Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 KASIM 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
TÜPkiye İnsan
Hakları Kurumu
Vakfı kuruldu
• ANKARA (AA) - Türkiye
İnsan Haklan Kurumu Vakfi
kuruldu. Kuruluş ilamı
Resmi Gazete'de
yayımlanan vakfın
kuruculan arasmda Prof. Dr.
Mümtaz Soysal, llhan
Selçuk, Dursun Akçam,
Muzaffer Erdost ve Sadun
Eren de bulunuyor. Vakün
amacı, "İnsan haklannın ve
temel özgürlüklerinin
kazanılması. kullarulması,
korunması ve geliştirilmesi
içın çahşmalar yapmak,
bireyierde ve toplumda
insan haklan bilinç ve
kültûrünün yerleştirilmesine
çabaharcamak" olarak
belirlendi.
Gençyılmaz
çetesine
87 yıl hapis
• ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) - Ankara 2 No'lu
DGM. ülkücü mafya lideri
Kasım Gençyılmaz ile 18
sanığı 3 ay 9 gün ile 27 yıl
10 ay arasında değışen ağır
hapis cezalanna mahkûm
etti. Mahkeme, sanıkJar
hakkmda Tiirk Ceza
Yasası'nın "ceza
indirimini" öngören 59.
maddesinin uygulanmasına
yer olmadığına karar
vererek cezalarda ındınm
yapmadı.
Çrticrnin
soltbeti
• tstanbul Haber Servisi -
Gazeteciieri makamında
kabul eden Istanbul
Cumhuriyet Başsavcısı
Ferzan Çitici, Bayrampaşa
Cezaevi'nde bu hafta
Ramazan Yıldız adlı rutuklu
ile arkadaşlannın başka bir
tutukluyu dövdüğü
iddialariyla ilgili sorulan
yarutladı. Çitici, cezaevınde
3 gün önce çıkan olayda bir
tutukiunun hafîf
yaralandığını, durumunun
iyi olduğunu, olaya
kanşanlann ise başka
cezaevlerine sevk
edildiklerini kaydetîi.
Demokrasive
Banş Platlormu
• MERStN (Cumhuriyet) -
Mersin Demokrasi
Platformu'nca düzenlenen
Akdeniz Demokrasi ve
Banş Konferansı bugün
Merit Otel'de başlayacak.
Konferansta, "Toplumsal
banş açısmdan medyanın,
demokratik kıtle
örgütlerinın, sıyasi
partilerin, aydınlann rolleri"
konulan tarrışılacak
Tantan tomöalayı
• ANKARA (Cumhuriyrt
Biirosu) - lçişleri Bakanı
Sadettin Tantan, tombala,
finldak çevirme, masa
futbolu, tilt, rulet gibi
oyunlann kanunen yasak
olduğunu belirterek bu
oyunlann umuma açık ve
umuma mahsus yerlerde
oynatılmamasını, özel
gûnlerde istisnai uygulama
yapılmamasını istedi.
Miroğlıı'nıı kınadı
• SAMSUN (Cumhuriyet) -
CHP PM Üyesi Nazmiye
Halvaşi, yurtta yaşanan
felaketler nedeniyle halkın
büyük acılar içinde
olduğunu, acil çözüm
bekleyen onlarca konu
karşısında hükümetin aciz
kaldığraı söyledı. Bolu
Valisi Nusret Miroğlu'nun
yurttaşlara karşı tutumunu
da kınayan Halvaşi,
"Yıllarca bu ülkede hak
arayana 'anarşıst' denildi.
Kendisine sorunlannı
aktaran genç bir yurttaşın
ağzını kapatan el, suskun bir
toplum isteyen anlayışın
ifadesidir ve çok tehlikeli
bir anlayıştır. Susturulan
halkın bir gün patlayacağını
düşünmek gerekir'" diye
konuştu.
A6SK için 3 öneri
• ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) - Avrupa Güvenlik
ve Savunma Kimliği'nden
(AGSK) dışlanmamak
isteyen Türkiye. konuyu 10-
11 Aralık'ta Helsinki
zirvesinde ele alacak Avrupa
Birlığı'ne (AB) 3 öneride
bulundu. Öneriler, "AB'nin
danışmanlarına her aşamaya
katılma, NATO
olanaklannın kullanılacağı
her rürlü AB operasyonunda
Türkiye'nin eşit hakla rol
alması ve AB'nin kendi
olanaklannı kullanacağı
harekâtlarda da yer alması"
şeklinde oldu.
PKK lideri için verilen karann Yargıtay'ca onanması dış basında geniş yer aldı
'Avrupa kapısı kapanır'Dış Haberter Servisi - PKK li-
deri Abdullah Öcalan'ın ölüm
cezasının Yargıtay tarafindan ön-
ceki gün onaylanması dünya ba-
sınmda geniş yer buldu.
Karann onaylanmasına Yuna-
nistan basını sert tepki gösterdi.
Gazeteler. "Türldye Öcalan'ı i-
dam ederse, kendi AB ha>alleri-
ni de idam etmiş olacak'' yoru-
munu yaptı. To Vima gazetesi.
haberi "Ocalan Türkiye'ııiıı Av-
rupa planlannın esiri" başlığıy-
la duyurdu. Kathimerini gazete-
si *Mankûmiyet Türkiye için bir
diken" başlığı kullanılırken Ek-
susia gazetesinde •'Öcalan'ın ha-
yatı için büyük pazariık" denildi.
Etnos gazetesi. "İlmikhem Öca-
lan'ın hem de Türkiye'nin boğa-
anda" başlığını kullanırken Tü-
pos gazetesi Türkiye'nin Öca-
lan'ın idam karannı öne sürerek
AB adaylığı konusunda şantaj
politikası yürüttüğünü öne sür-
dü. tngiltere'de yayımlanan The
Economist dergisi, Öcalan'ın,
"canlı olarak Türk hflkümetine
çok daha faydaJı oiacağuu" yaz-
dı. Ingiltere'de yayımlanan gaze-
telerde, özellikle AB ülkelerinin
ölüm cezasının uygulanmasının
Türkiye'ye üyelik yolunu kapa-
tacağı şeklindeki açıklamalan ön
plana çıkanldı. The Guardian ga-
zetesi, "AB,Türkiye'yi Öcalan'ı
Hukukçuların yorumu
'Yargdama
yasayauygun
yapıhlı'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargı-
tay 9. Ceza Dairesi'nin Ankara 2 No'lu
DGM'nin Abdullah Öcalan hakkında ver-
diği "ölûm cezası" karannı onamasının ar-
dından, Daire'nin gerekçeli karan, hukuk-
çular arasında farklı yorumlara neden oldu.
Avukat Kâzun Genç, Ankara 2 No'lu
DGM'nin yetki sınırlan dışında yargılama
yaptığını savunarak, bunun başka davaiarda
emsal kabul edilebileceğinı söyledi. Genç,
lmralı'da yargılama yapılmasının güvenlik
açısmdan doğru kabul edilse bile hukuki açı-
dan yanlış olduğunu öne sürdü. Ord. Prof.
Dr. Sulhi Dönmezer. DGM yasasında bu
mahkemelerin belli yerlere giderek duruşma
yapabüeceğine ilişkin hüküm olduğuna dik-
kat çekti. Dönmezer. gözaltına alınma sıra-
sında tutanak tutulmamasının başka davaiar-
da emsal sayılamayacağını vurgulayarak,
"Httküm o hadise hakkındadır" dedi'
Prof. Dr. Uğur Alacakaptan. DGM yasa-
sının 20. maddesindeki "Devlet Güvenlik
Mahkemesi, davalann hızla > ürütülmesi, de-
lilkrin zamanında \e eksiksiz tespiti ile gü-
venlik bakumndan duruşmanın başka yer-
de yapümasına karar verebüir" hükmünü
anımsatarak yargılamanın uygun olduğunu
söyledi. Alacakaptan. mahkemenin yetki sı-
nınnı aştığı yorumlannm yanlış olduğunu
belirterek, yasada "yetki suun" sınırlaması
olmadığına dikkat çekti.
Ankara Barosu Başkanı Hakkı Süha
Okay, Yargıtay'ın onama karannın hukuk
sistemi içinde tartışılabilir yanı kalmadığı-
nı belirterek, tartışmanın genele uygulana-
bilir düşüncesinden hareketle yapılıyor ol-
••sa bile aykırı olmadığını söyledi.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART
<SOt-UMU
3ULMUŞUMPUR!..
bağışlaması için uyardı" başlığı-
nı kullanırken şehit ailelerinin
Öcalan'ın asılması yönündeki ıs-
rarlanna dikkat çekti. The Times
gazetesi ise Öcalan'ın asılması
durumunda Türkiye'nin AB
adaylık listesinden silineceğini
öne sürdü. The Independent ga-
zetesi, karann onanmasından
sonra Türkiye'nin AB'den
bugüne kadarki en açık
uyanyı aldığını belirtti.
ABD'de yayımlanan The
Washington Post gazetesi,
ölüm cezası kararuun
onanmasının, Türkiye'nin
AB'nin ilk Müslûman üye-
si olması yolundaki çaba-
lannı etkileyeceğini vurgu-
ladığı haberinde, şehit ya-
kınlannın karann açıklan-
masından sonra gösterdiği
tepkilere yer verdi.
Fransa'da yayımlanan Le
Monde gazetesi ise Yargı-
tay karan ile ilgili haberini.
Avrupalı liderlerin karann
uygulanmamasını ıstedik-
leri başlığıyla verdi.
Kamuoyu baskısı
Almanya'da yayımlanan
Frankfurter Rundschau ga-
zetesi Öcalan'ın ölüm ce-
zası karannın Yargıtay tara-
findan onanmasını günün
konusu olarak ele aldı. Ha-
berde karann birçok çevre-
lerce eleştirilmesinin yanı
sıra Türiye'de ölüm cezası-
nın 1984'ten bu yana infaz
edilmediği, ancak bu defa
şehit yakınlannın başını
çektiği yoğun bir kamuoyu
baskısı olduğu yer aldı.
Belçika'nm Le Soir ga-
zetesinin yorumunda, Öca-
lan'ın "Türkrye ile AB ara-
sında oynanan büyük po-
kerde joker kartı oludğu-
nu" yazdı.
Öcalan'la ilgili haberler,
Moskova'da yayımlanan
gazetelerin hemen hemen
tamamında yer aldı. Neza-
visimaya gazetesinde yer
alan yorumda, Türkiye'de,
Rusya'nın da örnek alması
gereken gelişmeler yaşan-
dığı belirtildi.
Karann kendisi için değeri kalmadığını söyleyen PKK lideri tarihi rolünü oynadığını savundu
'Operasyonu NATO gerçeldeştirdf
İstanbul Haber Servisi - Hakkındaki idam
cezası Yargıtay'ca onanan Abdullah Oca-
bn, ABD Ulusal Güvenlik Dairesi Başka-
nıSand>Bergersorumluluğundaki bir NA-
TO operasyonuyla Türkiye'ye teslim edıl-
diğini öne sürdü. Yargıtay'ın onama karan-
nı radyodan öğrenen Öcalan, mahkeme sü-
recindeki tavnnı infaz da edilse sürdürece-
ğıni belirtti.
Öcalan "İnfaz edilirsem, cellanma bile
önce merhaba, sonra hoşçakal diyeceğun"
dedi. Öcalan'ın avukatlan Doğan Erbaş,
Ahmet A\şar, Kemal BU-
gk; ve Hatice Korkut dün
Asnn Hukuk Bürosu'nda
gerçekleştirdikleri basm
toplantısında, Öcalan ve
kendilerinin Yargıtay ka-
ranna ilişkin değerlendir-
melerini aktardılar. Avu-
katlar. Öcalan'm kendisi-
ni Türkiye'ye NATO'ya
bağlı bir gücün getirdiği-
ne ilişkin açıklamasını
okudu.
Avukat Ahmet Avşar
tarafindan okunan açıkla-
mada, Öcalan. Suriye'den
itibaren içine girdiği sürece NATO'nun da-
hil olduğunu, Suriye'den çıkıp Yunanis-
tan'da "tuzağa" çekilmesinde bile oradaki
NATO görevlilerinin etkili olduğunu savun-
du. Bu süreçte muhatap olduğu askeri ve si-
vil görevlilerin NATO elemanı olduklannı
ifade eden Öcalan, "Rusya IMPden kredi
alabOmek için bu komplonun içinde yer al-
mışfir. Almanya insani sorumluluğundan
kaçmış, Itarva cesur davranmayarak de-
mokrasi geleneğine mmanuşor*' dedi.
Kenya'da kendisını karşılayan Yunanis-
tan Büyükelçesi Kostulas ın "NATO'da 20
yıldır seni sürekti araşüran birunin basın-
da>dım. Seni gökte ararken yerde buklum''
dedığıni ileri süren Öcalan. Türkiye'nin ge-
lişmelerden haberdar edildiğini kaydetti.
Yunanistan istihbarat şefi ile Büyükelçi
Kostulas'ın Türk düşmanı olduğuna dikkat
çeken Öcalan, bu nedenle kendisinin teslim
edilmesinın hangi ülkenin çıkan için yapıl-
dığının henüz aydınlanmadığını kaydetti.
Türkiye'ye ilk getirildığinde kendisini
karşılayan yetkilinin, "Bu bir oyundur. Biz
İHDbaskmınasoruşturmayokANKARA (Cumhuriytt Bürosu) - Yargıtay 9. Ceza
Dairesi'nin önceki gün Abdullah Öcalan hakkındaki
temyiz incelemesine ilişkin karannı açıklamasınınardın-
dan avukat Şevket Can Öztay'm organize ettiği ve ço-
gunluğunu MHP'lilerin olusturduğu bir grubun İnsan
Haklan DerneğiGenelMerkezi'nibasmasıytailgili her-
hangi bir soruşturma başlatılmadı. Ankara Barosu Baş-
kanı Hakkı Süha Okay, üyeleri olan Özbay ın organizas-
yonun arkasında olduğuna ilişkin kendilerine somut bil-
gi ulaşması durumunda geregini yapacaklannı söyledi.
D1D bugün insan Haklan Anıtı önünde baskını protes-
to edecek. İHD Genel Merkezi'nin önceki gün basılma-
sı ve genel başkan Hüsnü Öndül'ün tartaklanmasma iliş-
kin herhangi bir soruşturma başlatılmazken, demokra-
tik kitle örgütleri baskını kmadı. Okay. grubun başını çek-
tiği belirtilen avukat Özbay'ın baskını organize ettiğine
ilişkin somut bîrbilginin kendilerine ulaşması durumım-
da geregini yapacaklannı büdirdi.
bunu bozacağız. Kardeşi kardeşe kırtnrt-
mayı bedefliyoriar" dediğinı öne süren Öca-
lan. "Ozaman ben de eğer kardeşsek birbi-
rimize yardmıa olabilir ve bu oyunu boza-
biliriz, dedim. Nibayetinde bu oyunu gör-
düm vebozulması gerektiğine inandım. Sor-
gu ve mahkeme ifadelerim bu oyunu bozma-
ya yönettkti" dedi
Operasyonda inisiyatifin ABD Ulusal
Güvenlik Dairesi Başkanı Sandy Berger'de
olduğunu, Başkan Clinton'ın rolünü isebil-
mediğini anlatan Öcalan, Israil İstihbarat
Şefi David trvm'in de Berger
ile birlikte operasyonu yürüttü-
ğünü savundu. Operasyonda
Türkiye'nin fazla bir rolü bu-
lunmadığını ifade eden Öcalan,
komployu gerçekleştiren gü-
cün hâlâ kontrolü elinde tuttu-
ğunu düşündüğünü bildirdi.
Öcalan. "Umanm Sayuı De-
mirel, Saym Ecevitve Sayın Yıl-
maz bu komployu görerek so-
rurnlu tavir sergflerler. Bu an-
lamda Sayın Genelkurmay
Baskanı'nın tavnnı olumlu bu-
luyorum. Sanırun kendisi gefiş-
meleriıı farkuHİadır'' dedi.
IRMIKIAYDIN ENGİN aengin(g doaıicnettr.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin karan
çok az kişiyi şaşırttı. Yargıçlar yasalan
uygular. Türk Ceza Yasası. Abdullah
Öcalan a yöneltilen suçlar hakkında
ölüm cezası öngörüyor. Yargıçlar yasa-
yı uyguladılar. Hepsi bu.
Öcalan hakkında verilen idam hük-
münü tartışacaksak, yargıçlan değil, on-
ların karannı da değil; yasayı tartışmak
zorundayız.
Yasayı, yasa koyucu yaptı. Yasa ko-
yucu, Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir
ve her yasa bir siyasal tercihtir.
Yani tartışma hukuk düzleminde de-
ğil, siyasal düzlemde yürümek zorunda.
Çünkü sorun siyasal...
Hayır, Türkiye'de Kürt sorununun çö-
zümüne katkılı olacak bir siyasal tercihi
tartışmıyoruz. Elbette ülkede banşın ve
uzlaşma ortamının sağlanmasında Öca-
lan'ın idam cezasının TBMM'ce onan-
mamasının yaran vardır. Ama tartışma-
yı buraya indirgemek, bununla sınıria-
mak çağdaşlaşma iddiasındaki bir ülke
için ayıp, bu ülkenin yurttaşlan olarak
bizler için onur kıncıdır.
Öcalan'ın idam hükmünün Meclis'çe
onaylanmaması özünde bir aftır. O za-
man da sormak gerekecektir: Niye af?
Öcalan'a yöneltilen ve yargıçlarca "sa-
bit" bulunan suçlar bir "affın" konusu
olabilir mi ? Dahası öcalan'ın kendisi-
nin bir af istemi mi var? Öcalan tartış-
Yasa Koyucu (Aslında) Yurttaştır
mayı çok başka bir düzlemde yürüttü ve
bu düzlem hukuksal değil, siyasaldır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin bu düzlemı
kabul edip etmemesi, kabul ederse
öcalan'ın tanıtlannı (argümanlannı) be-
nimseyip benimsememesi üstüne söy-
lenecek çok söz var. Ama bugün, Yar-
grtay 9. Ceza Dairesi'nin karannı açık-
ladığının hemen ertesinde bunu tartış-
mak pek anlamlı değil.
Hele hele idam hükmünü, Avrupa Bir-
liği kapısının kilidini açacak bir anahtar
gibi algılamak ve algılatmak daha da
ayıp. Kimsenin Türkiye Cumhuriyeti'ni
Avrupa kapısında "kelle pazartığı" ya-
pan bir bezirgân düzeyine düşürmeye
hakkı yok.
Bugünkü koalisyonun bir kanadının
ürtcek hümanizmi ile öteki kanadının gö-
zü dönmüş intikamcılığı arasında yal-
palayan bir hükümetin tercihini tartışıp
akıl yürütmek de sorunu kısırlaştırmak,
yalınkatlaştırmak demek. Hele hele''Av-
rupa İnsan Haklan Mahkemesi'nin ka-
rannı beklemeden asalım" çığlıklan atan
siyasal mevta Tansu Çiller'i ciddiye al-
mak, onun düzeyine inmekle eş anlam-
lı.
• • •
Türkiye istese de istemese de, Öca-
lan davası ekseninde birtercih yapmak,
kendini dayatan bir soruya yanıt ver-
mek zorunda:
Yasalanmızda idam cezası olacakmı,
olmayacak mı?
Bu siyasal, hukuksal, felsefi ve ideolo-
jik boyutlar taşıyan okkalı bir sorudur.
Günümüzde çağdaş bir ülke olmanın
belli başlı ölçütlerinden birine dönüş-
müş bir yanrt ister.
Bir daha soralım: Yasalanmızda idam
cezası olacak mı, olmayacak mı?
Bu soruyu "temel soru" olarak be-
nimsersek, geriye kalan sorular ikincil-
leşir ve hiçbirinin pek önemi kalmaz.
Türkiye, Avrupa Birtiği'nin istemlerini
kabul edecek mi, etmeyecek mi; Mec-
lis, Öcalan'ın idam cezasını (infaz etme-
yerek) affedecek mi, etmeyecek mi?
Hükümette DSP'nin, yer yer ve sık sık
cıvıyan hümanizmi mi ağır basacak,
MHP'nin kan kokan intikamcılığı mı;
Türkiye imza koyduğu uluslararası söz-
leşmelere uyacak mı, uymayacak mı; i-
dam kararlarının infaz edilmeyeceğine
ilişkin olarak Türkiye Cumhuriyeti dev-
letinin imzasını taşıyan "1984 morator-
yumu"nu silip atacak mıyız, atmayacak
mıyız; Avrupa İnsan Haklan Mahkeme-
si'nin bağlayıcı kararlannı "Bizi bağla-
maz" diye bir yana iterek Avrupa Birliği,
Avrupa Konseyi ve AGlTte dışlanmayı
göze alacak mıyız, almayacak mıyız ve
nihayet Avrupa ile mi bütünfeşmeye gi-
deceğiz, yoksa Avrasya projesine mi
ağıriık vereceğiz?..
Bütün bunlar ikincil sorular.
Önce Öcalan davasının yarattığı kc-
şullan fırsat bilip tercihimizi yapmamız
gerekecek:
İdam cezasınıyasalanmızdan kazıya-
cak mıyız, kazımayacak mıyız?
Yazının başında yargıçlann idam ka-
rannı değil, idam karannı bu hukuksal
süreçte kaçınılmaz kılan "yasa"y\ tartış-
mak zorundayız, demiştik. Yasalan da
yasa koyucunun, TBMM'nin yaptığına
işaret etmiştik.
TBMM, yasalan, yurttaşlan "temsi-
len" yapar. Yani aslında yasa koyan
"yurttaşların kendisi"d\r. Bunu TB-
MM'nin yapması "temsili demokrasi-
nin" bir gereğinden ibarettir.
idam cezasının kaldınlması aslında,
yasa koyucunun temsilcisi TBMM'nin
değil, yasa koyma erkinin "asli sahibi"
yurttaşlann sorunu ve tercihi.
Öcalan hakkında verilen idam hük-
mü, oyüzden bir "yurttaşlık sınavı"'. Sı-
navın sonucu ise bu ülke yurttaşlannın
"layık" olduğu düzenin bir göstergesı
olacak...
POLTIİKA GÜNLÜĞÜ
HtKMET ÇETtNKAYA
Gök Ölünce
Arrfe bebek öldü...
Dışarda kar ve soğuk vardı...
Tüpgaz ocağı patladı, çadırlar yanmaya başladı...
Izmit'ten Adapazan'na; Düzçe'den Gölcük'e dek
uzanan o ağır yaşam koşullan içinde binlerce insan,
adlannı bile hiç duymadıklan şairierin dizeleriyle avu-
nuyorlardı...
Gece karanlığın içindeyken uzaklardan çalan bir
ezgi, ayak sesleri dinlenen sokaklardan ölü kentlere
ulaşıyordu:
"Bir gök ölüyor ellerinde ve inceliğinde bir gök
doğuyordu..."
Yeni bir günle uyanan insanlar puslu sabahın aya-
zında çadırlanndan çıkıyorlardı...
Ellerini ısrtacak güneş gecenin karanlık sokağında
mı sıkışık kalmıştı?..
Arife bebek sevilmeye doymadan, yaşamı kucak-
layamadan Cartos Guendo de Amat'ın 'Melek ve
Gûl' şiirinde olduğu gibi ucup gitmişti...
Betki o saatlerde bir gül kolu büyüyor ve küçük bir
kız çocuğu ağlıyordu...
Serin ağaçlaraltında yaşanan mevsimleryoktu ar-
tık ve gecenin sessizliği içindeydi her şey!..
O anda önümüze düşen bir başka fotoğrafta Me-
tin Göktepe'nin annesi Fadime Hanım, dünyanın
orta yerinde sanki şeytanın fırtınasını parçalıyordu
Odisseus Erta's'in 'DuvarResmi'n hiç bilmediği hal-
de...
Polislerin avukatı Ali Ihsan Kal, ilginç biraçıklama
yapmıştı:
"Basit cop kullanmak ölüm için yeterii değildir!"
Demek ki avukat da bu işin uzmanıydı!..
Metin, satt copla değil, başı duvara vurularak öl-
dürülmemiş miydi?
Bir polis memuru ise şöyle diyordu Yargrtay 1. Ce-
za Dairesi'ndeki temyiz duruşmasında:
"Ben ifademi işkence altında verdim..."
Fadime Göktepe, gözlenni açmıştı polisin bu ifa-
desi karşısında. Sonra gazetecilere şöyle demişti:
"Polis polise işkence yaparsa, masum insanlan
da öldürûr..."
• • •
Artık güneşin kucağına esrik kuşları sermiyor;
sinbir
riye istemiyoruz...
Biz ölümlere alışık, zaman zaman da ölümlere al-
kış tutan bir toplum olduk...
Arife bebek ayaza, kara, yağmura dayandı ama ça-
dır yangınında öldü...
O hiçbir zaman uyanmayacak!..
O ağlamayacak!
Çok ölümler gördük biz!..
2 Temmuz 19931e onlarca aydınımız, sanatçımız
Sıvasta Madımak Oteli'nde cayır cayır yakıldı ama
onlan katledenlerin elebaşlan yurtdışmda, davası ise
karar aşamasındaydı...
Kaç yıl geçti aradan?
Altı yıl!..
Çocuklannı işkenceden geçiren, cezaevine tıkan
toplumumuz Sıvas katliamını bile unuttu mu?
En gizli düşlerimizin üzerine bile kanat germeyen
bizler, üç gün önce Izrnir DGM'de yargılanan çocuk-
lanmız cezaevine girdiklerinde kaç yaşındaydılar?
Tümü de 16-20 yaşındaydı...
Fotoğraflanna baktım onlann, öykülerini avukatla-
n Fikret llkiz'den dinledim...
. Sinart Doğan, Rıza Doğru, Mehmet Göcekli,
Ümit Kanlı, Banş Yıldınm ve Tamer Çadırcı...
Onlar yaklaşık beş yıldır tutukluydu...
Ben Banş'ın ve Ümit'in öyküsünü çok yazdım...
Ikisinin de annelerini tanıdım..
Suçlan DYP il binasını işgal etmekti...
Sonunda iş geldi, bir yasadışı sol örgüte yardım ve
yataklıketmeye...
Yargıç Sinan Doğan'a sordu:
"Tahliye istiyor musunuz?"
Sinan şu yanıtı verdi:
"Tahliyemi isteyeceğim ama neye yarayacak ki!
Siz bir kere mahkûm etmeye karar vermişsiniz!"
•••
Çadırlarda yaşamak kolay değildir...
Ya ölümlerle yaşayıp çoğaldığımızı sanmak?
Madımak Oteli'nde yitirdiklerimiz bize hiçbir za-
man serin alevli yapraklann mendilini sallayan mev-
simleri anımsatmayacaktır...
Arife bebek, Ümit, Banş, Metin Göktepe, ölümle
yaşamın çizgisinde yitip giderlerken o ufuktan doğan
umudun habercisi de olmayacaklardır...
Sis gecenin içinde yürüyor...
Paslı bir günun döküntüleri içinde nice işkencele-
re, kayıplara alıştınlmış bir toplum, kendi çıkarlannı
öne çıkaran siyasi erkin kuşatması altında yükselen
çığlıklara kulak tıkıyor...
Gölgeler bahçesinde yıkanan rüzgâr bunca acıla-
nn üzerinde esmeyi sürdürüyor...
Yağmur, ayaz, kar ve insanlar...
Çaresizliğin içinde bılinmedik bir limana sığınmak
için belki de şöyle sesleniyorlar:
"Zamana yakalandım körpecik ve ölürken, tür-
kümü söylediysem de denizler gibi zincirlerimle..."
hikmet.cetinkayaa cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
GÖZLERİN POYRAZ
Cumhuriyrt
k ı t a p I a r ı
Gazeteci-Yazar Hikmet Çetinkava'nın içindeki firtınalı
evTende gelıştirdiğı, duygu denizinde damıttîğı yazilan.
Bir solukta okunacak, kımi zaman bir nisan yagmuru
aftında, bazan poyraz yelinin soğuk savurganJığmda ya da
karanlık bir gecenin yalıuzhğtnda yeniden okunatak, yer
yer okunacak brr kitap bu kitap
j " CumNırftrt Çağ Paîariama A.Ş. Tûrtocağî CaC. No.39/41
K Idtag» kutûbü (34334)Cağatoğlu-lsTart£)u1 Tei: (212)514 01 96