Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 ARALIK1999 ÇARŞAMBA
:2 O L A Y L A K V İ L (yOIl.lJ!İŞLJljK olay.gorus@cumhuriyet.com.tr
Yolunuz Açık Olsun!..
S
Prof. Dr. Aydin BIÇAKÇI Ege Vnı Ataturk İlkelen ve tnkılâp
Tarıhı Ataştırma ve Uvgulama Merkezı Müdunı
on derecede nazık, demok-
rat, yurtsever, hıç ödun ver-
meden laık, demokratık
TûrtdyeCunıhuriyeti'nı sa-
\unan, \taturkçu Duşun-
, , M ce Derneği, Çağdaş Yaşa-
| mıDestekleıneDerneğigıbısrvil toplum
| orgutlennın yurtta \e yurtdışında gıde-
ı rek devleştığını soyleven, yazan bır ay-
1
dınlatıcı ıdı Prof. Dr. Ahmet Taner Kış-
lalı. "Neden onu seçtfler?" dıyenlere şa-
şıvorsunuz
Hele *O,adeta Ataturk'le butünleş-
miş, Kemahzm'den başka turku soyle-
meven, gunumu/un vığit bir Kuva-yi
Milh>eci'sı\dL ne gunatu vardı kt ona
bö\le kı>düar?" dıye dovunenlere ba-
kıp, "Acaba ben aklımı mi yföntim?" dı-
ye dûşuntnekten kendınızı alamıyorsu-
nuz "Yahu.onusaltrnıözelliklerinede-
niyleoldurduler. Turk Ulusu'nu parça-
lamak. vt)k etmek, kendi çıkarlan doğ-
rultusunda somurmek ıstevenlerin bel-
ki de \uzwilardan ben çok emek. para
harcavarak, sınsıce orgutlenerek vap-
bkları ve u>guladıkları planlan altust
eden kökten yuce bir ulusu bıkmadan,
usanmadan uyandıran ve bunu taşla,so-
pav la, bombayla değiL akıtla, bilimk ve
kendine ozgu o vumuşacık ama kararh
bıçımıvle başarmakta olan bir gerçek-
ten a\dın olduğu ıçın katfettiler" dıye hay-
kırmak ıstıyorsunuz
Ama sonra duruyor \e yukardakı gı-
bı duşunenkn "Elbette onlar da olayın
ayırdındalar. ancak o anda duyduklan
büyfik acı nedeniyle, sanki bilmıyorlar-
nuş gibi konuşuyorlar* de\ıp bağışlı-
yorsunuz
Bır de Cumhunyet gazetesınde çalı
şanlann "Cumhuriyet'te yazanlar he-
def alınıyor" yorumlarına takıh\or
"Cumhuriyet'te vazdıklan için değiL,
düşuncelen ve >azdıklanndan dolayi 6i-
düruklukleriıu,ama o> leduşunen yazar-
lann ilkeleriyie koşutotan gazetderde top-
landıklannı pekala biliyorlar" dıyorsu-
nuz
Kışlalı olajı sıze ıster ıstemez eskı
gunlen anımsatıyor Sıyasetçılere
"TCK'den 163. maddevi kaldırmayuı.
yoksa bir cunıa namazı sonrası Tfirki-
ye'nin bırçok yerinde buüerce Kubüav
olayı yaşanz" dıyen Prof. Dr. Muam-
mer Aksov ve Sıvas yanguu gelıyor ak-
hnıza "Atatürk'ün Büyük Nutku'nun
sonunda, Gençliğe Seslenişi'nde cum-
hunvetten bile önce yer verdıği bağun-
SEhk(istiklaO,aınatanihagınısi2İığmone-
mini vurgulamasıvla \e buna bağh ola-
rak ulusal petrolve madenlerimız konu-
sundaki irdefetemeferivie ûn yapnuş o yü-
mazAtaturkçuyu de a> ıuçevreler ve ay-
nı nedenlerle oldurmedüer mi?" dıye
düşunuyorsunuz Arkasından, "Düşün-
ce yolundan ca> dınlamayanlar, her tûr-
lütehditleyüdınlamayanlar içın kuttan-
dıklan vontem oldurmek, boylelikk bir
taşla ikı kuş vurulmuş olacak. Bir yan-
dan avdınlık kaynağı kururulacak, öte
yandan buradan alınacak dersle başka
kaynaklann tşnnasıengellenmiş olacak"
yorumuyla dalıp gıdıvorsunuz
Prof Dr Aksoy'unoldûrûluşûnûner-
tesı günu sevgıh eşının Cumhunyet ga-
zetestne söyledığı şu sözlen bır tûrlü
unutamıyorsunuz "Ona, bak Muam-
mer bunca yıldır Türkjye Cumhuriyeti
ve Ataturkçühık için yeterince katlûda
bulundun. SürekHtebdh ediHyorsun. Bt-
rak, biraz da başkalan çahşsın" dıyor-
dum "Hakhsınhaıumdeyipodasınaçe-
kilhordu. Ancak, 15-20 dakika sonra
geri dönüp 'Öyte diyorsun hanun ama
çocuklar ne olacak' diye soruyordu."
Sonra "Bügj sahibi olmadan fikir sa-
hibi olunmaz" sozuyle adeta bır atasö-
zunûn mıman Uğur Mumcu gelıyor gö-
zunuzun onune Koşesmde her gun, gu-
zel ulkemızın sorunlannı akıl almaz bır
ınatla araşurarak, sorgulayarak \e her yo-
nuyel bılımsel bır yaklaşımla kaynağı-
na ınerek ortaya dokup, Türkıye'nın
duşmanlannın yüzûnü ortaya çıkaran
ve bunu başarması bır tûrlü engellene-
meyen, kemıklennm ılığıne, genlenne
kadar Ataturk'le yoğurulmuş gazetecı-
yazar. hukukçu aydın Bır an acı acı
"Onun kaderinin de öburierine benze-
mesi bekfenirdi" sozlerı dokulüyor ağ-
zınızdan
Bırden sevgıh Uğur Mumcu'nun ce-
naze törenındekı ınsan selı gelıyor ak-
hnıza ve kendı kendınıze soruyorsunuz
"O gûn bir müyonu aşkın insaıun o yağ-
murun altında Uğur'u, uğuriamak için
bir araya gelmesi yerine, söylediklerine
yazdıklanna kulak veren vüz bin kişi ol-
saydı ve onlar Mumculan'na, savundu-
ğu gönışlere sahip çıksalardı ve şimdi
laik, demokratik Turkiye Cumhuriyeti
uzun veinceyolunda onunlaelele,omuz
omuza koşuyor dsaydık daha guzel ol-
mar mıydı?"
Sahı, Aziz Nesin de toplumla yaptığı
söyleşıde "Törenemflyonun üstûnde in-
sangitti, ama Cumhuriyetgazctesi gün-
deyüz bin satıyor*' deyıp kımılennı akıl-
sızlıkla suçlarken başlangıçta çok yadır-
ganrruş, ama sonra da bu sözlennın doğ-
ruluğuna ınanılmış ve çok alkış alma-
mış rruydı
9
Daha da eskılere gıdıyorsunuz Abdi
tpekçi gelıyor düşünûze Sağduyulu,
yansız yaalanyla bızı cezbeden, ama ay-
nı kışılenn ışını bozup, onlenne set çe-
kenbtrgazetebaşyazan Toplum onun-
lagüçlenıyor, ıyryle kotunûn ayırduıa var-
ma yetısını kazanıyor Bundan rahatsız
olanlann harekete geçUklennı duşunü-
yorsunuz
Hıçaklınızabruyor "tlk,ortavevûk-
seköğretimde, duzentenenyasaveyöoet-
meniüerın de gereğı, cocuklanmıza ve
gençlerimize Atatûrk Dke ve Devrimk-
ri özümsetilmeye çalışüıyor. Anayasa-
mızda Atatürk'un öndertiğinde ablan
temeüer doğrultusunda btrçok huküm
varken onun her şeyden önce gozettiğj
UlusalEgemenliguı uvgulama alanıolan
TBMM de u>e olunurken içilen antor-
tadayken. Turkhe'de Atatürk'u ve Ata-
turkçülüğü savıınmak, öMurülmevi ge-
rektiren bir suç olabinyvr. Bu naâl bir
çeUşkidir?''
Gehşmelen bır turlu anlamlandıra
mıyorsunuz "YargıtsB'Cumhuriyet Baş-
savcıhğı gibi, yasalanmızın. parlamen-
ter demokrasflerin yapı taşlan olduğu hal-
de. siyasal parülerin gerektiğinde kapa-
tıunası işlemlerinın bıle başlatılması go-
re> ve yetkisinı verdiği yuksek bir dev-
let makamında bulunan bir Idşinin, ba-
sına açıkladığı görüşleri, devktin en üst
kaündakikr larafindan, ulusun ozgur ıs-
tenciyk behrienmış yuce Mecusunm \e
devlet kurumlannı küçfik duşfirduğü
savıyla şıddetle eleştın\or. \Tne yasala-
nmızın verdiği \etkiyle. yasaları iptal
edebilen. anavasamızın tanıdığı vetkiy-
le,gerektiğinde cunüıurbaşkanlaruu da-
hi >arguayabüen yuksek bir mahkeme-
nin e\-velce uzun yıllar çok başanlı hiz-
metkr vernuşsaygın bir başkaıu da, baş-
savcınınkine benzer goruşlen dile geb-
rebiliyor. Pekala, Ataturk İlkeveDevTİm-
terine baghhğı kuşkusuz olan bu kişile-
ri, böylesi makamlara yukselten devlet
değil midır? Onlara- yetkilennı veren
anayasa ve yasalar değil midir? Yasala-
rı yapan TB^M değil midir? Ve bu ki-
şeler, TBMM ve devlet kurumlaruun
küçuk düşürüleme\eceğini bilmezler
mi? Bugünlere değm,hep yetldve sorum-
hıluklannıngereğini vapmanuşlarmMhr?
O halde, onlan böylesıne eJeştirmeden
önce, eğer oyle ıse (!), soylediklerinin
doğnı ohnadığını kanıdamak daha ya-
kışıkb olmaz rm?"
Aklınız gıderek kanşmaktayken bır-
den sağduyunuz bedenınızde canlı, te-
mız ve sıcak bır kan dolaşımını sağh-
yor Ölçusu kaçınhruş bır ıyımserlıkle
yaklaştıgınız gelecektekı bır olasılığm
değil, hemen 75-80 yılcık önce yansız
tarıhlenn altıh harflerle yazdığı desta-
mnızın havası dolduruyor cığerlennızı
ve ne badırelen atlatarak bugünlere gel-
dığınızı anımsayıp "Yok.benim soyhı ukı-
sum kunı guruituye pabuçbırakmaz, ben
de ulusuımın bu* bıreyi olarak, atalanm
gibi, ustume duşem, gozumu kırpma-
dan v'apanm" demekten kendınızı aia-
mıyorsunuz
"Hem Magosa'ya sürülmek Namık
KemaTi
l
Ne efsunkar ımışsın ey dıdar-
ı hûmyet / Esır-ı aşkın olduk, gerçı kur-
tulduk esareften' demekten caydu-abil-
mişmiydi? NamıkKemaTkerden Tevük
Fikret'lerden esinlenerek Mustafa Ke-
mal doğmamış mıvdı?"
"Dunya tanhinde ryıvi. dogruvu, gü-
zeli savunan başka ınsanlann kaderleri
de değiştnemiş. En somut orneklerden
biri Gaüleo idi" dıye zıhnınızde bır y ar-
gılama yapıyorsunuz "Dünyanın dön-
düğünıi savunduğunda kendisini Engi-
zisyon mahkemesinde bulmuştu. Böy-
lesi bir bilim adamuıa o gun buyük bir
hiddetle ve acımasıdıkla karşı çıkanla-
rın gfinümOze ulaşan torunlan Gali-
leo'nun savunduklan vönunde yuriıye-
rek bugun uzayi fethettiler."
Yureğınızın dennlıklennde bır yan-
dan "Aksovlar. Mumcular.Kışlahlarol-
mezdiyoıiar ama, bir bakıma onlar ger-
çekten ölduruluyoriar, çunku onlardan
bırakuı Türkiye'yi, dünyada dolularca
yok. Yakılan yüzyıllık çam ormanlannı
veniden ve eskısi gibioluşturmak ne ka-
dar zaman alır" dıye acı acı düşunur-
ken, ote >andan "Atalanmdan akhğun
miras gereğı umıtsızuğe kapümak gibi
bir şansım da, hakkım da yok" deyıp,
başınızı yukan kaldınyorsunuz "Be-
nim de, yandaşlanmuı da daha yapabi-
leceginüz çok şeyler var. İşe once ayna-
da kendime, sonra başunı penceremden
uzaüpazizvurdum \nadolu'magulüm-
semekle başlamahyım, çunku bunu hak
edıvorum. çunku bunu Kubilay 'dan bu
yana butun devrim şehitlenm hak edı-
yor" dıyorsunuz \e bıreysel çabalann
gûçlu olamadığını, başanya ulaşmak
ıçtn kesınlıkle orgutlenmenın gerektığı-
nı duşunup, kendı kendınıze soz \enyor-
sunuz "Ataturkçu Düşunce Demeği,
Çağdaş Yaşamı Destekteme Derneğivb.
srvil toplum orgutlerine katüacağun ve
orada etkin çahşmalar vapacağnn."
Sonra "\taturk"ten, Ataturkçulfik-
ten. ulusal andımın çızdığı > urt toprak-
larunı korumaktan.çağdaş uv garlîktan,
tam bağımsızuktan. cumhunvetten, ay-
dınlanmadan.akıl ve bihmdtn, ulusal eği-
timdea, ulusal ve evrensel sanattan, ulu-
sumu \e tum insanhğı sevraekten, hoş-
gönıden kısacası adam otmaktan vazgeç-
mem, yoksa Çanakkale. Kocatepe. Dum-
lupmar, Guneydoğu voremızdekilerie,
Tütengiber, Karafakıler. Ipekçıler, Ak-
soylar, Mumcular. Dursunlar, Lçoklar,
Emeçler, Ku Üarlar, Kışlablar boşuna o(-
muşoluriar" dıvorsunuz ve dudaklan-
nızdan hıç unutmadığınız eskı bır marş
dökuluyor
Dağ başını duman almış / Gûmüş de-
re durmaz akar / Guneş ufaktan şimdi
doğar / V uruvelim arkadaşlar.
Duşunuyorum da, çok haklısınız
Sıze bır öğudum yok, cunkü sız ne ya-
pacağınızı bılıyorsunuz Gunlennız ay-
dınlık, yolunuz açıkolsun Anadoludo-
lusu saygılanrru sunanm
ARADA BtR
GUNDUZ AYBAY Hukukçu
jCundıurbaşkanı Ne
İ İstiyor?
Gazetecı Sayın Sedat Ergin'le yaptığı konuş-
mada, Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demi-
rel şunları soylemış (1111999 tanhlı Hurnyet
gazetesınm 23 sayfasına bkz)
"Islam, dunya ahvalım tanzım etmıştor Bunu tan-
zım ederken bır kısım hususlann devlet tarafın-
dan, bırtakım hususlann da kışıler tarafından ya-
pılmasını ongormuş ve netıcede yanlış hareket-
lere cezalar getırmıştır Cumhurıyet'le bırlıkte ıse
bunların bır kısmını yenı kanunlarla tanzım etmek
zaruretı doğmuştur "
Cumhurbaşkanının bu açıklaması çok onemlı b»r
yanlışlık ıçermektedır Yazar Sayın I. Selçuk
5 11 1999 gunku Cumhunyet'te yer alan yazısı-
na Cumhurbaşkanının bu sozlennı alarak başla-
mış ve 02 30-232 ayetın yennı yenı kurallann al-
dığını soyleyen Cumhurbaşkanının yanılgısını, çe-
lebıce bır yumuşaklıkla gozler onune sermıştır
"Kuran 'ın çoğu ayetı daha Osman/ı Devletı dö-
nemınde uygulamadan kalkmıştı, Sayın Cumhur-
başkanı bu noktayı vurgulamamış ya da unut-
muş "
232 ayetın uygulanmadtğının saptanmış olma-
sı ılgınçtır, bugunku mevzuat ıle şenatı karşılaştı-
rarak 230-232 adet uygulama atanı olmayan ayet
belırlenmesı gerçekten zoryurutulen tıtızve onem-
lı bır çalışmanın urunu olabılır Pekı boyte bır ça-
lışma daha 19 yy'da, yanı Osmanlı Imparatorlu-
ğu donemınde yururluğe gırmış laık yasalan gor-
memış olabılır mı'' Bu çalışmayı yurutenler "şen-
at kurallan yalnızca Cumhunyet donemı yasala-
nyla yururlukten kalkmıştır" demış olabılırler mı?
Osmanlı donemınde tıcaret yaşamını duzenle-
yen ıkı yasanın adını ve yururiuğe gınş yıllannı ve-
relım
* Ticaret Yasası (1850), Kanunname-ı Tıcaret)
* Denız Tıcaret Yasası 1864, Kanunname-ı Hu-
mayun-u Tıcaret-ı Bahnye)
Ceza Hukukuyla ılgılı olan ve Islam şenatı hu-
kumlennı değıştıren ya da tumuyle uygulamadan
kaldıran kurallan da şoyle sıralayabtlınz
* Fatıh Kanunnamelen (15 yy)
' Kanunı Sultan Süleyman Kanunnamelen (16.
yy)
" Ceza Kanunname-ı Humayunu (1858), bu ya-
sa 1810 Fransız Ceza Yasası'nın aynen çevınsı-
dır yanı tam bır laık yasadır)
Gorulduğu gıbı, Cumhurıyetın kuruluşundan
60-70 yıl once Osmanlı devletınde -dar kapsam-
lı kısa yasalar dışında- yuzlerce maddeden olu-
şan laık kodlar kabul edılmıştır, bu apaçık gerçe-
ğın gormezden gelınmesı şaşırtıcıdır
Cumhurbaşkanı Sayın Demırel'ın başında pa-
dışatV halıfe bulunan Osmanlı Devletı donemın-
de Islam şenatı hukumlennı uygulamadan kaldı-
ran yuzlerce maddelık "tod"larçıkanldığı olgusu-
nu gızlercesıne
"Cumhunyetle benımsenen hukuk, Kuran'ın
getırdığı 230-232 ayetın yenne başka kurallar ko-
yuyor "
demesı unutkanlıkla açıklanması zor, vahım bır
yanlışlıktır Bana oyle gelıyor kı, cumhurbaşkanı-
nın bu "unutkanlığı" boyle bır çalışma başlatma-
sındakı siyasal nıyetını ya da amacını ortaya koy-
maktadır
Kanımca, masum bırtavnn, uzlaşma ve hoşgo-
ruye dayanan uygar bır tutumun gıysısıne burun-
durulmuş olan bu gınşım, Turkiye Cumhunyetı
vatandaşlannın geleceğı ıçın buyuk bır tehlıke sa-
yılmalı ve aydınlann her kesımınce kesın bırtep-
kıyle karşılanmalıdır
Cumhurbaşkanlığı Sorunu
Prof.Dr.CefâlEKTUĞ
C
umhurbaşkının süresı dolmak
uzere Yenı Cumhurbaşkanı
seçımı gıderek çozümsüzlü-
ğe suruklenmektedır Oysa bu
konunun açıklığa kavuşması,
Tûrkıye'yı» ıçınde bulunduğu
sıkıntılardan kurtulma doğrultusunda ılk adım
olacaktır Ortalıkta yapay bır sessızlık var, bu
sessızhğın perde arkasmda da bazı küçuk he-
saplar,
U
A1 gülüm ver gülüm" pazarhklan,
tehlıkelı ödunler fısıldanmaktadır
Bugunku ortamda, yanı yenı duzenleme ol-
madan, sağlıklı bır çözüme ulaşılması kesın-
lıkle olanaksızdır
Sayın Demirel, aylar önce başkarun halk ta-
rafından seçılmesıru önermekteydı Aynca
yan başkanhk sıstemıne gıdılmesmın de tar-
tışılmasını ıstıyordu Ancak, bu önerıye par-
tı genel başkanlan "Türkiye bu değişime he-
nüz hazır değüdir" gıbı haksız bır yanıt ver-
dıler Gerekçe olarak da Başkan'ın aşın yet-
kıye kaçabıleceğını ılen sürdüler Ama bu
karşı koyma, gerçekte "Liderler Sultasmm"
elden gıdeceğı kuşkusundan kaynaklandığı
şeklmde yorumlanmıştı Çünkühıçbıryan,ya
da tam başkanhk sıstemınde, bu gününün li-
derler hegemonyası kadar aşın otonteye gı-
dıldığı gorülmemıştır
Herhangı bır "dûzenleme" soz konusu ol-
madığma göre, var olan koşullarda Cumhur-
başkanı seçmek son derece sakıncalı blasıhk-
lan gundeme getırecektır
Kulisteld senaryo: Bu parlamento, demok-
ratık ışlerhk kazanamamış, demokratıkleş-
menın doğasmaters duşenbır "liderierPar-
lamentosu"dur Burada parlamentenn halk
ıradesıne dayalı gücü değil, lıdenn "mutlak
egemenliğj" soz konusudur Hıçbır Meclıs
üyesının genel başkanına karşın, hıçbır ma-
kama aday olabılmesı, hatta konuşabılmesı,
mumkun değıldır Hemen hepsı zaten atama
üe gelmıştır Tabu bu durumda Cumhurbaş-
kanı adayıda,-paıu başkanlanndan bin ola-
caktır -«X>^.»»|i».« -
Şımdi şıras^:la»^>pÖ|MtaScanlannın, cum-
hurbaşkanlığı adavhğını gozden geçırelım .
Sayın Ecevit'm anay asaya gore aday olabıl-
mesı olanaklı değıldır, yuksek öğrenım dıp-
loması olmadığı ıçın
Sayın Bahçeli ve partısı, böyle bır adayh-
ğın, acelecılık olacağı ımajını vermektedır
DYP hden yenıden seçımlışse de ıç sorun-
lannı aşmış, ıtıbannı yukseltmış durumda de-
ğıldır Aday olma cesaretı geçersızdır
Sayın Kutan ve partısının de, siyasal ts-
lamcılık türbancılık ve yargı kaygılan ıle
adayhkta ıddıalı olduklan sanılamaz Genye,
ıktıdann kuçuk ortağı, ANAP Genel Başka-
nı Mesut Yılmaz kalıyor
Saym Yılmaz, bu parlamentonun, bu sıste-
mın, bu "çAar", ^popüKzm". "Demagoji", "ent-
rika", "Makyevelizm'' eksenınde kurulmuş
partılenn, tek adayı olarak "kulise" gırmış
bulunmaktadır
"28 Şubatta darbe olacaktı ben önledim",
"Devlettamamen çökmüştür.\eruden yapuan-
masıgerekınektedir'' gıbı çağnlarlakampan-
yasmı başlatmış, perde arkasında da her tur-
lü "ödnn" vererek, Bızans oyunlannı kulla-
narak, takıyye yoluyla tankatçılara selamlar
gondererek, oy potansıyelını arttırma yolun-
dadır Aslında bu tur seçım kampanyası, bu
koşullann ıçmde bocaladığımız sıstemm, do-
ğalstratejısının ahşılmış urünüdür
Özal ve Sayın Demirel de parlaentonun oyu
ıle Çankaya'ya çıkarken benzer stratejıyı kul-
lanmışlardı
Ancak köprulennaltında sulargeçü, çok şey-
ler değıştı Aynca Özal ve Demirel, kışılıkle-
n, toplumdakı ımajlan ıle farklıydılar Bugü-
nün koşlulannda bu yol büyük tehlıkelerle
doludur
Sakıncalı adaylık: Gunümuzde bu koşul-
larda bu parlamentodan. Cumhurbaşkanı se-
çılmesı kamuoyunca asla doğal karşılanamaz
Geçmışı anımsarsak Cumhurbaşkanı seçım-
^4erının hep çok mucadeleh ve sakıncalı oldu-
ğunu goruruz 12 Eylül darbesının, Cumhur-
başkanı seçımı bunahmraın sonu olduğu da
unutulmamahdır Siyasal partılenn yapılan-
malannın, partı başkanlannın tutumlannm, de-
mokratıkleşmeye, parlamentonun ıtıbanna
gölge düşurduğü saklanamaz duzeye ulaş-
mıştır
• • •
Sayın Yılmaz, Yüce Dıvan'a gıdıp aklan-
madan koalısyonda gorev almayacağmı açık-
lamıştır Şımdı afFı gozlemektedır Bellekler-
de bır "Türk Ticaret Bankası îhalesi", "Ala-
attinÇakıcıserûv eni, Peşte'dej umruklanma'
1
gıbı anılar da tazehğını korumaktadır
Ve Türkıye'de seçmen ıradesı Fazılet, ANAP,
DYP'yı yuzde onlara ındırmıştır, bugun ka-
rarsızlar, yanı hıçbır partıyı tutmayanlar yuz-
de ellılen aşmıştır Bu durumda, bu parla-
mentonun seçeceğı Cumhurbaşkanını, halkın
başkanı olarak ozumsetmek olanaksızdır
Başkanın halk tarafından seçılmesı kesın zo-
runlulukdurumuna gelmıştır Seçım yasasın-
da değışıkhk yaparak ıkı derecelı sısteme gı-
dılmeyı gerektırmektedır Yan başkanhk sıs-
temının de tartışmaya açılması yurütme ıle
yasama erkmm aynlması kesmlıkle gündeme
getınlıp tartışılmalı, mutlaka "değişim*'e gı-
dılmelıdır Türkıye'de var olan "dûzen"ın ar-
tık demokratıkleşme sûrecını yakalaması. y a-
şamsal bır gereksınme olmuştur Var olan sıs-
temın getırdığı partıler, parlamentolar ve ık-
tıdar olamayan hükümetler, ancak yenıden
yapılanma ıle ışlerlık kazanabüırler Yargıç-
lanmızın uyan konuşmalanndakı bazı gerek-
çelen gormezlıkten gelmemelıyız
Türkıye bır atıhmlar, fırsatlar, başanlar ül-
kesıdır Sıvıl toplum orgutlen, lutfen ışsızlık,
ekonomık çoküntü, çozumsüzlukler. bazı yan-
lış kararlar, dın sömurusu, tankatlar ülkesı
olmaktan artık kurtulmamızın mucadelesını
ustlenmelıdırler
Çağdaş Bilicilerin Ettiği...
Muhsine HELlMOĞLU YAVUZ
T
ürlü tûrlü aymazlıklar vardır
Yoksa bınbır türlu mü demelıy-
dun Eğıtılmemış, bılısız (ca-
hıl) bırakılmış, kışılığı, ahlak-
sal (etık) değerlen gelışmemış
ınsanlann aymazhklannı bu
olçude de olsa anhyorum. ama çeşıtlı eğıtım
basamaklanndan geçmış, bılımın ışığı bır şe-
kılde de olsa az çok beyınlenne vurmuş ın-
sanlann, ıçmde yaşadıklan topluma, ahlaksal
değerlere, ınsan olma bılıncıne, hele hele de
çocuklara ve gençlere karşı yaptıklan yanlış-
lan ne anlayabıhyor ne de bağışlayabılıyo-
ram
Hanı dıvan şaın, sevgılısının güzellıklen-
nı överken "oran yahşi, buran yahşi" dıye sa-
yıp döker, sonrada bubır bır saymalardan usa-
nıp "hangi birin diyeyim, baştan aşağa yah-
şi'' der ya Ben de onun gıbı, hangı bır yan-
hştan soz edeyım îçmde yaşadığımız top-
lumda öyle uygulamalar var kı baştan ayağa
aymazlık Iştebm (Ozelhkle ünıversıteler-
dekıne daha sonra değınmek ıstıyorum )
Toprak ananın, üstünde yaşayanlara karşı,
adına deprem dedığımız, en acımasız "yekin-
mesi" gerçekleşmış, ölen olmuş, kalanlar
ölümden beter bır yıkıntı, çöküntû, moda de-
yışle bır "travma" ıçındeler
Özellıkle yağmur altında, çadırlarda ça-
murlar ıçınde ınsanlıkdışı koşullarda ınsanüs-
tü bır yaşam savaşımı veren yoksullar, ınana-
cak, umut bağlayacak, yakın geleceğın guzel
ve aydınlık olacağını soyleyecek bır şaman,
bır bılıcı, bır kurtancı ararlarken (kı, gıttım
gordum ruh hallen ne yazık kı, şu anda tam
da bu "alt-hkel'', "sığmmacı" düzeyde), ken-
dılenne yönelık en kuçuk bır yardıma, ıyıleş-
tıncı, yapıcı söze gereksınım duyarlarken
("CBnton Baba", "Clınton Amca" çığnşla-
n buna en ıyı ornektır sanınm), televızyon ka-
nallanndan ustlenne oluk oluk, bılımsellığı ka-
nıtlanmamış yenı felakethaberlen akıtılmak-
tadır
Bunun da kendılennı bu konuda son dere-
ce yetkıh-yeterh gören, bu alanın uzmanlann-
dan kımılen, beyazcamda ve herkesın önun-
de, ışı vaktıyle bırbırlenne karşı "içselleştir-
düderi" kışısel ofke ve çekışmelerden oluş-
muş zavallı duygulannm düzeyıne ındırerek
yapmaktadırlar (Bu alanda. bunlann dışuıda
tuttuğumuz çok değerlı bılım adamlanmız
var elbette) Tartışma usluplan zaman zaman,
"Sen bu işten ne anlarsın, seninle on beş yıl be-
raber çalışük, kaç makaie yayunladın, oysa
ben şu kadar vayımJadım"abıle varmaktadır
Gıderek de bu, yakın gelecekte Istanbul'da
deprem olacak öngörusü, kulaktan kulağa ye-
nnı "yannolacak"a kadar vardınyor Bukor-
ku da ınsanlan tutsak edıp yaşamı durma nok-
tasma getırmektedır Ornek ıstersenız, ışte sı-
ze en canlısı 16 Kasım Salı günu, sabah do-
kuzdakı dersıme gırmek ıçm fakülteye geldı-
ğımde smıfta tek oğrencı bıle yoktu Otekı ba-
zı sınıflarda da sa> ılan beş on arası değışen
kımı "kahramanlar" oturuyorlardı Nedenı-
nı sorunca, fakultede bır öncekı akşamüstü,
ıkı gun ıçınde dperem olacağı söyFentısının ya-
yıldığını oğrendım
Bu biT aydın aymazlığı, en azmdan bır ay-
dın duşüncesızlığı değılse nedır Beyler (ve
hanımlardıyemıyorum, çunku beyazcamdabu
deprembıhmcılen arasında henuz bır hanım
göremedım) lütfen oturup. kendı aranızda öl-
çün bıçın, tartışın, vardığınız ortak sonuçla-
n, onereceğınız önlemlerle bırlıkte gü\enılır
bır ağızdan ve bılımsel, soğukkanh, ınandm-
cı bır tavır \e uslupla halka açıklaym ve yıne
çok gerekmedıkçe bu konularda, seyırcı sa-
yısını arttırmak ısteyen beyazcamlara çıkıp
u
sesli düşünmeyin"
PENCERE
KaraoğlanZorDvumda
'Karaoğlan' bır sureden ben sağın gozctesı ol-
muştu, solculara verıp venştınyordu
- 8u solcular her şeye karşı çıkariar
- Boğaz Köprüsu'ne karşı çıkmışlardı
- Hılton'a da karşı çıkmışlardı
- Şımdı "tahkım"e karşı çtktyortar
Gerçı Boğaz Koprusu'ne en başta Karaoğlan'ın
karşı çıktığı bılınıyordu, ama, ne gam'
Dun dundur, bugun de bugundur
Buyuk sermaye takımı dune kadar Başbakan
Ecevit'ı yere goğe koyamıyorlardı
Çunku Karaoğlan
- Dıle benden, dıyordu, ne dılersen!
Ne yazık kı balayı kısa surdu
•
Şımdı hangı gazeteye ya da televızyona baksan
Ecevıt tu kaka!.
Neden?
Karaoğlan'ın başında bulunduğu Koalısyon Hu-
kumetı bır gecede "Deprem Vergısı" çıkardı
Baba da bastı mı ımzayı
A) gozum seyreyle kıyametı'
Ecevıt ustelık dedı kı
- Rantıyecının belını kırdık, bundan böyle hak-
ça vergı duzenı geçerlı olacak
Sen mısın bunu soyleyen''
•
Ecevıt yanlış soylemış, 'rantıyecı' yokmuş bız-
de, 'tasanufçu' varmış, Karaoğlan 'devletkâğıdı'
(bono, tahvıl) alan tasarrufçu yurttaşı cezalandırı-
yormuş, vergı yasası da baştan sona felaketmış,
ekonomıyı batıracakmış
Olur mu olur
Ancak bunlar boşuna çabadır, kımı zaman bır
uydurma sozcuğu halk tutar
Eskı dıncı partının lıderı Necmettin Hoca bu ul-
kede avantadan geçınıp paradan para kazanma-
yı meslek edınenlere "rantıyecı" demıştı.
Lâftuttu
Ustelık bugun bızım ekonomıde ağır basan yon-
tem "paradan para kazanmak'tu, daha açıkçası
"rantıyecı duzenı" ılığımıze ışlemıştır
Ecevıt bu duzene karşı çıkabılır mı? .
Çıkamaz
1
"Deprem Vergısı" rantıyecı duzenın dışının ko-
vuğuna bıle gıtmez
•
Benım merakım başka
IMF, Turkıye'ye geldı, ekonomıyı gozden geçır-
di, her şeyı ınceledı, ıflası saptadıktan sonra dedı
kı
- Benım koşullanma 'evet' dersenız, benım soy-
ledıklenmı yaparsanız, sıze kesenın ağzını açanm,
dış pıyasada da yeşıl ışığı yakanm
Bızımkılenn elı mahkûmdu, 'evet' demesınler
de ne yapsınlar
9
Şımdı soaı
- Deprem Vergısı adıyla çıkanlan salma, IMF'nın
koşullanndan mı? Yoksa bızım 57'ncı hukûme-
tın manfetı mı?.
•
'Deprem V&rgısı'Ecevıt'ın marrfetıyse, 'rnntfe-
cı duzen'de sermaye takımı Karaoğlan'a yuk^lı-
mekte haklıdyr: İMFnin ısteklen doğrultj^gLiğgja
ıvedılıkle vergı salırvmışsa, Karaoğlan ne yapsm?
Bugün depremin
Profesyonel
gönullulerimiz hâlâ
depremzedelerin
vanında
Işte el ele verip yaptıklanmız
Benetton ıle bırlıkte çadır kentierde el
orgusu proıesı başlatıyoruz Artık
depremzedelerımız kendılenne dağıtılan
yün ve şışlerle kışlık şallarını yapıyorlar
Aynca fazladan yaptıklan şallar da ucret
karşılığı kendılerınden alınıyor Boylece
hem bıraz da olsa para kazanmalarını
sağlıyoruz, hem de omuzlarındakı yuke
sıcak bır kalkan olmaya çalışıyoruz
Yardımlannız ıçın
(0212) 292 87 27 - 292 08 01
(Iş gunlen saat 10 00/17 00 arası)
Ç**f Ttrttjt'mi* Gtkctk Clmcnt
"Vergi Kanunlarında Değişiklikler,
Dönem sonu İşlemleri ve Ceçici
Vergi Uygulamaları"
Konulu Mesleki Toplant,
02 Aralık 1999 Perşembe günü, 14.00-19.00
saatlen arasında,
Princess Hotel (Maslak)'ta yapılacaktr.
Açılış Konuşması Mustafa Öryurek
(TÜRMOB Yon Kurulu Başkanı)
Oturum Başkanı Huseyın Pervız PUR
(Ist YM M Odası Genel Sekreteri)
Konuşmaalar Mehmet Alı Özyer
(Malıye Bakanlığı Daıre Başkanı)
Prf Dr Recep Pekdemır
(Ist Unıv Işletme Fak öğretm Üyesi)
Dr Bumın Doğrusoz
(Mar Unıv Id Bıl Fak Öğretım Ûyesi)
Bıkjı ıçın TÛRKİYE MUHASEBE UZMANLARIDERNEĞI
Tel 0 212 23610 71 - Faks 0 212 2361715