18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 KASIM 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HiJVUiıV-fITJJL / ekonomicâcumhuriyet.com.tr 13 Yerli üretim yeniden tanımlandı •Ekonomi Servisi - Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, "yerİi üretim" tanımını yeniden belirledi. Yurtdışından mal ve hizmet satın almak isteyen kamu kuruluşlanmn Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'na başvurarak '"yerli imalat durumu belgesi" almalan yeni esaslara bağlandı. Bakanhktan yapılan yazılı açıklamaya göre, yüriitülen faaliyetler sonucu. sanayi ürünlerinde halen yüzde 40 olan yerli muhteva oranı. 2000 yılı bütçesmden başlamak üzere yüzde 50"ye çıkanldı. Dev birleşmeye ABD'den onay • VVASHINGTON (AA) - ABD'nin en büyük petrol şirketlerinden Exxon"un 81 milyar dolarlık (41 katrilyon TL) dev bir meblağ karşılığında diğer büyük petrol şirketi olan Mobil'i satın alma girişimi ABD hükümeti tarafindan onaylandı. ABD'de ticaret sektörlerinde tekel olus.masını engellemekle görevli Federal Ticaret Komısyonu. ilgili e> aletlere, söz konusu bırleşmenin federal yasalan ihlal etmediği yolunda görüş bildırdi. Exxon'un Mobil'i satın almasıyla oluşacak yeni şirket, dünyanın en büyük 3 petrol firmasından biri haline gelecek. Tarımda büyük patron: TİGBV1 • KONYA(AA)- Türkiye"de 3 milyon 807 bin dekar araziyi elinde tutan Türkiye Tanm lşletmeleri Genel Müdürlüğü'nün (TlGEM), aralarında Ceylanpınar'ın da bulunduğu 187 bini aşkın hayvan varlığı. alet- ekipman ve 7 binin üzerinde çalışanıyla Türkiye'nin "en büyük tanm işletmesı" unvanına sahip olduğu belirlendi. IConya Tanm II Müdürlüğü'ne göre GAP bölgesınde yer alan CeylanpınarTanm Işletmesi. 1 milyon 761 bin 594 dekar (yüzde 46) araziyleTİGEM'inen güçlü kuruluşu. Kuveyt ile çifte vergilendirme PANKARA(ANKA)- türkıye ile Kuveyt arasında imzalanan gelir ve servet üzerinden alınan \ergilerde çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması onaylandı. Bakanlar Kurulu tarafindan onaylanan anlaşma Resmi Gazete'de yayımlandı. Anlaşma, temmuz ayında Kuveyt'te imzalanmıştı. Anlaşma, gelir ve senet üzerinden alınan vergılerde çifte vergilendirmenin önlenmesıni öngörüyor. Çiftçinin umudu arılar • İZMİR(AA)-lzmir'in Tahtalı Barajı Koruma Havzası bandı içinde kalan çiftçiler. "'Zirai faalıvetlerde kısıtlama" getirilmesi üzerine ancılığa merak sardı. İlçe Tanm Müdürü Derya Karakuş, koruma havzasının devreye gırmesi ile birlıkte ilçe merkezi ve köylerinde 460 dekarlık alanda tanm ve seracılık yapan 800 ailenin sıkmtıya girdiğini söyledi. Bölgedeki çiftçilere, "hidrofonik sistem ile suda domates, salatalık ve marul üretimini öğrettiklerini anlatan Karakuş, şimdi de ancılığı geliştirmek için çalışma başlattıklannı kaydetti. Dokuma ihracatı • GAZİANTEP(AA)- GAP bölgesinden, 1999 Ocak-Ekim döneminde yüzde 24.8 oranında düşüşle 95 milyon 408 bin dolarlık dokuma ihraç edıldi. Geçen yılın aynı döneminde 126 milyon 845 bin dolarlık ihracat gerçekleştirilmişti. Dokumanın bölge toplam ihracatı içensinde 1998'in 10 ayında yüzde 25.8 olan payı, bu yılın aynı döneminde yüzde 20.7'ye geriledi. Bu yılın 10 ayında dokuma kapsamında 47 milyon 869 bin dolarlık makine halısı ihracatı yapıldı. Perde arkasında ANAP ve MHP'nin bankayı paylaşamamalan bulunuyor • - • • / Endakbankkavgası• Emlak Bankası'ndan sorumlu MHP'li Devlet Bakanı Somuncuoğlu, bankanın satışıria ilişkin ne hükümet programında ne de koalisyon protokolünde bir hüküm bulunmadığını söylerken ANAP kanadı bankanın özelleştirme kapsamına ahnması için hazırhklannı hızlandırdı. HAZALATEŞÇAKIR Türkiye genelinde 460 şubesi bulunan Emlak Bankasf nuı apar topar satılmak istenmesinin arkasında MHP ve ANAP arasındaki bankayı paylaşamama kavgasının yattığı bildirildi. Emlak Bankası'ndan sorumlu MHP'li Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu. bankanın satışına ilişkin ne hükümet programında ne de koalisyon protokolünde bir hüküm bulunmadığını söylerken ANAP kanadı bankanın özelleştirme kapsamına alınması için hazırlıklannı hızlandırdı. Yetkilıler, *Banka Sektöre verilen 200 milyon dolar kredi geri dönmedi Denizcilik kredileri sorunlu Yüksek Planlama Kurulu'nun 3 Nisan 1998 karan ile deniz- cilik sektörüne Emlak Banka- sı aracılıgıyla verilen 200 mil- yon dolar kredinin geri ödeme- lerinin yapılmadığı öne sürül- dü. Denizcilik sektörü tarafin- dan kullanılan kredilerin fir- malara gönderilen haciz yazı- lanna ve 1 yılı geçmesine kar- şın denizcilik şirketlerinin öde- me yapmadıklan kaydedildi. Yetkililer. konuya ilişkin ola- rak şu değeriendirmeyi yaptı- lar: "YPK karan ile denizcilik sektörünün sorunlanna çözüm bulunmasi şeklinde 200 milyon dolar Emlak Bankası garantör- lüğiindeAbnan Landesbank ta- rafindan verilen kredi, maale- sef 1 yrigeçmesinekarşm geri gd- medi. Denizcilikşirketieri geri öde- melerini yapmayarak Emlak Bankası'nm kasasından öden- mekte, kullanan firmalara ha- cizyazılan gönderilmesine kar- şın hiç bir alacağını alamadık- lannıve Emlak Bankası'na mü- fettişkrin ei koymasını ibretle ve hayretle izliyoruz. Bankadan kredi kullanan ve ödemeyen bu şirketlerden De- niz Nakliyat'ı almak isteyenle- rin bulunduğu duyumlannı ab- yoruz. Kamuovunun bu ban- kanın ve bazı denizcilerin oyu- nuna karşı daha dııyariı olma- sı konusunda u>anlması gere- khor." özeUeşfirme kapsamına alınırsa doğrudan ANAP'a bağlannuş olacak" diyorlar. ANAP'lı özelleştırmeden sorumlu Dev let Bakanı Yüksel Yalova'nın Emlak Bankası'nın bir an önce özelleştirilmesi yönünde açıklamalan MHP ve ANAP arasındaki tartışmalan arttırdı. MHP'li Devlet Bakanı Sadı Somuncuoğlu'na, bankanın satışına ilişkin bilgi verilmediği öğrenıldi. Somuncuoğlu. bankanın mali yapısı güçlendirilmeden özelleştirilmesini doğru bulmuyor. Sadı Somuncoğlu. daha önce de yaptığı açıklamalarda. -Bankanın mali yapısuun güçlendirilip çahşabilir duruma getirilmesi şarttu*. Bu sağlanmadan özelleştirme programına ahnması halinde, banka büyük bir çöküşe sürükleneceği gibi ekonominin de büyük zarar göreceği açıkür" demişti. Emlak Bankası'ndan üst düzey bir yetkili de. 460 şubesi bulunan bankanın apar topar satılmak istenmesinin arkasında partilenn "kadrolaşma" savaşımının yattığını belırterek "Şuanda Yakıfbank ANAP'a bağh. Emlak Bankası'nı da özeDeştirme kapsamma alarak ANAP'lı Yüksel Yalova'ya bağlama\a çahşı\orlar. MHP de ANAP'a kaptırmamak için özelleştirilmesine karşı çıkıyor" açıklamasını yaptı. Yetkili, bankanın geçmiş yönetimlerine ilişkin 9-10 soruşturma dosyasının bulunduğunu anımsatarak "Öncetikle yapüan usulsüzlüklerin, dönmeyen kredileri akıbeti açıklansın" diye konuştu. Dünva Bankası özeUeştirme istemişti Dünya Bankası, mali sektör reformu kapsamında Türkiye'de öncelilde Emlak Bankası ve Halkbank başta olmak üzere kamu bankalannın özelleştirilmesini istemişti. Diğer yandan mali sıkıntı içindeki bankalann birleştirilmesini, banka aynlıklannın teşvik edilmesini, bağımsız bir iç ve dış denetim mekanizmasının güçlendirilmesini ve mali varlık kalitelerinin arttınlmasını tavsiye etmişti. Bu arada. Emlak Bankası'nm denizcilik, konut ınşaatı ve dış ticaret şeklinde 3 ihtisas bankasma dönüştürülerek satılması planlanıyor. KOBİ'lerde büyük ödülü alan Askaynak'ın genel müdürü, kurumun başan öyküsünü anlattı Kalite 'GünaycIınTa başlar • Eczacıbaşı- Askaynak Genel Müdürü Ilkay Bayram, herkesin birbirine 'Günaydın' demeyi öğrenmesiyle kalite yolculuğunun başladığını söylerken, birçok kuruma örnek olacak başan hikâyesinin bazı püf noktalannı Cumhuriyet'e anlattı. NtLÜFERŞENSÖZ Makro ekonomide yaşanan olumsuzluklara karşm Türk eko- nomisinin motoru olarak nitelen- dirilen Küçük ve Orta Büyüklük- teki lşletmeler'in(KOBt)kimile- rinde umutlu gelişmeler yaşanı- yor. Türk Sanayici ve Işadamlan Derneği (TÜSİAD) ve Kalite Der- neği (Kalder) tarafindan bu yıl KOBÎ dahnda Kalite Büyük Ödü- lü'nü alan Eczacıbaşı-Askaynak da bu örnekJerden bıri. Barajlar, bo- ru hatlan, tersaneler, demiryolla- n gibı metalin gırdıği heryerde kay- nak alanında üretim yapan Askay- nak'ın Genel Müdürü Ilkay Bay- ram. "Tüm medeniyet kaynaklı imalat üzerineyükseüyor" dıyerek. ara mal üreten kurumun başan öy- küsünü ve toplam kalite uygula- malannı Cumhuriyet'e anlattı. -Türkiye'de son yıllarda devam- lı toplam kaliteden bahsediliyor. KOBİ dahndada TÜSİAD-Kaİder 1999 KaliteÖdülü'nü de Askaynak aldı. Toplam kalite nedir ve As- kaynak'ın kalite yolculuğu nasıl başladı? - Kalite. herkesin bırbinne 'Gü- naydın' demeyi öğrenmesiyle baş- lar. Ancak konuşarak bir şeylen iyi- leştirebilırsıniz. 1994yılında'Bı- rakmız hayaDeriniz uçuşsun!' di- yerek bir arama konferansı düzen- ledik. Yöneticiler. işçi temsilcile- ri ve takım çalışmalannın liderle- ri konferansa katıldı. Bu konfe- ransta önce kim olduğumuzu sap- tadık. Gelecekte ne yapmak ve kurumu nerede görmek istediği- mize karar verdik. Sadece yöne- ticilerin kararlar vermesi işe yara- mıyor, çalışanlarla beraber karar vermeniz gerekiyor. Katılımcı ve paylaşımcı yaklaşımı hazmetme- niz lazım. - Çahşanlar ve yöneticiler ara- sında r>ileştirümesi sürecindefark- lı görüşlerin çıkması muhtemel. Toplam kalite yönetiminde iyileş- tirmede esaslar nelerdir? - Öncelilde kim olduğunuza ka- rar vereceksiniz. içinde bulundu- ğunuz kurumun amaçlanyla ken- di bireysel amaçlannızı aynı çiz- giye getireceksiniz. 'Bu kuruluş varsa biz vanz, bu kuruluş yoksa bizdeyokuz' anlayışı hâkim olma- lı. Varlığımız bu kuruluşsa o za- Eczacıbaşı-Askaynak firması, TÜSİAD tarafindan verilen Kalder ödüllerine KOBİ dahnda değer görüldü. man bizim amacımız da bu kuru- luşun temel amacını desteklemek zorunda. Dolayısıyla hem birey amacının hem de kuruluş amacı- nın aynı çizgiye sokabilirsenız so- run kendiliğinden çözülüyor. -Askaynak'ta toplam kalite uy- gulamalan başlamadan önceki du- rum nasüdı? Şimdi neredesiniz? - 1993 senesınde, pazannı bü- yük ölçüde yitirmiş ve Eczacıba- şı tarafindan 'Ben bu kuruluşu ne yapayım?' sorulannın sorulduğu bir süreç değil. Çok yoğun egi- timler aldık. Bundan daha önce birbirimizle konuşmayı öğrendik. 93"te iş hacmi 8 milyon dolardı. bu- gün ise 28 milyon dolar. Yani 6 se- nede iş hacmimiz 3 kat büyüdü. 2000 yılında üretimin yüzde 3Ö'unu ihraç etmeyi planlarken 1998'de üretimin yüzde 50'sini ihraç eder hale geldik. - Nasıl eğitimler verfldi? - Toplam kalite eğitimini işlet- medeki herkes alıyor. Bu eğitim- geçıyor. Rekabet edebilirlilik gü- cünü neyle sağlarsınız? Kullanı- lan üç kaynak var: Teknoloji, mal- zeme ve insan. Teknoloji ve mal- zemeyi herkes para verip alabilir. Sizin sıynlmanızı sağlayacak, in- san gücünü farklı kullanma yete- neğinizdir. Bu da çalışanlann in- san olduklannın bilincine vanna- sı ıle mümkün oluyor. Kurumda ya- ratıcılığı ve yenilikçiliği öne çıkart- malısınız. Dünyadaki gelışmele- ri izlemek zorundasınız. • Ancak konuşarak bir şeyleri iyileştirebilirsiniz • Yönetici ve çalışan ne yapılması gerektiğine beraber karar vermeli • Stratejik hedefler çahşanlar tarafindan paylaşılmalı • Hem kurum hem de birey amaçlan birbiriyle aynı çizgide olmalı • Kurumda yaratıcıhk ve yeniliği öne çıkartmak gerekir • Kompleksten annmış lider, toplam kalitenin uyguîanmasında esastır bir kunıluştuk. 1994 yıİmda yap- tığımız arama konferansında bir- birimize kav galı bir şirket olduğu- muz ortaya çıktı. Yaptığımız iş v e hizmetlerden memnun değildik. Biz de bu memnuniyetsizliği or- tadan kaldırmak için iyileştirme ça- lışmalanna yöneldik. Şikâyet ye- rine çözüm üretme yaklaşımına girmemiz lazımdı. Tabii ki kolay len ilk dönemlerde dışandan al- dık. 1996'dan sonra egitici ha\ijz oluşturduk ve burada yaklaşık 20 arkadaşımız görev yapıyor. Yani eğiticinin eğitimini sağladık. Her yıl özdeğerlendirme çalışmalan yaparak şirketin güçlü yönlerini ve iyileştirmeye açık yönlerini belir- liyoruz. Varolmanın yolu, rekabet edebilirlilik gücünü kazanmadan - Yöneticiler devamh yaraacıb- ğı destekkdiklerini söyler, ancak hi- yerarşik bir düzende >arabcıhğı öne çıkartmakpek mümkünohnu- yor. Siz buna nasıl bir çözüm bul- dunuz? - Yöneticinizi beceriksiz bulu- yorsunuz ve işler kötüye gidiyor. Her insanın aklından 'Ben şu yö- neticinin yerinde olsam şöyle ya- Yeni düzenlemeye göre çok işçi çalıştırana daha çok kredi TeşviklerdeKOBPlere öncelik ANKARA(AA)-HazıneMüs- teşarlığı koordinasyonunda 2000 yılı teşvik politikası çalışmala- n çerçevesinde, Küçük ve Orta Boylu Işletmelere (KOBt) iliş- kin devlet yardımlannın yeni- den düzenlenmesi konusunda üçüncü tur çahşmalara başlanır- ken teşvik politikalannda önce- liğin KOBl'lere verilmesi ka- rarlaştînldı. Yeni KOBt teşvik po- litikası çerçevesinde, gerek istih- damı, gerekse kayıtlı işçi çalış- tınlmasını teşvik etmek ama- cıyla KOBl'lere, çahştırdığı iş- çi oranında kredi verilmesi ön- görülüyor. Yetkililer, KOBl'le- re istihdam oranında kredi ve- rilmesinin AB'ye uyum çerçe- vesinde düşünüldüğünü belirti- yor. Yatınmlan Teşvik Fonu kre- dilerinin en az yüzde 20'si, Halk Bankası kanahyla TESK'e bağ- h KOBİ "lere tahsis edilecek. Ha- zine Müsteşarhğı koordinasyo- nunda'DPT, DİE, TOSYOV, KOSGEB, Halk Bankası, TES< TOBB ve Kredi Garanti Fonu A.Ş. temsilcilerinin katıldıgı üçüncü tur toplantılarda, Avru- pa Birliği'ne (AB) uyum çerçe- vesinde, kurumlar arasında bir- liktelik sağlamak amacıyla tek bir standart KOBİ tanımı geliş- tirilecek. KOBl'lerin yeni tanı- mı olan, "1 ile 150 arasında işçi istihdam eden, makine teçhizat toplamı 100 milyar lirayı aşma- yan ve imalat sanayünde faaliyet gösteren kuruluşlar" ıfadesinin, yeni KOBt tanımına en yakm tanım olduğu belirtıliyor. panm' geçer. O zaman 'Buyur yap' demeniz gerekiyor. Ancak bunun için de çalışanın önünde- ki engelleri kaldırmanız lazım. Engeli kaldırmak da demokratik bir ortam yaratmanıza bağh. Siz bir fikir üretirsiniz. ama sizin bir üstünüzdeki yönetici bir komp- leks içindedir ve 'Ben20yıidn*bu işi yapıyorum, niye düşünemedim' der ve sizi kendıni koruma vak- laşımıyla yok eder. Işte toplam kalite yönetiminde en önemli nok- ta. komplekslerinden annmış li- derlerdir. Biz Askaynak'ta takım çalışmalannı destekliyoruz. Işlet- medeki her takım yılda 4 proje getirerek iyileştirme ömeklerini su- nuyorlar. - Yeni lideriik anlayışmı tanım- larnusuuz? - Artık bölümlerarası duvarlar >ıkılıyor. Stratejik hedefler çalışan- lar tarafindan payiaşılıyor. Beni herhangı bir Askaynak çahşanın- dan ayıran tek fark, sorumluluk- lanmın fazla olması. Artık lider- Ier çalışanlann iş dışındaki sorun- lanyla ilgileniyor ve böylece ya- ratıcılığın önündeki duvarlar aşı- lıyor. Çalışanlann sevinç ve üzün- tülerini paylaşmak zorundasınız. Otoriter bir yönetici değil de on- lardan birisi olduğunuzu hisset- tırmelisiniz. - Askaynak, küresel kriz döne- minde toplam kaüteyi yaşama ge- çirdi. Türkiye'de yaşanan ekono- mik darahna karşısında KOBİ'le- re ta\ siyeleriniz nelerdir? - Öncelikle küresel kriz bize dünyayı tanımafirsatıverdi. Bu yıl- ki slogarurruz 'Krizi nrsata dönuş- türetim; Ömeğin Türkiye'nin ener- ji sorunu olması ve Orta Asya ül- kelerinin petrol ve doğalgazının Türkiye üzerinden dünyaya satıl- ması bize yeni fırsatlar yaratıyor. 'Krizi nrsata dönüştürehm' slo- ganını tüm kuruluşlar dikkate al- mah. Kurum hedefierini saptama- lı. Hedeflen koyduktan sonra öl- çeceksiniz. Sürekli tekerleğin dön- mesi lazım. Toplam kalite sonsuz bir yolculuk. ANKARA PAZARI ! YAKUP KEPENEK 0n Yıl Önce / Yiraıi Yıl Sonra Sovyetler Birliği'nin dağılmasından bu yana on yıl geçti. Eski Sovyetler Birliği ülkeleriyle Doğu Av- njpa ülkeleri, yükselen piyasalar diye adlandırılıyor. Onuncu yılın sonunda bu ülkelerin ekonomileri ne kadar yükseldi? Sayısal veriler, yükselen ekonomilerin, yerli ya da ulusal üretim yönünden hiç de iyi durumda olma- dığını kanıtlıyor. Bu ülkelerin içinde yalnız Polonya'da üretim, 1989=100 alınırsa. 1999'da yüzde 21 da- ha fazladır. Üretim artışı Slovenya'da yüzde 8; Slo- vakya'da da yüzde 2 dolayındadır. Macaristan ve Çek Cumhuriyeti de on yıl öncesinin üretim düze- yine yaklaşmış bulunuyor. Bunlann dışında kalan tüm ülkelerde ise büyük üretim düşüşleri yaşanı- yor (Avrupa imar ve Kalkınma Bankası verilerinden aktaran: The Economist, Kasım 20, s.150). , Bu ülkelerin içinde, nüfus. alan ve ekonomi ola-1 rak öbürleriyle kıyaslanamayacak ölçüde en büyü-' ğü eski Sovyetler Birliği'dir. Eski biriiğin bu büyükı bölümü en ağır üretim kaybı ya da düşüşleriyle karşı karşıyadır. Rusya'nın üretimi, 1989'dan son- ra sürekli azalmaktadır ve 1999'da on yıl öncesine göre yüzde 45 oranında daha azdır. Ukrayna'da üre- tim kaybı çok daha büyük, yüzde 64'tür. Birliğin en çok yoksullaşan ülkesi olan Moldova'da da üretim 1989 düzeyinden yüzde 70 oranında daha azdır. Gürcistan'ın üretim düşüşü bu ikilinin arasında bir oranda kalıyor; Azerbaycan ve Ermenistan ise Uk- rayna'dan daha yüksek, Rusya'dan daha az bir üretim düzeyi yakalamış bulunmaktadır. Kısaca, başta Rusya olmak üzere eski Sovyetler Birliği ül- keleri, on yıl önceki toplam üretimin yaklaşık yan- sı ile yaşamaktadır. Sorun yalnız üretim düşüşleri değildir; bunun do- ğal ya da kaçınılmaz sonucu olan işsizliktir; eğer yeterli dışalım yapılamazsa, fiyat artışları, yani enf- lasyondur. Rusya, yıllardır, enflasyon konusunda sü- rekli uluslararası rekoriar kırmakta olan Türkiye'yi izleyen ikinci ülkedir. Ve bu ikiliye yaklaşabilen bir başka ülke yeryüzünde yoktur. Bu ülkelerden, yurt- dışına sürekli olarak nitelikli işgücü ve sermaye ka- çışı vardır. Kamu yönetimleri mafya-çete-yolsuzluk üçgenine sıkışmış bulunmaktadır. ••• Başlıktaki yirmiyıl, ayrı bir konudur; Türkiye'nin ünlü 24 Ocak 1980 kararlarına ilişkindir. 24 Ocak kuşkusuz aynntılı biçimde değerlendirilmelidir; bu- rada, enflasyon, dış borç ve döviz kuruna dayalı çok sınırlı bir giriş ile yetinilecektir. 24 Ocak'ın öncesindeki son yılın, yani 1979'un yıllık enflasyon oranı yüzde 65'ti; bu oran günümüz- dedeaynıdır. Enflasyon oranı değişmedi; ülkeyiyö- netenlerde. IMF'nin kapısını aşındırmadasürüyor... Ancak değişen çok şey var. Birincisi, dış borç- lardır. Karariann alındığı günlerde Türkiye'nin top- lam dış borcu 13 milyar dolar dolayındaydı; günü- müzde bu tutar 100 milyar dolann üzerindedir. Tür- kiye, dış borçlanyla da dünyanın sayılı ülkeleri ara- sınayükselmıştir. Ikincisi döviz kurudur. Yirmi yıl ön- ce bir dolar 50-60 liraydı; 1980 sonunda da, Mer- kez Bankası tarafindan 89,25 liradan satın alınıyor- du. Bu fiyat on yıl önce yani Sovyetler Birliği'nin da- ğıldığı 1989'un sonunda, 2311 liraya yükselmişti. Günümüzde de 500 bin lirayı aşmış bulunuyor. Amaç, bilirtenleri tekrarlamak değil. Bu sayılar çok büyük ekonomik vetoplumsal süreçleri içerir. Bun- lann içinden ikisi öne çıkıyor. Bunlardan birincisi, IMF-Dünya Bankası önerilerinin.özellikle de özel- leştirmeye ilişkin olanlann, körü körüne uygulan- masının, ekonomiyi düzlüğe çıkarması bir yana, yalnızca üretimsizlik, işsizlik ve yoksulluk getirdi- ğidir. Yolsuzluklarla çökertilen devlet yönetimidir. Oysa 24 Ocak'ı izleyen günlerde de IMF ve Dün- ya Bankası yetkilileri ve ülkeyı yönetenler. tıpkı bu- gün yaptıklan gibı, gelecekgüzelgünlerden söz edi- yor; işçi ve memurlann kemer sıkması gerektiğini, bunun kaçınılmaz olduğunu, başka bir çıkış yolu bulunmadığını ısrarla vurguluyordu. 24 Ocak, Tür- kiye'ye, olağanüstü açılım ve atılım; parlak ekono- mik gelecek ya da ünlü öncüsüne yakıştınldığı adıy- la büyük vizyon olarak satıldı. 12 Eylül ortamında sesi çıkabilenlertarafindan bu satış toplumun bey- nine kazındı; egemen kılındı. Hükümetler, yirmi yıl boyunca bu politıkaları tam bir uysallıkla uyguladı- lar. Enflasyon düşürülecek, ekonomi istikrara ka- vuşacak, yatınmlar ve üretim artacaktı. Sonuç or-1 tadadır. Bugün de aynı tiyatroyu izliyoruz. ikinci olarak, bu politikayı yürütenler ve yılmaz sa- vunucuları, 24 Ocak'ın ya da kendi sözleriyle re- formlann tamamlanmadığından yakınıyor. Görü- nen istekleri de, daha çok özelleştirme ile sınırlı ka- lıyor; özelleştirmenın ötesine geçmiyor. 24 Ocak sa- vunucuları, önce bu yirmi yıllık geçmişin başan ve başarısızlıklannın tam bir muhasebesini yapmalı; hesabını vermeli; sonra da bundan sonrası için ne- ler istediklerini açıkça tartışmaya açmalıdır. Ancak bu yapılırken, 24 Ocak'ı tamamlama işi, bir millime- sele ya da bir ulusal sorun diye topluma dayatıl- mamalı; 24 Ocak'ın gerçek siyasal örgütü ve bü- rokratik sorumluları belli olmalıdır. e-posta: yakup ' metu.edu.tr zırvesıDTO yarın başlıyor Ekonomi Servisi-21. yüzyıla şekil verecek dünya ticaretinin genel kurallannın yeniden gözden geçirileceği Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Bakanlar Konferansı toplantılannın üçüncüsü yann başlıyor. 30 Kasım - 3 Arahk arasında ABD'nin Seattle kentinde gerçekleştirilecek zirveye Türkiye'yi temsilen Devlet Bakanı TuncaToskay başkanlığında bir heyet katıhyor. Heyette, Dış Ticaret Müsteşan KÜTşad Tüzmen ve Müsteşarlık bürokratlan ile Dışişleri, Tanm, Maliye ve Kültür bakanhklan, DPT, Hazine ve Gümrük Müsteşarhğı bürokratlan yer alıyor. Konferansa, DTÖ'ye üye 135 vekatılım sürecinde bulunan 30 ülke temsilcileri ile 80 ülkeden basın mensubu ve hükümet dışı kuruluş temsilcisinin katılımı bekleniyor. Konferans boyunca bir yandan Uruguay Round anlaşmalan uygulanması gözden geçinlecek, diğer yandan bugüne kadar düzenlenen konferanslarda alınan kararlar çerçevesinde gündeme gelen ticaretin kolaylaştınlması, elektronik ticaret, çe\Te, rekabet ve yatınm konulan ele ahnacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle