Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 KASIM 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFÂ
HABERLER
RTÜK'ün yaptığı araştırmada, ceza uygulamalan yüzde 74 oranında olumlu karşılandı
TV kapatmaya çiftçiden onay
ANKARA (Cumhuriyet Bürosujı - Radyo
ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTUK) yap-
tığı araştırmaya göre, yayın kuruluşlanna uy-
gulanan uyan ve kapatma cezalannı en faz-
la çiftçiler olumlu bulurken en çok hâkimler
karşı çıkıyor. Üst kurulun kararlannın yüz-
de 74 oranında olumlu karşılandığı savunu-
lurken üniversite mezunlan olumsuz görüş
bildirenlerin başında yer alıyor. Erzincan ili
ve Doğu Anadolu Bölgesi de RTÜK'ün ka-
rarlannı onaylamıyor.
RTÜK tletişim Dergisi'nde yayımlanan,
RTÜK Kamuoyu ve Yayın Araştırmalar Da-
iresi Başkanı Ceogiz Ozdiker'in yaptığı
"Türkiye Tetevizyon Yayınlan Kamuoyu
Araşûrraasr ülke genelinde 6 bin 614 kişi-
nin katılımı ile gerçekleştirildi. Araştırmaya
katılanlann yüzde 74.5'i RTÜK uygulama-
lannj olumlu bulurken yüzde 22.71' i olura-
suz olarak değerlendirdi. Araştırmaya göre
RTÜK'ün cezalannı olumlu karşılayanlar
yüzde 84 oranı ile en fazla lç Anadolu Böl-
gesi'nde yoğunlaşırken en yüksek düzeyde
olumsuz değerlendirenler yüzde 33.7 oranı
ile Doğu Anadolu Bölgesi'nde bulunuyor.
Üst kurulun kararlannın onaylanma oranına
göre bölgeler şöyle sıralanıyor:
u
İç Anadolu Bölgesi. Marmara Bölgesi.
Karadeniz Bölgesi Güne> doğu Anadolu Böl-
gesi Akdeniz Bölgesi, Ege Bölgesi Doğu Ana-
dolu Bölgesi."
Olumlu görüş bildiren illerin başında yüz-
de 83 oranı ile Sıvas yer alırken bunu Anka-
ra, Eskişehir. Elazığ ve Trabzon izliyor. En
fazla olumsuz görüş bildirilenil ise Erzincan
olurken bu ilin arkasından Zonguldak, An-
talya ve Diyarbakır geliyor.
Araştırmada RTÜK'ün cezalannı en çok
olumlu karşılayan meslek grubunun yüzde
93 oranıyla çiftçiler oldugukaydedildi. Çift-
çileri sırasıyla polisler, teknisyenler, eczacı-
lar. sekreterler, öğretim görevlileri, emekli-
ler ve astsubaylar izlerken en yoğun biçim-
de olumsuz değerlendirmede bulunanlar hâ-
kimler oldu. Olumsuz görüşte hâkimlerin ar-
dından işsizler. araşürmagörevlileri ve aşçı-
lar geliyor.
Herhangi bir işte çalışan katılımcılann
yüzde 68'i olumlu değerlendirmede bulun-
du. Olumlu yanıt verenlerin başında yüzde
70 oranı ile ortaokul mezunlan gelirken bu-
nu sırasıyla lise, ilkokul ve üniversite mezun-
lan, doktora sonrası ve yüksek lisans eğiti-
mi alanlar izledi. En fazla olumsuz görüş bil-
direnler ise üniversite mezunlan oldu. Bunun
arkasından doktora sonrası ve yüksek lisans
eğitimi alanlar geldi.
Araştırmaya göre. katılımcılar olumlu ya-
nıt vermelerine neden olarak şunlan göster-
diler: "Denetimsiznk kargaşa yaraOn yapti-
nmlan az bile buluyorum, daha fazla olma-
sı gerekir: yanşma programlannda hediye-
leriçin insanlara hakaretedümekte. müsteb-
cen görüntü ve konuşmaiaryayımJanmakta-
dır; baa şarkılarm sözleri ve klipleri müsteb-
cen ve erotiktir; kapatma kararlan daha
uzun süreti olmata; medya kendisini her şeyin
fistünde görüyor; televizyonlar insanian yar-
gısız bir şekilde infaz ediyon Reha Muhtar'ın
haberleri sunuş tarzı abarrma içermesinden
dolayı insanlarda paniğe neden olmakta."
Olumsuz görüş bildırenler de şunlan dile
getirdiler:
"Cezalardemokratik kuraüara ay lon.cay-
dıncı değil; programa ceza uygulanabuir, ek-
ran karartma yerüıe ağır para cezası verflme-
H; haber alma özgurlüğümüz kısıtiajıryor; ba-
sın-yayın ahlakı ve özgürtüğüne aykın; karar-
lar objektif dep; RTÜK tarafaz degU: ceza-
larda siyasi baskı unsuru ağır basıyor.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Rauf Denktaş ve Haydar Aliyev'le Isparta'da
'Vatandaş da soramhjlıık üstleıımeli'
BAHAR TANRISE VER
SAADETUSLU
ISPARTA-Cumhurbaşkanı Süleyman De-
mirel, kardeşı Şevket DemireJ'in yaptırdığı
kalp merkezinin açılışını Azerbaycan Cum-
hurbaşkanı Haydar Aliyev \e KKTC Cum-
hurbaşkanı Rauf Denktaş'la birlikte yaptı.
Bu ülkenın ınsanlannın da sorumluluğu üst-
lenmeleri gerektiğini vurgulayarak, ülkenin
nimetlennden yararlanmanın ancak o şekil-
de hak edilmiş olacağını söy-
leyen Demırel. "Ülkeyeen u-
fak zarartı bir şey olursa'ne-
melazım' devipgitınemetidir.
Onu tamir için ayağa kalk-
mahdırlar" dedi.
Aliyev ve Denktaş'ın yanı
sıra Milli Eğitim Bakanı Me-
tin Bostanctoğlu, Turizm Ba-
kanı Erkan Mumcu. Sağlık
Bakanı Osman Durmuş da
dün Isparta'ya geldi. Demi-
rel ve beraberindekiler Ispar-
ta'da halkın yoğun ilgisiyle
karşılandı.
Isparta'da kardeşi Şevket
Demirel' in Devlet Hastanesi
bünyesinde yaptırdığı kalp
merkezinin açılış törenine
katılan Demirel, ülkenin,çe-
te yardımcı olunması gerektiğini vurguladı.
Törende cumhurbaşkanlanna steteskop
hediye edıldi.
Öğrencıler de, törenlerde KKTC. Türk ve
Azerbaycan bayraklan taşıdı.
Cumhurbaşkanı Demirel daha sonra Ülkü
llköğretım Okulu'nu açtı.
Burada konuşan Aliyev, çocuklara "Tür-
kiye'nin bugünii ve gelecegT diye seslendi.
Azerbaycan çocuklannın selamlannı ileten
Aliyev, öğrencilere uğurlar diledi. Rauf
Denktaş da. "Ne muüu size Atatûrk'ün irin-
de yetistirilmektesiniz" dedı.
Cumhurbaşkanı Demirel, daha sonra Sü-
leyman Demirel Üniversıtesı'ne geçerek ya-
pımına daha önce başlanan ve 8 katı çıkılan
araştırma uygulama hastanesinın temsili ola-
raktemelini attı. Demirel. Cumhuriyet'in ku-
ruluşundan beri gerçekleştirılen atıhmlara
işaret ederek "Bunlan cumhuriyet yapmadı
da kim yapü. Cumhuriyeti eleştirenlere bir
şey demiyorum. Eleştiren ama insaflı olun.
yatı yapılabıldiğını söyledı.
20O0'+i ytltera girerken Tür-
kiye Cumhurıyetf nde Ata-
rürk'ün gösterdiği yönde
önemli gelişmeler sağlandı-
ğını anlatan Demirel, şimdi
görevin halkın oldugunu
kaydetti. Yurttaşlann sorum-
luluk sahibi olması gerektıgi-
nin altını çızen Demirel, "Ll-
kenin nimetkrinden yarar-
lanmak ancak o şekilde
mümkün olur" diye konuştu.
'Değişiklik haar'
Sağlık Bakanı Osman
Durmuş, ülkenin her yerinin
özel sağlık kuruluşlanyla
dolmasını isterken. sağlık
hizmetlerinin satm alınma-
sıyla ılgili değişiklikler yap-
tıklannı bildirdi.
Kalp merkezinin yapılma-
sına parasal katkı sağlayan
Şevket Demirel de, ABD'de
kalp ameliyatı oldugunu ve
kalp merkezıni de bu neden-
le yaptırdığını söyledı. Mer-
kezin 6 milyon dolara mal ol-
dugunu ıfade eden Demirel,
doktorlara da Istanbul'daki
hastanelerde çalışan doktor-
lann aldığı kadar para veril-
mesi gerektiğini söyledi.
Demirel, bu merkez ile ın-
sanlann yüksek sağlık tek-
nolojisinden yararlanmalan-
nı istediklerini anlattı. Şev-
ket Demirel, altyapıda dev le-
Valnız eleştirenfcr dikkaüi olsun. çünkü savn-
nuculan vardır" dedı. Türkiye'nin yalnızca
bugünkü milli sınırlan içındeki ınsanlardan
sorumlu olmadığını belirten Demirel, Adri-
yetik'ten Çin Seddi'ne kadar olan Türk dün-
yasında da önemli manevi sorumluiuklan
bulunduğunu söyledi. Demirel, "Korkutdu-
ğu gibi Pantürkist yu da Panislamist degiliz.
Kzim kocaman bir ülkemiz var. Hiçbir yeri
idare etmeye talip defiliz. Zaten biz kendi ül-
kemizi idarede sıkınülar içerisindeyiz" diye
konuştu. Demirel 10 yıl için-
de Türk dünyasının daha çok
kalkınma. gelişme ve güçlü
olabılme durumunda olaca-
ğını kaydetti.
Demirel'in konuşmasının
ardından, Süleyman Demirel
Üniversitesi tarafından Azer-
baycan Cumhurbaşkanı Ali-
yev ile KKTC Cumhurbaşka-
nı Denktaş'a doktora payesi
verildi. Aliyev yaptığı konuş-
mada, Azerbaycan halkının
Cumhurbaşkam Demirel'e
minnettar oldugunu belirte-
rek "Cumhurbaşkanı Demi-
rel, Azerbay can işlerine o ka-
dar merakndır. Bizim sorun-
larunızı soruşturur, bilgi ahr.
tavsiyelerde bulunur. O, yal-
nızca Türkiye Curahuriye-
ti'ue değü, Azerbaycan'a da
başkanlık ediyor. Bu neden-
lerle Azerbaycan halkı Süley-
man Demirel'e ve Türk mİl-
letine minnettardır" dedi.
DSP'nin 14. kuruluş yıkfönümüjıde zaman zaman duyguiu anlar yaşandı. (Fotoğraf: AA)
DSP'nin 14, kuruluşyüdönümü
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-
DSP'nin 14. kuruluş yıldönümü,Bil-
kent Oteli'nde düzenlenen genış ka-
tıhmlı bir törenle kutlandı. Törende
duyguiu anlar yaşayan ve eşı Rahşas
Ecevit'le birlikte zaman zaman göz-
lerinın dolduğu gözlenen Başbakan
Bülent Ecevit partılerinin 12 Eylül
sonrası çok düşük oy oranlanndan
bugünlere geldiğini vurguladı. Baş-
bakan Ecevit, bundan sonraki hedef-
lennin "tek başma iktidar" oldugu-
nu söyledi.
DSP ilk kez bir kuruluş yıldönü-
münü. lüks bir otelde ve geniş katı-
lımlı bİT törenle kutladı. 14 Kasım
İ985'te kurulan DSP için 14 Ka-
sım'da planlanan tören. 12 Kasım
depremi nedenıyle ertelenmişti. D-
SP Genel Başkaîu ve Başbakan Ece-
vit ile eşi Genel Başkan Yardımcısı
Rahşan Ecevit, sabah saatlerinden
başlayan ve yaklaşık 5 saat süren et-
kiriliklerin tümünde hazır bulundu.
Bazı il başkanlan ve gençlık kol-
lan temsilcilerinin tanm, hayvancı-
lık, ülke kaynaklan, deprem sorunla-
n, sanayı ile ilgilı sorunlar ve çözüm
önerilerle depremlerle ilgili görüşle-
re yer veren konuşmalaryaptılar. An-
tal>a 11 Başkanı Coşkun Arttürk,
geçmışte "mütedeyyin" ınsanlann
sola karşı olduklannı ıleri sürerek
"Çünkü onlara göre sokuluk dinsiz-
lik demektir. İşte DSP sotu. bu ayıp ve
eksiklikten kurtarmtşor" dedi. Tö-
rende, sözlerıni Ecevit'in yazdığı
"Takalar" ve "L^Tun" şarkılan ses-
lendirildi.
Ecevitler' i en fazla duygulandıran
sahneler ise "Atatürk. Türk kadını,
cumhuriyet gençlik" konulu görsel
konferans oldu. Emekli felsefe öğ-
retmeni tlknur Kahpçı'nın. Türk ka-
dınınm Kurtuluş Savaşı mücadelesi,
bugünkü geçliğin, ülkenin kurtuluşu
için mücadele edenlere verdiği yanı-
tı içeren bölümlerde Ecevitler'in
gözyaşlarını tutamadığı gözlendi.
Gençhği temsilen Türk bayrağı tutu-
larak
l
*Türki>«nı'' şarkısmın söylen-
diği bölüm ise dakikalarca partilıler
tarafından alkışlandı. Ecevitler, gös-
teride seslendiriJen "Yemea Türkü-
sü, 10. Yıl Marsı. Çaoakkale Türkü-
sö"ne de eşlik ertiler. Dakikalarca al-
kışlanan ve 1 saatteıı fazla süren gös-
terinin arduıdan. Kosova Pnştine'den
gelen Drenişa grubu da halkoyunu
gösterisi sundu.
Programm sonunda kürsüye gelen
Ecevit demokratik sol hareketingeç-
mişten bugüne kadarki geiişimini an-
lattı. O dönemde CHP'nin içinde bir
grup muhalifin hareketi temsil etti-
ğini kaydeden Ecevit, 12 Eylül son-
rasında, kendisinin siyasetten yasak-
lı olduğu dönemde ise bayrağı eşi
Rahşan Ecevit'in aldığını vurgula-
dı..Törenin arduıdan Ecevitler, parti-
nin 14. kuruluş yıMönümü pastasını
beraber kesnler.
AMyev'den armağan
Aliyev konuşmasını "Ya-
şasın kahraman Türk halkı,
yaşasın Atatürk.Yaşasuı Tür-
kiye Cumhuriyeti" sözleriyle
tamamladı. Aliyev konuşma-
sının ardından, önsözünü
kendisinin yazdığı Demi-
rel'in hayatını konu alan "ls-
tamköy'denÇankayaH-a" ad-
lı kitabın 10 adedini SDÜ Kü-
rüphanesi'ne hediye etti.
Denktaş da konuşmasında,
Türkiye'nin yıllardan ben
Kıbns sorunu uğruna, dişin-
den nmağından arttırdıklan-
nı harcadığını ve bu uğurda,
çok sayıda şehit verdiğini
söyledi. Kıbns'ın Türkiye
için güvenlik ve stratejik açı-
dan önemine işaret eden
Denktaş, "BiürizldKıbns'ta
bir tek Türk bile olmasaydı
Türkiye, yine de Kıbns'ı Yu-
nantstan'a bırakmazdı" de-
di. Cumhurbaşkanı Demi-
rel'in "Türkiye,KKTC'yita-
nınuşnr. KKTC'ye dokunan
Türkiye Cumhuriyeti'ne do-
kunmuş olur. Bu böyle bili-
ne" sözlerini anımsatan
Denktaş, Demirel'in yıllar-
dan beri kendilerini yalnız bı-
rakmadığı bildirdi.
IRMIKI AYDIN ENGİN aengin@doruk.net tr.
Meğer bir bankası olmamak ne kadar
keyifliymiş...
Benim yok. Yazının başlığını yazdıktan
sonra kalktım, belki bir yanlış yapmışım-
dır diye soruşturdum. Karşı masada ka-
rikatür doğurmak için dokuz doğuran
Musa Kart'a sordum. Onun da banka-
sı yokmuş. Oral Çalışlar'a sormadım bi-
le, çulsuzun teki olduğu bence epeydir
malum. Bizim katı, att katı, üst katı do-
landım, ı- ıh, yok. Hikmet Çetinka-
ya'dan kuşkulanıyordum, ama onun da
yokmuş. Üstelik benden borç da istedi.
Tüydüm. En üst kata çıkıp baktım, ora-
da da bankası olana rastlamadım. llhan
Selçuk gazetede değildi, yaradana sığı-
nıp evine telefon edip sordum, "Abi se-
nin bankan var m/"dedim. (Telefonda
gördüm) gözleri parladı; soruyu soruyla
yanıtladı, "Yoksa senin bir bankan mı ol-
du?". Hani "evef"desem. hemen şu ka-
dar ton kâğıt, şu kadar kilo mürekkep, şu
kadar maaş avansı için Cumhuriyet adı-
na benden kredi isteyecek...
Yani tahmin ettiğim gibi, bizim gaze-
tede kimsenin bankası yok.
Bunun ne kadar keyifli oldugunu bile-
mezstniz.
Düşünsenize, hükümetin can havliyle
ve IMF zoruyla, Hazine bonosu ticaretin-
den milyonlarca dolar (dolar, dolar; TL,
Drahmi, Rupi, Liret filan değil, dolar) vu-
ran banka ve bankeriere vergi getirmesi
Bizim Bankamız Yok9
OlacağıdaYok... *
üstüne kopan kryamette Cumhuriyet ve
amelesi hiç etkilenmeyecek.
İlk kez bir ekonomik önlemden biz ya-
ra almadan, cebimızdeki -zaten olma-
yan- paralar azalmadan çıkacağız. (Bu
son cümleyı bir bilenden tahkik etmeli.
N'olur, n'olmaz...)
• • •
Buna karşılık medyamızın "seçkin" ka-
nal ve gazetelerinde daha bugünden
kanlı gözyaşlan dökülmeye başlandı.
"Türkiye'nin krediriskiarttı" diyenlerden,
işi "Maslak depremi" yakıştırmasına ka-
dar vardıranlarsalkım saçak. istanbul'un
Maslak semti büyük bankalann merkez-
lerinin sıram sıram dizıldiği bir cadde ya;
oradan esinlenip "Maslak depremi" öen-
mekte; Anayasa Mahkemesi'nin nasıl ol-
sa bu Vergi Yasası'nı bozacağı öngörü-
süyle yürek ferahlataniar da cabası...
Deprem, deprem dedikleri, Hazine bo-
nolannın faiz gelirterine vergi getirilmesin-
den ibaret.
Bizim ekonomi servisinin, ekonomik
boğuntu içinde bunalarak gazetecilik
yapmaya çabalayan ufaklıklanndan Ha-
cer Gemici, haberinı oluştururken ko-
nuştuğu ve adını açıklama izni alamadı-
ğından °ö/rban/<ac/"demekzorunclakal-
dığı "bir bankacı" itiraf ediyor:
- Doğrusu bugüne kadar devletin ka-
nını çok fazla emmiştik, rantiye bu ver-
giyi hak ediyordu.
Eh, bunu söylemek için ne bankacı ol-
maya gerek var, ne ekonomi ulemasın-
dan sayılmaya. Işleyiş çok yalındı ve bu
ekonomi biliminin cahili gazeteci bile bir-
kaç keztırmıklamıştı. Bankalar halkın ta-
sarruflannı, yüzde 60-70 faiz vererek top-
luyortar. Bu tasarruflar bir araya gelince
(en azından biz ölümlüler için) astrono-
mik boyutlar kazanıyor. Sonra da bu pa-
ralan yüzde 130'a varan ve pek de altı-
na düşmeyen faizlerle Hazine'ye (yani
devlete) borç veriyorlardı.
Ya da elinde sıcak para tutan ve paray-
la para kazanmayı hüner bellemiş ulusla-
rarası tefeciler (Tabii onlar kendilerine "fe-
fec/"demiyor. "Uluslararası banka, ulus-
lararası finans kurumu, uluslararası yatı-
nmcı" gibi cafcaflı adlarla anılıyortar), evet,
uluslararası tefeciler de Avrupa, Amerika,
Japonya'da olsa olsa yüzde 9-10 arası fa-
iz alabilecekken, dara düşmüş Türkiye,
yüzde 50'lere varan gerçek (enflasyon-
dan anndınlmış) faizle borç dılenciliğine
çıktığında kuyruğa giriyoriardı.
Devlet de borcunun belgesi olarak
bankalann ve tefecilerin eline "Hazine
bonosu" tutuşturuyordu. Gerçi tutuştu-
rulan Hazine bonolan ülke ekonomisini
tutuşturup alev alev yakıyordu, ama ol-
sun. Saadet zinciri tıkır tıkır işliyordu:
Düşük faizle para topla; bu paralarla
yüksek faizli Hazine bonosu al; vadesi ge-
lince paralan cukkala; bu paralarla yeni-
den yüksek faizli Hazine bonosu al ve pa-
rana yüzde 50'ye varan faiz geliri elde et.
Sanayie yatınm yapsan, fabrika kuru-
lup, üretimegeçip, mallarpazarlandığın-
da elde edilecek gelir yüzde 25'i buldu-
ğunda sevinçten takla atarsın. Bankacı
isen, sanayiciye kredi açsan, ya düşük
faizle vereceksin ki Hazine bonosunun
yüksek geliri varken enayilik; ya da he-
men hemen devlete verdiği faizle kredi
vereceksin ki bu kez de o faizle kredi alıp
üretim yapacak sanayici avanak...
Sonuç, yaşasın saadet zinciri!
Önümüzdeki günlerde "bankası olma-
yan "gazetenin "bankası olmayan ame-
lesi"olarak bu konuda epey keyifli tırmık-
laryazılacak...
Oyte tek tınmıkla geçiştirilecek gibi de-
ğil. Bu keyif kaç yılda bir nasip olur biz-
cileyin çulsuzlara? Bulmuşken tadını çı-
karalım...
'Türk erkeğine
boynuz taktıran
TBMM Plan ve Bütçe
Komisyonu'nda, Kültür Bakanlığı
bütçesinin görüşülmesi sırasında
MHP'Iİ kadın milletvekili Melek
Denli Karaca Çorum'da izlediği bir
tiyatro oyununu Kültür Bakanı
istemihan Talay'a şikâyet etti.
"Mert, cesur, haysiyetli ve şerefi
için ölen ve öldüren Türk erkeğinin
boynuz takmış bir oyuncu
oyun!'
'Domates mi
Ciguli mi daha
kolay yetişir?'
BağımsızTunceü Milletveki-
li Bekir Gündoğan, sanatın
kalitesizJeştirilmesinden yakı-
nıyor. Televizyonlarda her gün
yeni şarkıcılann çıktığına dik-
kat çeken Gündoğan, şaşkın:
"Yahu, 30 günde domates
bile yetişmiyor. Ama nasıl olu-
yorsa sanatçı yetişiyor. Ciguli
bir geliyor, bütün sanatçılan
gölgede bırahyor."
tarafından canlandınldığını,
köylerde nasıhı elleriyle çalışan
Türk kadınının da
metalaştınldığını" söyleyen Karaca,
"Bu erotik, müstehcen, Türk
örflehyle dalga geçen oyunu hangi
karanlık güçler seyrettiriyor?" diye
sordu.
Karaca'nın izlediği "fî/f Yeniği" adlı
oyun. Georges Feydeu'nun 2
perdelik bir komedisi.
Oyunun yönetmeni Ali HüroJ'la
konuştuk. Hürol, Karaca'nın sözleri
nedeniyle şaşkınltğınt şu sözlerte
dile getirdi:
"Ne oyunun konusu
Türkiye'de geçiyor, ne de
kahramanı Türk erkeği. Konu
Paris'te geçiyor, isimleryabancı.
Izleyen insan bunun Türkiye'de
geçmediğini anlar.
Sayın milletvekili galiba oyunu
kanştırdı."
Bu hafta Karaca'nın
kahramanı olduğu bir
öykümüz daha var.
"Türk örfleriyle dalga geçen
oyunlar" Karaca'nın
gözünden kaçmadığı gibi,
medyanın "başbuğ"una
yaptığı saygısızlığa da
tahammülü yok. Kuaförde
gazeteleri okuyan
Denli, Nesim Malki cinayetinin
tetikçisi Burhanettin
Türkeş'le ilgili haberleri
okurken, başlıklarda sadece
"Türkeş" soyadının
kullanılmasına sinirleniyor.
Masaya gazeteyi fırlatan
Karaca, tepkisini şöyle dile
getiriyor:
"We bu canım. Türkeş isminin bir
saygınlığı var. Haberi
yazacaklarsa doğru dürüst
yazsınlar. Böyle bir ismi uluorta
kullanmasınlar." .- .
Tek asker'
ANAP Genel Başkan Yardımcısı
Mustafa Taşar. hükümet ortaklannı
eleştirirken, partisinin "vazgeçilmez-
liğini" bir fıkrayla anlattı:
Komutan askere sormuş: •' '^ -
- Memet, düşman sağdan ateş
ederse ne yaparsın?
Mustafa yanrtlamış:
- Sipere yatar, sağa ateş ederim.
- Soldan ateş ederse ne yaparsın?
- Sipere yatar sola ateş ederim.
- Peki Memet, önden ateş eder-
se? • .
Meclis'teki
depremin
şiddeti
Meclis'te bir geceyarısı
operasyonuyla geçirilen ve yapılan
eklemelerle sarsıntıya neden olan
Deprem Vergisi muhalefet
milletvekillerini şaşırttı. Sık sık
kürsüye çıkarak engelleme
yapmaya çalışan FP ve DYP'liler
sabaha karşı yorgun düştüler
DYP'li Turhan Güven, yasaya
eklenen ve vergi yükünü artıran
maddelerie ilgili olarak "deprem'
tanımlamasını yaptı ve şöyle
konuştu: "Az önce Ahmet Mete
Işıkara'yı aradım ama
ulaşamadım. Bulsaydım
'Ankara'da deprem oluyor, kaç
şiddetinde' diye soracaktm."
- Sipere yatar, karşıya ateş ederim.
- Peki düşman arkadan ateş eder-
se ne yaparsın?
Memet sinirienmiş:
- Eee komutanım bu orduda ben-
den başka asker yok mu? ' ' -. •
Taşar, bu fıkrayı anlattıktan sonra
da "Bu ordunun tek askeri biziz" di-
ye övündü, ama arkasından seçme-
ne sitem etmeyi de unutmadı:
- Bizim de seçmenden bir isteğimiz
var. Her şeyi bizden isteyip oylan baş-
kasına vermesinler...
Çiller'in 'sarışın ufku'
TBMM'de geçen hafta boyun-
ca DYP kongresi sonuçlan ko-
nuşuldu. Kongre öncesinde DYP
Amasya Milletvekili Ahmet lyi-
maya, kuliste gazetecilerle soh-
betederken "Siz kimi tutuyorsu-
nuz" sorusuna duraksarnadan
yanıt verdi:
"Bbette, Tansu Çilfer." Veek-
ledi:
- Konuşması, zekâsı, "sanşın
ufku"...
lyimaya gibi Çilfer'in "sarıştn
ufkuna" hayran olanlardan biri
de Diyarbakır Milletvekili Salih
Sümer'di. Ancak Sümer, kong-
'Artist5
milletvekili
ANAP Istanbul Milletvekili Yılmaz
Karakoyunlu, bugünlerde
Meclis'in en "meşhur" kişisi.
"Salkım Hanımın Taneleri"
kitabının filme çekilmesi ve büyük
ilgi görmesiyle yazar ve
milletvekili olarak yakalayamadığı
şöhrete bir anda ulaştı.
Filmde kısa bir rolü de bulunan
Karakoyunlu, bugünlerde
Meclis koridorlannda kutlamalan
kabul ediyor.
re sonrasında hayal kınklığı yaşa-
dı.
Genel İdare Kurulu'na alınma-
yan Sümer, Meclis kultsinde ar-
kadaşianna dert yandı:
"Halbuki bana söz vermişti,
sen benim namusum, şerefim-
s/n, diye." Yanında oturanlardan
biri dayanamayıp sordu:
- Ama siz de Tansu Hanım'ı ta-
nrmıyor musunuz? Nası! inandı-
nız?
Sümer boynunu hafifçe kınp
mahzun bir rfade takındı:
- Ama ne yapayım yahu, ben
onun sözlerine hep kananm.
Çiller'in 'gaflı'
Türkçesi
"Türkiye'de sağcı ve solcu
gericiler var. Biz bütün gericilere
sahip çıkacağıııız!"
"Ipekten demiryollan
yapacağıııız!"
Bu sözler, "gaflarıyla ünlü DYP
Genel Başkanı Tansu Çiller'e
art. Açıklamak gerekirse, Çiller ilk
tümcede "bütün gericilere karşı
çıkacaklannı", ikinci tümcesinde
de "ipekyolu yapacaklannı"
söylemek istiyor...
Türev Köse, Ayşe Sayın, Sebahat Karako\un, Emine Kaplan