Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 KASIM 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Atatürk
köşesi
düzenleme
suçu
Milli Eğitim Bakanı
Metin Bostancıoğlu.
24 Kasım
Öğretmenler Günü
nedeniyle yayımladığı
mesajda eğitimcilere
şöyle seslendi:
"Başöğretmen
Atatürk'ün
öğretmenleri olarak,
bütün
öğretmenlerimize
milletçe
şükranlanmızı
sunuyoruz."
Sayın
Bostancıoğlu'na,
Türkiye'nin çeşitli
yörelerinde yalnızca
"Atatürk köşesi"
düzenlediği için
baskı gören
"Başöğretmen
Atatürk'ün
öğretmenleri"
bulunduğunu
şükranlanmızla
sunmak istiyoruz.
ISIK KANSU
kansuecumhunyet.com.tr.
Elektrik Mühendisleri Odası tarafından
geçen hafta düzenlenen "Türkiye 2.
Enerji Sempozyumu"nun ana teması
"ulusal enerji politikalan"ydı.
Medyanın ve çokuluslu şirketlerin
gözdesi Cumhur Ersümer'in
sorumluluğundaki Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı üst düzey
görevlileri, sempozyumda yaptıkları
konuşmalarda, özelleştirmeyi,
uluslararası tahkimi, sektörün
yabancılara açılmasını ballandıra
ballandıra anlattılar.
örneğin Enerji Işleri Genel
Müdürlüğü'nden Mustafa Çetin'e
göre, TEK'in TEDAŞ ve TEAŞ olarak
ikiye aynlarak, "yeniden
yapılandınlması"nın gerekçesi şuydu:
"Elektrik enen'isinin daha kaliteli ve
ucuz olarak tüketicilere sunulması,
devletin kıt kaynaklan nedeniyle
gerçekleştirilemeyen gecikmiş elektrik
enerjisi yatınmlannm özel sektör eliyle
yapılması..."
Mustafa Çetin'e bakılırsa, enerji
dağıtım şirketlerinin özelleşmesi ile
ülke genelinde yaklaşık yüzde 20'lere,
bölgesel olarak yüzde 60'lara
Teslîm ol!yaklaşan enerji kayıpları
önlenecekmiş, tüketiciye kesintisiz ve
kaliteli enerji sunulacakmış. Dağıtım
tesislerinin devri ile devlet 1 milyar
202 milyon 500 bin doları peşin,
geriye kalanı iki yılda iki eşit taksitte
olmak üzere 2 milyar 405 milyon dolar
gelir elde edecekmiş. Özelleştirme ve
yabancılaştırma oldu mu, ucuz,
kesintisiz, kaliteli enerji kullanacağız,
sizin anlayacağınız.
Inanalım mı?
Eski TEK Genel Müdürü Gûltekin
Türkoğlu na göre, kazın ayağı hıç de
öyle değildi:
"Bugün izlenen enerji politikasının
ülkeye ne getireceğini görmek için
daha fazla beklemeye gerek yok.
1911-1939 yıllan arasında imtiyazlı
şirketlerin faaliyetlerini izlemek ve
imtiyaz haklannın niçin geri alındığını
hatırlamak yeterii olacaktır."
"Ucuz elektrik kullanacağız" savına
gelince. Türkoğlu, elektrik enerjisi
fiyatlarının önceleri 6-7 cent/kwh
dolaylarında tutulduğunu anımsattı ve
ekledi:
"Elektrik enerjisi fiyatlanmız bugün
OECD ülkeleri arasında en pahalı
olma vasfını korumaktadır."
Ya yap-işlet-devret modeli devreye
girince ne olacak? Türkoğlu,
görüşlerini şöyle özetledi:
"Bu model ile gerçekleştirilmek üzere
sözfeşme imzalanan projelerde
kredilerin geri ödenmesi süresince
(yani ilk 6-7yıl) 10 cent/kwh civannda
fiyatlar kabul edilmektedir. Bu yüksek
fiyatlaria önümüzdeki yıllarda elektrik
tarifelerinde büyük artışlar olacağını
söylemek kehanet sayılmamalıdır."
EMO Başkanı Ali Yiğit ise,
Türkiye'nin 70 yılda dışarıya
yakiaşık 80 milyar dolar
borçlanmışken, 2020 yılına kadar
lobilerin dayattıkları sözde
çözümlerle sadece elektrik
sektöründe verilecek imtiyazlarla,
yaklaşık 100 milyar dolartık fazladan
bir ek borçlanma ile karşı karşıya
kalacağını vurguladı. Yiğit'in şu
sözleri çok acıydı, ama gerçeği
yansıtıyor galiba:
"Elektrik enerjisi bürokrasisi, nükleer
santral lobileri ile yap-işlet-devret ve
yap-işlet lobilerine teslim olmuştur."
Yenimahalle'nin CHP'li Belediye
Başkanı Tuncay Alemdaroğlu,
sessiz, sakin iş yapıyor.
2000 yılında yapılacak Kent Ku-
rultayı için kollan sıvadı bir kere.
Oluşturulan 8 komisyon, öyle ya-
sak savmak için fifan çalışmıyor.
Katılımcı, ama aynı zamanda
halkçı bir belediye yapısı oluştur-
mak tek hedef. İlk aşamada çeşitli
İş yapan belediyemahallelerde, örneğin Çayyo-
lu'nda, Batıkent'te, Gazi Mahalle-
si'nde hizmet birimleri açılryor,
açılacak. Mahafle halkı, tüm so-
runlarmı bu birimlere giderek çöz-
me olanağına kavuşacak. Alem-
daroğlu, bu hizmet birimleri içinde
küçük "meclis"lerin de yer alma-
sını düşünüyor. Kimlerden oluşa-
cak peki bu meclisler? Site tem-
silcilerinden, okullann aile birliği
üyelerinden, demokratik toplum
örgütü yöneticilerinden, muhtar-
lardan vb. Halk, kendi soruntannı
tartışıp çözüm yollannı arayacak.
18 Nisan'dan bu yana 35 park
açan Alemdaroğlu, Batıkent'te bir
futbol sahasını hizmete soktu.
ÇayyoJu'nda yapımı süren yüzme
havuzunu 23 Nisan 2000'de ço-
cuklann kahkahaları arasında aç-
mayı planlıyor...Dedik ya, Yenima-
halle Belediyesi sessiz, sakin iş
yapıyor.
Bir Fatih
Aksu vardı,
gazeteci
dostumuz
Fatih, annesinin
hazırladığı azıcık
peksimet, bir avuç
kuru üzüm ile iğde
dolu çıkınını sırtına
vurup gurbet ellere
çıkmış Keloğlan'a
benzerdi.
Yalnızlığa ıslık çalan
çekingenlik de
onundu, saflığa
çelme takan
Karadenizli zekası da.
Başka nasıl
anlatabiliriz ki Fatih'i?
Aydınlanma
devrimine omuz
atmaya kalkışan
tosuncuklara karşı
tek başına direnen
çelimsiz, ama
gözüpek Anadolulu.
Yaşamın zorlu
dişlisine serçe
parmağını kaptırmış
ağlamadan gülen
çocuk.
Artvin yaylasından
göçmen, garip ardıç
kuşu. Üç kuruş
maaşa haberini
yaparken "böyük"
projelerin; mavi
akımın ve de
Türkmen
doğalgazının,
minnacık tahliye
borusunda tıkandı
ince soluğu halk
çocuğu Fatih'in...
ISSIZ ODA YAZILARI
VEDAT ÖZDEMİROĞLl)
AzSonra!
• Medya, Abdullah Öcalan
için atağa kalktı! TV kanallarının
hareketliliğıni yorumlayan uz-
manlar "Sakin ola ümitlenmeyın!
Bu atak, ıdam cezasını kaldırmak
ve Türkiye'yibu utançtan kurtar-
mak için değil! Kanallar, Öca-
lan 'ın idamının canlı yayın hakkı-
n alabilmek için yanşa geçti!"
şeklinde görüş bildirdiler. Az son-
ra!
• Depremzede tokatlayan Bo-
lu Valısı Nusret Miroğlu gorevın-
de kaldı ama Bolu Valiliğı kaldı-
nldı! Bolu, bundan sonra Bey-
lik'le yönetilecek ve Miroğlu, ar-
tık Bolu Beyi olacak! Az sonra!
• Gösteride olay! Ön sırada
oturan Kudret Ulumango adlı
işadamı, yanındaki sevgilisine
baktığı gerekçesiyle sihirbaz Da-
vid Copperfield'ı dizlerinden
vurdu! Yaralı bacaklar, Copper-
field'in gövdesi tarafından aci-
len hastaneye kaldırıldı! Az son-
ra!
• Sonunda Libya'dan yardım
geldi! Kaddafi, bırzamanlar ıçin-
de Erbakan'ı azarladığı çadırını
"hatırası var" diyerek deprem
bölgesine yolladı!
Az sonra!
Mini öykü
İki adam, bir kafede oturuyor-
lardı: Birtanesigayettelaşlıydı:
- Allah kahretsin, dedi. Şarj
aletimi yanıma almamışım. Cep
telefonumun şarjı bıtti. Oysa çok
önemli birisi beni büyük bir rek-
lam kampanyası için arayacak-
tı. Çok para var bu işte. Sırf bu
yüzden kaçınrsam, kendimi af-
fetmem!
Dığeri güldü:
- Bazı şeyler hiç değişmiyor,
dedi. Hatırlar mısın, kısa dönem
solculuğumuzu yaparken de
böyleydin sen. Çatışmalarda
hep silah yanında olurdu ama
şarjörünü süreklı unuturdun. Es-
kiden de aynıydın, hiç profesyo-
nel olamadın!
Bir süre sustular.
Her şey 'para' için!
Türk televizyonları "reyting" için düzeyi çok düşük tutuyor,
bunu anladık.
Bu yüzden programlann çoğu birbirinden saçma, buna da
alıştık.
Zaten kalite falan aradığımız yok.
Ama her geçen gün artan ömekler. sabtr zoriuyor! Buniar-
dan biri "Şans Kapıyı Çalınca" adlı program. Sıradan insan-
lann umutlan sömürülüyor. insanlar fena halde alıştırıldıklan
"emek harcamadan bir şeylere sahip olma" tutkusunu tatmin
etmek için tüıiü şaklabanlıklara giriyor, sorumsuz kafalann
oyunlarına alet oluyor.
Ne programın amacı belli, ne de seyreden kitleye ne kazan-
dırdığı. Sadistçe bir zevkle, insaniardan kendilerini aşan bir-
takım yetenekler(!) bekleniyor. Beceremediklerinde zavallı in-
sanlar ağlarken, hüzünlü bir müzik çalıyor!
Çağ, "para çağı" ve medya da bunu sömürüyor.
İşte bir TV rekiamı: Arabanı o kadar sev ki arkadaşın koltu-
ğa ketçap dökerse onu dışan at!
Ve bir basın rekiamının sloganı: En iyi arkadaşı, kredi kar-
tım!
Size de garip gelmryor mu?
İ'den isim: İsmet Çelik!
Gani Müjde'nin "İsim Şehir
Hayvan Bitki" adlı kitabı Pa-
rantez Yayınlan'ndan çıktı. Ga-
ni, aynı isimli çocuk oyunundan
esinlenerek Öküz defgisine yaz-
dığı yazıları kitapta toplamış.
Herharften ilk aklına gelen isim,
şehir, hayvan, bitki, eşya ve ar-
tist hakkında kısa notlar yazmış.
İ'den isim ise usta mizahçı, rah-
metli İsmet Çelik. Aynen ak-
tarıyorum:
"Eczacılıktan geldiği için ol-
sa gerekkomiğin, komikyazma-
nın ilk kimyasını ondan öğren-
dik. Türk sinemasının bu kadar
komik olduğunu da... Beyaz
saçlan ve beyaz gülüşü ile kar-
şılardı bizi odasında. Ucuna
mutlakaplastik filtre takılmış si-
garasını tüttürerek futbolculuk
ve eczacılık günlerine ait anılar
anlatır, demokrat bir insan ol-
masına rağmen, o zaman pek
keskin olan bizleri 'Oğlum siz is-
tediğiniz kadar kıçınızı yırtın,
bu halk sosyalizmi de kendine
benzetir' diyerek siniıiendirir-
di. Bizsosyalizmigöremedik. O
bizlerin sosyalizmi
göremediğimizi göremedi. Bir
bayram sabahı, Gırgır'da çalışır-
ken yüksek tansiyon onu
aramızdan alıp yükseklere bir
yere götürdü. Geride yüzlerce
Gırgır cildîne yayılmış yazı, öy-
kü, karikatür bırakarak gitti İs-
met Abi."
*fiP9fİİPI*' Fatoş Yaşaroğkı'nun resim. seramik, karikatür
D l aıinsi v e
animasyonlarından oluşan "Grafiler" isim-
li sergisi 10 Aralık tarihine kadar Ortaköy Kültür Merkezi'nde
izlenebilir. (Dereboyu Cad. PrincessOtelyanı, Ortaköy. Sanal
sergi: grafi2000.com)
KİM KÎME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak a turk.net
TRAM
TRAM
ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI
HARBİ SEMİH POROY
BULUT BEBEK NURAYÇİFTÇİ
TARİHTE BUGUN MÜMTAZ ARIKAN 27 Kasım
'OĞUi:ALDCANDRE DUMAS
189S'TE 8U6ÜN, ÜNLÜFGANSIZ YAZAKl AlSKAfJDfZB
OUMAS FILS*(pÜMA Fİs) *f W$IMOA PABİS'TE ÖLD
SABASI, "ÜÇ SİLAHÇÖRIER*, "MOAPS CRtSTD KOHTV*
6/Sf UNUTVLMA2 ÜOMANLARIN M2AKt ALEXAHDRE
PUHAS'DIR.ANCAK,EV1-İÜKC*ŞI DOGMUŞ OLAAASI
OHU TÜM YAŞAMI BOYUNCA ETKİLEMİŞTİ. ZAMA-
NIMDA, ÖZ£LLİKLB SAMNE OYUNLAKrYLA BÜYÜK
ÜN YHPMIŞ, ÇOK A 4 F*RA KAZANMIÇTI.
BU Pü&JAAA KA/ZÇlN, YILLAHIN YfP&ATMASlNA
DAYAHACAK VEÖNEMİN/ Y/Tf/eMtYECBKTBIC
S4HNE OYUNU OEĞİL , BİR. &OMANI
(
CAMEUAS').
0A/of-: Fils, FrarrSrzca oŞlu*cmlamma ge/mek-
+edir.
GÖRÜŞ
Dr. EMİN GÜRSES
NGO'lar
Uluslararası sistemde egemenliğini sürdüren
merkezi ülkelerin propaganda araçlan yardımıy-
la gelişmekte olan çevre ülkelerde yoksulluğun
varlığı ve bundan sorumlu olan politikaların an-
laşılması ve örgütlenmesi engellenmektedir. Ge-
lişmiş zengin merkezi ülkelerin hükümetleri, ulus-
lararası mali kuruluşlar ve bunlarla iç içe olan bir-
çok NGO (Hükümet Dışı Kuruluşlar) ve diğer iş-
birlikçiler bu sistemin bir parçası olarak çalışmak-
ta ve adil olmayan serbest pazarın devamlılığı-
nı sağlamaktadırlar.
1970'li yıllarda özellikle Latin Amerika'daki dik-
tatörlüklere karşı birörgütlenme biçimi olarak or-
taya çıkan ve ilerici kampta görülen NGO'lar
1970 sonları ve özellikle 1980'li yıllarda ekono-
mide neo-liberal politikalara karşı başgösteren
sendikal direnişlere karşı çoğunlukla dikkatleri eko-
nomik alan dışına çekmek gibi bir rolü üstlenen
NGO'lara özellikle Kuzey Amerika, bazı Avrupa
ülkeleri hükümetleri ve Dünya Bankası'nın doğ-
rudan ya da dolaylı destekleri artmıştır.
NGO'lar toplumsal tepkileri ekonomik alanın
dışına taşımak yolunda önemli bir sübap rolü
oynamaktadırlar. Toplumsal sorunların temelin-
de merkezi hükümetlerle toplumsal güçler ara-
sında yaşanan anlaşmazlıkların yattığını vurgu-
layan ve faaliyetlerini bu alanlara yönelten NGO'la-
rın büyük bir kısmı, dikkatleri sınrfsal mücadele-
den merkezi otoriteye çevirme çabası içerisine
girmiştir.
NGO'lar uluslararası alandaki özelleştirme ve
tekelleşmelere karşı direnen toplumsal hareket-
lerin, sendikal mücadelelerin yanında yeralmaz-
lar genelde. Özellikle orta sınıf entelektüeller için
uygun bir sınıfsal davranış ve eylem şeklidir bu.
İnsan haklanna çok önem veren NGO'lar ne-
dense insan hakları ihlalleriyle doğrudan ilişkili
olan merkezi ülkelerin ve bunlara bağımlı IMF gi-
bi kuruluşlann egemen olduğu eşitsiz, adaletsiz
uluslararası ekonomik ilişkilere karşı birdayanış-
maya girmeyı nedense tercih etmezler.
Sayıları binlerle ölçülen dünyadaki NGO'lann
eğitime-sağlığa aynlan bütçe kaynaklarının azal-
tılmasmı ve ücretlerin düşüklüğünü protesto eden
toplumsal örgütlenmelere destek verenleri iki
elin parmaklarıyla sayılabılecek kadar azdır. Hü-
kümetlerden ya da hükümetlere bağlı kuruluş-
lardan mali destek alan NGO'lar yerel örgütlen-
melere destek vermek yerine onları kendi faali-
yet planları doğrultusunda yönlendirmektedir.
Gruplar, topluluklar arasında ya da içerisinde si-
yasal çıkaryanşını öne çıkaran NGO'lar, sınıfsal
dayanışmayı kıran bir işlev görmektedirler.
Sosyal sistemin bir sonucu olan adaletsizlik-
lerin yarattığı ihlallerle değil de seçtikleri belirli
alanlarda iyileştirmelere gitmek gibi bir yolu se-
çerler. Birçok pre- post-Marksist sendikacı top-
lumsal hareket lideri NGO'larla sınıfsal kökenle-
rine uygun işbirliğine girerek iyi ya da kötü ni-
yetle de olsa aslında sistemden doğan sorunla-
rın göz ardı edilmesıne katkıda bulunmaktadır-
lar.
Lugano'da (Isviçre) Kasım 1997'de 21. yüzyıl-
da kapitalizmin korunması için neler yapılması
gerektiği konusunda bir dizi çalışma toplantısı dü-
zenlendi. Toplantı sonucu yayımlanan raporda
'serbest pazarkapitalist sistemine, onun yeni bin
yıla girerken genelleşmesine ve korunmasına, bu-
na yönelik tehlikelerin belirlenerek karşı strate-
jilerin geliştirilmesine yönelik çalışmaların orga-
nize edılmesi'nin zorunluluğu vurgulanmış ve ra-
dikal olmayan yapıcı, sorumlu NGO'lara kon-
sültasyon statüsü verilmeye devam edilmesi
önerilmiştir. Bu 'yapıcılık' ve 'sorumluluk^ düze-
yi kapitalist enternasyonalızme hizmetle ölçül-
mektedir.
Kapitalist enternasyonalizmin hizmetine giren
NGO'lar çevrenin merkeze bağımlılığına katkıda
bulunarak uluslararası sistemdeki sorunların
NGO'lann da çabalarıyla giderebileceği gibi bir
anlayışı gelişmekte olan ülkelerin insanlanna ka-
bul ettirme çabası içerisindedir. Böylece ulusla-
rarası tekellerin yerli işbirlikçileri aracılığıyla ül-
ke kaynaklarını merkezi zengin gelişmiş ülkele-
re transferi sürecinde dikkatleri başka yöne çe-
virmeye yardımcı olmaktadırlar.
Avrupa ve Amerika'daki hükümetlerle ya da
bunların bağlı kuruluşlarıyla mali bağımlılığı ol-
mayan, mali destek karşılığı Dünya Bankası gi-
bi kuruluşlann hizmetine girmeyi kabul etmeyen
namuslu bir grup NGO anti-emperyalist politi-
kalara destek veren stratejiler geliştirirler. Top-
lumsal hareketlerin yönünü etkilemezler ve
faaliyetlerinde onlara destek verirler.
BULMACA SEDAT YAŞAYAIS
SOLDAN SAĞA:
1/ Köy ihtiyar
heyetinın başı:
muhtar. 2/ Ta-
kım...Kalıptapı-
şen bir tür mey- 3
velı pasta. 3/
Leyleğe benzer
bir kuş. 4/ Âşık
olmaktan duyu-
lan korku. 5/Bir
sorusözu...Gü-
reşte bır oyun...
"Şudünyanmiki "
imış kapısı - Gel- g
digeçtı—günü-
mün hepisi" (Karacaoğ-
lan). 6/Bırnota... Tropi-
kal bölgelerde yetişen ve
yumruları besin olarak
kullanılan bir bitki. 7/ 3
Alan Parker'ın bır fıl- 4
mı... Letonya"nın parabi- c
nmi. 8/ Kadınlann omuz-
lannı örtmek için kullan-
dıklan geniş atkı... Bir 7
Avrupa ülkesinin başken- g
tı. 9/L'flemelibırçaIgı... g
Birkimsenın başkalann-
da bıraktığı izlenim. YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Ok atan, okçu. II Tropikal Afrika'da yetişen bır ağaç...
Bir ilimız. 3/ Ticari senetlerin arka yûzüne imza atılmak
suretiyle devredılmesı... Ağ şeklındekı örgü. 4/ Boksta
vurulan bir yumruk çeşidi. 5/ Özel bir cam kap içinde li-
kör, şarap, meyve ve madensuyu kanştınlarak hazırlanan
içki... Bır haber ajansmın simgesi. 6/Şefl<at, merhamet...
Boru sesi. 7/ Franz Kafka'nın birromanı... Bilgin. 8/ Şar-
kı,türkü... Anadolu'nunkırsalkesimindeerkekler arasın-
da düzenlenen yâren toplantılanna verilen ad. 9/ Örme iş-
leri.