18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
:7 KASIM 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER tç sorunlar ve çıkar çatışmalan nedeniyle yeraltı dünyasında hesaplaşmalar sürüyor cinayetkıde 6 gözalbİstanbul Haber Servisi - Ataköy'da cncekı akşam sılahlı saldın sonucu öl- Cürülen Nihat Akgün'ün katil zanhsı 2 kişinin de aralannda bulunduğu 6 kişi gözaltına alındı. Vücuduna 11 kurşun isabet eden Akgûn bugün toprağa veri- lıyor. Akgün Restaurant'a müşteri gibi ge- lip yemek yiyen 2 kişinin silahlı saldı- nsı sonucu yaşammı yitiren Nihat Ak- gün cinayetiyle ilgili soruşturma sürü- yor. tstanbul Organize Suçlar ve Silah Kaçakçılık Şube Müdürlüğü ekipleri- nin çahşması sonucu, saldınyı gerçek- kştirdikleri ıleri sürülen 2 tetikçi, onla- ra gözcülük yapan 3 kişi ile Akgün'ün eskı iş ortağı Güral Aydın gözaltına alındı. Akgün'ün katil zanlılan Mustafa Ak- han (23), Şaban Akhan (22) olaydan 2 saat sonra gözaltına alınırken bu kişile- • Önceki akşam Ataköy Marina'daki Akgün Restaurant'a müşteri gibi gelip yemek yiyen 2 kişinin silahlı saldınsı sonucu yaşamını yitiren Nihat Akgün cinayetiyle ilgili soruşturma sürüyor. İstanbul Organize Suçlar Silah ve Kaçakçılık Şube Müdürlüğü ekiplerince saldınya kanştıklan ileri sürülen 6 kişi gözaltına alındı. • Gözaltına alınanlar arasında 23 Temmuz 1999 tarihinde Regetta Bar'da, Nihat Akgün'ün azmettirmesi sonucu düzenlendiği ileri sürülen silahlı saldında yaralanan Akgün'ün iş ortağı Güray Aydın da bulunuyor. re Pars Okay, Muzafler Düşer ve karde- şi Üker Düzer'in de gözcülük yaptığı öğrenildi. Bu kişilerin Şişli Etfal Has- tanesi'nde sağlık kontrolünden geçiril- dikten sonra İstanbul Organize Suçlar ve Silah Kaçakçılık Şubesi'nde sorgu- suna başlandı. Gözaltına alınan bu kı- şilerin halen Metris Cezaevi'nde tutuk- lu bulunan organize suç örgütü liderle- rinden Hüseyin Başak'ın adamlan ol- dukJan öğrenildi. Saldınnın. Başak'ın Akgün'den para istemesi ve daha sonra gönderdiği adamın kovulması üzerine başlayan husumetle gerçekleştiği öne sürüldü. Olay sonrası gözaltına alınan Akgün'ün eski iş ortağı Güral Aydın'ın da üzerinden ruhsatsız tabanca çıktıği kaydedildi. Silahlı saldında vücuduna 11 kurşun isabet eden Nihat Akgün'ün cenazesi dün International Hospital'dan alınarak Adli Tıp Kurumu'na götürüldü. Ak- gün'ün cenazesinin bugün öğle nama- zından sonra toprağa verileceği de be- lirtildi. Ataköy Marina'daki restoramnda uğ- radığı silahlı saldın sonucu hayatını kaybeden Nihat Akgün, 23 Temmuz 1999'da iş ortağı Güral Aydın'm silah- la yaralanması olayında "azmettnid" olduğu gerekçesiyle tutuklanmış, 15 Eylül tarihinde de tahliye edilmişti. Ak- gün Otel'in sahibi Nihat Akgün, 13 Temmuz 1999 tarihinde iş ortağı Güral Aydın'ın Ataköy Marina'daki Regata Bartta silahla yaralanması olayıyla ilgi- li olarak Bakırköy tlçe Emniyet Mü- dürlüğü Asayiş Şubesi ekiplerince Ba- kırköy 'deki evinde gözaltına alınmıştı. Silahla yaralama olayında azmettirici olduğu ileri sürülen Nihat Akgün, sevk edildiği Bahrköy Adliyesi'nde"süah- la yaralamaya azmettirmek" suçundan tutuklanarak Metris Cezaevi'ne gönde- rilmiş, 15 Eylül tarihinde de tahliye edilmişti. Nihat Akgün, Ataköy Regata'daki bürosunda 489 adet kaçak halı bulun- durduğu gerekçesiyle Bakırköy 12. As- liye Ceza Mahkemesi'nde de tutuksuz olarak yargılanmıştı. Durusu Belediye Başkanı Terkos havzasını kurtarma çağnsı İstanbul Haber Servisi - Terkos Gölü çevresindeki kaçak yapılaşmanın ve yağmanın önlenmesi için bölgenin kalıcı, çağdaş bir imar planına ErcanAvcL kavuşturul- masmın zorunlu olduğu vurgulandı. Durusu Belediye Başkanı Ercan Ava, Terkos Gölü'nün önümüzdekı dönemde Istanbul'un su ihtiyacının yâfcja&kr yüzde 60' ınl.. '. ... ~ -%i-T * kafşılayacağına dikkat çekerek" bölgenin "konıma, kollama, yaşama ve yaşatma* mantığıyla korunmasını istedi. Durusu belediye meclisi, "Durusu", adının "Terkos" olarak değiştirilmesi için de karar aldı. Durusu Belediye Başkanı Ercan Avcı gazetemizi ziyaret ederek yöneticilerimizle bir süre görüştü ve nüfusu 2 bin 500'e yaklaşan beldenin sorunlannı anlattı. 'İmar planı yapılmah' Terkos Gölü etrafmdaki bütün köylerin hemen yanı başında bulunan ilçe ve belde belediyelerine en kısa sürede mücavir alan olarak bağlanmalannı isteyen Belediye Başkanı Avcı şöyle devam etti: "tstanbul'un bu önemli su havzasında kalıcı. düzgün imar planı yapılması gerekiyor. Aksi halde bölge diğer içme su havzalannm akıbetine uğrayacak. Terkos Gölü ve çevresi salt su havzası olduğu için değiL, aynı zaman doğal hayatın ender yöreierinden biridir. Bu kapsamda tüm çevreci örgürJerin de gözlerini bu bölgeden uzaklaştırmamalannı istiyor ve destek bekliyorum. Ozetie bu bölgede koruma, kollama, yaşama ve yaşatma mantığıyla hareket edUmeiidir." Üç göl havzası İmar planlamasmda yaşanan temel sorunun arsa ve arazi rantı olduğunu ifade eden Başkan Avcı. yerel yönetim yasa tasansma yönelik eleştirilerini de şöyle özetledi: Küçükçekmece, Avcılar, Büyükçekmece, Silivri ve Çatalca ilçeleri ve beldeleri olmak üzere toplam 30 belediyeden oluşan Üçgöl Havzası Belediyeler Birliği olarak tasanyı bütün yönleriyle tartıştıklannı anlatan Başkan Erkan Avcı, yerel yönetimlerde yetkilerin yerel kurumlarda bulunmasını, hazırlanacak yasa taslağınm temel dayanağının da anayasa olması istedi. 'Yetkilerimiz denetlensin' Avcı, "Yerel kurumlann \etkileri kisıtlanırsa bizler hiçbir şey yapamayız. Merkezi yönetim, bizlerin yetkileri, doğru kullanıp kuUanmadığımLH denetlesin" dedı. Durusu beldesinde yıllarca muhtarhk yaptığını, halkı ve sorunlannı yakından bildiğini. sorunlann çözümünde belde halkının desteğini aldığım anlatan Başkan Ercan Avcı, Durusu'nun adının da Terkos olarak değiştirilmesi için belediye meclisinden karar aldıklannı belirterek bu karann hayata geçirilmesi için bir üst makama ilettiklerini söyledi. Avcı, bu ad değişikliği isteğinin, kamuoyunda Terkos adının daha iyi tanınmasından kaynakladığmı söyledi. TMMOB, KESK, DÎSK ve STK'lerin küreselleşme karşıtı yürüyüşü Bursa'ya ulaştı 'Ülkenıiz sömürge olacak' LEV^ENTGENCELLÎ ORHANGAZİ/BURSA- 30 Kasım'da Dünya