25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1OARAUK1999CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Emlak Bankası Binalar 70bin dolara incelendi İstanbul Haber Servisi - DSP istanbul Milletvekili Ahmet GâzeL deneyimli mü- hendîs, mimar ve teknik ele- manlara sahip olan Emlak Bankası 'oın deprem bölge- sindeki şube ve lojmanlannı kendi elemanlan yerine, bir vakfa 70 bin dolar ödeyerek incelettirdiğini öne sürdü. Milletvekili olmadan önce Emlak Bankası'nda Sinanoba Kontrol Amiri olarak görev yapan Ahmet GüzeK önceki gün Emlak Bankası'ndan so- runüu Devlet Bakanı SadiSo- muncuoğlu tarafından sözlü olarak janıtlanması istemiy- le TBMM'ye verdiği soru önergesinde konuyu dile ge- tirdi. Güzel, Emlak Banka- sı'nda çalışan mımar, mühen- dis ve teknik elemanlann de- neyimleri nedeniyle 17 Ağus- tos'ta meydana gelen dep- remle ilgiü tespitlerde bulun- mak üzere Izmit, Gölcük. Ya- lova ve Sakarya'da görevlen- dirildiklenni hatırlatarak ban- kada görev yapan teknik ele- manlann kendi bınalannı in- celeyemeyecekkadarbilgı ve deneyimden yoksun iseler ne- den deprem bölgesinde gö- revlendirildiğini sordu. Güzel, bankanın mühendıs ve mimarlanna inceiettiril- meyen binlann bir vakfa 70 bin dolar ödenerek incelettı- rildiğini öne sürdü. Güzel, banka tarafindan yapılıp saü- lan binalann inceleme kapsa- mına alınıp alınmayacağını da soru olarak yöneltti. Gü- zel, soru önergesinde, Emlak Bankası Genel Müdürlüğü ta- rafından 17 Ağustos depre- minden sonra gönderilen im- zasız bir duyuruda satılan bi- nalardaki üstün inşaat kalite- sine vurgu yapıldığını belirte- rek devlet memuriyeti ciddi- yetiyle bağdaşmayan imzasız duyunı gönderen banka yö- netimi hakkında soruşturma agtlıpı açılma\ acagının da Dçvk* Bakanı Sadı Somun- coğlu tarafından yanıtlanma- sını istedi. Güzel, Içişleri Bakanı Sa- dettin Tantan ın sözlü olarak yanıtlanmasını istediği bir başka soru önergesinde ise depremzedeler için İstanbul Valiliğı tarafından toplanan yardım kampanyasının akı- betini sordu. Kızılay raporu Çadır alımına takipsizlik ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara cumhuri- yet savcılanndan Abdullah Ayhan Şan. Kazılay'ın "ive- dj" karanyla yaptığı çadırbe- zı ihalesinin yerinde olduğu- na karar vererek iakibata ge- rek olmadığıru kaydetu. Kızı- lay yönetıcileri hakkındaki rüşvet davastnm ise sürdüğü belirtildı. Kızılay dan yapüan açıkla- mada, Başbakanlık Teftiş Ku- rulu müfettişlerince hazırla- nan ön rapor sonrasında, 1998 yılında yapılan çadır ihalesiyle ilgili iddıalan so- ruşturan Ankara Cumhunyet Savcısı Abdullah Ayhan Şan'ın Kızılay Genel Başka- nı Ertan Gönen ile o dönem- deki yöneticilerden Nurettin Özdemir,KadirKurt Tfirker Sanal ve eski Etimesgut De- po Müdürü Taner Erdoğan hakkında takibata gerek ol- rnadığı karan verdiği belirtil- di. Açıklamada kararda şu görüşlere yer verildiği kayde- dildi: "17 Ağustos 1999 yıhnda meydana gelen depremde Kı- züay Genel Başkanbğının önemli oranda çadır sıkınüsı çektiği, ivedi alımın başartsız- takia sonuçlanrnasının bu sı- kınbda önemli bir rol oynadı- ğL oitekim müteahhitierin yfi- kümlûlûklerini yerine getir- miş olmalan durumunda çe- kilen sıknıfuun hafifleyebüe- ceği yaşananlarla görülmüş otduğundan rvedi alınun ye- rinde olduğu sonucuna vanl- mış. bu sebepie de göre\1erini ihmal ettiklerine dair iddia mücerret kalnuşar~ Savcılığın, "ivedi kararry- la çadırbeziihalesine gidibııe- si. ihalede usulsüzlük oiup ot- madığı ve disiptin" konulann- da soruştuıma yürüttüğü bil- dirildi. Kızılay yöneticıleri hakkındaki rüşvet davasının ise sürdüğü öğrenildi. CHP lideri Öymen, Bolu'daki çadırkentlerde incelemelerde bulundu Depremzedeye îftar çadın MUTLUSERELİ BOLÜ - CHP Genel Başkanı Atan Öy- men, can kaybı ve yıkılan bina sayısının az olması nedeniyle Bolu 'daki durumun ciddi- yetinin geç fark edildiğıni söyledi. Öymen, CHP'nin deprem bölgesinde siyasi parti gi- bi değil, sivü toplum örgütü gibi çalıştığını vurguladı. Bolu Valisı Nusret Miroğlu da, bannma yardunının tercih edilmesi duru- munda prefabrike konutlann boş kalma teh- likesi bulunduğunu kabul ederken M Boş ka- lan prefabrike konutlarmemurlara veriîebi- Br" dedı. CHP Genel Başkanı Altan Öymen, genel sekreter yardımcılan Bekir YurdagüL Ylğpt Gûlöksüz. Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyeleri Algan Hacaloğtu, Metin Arifağaoğ- lu ve Gaziantep Anakent Belediye Başkanı Cebl Doğan, Hatay Belediye Başkam tris Şentürk, Çankaya Belediye Başkanı Hay- dar Ydmaz ve Yenimahalle Belediye Baş- kanı Tuncay Alemdaroğhı ile Bolu, Düzce ve Kaynaşlı'yı ziyaret etti. Oymen, Bolu'da çadırkentlerde yaptığı incelemelerden son- ra Bolu Valisi Nusret Miroğlu'nu ziyaret et- ti. Oymen, burada yaptığı konuşmada, can kaybı ve yıkılan bina sayısının az olması ne- deniyle Bolu'daki durumun ciddiyetinin geç fark edildiğini söyledi. CHP'nin deprem bölgesinde siyasi partı gibi değil, sivil top- lum örgütü gibi çalıştığını kaydeden Öy- men, partili beledıyelenn yardımlanyla il- gili bügi verdi. Miroğlu da Bolu 'da 3 aydır sarsıntılar ya- şandığını belirterek yurttaşlann evlerine gi- remediklerinı belırtti. Miroğlu, "Ük başta bunun korkudan kaynaklandığı sanıidı a- ma, evlerûı girilecek durumu >ok" dedi. Depremin ılk günlerinde en büyük proble- min çadır konusunda yaşandığını kaydeden Miroğlu, bugüne kadar Bolu'da yaklaşık 40 bin çadırdağıtıldığını. bunlann sadece 3 bin 500'ünün kışhk çadır olduğunu söyledi. Mi- roğlu, "Ktşfak çadırlan asgari 5 bin taneye Bölgeye yardımlar sürüyortstanbul Haber Servis - Yerel yönetımler başta olmak üzere ki- şi ve kuruluşlann deprem bölge- sine yardımlan sürüyor. Deprem bölgesine yardım Türkiye Eğitim GönüUüleriVakfi'nm(TEGV), 17 Ağustos depreminden etkilenen illerde halkın geçicı konut ve eği- tim gereksiniminı karşılamak üze- re başlattığı "Hayat Mahaflekri Projesi'' kapsamtnda yapılacak konutlaruı ilk temeli Adapazan Arifrye'de aüldı. NTV'de 13 saat süren canlı yayınla desteklenen proje için 1 trilyon 550 miryar li- ra toplandı. Başbakanlık kriz Merkezi Düz- ce depreminde ölenlerin sayısmın 813, yaralı sayısmın da 4 bin 948 olduğunu açıkladı. TEG V Yönetim Kurulu Başka- nı Ibrahim Betfl, Sakarya, Yalova ve Kocaeb'nde toplam 250 konu- tun inşa edıleceği 5 mahallenin kurulacağını söyledi. Betil, kunı- lacak tt Ha\at \lahalleteri"nden ıkısiııın, öğretmen lojmanı olarak kullanılmak üzere Milli Eğitim Bakan- lığı'na devredilece- ğini belirterek "Di- ğer üç mahaBede ise evsizkaianaflder ko- nutlara yerleştinle- cek'HayatMahalle- leri'nin beüru alan- lan ise öğrenci yurt- ian, çocukve göıçJe- re hemet vermek üzere TEGVEğitinı ParVa'nadönüstürü- lecek. Isrtma, a>dm- latma>« aityapta ha- zır olarak tesfim edi- lecek olan konutlar ortalama 50 metrekare büyüklüğündedir*' de- di. Betıl, -Ha\atMahaHeleriPro- jea"ne, Türk-Alman Atatürkçü Düşünce Demeği, Türk-Amen- kan Demekleri gibi sivil toplum kuruluşlannın yanı sıra bilim, sa- nat, politika spor ve iş dünyasın- dan ünlü isimlerin de destek ver- diğini söyledi. Insan Haklan Derneği (tHD) İstanbul Şubesı yurttaşlann zarar- lannın yine yurttaşlara "ek vergi- ler" ile ödetilmesinı eleştirerek bu konuda aJınnuş kararlann yeniden gözden geçmlmesini istedi. Kıyı Emniyetı ve Gemi Kurtar- ma Genel Müdürlüğü tarafindan takvim, ajanda ve anahtarlık ya- pdmak için istenen 50 milyar lira- lık ödenek Devlet Bakanı Rama- zan Mirzaoglu'nun eşi Lütfr>e Mirzaoğhı tarafindan Düzce'deki depremzedelere dağınldı. Efes Pilsen, tasanmı Japon mi- • 17 Ağustos depreminden etkilenen illerde halkın geçici konut ve eğitim gereksinimini karşılamak üzere başlattığı "Hayat Mahalleleri Projesi" kapsamında yapılacak konutlann ilk temeli Adapazan Arifiye'de atıldı. mar Sbigeru Ban tarafindan yapı- lan "K^ıt Kûtük Ev" projesine destek ohıyor. Yeniden dönüşüm- lü kâğıttan yapılan evlerin zemi- ninde Efes Pilsen kasalan kullanı- lıyor. İSTEK Vakfi Acıbadem Okul- lan tarafindan toplanan yardımlar da Kadıköy Belediyesi'ne ait araçlarla deprem bölgesine götü- rüldü. Adapazan Emirdağ Çadır- kenti'ne göfürülen ve 8 koli kırta- siye, 57 koli kışlık giyım eşyası, 38 koli erzak, 120 adet battanıye. 8 koli çocuk bezi ve hijyenik bağ, 10 koü temızlik maddesı, 2 çift lri- şilik yatak, 8 elektnk sobası ile buzdolabından oluşan yardımlan öğrenciler kendileri dağıttılar. Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) da deprem bölgesindeki ki- taplıklanndan ikincisinı dün tzmıt Büyükşehir Belediyesı Şehir Ti- yatrosu Süleyman Demirel Kül- tür Merkezi'nde hizmete açtı. Final Dergi-Dershanesi öğret- menleri, 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü Bolu-Kay- naşlı'da depremze- delerle geçirdi. Final Dergi-Dershanesi Bölge fl Yöneticisi ZekJÇobano^u,öğ- retmenlerin, 100 depremzede aileye yiyecek-giyecek üe 15çadırve50batta- niye götürdüğünü kaiyderri.' 10 Ara- lık'ta Final Detsha- nesi'nin 40 öğrencı- si öğretmenleri eşli- ğinde Bolu-Kaynaş- lı'ya gidecek. Düzce depreminden zarar gö- ren öğretmenler de yardımda bu- lunmadığını belirterek llkokul Öğretmenleri Sağük ve Sosyal Yardım Sandığı'nı (İLKSAN) eleştirdıler. İLKSAN Düzce Tem- sılcisi ve Kaynaşlı Siperük llköğ- retim Okulu ögretmenlerinden Se- buni Dursun deprem anından itı- baren ÎLKSAN'ın admı duyma- dıklannı kaydederek "Büyûk ai- dadar ödedigimiz tLKSAN dep- rem bölgesnMİeki ûyeleriııin mağ- duriyetinigiderebiMr.Ancak varb- ğmı htssetmedik" dedı. Depremde y akınlannı yitirerek güvencesiz kalmış kadınlann ve çocuklarm geçici ve kalıcı bann- ma sorunlannı çözmek, eğitim, meslek ve iş edinme olanaklanna kavuşabilmelerini sağlamak için Kadın Dayanışma Grubu (KDG) da. "Depremzede Kadnuar tçin Kadm Sitea Projesi" başlıklı bir proje viirütüyor. çıkarmak istiyoruz. Bunu İS gün içmde ta- mamla>abiliriz. 5 bine yakm prefabrike ko- nut da yapıiıyor. Bunlann > eteceğini sanryo- nız" dıye konuştu. Yurttaşlann 100 müyon liralık bannma yardımını tercih etmeleri durumunda pre- fabrike konutlann boş kalma tehlikesi bu- lunduğuna dikkat çeken Miroğlu, "BH du- rumda boş kalan prefabrike konutlara me- murlar yerleştirilebüir'' dedi. Miroğlu, ka- mu personelınin yavaş yavaş kenti terk et- meye başladığını bildirdi. Kent merkezinin çeşitli yerlerinde kuru- lan çadırlara altyapı hizmeti götürmekte zor- landıklanm belirten Miroğlu, "Sonra bu yurttaşlar basm mensupbn- na şu\nmuz yok. buyumuz yok, di\e şikivet edrvorlar. Kimsevi kohından rutup at- mak gflbi bir nivetimiz yok a- ma, oralara hizmet götürme şansmnz yok" dedi. Yurttaşlann kriz merkez- lennden bılgi almak istedik- lerinin anımsatılması üzeri- ne de Miroğlu, hasar tespit- lerinin ilan edilmediğini be- lirterek "Kriz masası o bflgi- lere sahip değil. Vatandaşla- rm sorulanna yaıut verecek eleman bizde de yok" diye konuştu. Miroğlu, CHP'li belediyelerin ramazanda if- tar ve sahur için yemek da- ğıtacağının belirtilmesi üze- rine de şunlan söyledi. " Yanlış aıüaşılmasuı ama, \-atandaslar Kızılay'uı ye- mekierindea şikâyetçi oiu- yoriar. Ozd kunımun ye- meklerinden daha memnuu- lar. Ne kadar çok kurum ye- mekyaparsa o kadar iyi olu- yor. Ç ûnkfi bem yemek yapı- lan kişilerin sayısıbötünüyor, hem de rekabet arrüğı için daha iyi yemek çıkr>or." Ö)Tnen Bolu'dan sonra Kaynaşlı ve Düzce'de de ba- zı incelemelerde bulundu. Çankaya ve Kadıköy beledi- yelerince hazırlanan aşevle- rini ziyaret eden Oymen, Gaziantep Anakent Beledi- yesi'nce hazvlanan "dep- remzede iftar $ofras»T 'nda yurttaşlarla yemek yedi. Öy- men'in aynlmasuun arduı- dan aşevıne gelen DYP Ge- nel Başkam Tansu Çiller'ı Gaziantep Anakent Beledi- ye Başkanı Cebl Doğan kar- şıladı. Doğan ve Çıller çay içip bir süre sohbet ettiler. Düzce resmen il oldu Yardımlardan yarariamnak istevenkr uzun kuyruklar ohışturuyor. Triırt Haberteri Servisi - 12 Ka- sun depremiyle yerle bir olan Düzce il, Kaynaşl] ve Derince ise ilçe oldu. Kocaeli'nin Körfez ilçe- sinde, Baymdırlık ve lskân Ba- kanlığı. Italyan hükümetı ve özel sektörce yaptınlması planlanan 2 bin prefabrike konuttan 366'sı ta- mamlanarak hak sahıplenne tes- lim edildi. 17 Ağustos'ta meyda- na gelen Marmara depremi ile il- gili tartışmalar ABD'de de sürdü- rülecek. 12 Kasım'da meydana gelen depreminmerkezûssü Düzce'yi ü ve Kaynaşlı ile Marmara depre- minde büyük zarann meydana geldiği Derince'yi ilçe yapan Ka- nun Hükmünde Kararname, Res- mi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlandı. Kaynaşh'ya 19, Ko- caeli 'ne 6 köy, Düzce'ye ise Mer- kez, Akçakoca, Cumayeri, Çilim- li, Gölyaka, Gümüşova, Kaynaşlı, Yığılca ilçeleri bağlandı. Yeni ku- rulan il ve ilçelerin ihtiyaçlannı karşılamak üzere çeşitli kurum ve kuruluşlara ait toplam 657 kadro ıhdas edildi. Kocaeli'nin Körfez ilçesinde, Baymdırlık ve lskân Bakanlığı, Italyan hükümeti ve özel sektörce yaptınlması planlanan 2 bin pre- fabrike konuttan 366'sı tamamla- narak hak sahıplenne teslım edil- di. İlçe girişinde ve D-100 Kara- yolu'nun güneyindeki alanda ya- pımı planlanan prefabrike konut- lann 216'sını Sabancı Philips Morris, 150 sinı de Bayındırhk ve lskân Bakanlığı, ihale ederek yap- tırdı. "Körfezköy" adı verilen bu alandaki konutlarda kayıtlı 1100 kişi ohnasına karşın. 3 bin ch'ann- da depremzede bannıyor 2 oda, banyo ve mutfaktan oluşan konut- lar, doğalgaz sistemiyle ısıülıyor. Baymdırlık ve lskân Bakanlı- ğı'nca "YeMköy" adıverilen diğer alanda yapımı süren 113 prefabri- ke konutun da bu hafta sonuna ka- dar tamamlanarakhak sahiplenne teslim edihnesı bekleniyor. Ankara Valisi Yabya Gür, yurt- taşlan, Kocaeli ve Düzce'deki depremzedeler için valilık tarafin- dan açılan "2000'H \ lUarda A/ete Boyıu EğmejçMm" kampanyası- na katılmaya çağırdı. Vali Gür. yaptığı yazılı açıklamada, Kocaelı ve Düzce depremlerinde çok sayı- da yurttaşın yaşamım yitirdiğıni ve felaketlerin en büyüğünün ya- şandığını belirto. Valılik tarafin- dan olası afetlere karşı çeşitli alan- larda hazırlıklannyapıldığma ışa- ret eden Gür, şöyle devam etti: "Afetzedelerm bir an önce ba- nndB-rfmaian.yiyecekveiçecekib- riya^tannın karybnmaa, enktrmı kaknnlması, \ardunlann koordi- nasyoniçindedağrtdmasıiçinçeşit- li düzenlemeler yapumaktadtr. İf- tar >emeği gibi özeî davetier ve yri- başı annağanlannayapriacak har- camabrm beürh' bn- bölümunün Nakıflar Bankası Ankara Şabesi ne/dindeki 'Ankara Valiliği 2000'ü Yıllarda Afete Boyun Eğ- meyelim 2050000 No'lu" hesaba aktuntnnBi sağlaıunası, doğıbfle- cek sorunlann dahafcolaycözüm- lenmesİDe katktda bulunaaıktır.'' Depremde evsız kalan ailelerin çocuklannın daha önce yasadıkla- n eve özlemduymalannın, duygu- sal yönden bazı sorunlar yarartığj belirtildi. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakül- tesi Çocuk Psikiyatnsi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. AyşeaCoş- kuo, depremde evi yıkılan ve ev- dekı çok sevdiği oyuncağı enkaz altında kalan cocuğun daha sonra- ki günlerde bazı psikolojik sorun- larla karşılaşabildığini söyledi. Doç. Dr. Coşkun, çocuğun çadır- daveyaprefabrike konutlarda,ev- de alıştınldığı düzen içinde yetiş- nrilmesini ve çocukla sürekli dert- leşmeyi önerdi. Öte yandan Zonguldak'ın Alaplı ilçesinde deprem korkusu ile çadır kuranlardan, "deprem olgusu" geçtikten sonra bunlan sökeceklerine dair "taahhüt- name" alıyorlar. DUZYAZI ORHAN BtRGtT Helsinki'ye Doğru.. Çoğunluğun altıncı duygusu, o yıllar süren ayak sürçmelerden sonra bu kez Avrupa Bir- liği kapısının Türkiye'ye açılacağını söylüyor. Çoğunluğun içinde, "S/z"den başka, ger- çek dostlar da, hasımlar da var; ama bu kez Türkiye'yiAvrupalı kimliğini taşımak için aday olarak görmek isteyenlerin amaçları, 21. yüz- yıl Avrupa'sının, dünyanın en aktif kıtası ola- cağını bilerek üzerinde yaşayan bütün ulus- ları belirli kriteriere kavuşturmakta birleşiyor. O amacı somut bir cümlede toplamak mümkündür: Yeni yüzyılda her bakımdan "insan gibiya- şamak"\ Ademoğlu, uygariığın merdivenlerini tır- mandıkça, "insan gibi yaşama" hakkının kendisi için en doğal hak olduğunun ayırdı- na vardı. Bu yüzdendir ki 17. yüzyıldan bu ya- na o haklann alınması için nice kavgalar ver- di ve nice sözleşmeler yaptı. Ikinci Dünya Savaşı'nın hemen ardından 10 Aralık 1948'de de ünlü "İnsan Haklan Bildi- hsi"n imzaladı. Altında Türkiye Cumhuriye- ti hükümetinin de imzası bulunan o bildirinin kabul edildiği 10 Aralık'ı "İnsan Haklan Gü- nü"yaptı. DemekAB ülkeleri, bugün Türkiye'nin aday üyeliği için Helsinki'de olumlu bir karara ula- şırlarsa, 10 Aralık 1948 bildirisinin altındaki imzamız, gerçekten anlam kazanacak. Ve bugünkü inşanlık için çok geride kalmış olan o bildirideki otuz maddeyi somutlaştı- ran Kopenhag Kriterleri için haftalardan be- ri ağzımızdan düşmeyen ortak deyimi bir kez de burada ben yineleyeyim. Türkiye'nin asıl ev ödevi başlayacak. Kopenhag Ölçütleri, ekonomik ve siyasal olarak ikiye aynlıyor. Avrupa Birliği'nin eski üyeleri, yeni adaylardan o ölçütlere uyma sö- zü istemekle yetinmiyoriar; beliıii bir süreç içerisinde davranış biçimleriyle verdıkleri söz arasındaki uyumun eşdeğer olup olmadığı- nı anyoriar. Hükümet, 10 Aralık 1999 Helsinki kararına yönelik sınavlarda, bir koalisyon hükümeti olmasına karşın çoğunlukla başanlı çıktı. Ön- celikle, bu akşam ya da en geç yann Helsin- ki'de alınacak karann Türkiye için bir "zafer ya da hiç" olmayacağını içine sindirdiğini dosta ve hasma anlattı. Özellikle Gümrük Birliği'ne girerken DYP+SHP koalisyonunun sergilediği o düğün bayram şenliğinin ço- cukça gösterilerini yinelemek şöyle dursun, "Olmazsa kıyamet kopmaz" görûşünürtağır- başJılığı içinde bugüne geldi. , ' Ve bu aşamada önündeki ev ödevlerinin önemli bir bölümünü tamamladı. Yani, İnsan Haklan Şartı gibi, Mülk Hakkı Protokolü gibi belgeleri imzaladı. Yine Işkencenin Önlen- mesi Şartı'nı, Avrupa Sosyal Şartı'nı, Kadın- lara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi ve Çocuk Haklan şartlarını imzaladı. Ama bunlara "Evet" diyen hükümetin önünde bekleyen başka belgeler de var. , Irk Aynmına Son Verilmesi, Toplu Şikâyet Protokolü, Milli Azınlıklar Şartı Taslağı, Birey- sel Haberleşme Hakkına llişkin Protokol, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar İçin Sözleşme gibi belgeler Türkiye'nin Helsinki kapılarına adım atmasından sonra tek tek önüne çıkanlacak ev ödevleri arasındadır. Ve tabii, öncelikle de idam cezasının kal- dınlmasının AB üyeleri için ne ölçüde yaşam- sal bir önem taşıdığını özellikle görecektir. Veysel'in o ünlü "Uzun ince biryoldaytz" türküsü, şimdi başta hükümet olmak üzere hepimiz için hemen her gün yineleyeceğimiz ortak birsöylem gibi belleklerimizde canlan- malıdır. Avrupa Birliği üyelerinden herhangi birisi, döneklik yapmaz da bugün ya da en geç yann bize biriiğin kapılan aralanırsa, he- pimiz için asıl sınav günleri başlayacak de- mektir. Türk toplumu, Batı'daki komşularının çok doğal olarak algılayıp uyguladığı haklan kul- lanarak gerçek ve tam bir demokrasinin bü- tün isterlerine kavuşmayı ne ölçüde istediğini bu ev ödevlerinin yapılmasını başardığı oran- da gösterecektir. Faks:0212 677 07 62 E-Mail: orhan.birgrKr; do.net.tr Televizyon yayıncılığı ve mafya (!) savunuculuğu... Dr.CENGİZÖZDÎKER RTÜK Kamuoyu Yayın Araştır- malan Dairesi Başkanı ve Ulusal Güvenlik ve Stratejik Araştırmalar Derneği Başkanı Anayasamızda basın ve yayımla il- gili hükümler "Basm hürdür, sansür edilemez" söylemiyle başlamakta olup, başta 3984 sayılı RTÜK Kanu- nu ve Basm Kanunu olmak üzere ba- srnla ilgili hukukı düzenlemeler "ba- sm özgürlûğü"nü iddia edildiği gibi sınırlandırmamaktadır. Ülkemizde basm özgürlüğünün gelişimi ve bu özgürlüğün yerinde kullammı bakırnından yaşanan temel sorun, yaymlarm (haber ve yorum- lar) nitelik ve niceliği, bazı uygula-' macılann kural tanımazlığı, diğer bir ifadeyle özdenetim yoksunluğudur. "Basm/Medya"run yayınlannda "ka- mu yaran"nı gözetmesi ve konıma- sı tüm dünyada birey lehine genişle- yen düzenlemeler yanında, ulusal ve uluslararası yayıncılık hukuku, ya- ymcdık geleneği ve etik değerleri ba- kırnından da zorunludur. Günümüz Türkiyesi'nin ulusal- bölgesel-yerel medyasında etkinlik yönünden televizyonlar (230 kanal) önde gelmekte, daha sonra gazeteler ve dergiler (3.500 yayın) ile radyolar (1.176 kanal) sayılmaktadır. Sadece televizyon yaymcılığı bakımından et- kinliğin kapsamı 65 milyon vatandaş ve hanelerde bulanan 25 milyonu aş- kın televizyon ve radyo cıhazıyla su- nulan yayın ve yayınlann etkisi bo- yutundadır. Türkiye'de 1990'den bu yana beş yılı gayn resmi, beş yılı da yasal ol- mak üzere 10 yıldır özel radoy ve te- levizyon yaymcılığı yapılmaktadır. Bu süre içerisinde yayıncüığın kendi ması,özel yaymcdığm gelişimine pa- ralel hukuki düzenleme arayışlannı hükümetlerin, yaymcılann, akade- misyen ve vatandaşlann gündemıne getirmektedir. RTÜK'ün kurulmasıyla başlayan yayın ilkelerine yönelik uygulamalar ve ihlallere yönelik müeyyideler de sürekli tartışılmaktadır. Bu urtışma- lar doğal olup radyo ve televizyon yaymcılığı açısından "düzenfcme" ve "denedeme" görevlerini RTÜK'e veren yasa koyucu (TBMM) ve ya- sayı uygulamakla görevlı birimlerin '^aym ilkeleri''ni, uygulama-sonuç ilişkisi çerçevesinde değerlendirme- si ve geh'ştirmesi gerekmektedir (**). Toplumsal yaşamı her açıdan etki- lemede önemli bir rol üstlenen tele- vizyon yayınlannda "karnu yara- n"nın gözetilmediği, toplum değer- leri ve bireysel haklann korunmadı- ğı bir yayın olgusu da mafya (Türk Dil Kurumu'nun Türkçe Sözlüğün- de 'Mafya, yasadısı isJerie uğrasan, zor kullanarak birtakım gizli çıkar- lar sağlayan örgüt veya bu örgüte mensup kimse" şeklinde tanımlan- mıştu') savunuculuğu ya da sempati- zanlığı yapmak, çarpıcı haber niteh- ğindeki yasadısı olaylarla toplum sağlığı. kişi ve toplumlann güvenli- ği konusunda çelişki yaratmak şek- linde ortaya çıkmaktadır. Basm yayın yoluyla suç ve toplumsal kurallara aykın davranışlann her ne şekilde olursa olsun övühnesi, basm ya da yayın suçu oluşturduğu gibi, suç is- tatistiklerindeki artışla da paralellik gösterecektir. Medyanın süregelen önemli so- runlarmın başmda, ulusal ve evren- sel boyutta yazılı ve sözel ilkelere rağmen özdenetim sağlanamaması yanında medyarun yazılı-görsel-işit- sel terminolojisini oluşturamaması geünektedir. Örneğin, televiz-yonlar yasadısı faaliyet gösteren ya da ken- disini mafya olarak niteleyenlere ge- reğinden çok fazla yersiz ve anlaşıl- maz bir biçünde yer vermektedir. Ülkemizde "yeralü ekonomisi''nin büyüklüğünün milli gelirin yüzde 25-30'u dolayında olduğu tahmin edilmekte olup, çıkar amaçlı suç ör- gütleri ile bu tür yasadısı faaliyetle- rin yeşenne ortamı ve hukukun geç tecellisinden kaynaklanan ihkak-ı hak arayışlan ayn bir inceleme konu- sudur. Türk medyası, sıklıkla yasadışılı- ğı ve legal olmayan davranış biçimi- ni haber ve programlardaki "ünlü ba- ba", "yenütı dünyasının tanmmış is- mi", "ünlü kabadayı", "çete reisi", gibi terim ve tanımlamalarla zrmnen övmekte, izleyicilerde korku ve olumsuz uyaran yaratılmasına zemin hazırlamaktadır. Aynca bazı kişıler tanıtılırken "baba" takılan yetmez gibi bu şahsiyetlerin isimleri başına "Kürt, Laz, Çerkez, Arnavut" gibi ırk takılan konulmakta, ya da "Ka- radenizli, Ankarah, Oflu, vb" gibi bölgesel ayuTrnlara gidilerek "nam" yürütülmektedir. Sahip olduğu ideolojisiyle amlan "Ülkücü Baba" gibi ideolojik ortak paydada buluşma kadar, ayınm göze- tilerek çatışma yaratılmasından fay- da umıilduğu da bir gerçektir. Pek çok yönden olumsuzluk içeren bu ifadelerin, sadece yayıncılık bakı- mından değil, toplumsal açıdan da gerekliliği tartışmalıdır. Yasadısı sol örgüt olarak bilinen Dursun Karataş grubunun (DHKP-C) da tamamıyla çıkar amaçlı suç örgütü konumunda olduğu ve bir tür "tetikçilik1 " yaptığı öne sürülmektedir. Sürecek
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle