşkin
bır soru üzerine, ABD'nig
Ege sorunlannın çözümüy*
le ilgıli görüşlerinin geae)
olarak AB ile aynı doğnıltu-
da olduğunu belirttı Foley,
"Tfirkiye ve Yunanistan'a
aralanndakifarkhkk]ann&-
sd çözeceklerini dikte edecek
poasyonda değöiz. Biz, ara-
lanndaki farkuhklan çözâ-
me ulaşOrmalannı görmek
jstiyoruz" dedi.
Sözcü, taraflann aralann-
dakı sorunlan Lahey Adalet
Dıvanı ya da benzeri bir
uluslararası mekaıuzmaya
götûrme konusunda anlaş-
malan halinde, ABD'nin bu
anlayışa destek vereceğini
de bildirdı.
Çakmakoğlu, Almanya'nın, Leopard tanklannın satışı için insan haklan konusunu öne sürmesini eleştirdi
haklan farklı, tank farklı
DemirelKarkamış Barajı'nı açtı
BAHAR TANRISEVER
BE3dRŞ.\HlN
GAZÎANTEP - Cumhurbaşkanı
Sûleyman DemireL Gaziantep Kar-
kamış Barajı \e Hıdroelektrik Sant-
rah'run (HES) ılk iki birimıni işlet-
meye açtı. Demrrel, Türkiye'nin hu-
zur, bıriik ve düzenlik içinde büyü-
meye, kalkınmaya ve zenginleşme-
ye devam edeceğinı söyledi.
Demirel, Başbakan Yardımcısı ve
Enerii ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Cumhur Ersûmer ve Devlet Bakanı
Mustafa Ydmaz'la bırlikte dün Ga-
ziantep'e geldi. Demirel, burada bir
büyük iddianın yenı bu- safhasına ta-
nık olunduğunu söyledi. Kalkınma-
nın yolunun yatırvmdan geçtiğini
vurgulayan Demirel, yoksulluk ve
cahillikten kurtuünak için büyük
Atatûrk ün açtığı mücadeleyi bura-
ya kadar getirdıklenni anlattı.
33 yıl içinde üzerınde tesısler ku-
rularak buraya kadar getırilen Fırat
Nehn'nden halen 25 mılyar kilovat
saat elektnk alındığını, bunun Tür-
kiye'nin kullandığı elektriğin beşte
biri olduğunu kaydeden Demirel.
44
Buradakitoplantınınmaksadı,her-
kesin bir şe>i duyması, bilmesi ve
Türkiye'nin geleceğe güvenle bak-
masıdır" dıye konuştu.
Boşa akıp gıden suyun Türki-
ye'nin refahının hizmetine sunuldu-
ğunu anlatan Demirel, "Bu roedeni-
yetçilik ka\gası\dı" dedi. Demirel,
"Dc^letimizin, milletinıizin gurur
projesi oian GAP ilerlemeye de\am
edi>or. Ahdediyoruz. bu projeyi ta-
mamla\acağız'' dedi.
Deniırel, "Teşekkürler Fırat Sana
müteşekkiriz. Miletimize, ülkemize
verdiğin zarar bundan sonra hayra
tebdil olmuşrur" diye konuştu. De-
mirel, Türkiye'nin elektnği olursa
sanayileşmeye devam edeceğini, da-
ha çok insana ış olanağı çıkacagını
ve zenginleşeceğini söyledi.
Barajın sözleşme bedelinin 176
milyon dolar olduğu bildinldi. Tören
sırasında yöre halkı, ödenmeyen ka-
mulaştırma bedellerinden şikâyet-
lerine ilişkin pankartlar taşıdı.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli
Sa\r
unma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu,
Almanya 'nrn Leopard tanklannın satışı ko-
nusundaki ınsan haklannı öne süren tutumu-
nu eleştirerek "Tank ihaksinin insan hakla-
n fle ügüi \önünü ardanuş depiz. Leopard
tanklan zaten bizim silahlı kuvverlerirnizde
vanhr*' dedi. Almanya Sa\-unma Bakanı Ru-
dolf Scharping. tank satışı konusunun hassas
bir konu olduğunu, koalisyon hükümetleri-
nin bu konuda karannın olduğunu belutirken
"Savunma sanayü konusunda işbirliğimizi
üerletmek istiyonız" diye konuştu.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüse>in
Kıvnkoğlu, insan haklan ile tankprojesi ara-
suıda kurulan bağlantıyı bır türiü anlayama-
dığını söyledi.
Scharping, Çakmakoğlu'nun resmı konu-
ğu olarak dün Ankara'ya geldı. İkı ülke he-
yetleri arasındaki görüşmelerde Türk Silah-
lı Kuvvetleri'nın 8.5 müyar dolarlıktank iha-
lesi başta olmak üzere savunma sanayıinde
işbirliğı. Türkiye-AB ılişkıleri, Avrupa Gü-
venük ve Savunma Kimliği (AGSK) konu-
lan ele alındı.
Scharping, Ankara'daki temaslanna Baş-
bakan Bülent Ecevit'i ziyaret ederek başladı
Görüşmede Scharping'm, Ahnanya'nuı
AB'ye tam üyelik yolunda Türkiye'ye ver-
dıği desteğı ifade ederek Ankara'dan Kopen-
hag kriterleri doğrultusunda daha somut
adımlar atmasını istedıği öğrenildi Ecevıt'in
ise Türkiye'nin kriteriere uymak konusunda
bir zorluğu bulunmadığı yanıtını verdıği. an-
cak Türkiye'nin AGSK'den dışlanmasının
kaygı vericı olduğunu söylediği kaydedildi.
Görüşmede ana giindem maddesini
TSK'nın açtığı ve Alman fuTnalannın da ka-
tıldığı tank ve saldın helıkopterleri ihaleleri
oluşturdu. Çakmakoğlu'nun, özellikle tank
ihalesınde Almanya'nın tutumunu eleştire-
rek -Türkiye'nin sflah alacağı son ülke Al-
manya değiL Türkiye'nin savunmasınayöne-
fik gereksinimleri vardır ve bu gereksininıler
Arrnanya olmazsa başka bir ülkeden karşda-
nacakür" dedığı kaydedildi. Scharpıng'ın
ise Almanya'nın genel olarak insan haklan-
na duyarlı olduğunu, ancak Türkiye'ye bır
ambargo uygulamastnın söz konusu olmadı-
ğını söylediği kaydedildi Görüşmede Türki-
ye, Scharping aracılığıyla AB'ye "Türki-
ye'nin Avrupa güvenliğmdeıı djşlanamaya-
' mesajuu da verdi.
Görüşme çıkışında yapılan ortak basın
toplantısında Alman gazetecilerin sorusu
üzerine Çakmakoğlu, Türkiye'ye tank satı-
mının msan haklan koşuluna bağlanmak is-
tenmesını eleştirdi.
"Türtme stratejik partner'
Scharping de Türkiye'nin hem AB hem de
Almanya içın "stratejik partner" olduğunu
beurterek Türkiye ile savunma alanında iş-
brrliğini gehştirmeyı ıstedıklerini vurguladı.
TSK, bin tanklık ıhale kapsamında Alman,
Fransız, Amerikan ve Ukrayna'nm teklifle-
rini değerlendiriyor. Yaklaşık 8.5 mılyar do-
lar tutarındaki ihalenin 2000 yılı başında ke-
sinleşmesi beklenıyor. Almanya, TSK'nin
açtığı taarruz helikopteri ihalesinde de Fran-
sa ile brrlikte teklif verdi. Fransız-Ahnan or-
taklığı Eurocopter'in Tiger helikopteri ile
ihalede yer alan Almanya, 145 helikopteri
ortak üretimle gerçekleştirmek istiyor. Bu
ihalenin de gelecek yıl kesinleşmesi bekle-
niyor Scharping'in Çakmakoğlu ile görüş-
mesi sırasında Alman gazetecilere Bakanlı-
kta milli güvenük konusunda brifıng verildi
Avrupa Sosyalist Partisi'nin başkanı olan
Scharping, akşam saatlerinde ÇHP lideri Al-
tan Öymen'i ve Kıvnkoğlu'nu ziyaret etti.
Kıvnkoğlu görüşmede, AGSK'yi günde-
me getirerek, Türkiye'nin duyduğu rahatsız-
lığı dile getirdi. Scharping'in buna karşılık
Türkiye'nin dışlanmadığını, Batı Avrupa
Birligi (BAB) müktesebatının geçerli oldu-
ğunu söylemesi üzenne, Kıvnkoğlu'nun,
BAB müktesebatının Helsinki zirvesinde ge-
çersiz kılındığının altuu çizdiği belirtildi.
Kıvnkoğlu'nun, insan haklan ile tank proje-
si konusunda bağlantı kurulmasına tepki gös-
terdığı kaydedilirken "iki ülke arasmdald si-
lah ahsverişinin bebru obylarbı kesintr,e uğ-
ramanıasıgerektiğini" \ıırguladığı, böyle ol-
ursa Türkiye'nin alternatifkaynaklara yöne-
lebileceği mesajuu verdiğı ıfade edıldi.