Ticaret örgü- tü'nün ABD'nin Seattle kentin- de yapacağı Millenium Roun- du'nu kmamak amacıyla MAI ve Küreselleşme Karşıtı Grup tarafindan Çorlu'dan başlatılan yürüyüşün Bursa ayağında ABD'li Cargill ve Cavit Çağ- tar'ın Yeşilşehir yatınmlannın MAI anlayışının en önemli ör- nekleri olduğu vurgulandı. TMMOB, KESK, DİSK ve sivil toplum örgütü üyelerinin oluşturduğu grup, önce ABD'li Cargill'in lznik Gölü havzasın- da yaptırdığı mısır işleme fab- rikası önüne geldi. Burada, TMMOB Bursa 11 Koordinas- yonKurulu üyesi odalann yöne- ticileri tarafından karşılandı. TMMOB Yönetim Kurulu üye- si Cemakttin Küçük, burada yapnğı konuşmada, Dünya Ti- caret Örgütü bünyesinde görü- şülmekte olan tanmda liberas- yonun en önemli ömeklerinden birinin Cargill olduğunu \nrgu- ladı. Küçük şunlan söyledi: "Cargill, birinci suuf tarun ararisi üzerinde tüm hukuksal kararlara rağmen Türkyargısı- nı hiçe sayarak inşaatını sürdür- mektedir. Günde 6 bin tona ka- dar su kuüanacağı bilinen bu fabrika ekolojik dengeyi boza- caknr. Bölgeze>tinlikalandır. ts- tedikleri mısın üretmek için Türk tanmuun can daman zey- tinükleri yok edeceklerdir." Küçük, "Dünya Tıcaret Ör- gütü'neülkemizi satmaya giden- leriburadan bir kez daha uyan- yoruz. 17 Ağustos depreminden sonra 'Sosyal Yıkım Yasası' ve tahkimi çıkaranlarbu kez MAI, tanmda liberasyon ve serbest ağaç kesim anlaşmalannın ara- na imza atarak ülkemizi tama- men sömürge haline getirecek- tir" diye konuştu. TMMOB Bursa ll Koordi- nasyon Kurulu Sekreteri Özçe- lik de Bursalıların Cargill'inya- pımına karşı çıktığını, hukukun bu karşı çıkışa destek verdiğini, ancak mahkeme kararlannın uygulanmadığını savundu. Grupüyeleri daha sonrayeni- den özelleştirme kapsamına alındığı bildirilen Asılçelik Fab- rikası'na gittiler. Burada da ko- nuşan Cemalettın Küçük, Asil- çelik'in daha önce özel sektörün elüıde bulunduğunu, ama bu sü- reçte zarar ettirilerek yeniden kamuya devredildiğini kamu yöneticilerinin başarısıyla önem kazandığını vurguladı. Küçük "Türldye'de kamuya ah çbnento fabrikalan özefleştiri- Hrken Avrupa devleüerinin ül- kemizde fabrika kurması teşvik ediliyor" diye konuştu. MAI ve Küreselleşme Karşı- tı Grup'un Yeşilşehirotoparkın- da yaptığı basın açıklaması en- gellenmek istendi. Işadamı, sa- nayici Cavit ÇağUr'ın tarım toprağına sukanaletleri parçala- narak yaptırdığı toplu konutla- nn kaçak olduğunu, mahkeme kararlanna karşın Cumhurbaş- kanı Demirei'in açılışa geldiği- ni anımsmatan Küçük "Halk>- nuzm 1^ katrihonunu bortum- layan işadamının bö>1e yerleri- nin acılmasının arkasında kim- lerin olduğu aile fbtoğraflann- dan befli olmaktadır. 1^ katrfl- yon, lOmflyoninsanumzın 1 ay- nk maaşıdu-. 1 mflyar dolar için EVIPye el açanlar, parası için ne yapıyorlar" dedı. Yeşilşehir'in koruma ekiple- riyle mimar olduğu öğrenilen Selçuk Boran gruptakılere "Arazunizi hemen terk edin. Kimrinj71 niye buraya geldiniz? Kimden izinakünız? Defohın gj- dfa" tehdidinde bulundu. Grup Bandırma Bağfaş'ta grevdebu- lunan işçilere destek vermek ve özelleştırme gündemine alınan Boraks tesislerindeki eylem için Bandırma'ya gitti. Kuzeyde kar, güneydefirtınaYBrt Haberteri ServM - Yurdun büyük kesünini etkisi altına alan soğuk hava ve kar yağışı nedeniyle Van. Bitlis ve Hakkâ- ri'de 350 köy yolu ulaşıma kapandı. Dep- rembölgesi Bolu'dakarkalınhğı kentmer- kezinde 10 santimetreye ulaşırken Sakar- ya'daki çadır okullar, önceki gün etkili olan futınada zarar gördü, sınıflar da saganak yagış sonucu su altmda kaldı. Yöredeki okullar tatil edildi. Bolu'da önceki gece başlayan yagıştan sonra. karkalınlığı yüksekkesimlerde 30, kent merkezinde ise 10 santimetreye ulas- ü. Depremzedeler, kar yağışt altında, bat- taniye ve yemek alabilmek için uzun kuy- ruklar oluşturdular. Bolu'da çadırkentler- de kalan depremzede ailelerin, yaşlan 4 ile 10 arasmda olan küçük çocuklan da battaniye, yardım ve yemek kuyruklann- da soğuğa karşın saatlerce bekliyorlar. Bolu'da kar yağışından sonra kent mer- kezindeki 22 çadırkentı kar kapladı. Sa- karya'daki pek çok ilçede de depremin ar- dından kurulan çadır okullar, önceki gün etkili olan firtmada zarar görürken, sınıf- larda sağanak yağış sonucu su altındakal- dı. Okul yetkilıleri, onarım için zorunlu olarak tatîl karan aldılar. Hatay'm Reyhanlı ilçesinde, önceki ge- ce meydana gelen firtına nedeniyle 30 yıl- lık Süs Sineması'nın 250 metrelik duvan- nın yaklaşık 100 metrelik bölümü yıkıldı. Rize-Erzurum karayolu ulaşıma kapandı. Trabzon, Giresun ve ilçelerinde çok sayı- da köy yolu ulaşıma kapandı. Yetkilüer Karadeniz'de firtına beklendiğini belirte- rek bahkçüan uyardılar. İstanbul'un yüksek kesımlerine de dün sabah kar yağdı. Meteoroloji yetkilileri, hava sıcaklıklarmm da mevsim normafle- ri civannda seyredeceğini, soğuk havanın doguya doğru kaydıgını ifade ettiler. Prof. Dr. Adem, sorunlann temelinde Köy Enstitülerinin kapatılmasınuı yattığını söyledi 4 Devrimci eğitiıııiıı önü kesîldi'ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)-Ankara Üniversitesi Eği- tim Bilimleri Fakültesi (EBF) Oğretim Oyesi Prof. Dr. Mah- rnutAdem, Türkiye'deki tüm so- runlann temelinde eğitime yö- nelik darbelerin olduğunu vur- gulayarak "1950'lerle birlikte meskki ve teknik eğhhnin önü- nün kesümesu Kö> Enstitüleri- nin kapaûlması ile devriınti eğt- timin önü kesikti. Eğer, Türkiye 8 yühk kesintisiz zorunlu temel eğitim sorununu 1970'lere gel- meden çözse, bugün belki de 11 yada 12 ydhkzorunhıeğitimiuy- guluyor olurdu. Böylece hcr şey- den önce demokrasimu güçle- nir, kalkmmadaiyi birdüzeyege- Brdik ve hatta ÂB'ye üye olur- duk" dedi. Öğretmen Hüseyin HüsnüTe- bşık Eğitim Araştîrma-Geu'ştir- me Merkezi tarafından düzenle- nen "21. YüzYiknEşiğindeTürk Eğitim Sistemi" konulu sempoz- ^-umun dünkü bölümünde, eği- tim sorunlan ile Türkiye'deki te- mel sorunlar arasındaki ilişki sorgulandı. Ankara Oniversitesi EBF öğ- retim Üyesi Prof. Dr. Mahmut Adem, 76 yıllık Türkiye Cum- huriyet tarihinde ulusal eğitim dizgesinin yurttaşlarayeterli de- mokrasi bilinci kazandıramadı- ğını kaydetti. Malatya înönü Universitesi'ndeki türban göste- rilerini, FP'li Merve Kavak- çı'nın türbanla TBMM'ye gir- me girişimini anımsatan Adem, bunun kökenlerinin 1950'lere dayandığına işaret etn'. Cumhu- riyetin ilk 27 yılında önceliğin cahilliği oıtadan kaldumaya ve- rildiğini, temel amacın "her köyde bir öğretmen bulundur- ma" ile tanımlandığırü anlatan Adem, "tkmti öncelikdemesle- ki ve teknik eğitime verflnuştir" dedi. Adem, Köy Enstitülerinin de kapatılması ile de devrimci eğmminönünün kesüdiğini kay- detti. Adem, Türkiye'nin son 30 yılda yeniden "dini ve çağdaş" olmak üzere iki kanallı bir eği- Atatürk'üngiysilerikatalogda toplamyor Ç Özkan, Atatürk'ün giysiierryle geçen 24 yılkkçaksmalarun bir katalogda tophıyor. Basından ve bu konuya doyarUdc, luuao- ovnndan destek beklediğini betVten Özkan, Atatürk'ün kıyafet devrnrri \% bu döneme tanıkhk ettniş gazetedterfaı adlanMn da yer alacağı çahşmayı gekcek kuşaklara aktarmak istediğini, söz konusu çabşmarun ücretsiz olarak herhangi bir kuruluşun sponsoriuğu alünda 10 bin adet basılacağını söyledi. Özkan, Atatürk'ün sivil luy^fetkrindengünümnzmodasmavekadm^y- silerine stiüze editanesi, Atatürk ilke ve devrimİerinin moda dü^^asmayansıütoıasıg^30'naşkmetkinBkgercekkştirdL time geri döndüğüne dikkat çe- kerken aynı süre içinde Diyanet Işleri Başkanlığı'na aynlan kay- naklann da armrüdığını vurgu- ladı. Ankara Oniversitesi EBF öğretim Üyesi Doç. Dr. Kasun Karakütük, ülkelerin gelişmiş- lik ölçütü ile eğitim fınansmanı arasındaki bagıntıya işaret etti. Karakütük, gelişmiş ülkelerin GSMH'den eğitime ayırdığı pa- yın yüzde 7'nin üzerinde oldu- ğuna dikkat çekti. Karakütük, 1993 verilerine göre kişi başına kamu eğitim harcamasının Danimarka'da 1790, Fransa'da 1245, Italya'da 1147 dolar iken Türkiye'de 75 dolar olduğunu kaydetti. AnadoluÜniversitesi Detişim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. lsmafl Bircan, SSCB'nin dağıUnası, iki Al- manya'nrn birleşmesi ile başla- yan süreçte eğitime verilen öne- min arttıgına da işaretetti. ABD Başkanı Bfll Clinton ile îngilte- re Başbakanı Tony Blair ın se- çim kampanyalannda eğitime öncelik verdıklerini anımsatan Bircan, eğitim-istihdam ilişkisi- ne dikkat çekti. Mesleki ve tek- nik okullarda kullanılan maki- nelerin sanayidekilerin çok ge- risinde kaldığına işaret eden Bir- can, sağhk personeli, elektrik, elektronik teknisyenlerinin sa- yısında büyük yetersizlik oldu- ğunu anlattı. CUMARTESt YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Adalar Adalarta ilgili ilk anım bir şarkıdır "Ada sahillerinde bekHyonım..." Sözü edilen ada neredeydi, nasıl bir yerdi? Yaşadı- ğım taşra kentinde, ilkokul çağına henüz gelmiş bir ço- cuk olarak bunu bilmem olanaksızdı... Ama o şarkıyı, içimde yaşımdan çok büyük özlemleıie, gün batımla- nnda kendi kendime söylerdim... Sonraki yıllarda birkaç kez ge*diğim Istanbul'a, 1960 başlannda babamın bu kente atanmasıyla ailece yer- leşmiş olduk. Ikinci ada şarkısının ezgilerini o yıllarda, Lefter'ın Nevizade Sokak'takı meybanesınde. birçok kez ve eşlik ederek laternadan dınledim: "Adalardan biryar gelir bizlere..." İstanbul'un her yöresinden de- nize girilebildiği için Adalar'a bu amaçla gitmeye ge- rek yoktu. Yıne de birkaç kez, Kalpazankaya'dan de- nize girmek İçin Burgaz'a, Heybeliada'ya gittiğimi anımsıyorum. Adalar şimdi olduğu gibi o yıllarda da is- tanbul'a sanki hem çokyakın hem de çok uzaktı... On milyon küsurluk şu kentte, şimdi de Adalar'ı hiç gör- memiş, görmeyi merak etmeyen, hatta onlann varlığın- dan habersiz pek çok insan bulunduğundan kuşkum yok... • • • 1977 ya da 78'de, TYS Genel Sekreteri olduğum günlerde, dönemin (kim olduğunu şimdi anımsayama- dığim) Kültür Bakanı'na gönderdiğim bir yazıda, her bi- rinde önemli yazarianmızın yaşamış olduğu Adalar'da uluslararası kültür toplantılan düzenlenebileceği ko- nusunda düşüncelerimi beiirtmiştim. Yabancı ülkeler- de, özellikle de Bulgaristan'da katıldığım uluslararası toplantılar beni etkilemişti. Türkiye'ye oranla bu çok kü- çük ülkelerin, yine bizim ülkemizdekilere oranla pek de görkemli sayılamayacak turistik ya da kültürel zengin- liklerine nasıl uluslararası değer kazandırdıklanna hay-' ranlıkla tanık olmuş, bizde böylesi etkinliklerin neden yapılmadığını acıyladüşünmüştüm. Reşat Nuri Gün- tekin, Hüseyin Rahmi Gürptnar, Sait Faik gibi ya- zarianmızın yaşamış oldukları, evlerinin bulunduğu Adalar'da da böylesi toplantılar düzenlenemez miydi? TYS Genel Sekreteri imzalı yazıma bir nezaket yanıtı bile gelmemişti... • • • 70'li yıllarda Adalar'a (özellikle de Büyükada'ya) bır- çok kez gtttim. Sevgili Emil Galip Sandalcı'nın yazlık evi, birçok aydının buluşma yen gibiydi. 80'li y\llarda Burgazada ve Büyükada'da birkaç yaz tatili geçirdik. O yıllann büyük bölümünü kapsayan cezaevi ve sür- gün yaşantılan soorasında, özgüriüğe ve ülkeye yeni- den kavuştuktan sonra, Burgazada'da (Ada Dostlan Derneğı'nin, en başta da Perihan Ergun'un çabala- nyla gerçekleşen) Sait Faık anma toplantılarının hemen hepsıne katıldım. Büyükada'da Reşat Nuri Güntekın anmalarına benim TYS başkanı olduğum dönemde başlandı. Heybeliada'da Hüseyin Rahmi Gürpınaran- malan da (Ada Dostları Derneği'nin yanı sıra PEN Ya- zarlar Derneği ve TYS'nin çabalanyla) son birkaç yıl- da düzenlilik kazandı... Yakın zamanlarda Çelik Gü- lersoy Büyükada'da atağa kalktı... Adalar kendilerine yaraşır bir kimliğe adımlar atıyor gibiyken, Körfez dep- remi ve Marmara'da bir başka büyük dep/em olasılı- ğt, sahipolduklan potansiyefin zaten çok çjerisiriöle bir yaşama mahkûm edilen bu olağanüstü ğüzeHikte'Kî' yerleşim bölgelerini sanki yeniden bir karanlığa göm- dü... ••• Elimde Adalar Vakfı yayını "Prens Adalan" adlı der- ginin ilk sayısı ve yine bu vakfın yayını "Adalar Bülte- ni" var. Bu değerli ürünleri ınceleyip bilgiler edinirken kendi kendime şu sorulan soruyorum: Yaşadığımız ül- kenin attından habersiz olduğumuz gibi, üstünden de habersiz miyiz? Bu ülkenin her bir köşesındekı tarih- sel, coğrafi, kültürel zenginlikler ne zaman gerçek an- lamlanyla öğrenilıp değerlendirilecek? İstanbul Büyük- şehir Belediyesi sımrian içinde bir ilçe belediyesi ve il- çe konumunda bir mülki yönetim bırimi olma ötesin- de, İstanbul Adalan'nın ülkemize büyük prestıj ve ser- vetler kazandırabilecek olağanüstü konumu ve öne- mi, yetkili kişilerce, kurumlarca ve toplumca ne zaman anlaşılacak? Yanm yüzyıldır uyguladıklan popülist po- lıtıkalarla, başta İstanbul olmak üzere, tarihsel değer taşıyan ve bu anlamda bizım oldukları kadar tüm in- sanlığın ortak değeri olan kentlerimizin ve yörelerimi- zin tarihsel- kültürel dokulannın bozulmasına, elit kim- liklerinin yok olmasına yol açanlara, Adalar'ın benzer- siz tarihsel-kültürel-turistik önemi nasıl anlatılacak? • • • Sahip olduklan muazzam potansiyet zaten hiçbir zaman değerlendirilmemiş olan bu eşsiz yerleşim bi- rimleri, şimdi de bir deprem olasılığının yol açtığı kor- ku senaryolanna, böylece büsbütün kendi kaderine terkedilmiş görünüyor... Adalar'ı kuşatan suskunlukta, geleceğe yönelik kiıii çıkar hesaplarının izlerinı gör- mek de olası... önlem alınmaz, gerekenler yapılmaz- sa, Adalar'ın uluslararası kimlik kazanmak şurda dur- sun, bir yandan ıssızlaşırken bir yandan da her türiü fırsatçı tarafından yağmalanacağını, yaşama kül- türünün daha da yozlaşıp yoksullaşacağını görmek güç olmasa gerek... Adalar'ın önemi ve sorunlannın çözümü, ne kadar iyi niyetli olurtarsa olsunlar, belediye ya da mülki yönetimlerin sahip olduklan yetki ve olanaklann çok üstündedir... Kültür Bakanlığı'na, Tur- izm Bakanlığı'na, ilgili tüm kişilere ve kurumlara, ül- kemizin nasılsa ayakta kalabilmiş bu son tarihsel-kül- türelzenginliklerinden birine sahip çıkmakve Adalar'a layık olduklan uluslararası konumu kazandırmak konusunda sorumluluklarını anımsatıyorum. Komisyon için imza kampanyası ' Dokunulmazlık'ta DYP-ANAP pazarhğı ANKARA (Cumhuriyet Bfirosu) - Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu'nun DYP Şanlıurfa Milletvekili Se- dat Bucak, Bağımsız Van Milletvekili Mustafa Bayram ve ANAP istanbul Milletvekili Aydın Ayayduı'ın doku- nulmazlıklannın kaldınlmasma karar vermesinin ardm- dan; DYP ile ANAP arasında pazarhkbaşladi. DYP mil- letvekili Ufiık Söytemez'in dosyasının ise 17 "hayır" oyuna karşılık, 18 oyla dönem sonuna bırakılması karar- laştınldı. DYP ile ANAP. dosyalann yeniden görüşül- mesi amacıyla karma komisyonun topİantıya çagnlma- sı için imza toplamaya çalışıyor. Erteleme raporunun ge- nel kurulda okunmasmdan sonra 10 gün içinde itiraz edi- lebiliyor. Dokunulmazhğm kaldınlmasma ilişkin rapor- lar da genel kurulda görüşülerek oylandıktan sonra adı geçen miUetvekillerine yargı yolu açılabilıyor. Söylemez'le ilgili olası bir itirazda yargı yolunun açı- labileceğindençekinen DYP'liler ile Ayaydın'a yargı yo- lunun açılmasını istemeyen ANAP'hlann karma komis- yondaki sayısının 16 olduğu, yeterli sayıya ulaşmak için FP'yi ikna etmelerinin zorunlu olduğu vurgulandı. Ana- yasa-Adalet Karma Komisyonu'nun MHP'li üyesi Şev- ket Bülent Yahnici, DYP ve ANAP'ın pazarlık yapma- lan durumunda, bütün dokunulmazlıklann kaldınlması için girişimde bulunacaklanru söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle