23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 KASIM 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER TÜPkiye İnsan Hakları Kurumu Vakfı kuruldu • ANKARA (AA) - Türkiye İnsan Haklan Kurumu Vakfi kuruldu. Kuruluş ilamı Resmi Gazete'de yayımlanan vakfın kuruculan arasmda Prof. Dr. Mümtaz Soysal, llhan Selçuk, Dursun Akçam, Muzaffer Erdost ve Sadun Eren de bulunuyor. Vakün amacı, "İnsan haklannın ve temel özgürlüklerinin kazanılması. kullarulması, korunması ve geliştirilmesi içın çahşmalar yapmak, bireyierde ve toplumda insan haklan bilinç ve kültûrünün yerleştirilmesine çabaharcamak" olarak belirlendi. Gençyılmaz çetesine 87 yıl hapis • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Ankara 2 No'lu DGM. ülkücü mafya lideri Kasım Gençyılmaz ile 18 sanığı 3 ay 9 gün ile 27 yıl 10 ay arasında değışen ağır hapis cezalanna mahkûm etti. Mahkeme, sanıkJar hakkmda Tiirk Ceza Yasası'nın "ceza indirimini" öngören 59. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar vererek cezalarda ındınm yapmadı. Çrticrnin soltbeti • tstanbul Haber Servisi - Gazeteciieri makamında kabul eden Istanbul Cumhuriyet Başsavcısı Ferzan Çitici, Bayrampaşa Cezaevi'nde bu hafta Ramazan Yıldız adlı rutuklu ile arkadaşlannın başka bir tutukluyu dövdüğü iddialariyla ilgili sorulan yarutladı. Çitici, cezaevınde 3 gün önce çıkan olayda bir tutukiunun hafîf yaralandığını, durumunun iyi olduğunu, olaya kanşanlann ise başka cezaevlerine sevk edildiklerini kaydetîi. Demokrasive Banş Platlormu • MERStN (Cumhuriyet) - Mersin Demokrasi Platformu'nca düzenlenen Akdeniz Demokrasi ve Banş Konferansı bugün Merit Otel'de başlayacak. Konferansta, "Toplumsal banş açısmdan medyanın, demokratik kıtle örgütlerinın, sıyasi partilerin, aydınlann rolleri" konulan tarrışılacak Tantan tomöalayı • ANKARA (Cumhuriyrt Biirosu) - lçişleri Bakanı Sadettin Tantan, tombala, finldak çevirme, masa futbolu, tilt, rulet gibi oyunlann kanunen yasak olduğunu belirterek bu oyunlann umuma açık ve umuma mahsus yerlerde oynatılmamasını, özel gûnlerde istisnai uygulama yapılmamasını istedi. Miroğlıı'nıı kınadı • SAMSUN (Cumhuriyet) - CHP PM Üyesi Nazmiye Halvaşi, yurtta yaşanan felaketler nedeniyle halkın büyük acılar içinde olduğunu, acil çözüm bekleyen onlarca konu karşısında hükümetin aciz kaldığraı söyledı. Bolu Valisi Nusret Miroğlu'nun yurttaşlara karşı tutumunu da kınayan Halvaşi, "Yıllarca bu ülkede hak arayana 'anarşıst' denildi. Kendisine sorunlannı aktaran genç bir yurttaşın ağzını kapatan el, suskun bir toplum isteyen anlayışın ifadesidir ve çok tehlikeli bir anlayıştır. Susturulan halkın bir gün patlayacağını düşünmek gerekir'" diye konuştu. A6SK için 3 öneri • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği'nden (AGSK) dışlanmamak isteyen Türkiye. konuyu 10- 11 Aralık'ta Helsinki zirvesinde ele alacak Avrupa Birlığı'ne (AB) 3 öneride bulundu. Öneriler, "AB'nin danışmanlarına her aşamaya katılma, NATO olanaklannın kullanılacağı her rürlü AB operasyonunda Türkiye'nin eşit hakla rol alması ve AB'nin kendi olanaklannı kullanacağı harekâtlarda da yer alması" şeklinde oldu. PKK lideri için verilen karann Yargıtay'ca onanması dış basında geniş yer aldı 'Avrupa kapısı kapanır'Dış Haberter Servisi - PKK li- deri Abdullah Öcalan'ın ölüm cezasının Yargıtay tarafindan ön- ceki gün onaylanması dünya ba- sınmda geniş yer buldu. Karann onaylanmasına Yuna- nistan basını sert tepki gösterdi. Gazeteler. "Türldye Öcalan'ı i- dam ederse, kendi AB ha>alleri- ni de idam etmiş olacak'' yoru- munu yaptı. To Vima gazetesi. haberi "Ocalan Türkiye'ııiıı Av- rupa planlannın esiri" başlığıy- la duyurdu. Kathimerini gazete- si *Mankûmiyet Türkiye için bir diken" başlığı kullanılırken Ek- susia gazetesinde •'Öcalan'ın ha- yatı için büyük pazariık" denildi. Etnos gazetesi. "İlmikhem Öca- lan'ın hem de Türkiye'nin boğa- anda" başlığını kullanırken Tü- pos gazetesi Türkiye'nin Öca- lan'ın idam karannı öne sürerek AB adaylığı konusunda şantaj politikası yürüttüğünü öne sür- dü. tngiltere'de yayımlanan The Economist dergisi, Öcalan'ın, "canlı olarak Türk hflkümetine çok daha faydaJı oiacağuu" yaz- dı. Ingiltere'de yayımlanan gaze- telerde, özellikle AB ülkelerinin ölüm cezasının uygulanmasının Türkiye'ye üyelik yolunu kapa- tacağı şeklindeki açıklamalan ön plana çıkanldı. The Guardian ga- zetesi, "AB,Türkiye'yi Öcalan'ı Hukukçuların yorumu 'Yargdama yasayauygun yapıhlı' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargı- tay 9. Ceza Dairesi'nin Ankara 2 No'lu DGM'nin Abdullah Öcalan hakkında ver- diği "ölûm cezası" karannı onamasının ar- dından, Daire'nin gerekçeli karan, hukuk- çular arasında farklı yorumlara neden oldu. Avukat Kâzun Genç, Ankara 2 No'lu DGM'nin yetki sınırlan dışında yargılama yaptığını savunarak, bunun başka davaiarda emsal kabul edilebileceğinı söyledi. Genç, lmralı'da yargılama yapılmasının güvenlik açısmdan doğru kabul edilse bile hukuki açı- dan yanlış olduğunu öne sürdü. Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer. DGM yasasında bu mahkemelerin belli yerlere giderek duruşma yapabüeceğine ilişkin hüküm olduğuna dik- kat çekti. Dönmezer. gözaltına alınma sıra- sında tutanak tutulmamasının başka davaiar- da emsal sayılamayacağını vurgulayarak, "Httküm o hadise hakkındadır" dedi' Prof. Dr. Uğur Alacakaptan. DGM yasa- sının 20. maddesindeki "Devlet Güvenlik Mahkemesi, davalann hızla > ürütülmesi, de- lilkrin zamanında \e eksiksiz tespiti ile gü- venlik bakumndan duruşmanın başka yer- de yapümasına karar verebüir" hükmünü anımsatarak yargılamanın uygun olduğunu söyledi. Alacakaptan. mahkemenin yetki sı- nınnı aştığı yorumlannm yanlış olduğunu belirterek, yasada "yetki suun" sınırlaması olmadığına dikkat çekti. Ankara Barosu Başkanı Hakkı Süha Okay, Yargıtay'ın onama karannın hukuk sistemi içinde tartışılabilir yanı kalmadığı- nı belirterek, tartışmanın genele uygulana- bilir düşüncesinden hareketle yapılıyor ol- ••sa bile aykırı olmadığını söyledi. ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART <SOt-UMU 3ULMUŞUMPUR!.. bağışlaması için uyardı" başlığı- nı kullanırken şehit ailelerinin Öcalan'ın asılması yönündeki ıs- rarlanna dikkat çekti. The Times gazetesi ise Öcalan'ın asılması durumunda Türkiye'nin AB adaylık listesinden silineceğini öne sürdü. The Independent ga- zetesi, karann onanmasından sonra Türkiye'nin AB'den bugüne kadarki en açık uyanyı aldığını belirtti. ABD'de yayımlanan The Washington Post gazetesi, ölüm cezası kararuun onanmasının, Türkiye'nin AB'nin ilk Müslûman üye- si olması yolundaki çaba- lannı etkileyeceğini vurgu- ladığı haberinde, şehit ya- kınlannın karann açıklan- masından sonra gösterdiği tepkilere yer verdi. Fransa'da yayımlanan Le Monde gazetesi ise Yargı- tay karan ile ilgili haberini. Avrupalı liderlerin karann uygulanmamasını ıstedik- leri başlığıyla verdi. Kamuoyu baskısı Almanya'da yayımlanan Frankfurter Rundschau ga- zetesi Öcalan'ın ölüm ce- zası karannın Yargıtay tara- findan onanmasını günün konusu olarak ele aldı. Ha- berde karann birçok çevre- lerce eleştirilmesinin yanı sıra Türiye'de ölüm cezası- nın 1984'ten bu yana infaz edilmediği, ancak bu defa şehit yakınlannın başını çektiği yoğun bir kamuoyu baskısı olduğu yer aldı. Belçika'nm Le Soir ga- zetesinin yorumunda, Öca- lan'ın "Türkrye ile AB ara- sında oynanan büyük po- kerde joker kartı oludğu- nu" yazdı. Öcalan'la ilgili haberler, Moskova'da yayımlanan gazetelerin hemen hemen tamamında yer aldı. Neza- visimaya gazetesinde yer alan yorumda, Türkiye'de, Rusya'nın da örnek alması gereken gelişmeler yaşan- dığı belirtildi. Karann kendisi için değeri kalmadığını söyleyen PKK lideri tarihi rolünü oynadığını savundu 'Operasyonu NATO gerçeldeştirdf İstanbul Haber Servisi - Hakkındaki idam cezası Yargıtay'ca onanan Abdullah Oca- bn, ABD Ulusal Güvenlik Dairesi Başka- nıSand>Bergersorumluluğundaki bir NA- TO operasyonuyla Türkiye'ye teslim edıl- diğini öne sürdü. Yargıtay'ın onama karan- nı radyodan öğrenen Öcalan, mahkeme sü- recindeki tavnnı infaz da edilse sürdürece- ğıni belirtti. Öcalan "İnfaz edilirsem, cellanma bile önce merhaba, sonra hoşçakal diyeceğun" dedi. Öcalan'ın avukatlan Doğan Erbaş, Ahmet A\şar, Kemal BU- gk; ve Hatice Korkut dün Asnn Hukuk Bürosu'nda gerçekleştirdikleri basm toplantısında, Öcalan ve kendilerinin Yargıtay ka- ranna ilişkin değerlendir- melerini aktardılar. Avu- katlar. Öcalan'm kendisi- ni Türkiye'ye NATO'ya bağlı bir gücün getirdiği- ne ilişkin açıklamasını okudu. Avukat Ahmet Avşar tarafindan okunan açıkla- mada, Öcalan. Suriye'den itibaren içine girdiği sürece NATO'nun da- hil olduğunu, Suriye'den çıkıp Yunanis- tan'da "tuzağa" çekilmesinde bile oradaki NATO görevlilerinin etkili olduğunu savun- du. Bu süreçte muhatap olduğu askeri ve si- vil görevlilerin NATO elemanı olduklannı ifade eden Öcalan, "Rusya IMPden kredi alabOmek için bu komplonun içinde yer al- mışfir. Almanya insani sorumluluğundan kaçmış, Itarva cesur davranmayarak de- mokrasi geleneğine mmanuşor*' dedi. Kenya'da kendisını karşılayan Yunanis- tan Büyükelçesi Kostulas ın "NATO'da 20 yıldır seni sürekti araşüran birunin basın- da>dım. Seni gökte ararken yerde buklum'' dedığıni ileri süren Öcalan. Türkiye'nin ge- lişmelerden haberdar edildiğini kaydetti. Yunanistan istihbarat şefi ile Büyükelçi Kostulas'ın Türk düşmanı olduğuna dikkat çeken Öcalan, bu nedenle kendisinin teslim edilmesinın hangi ülkenin çıkan için yapıl- dığının henüz aydınlanmadığını kaydetti. Türkiye'ye ilk getirildığinde kendisini karşılayan yetkilinin, "Bu bir oyundur. Biz İHDbaskmınasoruşturmayokANKARA (Cumhuriytt Bürosu) - Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin önceki gün Abdullah Öcalan hakkındaki temyiz incelemesine ilişkin karannı açıklamasınınardın- dan avukat Şevket Can Öztay'm organize ettiği ve ço- gunluğunu MHP'lilerin olusturduğu bir grubun İnsan Haklan DerneğiGenelMerkezi'nibasmasıytailgili her- hangi bir soruşturma başlatılmadı. Ankara Barosu Baş- kanı Hakkı Süha Okay, üyeleri olan Özbay ın organizas- yonun arkasında olduğuna ilişkin kendilerine somut bil- gi ulaşması durumunda geregini yapacaklannı söyledi. D1D bugün insan Haklan Anıtı önünde baskını protes- to edecek. İHD Genel Merkezi'nin önceki gün basılma- sı ve genel başkan Hüsnü Öndül'ün tartaklanmasma iliş- kin herhangi bir soruşturma başlatılmazken, demokra- tik kitle örgütleri baskını kmadı. Okay. grubun başını çek- tiği belirtilen avukat Özbay'ın baskını organize ettiğine ilişkin somut bîrbilginin kendilerine ulaşması durumım- da geregini yapacaklannı büdirdi. bunu bozacağız. Kardeşi kardeşe kırtnrt- mayı bedefliyoriar" dediğinı öne süren Öca- lan. "Ozaman ben de eğer kardeşsek birbi- rimize yardmıa olabilir ve bu oyunu boza- biliriz, dedim. Nibayetinde bu oyunu gör- düm vebozulması gerektiğine inandım. Sor- gu ve mahkeme ifadelerim bu oyunu bozma- ya yönettkti" dedi Operasyonda inisiyatifin ABD Ulusal Güvenlik Dairesi Başkanı Sandy Berger'de olduğunu, Başkan Clinton'ın rolünü isebil- mediğini anlatan Öcalan, Israil İstihbarat Şefi David trvm'in de Berger ile birlikte operasyonu yürüttü- ğünü savundu. Operasyonda Türkiye'nin fazla bir rolü bu- lunmadığını ifade eden Öcalan, komployu gerçekleştiren gü- cün hâlâ kontrolü elinde tuttu- ğunu düşündüğünü bildirdi. Öcalan. "Umanm Sayuı De- mirel, Saym Ecevitve Sayın Yıl- maz bu komployu görerek so- rurnlu tavir sergflerler. Bu an- lamda Sayın Genelkurmay Baskanı'nın tavnnı olumlu bu- luyorum. Sanırun kendisi gefiş- meleriıı farkuHİadır'' dedi. IRMIKIAYDIN ENGİN aengin(g doaıicnettr. Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin karan çok az kişiyi şaşırttı. Yargıçlar yasalan uygular. Türk Ceza Yasası. Abdullah Öcalan a yöneltilen suçlar hakkında ölüm cezası öngörüyor. Yargıçlar yasa- yı uyguladılar. Hepsi bu. Öcalan hakkında verilen idam hük- münü tartışacaksak, yargıçlan değil, on- ların karannı da değil; yasayı tartışmak zorundayız. Yasayı, yasa koyucu yaptı. Yasa ko- yucu, Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir ve her yasa bir siyasal tercihtir. Yani tartışma hukuk düzleminde de- ğil, siyasal düzlemde yürümek zorunda. Çünkü sorun siyasal... Hayır, Türkiye'de Kürt sorununun çö- zümüne katkılı olacak bir siyasal tercihi tartışmıyoruz. Elbette ülkede banşın ve uzlaşma ortamının sağlanmasında Öca- lan'ın idam cezasının TBMM'ce onan- mamasının yaran vardır. Ama tartışma- yı buraya indirgemek, bununla sınıria- mak çağdaşlaşma iddiasındaki bir ülke için ayıp, bu ülkenin yurttaşlan olarak bizler için onur kıncıdır. Öcalan'ın idam hükmünün Meclis'çe onaylanmaması özünde bir aftır. O za- man da sormak gerekecektir: Niye af? Öcalan'a yöneltilen ve yargıçlarca "sa- bit" bulunan suçlar bir "affın" konusu olabilir mi ? Dahası öcalan'ın kendisi- nin bir af istemi mi var? Öcalan tartış- Yasa Koyucu (Aslında) Yurttaştır mayı çok başka bir düzlemde yürüttü ve bu düzlem hukuksal değil, siyasaldır. Türkiye Cumhuriyeti'nin bu düzlemı kabul edip etmemesi, kabul ederse öcalan'ın tanıtlannı (argümanlannı) be- nimseyip benimsememesi üstüne söy- lenecek çok söz var. Ama bugün, Yar- grtay 9. Ceza Dairesi'nin karannı açık- ladığının hemen ertesinde bunu tartış- mak pek anlamlı değil. Hele hele idam hükmünü, Avrupa Bir- liği kapısının kilidini açacak bir anahtar gibi algılamak ve algılatmak daha da ayıp. Kimsenin Türkiye Cumhuriyeti'ni Avrupa kapısında "kelle pazartığı" ya- pan bir bezirgân düzeyine düşürmeye hakkı yok. Bugünkü koalisyonun bir kanadının ürtcek hümanizmi ile öteki kanadının gö- zü dönmüş intikamcılığı arasında yal- palayan bir hükümetin tercihini tartışıp akıl yürütmek de sorunu kısırlaştırmak, yalınkatlaştırmak demek. Hele hele''Av- rupa İnsan Haklan Mahkemesi'nin ka- rannı beklemeden asalım" çığlıklan atan siyasal mevta Tansu Çiller'i ciddiye al- mak, onun düzeyine inmekle eş anlam- lı. • • • Türkiye istese de istemese de, Öca- lan davası ekseninde birtercih yapmak, kendini dayatan bir soruya yanıt ver- mek zorunda: Yasalanmızda idam cezası olacakmı, olmayacak mı? Bu siyasal, hukuksal, felsefi ve ideolo- jik boyutlar taşıyan okkalı bir sorudur. Günümüzde çağdaş bir ülke olmanın belli başlı ölçütlerinden birine dönüş- müş bir yanrt ister. Bir daha soralım: Yasalanmızda idam cezası olacak mı, olmayacak mı? Bu soruyu "temel soru" olarak be- nimsersek, geriye kalan sorular ikincil- leşir ve hiçbirinin pek önemi kalmaz. Türkiye, Avrupa Birtiği'nin istemlerini kabul edecek mi, etmeyecek mi; Mec- lis, Öcalan'ın idam cezasını (infaz etme- yerek) affedecek mi, etmeyecek mi? Hükümette DSP'nin, yer yer ve sık sık cıvıyan hümanizmi mi ağır basacak, MHP'nin kan kokan intikamcılığı mı; Türkiye imza koyduğu uluslararası söz- leşmelere uyacak mı, uymayacak mı; i- dam kararlarının infaz edilmeyeceğine ilişkin olarak Türkiye Cumhuriyeti dev- letinin imzasını taşıyan "1984 morator- yumu"nu silip atacak mıyız, atmayacak mıyız; Avrupa İnsan Haklan Mahkeme- si'nin bağlayıcı kararlannı "Bizi bağla- maz" diye bir yana iterek Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi ve AGlTte dışlanmayı göze alacak mıyız, almayacak mıyız ve nihayet Avrupa ile mi bütünfeşmeye gi- deceğiz, yoksa Avrasya projesine mi ağıriık vereceğiz?.. Bütün bunlar ikincil sorular. Önce Öcalan davasının yarattığı kc- şullan fırsat bilip tercihimizi yapmamız gerekecek: İdam cezasınıyasalanmızdan kazıya- cak mıyız, kazımayacak mıyız? Yazının başında yargıçlann idam ka- rannı değil, idam karannı bu hukuksal süreçte kaçınılmaz kılan "yasa"y\ tartış- mak zorundayız, demiştik. Yasalan da yasa koyucunun, TBMM'nin yaptığına işaret etmiştik. TBMM, yasalan, yurttaşlan "temsi- len" yapar. Yani aslında yasa koyan "yurttaşların kendisi"d\r. Bunu TB- MM'nin yapması "temsili demokrasi- nin" bir gereğinden ibarettir. idam cezasının kaldınlması aslında, yasa koyucunun temsilcisi TBMM'nin değil, yasa koyma erkinin "asli sahibi" yurttaşlann sorunu ve tercihi. Öcalan hakkında verilen idam hük- mü, oyüzden bir "yurttaşlık sınavı"'. Sı- navın sonucu ise bu ülke yurttaşlannın "layık" olduğu düzenin bir göstergesı olacak... POLTIİKA GÜNLÜĞÜ HtKMET ÇETtNKAYA Gök Ölünce Arrfe bebek öldü... Dışarda kar ve soğuk vardı... Tüpgaz ocağı patladı, çadırlar yanmaya başladı... Izmit'ten Adapazan'na; Düzçe'den Gölcük'e dek uzanan o ağır yaşam koşullan içinde binlerce insan, adlannı bile hiç duymadıklan şairierin dizeleriyle avu- nuyorlardı... Gece karanlığın içindeyken uzaklardan çalan bir ezgi, ayak sesleri dinlenen sokaklardan ölü kentlere ulaşıyordu: "Bir gök ölüyor ellerinde ve inceliğinde bir gök doğuyordu..." Yeni bir günle uyanan insanlar puslu sabahın aya- zında çadırlanndan çıkıyorlardı... Ellerini ısrtacak güneş gecenin karanlık sokağında mı sıkışık kalmıştı?.. Arife bebek sevilmeye doymadan, yaşamı kucak- layamadan Cartos Guendo de Amat'ın 'Melek ve Gûl' şiirinde olduğu gibi ucup gitmişti... Betki o saatlerde bir gül kolu büyüyor ve küçük bir kız çocuğu ağlıyordu... Serin ağaçlaraltında yaşanan mevsimleryoktu ar- tık ve gecenin sessizliği içindeydi her şey!.. O anda önümüze düşen bir başka fotoğrafta Me- tin Göktepe'nin annesi Fadime Hanım, dünyanın orta yerinde sanki şeytanın fırtınasını parçalıyordu Odisseus Erta's'in 'DuvarResmi'n hiç bilmediği hal- de... Polislerin avukatı Ali Ihsan Kal, ilginç biraçıklama yapmıştı: "Basit cop kullanmak ölüm için yeterii değildir!" Demek ki avukat da bu işin uzmanıydı!.. Metin, satt copla değil, başı duvara vurularak öl- dürülmemiş miydi? Bir polis memuru ise şöyle diyordu Yargrtay 1. Ce- za Dairesi'ndeki temyiz duruşmasında: "Ben ifademi işkence altında verdim..." Fadime Göktepe, gözlenni açmıştı polisin bu ifa- desi karşısında. Sonra gazetecilere şöyle demişti: "Polis polise işkence yaparsa, masum insanlan da öldürûr..." • • • Artık güneşin kucağına esrik kuşları sermiyor; sinbir riye istemiyoruz... Biz ölümlere alışık, zaman zaman da ölümlere al- kış tutan bir toplum olduk... Arife bebek ayaza, kara, yağmura dayandı ama ça- dır yangınında öldü... O hiçbir zaman uyanmayacak!.. O ağlamayacak! Çok ölümler gördük biz!.. 2 Temmuz 19931e onlarca aydınımız, sanatçımız Sıvasta Madımak Oteli'nde cayır cayır yakıldı ama onlan katledenlerin elebaşlan yurtdışmda, davası ise karar aşamasındaydı... Kaç yıl geçti aradan? Altı yıl!.. Çocuklannı işkenceden geçiren, cezaevine tıkan toplumumuz Sıvas katliamını bile unuttu mu? En gizli düşlerimizin üzerine bile kanat germeyen bizler, üç gün önce Izrnir DGM'de yargılanan çocuk- lanmız cezaevine girdiklerinde kaç yaşındaydılar? Tümü de 16-20 yaşındaydı... Fotoğraflanna baktım onlann, öykülerini avukatla- n Fikret llkiz'den dinledim... . Sinart Doğan, Rıza Doğru, Mehmet Göcekli, Ümit Kanlı, Banş Yıldınm ve Tamer Çadırcı... Onlar yaklaşık beş yıldır tutukluydu... Ben Banş'ın ve Ümit'in öyküsünü çok yazdım... Ikisinin de annelerini tanıdım.. Suçlan DYP il binasını işgal etmekti... Sonunda iş geldi, bir yasadışı sol örgüte yardım ve yataklıketmeye... Yargıç Sinan Doğan'a sordu: "Tahliye istiyor musunuz?" Sinan şu yanıtı verdi: "Tahliyemi isteyeceğim ama neye yarayacak ki! Siz bir kere mahkûm etmeye karar vermişsiniz!" ••• Çadırlarda yaşamak kolay değildir... Ya ölümlerle yaşayıp çoğaldığımızı sanmak? Madımak Oteli'nde yitirdiklerimiz bize hiçbir za- man serin alevli yapraklann mendilini sallayan mev- simleri anımsatmayacaktır... Arife bebek, Ümit, Banş, Metin Göktepe, ölümle yaşamın çizgisinde yitip giderlerken o ufuktan doğan umudun habercisi de olmayacaklardır... Sis gecenin içinde yürüyor... Paslı bir günun döküntüleri içinde nice işkencele- re, kayıplara alıştınlmış bir toplum, kendi çıkarlannı öne çıkaran siyasi erkin kuşatması altında yükselen çığlıklara kulak tıkıyor... Gölgeler bahçesinde yıkanan rüzgâr bunca acıla- nn üzerinde esmeyi sürdürüyor... Yağmur, ayaz, kar ve insanlar... Çaresizliğin içinde bılinmedik bir limana sığınmak için belki de şöyle sesleniyorlar: "Zamana yakalandım körpecik ve ölürken, tür- kümü söylediysem de denizler gibi zincirlerimle..." hikmet.cetinkayaa cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 GÖZLERİN POYRAZ Cumhuriyrt k ı t a p I a r ı Gazeteci-Yazar Hikmet Çetinkava'nın içindeki firtınalı evTende gelıştirdiğı, duygu denizinde damıttîğı yazilan. Bir solukta okunacak, kımi zaman bir nisan yagmuru aftında, bazan poyraz yelinin soğuk savurganJığmda ya da karanlık bir gecenin yalıuzhğtnda yeniden okunatak, yer yer okunacak brr kitap bu kitap j " CumNırftrt Çağ Paîariama A.Ş. Tûrtocağî CaC. No.39/41 K Idtag» kutûbü (34334)Cağatoğlu-lsTart£)u1 Tei: (212)514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle