22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 KASIM 1999 CUMA HABERLER DÜNY4DA BUGÜN Yargıtay karannda, duruşmaların İmralı Adası'nda yapılmasmda aykın bir durumun bulunmadığı vurgulandı ALİ SİRMEN Kafkaslar ve Türkiye Yıl 1919. Parlak umutlarla başlayan 20. yüz- yılın 15. yılına varmadan insanlık tarihinin en büyük savaşına tutuşmuş, 48 ay süren savaş sonunda, üç imparatoriuk ve hanedan çökmüş, Avusturya-Macaristan'da Habsburglar, Çarlık Rusyası'nda Romanofflar resmen, istanbul'da Osmanoğulları fıilen tarihe kanşmışlardı. Birinci Dünya Savaşı, yerküremizin petrol re- zervlerinin bulunduğu Ortadoğu'da yeni olu- şumfara yol açarken, yine önemli rezervlere sa- hip olan Kafkaslar'ın da devrim sonrasında Bol- şevik iktidann eline geçmesi sonucunu doğu- ruyordu. Ingiltere, savaştan önce Osmanlı denetimin- de olan Ortadoğu'daki petrol ülkelerinin güdü- münü ele geçirecekti. Amaya Kafkaslar?... Ingiliz diplomasisi, Bolşeviklerin eline bıraka- mayacağı Kafkaslar'a sıçrama tahtası olarak Anadolu'yu görüyor, bölgeyi buradan çevirip ele geçirmeyi kuruyordu. Anadolu'da yerel kongreler biçiminde başla- mış, kısa sürede ulusal niteliğe bürünecek olan kurtuluş hareketinin lideri Mustafa Kemal, ki başlangıçta Ingiliz hesaplannda hiç yer almıyor- du, iki seçenek karşısındaydı: Ya, Anadolu'yu parçalayan Batı'nın yanında yer alarak onlann Bolşevikler karşısındaki kal- kanı olarak bir şeyler koparmaya çalışacak, ya da ortak düşman olan Ingiliz emperyalizmine karşı Bolşeviklerle ittifaka girerek ulusal kurtu- luş savaşını yürütecekti. Mustafa Kemal ikinci seçeneği yeğledi. ingi- lizlerin Kafkaslar emelleri suya düşmüştü. • • • Lenin, Mustafa Kemal'in politikasını iyi de- ğerlendirdi. Ankara ve Moskova, emperyalizme karşı işbirliğine girdiler. Lenin bu seçimi dolayısıyla, Bakû Kongre- si'nde Sultan Galiyev tarafından eleştirilecek- ti. Galiyev, o gün Bolşeviklerin yardımıyla Batı'ya karşı savaşan ülkenin ileride, kendilerine karşı bir ittifakın içinde yer alabileceğini ileri sürüyor- du. Sultan Galiyev'in öngörüsünün gerçekleşme- si için araya bir dünya savaşının daha girmesi, aynı zamanda Stalin'in taleplerinin gün yüzü- ne çıkması gerekecekti. Hoş, Türkiye'deki tavır degişikliği, belki biraz da Moskova'nın yarattığı endişe yüzünden otuzlu yılların sonunda hissedilmeye başlan- mıştı. öngörü doğru çıkmış, Türkiye, NATO'nun üyesi olarak Kafkaslar karşısındaki setin kana- dı olmuştu. ••• Yıl 1999. Berlin Duvan'nın lOyılönceçökme- siyle başlayan süreçte, yeryüzündeki iki blok- tan biri, ardından da Sovyet imparatoriuğu or- tadan kalkmıştı. Sovyetler'in yerini alan yeni re- jim, Bağımsız Devletler Topluluğu formülüyle Kafkaslar'ı ve Orta Asya'daki Türk cumhuriyet- lerini yine denetim altında tutmak istiyor, ama bu konuda büyük güçlükleıie karşılaşıyordu. 2000'e 1 kala, Moskova Kafkaslar'da zorlanı- yor, Çeçenya savaşını bahane ederek bölgede- ki varlığını güçlendirmeyeçalışıyordu. Belki de, olayı Çeçenya'nın da ötesinde, büyük petrol rezervierini banndıran bölgede, Kafkas savaşı olarak görmekte yarar vardı. Orta Asya cumhuriyetleri ise, kendi doğal ola- naklannı değeriendirerek, Moskova'ya karşı da- ha bağımsız bir çizgi izleyebilmek için, Anado- lu'yu Batı'ya açılan bir kapı olarak görüyorlar- dı. ABD'nin Bakû-Ceyhan boru hattına candan destek vermesi, bunu yaşama geçirebilmek için ağıriığını koyması ve Clirrton'un önce VVashing- ton'da, sonra da Ankara'da Türkiye'nin Avras- ya misyonunun altını çizen konuşması işte böy- le bir ortamda yapılabiliyordu. Böyle bir dönemde, Anadolu'nun Kafkaslar karşısındaki konumunun 80 yıllık gelişimini anımsamakta yarar var. 53 kişi bekliyor Meclis 15 yıldır ölüm cezalarııu onaımyor ANKARA (Cumtauriyet Bürosu) - Yargıtay'm "idam cezasını" onadığı Abdullah Ocalan'ın fezlekesi TBMM'ye iletümesi durumunda 38. dosya olacak. TBMM'de halen 53 hûkümlü hakkında verilen 37 idam dosyası bekliyor. TBMM'de idam dosyalan bekleyen mahkûmlar şunlar: Seyfettin Uzundiz. Bekir Gedik. Nizamettin Özoğlu, Mehmet Sait Dayan, Sinan Yîğit. Halil Yüdınm, Taner Keleşpğju. Ali Osman Köse. Rabbena Hanedar, Hasan Şabingöz, Ali Nazik, Mıınıt Kartağ, İsmail Özdemir, Coşkun Öztürk, Hasip Mehmet Atay, Mehmet An, EkremGökçe, Kadir Şahin. Mürsel Girgin, Selami Özcan, Aziz Varkan, Nadir ŞenoL, HaMIGûneş, Erol Özpolat, CelalAtalayr Birsen Güngören, Yaşar Akan. Cüneyt Erengül, Adil İnandı, Mehmet Pesci. İbrahim Çınar, Cemal Çakmak, Kemal Gömi, Süleyman Güney, Burhanettin Duman, Aslan Kay, AU Azakh, Mustafa Namh, Aü Sezgin. Çağatay ÇelikeL Abdurrahim Akalp, Mehmet Fidancı, Mehmet Sıddık Biçer. Ali Teke. Yusuf Akbaba, Türkan İpek, Mehmet Darga, Celal Türk, Salih Gün, Zübeyir Paksoy, Yusuf Çabuk. Mehmet Babük. Zekeriya Aydın. Ocalan'a öliiııı cezası onandıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yar- gıtay 9. Ceza Dairesi, Ankara 2 No'lu DGM'nin Abdullah Öcalan hakkında verdiği ölüm cezası karannı usul ve esas yönünden yasalara uygun bularak oybir- liğiyle onadı. Daıre Başkanı Demirel Ta- vil'in 2 dakika içinde son bölümünü oku- duğu 37 sayfalık gerekçeli kararda, Öca- lan'ın sa\r unmalannda kendisi tarafindan kurulan PKK terör örgütünü sevk ve ida- re ettiğini kabul ettiği anımsatılarak öıgû- tün eylemlerinin terör eylemleri olduğu konusunda kuşku bulunmadığı vurgulan- dı. Kararda, Öcalan'uı Imrah'dayargılan- masının Türk hukuk mevzuatına uygun olduğu kaydedildi. Gerekçeli kararda, devlet güvenlik mahkemelerinin suçun iş- lenmesinden sonra kurulmuş olan "özel mahkeme'' olmadıgı belirtilerek suçun, DGM'nin görev alanına girdiği, bu ne- denle yargılamanın DGM'de yapılması- nın doğal olduğu kaydedildi. Sanık avu- katlannın gözaltına alınış biçimine itiraz- lannın, sonuca etkili göriilmediği gerek- çesiyle reddedildiği belirtildi. Dosya Ankara DGM'ye gidecek Yargıtay 9. Ceza Dairesi"nin Başkanı Demirel Tavil, üyeler Şerif En»L Süley- man Erkan. Fatma Yüksek Karadeli ve Ahmet Şükhi Dağu'dan oluşan heyet ta- rafından verilen karann açıklandığı otu- ruma Cahit Torun başta olmak üzere mü- dahil avukatlar. yakınlan ıle Öcalan'ın avukatlan Niyazi Bulgan, Doğan Erbaş, Hamza Yıhnaz ve Aydın Oruç katıldı. Şe- hit yakınlannın bulunduğu orta kapıdan giriş yapmayan sanık avukatlan, arka ka- pıdan içeri alındılar. Temyiz istemini görüşen Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin verdigi gerekçeli karar ile davaya ilişkın ^3 klasör. karar açıklan- dıktan sonra Yargıtay Cumhuriyet Baş- savcılığı'na iletildi. Başsavcılık dosyayı yasal süreç gereği karann infazı için An- kara DGM Başsavcılığı'na gönderecek. 'İmralı'da yargdama yasal' Kararda, CMUK uyannca, kamu düze- ni ve sanığın can güvenliğinin sağlanma- sı açısından duruşmalann imralı Ada- sı'nda yapılmasının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek sanık ile vekillerinin konuşma ve görüşmelerine bir sınırlama getinlmediği. esas hakkındaki mütalaaya karşı diyeceklerinin sorulduğu, son sözün sanığa verildiği, bunlann tutanağa geçiril- diğinin belirlendiği kaydedildi. Kararda, mahkemelerin bağımsızhğı ile hâkimlik teminatını güvence altına alan hükfhnlere aykın olarak idarenin mahkemeyi etkılediği ıddiasını doğrular nitelikte bilgi ve belgeye rastlanmadığı vurgulandı. Kararda. Öcalan'ın. Türkiye'ye toprak- lannın bir kısmını silahlı mücadele yo- luyla devlet idaresinden ayırarak bu böl- gede, "Marksist-Leninist ideolojiye daya- lı ayn bir Kûrt devleti kurmak amacıyla oluşturulan silahlı terör örgütü PKK'nin kurucusu ve en üst düzey sorumlusu" ol- duğu belirtildi. Ceza indirimi yok Kararda, yerel mahkemenin eylemleri- nin yoğunluğu ve sûrekliliği;, bebek, ço- cuk, kadm, ihtiyar aynmı gözetihneden binlerce insanın öldürülmüş olması, bu eylemlerin ülke için ciddi, yakın ve büyük tehlike oluşturması, ceza adaletinin sağ- lanması bakımından hak ve nesafet kural- lannı da göz önünde tutarak ceza indiri- mini öngören TCK'nin 59. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar ver- mesinin yerinde bulunduğu kaydedildi. Kararda. "Sanıguı kurucusu ve iideri olduğu PKK'nin terörist bir örgüt oldu- ğu, uygar dünya millederi tarafından be- nimsenen konferans ve södesmelerk ka- bul ediküği gibi yargı kararlanyla da be- Briendiği* belirtildi. "Hukukideğerlendinne'* bölümünde, anayasa, Avrupa Güvenlik ve lşbirliği Konferansı (AGÎK) senedi, Insan Hakla- n Evrensel Beyannamesi. Paris Şar- tı'ndan alınülarla da uluslararası belgele- re gönderme yapıldı. TCK'nin 125. maddesinin yasa koyu- cunun gösterdiği gerekçeye göre, "Devtet topraklarmı ve>a bunlardan bir kısmını yabana bir devletin hâkimiyetine tabi tut- makveyadevktin istiklalini azaltmak kas- tına matuffüDer ve devletin hâkimiveti al- ünda bulunan bir toprağı anavatandan ayırmaya matuf fiiUeri" içerdiğınm belir- tildıği kararda, "TCK'nin 125.maddesin- deki suçun faili 'kımse' dir. Bu nedenle bu suçun birTürk \atandasi tarafından işlen- mesi şart değüdir. Yabancılann da bu su- çu işlemeleri mümkündür" denıldi. Ka- rarda, sanık avukatlannın TCK'nin 168. maddeye ilişkın savunmalan konusunda şu değerlendirme yapıldı: •*Sanığın kurduğu PKK örgütünün \~a- him olan olaylan, sanığın emir ve talimat- lan ile fiilen gerçekleştirmiş olması karşı- sında TCK'nin 168. maddesinin sanık hakkında uygulanmasına imkan bulun- mamaktadır. Sanığın. bu maddenin uygu- lanmasuıda bizzat silah kullanması şart ohnayıp meydana gelen olay lann sonuçla- nndan sorumlu olması da yasa gereğjdir." Mahkemenin asken hâkim üyesinin ye- rine duruşmalan başından beri izleyen hâ- kimin heyete katılımı ile yargılamanın sürdürülmüş olmasının ilgili kanunun ge- çici 3. maddesindeki, "Bu kanunun yav> m tarihinden önce DGM'de görübnekte olan davalara kaldığı yerden devam otu- nur" hükmüne uygun olduğuna işaret edildi. Daire Başkanı Demirel Tavil'in olcu- duğu karann son bölümü ise şöyle denil- di: "Toplanan deüller. karar yerinde ince- lenip sanığın kurucusu veen üst düzey so- rumlusu bulunduğu silahh çete nitetiğin- deki örgütün ülke topraklanndan bir kıs- mını devlet hâkimiyetinden ayınp bu böl- gedebağımsız, ayn bir devlet kurmak şek- lindeki amaana vönelik olarak vahamet an eden olaylann fiilen gerçekleştirilme- si için emir ve talimat verdiğinin sübutu kabul w eylemlerin amaç. suçun işlenme- si doğrultusundaki örgütsel bağlnık ile ül- ke genetindeki organik bütünlüğüne göre somşturma sonuçlanna uygun şekilde vasfi tayin edilmiş, savunması inandına gerekçelerlereddcdilmiş.incelenen dosj^- ya nazaran verilen bükümde bir isabetsiz- lik görülmemis olduğundan. sanık \ekfl- lerinin temviz dilekçeleri ile duruşmalı in- celeme sırasuıda ileri sürdükleri \e yerin- de bulunmayan temyiz itirazlanıun reddi ile resen de temyize tabi olan Şanlıurfa ili Halfeti üçesi Ömerti Köyü Cılt no: 029-01, Ali sıra no: 18, Bire% sıra no:13"te nüfusa kayıüı Ömer oğlu Lveyş'ten olma 14 NH san 1947 asd, 14 Nisan 1949 tahsis doğum- lu Abdullah Öcalan'uı ölüm cezası ile ce- zalandınlmasuıa dair hükmün, tebiiğna- medeki düşünceye uygun olarak onanma- sına, 22 Kasım 1999 gününde oybirliğiye karar wriWL" PKK lideri hakkmda verilen idam karannın Yargrtay 9. Ceza Dairesi'nce de onanması şehit yakınlannca sevinçle karsılandb. Yargıtay'm karannı sevinç gözyaşlanyla karşılayan bir grup, Hüsnü Öndül'ü tartakladı Kararı, IHD'yi basarak kuüaıııa ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Abdul- lah Öcalan hakkında verilen ölüm cezasının Yargıtay tarafından onanmasını sevinç göz- yaşlanyla karşılayan bir grup şehit yakını, Insan Haklan Derneği'ni (İHD) basarak ge- nel başkan Hüsnü Ondül'ü tartakladı. Öndül saldın sonucu yaralaıurken, baskın sırasuıda derneğin genel merkezi tahrip edildi. tHD Genel Merkezi'ni basan şehit yakınlannm başında, Abdullah Çam'nın da avukatı olan müdahil avukatlardan Şevket Can Ozbay y- er alıyordu. Özbay, tmralı'daki dunışmalar sırasında sanık avukatlannı hedef alan ağır hakaretleri nedeniyle hukukçular tarafindan tepkiyle karşılanmıştı. Yargıtay'daki Öcalan duruşması için Yar- gıtay binası, Kızılay ve çevresinde yoğun gü- venlik önlemleri almırken, şehit yakınlan da sabah saatlerinde toplanmaya başladı. Şehit yakınlan "Sayın Başbakan Ece\it katil Apo'nun asümasına sizin aceleniz yokmuş a- ma şehitailelerininacelesi var" yazüıpankart taşıdılar. Bastn mensuplan ve şehit yakınlannın bi- na önündeki bekleyişi sürerken Yargıtay Baş- kanı Sami Seiçuk dışan çıkarak gelişmeleri izledi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin onama karannın dışanda bekleyen şehit yakınlanna ulaşmasmın ardından bahçedeki aileler se- vinç çığlıklan attılar. Şehit yakınlan, "Yaşa- sın adalet", "Şerefsiz ölecek. şehider güle- cek","Vur vur inlesin, Avrupa dinlesin" slo- ganlan attılar. Yargıtay bahçesindeki bir ağa- ca temsili idam ipi asan bazı şehit yakınla- n, ellerinde bayraklarla ağaca tırmandılar ve terör örgütünün başı Öcalan'ın resminin bu- lunduğu bir pankartı ipe geçirerek ağaca as- tılar. Şehit yakınlan, Başbakanlık'a yürüye- rek, Başbakan Büknt Ecevit'i ziyaret etmek istediler, ancak güvenlik güçleri ailelerin ran- devusu olmadıgı için buna izin vennedi. Yargıtay binasınm önünden Anıtkabir'e yürüyen şehit yakınlan, TBMM'nin önünden geçerken "MecHs klamı onayta", Genelkur- may Başkanlığı'nın önünden geçerken de "Türkive sizinle gurur duyuyor" sloganlan attı. Anıtkabir'e giden şehit yakınlan, Ata- türk'ün manevi huzurunda saygı duruşunda bulundular. Saygı duruşunun ardından Mi- sak-ı Milli Kulesi'ne geçildi. Şehit aileleri adına, şehit annesi ve lstanbul Şehitler Der- neği Genel Başkanı Şencan Bayramoğhı Anıtkabir Özel Defteri'ni imzaladı. Şehit ai- leleri daha sonra buradan otobüsleTİe MHP Genel Merkezi'ne gittiler. tHD'yebaskm Karann onanmasmdan sonra bir grup şe- hit yakmı da siyah çelenk bırakmak üzere tHD Genel Merkezi'ne gitti. Genel merkezde kapıyı bir polis memuru- nun açmasmın ardından içeri giren şehit ya- kınlan, bazı eşyalan tahrip ettiler, daha son- ra Hüsnü Öndül'ün bulunduğu odaya yönel- diler. Burada Öndül'ü tartaklayarak yarala- yan grup, siyah çelengi içeri fırlattıktan son- ra genel merkezden aynldı. Olay sırasuıda kapıyı açan polis memuru, kapıyı açıp açmama konusunda Öndül'e da- nıştığını. başkanm kapmın açılmasını iste- mesi üzerine açtığını söyledı. Çağdaş Hukukçular Dernegi Genel Başka- nı AB Ersin Gür. yaptığı açıklamada, 30-40 kişilik bir grubun İHD Genel Merkezi'ni ba- sarak. genel başkan Öndül'ü tartakladığını kaydetti. Saldırganlann dernekteki eşyalan ve camlan kırarak maddi zarar verdiklerini belirten Gür. şu görüşleri dile getirdi: "Bu saldın, ülkedeki tüm insan haklan sa- vunuculanna karşı yöneltilmiş bir şiddet ve yıkhrma eylemidir. L'manz ki. bundan sonra bu tür saldınlara meydan verilmez." Dev Maden-Sen Genel Başkanvekili T«y- fun Görgün ve ÖDP Ankara il örgütü de bir açıklama yaparak olayı kınadı. Şehiüikte dua Öcalan hakkında verilen ölüm cezasımn Yargıtay'ca onanması, tstanbul'daki şehit aileleri arasında da sevinçle karşılandı. Havanın soğuk ohnası nedeniyle Edirne- kapı Şehitligi'nde toplanan az sayıdaki şe- hit yakını, operasyonlarda hayatını kaybe- den Mehmetçikler için dua ettiler. Yargı- tay'm karannm bu şekilde olaca&na inan- dıklannı belirten şehit yakınlan, Ocalan'ın idama adım adım yaklaşmasının, acılannı her geçen gün biraz daha hafiflettiğini bil- dirdiler. TIKNOKTASIIORAL ÇALIŞLAR [email protected] Kürt sorununun çözümünden yana olan bir Kürt aydını geçen gün şunlan söylemişti: "Şuanda en iyi durum, Öcalan'ın Türki- ye'de olması. Çünkü işin içine başka devletlerin girmesi müm- kün değil. Sorun ülke içinde çö- zülebilir. Böyle bir çözüm de Türklerle, Kürtlerin ülkenin gele- ceğini birlikte kurmalan için yeni danaklar yaratır." Geçen hafta, Avrupa Konse- yi'nin merkezi Fransa'nın Stras- bourg kentindeydim. Işkenceyi Önleme Komitesi'nin kuruluşu- nun 10. yılı etkinlikleri nedeniyle çok sayıda ünlü hukukçu ve in- san haklan savunucusu da ora- daydı. Onlarla Türkiye üzerine konuşma olanağı bulduk. Öca- lan davasını dikkatle izledikleri anlaşılıyordu. Özellikle AGİT zir- vesi nedeniyle Türkiye'ye olan il- gileri daha da artmıştı. Herkesin ortak kanaati, Türki- ye'nin Helsinki zirvesinde aday üyeliğe kabul ediiecegi yönün- deydi. Ancak diyorlardı, Türkiye bazı küçük jestler yapabilir, bu da Türkiye'yi savunanlann elini güçlendirir. Herkes, 25 Kasım'da Ocalan Karannın Sonrası açıklanacak olan Ocalan karan- nı da bekliyordu. Beklenti, Türki- ye'nin bu cezanın infazını yap- mayacağı mesajının verilmesi yönündeydi. Çünkü, artık Avru- pa'da ölüm cezasını yasalannda bulunduran ülke kalmamıştı. He- le, Öcalan davası gibi bir siyasi davada böyle bir uygulamaya gitmeyi onlara anlatmak müm- kün değildi. önceki gün karardan önce, öcalan karannın nasıl sonuçla- nacağını soran uluslararası basın kuruluşlanna, bu karann Yargı- tay'da onaylanacağını tahmin ettiğimi söylemiştim. Yurtdışın- da genel beklenti, karann açık- lanmasının erteleneceği yönün- deydi. Halbuki, hukuki sürecin böyle yürüyeceği başından bel- liydi. Önemli olan siyasi süreçti. Öcalan davasında, yargısal süreç bir anlamda sona erdi. Ka- rann düzeltilmesi yönünde baş- savcılığa sanık avukatlannın her zaman yeniden başvurma hak- lan otsa da bunun sonuç verme- sini pek mümkün görünmüyor. O zaman, beklendiği gibi bugün- den itibaren artık siyasal süreç başlıyor. Siyasal sürecin içinde tabii ki Avrupa insan Haklan Mahkemesi'nin, dosyayı isteyip inceleme da hakkı var. Türkiye, altına imza attıgı sözleşmelerle bunu kabul etmiş durumda. Za- ten Başbakan'da bu yönde dav- ranılacağını başından itibaren vurguluyor. ••• Çocuktannı yitirmiş ailelerin gösterdiği tepkiyi anlamak ve onlann çektiklerinin, acınının bo- yutunu kavramak için ille de ço- cuğumuzu yitirmiş olmamız ge- rekmiyor. Aileler anlaşılabilir, a- ma sorumsuz siyasetçi anlaşıla- maz ve kabul edilemez. Kimse- nin, insanların acılarının üzerin- den politika yapmaması gerekir. Hele idam gibi bir karann uygu- lanmasını içeren çok taraflı bo- yutlan olan ve siyasi yönleri öne çıkan bir davada, dikkatli ve özenli davranmak gerekiyor. Günlerdirgazetelerde, birikti- dar partisinin seçilmiş milletve- killerinin ve hatta bakanlannın çeşitli öldürme daylanndan yar- gılandığı, bir kısmının hüküm giy- diği haberleri yer alıyor. Böyle bir ortamda, özellikle de bu partinin milletvekillerinin hem de bu da- valann sanık ve hükümlüsü olan milletvekillerinin, toplumdaki kamplaşmayı kışkırtmayı hedef- leyen açıklamalan ve karan bir sömürü konusu haline getirmek istemeleri insanı açıkçası ürkütü- yor. Kimse geçmişten ders çıkar- mıyor. Türkiye, binlerce evladını iç çatışmalarda yitirdi. Herkes bundan zarar gördü. Evet bazı- lan bu kamplaşmanın kaymağı- nı bugün yiyor olabilirler, ama unutmasınlar ki kendileri de 12 Eylül askeri darbesinden sonra, cezaevinde yaptıklarından piş- manlık duyduklannı söylüyorlar, darbecilere alet olduklannı itiraf ederek günah çıkarmaya çalışı- yorlardı. Parlamenter rejim, Türkiye gi- bi iç dengeleri henüz yerine otur- mamış ülkelerde her an sıkmtı- larla karşılaşabilir. Türkiye, Avru- pa Birliği'nin kapısında işte bu tür engelleri de aşacak yeni bir sürece hazırlanıyor. Bunu idam- lar yaparak ve iç gerilimi arttıra- rak başaramaz. 15 yıllık büyük acılann ardın- dan, Güneydoğu'da sular duru- lurken, halk biraz rahatlamışken, ölüm ve acı uzaklaşırken, yeni çatışmaları kışkırtacak sorum- suzluklardan kaçınmak gereki- yor. Türkiye, bugün eğer elinde- ki olanaklan iyi değedendirirse, çok önemli yeni atlımlan başla- tabilir. Öcalan davasını da bu yö- nüyle değerlendirmek ve dikka- timizi bu yönde yoğnulaştırmak zorundayız. Türkiye'yi sıradan bir üçüncü dünya ülkesi yapmak isteyen geri tavırian aşıp yeni çağa ha- zırlanacak bir siyasi çizginin he- saplan içine girmenin zamanı çoktan geldi, geçiyor bile.... Vural Savas 'Boşvuru olursa inceleriz' ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu)-Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin Ankara 2 No'lu DGM'nin AbduBah Öcalan hakkında verdi- gi "ölüm cezasT kara- nnı oybirliğiyle ona- masının ardından kara- nn infaz edilip edılme- yeceği TBMM'nin bu konuda çıkaracağı ya- saya ve bu yasanın Cumhurbaşkanı tara- fmdan onaylanmasına bağlı. Türkiye'nin AB üyeliği içinadayhğınm açıklanması beklenen Helsinki zirvesi öncesi infaz sürecinin uzatıl- ması için Öcalan'ın Avrupa tnsan Haklan Mahİcemesi'ne (AtHM) yapacağı baş- vurunun dikkate ahna- cağı beiirtiliyor. Öca- lan'ın avukatlanndan Niyazi Buldan. karar düzeltme isteminde bulunacaklanm bildir- di. Yargıtay Cumhuri- yet Başsavcısı Vural Savaş da başvuru olma- sı durumunda incele- yeceklerini söyledi. Yargıtay 9. Ceza Da- iresi'nin Öcalan hak- kındaki idam karannı onamasının ardından hüküm kesinleşti. Öca- lan'ın olağanüstü ka- nun yolu olarak bilinen "karar düzehme" iste- minde bulunma hakkı var. Bu istemin önce- likle Yargıtay Cumhu- riyet Başsavcısı Savaş tarafindan kabul edil- mesi gerekiyor. Tebliğ- namesinde karann onanmasını isteyen Sa- vaş, karar düzeltme is- temini kabul ederse bu isteme deaynı daire ba- kacak. Savaş, karan düzeltme istemini red- dedeTse iç hukuk yol- lan tamamlanacak. Karann onanmasıy- la birlikte infazm ger- çekleştirilip gerçekleş- tirilmeyeceğine siyasi- ler karar verecek. Ana- yasanın "TBMM'nia görev ve yetkfleri" baş- lıkh 87. maddesi "-anahkemelerce veri- lip kesinleşen ölüm ce- zâlannın yerine getini- mesine karar vermek" hükmünü öngörüyor. TBMM'deki süreç ise içtûzüğün 92. madde- sinde şöyle anlaühyor "Öiümcezaianhak- kndald kesinleşm^ mahkemekararlarmm yerinegetirümesine âa- ir Başbakanbk yazdan esas komisyoa olarak Adalet Komisyoau'na havale edilir. Adalet Komisyomı bu yazıyı inceleverek cezanın ye- rine getirilmesinin onaylanması \çya onay- laBmaması yönünde bir kanun metni hazır- lar. Komisyoniar ve ge- nel kurul mahkemeka- rarmıdeğiştiremezkrf Karann infaz edilip edilmeyeceği TB- MM'nin bu konuda çı- karacağı yasanın Cum- hurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından onaylanmasına bağlı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle