Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 10ARALJK1999CUMA
HABERLERIN DEVAMI
f jGUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
B Baştarafı 1. Sayfada
Aımlanyla ilgili.
* 1983'ün üzerinden onca yıl geçmesine karşın
özel finans kurumlarının çalışmalarını denetim al-
tına alacak kurallar getirilemedi.
özel finans kurumlarının babası Turgırt Özal,
1983 yılında tek başına iktidara geldiği zaman, ilk
icraatı bu kuruluşları rahatlatacak bir karamame
!
^ıkarmak oldu.
'"' Cumhuriyet'te rahmetli Uğur Mumcu. özal'ın
bu icraatı altında yatan asıl gerçeği yazılarında
açıkladı.
' Mumcu; Turgut Özal'ın, kararnameyi bu tür ku-
ruluşlann başmda bulunan veya ortağı olan kar-
deşi Korkut Özal'ı korumak amacıyla çıkardığı-
nı kanıtladı.
Bugün de geçerli olan kurallan tam 16 yıl işle-
di: Türiü yararlar ÖFK'lere dokunulmasını engel-
ledi.
'*•*' Başta Mesut Yılmaz'ın, hatta Başbakan'ın ve
de dâhi Cumhurbaşkanı'nın artık fazla önemse-
'' medikleri 28 Şubat uyarilarını, kimileri anımsadı.
Bakanlar Kurulu, TBMM'ye gönderdiği Banka-
lar Yasası'ndaki degişiklikleri içeren yasa tasan-
sına ÖFK'leri bankaya dönüştüren hükümler koy-
du.
Bakınız şimdi; bu noktadan sonra hükümette-
ki uyum nedir, ne degildir veya neye bağlıdır. ÖFK
sorunu ile bir kez daha ortaya çıktı.
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz öyle bir
celallendi ki; tasarıya ÖFK'lerle ilgili hükümleri
- bürokratlann yerleştirdiğini savladı.
Yani? Şu ki efendim, hükümete dışardan hük-
ı üçüncü ortak muhterem Mesut Yılmaz'a
"göre, Bakanlar Kurulu'na gelen tasanda ÖFK ile
İlgili bir hüküm yoktu.
Ama tasarı kuruldan geçtikten sonra -adlannı
' vermediği- bürokratlar veya gizli bir el anılan hü-
kümleri tasanya alıvermişti.
Bu kıvrak gerekçeyle ANAP. bakanlannın da
yer aldığı Bakanlar Kurulu'nu ÖFK'yi bankalaştı-
racak girişimden soyutluyor.
Rezaletin ikinci perdesi
i' Evet ama, devletin bir numaralı bürokratlannı
• Bakanlar Kurulu'ndan geçen tasanya gizlice ye-
t- ni ve önemli bir ek yapmakla suçluyor.
Bir başka karşı gerekçesi daha var Yılmaz'ın:
''• ÖFK'ler bizim malımız demeye getiriyor. 1983'ler-
• de Turgut Özal sanki çok sağlıklı bir mali düzen
-\- getirmiş gibi, ÖFK'leri ANAP'ın başarı hanesine
koyuyor.
Tabii bu gelişmeler 28 Şubat kararlannın par-
• tisine seçim kaybettirdiğini ifade eden görüşleri
' yönünde ele alındığı zaman; Mesut Yılmaz'ın ir-
ticayı beslediği öne sürülen Islami sermayeyi kol-
lamak gibi bir siyaset izlediğini akla getiriyor.
Önce Kuran kurslan ile Islamcı kesimin üzeri-
ne gittiği 8 yıllık kesintisiz eğitimi deldi ve şimdi
Islam seımayesine göz kırpıyor.
Bu politikanın Yılmaz'a ve partisine ne kazan-
dıracağını ilk seçimde göreceğiz.
,- ANAP ÖFK'lerin bugünkü statüde kalmasında
,* o kadar kesin kararlı ki, bu kurumlarla ilgili istek-
V leri yerine getirilmezse hükümete karşı. muhale-
.-, fetle işbirliği yapacağını duyurdu.
_,. Tasan Bütçe Komisyonu'nda görüşülürken hü-
j- kümet adına konuşan Devlet Bakanı Recep Ö-
M
, nal, yaraya tuz ekti ve "istenırse, ÖFK'lerle ilgili
.->. hükümleri tasandan tümüyle anndırabilecekJeri-
jl,n/" söyledi.
,^p Işte olay işte uyum!
-u Komisyona büyük kadro ile katılan FP ile
-o ANAP'ta sevinç...
j»" Heyhat! Ağır suçlamaları göğüslemeden sine-
t ye çekip sindiren hükümet ve kuşkusuz laik cum-
-*« huriyet böyle bir darbeyle sarsıldı.
ü- Yaşasın böylesi uyum.
y Ya da uyumsuzluk!
Cıi
Enerjide geriye döntik tahkîm
• Baştarafı 1. Sayfada
Kamu hizmetleri ile ilgili imti-
yaz şartlaşma ve sözleşmelerinden
doğan uyuşmazlıldarda uluslara-
rası tahkim yolımu açan ve Danış-
tay'ın roiünü "dûşünce bildirme-
ye" indirgeyen anayasa değişikli-
ğine uyum sağlamak için hazırla-
nan Danıştay Kanunu ve tdari Yar-
gılama Usulü Kanunu'nun bazı
maddelerinde değişiklik yapılma-
sına daır kanun tasansı dün Ada-
let Komisyonu'nda görüşülecekti;
ancak, Adalet Komisyonu Başka-
nı Emin Karaa, Adalet Bakanı
Hikmet Sami Tûrk'ûn katılama-
ması nedeniyle toplantıyı bugüne
erteledi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Baka-
nı Cumhur Ersümer'in ısteği doğ-
rultusunda görüşmeler sırasında
tasanya bir geçici madde eklen-
mesi için önerge verileceği öğre-
nildi. Edinilen bilgiye göre, bu
madde ile "1.1.1998'den sonra im-
zalanan imtiyaz şartlasma ve söz-
leşmelerinden doğan uyuşmaziık-
lar için de uluslararası tahkime gi-
dikbilmesi" yolunun açılması
planlamyor.
Bu durumda, tahkim düzenle-
mesi, o dönemde geçerli olan, he-
nüz değıştınlmemiş anayasaya ay-
kın olmasma karşm geriye dönük
olarak işletilecek. Bu düzenleme
özellikle 1 Ocak 1998'den sonra
sözleşmeleri yapılan enerji dağı-
tım şebekelerini kapsayacak. Ba-
kanlık enerji dağıtım ihalelerinin
sözleşmelen Danıştay'dan geçen
şirketlerle hâlâ devir işlemini yap-
mamıştı. Burada şirketlerin parasal
sıkıntılan olmasının yanmda tah-
kim düzenlemesini sözleşmelere
yerleştirme isteğinin de etkili oldu-
ğu belirtilıyordu. Konulacak geçi-
ci maddeyle 1 Ocak 1998'den be-
ri yapılan sözleşmelere talıkim dü-
zenlemesi konulması sağlanırken,
DPT'nin tahkim uyansı dikkate
bile alınmıyor. DPT tahkim için
anayasa değişikliği görüşülürken
yaptığı uyanda, sözleşmelerin ye-
ni duruma göre yeniden gözden
geçirilmesini istemişti. Şirketler
tahkim yokmuş gibi risk maliyeti-
ni yûksek tutarak kamuyla sözleş-
me yapmışlardı.
DPT'nin uyansı dikkate alınma-
dığı gibi, konulacak bu geçici
maddeyle şirketlere hem tahkim
yokmuş gibi yûksek kaynak akta-
nmı yapılacak hem de tahkim ola-
nağı sunulacak.
Malki cinayeti
Çağlar
ifade
verdiİstanbul Haber Servi» -
Işadamı, eski Bursa DYP
Milletvekili Cavit Çağlar,
Nesim Malki cinayeti soruş-
turması kapsamında İstan-
bul DGM'de 3.5 saat ifade
verdi.
Beşiktaş'taki tstanbul
DGM binasma saat 09.25 'te
Mercedes marka siyah bir
otomobille gelen Cavit Çağ-
lar, Malki cinayetinin "çete"
boyutuyla ilgih soruşturma-
yı yürüten DGM Cumhuri-
yet Savcısı Ayknt Cengiz
Engin'e yaklaşık 3.5 saat
ifade verdi. Çağlar, saat
13.00 sıralannda. herhangi
bir açıklama yapmadan 34
CCF 34 plakah otomobille
DGM'den aynldı. Çağlar'ın,
Nesün Malki cinayetine iliş-
kin soruşturmadakı hukuki
durumunun, soruşturmanın
tamamlanmasından sonra
behrleneceği kaydedıldi.
İş üişkileri
Kamuoyuna yansıyan bil-
gilere göre Nesim Malki,
Çağlar'ın ürertiği ipliğin ta-
mamını pazarhyordu ve
Çağlar'a nakıt sağlayan ban-
ka ışlevi görüyordu. Ancak
aralanndaki anlaşmaya kar-
şın, oğlu Mustafa Çağlar, el
altından Malki cinayetinin
azmettiricisi olduğu iddia
edilen Erol Evcfl'e de iplik
satıyordu. Bu şekilde iplik
pazanna giren ve Malki'yle
tanışan Evcil, daha sonra
Malki'ye trilyonlarca üra
borçlandı. Evcil, Malki ci-
nayetmden arandığı sırada
Cavit Çağlar'la ilişkisinin
sürdüğü öne sürülmüştü.
Anadohı yakasmdald ilçe beledhe başkanlanmn bir araya geldikleri ilk toplanOda ulaşım sorunu irdekndL
'Sorurüarımızgözardı edütyor'
tstanbul Haber Servisi - lstanbul'un Anadolu
yakasındakı ilçe belediye başkanlan, sorunlannın
bugüne dek siyasi iktidarlar ve büyükşehir
yönetimlerince göz ardı edildiğini öne sürerek
Kadıköy'de bir araya geldiler. Anadolu yakasmın
ulaşrm sorununun irdelendiği toplantıda başkanlar,
deprem öncesi ve deprem sonrası alınacak önlemler
için, belediyeler arasında koordinasyon sağlanmasuıı
kararlaştırdılar. Kadıköy Belediyesi'nde
j . .şerçekleştirilen toplantıda açılış konuşması yapan
" ' Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, ilçe
sorunlannm birbiriyle entegre olmalanndan dolayı
benzerlik gösterdiğini belirtti. Öztürk. "Biz ilçe
, belediyelerinin, partamento, merkezi yönetün ve
büyükşehir belediyesi ile sorunlannuz var. Mali
proMemlerinnzin yanı sıra idari ve hizmet yönünde
sorunlannuz var. Merkezi hükümet üyelerinin baskıcı
zihnryeti, anlayışı var. Bu ortak süanb-." diye konuştu.
1965'ten ben lstanbul'un Anadolu yakasının ihmal
edildiğini kaydeden Öztürk. kongre ve kültür
merkezleri, spor kompleksleri, raylı sistem. metro gibi
önemli yatınmlann sadece Avrupa yakasına
yapıldığım savundu. Maltepe Belediye Başkanı
Bahtiyar Uyanık ise 1580 sayılı Yerel Yönetimler
Yasası'run değiştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Uyanık, deprem vergisi yasasıyla arttınlan emlak
vergilerinin, yerel yönetimlerce toplanmasına rağmen,
devlete verilmesini eleştirdi.
Üsküdar Belediye Başkanı Ydmaz Bayat da, yerel
yönetimlerin içınde bulunduğu sorunlann asj
nedeninin ilgili yasa olduğunu savundu. Bayat,
sorunlann çözümü için "Anadolu yakası belediyeler
birtiğT kurulmasıru istedi.
Toplantıda, E-5 Karayolu için büyükşehir belediyesi
ve Karayollan Genel Müdürlüğü'nün birlikte
hazırladığı projelerin değerlendirilmesi ve Anadolu
yakası temizlik ışleri ekiplerince, 22 Aralık'ta E-5
Karayolu'nun baştan sona temizlenmesi kararlaştınldı.
Beykoz Belediye Başkanı Alaaddin Köseier, Pendık
Belediye Başkanı Erol Kaya, Ümraniye Belediye
Başkanı Mehmet Bingdl, Kartal Belediye Başkanı
Mehmet Sekmen ve Adalar Belediye Başkanı Coşkun
Özden'ın de katıldığı zirvede başkanlar, 18 Ocak
2000'de Anadolu yakasındaki "sosyal ve kültürel
faaliyetler'" konusunu tartışmak amacıyla tekrar bir
araya gelmeyi kararlaştırdılar.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
1 - Hafta ortasından beri Türkiye'nin gözü Helsin-
ki'den çokAtina'da. Son iki gündürAnkara-Atina hat-
tında gidip gelen haberler net açıklamanın 12"ye 5 ka-
la yapılacağını gösteriyor. AB, Simrtis'in ülkesine ra-
hat dönebileceği sihirli birkaç sözcükle, Türkiye'nin
"Istediğim buydu" diyeceği tümcelerden bir demet
yapmaya çalışıyor. önceki gün akşam saatlerinde An-
kara'ya, Atina'dan yeni haberlerin geleceği duyurul-
du. Dışişleri bu bağlamda mesaisini de biraz uzattı.
Ancak olmadı!
2- Yunanistan yönetiminin, AB ülketerinin ve
ABD'nin oluşturduğu çemberi yarması zor. Dışişleri
Bakanı Yorgo Papandreu'nun Türk yetkililerine ka-
yrt dışı yaptığı değerlendirmeler, Yunanistan'ın da son
dakikada "evet" diyeceği yönünde. En büyük şansı,
görevi Pangalos'tan devralması olan Papandreu bu
şansını daha da ileri götürdü, cesur adımlar attı. An-
cak, Helsinki'de Yunan iç kamuoyunu ve iktidar par-
tisinin içini rahatsız edecek sonuç çıkması halinde ilk
kellesi gideceklerin başında Papandreu gelir.
3- Kim ne derse desin, zirveden çıkacak sonuç,
Türkiye iç politikası için de malzemedir. Ama başta Dı-
şişleri Bakanı Ismail Cem olmak üzere hükümetin
hamasi demeçlerden kaçınması olumlu bir durum.
önceki hükümetler döneminde olsaydı, havai fişek-
ler bile hazııianırdı.
4- Clinton'm Türkiye'de "bizden biri" diye yorum-
lanması, Yunanistan'da "Hepimiz Yunanlıyız" sözle-
riyle alkışlanması, Ege'nin iki yakasında iklimi yumu-
şattı. Bu ziyaretten kısa bir süre sonra açıklanan ra-
kamlar, Türkiye ile Yunanistan'ın ABD'den en çok si-
lah satın alan ülkelerin arasında olduğunu gösterdi.
21. yüzyılda savunma sanayimiz ABD'ye, avunma sa-
nayimiz AB'ye bağlıymış gibi bir görüntü ortaya çıkı-
yor. Helsinki zirvesinden sonra bu durum biraz daha
açıklık kazanacak.
5- Açıklık kazanacak derken Avrupa Güvenlik ve
Savunma Kimliği'nden (AGSK) söz ediyoruz. Yazının
başında vurguladığımız üç kimlikten biri olan savun-
mada AB, NATO'nun dışında bir örgütlenmeye gitmek
istiyor. Dünyanın küçüldüğünü, küçük bir köy haline
geldiğini söyleyen AB, askeri alanda şöyle bir hedef
belirledi:
"Dünyanın herhangi bir yerine müdahale etmek
gerekirse elimde 50-60 bin kişilik bir ordum olsun!"
Kısaca Avrupa Ordusu diye anılan bu yeni örgüt-
lenmenin bütün kurumlan henüz oluşmadı. Türkiye
karar mekanizmalarında yer almazsa, NATO'dan da-
ha geri bir pozisyonda kalınz. Buradaki rolümuz aday-
lık kadar büyük önem taşıyor.
Bu projenin öncülüğünü NATO'nun askeri kanadın-
da yer almayan Fransa yapıyor!
Rusya - Çin yakınlaşması
6- Dünyanın AB'den ibaret olmadığını ortaya koyan
bir haber dün Pekin'den geldi. Rusya Devlet Başka-
nı Boris Yertsin Çin'i ziyaret ediyor. Yeltsin, Çin Dev-
let Başkanı Jiang Zemin ve Başbakan Zhu Rongji
ile görüştü. Yeltsin'in demecinden birkaç tümce ak-
taralım:
"Anlaşılan, Clinton, Rusya'nın ne olduğunu unut-
tu. Rusya tam kapasite nükleer silaha sahiptir. Clin-
ton 'a nasılbirdünyadayaşamakta olduğunu unutma-
masını bildirmek isterim. Çok kutuplu bir dünya her
şeyin temelidir. Bu konuda Çin'le anlaştık..."
Çinliler 1990'larda Sovyetler'in çöküşünü, Çin'in
kendi sistemi içinde dönüşümünü anlatırken şöyle
derler <
"Sovyetler çok konuştu, yapamadı; biz az konuş-
tuk, yaptık!"
Bu iki güç, AB zirvesinin hemen öncesinde "Bizde
dünyada yaşıyoruz, ama başka kutuplann insanıyız"
diyor!
7- Yukandaki madde, Clinton'm Türkiye aşkını an-
latan unsurlardan biri. Yeniden oluşan bu dengeleri iyi
kullanırsak hem dünyadaki yeni örgütlenmelere daha
iyi ayak uydurabiliriz hem de bölgemizde belirleyici
olabiliriz. Nükleer enerjiden savunmaya, ekonomiden
dış politikaya, tümüyle ABD'nin politikalanna evet der-
sek... Yeni bir türkü yakmaktan başka işimiz kalmaz:
önde Bill, arkada Hillary.
Haydi Türkiyem ileri!
ilslamcı sermaye 2 yıl rahat
Baştarafı 1. Sayfada
jde tasfiye edilmelerimn Bankacı-
Düzenleme ve Denetleme Kuru-
lu'na bırakjlmasuu kararlaştırdı.
• ANAP Genel Başkanı Mesut Yü-
kıaz'ın "Ozel finans kummlannı ka-
patnrmam*' çıkışından sonra. gelecek
hafta. bütçeden önce çıkanlması plan-
lanan Bankalar Kanunu'nda değişik-
lik yapılmasına ilişkin kanun tasansı
•' Sçin dün gece yansına kadar sıkı bir
n
^>azarlık yürütüldü. TBMM Plan ve
3f
Bütçe Komisyçnu içınde oluşturulan
-°alt komisyon, ÖFK'ler konusunda ara
-"bir formül oluşturdu.
-r tki yıl içinde bankacılık sistemine
-^girmeyen ÖFK'lerin kapatılması yet-
s'kisi, Bankacılık Düzenleme ve Denet-
^•leme Kurulu'na verildi. Önceki gün
i'loluşturulan alt komisjonun çalışma-
:itennı aynı güntamamlanıası ve dün de
tasannın komisyondan geçırilmesı
-•planlanırken pazarlıklann uzaması
ii!*edenıyle bu takvime uyulamadı.
uğ Alt komisyonun önerileri ve rapo-
niu bugün üst komisyonda ele alına-
-zeak. TBMM Genel Kurulu'nda önce-
-;ki gün SPK tasansı görüşülürken
Devlet Bakanı Recep Onalın genel
kurulda oturmayarak alt komisyonpa-
zariığına katıünası eleştiri konusu ol-
du. Muhalefet partilerinden bazı mil-
letvekilleri, tasanyla ilgili çeşıtlı soru-
lar yöneltirken hükümeti temsilen
Çevre Bakanı Fevzi Ayteldn'in genel
kurulda bulunması ve sorulan yazılı
olarak yanıtlayacağuıı bildirmesi tar-
tışma yarattı. Birleşimi yöneten
MHP'h TBMM Başkanvekih Murat
Sökmenoğlu da, "Çevre bakanı,
SPK'deeen anlamaz diye bir kural
yok. Hükümetisayın bakan temsiledi-
yorr
dedı. Bu arada, TBMM Plan ve
Bütçe Komisyonu'nda alt komisyo-
nun topjantısı sürdü. Devlet Bakanı
Recep Önal, önceki gün özel finans
kurumlanyla ilgili düzenlemelerde ıs-
rarlı olmadıklânnı, bu düzenlemenin
metinden çıkanlabileceğini bildirdi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyo-
nu'nun DSP'lı Başkam Metin Şahin
ise "Bir yanhş «nlaylma söz konusu.
Özel finans kurumlan da bankalarm
tabi olduğu denetim esaslaruıa tabi
olacak. Kapaülmalan söz konusu de-
ğil,amabankaya dönüşebilecekler. Biz
özel finans kuruluşlan temsikileriyle
de konuştuk, onlann da bu düzenle-
meye iürazı yok
r
dedi.
Altkomisyon üyesi Aydm Ayaydm.
tasanda yer alan "tasfiye"ye ilişkin
düzenlemenin yasada boşluk doğura-
cağını söyledi. Aydm Ayaydın, "Tas-
fiye iki şekilde olur. Ya şirket iflas ed-
Bakanlığa bilgi verilecek
DSPde irtica soruşturması
ANKARA (Cıunhuriyet Bürosu) - DSİ
Teknik Araştırma ve Kalite Konrrol
Daire Başkanlığı'ndakı irticai
faaliyetler soruşturmasının
genişlerilerek yürütüldüğü bildirildi.
Soruşturmamn sonucundan Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile
Başbakanlık'taki "flgfli mereiye'' bilgi
verileceği kaydedıldi Cumhunyet'ın
"DSİ'de'lrticajı Örtbas Çabası"
başhklı haberinin ardından bu
kurumdaki personelin irticai
faaliyetleri hakkında yürütülen
soruşturmarun genişletildiği belirtildi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 'nca yapılan açıklamada,
Teftış Kurulu Başkanı Tuğrul
Tarhanın şu bılgileri verdiği
kaydedildi: U
DSI Genel Müdüriüp
Teftiş Kurulunca &&1999,8.10.1999
ve 3.12.1999 tarihinde baştatdan
incelemeler, basmda yer alan haberler
de göz önünde bulundurakrak bugün
itibanyla başkanlığım ve anılan gend
mâdörlük tefüş kurulu başkanjnm
koordmatöriüğfinde 3 genel müdürtük
müfetöşinden mûteşekkfl bir heyet
marifeOyle yütûrülmekte olup neticesi
makamlanna ve Başbakanbğın ilgili
mercüne arz edilecektir.'"
er ya da şirket genel kurulu toplanır,
tasfiye karan aur. Peki genel kurul tas-
fiye karan ahnazsa ne olacak? Bu ay-
nno tasanda düşünütmemiş" dedi.
. Alt komisyonda, tasannın, Banka-
cılık Üst Kurulu üye adaylan arasın-
da en az "5'inin bankacılık alanın-
dan" olması zorunluluğunu "en az3"
olarak değiştirdi. Yapılan değişikliğe
göre, Bankacılık Üst Kurulu üyeleri,
en az 3'ü bankacılık olmak üzere, fi-
nans alanında en az 12 yıl deneyim sa-
hibı, uzman. denetim elemanı. yöne-
tici ve öğretim üyesi adaylar arasında
ilgili bakanın önerisi üzerine Bakan-
lar Kurulu'nca atanacak 7 kışıden olu-
şacak.
Alt komisyonda yapılan bir başka
değişiklikle de, üst kunıl üyeliğinden
aynlanlar için tasanda 1 yıl olarak ko-
nulan, "denetim yapbğı kunıluşlarda
görev alamama" zorunluğu 3 yıla çı-
kanldı. Buna göre, kurul üyeleri, gö-
revlerinden aynhnalannı izleyen 3 yıl
içinde yasa kapsanuna giren kuruluş-
lan, kurum nezdinde temsil edeme-
yecekler. Alt komisyonda tasannın,
"doiayhkrediverikne" esaslannınbe-
lirlenme yetkısıni üst kurula veren 4.
maddesine ANAP'lı Aydın Ayaydm
muhalefet şerhi koydu. Mevcut yasa-
da, "dolayh pa> sahipliği, dolayh kre-
divedoiayhistirak tanunla-
n ile gayri nakdi kratikrin
dikkate ahnma oranlan-
nın'' yasayla belirleneceği
hükme bağlanırken tasan-
da üst kurula bırakılıyor.
Komisyonda, tasannın bu
maddesinin anayasaya ay-
kın olduğunu dile getiren
Ayaydın'm, "Anavasa
MahkemesiUin 1995'te
verdiği karar uyannca, ka-
nunlarda belirtilmeyen suç
için ceza verilemeyeceği
hükme bağlanmışur. Bu
maddeyle bütün yetkiler,
doiayısıyla ceza verme yet-
kisi de kurula bıraküryor.
Kanunda tanımlanmayan
bir suç için üst kurul nasıl
ceza kesecek?" diyerekbu
maddeye muhalefet şerhi
koyduğu öğrenildi.
Orman yağtnasına yasal kılıf
ANKAR4 (Cumhuriyet Bürosu)
- Vakıf üniversitelenne orman ara-
zisi tahsisiyle ilgili düzenlemeleri
içeren yasa tasansı TBMM Plan ve
Bütçe Komisyonu'nda kabul edildi.
Anayasa Mahkemesinin ve Danış-
tay'ın kararlanna aykın olarak or-
man arazisi üzerine kurulan bazı va-
kıf üniversiteleri, tasanya eklenen
geçici madde ile yasal dayanağa ka-
vuştular.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyo-
nu'nda yasa tasansı, hazırlanan alt
komisyon raporu çerçevesinde gö-
ruşüldü. Alt komisyon raporunda in-
celeme yapılan Koç ve Sabancı üni-
versitelerinden övgüyle söz edilir-
ken bazı komisyon üyelen bu ko-
nuyla ilgili eleştiriler yönelttiler. Alt
komisyon başkanı DSP Kırklareli
Milletvekili Necdet Tekin. şimdiye
kadar bazı vakıf üniversitelerinin,
tahsis edilen arazileri amaç dışı kul-
landıklannı. ancak yapılacak yasal
düzenlemeyle bu yöndeki şaibelere
son verileceğini savundu. Komisyon
üyelerinden ANAP'h Aydın Ayay-
dm da vakıfümversiteleri konusun-
da YÖK'ün uygulamalanndan şikâ-
yetçi olarak "Hangi vakniara uni-
versite kurma izni verileceğinin kıs-
tası yok. YÖK Başkanı Kemal Gü-
rüz'ün istemediği hiçbır vakıf, üni-
versite kurma ızni alamıyor. YÖK
kimsenin babasuıın çiftlıği değil"
diye konuştu.
FP İstanbul Milletvekili AB Coş-
kun da YÖK Başkanı 'na benzer
eleştiriler yönelterek "YÖK Başka-
nı Idşisel tutkulan veya biryerierden
aküğı talimata göre aymncıkk \-apt-
yor. Koçve Sabancı üniversitelerinin
kurulması aşamasında YÖK'ün tu-
tumu çok tepki görmüştür" dedi.
FP'Iı Ce\at Ayhan, vakıf üniver-
sitelerine değil, orman arazilerinin
yağmasrna karşı olduklanm savun-
du. Bilkent Üniversitesi'nin kurul-
ması için tahsis edilen araziye lüks
konutlar, oteller yapıldığmı kayde-
den Ayhan, "Türldye'de güçlülerin
hukuku var. Bu güçhîlerin hukuku
istediğini yapar; isterse cumhurbaş-
kanuıa temel atunr" diye konuştu.
Kendisinin Bayuıdırlık Bakam ol-
duğu dönemde Danıştay'm Koç
Üniversitesi'ne yapılan arazi tahsi-
sinin aleyhinde karar verdiğini ve
bu karan dikkate alarak tahsisi dur-
durduğunu anlatan Ayhan. "Ancak
benden sonra geien bakan, tekrar i-
mar tadilatı yapmış ve arsa tahsis
edihniştir. Hukıik >ahuzca gariban-
lar için var. Ama güçlüler için >t>k-
Onlar hukuku kendiieri yapar, ken-
dileri tapariar" dedi. Cevat Ayhan,
alt komisyon raporunda Koç ve Sa-
bancı üniversitelerine övgüler yağ-
dınldığını belırterek "Gayet güzel
herşe>i yakuztariar, ama hukuka a>-
kındır" görüşünü dile getirdi.
FP'li Nazhftcakda yasal dayana-
ğı olmadan orman arazileri üzerine
açılan vakıfüniversitelerinin yaban-
cı üniversiteler ayannda ouıiasımn
sonucu değiştiremeyeceğTni söyledi.
Ilıcak, "Şimdi Cumhurbaşkanı De-
mirel'e bir suikast >apüsa ardından
yerine Clinton gibi genç aküh biri
gebecumhurbaşkanı secOseozaman
ortadaki cinayeti unutup sonucuna
Creenpeace raporu basına açıkladı
Hükümete rüzgârenetjisiçağnsı
İstanbulHaberServisi- Greenpeace Akdeniz - Tür-
kiye Enerji Kampanyası Sonımlusu MeMa Kesldn,
hükümeti, enerji sorununun çözümünde rüzgâr ener-
jisi gibi tehlikesiz. ucuz ve daha kısa sürede devTeye
sokulabilecek altematifleri benimsemeye çağrrdı.
Greenpeace, Avrupa Rüzgâr Enerjisi Birliği ve
Enerji Gelişme Forum'u ile birlikte yayımladıklan
2020 yılına kadar dünya elektriğinin yüzde 10'unu
rüzgârenerjisi ile üretmeyi hedefleyen "Rüzgâr Ener-
jisi- Yüzde 10" adlı raporu, dün tstanbul Teknik Üni-
versitesi Maçka Kampusu'ndadüzenlenentoplantıy-
ia açıkladı.
Toplantıda konuşan Melda Keskin, Türkiye'nin
karşı karşıya olduğu enerji sorunlann eneni verimli-
liği ve yenilenebilır enerji kajoıaklanyla çözülebile-
ceğini belirterek. şöyle devam etti: "Yenflenebilir
enerji kaynaklan, bir kaç yıl gibi kısa sürede devreye
sokulabikcek özeflik (aşımaktadır. Nükleer reaktör-
leriseyaldaşıkon yılda tamamlanabihnekte, geriöde-
me süresi oiarak da bu sürenin Ud kaona ihtiyaçduy-
maktadu-." Nükleer iobınin asılsız ıddialarla çağı ka-
panmış bir teknolojijı pazarlamak için baskı yapft-
ğını belirten Keskin. rüzgâr enerjisi gibi yenilenebi-
lir kaynaklann yararlannın ortaya çıkmasma karşm,
"nükteer ihale takmüsı"'mn sürdürühnesinin ekono-
mik ve çevresel açıdan anlamlı olmadığını ifade etti.
Uluslararası Greenpeace Vakfi Enerji Çözümleri
Bölümü Başkanı Dr. Karl MaDon. rüzgâr enerjisinin
2020 yıhna kadar dünya elektriğinin yüzde 10'unu
sağlayabileceğini, 1.7 milyon kişiye iş alanı yarata-
cağını ve 10 miryar tondan fazla karbondioksit yayı-
umım engelleyeceğini söyledi. "Rüzgâr Enerjisi-
Yfizde 10 Raporu"nun Avrupa'nın bugün tükettiği
elektnkten daha fazlasmı üretecek toplam 1.2 milyon
megavat rüzgâr kapasıtesinindünya çapmda 2020 yı-
Irna kadarkurulabileceğini gösterdiğini saMman Mal-
lon, "Rüzgâr endüstrisL bir siyasi irade iledesteiden-
diği takıMrde çözümsüz tehlikeli atıklar yaratmadan
ekonomikvegüçhl birenerji kaynağı olabihr" diye ko-
nuştu.
ı sevinecek miyiz? Burada da
onnan arazilerinin katJedilmesi söz
konusudur" dedi. MHP Çankın
Mıllervekilı HaJdaDuran. hukukun
bir kenara ıtıldığını ve cumhurbaş-
kanının, katıldığı bir törenle yasal
dayanağı olmadan üniversite teme-
li attığım belirterek, "Cumhurbaş-
kanı Köşk arazisini ne zaman üni-
versitelere tahsis edecek, merak edi-
yorum" diye konuştu.
Tasanmntümü üzerindeki konuş-
malanrf tamamlanmasmdan sonra
maddelerine geçildi. Komisyonda
kabul edilen tasanyla vakıflara üni-
versite kurmalan için en çok 49 yıl-
lığına. Bakanlar Kurulu tarafindan
belirlenecek bedel karşılığmda or-
man arazisi tahsis edilebileceği hük-
mü getirildi. Vakıflar Orman Bakan-
lığı'nın göstereceği bir alanı ağaç-
landırmakJa yükümlü olacaklar. Va-
kıf üniversitelerine, öğrencilerinin
yüzde 15'ine burs verme koşulu da
getirildi. Tasanya göre vakıflar, tah-
sis edilen araziler üzerinde konut ya-
pamacaklar; yapılmış olan lojman-
îan öğretim üyeleri dışında hiç kim-
seye tahsisi edemeyecekler. Eğitim
ve öğretim amacı dışında tıcan
amaçlarla bina ve tesis yapamaya-
caklar. Bu koşullara uymayan üni-
versitelere tahsis edilenarazilerüze-
rindekilerle birlikte Hazine'ye dev-
redilecek. Tasanda vakıf üniversite-
lerine yapılacak devlet yardımıyla
ilgili düzenlemelere de yer verildi.
Buna göre bu üniversitelere yapıla-
cak devlet yardımı devlet üniversi-
telenne yapılan yardımın öğrenci
sayısına bölünmesıyle elde edilecek
miktann vakıf üniversitelerinde
okuyan öğrenci sayısıyla çarpımı
sonucu bulunacak mıktan geçeme-
yecek.
Tasanya eklenen geçici madde ile
yasal dayanağı olmaksızın açılan va-
kıf üniversitelerinin durumu da
açıklığa kavuşturuldu. Tasanda be-
lirtilen koşullara uymalan dunı-
munda daha önce açılan üniver-
sitelere Bakanlar Kurulu'nca belir-
lenecek bedeli ödemeleri durumun-
da kullanım hakkı tahsisi yapılacağı
kaydedildi.