18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26KASIM1999CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Unlü illüzyonist Copperfield • tstanbul Haber Servisi - Istanbul'a Mydonose Showland'ın açılışmı yapmak üzere gelen dünyaca ünlü illüzyonist David Copperfield. Polat Renaissance Otel'de dün düzenlediği basın toplantısında, ülkesi ABD'nin genç bir tarihi olduğunu, ancak Tûrkiye'de tarihin katmanlan ve bu tarihin mimariye yansımasını gördüğünü belirterek Istanbul'dan çok etkilendiğini ve Türkçe öğrenmek istediğini belırtti. ,. t Şapka devriminin 74. yılı • İstanbu) Haber Servisi - tstanbul Kız Lisesi Eğitim Vakfı (tiCLEV) şapka devriminin 74. yıldönümü dolayısıyla Taksim Curnhuriyet Anıtı önünde tören düzenledı. Anıta çelenk konulmasının ardından açıklama yapan tKLEV Başkanı Bimur Özümert, 74 yıl önce TBMM'nin kabul ettiği '"şapka yasası"nın Türk toplumunun yalnızca görünüş bakımından değıl, düşünce yapısı yönünden de çagdaşlaşmasının bir simgesi olduğunu söyledi. Özelleştipme Yasası'nın iptaline ret • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi, Ozelleştirme Yasası'nın daha önce iptal ettigi 4042 sayılı Ozelleştirme Yasası"nın değer tespit ve ihale yöntemlerine ilişkin 'b' ve "c' bentlerinin yeniden dûzenlendiği 4232 sayılı yasa hükümlerinin iptal istemini ise redderti. Sağlar'dan Talay'a yanıt • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar, Kültür Bakanlığı görevi yapmış ve hakkında özel koruma karan alınan bir kişi olarak kendisine bakanlığm koruma aracı tahsis etmek zorunda olduğunu savundu. Sağlar yaptığı açıklamada, Kültür Bakanlığı yetkililerinin bu konudaki açıklamalannı da "Görevlerini yerine getirmemenin kendi ağızlanndan yakalanışı" diye niteledi. Kralay'dan bir tutuklama daha • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kızılay Genel Başkanhğı'nın geçen yıl açtığı çadır bezı ihalesindeki yolsuzluk iddialanyla ilgili olarak önceki gece 5 kişinin tutuklanmasının ardından, dün de eski DYP tstanbul Milletvekili ve eski Kızılay Denetım Kurulu Başkanı Nejat Abdullah Resuloğlu tutuklanarak cezaevine gönderilırken TBMM Kızılay Araştırma Komisyonu bünyesinde oluşturulan iki alt komisyondan biri Kızılay Genel Merkezi'nde incelemelerde bulundu. Çeçenlere insani yardım • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk ve Rus istihbarat heyetleri, Çeçen ve PKK terör hareketleri konusunda görüşmelerini sürdürürken Türkiye, Çeçenistan'a insani yardım gönderdi. Rus istihbarat birimlerinin, emniyet yetkilileri ile yaptığı görüşnıelerde özellikle Düzce ve Bolu civarlanndaki Çeçen hareketliliğini gündeme getırdikJeri kaydedıldi. Server Tanilli, laiklik ve demokrasinin cumhuriyetin temel değerleri olduğunu söyledi 'Devrim ıııazİstanbul Haber Servisi - Prof. Dr. Server Tanilli. -Laiklikve de- mokrasinin cumhuriyetin temel değerleri olduğunu, ancak son dönemlerde bu kavramlann uz- laşma konusu yapıkiığını belirte- rek ~Devrim uzlaşmaz" dedi. Gazetemiz yazarı Server Ta- nilli, Tank Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde önceki gün "21. Yüzyüın Eşiğinde Dünya ve Tür- kiye'' konulu bir konferans ver- di. Tarık Zafer Tunaya anısına verdiği konferansta konuşan Ta- nilli. 21. yüzyıla girerken Türki- ye 'nin en önemli sorunlan ola- rak demokrasi, eğitim ve Kürt sorununu gösterdi. Türkiye'nin bugünkü nokta- ya karşı. devrim hareketleri ne- deniyle getirildiğini, karşı, dev- rimin ilk durağının da 1950'de iku'dara gelen Demokrat Parti ol- duğunu belirten Prof. Tanilli "Ben bu dönemi kitaplardan okumadım. Bizzat yaşadım. Cumhuriyetin kazanımlanna ilk kem gözle bakan DP'dir" dedi. Kalkmma adı altında ülkenin emperyalizme bağımlı hale ge- tirildiğini, 27 Mayıs'ın ise bugü- ne kadar gelinen süreçte çağdaş parlamenterizmin kapılannı ara- layan birparantez açtığını söyle- di. 27 Mayıs'ta özgürlüklerin en temel dayanaklannı bulduğunu ifade eden Tanilli "Benim kuşa- ğun 27 Mayıs'ta gercek anlamda dünyaya açddı" diye konuştu. 27 Mayıs dönemi Asıl liberal dönemin 27 Mayıs dönemi olduğunu, Türkiye tşçi Partisi'nin (TtP) yaratılan hu- kuksal iklimden yararlanarak kurulduğunu, 1965'tede 15mil- letvekiliyle parlamentoya girdi- ğini anımsatan Tanilli "TİP 1971 'de kapatıldı. Eğer yaşaol- saydı tilkeme son derece büyük yenilikleri getirebilecekti. Biz de ulus olarak çulumuzu sudan çı- karmıs, olacakûk" dedi. 70'li yıllar tutuculuğun ve kar- şı devrimciliğin ağır bastığı yıl- Server Tanilli 25 yıl sonra Ankara'da onur konuğo olan gazetemiz yazan Prof. Dr. Server Tanilli, 25 yıl sonra geldiği Anka- ra'da ülke geteceğurin, aydınlann ve gençlerin omuzlannda iteriye gidebileceğitıi vur- guladu TanilK, "Aydınİanma ve Bugünkü Türkiye 7 * konulu konferans verdiği Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgfler Fakültesi'nde öğrend ve öğretim üyelerinin ayakta alkışla- nyla karşılandı. Konferansı 1500 kişilik büyük amfide yüzlerce öğrend de ayakta izle- di. Server Tanilli bugün de "21. Yüzyılda Gençler İçin Nasıl Bir Eğitim İstiyoruz? 21. Yüzydda Eğitim Politikalanmız Ne Otanahdır" başüklıbir konferans verecek. um:ag'da- Id konferans saat 18.00'de başlayacak. (Fotoğraf: SERDAR ÖZSOY) letin görevidir. Bunlar cumhuri- yetin temel değerleridir, bunlar- da uzlaşma oünaz. Devrim uzlaş- maz. Kürtsonınu lar olduğunu ifade eden Tanilli şöyle devam etti: "27 Mayıs'la getirilen demok- ratik anayasayla dev letin vöneti- lemeyecegi sövleniyordu. TİP'in ileriemesi karşısmda, toplumda faşizm ve işçi düşmanügını yay- dılar. 12 Eylül'le beraber cum- huriyetin temellerine su düşürül- dü. Bir kışla talimnamesiyle yö- netilmeye başladı toplum. Eği- timde vapdan tahribat aniabur gjbi değildir. Ardından gelen Ozakıkk döneminde yağmacütk, köşe dönmecilik mübah olarak gösterildi. Toplumun \aliuz eko- nomisiyle değil, ahlakı> la da oy- nadılar." Tûrkiye'de 20. yüzyıhn sonunda bu tablonun göründü- ğünü belirten Prof. Server Tanil- li, ülkenin en önemli sorunlan- nın, emeğin karşılığını alama- ması anlamında sosyal sorun, eğitim sorunu % e Kürt sorunu ol- duğunu söyledi. 'Emeğin kavgası' Emekçılerin düşüncesinin ve eylemlerinin önünde engeller ol- duğunu vurgulayan Tanilli şöy- le konuştu: " Demokrasi bize öncelikle sos- yal sorunu çözmek için lazım. Emeğin ve alınterinin kavgasını yapmamız ve demokrasiyi derin- lestirmemiz gerek. Demokrasi se- çimden seçime oy kullanılaru bi- çimseL, politik bir olgu değildir. Demokrasinin sosyal içerigi söz konusudur." Cumhuriyeri kuranlann laik \ e demokratik eğitimın temelle- rini attıklannı, 1950'den başla- yarak 1980'le birlikte eğitimin çökertildiğini belirten Tanilli şunlan kaydetti: "Tabela lişeleri ve üniversitele- ri yarabkü. Ünrvershelerin de ba- şında, anayasadan başka her şe- ye benzeyen metnin getirdiği YÖK vardır. Laikve demokratik egitimi gerçeklestirmemiz gerek. Parası olan değil, okumak her- kesin hakkı ohnabdır ve bu dev- Bugünlere gelinceye kadar kan ve gözyaşı deryalanndan ge- çerek geldiğimizi ifade eden Ta- nilli şunlan söyledi: "Acüarunız büyüktür. Kürt sorunu tek başına bir kültürel haklar ya da iktisadi kalkmma sorunu değildir. Kürtlerin tari- hine saygı sorunudur. Kürtlere bektediklerinden daha çok saygı göstermeliyiz. Doğuda bir kal- kınma gerekli, ama bunu kim gerçekleştirecek. Bu konuda Türk ve Kürt burjuvazisine gü- leryüzle bakmryonım. Kaynak- larinı repo yapan burjuva,yurdu kalkındırmaz, doğuyu biç kal- kındıramaz. Bu devlet işkür." Tüm bunlann dört dörtlük de- mokrasi ve insan haklan rejimiy- le çözülecek sorunlar olduğuna dikkat çeken Tanilli "Bunlar ik- tidarsorunudur. Sokakta çözüle- cek sorun değildir. Sağcı, gerici, rurucu iktidarlann çözmesi mümkün değildir" dedi. Sorun- lan ancak ilerici ve demokrat ik- tidarlann çözebileceğine vurgu yapan Tanilli, dinleyenlere "tle- rici ve demokrat siyasi oluşumla- nn önünü acm" çağnsı yaptı. Aydınlar bölünmüş Tûrkiye'de iktidarlann oluşu- munun kendisine hüzün verdıgı- ni, mevcut parlamentonun en tu- rucu partilerden oluştuğunu kay- deden Tanilli sözlerini şöyle sür- dürdü: "tkri demokrat güçlerin >t>kınu açmak bize düsen görev- dir. Tûrkiye'de bir hareketsizlik, aydınlar arasmda bir bölünmüs- lük görüyonım. Aydın hareketi bu sorunlan biriik halinde çöz- mek üzere bize adım attırabilir- ler. Gençlikten de çok şey bekli- yorum. Sömürüsüz bir âlenı. ka- dın-erkek eşitliginüı olacagı bir âlem için dövüşeceğiz. n ^ ' ^ e r Biriigi Vakfl Gelenel^l Dayanışma Gecesi Yemeği, önceki gece tTÜ Maç- kaSos\alTesisleri'ndeyapıldı.68'lilerBirUği\aknBaşkamHaşmetAtahan,30yü- dır sosvalizm mücadelesi veren 68'Uerin emper\Bİizm ve gericUiğe karşı bağımsızlığın \cniden öne çıkanlmasının saglanması amacryla dayanışma yemeğinde bir araya geldiklerini söyİedL Gazetemiz Yayın Kurulu Başkanı ve yazanrruz Ilhan Selçuk'un da kaüldığı gecenin konuk konuşmacısı Ataol Behramoğlu bağunsızük, demokrasi \e sosyalizmin 68 kuşagının temel dayunaklan olduğunu vıırguladı. Beb- ramoğhı, "68 kuşağı demokrasiden, insan haklanndan yanadır. 68'li olmak tüm emekçileri ve sosy^lisrJerin birliğini savımmakür" dedi PROF. DR. BÜLENT TANÖR'DEN SÜLEYMA1N DEMİREL'E ELEŞTİRİ~ 6 Laik devlet din projesi hazırlamaz' tstanbul Haber Servisi - tstan- bul Cniversıtesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Tanör, Cumhurbaşkanı Süleyman DemireTın hazırlatacağını açıkla- dığı "din projesi'"ni eleştirdi ve u Laiklikyemini etmiş bir cumhur- başkanı din projesi hazuiatamaz" dedi. Fransız Kültür Merkezi, Mar- mara Üniversitesi Hukuk Fakülte- si, tstanbul Barosu ve Çağdaş Ya- şamı Destekleme Derneğı"nce bir- likte düzenlenen iki gün süreli "Laiklik ve Demokrasi" konulu uluslararası sempozyum Fransız Kültür Merkezi'nde dün başladı. Laikliğin iki önermesi bulunduğu- nu \urgulayan Tanör, önermeler- den binnin. dinın devlet işlenne kanşmaması olduğunu, Türki- ye'nin de bunu benimsediğini söy- ledi. tkinci önermenın isedevletin din işlerine kanşmaması olduğunu ve Türkiye'nin bunu benimseye- medığinı \Torgulayan Tanör. Türki- ye'de din ışlerinde Alev iler için ba- • istanbul Barosu ve ÇYDD'nin düzenlediği "Laiklik ve Demokrasi" konulu uluslararası sempozyum dün başladı. Prof. Bülent Tanör, Cumhurbaşkanı'nın din projesi ile ilgili çabalarını "olmadık işler" diye niteledi. zı sıkıntılar bulunduğunu. Sürya- niler için ise pratikten doğan sı- kıntılar olduğunu ifade etti. Tanör, 1945 yılında Kemalist-laiklik an- layışını kitlelere götürecek Diya- net tşleri Başkanhğı'nın kuruldu- ğunu ve bu kurumun kitleler üze- rinde "trampten" görevi gördüğü- nü söyledi. Tanör, Diyanet tşleri Başkanhğı'nın son dönemde asıl işlevini yerine getıremediğinı, Di- yanet tşleri Başkanhğı'nda Yargı- tay Başkanı Sami Selçuk'un dü- şüncesi olan tam aynlık. Fazilet Partisı'nin vardığı son nokta olan devlet içerisinde özerk kurum ha- line gelme ve statükonun devamı gibi üç bakış açısının oluştuğunu söyledi. Din derslerinin mecbun hale getirilmesinin laikliğe aykın olduğunu vurgulayan Tanör, imam hatip liselerinin orta kısımlannın kapatılmasının isabetli olduğunu vurguladı. Nüfus cüzdanlannda din ve mezhep bölümü bulunma- sını da eleştiren Tanör, 1928 yılın- da dönemin sivil toplum örgütle- nnce dini ıslah projesi hazırlandı- ğını, ancak Kemalist otoritenin bu- na izin vermediğini söyledi. Cum- hurbaşkanı Demirel'in din projesi ile ilgili çabalannı "olmadıkişjer" olarak niteleyen Tanör şöyle de- vam etti: "Bu iş cumhurbaşkanı- na düşmez. Böyle bir iş gerekseydi, Kemalistler. cumhuriyeti kurduk- tan sonra yaparlardı. İslama yön verelim' diyen sözde laik devlet adamlan durumlannı gözden ge- çirmeliler. Cumhuriyeti kuranla- nn radikal ve Jakoben tavuian doğrudur.Fransa'dada 1905'e ka- dar devlet dine kanşnuşürr ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Tiirkan Saylan "Türkiye'de laik duzene geçihneshle pek çok yetid ve olanağını yitirenlerin, basta la- iklik olmak üzere devrime ve eşit- likçi duzene Idn ve hırs beslemele- rinin. onu yıkmak için her türlü gizli-açık örgütlenrae)e girnıeleri- nin. belki de dogal olarak algılana- bikceğini'" söyledi. Ancak laik dü- zenin erdemlerini sonuna dek so- luyanlann da rejimi, çağdaş eğiti- mi ve eşitliği korumak gibi hak ve ödevleri olduğunu vurgulayan Saylan, "Hiç kimsenin demokrasi- yi kullanarak bu ülkenin kazandı- ğı demokratik haklan ve laik dü- zeni yok etmeye hakkı olmasa ge- rekjr" diye konuştu. Limoges Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Pascal Texıer de Fransa'da laikliğin, Ro- ma kilisesine karşı bir mücadele sonucu kazanıldığını kaydetti. 36 yaralı Trafik kazalan 31ölü YurtHaberteri Servisi - Yurdun çeşitli bölgelerinde meydana gelen trafik kaza- lannda 9 askerin de arala- nnda bulunduğu 31 kişi ya- şamını yitirdi, 36 kişi yara- landı. Şımak'ın Cizre ilçesin- den tezkereye giden asker- leri taşıyan 48 M 6116 pla- kalı yolcu otobüsü Şanbur- fa'nın Birecik ilçesi yakın- lanndaki Arat Dağı "nda şa- rampole yuvarlandı. Yara- lananlann bir kısmı Gazi- antep'e getirilirken bu kişi- lerin adlan şöyle: Fatih V\- per, TankOnursai Beyfaan Özkan, Reşit Çağırga, Gürhan Sönmez, Abdulsa- met Kırmıztgül, YusufTan- nkulu, Celalettin Özdemir, Abidin YeL Fikri Hakkulu, AK Erdoğmuş ve Bahattin Kömür. Kazada yasamını yitiren Kenan Çağırga da Gaziantep'e getirildi. Kazada ilk belirlemelere göre 9 kişi ölürken 23 kişi de yaralandı. Kazada ya- şamlannı yitirenlerin kim- liklerinin belirlenmesine çahşılıyor. Van'ın Erciş ılçesinde meydana gelen kazada Ze- Id Aydm (52), Nigar Aydm (55), Kerem Yakı(59), Azi- ze Yakı (40), AB Fikret Ay- dm (41), Mehmet AkşH (34) ve Yüksel Akştt (19) yaşamlannı yitirdi. Kazada ağır yaralanan ve kimliği henüz belirlenemeyen bir çocuk tedavı altına alındı. Diğer bölgelerde meydana gelen kazalarda yaşamlan- nı yitirenlerin isimleri şöy- le:' Kars'ta Saim Aksu (28) ve NazHn Karadağ, Ağn 'da Hanifı Taştan(12) Niğ- de'de, Ahmet Ünal (27), fi- yas Türker Besieme (27), Muğla'da M. A& Tırman (36), Samsun'da Sebahat Görgün, tzmir'de Musa Bozkurt Alaşehir'de Ah- met Bimıldınm, Konya'da Ahmet ÜnaL tryas Türker Besleme(27) ve Tıığba Bes- teme (20), Karabük'te Em- rullah Yetkinbaltacı (55), istanbuFda kimliği belirle- nemeyen bir kişi. DEPREMMM! ORHAN BURSALI Denizaltındaki Canavar İTÜ Rektörü Gülsün Sağlamer ve yanında dep- rem konusunda İTÜ'nün ağır toplannı oluşturan öğ- retim üyeleri, deprem konusunda yaptıklan bütün ça- lışmalan bir basın toplantısıyla halka açıkladılar. Ba- sın, Istanbul'u etkileyecek muhtemel Marmara dep- remine yol açacak fayların nerede ve ne büyüklükte olduğu konusuna odaklandığı için toplantının ilk bö- lümünü uzun ve stktcı buldu. Bu bölümde, İTÜ'de 17 Ağustos depreminden sonra yapılan bütün çalışma- lan dinledik. Yardımlar, arazi deprem saptamalan, hü- kümete ve devtete verilen raporlar, geçici konut pro- jeteri, kınk araştırmalan, ev hasar tespit ve onanm ça- lışmalan, uluslararası uzmanlarla toplantılar, Marma- ra'da programlanan yerli ve uluslararası olanakiaria yeni fay araştırmalan vb... Sağlamer'in ana mesajı, "Biz toplum olarak İstan- bul için ileri sürülen en büyük deprem tehlikesine (7.8) göre hazıriıklarımızı sürdürmeliyiz. Basın da ar- tık fayian değil, Istanbul'un depreme hazııianması çalışmalannı izlemeli" idi. Ama milletçe faylara odak- landığımız için körfezde yapılan sismik araştırmala- nn sonuçlan bekleniyordü. Ne Mimariık Dekanı Prof. Mine Inceoğlu nun İstanbul master planı üzerine söyledikleri ne de Prof. Hasan Boduroğlu nun, sağ- lam yapı ve onarım konusunda söyledikleri can ku- lağıyla dinlendi! Körfezde yapılan sismik çalışmalann sonuçlan da fazla dikkati çekmeyecek ve heyecan yaratmayacak bir üslupla sunuldu. Çalışmalann başında bulunan Naci Görür'ün söylediğı en önemli söz, "Körfez ça- lışmalan İstanbul için deprem nskinın arttığını gös- termiştir" oldu. Arkasından, Emin Demirbağ, Tun- cay Taymaz, Aykut Barka bilimsel çalışmalar hak- kında bilgi verdi; butün bu çalışmalannyorumunu da Celal Şengör yaptı. Şengör, sık sık İTU yönetiminin basın toplantısında izlemeyi kararlaştırdığı "mutedil davranma ve ılımlı sözler söyleme" politikasının dı- şına taştı. Körfezdeki çalışmaların en önemli sonucu, bugü- ne kadarki çalışmalarda hiç bilinmeyen ve görünme- yen yeni bir fay oluşumunun saptanması ve bu fayın da Le Pichon, Tuncay Taymaz ve Celal Şengör'ün Cumhuriyet Bilim Teknik'te ortaya attıklan "Marma- ra'yı tekparça halinde kıracak" varsayımsal fay hat- tının körfezdeki başlangıç noktas.ıyla tamamen üst üste geldiğinin görülmesiydi! Şengör, bu fayın, bütün bilinen yapıyı delerek adalann 15-20 kilometre kadar açığından Saroz'a doğru uzandığının işaretlerine de- ğindi. Bu fayın dibi ve sonu ile aradaki bazı verileri belliydi de ortadaki variığı saptanmalıydı. İTÜ'nün, utangaç bir dilleyaptığı, "Körfezdekison sismik veriler Marmara 'da olası depremriskiniarttır- dığını göstehyor" değeriendirmesi de tamamen bu- na dayanıyordu! Yani varsayımsal fayı destekleyen ipuçlan elde edilmişti. Şimdi, yeni araştırmalaria bu- nun kesin olup olmadığt anlaşılacaktı! Şengör, İstan- bul Üniversitesi'nin 'Arar' gemisiyle yaptığı ve so- nuçlan önceki gün açıklanan "Adalann hemen altın- dan geçen fayın 12 kilometre kadar uzunlukta oldu- ğu ve bunun da ancak 5.5 (yoksa 6.5 miydi) büyük- lûğünde bir depreme neden olabıleceği rahatlatıcı açıklaması hakkında "Doğrudur, olabilir, ama bizim sözünüettiğimiz ve aradığımızo fay değil" dedi. Şen- gör'e göre, Marmara'da bu küçüklükte daha onlar- ca fay vardı, ama bunlann hiçbiri, Istanbul'un tarihin- de 7'den çok daha büyüklükte gerçekleşen ve bü- yük yıkımlara yol açan fay değildi. Aranan ise "canavar fay"û\\ Acaba, körfezde ucu yakalanan fay bu muydu, gerçekten? Almanlann Tekirdağ açıklannda yaptklan üç bo- yutlu minik sismik araştırmada ortaya çıkan, ancak henüz kamuoyuna açıklanmayan, tıpkı körfezdeki gi- bi yeni saptanan fay kesiti, Istanbul'u tehdit eden bu canavarın batıdaki ucu muydu? Marmara'da yapılan ve sonuçlan önümüzdeki ay- larda açıklanacak MTA'nın Sismik-1 gemisinin diğer sonuçlan, bu canavar fayın varlığına ışık tutmayabi- lir. Ama yeni programlanan sismik araştırmalann, ar- tık çok somut bir hedefı ve saptanmış bir arama gü- zergâhı var. Yerattındaki dev yılanın varsayımsal variığını kesin- leştirecek bu yeni araştırmalar olacak. Bir yandan, 150 kilometre uzunluğu aşan bu ye- raltındaki yılanın vaıiığının kesinleşmemesi dileğini gönlümüzün bir yanında saklı tutarken Rektör Sağ- lamer'in "Olabilecek en büyük depreme göre hazır- lanma" önerisinin tartışılacak hiçbır yönü olmadığı- nın, bilmem herkes farkında mı? Bakanlıklar MHPyÖneûcüeri bümknıt yııpıhlı • Sağlık Bakanı Ostnan Durmuş'un müsteşar olarak atadığı Doç. Dr. Haluk Tokuçoğlu ile müsteşar yardımcılığına atadığı.Doç. Dr. Semih Yalçın'm MHP MKK üyesi olduğu ortaya çıktı. EMİNEKAPLAN ANKARA-Sağlık Ba- kanlığı, Bayındırlık ve ts- kân Bakanlığı ile Tanm ve Köyişleri Bakanlığı'nda yoğun kadrolaşmaya gi- den MHP'nin parti yöne- ticilerini bile bürokrasiye atadığı belirlendi. Sağlık Bakanı Osman Dur- muş'un müsteşar olarak atadığı Doç. Dr. Haluk Tokuçoğhı ile müsteşar yardımcılığına atadığı Doç. Dr. Semih Yalçın'ın MHP Merkez Karar Ku- rulu üyesi olduklan orta- ya çıktı. Bayındırlık ve tskân Bakanı Koray Aydm da MHP Genel Sekreteri ol- duğu dönemde yardımcı- lığını yapan AB Helvacı'yı bakanlığa müsteşar olarak atamışö. 57. hükümet, iktidara geldiği 6 aydan bu yana binin üzerinde görev deği- şikliği yaparak bürokrasi- de erozyona yol açarken kadrolaşma konusunda önde giden MHP, işi parti yöneticilerini üst düzey görevlere atamaya kadar vardırdı. Tokuçoğlu ve Yalçın'ın kamu görevi sürdürürken bir parrinin yüksek orga- nında görev almasmın anayasaya aykın olduğu belirtilirken, Sağlık Ba- kanlığı Müsteşan Haluk Tokuçoğlu, Gazi Üniver- sitesi'nde öğretim üyesiy- ken 2547 sayılı YÖK-Ya- sası'nın 38 maddesiuya- nnca bakanlığa atandığını söyledi. Tokuçoğlu, "MKK üyehğim şu anda askıda. Öğretim üyesi olmam ne- deniyle üyeuk benim hak- kım. çünkü kadrom Gazi Üniversitesi'nde ve maaşı- mı da oradan ahyorum.A- ma MKK toplanülanna kanunıyorum" dedi. YÖK Yasası'nın 38. maddesine göre, öğretim elemanlan ilgili kurumla- n ile kendisjnin isteği, üniversite yönetim kııru- lunun uygıuı görmesi ve rektörün onayı ile gereksi- nim duyulan konularda özlük işlemleri kendi ku- rumlannca yürütülmek kaydıyla bakanlıklarda görevlendirilebiliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle