25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 KASIM 1999 CUMARTESİ HABERLER DÛNYADA BUGÜN ALİSİRMEN Korsika Çıkmazında Paris Korsika Fransa'nın güney kıyılarına 170, Ital- ya'nın kuzeybatı k/yıtarına 90 km. uzaklıkta, 8.681 km2 genişliğinde, nüfusu, sürekli göç yüzünden 250.000'i birtürlü bulamayan, Fransız egemen- liğinde olup Paris'in sürekli başını ağrıtan bir ada. Fransa'nın ünlü kahramanı, Korsikalı Napo- I6on Bonaparte, Fransa'da ne kadar benimse- nirse, doğduğu adada o denli dışlanır. Adalıların ulusal kahramanı Paoli'dir. Korsika'nın Fransa'daki görüntüsü, Napoleon, Prosper Merimee'nin romanlarına yansıyan "Vendetta" (kan davası), Paris'i de kasıp kavu- ran Korsika Mafyası ve adadaki bağımsızlıkçı ha- reket FNLC'den (Korsika Kurtuluş Cephesi) olu- şur genellikle. Nrtekim önceki gün de Korsika'da bombalaryi- ne patladı. Sonuç 13 yaralı. Olay Fransa'yı bir kez daha allak bullak etti. Öy- le ki hiç de âdet olmadığı halde, Ingiliz - Fransız zirvesi için Londra'da bulunan Cumhurbaşkanı Chirac ile Başbakan Jospin, Manş ötesinden kararlılık belirten sert açıklamalaryaptılar ve ko- nu Fransa'nın birinci gündem maddesi haline geldi. • • • Fransa yıllardır, Korsika çıkmazında debelenip duruyor ve bu nüfusu çeyrek milyonu bulmayan, ama her 10 kişiye 1 güvenlik görevlisinin düştü- ğü adada, ekonomik durumu düzeltip istikrarı sağlamak için bir yandan sübvansiyonlar veriyor, bir yandan özel önlemler alıyor, özel yargıçlar gönderiyor, ama nafile. Her bir Korsika kökenli Fransız vatandaşı, Pa- ris'e verdiğinden çoğunu alıyor. Adaya çoğu uçakla sevk edilen ürünlerin ulaş- ttrılma parası ulusal bütçeden karşılanıyor. Öyle ki Korsika'da satılan malların adaya maliyeti, üre- tildiği yerdeki düzeyde kalıyor. Ama bu destek hiçbir sonuç vermiyor. Piyasa- da fiyatlar sanki destek yokmuş gibi oluşuyor. "Peki destek nereye gidiyor?" derseniz, ya- nıtı hazırdır: "Mafya ve onunla iç içe olan te- rör örgütlerine." Kısacası, Fransa neyapıpetse, bu bataklığı ku- rutamıyor, bölgedeki görece gelışme bıle fanatik Korsikalıların aslında, içeriği tam belirlenmemiş etnik taleplerini azaltmıyor, hatta arttırıyor. ••• Üstelik, siyasetin karanlık labirentlerinde garip oyunlar oynanıyor. Adada bombalar patlamadan birkaç gün önce, terör davalan için özel olarak gönderilmiş dört yargıç, 1958 Anayasası gereği Yüksek Yargı'nın başı sıfatını da taşıyan Cumhıır- başkanı Chirac'a başvurarak "tam yörütmenin baskısından kurtulmaya başladıkları bir sırada, şimdi de Korsika ile ilgili dosyalarda, yasamanın baskısı ile karşılaştıklarını" bildirdiler. Kısacası Korsika çıkmazı Fransa'nın başını çok ağrrtıyor, daha da ağrrtacağa benziyor. Bir Fransız gazeteci dost ile konuşurken, bu konu açıldığında sordum: - Size pahalıya mal olan bu küçük adayı bırak- sanız ne olur? Bir an gözleri parladı, ama sonra durdu. - Korsikalıların çoğunluğunun böyle bir isteği yok ki... - Peki, dedim, Fransızların kendi kaderlerinita- yin hakkı yok mu? Ikimiz de güldük. Olmayana ergı metoduyla, bir gerçeğin altını çizme yöntemiydi bu. Korsikalıla- nn çoğunun fanatiklerin isteğine katılmadığı açık- tı. Ama Fransa bu gerçeği, hem ora halkına, hem dünyaya nasıl anlatacak ve mafya ile iç içe ya- şayan biçare teröristlerin yüzündeki kahraman maskesini indirmeyi nasıl becerecekti? Asıl Korsika çıkmazı galiba buradaydı. Haseki Hastanesi İşkence kontrolüne de ücret isteniyor KEREMCLGAZ Yasadışı örgüte yardım ve yataklık yaptığı ge- rekçesiyle gözaltına alı- nan ve daha sonra işken- ce göriip görmediğinin belirlenmesi amacıyla Haseki Hastanesi'ne gö- tûrûlen Semra Sever'in bcrrcunu ödemediğini bildiren hastane, icra yo- luna gitti. lstanbul Baro- su Genel Sekreteri Mer- ter Karagülle. gözaltına alınan kışinın tedavi üc- retlerinin kendisine ait olamayacağını söyledi. Gazi Mahallesi "nde çı- kana GaziMahaUesi'nin Sesi" gazetesinin muha- biri 19 yaşındaki Semra Sever, 10 Mart 1999'da tstanbul Emniyet Mü- dürlüğü Terörle Mücade- le Şubesi ekiplerince gö- zaltına alındı. 2 gün son- ra lstanbul DGM'ye Çt- kartılan Sever, savcılık tarafmdan serbet bırakıl- dı. Sever, 15 Mart'tadü- zenlenen iddianameyle yasadışı örgüte yardım ve yataklık yaptığı ge- rekçesiyle TCY'nin 169. maddesi uyannca tstan- bul 3 No'lu DGM'de ru- tuksuz yargılanmaya başlandı. Gözaltına alındığı gü- nün akşamı prosedür ge- reği Semra Sever işken- ce yapılıp yapılmadığı- nın belirlenmesi amacıy- la Haseki Hastanesi'ne götürüldü. Bu olaydan yaklaşık 7 ay sonra ise il- ginç bir gelişme yaşandı. 27 Ekim'de Haseki Has- tanesi Başheldmli- ği'nden Semra Sever'e bir yazı gönderildi. Semra Sever'in avuka- tı Metin Narin, konuyla ilgili olarak "Müvekküi- mizden istenen bu para, işkencenin tespitini mas- rafını karşüama koşulu- na bağlamaktadır. Yani paranız varsa işkence su- çunu tespit edebilirsiniz, eğer yoksa işkence gör- meniz serbest" diye ko- nuştu. lstanbul Barosu Genel Sekreteri Merter Kara- gülle "Yakalama, gözal- üna alma ve ifade alma yönetmetiği uyannca em- niyet müdüıiüklerinden ve karakollardan tıbbi muaycne.kontrol veteda- vi için resmi sağtık kuru- luşlarına sevk edilen kişî- lerden çeşitli adiar aün- da para istendiği ve hatta parası olmayanların bu muayene. kontrol vt teda- vilerinin yapılmadığı İs- tanbul Barosu na ilerilen yakınmalarla bize de ulaşnuştır1 * dedı. Sanıklardan Mevlüt Atalay, neyle suçlandığını bilmediğini iddia etti Sıvas karara kaldıANKARA (CumhuriyetBurosu)- Ankara 1 No'lu DGM'de görüfen Sı- vas Madımak Otelı'nde 2 Temmuz 1993'te 37 kişinın katledildiği dava karara kaldı. Oturumda savunma yapmak için ayağa kalkan \ e sara nö- beti tutan sanık FarukBelkavli bayıl- dı. Sanık MevlütAtalav da savunma- sında, "neyle suçlandığnu" bilmedi- ğini ileri sürdü. Mahkeme Başkanı Orhan Karadeniz, üç sanığın esas hakkındaki savunmalannm gelecek oturumda alınmasına karar verdi. Ankara 1 No'lu DGM'de görülen davanın dünkü oturumuna, tufuklu 9 sanık, avukatlan ve aralannda Yenı- mahalle Belediye Başkanı Tuncay Alemdaroğlu'nun da bulunduğu çok sayıda müdahil avukat katıldı. Mahkeme Başkanı Orhan Karade- niz. sanık avukatı Hüseyin Ayan'ın trafık kazası geçirdiği için oturuma katılmadığını ve son kez süre istedi- ğine ilişkin dilekçe verdiğini bildir- di. Sanık Mevlüt Atalay'ın esas hak- kındaki savunmasında, avukatının olmadığını belirterek "Neylesuclan- dıgımı bilmiyorum. Dosya içeriğİD- den de haberim yok" demesi üzeri- ne Karadeniz, "Burada yapılan yar- gılamayı görmedin mi" dedı. Atalay bunun üzerine duruşmaya son geldi- ği gün yolda cezaevi aracının bom- balı saldmya ugradığını belirterek psikolojik olarak hazırlanamadığmı ve savunma yapması için de avukat tutmak istediğini söyledi. Savunma yapmak için ayağa kal- kan ve sara nöbeti tutan sanık Bel- kavli ise bayıldı. Sanık Harun Gülbaş da esas hak- kındaki savunmasında, olay sırasın- da birkalabalığın Aziz Nesin aleyhin- de slogan atarak yürüdüklerini gör- düğünü kaydederek kendisinin de merakından dolayı kalabalığın yanı- na yakJaştığını anlattı. Olay akşamı terminale giderek çalıştığı çay oca- ğından çay servisi yapüğını kayde- den Gülbaş, terminalde görevli çevik kuvvetten verdiği çayın parasını is- temesi üzerine dayak yediğini iddia etti. Gülbaş, daha sonra polislce gö- zaltına alındığını ileri sürdü. 'Düzmece belge' iddiası Gülbaş, dönemin emniyet amirle- rinın kendıleriru kurtarmak için araş- tırma yapmadan kendilerini gözaltı- na aldıklannı ve düzmece belgeler- le mahkemeye çıkardıklannı savun- du. Sanık AK Teke ise 7 yıldır ceza- evinde yattığını belirterek "Adaletin teceffi edeceğini bileyim, bir 7 yü da- ha cezaevinde yatanm" dedi. Mahkeme başkanı Karadeniz, sa- nık AhmetOflaz ve Faruk Ceylan' ın hasta olduklanna ilişkin dilekçe gön- derdiklerini kaydetti. Cumhuriyet Savcısı Hamza Keteş. savunması alınamayan sanıklann ifadelerinin gelecek oturumda alın- masını ve mazeretlerinin kabulüne karar verilmesini istedi. Mahkeme başkanı Karadeniz, Of- laz ve Ceylan ile sanık avukatı Hü- seyin Ayan'ın hasta olduklanna iliş- kin mazeretlerinin kabulüne ve esas hakkındaki savunmaJanmn gelecek oturumda alınmasına, sanık Mevlüt Atalay'a avukat tutması için süre ve- rilmesine karar verildiğini açıklaya- rak duruşmayı erteledi. Mahkeme, mevcut delil durumu ve tutuklu kaldıklan süre göz önün- de bulundurularak tutukJu ve gıyabi tutuklu sanıklann tutukluJuk halleri- nin devamını ve gıyabi tutuklu sa- nıklann yakalanmalan için müzekere yazılmasını kararlaştırdı. 1ĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN İUSİL£NPlRr/CHZ...PfeC>F.Ü$İV*Ae-Z5öy "İStANBOL. İÇİti(>&*&+TtHUKBSİ , PtoF. $©göoP/ / lST-«WBlH.'U Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada işçiler salona alınmadı Deuizer davası geı^iıı başladı ALİAYAROĞLU AYKUT KÜÇÜKKAYA ZONGULDAK-Zonguldak Bah- çelievler semtindeki e\inin önünde 6 Ağustos 1999 tarihinde uğradığı si- lahlı saldın sonucu katledilen Türk- Iş Genel Sekreteri ve Genel Maden tşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Şemsi Denizersuikastı dava- sı gergin başladı. Denizer'in karde- şi ve GMlS Genel Eğitim Sekreteri RamazanSanbaş ile Zonguldak Em- niyet Müdurü Mümtaz Karaduman arasında Zonguldaklı maden işçile- rinin duruşma salonuna alınmaması nedeniyle sert tartışma yaşandı. Su- ikast sanıklan CengizBahkve Engin Girgin'in "can güvenliği'' gerekçe- siyle katılmadığı duruşma 24 Aralık 1999 tarihine erteledi. Şemsi Denizer'in öldürülmesin- den 111 gün sonra suikastın ilk du- ruşrnası dün Zonguldak 1. Ağır Ce- za Mahkemesi'nde yapıldı. Duruş- ma saatinden önce GMİS Genel Merkezi'nde toplanan Denizer'in ai- lesi, sendika yöneticileri ve maden işçileri adJiye binasına kadar yüriidü. Kalabalık topluluğun en önünde yü- rüyen Denizer'in eşi Şennur Deni- zer ve yakınlanmn oldukça üzgün olduğu gözlendi. Kortejin adliye bi- nasına yaklaştığı sırada maden işçi- leri, "tşçiler burada, katilkr nerede" sloganlan attı. Bu sırada, güvenlik güçlerinin adliye binası ve çevTesin- de geniş güvenlik önlemleri aldığı görüldü. Duruşmanın görüleceği ad- liye binasına maden işçilerinin ve ba- sm mensuplannın alınmaması üzeri- ne Denizer'in kardeşi Ramazan Sa- nbaş ile Zonguldak Emniyet Müdü- rü Mümtaz Karaduman arasında tar- tışma çıktı. Sanbaş, Karaduman'a tepki göstererek,"VaHgibisendevu- racaksan vur.Bizüncannnızyanınış'' diye konuştu. Karaduman, davayı is- mi önceden belirlenen Denizer aiie- sinden 10 kişinin izleyebileceğini, bunun dışında kimsenin adliye bina- sına alınmayacağını belirtti. Adliye binasının girişinde yaşanan tartışma- nın ardından Denizer'in eşi Şennur Denizer'le birlikte Denizer'in baba- sı Hüseyin Sanbaş, ağabeyi Siyaıni Sanbaş, kardeşleri Ramazan San- baş, Vedat Sanbaş, ŞennurKaya, kı- zı Gönül Uzun ve damadı Cumhur Uzun ile torunu Denizer Uzun mah- keme salonuna alındılar. Denizer ai- lesini temsilen duruşmada ZonguJ- dak Baro Başkanı Avukat Yaman Ayözger. GMlS avukaü Murat Er- • Suikast sanıklan Cengiz Balık ve Engin Girgin "can güvenliği" gerekçesiyle duruşmaya katdmadı. Bir sonraki duruşmanın tarihi 24 Aralık 1999 olarak belirlendi. gen. Balıkesir Barosu avukatlanndan Sadi Acunsal hazır bulundu. Ankara Barosu avukatlanndan Nusret Se- nem Yargıtay'dakı gelişmeleri izle- mesi nedeniyle duruşmaya katılma- dı. GMlS Genel Başkanı ÇetinAltun ve GMlS Yönerim KuruJu üyelerinin de izlediği duruşmaya TRT ve Ana- doluAjansı dışmda basın mensupla- n alınmadı. lnebolu Ceza ve Tutukevi'nde ha- pis yatan suikast sanıklan Balık ve Girgin duruşmaya "gûvenük gerek- ceayte" katılmazken, Zonguldak Cumhuriyet Başsavcısı Hayati ön- der tarafmdan yapılan açıklamada, Balık ve Girgin'in beş günden bu ya- na "açkkgrevi" yapüklannı bildirdi. Mahkeme heyefi, dava dosyasının Yargıtay 5. Ceza Dairesi'nde sanık avukatlannın dava nakil isteğınm in- celendiğini kaydederek duruşmayı 24 Aralık 1999 tarihine erteledi. Zonguldak Cumhuriyet Savcılı- ğj'nın hazırladığı iddianameye göre Balık, Türk Ceza Kanunu'nun 450/8,81/1,31,33,36,40maddele- ri ve 6136 sayılı yasanın 13/1 mad- desine göre "taammüden adara öl- dürmek" suçundan ıdam istemiyle yargılanıyor. Girgin hakkında ise TCK'nin 65/3, 81/2, 31, 33 ve 40. maddelerine gör 20 yıldan az olma- mak şartıyla ağır hapis cezası isteni- yor. Duruşmanın ardından Denizer'in ailesi ve sendika yöneticileri GMlS Genel Merkezi'ne geldi. Burada Cumhuriyet'e konuşan Ramazan Sa- nbaş, cinayetin üzerinden 111 gün geçtiğini ancak bugüne kadar olayı aydınlanacak hiçbiradım ablmadığı- nı belirtti. PKK'nin 21. kurulus yıldönümü Terörörgütünün 20 yıllık öyküsü MAHMUTORAL DtYARBAKIR - PKK 21. kuruluş yıhna girerken, örgütün 15 yıl içinde 17 bin 825 terör olayına neden olduğu bildinldi. PKK saldınlannda toplam 4 bin 947 güvenlik % görevlisi şehit olurken, aralannda 498 çocuğun da bulunduğu kadın, erkek ve yaşlı 4 bin 372 yurttaş öldürüldü. PKK terörünün ilk adımlan, kendilenne "Kürdistan Devrimcileri" adını veren grubun 1975-76 yıllannda Güneydoğu'daki örgütlenmesi ile başladı. Daha sonra "Ulusal Kurtuluş Ordusu" adıyla ortaya çıkan grup, 27 Kasım 1978'de Diyarbakır'ın Lice ilçesindeki Fis Ovası'nda ilk kongresini yaptı. Örgüt, 1. Kongresinde bundan sonra Türkiye'de terörie özdeş olan PKK'nin 'Partiya Karkeren Kürdistan/ Kürdistan Işçi Partisi' kuruldugunu açıkJarken, kongrede oluşturulan merkez komite ise Abdullah Öcalan'ı Genel Sekreterliğe seçti. Terörün kol gezdiği 1979 yılının Türkiye'sinde, başta Abdullah öcalan olmak üzere örgütün lider kadrosu, Suriye ve Lübnan'a geçti. Suriye'nin kontrolündekı Bekaa Vadisi'nde kamp kuran örgüt yavaş yavaş topladığı militan ve sempatizanlanna askeri ve siyasi eğitim vermeye başladı. O sırada Türkiye'de 12 Eylül askeri darbesi gerçekleştirildi ve örgütün Türkiye içindeki yapılanması önemli ölçüde geriletildi. Merkez Komite üyelerinden ve PKK'nin kunıculanndan FerhatKurtay.Eşref Anyuk, Necmi Öner. Mahmut Zengin Diyarbakır Cezaevi'nde baskılan protesto etmek amaayla kendilerini yaktılar. Merkez komite üyelerinden Maznım Doğan da aynı cezaevinde hücresınde asılı bulunurken, Mehmet Hayri Durmuş, Kemal Pir, Akif V ılmaz ve Ali Çiçek de ölüm orucu sonunda yaşammı yitirdi. Kadrolannda önemli kayıp veren PKK yeniden yandaş bulmak amacıyla 20-25 Ağustos 1982 tarihinde toplanan 2. konferansın ardından Türkiye'de silahlı mücadele başlatma karan aldı. tkı yıl içinde bir kaçyüz dolaymda militan toplayan örgüt, bu süre içinde Güneydoğu'da silahlı mücadele için gerekli hazıriıklannı da tamamladı. PKK ilk eylemini 1984'te gerçekleştirdi. Siirt'in Eruh ve Hakkâri'nin Şemdinli ilçelerine düzenlenen baskınlarda 6 güvenlik görevlisi ile 3 yurttaş yaralanırken, 1 asker de şehit ediidi. Bu baskınlann ardından, daha sonra ARGK adını alacak olan "Hezen Rızgariya Kürdistan'' (HRK) kuruldu. Bu, örgütün silahlı kanadına verilen isimdi. PKK'nin silahlı kanadı geçen 15 yıl içinde ea ' kanlı eylemierini 1987 yılında gerçekleştirdîf** Mardin'in Nusaybin ilçesinde aralannda bir "* bebeğin de bulunduğu 8 sivil, hazıran ayında ömerli ilçesinde 30 sivil, ağustos ayında Siirt'in Eruh ilçesinde 25 sivil kurşuna dizildi. Kamuoyu PKK'nin eylemlerinin başında gelen 1993 yılmdaki 33 askerin öldürülmesi olayını unutmadı. tzine giden silahsız askerler, Şemdin Sakık'a bağlı teröristlerce otobüsten indirilip kurşuna dizild Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nûı son verilerine göre, geçen 15 yıl içerisinde 17 bin 825 terör olayı meydana geldi. Bu olaylarda, 214'ü subay, 405'i astsubay, 2 bin 980 er ve erbaş, 183 polis ve 1.165 de geçici köy korucusu olmak üzere toplam 4 bin 947 güvenlik görevlisi şehit oldu. Aralannda 498 çocuğun da bulunduğu kadın, erkek ve yaslı 4 bin 372 yurttaş öldürüldü. 10 binin üzerinde güvenlik görevlisi, 6 bin dolayında da yurttaş yaralandı. Bu süre zarnnda 22 bin 494'ü ölü, 602'si yaralı, 2 bin 797'si sağ ve 2 bin 282'si de kendiliğinden teslim olan olmak üzere 28 bin 180 terörist etkisiz hale getirildi. Güneydoğu'da PKK saldınlannda aralannda okul, köprü. sağlık ocagı, kamu aracı, karakol, iş makinelerinin bulunduğu kamu mallannın 1.012'si kısmen tahrip edilirken, 800'ü de kullanılamaz hale geldi. Terör ortamında 82 bin 606 kişi gözaltına alındı, 23 bin 605 kişi tutuklandı. Terör örgütüne ait 22 bin 466 uzun namlulu silah, 6 bin 651 çeşitli çap ve markalarda tabanca, 4 miryon 668 bin mermi, 23 bin 651 el bombası ve 1.528 roketatar ele geçirildi. Terör örgütünden ele geçirilen silahlann mali değeri 1 katrilyona yaklaşırken, Türkiye ise terörie mücadelede 100 milyar dolariık (45 katrilyon) kaynak harcadı. PKK baskısı ve güvenlik gerekçesiyle bölgede 199O'lı yıllann başından itibaren 3 binin üzerinde köy boşaltıldı. SÜRECEK SIFÎİNOKTASIIORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@turk.net Erna Apfelbacher, bir Cumhu- riyet Hafta okuru. Kendisi Alman yurttaşı ve Almanya'da oturuyor. Türkçeyi iyi yazacak kadar öğ- renmiş. Bana e-mail'le yolladığı mektubu okuyunca, onun Türk- çeye hâkim olduğunu siz de gö- receksiniz. Ancak gelin görün ki, Türkçeye hâkirn olmak Türki- ye'deki tartışmaları anlamaya ve yorumlamaya yetmiyor. Erna Apfelbacher'in mektubu- nu, küçükTürkçe düzeltmeleri dı- şında aynen yayımlıyorum. Mek- tup, Türkiye'de yaptığımız tartış- malar, Türkçe bilen ve Türkiye'yi izlemeye çalışan bir yabancı için ne anlama geliyor, bunu kavra- mak bakımından ilgi çekici. Belki birçok Türk de bizim tartışma jar- gonumuz nedeniyle ne olup bit- tiğini anlamakta güçlük çekiyor. Neyse, lafı uzatmadan sözü Er- na'ya bırakıyorum: "Sayın Oral bey (yoksa Oral ka- dın ismi mi?) Aslında (benim için yabancı dil Yabancı Gözüyle Bizim Tartışmalar olan) Türkçemi geliştirmek için abone olduğum Cumhuriyet Hafta'yı büyük ilgiyle izliyorum, özellikle de sizin köşenizi seviyo- rum, hiç kaçırmıyorum. Ne varki, yazılanlann anlamı ki- mi zaman çıkanlabilir gibi değil. Kullanılan deyimler ve bazı söz- cükler için sözlük ya da ansiklo- pedilerdeki açıklamalar da yar- dımcı olmuyor. Mesela, en son olarak, 'Başbuğ' öyle birkelimey- di. Sözlüğe göre hiç bir olumsuz anlamı yok. Ama anlaşılan baş- bakanı yuhalamak amacıyla kul- lanılmış halk tarafmdan. Son Cumhuriyet Hafta'da çok şükür biraz olsun izah ediidi. Sanınm artık anladım Başbuğ'un aşın milliyetçi biri için kullanıldığını. Yani Ecevit'i MHP'nin kuklası olarak algılıyor olsalar gerek. Aynı şekilde hep '2. Cumhuri- yetçiler" diye birdeyim okuyorum da onlann ne gibi fikirier, tasanm- lar öne sürdüklerini anlatan yok. Demek (benden başka) herkes zaten biliyor! Acaba? Sizin yazı- nızı okuduktan sonra, gerçi hâlâ net şekilde bilmiyorum '2. Cum- huriyetçi'lerin ne istediklerini (Kendileri biliyoriar mı acaba?). Ama sanınm biraz olsun kavra- mış oldum söz konusu vakayı. Teşekkür ederim Oral bey, beni aydınlattığınız için. Umanm bunun gibi karmaşık sorunlan hep böylesine açıkaçık ve kolayca anlaşılabilir şekilde izah etmeye devam edersiniz ki benim gibi gelişmelerden pek habersizokuriannızmemnun kal- sın. Ima mimayla dolu yazılardan nefret ediyorum şahsen, ondan bir şey öğrenilemez. Bence ga- zete okumanın nedeni bir şeyler öğrenmek ve anlamak olmalı. En çok da, yaz/nızın son iki cümlesini sevdim. Gerçekten iki tarafın da yeterince demokrat ol- mayışı ortada. Ne var ki Alman partilerimiz sankihalis muhlis de- mokrat mı, yoksa buranın konu- mu demokrasiye daha elverişli olduğu için mi öyle davranıyoriar, Allah bilir. Uzun oldu, bağışlayın. Yeni çı- kan Cumhuriyet Hafta'yı sabır- sızlıkla bekliyorum. Erna Apfel- bacher." ••• Türkçe bilen bir yabancı okuyu- cunun gözünden Türkiye'deki tartışmalara kısa bir bakış sayıla- bilir bu mektup. Kullandığımız simgeler ve tartışma jargonumuz çok mu özel, yoksa simgeler öne çıktığı için içerik mi kayboluyor ve dışandan ne olduğu anlaşılmaz hale mi geliyor? Dil her zaman önemli. içeriği belirleyen bir yani olduğu da ke- sin. Bizleri izleyen birçok okur, belki de bazı söylediklerimizden hiçbir şey anlamıyor, Apfelbacher gibi. O zaman, bu tartışma üslu- bunu, simgelerle konuşmayı bir gözden geçirmeliyiz. İçeriği önp- lanaçıkaran birtarzı benimseme- liyiz. Fazla simgelerle ve sembol- lerle konuşmak, suçlamalan içe- rikten yoksun biçimlere dönüş- türmek çoğu zaman, asıl tartış- mayı gölgede bırakacak bir so- nuç yaratıyor. Apfelbacher'in dik- kat çektiği anlaşılrnazlık işte böy- le bir gerçeğe işaret ediyor. Dünya küçülüyor ve e-mail,ler- le yabancı okuyuculanmız bile günlük uyanlarda bulunabiliyor- lar. Biz yazı yazanların belki de zaman zaman gözden kaçırdığı- mız bir noktayı dile getirip bizleri uyardığı için Ema Apfelbacher'e teşekkür ediyorum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle