23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 ARALIK1999 ÇARŞAMBA :2 O L A Y L A K V İ L (yOIl.lJ!İŞLJljK olay.gorus@cumhuriyet.com.tr Yolunuz Açık Olsun!.. S Prof. Dr. Aydin BIÇAKÇI Ege Vnı Ataturk İlkelen ve tnkılâp Tarıhı Ataştırma ve Uvgulama Merkezı Müdunı on derecede nazık, demok- rat, yurtsever, hıç ödun ver- meden laık, demokratık TûrtdyeCunıhuriyeti'nı sa- \unan, \taturkçu Duşun- , , M ce Derneği, Çağdaş Yaşa- | mıDestekleıneDerneğigıbısrvil toplum | orgutlennın yurtta \e yurtdışında gıde- ı rek devleştığını soyleven, yazan bır ay- 1 dınlatıcı ıdı Prof. Dr. Ahmet Taner Kış- lalı. "Neden onu seçtfler?" dıyenlere şa- şıvorsunuz Hele *O,adeta Ataturk'le butünleş- miş, Kemahzm'den başka turku soyle- meven, gunumu/un vığit bir Kuva-yi Milh>eci'sı\dL ne gunatu vardı kt ona bö\le kı>düar?" dıye dovunenlere ba- kıp, "Acaba ben aklımı mi yföntim?" dı- ye dûşuntnekten kendınızı alamıyorsu- nuz "Yahu.onusaltrnıözelliklerinede- niyleoldurduler. Turk Ulusu'nu parça- lamak. vt)k etmek, kendi çıkarlan doğ- rultusunda somurmek ıstevenlerin bel- ki de \uzwilardan ben çok emek. para harcavarak, sınsıce orgutlenerek vap- bkları ve u>guladıkları planlan altust eden kökten yuce bir ulusu bıkmadan, usanmadan uyandıran ve bunu taşla,so- pav la, bombayla değiL akıtla, bilimk ve kendine ozgu o vumuşacık ama kararh bıçımıvle başarmakta olan bir gerçek- ten a\dın olduğu ıçın katfettiler" dıye hay- kırmak ıstıyorsunuz Ama sonra duruyor \e yukardakı gı- bı duşunenkn "Elbette onlar da olayın ayırdındalar. ancak o anda duyduklan büyfik acı nedeniyle, sanki bilmıyorlar- nuş gibi konuşuyorlar* de\ıp bağışlı- yorsunuz Bır de Cumhunyet gazetesınde çalı şanlann "Cumhuriyet'te yazanlar he- def alınıyor" yorumlarına takıh\or "Cumhuriyet'te vazdıklan için değiL, düşuncelen ve >azdıklanndan dolayi 6i- düruklukleriıu,ama o> leduşunen yazar- lann ilkeleriyie koşutotan gazetderde top- landıklannı pekala biliyorlar" dıyorsu- nuz Kışlalı olajı sıze ıster ıstemez eskı gunlen anımsatıyor Sıyasetçılere "TCK'den 163. maddevi kaldırmayuı. yoksa bir cunıa namazı sonrası Tfirki- ye'nin bırçok yerinde buüerce Kubüav olayı yaşanz" dıyen Prof. Dr. Muam- mer Aksov ve Sıvas yanguu gelıyor ak- hnıza "Atatürk'ün Büyük Nutku'nun sonunda, Gençliğe Seslenişi'nde cum- hunvetten bile önce yer verdıği bağun- SEhk(istiklaO,aınatanihagınısi2İığmone- mini vurgulamasıvla \e buna bağh ola- rak ulusal petrolve madenlerimız konu- sundaki irdefetemeferivie ûn yapnuş o yü- mazAtaturkçuyu de a> ıuçevreler ve ay- nı nedenlerle oldurmedüer mi?" dıye düşunuyorsunuz Arkasından, "Düşün- ce yolundan ca> dınlamayanlar, her tûr- lütehditleyüdınlamayanlar içın kuttan- dıklan vontem oldurmek, boylelikk bir taşla ikı kuş vurulmuş olacak. Bir yan- dan avdınlık kaynağı kururulacak, öte yandan buradan alınacak dersle başka kaynaklann tşnnasıengellenmiş olacak" yorumuyla dalıp gıdıvorsunuz Prof Dr Aksoy'unoldûrûluşûnûner- tesı günu sevgıh eşının Cumhunyet ga- zetestne söyledığı şu sözlen bır tûrlü unutamıyorsunuz "Ona, bak Muam- mer bunca yıldır Türkjye Cumhuriyeti ve Ataturkçühık için yeterince katlûda bulundun. SürekHtebdh ediHyorsun. Bt- rak, biraz da başkalan çahşsın" dıyor- dum "Hakhsınhaıumdeyipodasınaçe- kilhordu. Ancak, 15-20 dakika sonra geri dönüp 'Öyte diyorsun hanun ama çocuklar ne olacak' diye soruyordu." Sonra "Bügj sahibi olmadan fikir sa- hibi olunmaz" sozuyle adeta bır atasö- zunûn mıman Uğur Mumcu gelıyor gö- zunuzun onune Koşesmde her gun, gu- zel ulkemızın sorunlannı akıl almaz bır ınatla araşurarak, sorgulayarak \e her yo- nuyel bılımsel bır yaklaşımla kaynağı- na ınerek ortaya dokup, Türkıye'nın duşmanlannın yüzûnü ortaya çıkaran ve bunu başarması bır tûrlü engellene- meyen, kemıklennm ılığıne, genlenne kadar Ataturk'le yoğurulmuş gazetecı- yazar. hukukçu aydın Bır an acı acı "Onun kaderinin de öburierine benze- mesi bekfenirdi" sozlerı dokulüyor ağ- zınızdan Bırden sevgıh Uğur Mumcu'nun ce- naze törenındekı ınsan selı gelıyor ak- hnıza ve kendı kendınıze soruyorsunuz "O gûn bir müyonu aşkın insaıun o yağ- murun altında Uğur'u, uğuriamak için bir araya gelmesi yerine, söylediklerine yazdıklanna kulak veren vüz bin kişi ol- saydı ve onlar Mumculan'na, savundu- ğu gönışlere sahip çıksalardı ve şimdi laik, demokratik Turkiye Cumhuriyeti uzun veinceyolunda onunlaelele,omuz omuza koşuyor dsaydık daha guzel ol- mar mıydı?" Sahı, Aziz Nesin de toplumla yaptığı söyleşıde "Törenemflyonun üstûnde in- sangitti, ama Cumhuriyetgazctesi gün- deyüz bin satıyor*' deyıp kımılennı akıl- sızlıkla suçlarken başlangıçta çok yadır- ganrruş, ama sonra da bu sözlennın doğ- ruluğuna ınanılmış ve çok alkış alma- mış rruydı 9 Daha da eskılere gıdıyorsunuz Abdi tpekçi gelıyor düşünûze Sağduyulu, yansız yaalanyla bızı cezbeden, ama ay- nı kışılenn ışını bozup, onlenne set çe- kenbtrgazetebaşyazan Toplum onun- lagüçlenıyor, ıyryle kotunûn ayırduıa var- ma yetısını kazanıyor Bundan rahatsız olanlann harekete geçUklennı duşunü- yorsunuz Hıçaklınızabruyor "tlk,ortavevûk- seköğretimde, duzentenenyasaveyöoet- meniüerın de gereğı, cocuklanmıza ve gençlerimize Atatûrk Dke ve Devrimk- ri özümsetilmeye çalışüıyor. Anayasa- mızda Atatürk'un öndertiğinde ablan temeüer doğrultusunda btrçok huküm varken onun her şeyden önce gozettiğj UlusalEgemenliguı uvgulama alanıolan TBMM de u>e olunurken içilen antor- tadayken. Turkhe'de Atatürk'u ve Ata- turkçülüğü savıınmak, öMurülmevi ge- rektiren bir suç olabinyvr. Bu naâl bir çeUşkidir?'' Gehşmelen bır turlu anlamlandıra mıyorsunuz "YargıtsB'Cumhuriyet Baş- savcıhğı gibi, yasalanmızın. parlamen- ter demokrasflerin yapı taşlan olduğu hal- de. siyasal parülerin gerektiğinde kapa- tıunası işlemlerinın bıle başlatılması go- re> ve yetkisinı verdiği yuksek bir dev- let makamında bulunan bir Idşinin, ba- sına açıkladığı görüşleri, devktin en üst kaündakikr larafindan, ulusun ozgur ıs- tenciyk behrienmış yuce Mecusunm \e devlet kurumlannı küçfik duşfirduğü savıyla şıddetle eleştın\or. \Tne yasala- nmızın verdiği \etkiyle. yasaları iptal edebilen. anavasamızın tanıdığı vetkiy- le,gerektiğinde cunüıurbaşkanlaruu da- hi >arguayabüen yuksek bir mahkeme- nin e\-velce uzun yıllar çok başanlı hiz- metkr vernuşsaygın bir başkaıu da, baş- savcınınkine benzer goruşlen dile geb- rebiliyor. Pekala, Ataturk İlkeveDevTİm- terine baghhğı kuşkusuz olan bu kişile- ri, böylesi makamlara yukselten devlet değil midır? Onlara- yetkilennı veren anayasa ve yasalar değil midir? Yasala- rı yapan TB^M değil midir? Ve bu ki- şeler, TBMM ve devlet kurumlaruun küçuk düşürüleme\eceğini bilmezler mi? Bugünlere değm,hep yetldve sorum- hıluklannıngereğini vapmanuşlarmMhr? O halde, onlan böylesıne eJeştirmeden önce, eğer oyle ıse (!), soylediklerinin doğnı ohnadığını kanıdamak daha ya- kışıkb olmaz rm?" Aklınız gıderek kanşmaktayken bır- den sağduyunuz bedenınızde canlı, te- mız ve sıcak bır kan dolaşımını sağh- yor Ölçusu kaçınhruş bır ıyımserlıkle yaklaştıgınız gelecektekı bır olasılığm değil, hemen 75-80 yılcık önce yansız tarıhlenn altıh harflerle yazdığı desta- mnızın havası dolduruyor cığerlennızı ve ne badırelen atlatarak bugünlere gel- dığınızı anımsayıp "Yok.benim soyhı ukı- sum kunı guruituye pabuçbırakmaz, ben de ulusuımın bu* bıreyi olarak, atalanm gibi, ustume duşem, gozumu kırpma- dan v'apanm" demekten kendınızı aia- mıyorsunuz "Hem Magosa'ya sürülmek Namık KemaTi l Ne efsunkar ımışsın ey dıdar- ı hûmyet / Esır-ı aşkın olduk, gerçı kur- tulduk esareften' demekten caydu-abil- mişmiydi? NamıkKemaTkerden Tevük Fikret'lerden esinlenerek Mustafa Ke- mal doğmamış mıvdı?" "Dunya tanhinde ryıvi. dogruvu, gü- zeli savunan başka ınsanlann kaderleri de değiştnemiş. En somut orneklerden biri Gaüleo idi" dıye zıhnınızde bır y ar- gılama yapıyorsunuz "Dünyanın dön- düğünıi savunduğunda kendisini Engi- zisyon mahkemesinde bulmuştu. Böy- lesi bir bilim adamuıa o gun buyük bir hiddetle ve acımasıdıkla karşı çıkanla- rın gfinümOze ulaşan torunlan Gali- leo'nun savunduklan vönunde yuriıye- rek bugun uzayi fethettiler." Yureğınızın dennlıklennde bır yan- dan "Aksovlar. Mumcular.Kışlahlarol- mezdiyoıiar ama, bir bakıma onlar ger- çekten ölduruluyoriar, çunku onlardan bırakuı Türkiye'yi, dünyada dolularca yok. Yakılan yüzyıllık çam ormanlannı veniden ve eskısi gibioluşturmak ne ka- dar zaman alır" dıye acı acı düşunur- ken, ote >andan "Atalanmdan akhğun miras gereğı umıtsızuğe kapümak gibi bir şansım da, hakkım da yok" deyıp, başınızı yukan kaldınyorsunuz "Be- nim de, yandaşlanmuı da daha yapabi- leceginüz çok şeyler var. İşe once ayna- da kendime, sonra başunı penceremden uzaüpazizvurdum \nadolu'magulüm- semekle başlamahyım, çunku bunu hak edıvorum. çunku bunu Kubilay 'dan bu yana butun devrim şehitlenm hak edı- yor" dıyorsunuz \e bıreysel çabalann gûçlu olamadığını, başanya ulaşmak ıçtn kesınlıkle orgutlenmenın gerektığı- nı duşunup, kendı kendınıze soz \enyor- sunuz "Ataturkçu Düşunce Demeği, Çağdaş Yaşamı Destekteme Derneğivb. srvil toplum orgutlerine katüacağun ve orada etkin çahşmalar vapacağnn." Sonra "\taturk"ten, Ataturkçulfik- ten. ulusal andımın çızdığı > urt toprak- larunı korumaktan.çağdaş uv garlîktan, tam bağımsızuktan. cumhunvetten, ay- dınlanmadan.akıl ve bihmdtn, ulusal eği- timdea, ulusal ve evrensel sanattan, ulu- sumu \e tum insanhğı sevraekten, hoş- gönıden kısacası adam otmaktan vazgeç- mem, yoksa Çanakkale. Kocatepe. Dum- lupmar, Guneydoğu voremızdekilerie, Tütengiber, Karafakıler. Ipekçıler, Ak- soylar, Mumcular. Dursunlar, Lçoklar, Emeçler, Ku Üarlar, Kışlablar boşuna o(- muşoluriar" dıvorsunuz ve dudaklan- nızdan hıç unutmadığınız eskı bır marş dökuluyor Dağ başını duman almış / Gûmüş de- re durmaz akar / Guneş ufaktan şimdi doğar / V uruvelim arkadaşlar. Duşunuyorum da, çok haklısınız Sıze bır öğudum yok, cunkü sız ne ya- pacağınızı bılıyorsunuz Gunlennız ay- dınlık, yolunuz açıkolsun Anadoludo- lusu saygılanrru sunanm ARADA BtR GUNDUZ AYBAY Hukukçu jCundıurbaşkanı Ne İ İstiyor? Gazetecı Sayın Sedat Ergin'le yaptığı konuş- mada, Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demi- rel şunları soylemış (1111999 tanhlı Hurnyet gazetesınm 23 sayfasına bkz) "Islam, dunya ahvalım tanzım etmıştor Bunu tan- zım ederken bır kısım hususlann devlet tarafın- dan, bırtakım hususlann da kışıler tarafından ya- pılmasını ongormuş ve netıcede yanlış hareket- lere cezalar getırmıştır Cumhurıyet'le bırlıkte ıse bunların bır kısmını yenı kanunlarla tanzım etmek zaruretı doğmuştur " Cumhurbaşkanının bu açıklaması çok onemlı b»r yanlışlık ıçermektedır Yazar Sayın I. Selçuk 5 11 1999 gunku Cumhunyet'te yer alan yazısı- na Cumhurbaşkanının bu sozlennı alarak başla- mış ve 02 30-232 ayetın yennı yenı kurallann al- dığını soyleyen Cumhurbaşkanının yanılgısını, çe- lebıce bır yumuşaklıkla gozler onune sermıştır "Kuran 'ın çoğu ayetı daha Osman/ı Devletı dö- nemınde uygulamadan kalkmıştı, Sayın Cumhur- başkanı bu noktayı vurgulamamış ya da unut- muş " 232 ayetın uygulanmadtğının saptanmış olma- sı ılgınçtır, bugunku mevzuat ıle şenatı karşılaştı- rarak 230-232 adet uygulama atanı olmayan ayet belırlenmesı gerçekten zoryurutulen tıtızve onem- lı bır çalışmanın urunu olabılır Pekı boyte bır ça- lışma daha 19 yy'da, yanı Osmanlı Imparatorlu- ğu donemınde yururluğe gırmış laık yasalan gor- memış olabılır mı'' Bu çalışmayı yurutenler "şen- at kurallan yalnızca Cumhunyet donemı yasala- nyla yururlukten kalkmıştır" demış olabılırler mı? Osmanlı donemınde tıcaret yaşamını duzenle- yen ıkı yasanın adını ve yururiuğe gınş yıllannı ve- relım * Ticaret Yasası (1850), Kanunname-ı Tıcaret) * Denız Tıcaret Yasası 1864, Kanunname-ı Hu- mayun-u Tıcaret-ı Bahnye) Ceza Hukukuyla ılgılı olan ve Islam şenatı hu- kumlennı değıştıren ya da tumuyle uygulamadan kaldıran kurallan da şoyle sıralayabtlınz * Fatıh Kanunnamelen (15 yy) ' Kanunı Sultan Süleyman Kanunnamelen (16. yy) " Ceza Kanunname-ı Humayunu (1858), bu ya- sa 1810 Fransız Ceza Yasası'nın aynen çevınsı- dır yanı tam bır laık yasadır) Gorulduğu gıbı, Cumhurıyetın kuruluşundan 60-70 yıl once Osmanlı devletınde -dar kapsam- lı kısa yasalar dışında- yuzlerce maddeden olu- şan laık kodlar kabul edılmıştır, bu apaçık gerçe- ğın gormezden gelınmesı şaşırtıcıdır Cumhurbaşkanı Sayın Demırel'ın başında pa- dışatV halıfe bulunan Osmanlı Devletı donemın- de Islam şenatı hukumlennı uygulamadan kaldı- ran yuzlerce maddelık "tod"larçıkanldığı olgusu- nu gızlercesıne "Cumhunyetle benımsenen hukuk, Kuran'ın getırdığı 230-232 ayetın yenne başka kurallar ko- yuyor " demesı unutkanlıkla açıklanması zor, vahım bır yanlışlıktır Bana oyle gelıyor kı, cumhurbaşkanı- nın bu "unutkanlığı" boyle bır çalışma başlatma- sındakı siyasal nıyetını ya da amacını ortaya koy- maktadır Kanımca, masum bırtavnn, uzlaşma ve hoşgo- ruye dayanan uygar bır tutumun gıysısıne burun- durulmuş olan bu gınşım, Turkiye Cumhunyetı vatandaşlannın geleceğı ıçın buyuk bır tehlıke sa- yılmalı ve aydınlann her kesımınce kesın bırtep- kıyle karşılanmalıdır Cumhurbaşkanlığı Sorunu Prof.Dr.CefâlEKTUĞ C umhurbaşkının süresı dolmak uzere Yenı Cumhurbaşkanı seçımı gıderek çozümsüzlü- ğe suruklenmektedır Oysa bu konunun açıklığa kavuşması, Tûrkıye'yı» ıçınde bulunduğu sıkıntılardan kurtulma doğrultusunda ılk adım olacaktır Ortalıkta yapay bır sessızlık var, bu sessızhğın perde arkasmda da bazı küçuk he- saplar, U A1 gülüm ver gülüm" pazarhklan, tehlıkelı ödunler fısıldanmaktadır Bugunku ortamda, yanı yenı duzenleme ol- madan, sağlıklı bır çözüme ulaşılması kesın- lıkle olanaksızdır Sayın Demirel, aylar önce başkarun halk ta- rafından seçılmesıru önermekteydı Aynca yan başkanhk sıstemıne gıdılmesmın de tar- tışılmasını ıstıyordu Ancak, bu önerıye par- tı genel başkanlan "Türkiye bu değişime he- nüz hazır değüdir" gıbı haksız bır yanıt ver- dıler Gerekçe olarak da Başkan'ın aşın yet- kıye kaçabıleceğını ılen sürdüler Ama bu karşı koyma, gerçekte "Liderler Sultasmm" elden gıdeceğı kuşkusundan kaynaklandığı şeklmde yorumlanmıştı Çünkühıçbıryan,ya da tam başkanhk sıstemınde, bu gününün li- derler hegemonyası kadar aşın otonteye gı- dıldığı gorülmemıştır Herhangı bır "dûzenleme" soz konusu ol- madığma göre, var olan koşullarda Cumhur- başkanı seçmek son derece sakıncalı blasıhk- lan gundeme getırecektır Kulisteld senaryo: Bu parlamento, demok- ratık ışlerhk kazanamamış, demokratıkleş- menın doğasmaters duşenbır "liderierPar- lamentosu"dur Burada parlamentenn halk ıradesıne dayalı gücü değil, lıdenn "mutlak egemenliğj" soz konusudur Hıçbır Meclıs üyesının genel başkanına karşın, hıçbır ma- kama aday olabılmesı, hatta konuşabılmesı, mumkun değıldır Hemen hepsı zaten atama üe gelmıştır Tabu bu durumda Cumhurbaş- kanı adayıda,-paıu başkanlanndan bin ola- caktır -«X>^.»»|i».« - Şımdi şıras^:la»^>pÖ|MtaScanlannın, cum- hurbaşkanlığı adavhğını gozden geçırelım . Sayın Ecevit'm anay asaya gore aday olabıl- mesı olanaklı değıldır, yuksek öğrenım dıp- loması olmadığı ıçın Sayın Bahçeli ve partısı, böyle bır adayh- ğın, acelecılık olacağı ımajını vermektedır DYP hden yenıden seçımlışse de ıç sorun- lannı aşmış, ıtıbannı yukseltmış durumda de- ğıldır Aday olma cesaretı geçersızdır Sayın Kutan ve partısının de, siyasal ts- lamcılık türbancılık ve yargı kaygılan ıle adayhkta ıddıalı olduklan sanılamaz Genye, ıktıdann kuçuk ortağı, ANAP Genel Başka- nı Mesut Yılmaz kalıyor Saym Yılmaz, bu parlamentonun, bu sıste- mın, bu "çAar", ^popüKzm". "Demagoji", "ent- rika", "Makyevelizm'' eksenınde kurulmuş partılenn, tek adayı olarak "kulise" gırmış bulunmaktadır "28 Şubatta darbe olacaktı ben önledim", "Devlettamamen çökmüştür.\eruden yapuan- masıgerekınektedir'' gıbı çağnlarlakampan- yasmı başlatmış, perde arkasında da her tur- lü "ödnn" vererek, Bızans oyunlannı kulla- narak, takıyye yoluyla tankatçılara selamlar gondererek, oy potansıyelını arttırma yolun- dadır Aslında bu tur seçım kampanyası, bu koşullann ıçmde bocaladığımız sıstemm, do- ğalstratejısının ahşılmış urünüdür Özal ve Sayın Demirel de parlaentonun oyu ıle Çankaya'ya çıkarken benzer stratejıyı kul- lanmışlardı Ancak köprulennaltında sulargeçü, çok şey- ler değıştı Aynca Özal ve Demirel, kışılıkle- n, toplumdakı ımajlan ıle farklıydılar Bugü- nün koşlulannda bu yol büyük tehlıkelerle doludur Sakıncalı adaylık: Gunümuzde bu koşul- larda bu parlamentodan. Cumhurbaşkanı se- çılmesı kamuoyunca asla doğal karşılanamaz Geçmışı anımsarsak Cumhurbaşkanı seçım- ^4erının hep çok mucadeleh ve sakıncalı oldu- ğunu goruruz 12 Eylül darbesının, Cumhur- başkanı seçımı bunahmraın sonu olduğu da unutulmamahdır Siyasal partılenn yapılan- malannın, partı başkanlannın tutumlannm, de- mokratıkleşmeye, parlamentonun ıtıbanna gölge düşurduğü saklanamaz duzeye ulaş- mıştır • • • Sayın Yılmaz, Yüce Dıvan'a gıdıp aklan- madan koalısyonda gorev almayacağmı açık- lamıştır Şımdı afFı gozlemektedır Bellekler- de bır "Türk Ticaret Bankası îhalesi", "Ala- attinÇakıcıserûv eni, Peşte'dej umruklanma' 1 gıbı anılar da tazehğını korumaktadır Ve Türkıye'de seçmen ıradesı Fazılet, ANAP, DYP'yı yuzde onlara ındırmıştır, bugun ka- rarsızlar, yanı hıçbır partıyı tutmayanlar yuz- de ellılen aşmıştır Bu durumda, bu parla- mentonun seçeceğı Cumhurbaşkanını, halkın başkanı olarak ozumsetmek olanaksızdır Başkanın halk tarafından seçılmesı kesın zo- runlulukdurumuna gelmıştır Seçım yasasın- da değışıkhk yaparak ıkı derecelı sısteme gı- dılmeyı gerektırmektedır Yan başkanhk sıs- temının de tartışmaya açılması yurütme ıle yasama erkmm aynlması kesmlıkle gündeme getınlıp tartışılmalı, mutlaka "değişim*'e gı- dılmelıdır Türkıye'de var olan "dûzen"ın ar- tık demokratıkleşme sûrecını yakalaması. y a- şamsal bır gereksınme olmuştur Var olan sıs- temın getırdığı partıler, parlamentolar ve ık- tıdar olamayan hükümetler, ancak yenıden yapılanma ıle ışlerlık kazanabüırler Yargıç- lanmızın uyan konuşmalanndakı bazı gerek- çelen gormezlıkten gelmemelıyız Türkıye bır atıhmlar, fırsatlar, başanlar ül- kesıdır Sıvıl toplum orgutlen, lutfen ışsızlık, ekonomık çoküntü, çozumsüzlukler. bazı yan- lış kararlar, dın sömurusu, tankatlar ülkesı olmaktan artık kurtulmamızın mucadelesını ustlenmelıdırler Çağdaş Bilicilerin Ettiği... Muhsine HELlMOĞLU YAVUZ T ürlü tûrlü aymazlıklar vardır Yoksa bınbır türlu mü demelıy- dun Eğıtılmemış, bılısız (ca- hıl) bırakılmış, kışılığı, ahlak- sal (etık) değerlen gelışmemış ınsanlann aymazhklannı bu olçude de olsa anhyorum. ama çeşıtlı eğıtım basamaklanndan geçmış, bılımın ışığı bır şe- kılde de olsa az çok beyınlenne vurmuş ın- sanlann, ıçmde yaşadıklan topluma, ahlaksal değerlere, ınsan olma bılıncıne, hele hele de çocuklara ve gençlere karşı yaptıklan yanlış- lan ne anlayabıhyor ne de bağışlayabılıyo- ram Hanı dıvan şaın, sevgılısının güzellıklen- nı överken "oran yahşi, buran yahşi" dıye sa- yıp döker, sonrada bubır bır saymalardan usa- nıp "hangi birin diyeyim, baştan aşağa yah- şi'' der ya Ben de onun gıbı, hangı bır yan- hştan soz edeyım îçmde yaşadığımız top- lumda öyle uygulamalar var kı baştan ayağa aymazlık Iştebm (Ozelhkle ünıversıteler- dekıne daha sonra değınmek ıstıyorum ) Toprak ananın, üstünde yaşayanlara karşı, adına deprem dedığımız, en acımasız "yekin- mesi" gerçekleşmış, ölen olmuş, kalanlar ölümden beter bır yıkıntı, çöküntû, moda de- yışle bır "travma" ıçındeler Özellıkle yağmur altında, çadırlarda ça- murlar ıçınde ınsanlıkdışı koşullarda ınsanüs- tü bır yaşam savaşımı veren yoksullar, ınana- cak, umut bağlayacak, yakın geleceğın guzel ve aydınlık olacağını soyleyecek bır şaman, bır bılıcı, bır kurtancı ararlarken (kı, gıttım gordum ruh hallen ne yazık kı, şu anda tam da bu "alt-hkel'', "sığmmacı" düzeyde), ken- dılenne yönelık en kuçuk bır yardıma, ıyıleş- tıncı, yapıcı söze gereksınım duyarlarken ("CBnton Baba", "Clınton Amca" çığnşla- n buna en ıyı ornektır sanınm), televızyon ka- nallanndan ustlenne oluk oluk, bılımsellığı ka- nıtlanmamış yenı felakethaberlen akıtılmak- tadır Bunun da kendılennı bu konuda son dere- ce yetkıh-yeterh gören, bu alanın uzmanlann- dan kımılen, beyazcamda ve herkesın önun- de, ışı vaktıyle bırbırlenne karşı "içselleştir- düderi" kışısel ofke ve çekışmelerden oluş- muş zavallı duygulannm düzeyıne ındırerek yapmaktadırlar (Bu alanda. bunlann dışuıda tuttuğumuz çok değerlı bılım adamlanmız var elbette) Tartışma usluplan zaman zaman, "Sen bu işten ne anlarsın, seninle on beş yıl be- raber çalışük, kaç makaie yayunladın, oysa ben şu kadar vayımJadım"abıle varmaktadır Gıderek de bu, yakın gelecekte Istanbul'da deprem olacak öngörusü, kulaktan kulağa ye- nnı "yannolacak"a kadar vardınyor Bukor- ku da ınsanlan tutsak edıp yaşamı durma nok- tasma getırmektedır Ornek ıstersenız, ışte sı- ze en canlısı 16 Kasım Salı günu, sabah do- kuzdakı dersıme gırmek ıçm fakülteye geldı- ğımde smıfta tek oğrencı bıle yoktu Otekı ba- zı sınıflarda da sa> ılan beş on arası değışen kımı "kahramanlar" oturuyorlardı Nedenı- nı sorunca, fakultede bır öncekı akşamüstü, ıkı gun ıçınde dperem olacağı söyFentısının ya- yıldığını oğrendım Bu biT aydın aymazlığı, en azmdan bır ay- dın duşüncesızlığı değılse nedır Beyler (ve hanımlardıyemıyorum, çunku beyazcamdabu deprembıhmcılen arasında henuz bır hanım göremedım) lütfen oturup. kendı aranızda öl- çün bıçın, tartışın, vardığınız ortak sonuçla- n, onereceğınız önlemlerle bırlıkte gü\enılır bır ağızdan ve bılımsel, soğukkanh, ınandm- cı bır tavır \e uslupla halka açıklaym ve yıne çok gerekmedıkçe bu konularda, seyırcı sa- yısını arttırmak ısteyen beyazcamlara çıkıp u sesli düşünmeyin" PENCERE KaraoğlanZorDvumda 'Karaoğlan' bır sureden ben sağın gozctesı ol- muştu, solculara verıp venştınyordu - 8u solcular her şeye karşı çıkariar - Boğaz Köprüsu'ne karşı çıkmışlardı - Hılton'a da karşı çıkmışlardı - Şımdı "tahkım"e karşı çtktyortar Gerçı Boğaz Koprusu'ne en başta Karaoğlan'ın karşı çıktığı bılınıyordu, ama, ne gam' Dun dundur, bugun de bugundur Buyuk sermaye takımı dune kadar Başbakan Ecevit'ı yere goğe koyamıyorlardı Çunku Karaoğlan - Dıle benden, dıyordu, ne dılersen! Ne yazık kı balayı kısa surdu • Şımdı hangı gazeteye ya da televızyona baksan Ecevıt tu kaka!. Neden? Karaoğlan'ın başında bulunduğu Koalısyon Hu- kumetı bır gecede "Deprem Vergısı" çıkardı Baba da bastı mı ımzayı A) gozum seyreyle kıyametı' Ecevıt ustelık dedı kı - Rantıyecının belını kırdık, bundan böyle hak- ça vergı duzenı geçerlı olacak Sen mısın bunu soyleyen'' • Ecevıt yanlış soylemış, 'rantıyecı' yokmuş bız- de, 'tasanufçu' varmış, Karaoğlan 'devletkâğıdı' (bono, tahvıl) alan tasarrufçu yurttaşı cezalandırı- yormuş, vergı yasası da baştan sona felaketmış, ekonomıyı batıracakmış Olur mu olur Ancak bunlar boşuna çabadır, kımı zaman bır uydurma sozcuğu halk tutar Eskı dıncı partının lıderı Necmettin Hoca bu ul- kede avantadan geçınıp paradan para kazanma- yı meslek edınenlere "rantıyecı" demıştı. Lâftuttu Ustelık bugun bızım ekonomıde ağır basan yon- tem "paradan para kazanmak'tu, daha açıkçası "rantıyecı duzenı" ılığımıze ışlemıştır Ecevıt bu duzene karşı çıkabılır mı? . Çıkamaz 1 "Deprem Vergısı" rantıyecı duzenın dışının ko- vuğuna bıle gıtmez • Benım merakım başka IMF, Turkıye'ye geldı, ekonomıyı gozden geçır- di, her şeyı ınceledı, ıflası saptadıktan sonra dedı kı - Benım koşullanma 'evet' dersenız, benım soy- ledıklenmı yaparsanız, sıze kesenın ağzını açanm, dış pıyasada da yeşıl ışığı yakanm Bızımkılenn elı mahkûmdu, 'evet' demesınler de ne yapsınlar 9 Şımdı soaı - Deprem Vergısı adıyla çıkanlan salma, IMF'nın koşullanndan mı? Yoksa bızım 57'ncı hukûme- tın manfetı mı?. • 'Deprem V&rgısı'Ecevıt'ın marrfetıyse, 'rnntfe- cı duzen'de sermaye takımı Karaoğlan'a yuk^lı- mekte haklıdyr: İMFnin ısteklen doğrultj^gLiğgja ıvedılıkle vergı salırvmışsa, Karaoğlan ne yapsm? Bugün depremin Profesyonel gönullulerimiz hâlâ depremzedelerin vanında Işte el ele verip yaptıklanmız Benetton ıle bırlıkte çadır kentierde el orgusu proıesı başlatıyoruz Artık depremzedelerımız kendılenne dağıtılan yün ve şışlerle kışlık şallarını yapıyorlar Aynca fazladan yaptıklan şallar da ucret karşılığı kendılerınden alınıyor Boylece hem bıraz da olsa para kazanmalarını sağlıyoruz, hem de omuzlarındakı yuke sıcak bır kalkan olmaya çalışıyoruz Yardımlannız ıçın (0212) 292 87 27 - 292 08 01 (Iş gunlen saat 10 00/17 00 arası) Ç**f Ttrttjt'mi* Gtkctk Clmcnt "Vergi Kanunlarında Değişiklikler, Dönem sonu İşlemleri ve Ceçici Vergi Uygulamaları" Konulu Mesleki Toplant, 02 Aralık 1999 Perşembe günü, 14.00-19.00 saatlen arasında, Princess Hotel (Maslak)'ta yapılacaktr. Açılış Konuşması Mustafa Öryurek (TÜRMOB Yon Kurulu Başkanı) Oturum Başkanı Huseyın Pervız PUR (Ist YM M Odası Genel Sekreteri) Konuşmaalar Mehmet Alı Özyer (Malıye Bakanlığı Daıre Başkanı) Prf Dr Recep Pekdemır (Ist Unıv Işletme Fak öğretm Üyesi) Dr Bumın Doğrusoz (Mar Unıv Id Bıl Fak Öğretım Ûyesi) Bıkjı ıçın TÛRKİYE MUHASEBE UZMANLARIDERNEĞI Tel 0 212 23610 71 - Faks 0 212 2361715
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle