25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 KASJM 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA J. U-K. kultur@ cumhuriyet.com.tr 15 51 yıl öncesinin Türkiye'sinde bir 'facia'ya dönüşmüş Varlık Vergisi rezaletinin filmi 4 Bizbn gâyurdan neyimiz eksik?' En iyi film başta olmak üzere 5 Altın Portakal (En lyi Erkek Oyuncu: Uğur Polat. Müzik: Tamer Çıray, Sanat Yönetmeni: Mustafa Ziya Ulkenciler ve Montaj: Mevlut Koçak) ödülü kazandıgı Antal- ya'da göremeyip ancak bu hafta İstanbul'da seyre- debildiğimiz, Tomris Giritn'oğlu'nun 'SalkımHa- lunvm Taneteri', yaklaşık yanm yüzyıl öncesinde geçen, kimi hüzünlü aşk hikâyeleriyle sanp sarma- lanmış, etkileyici, dokunaklı bir 'dönem filmi' çık- tı. Yakın tarihımizin şimdiye dek hasıraltı edilmiş, görmezden gelinmiş, ulusça hep birlikte azınlık- lann 'sennaye birikimine' sulandığımız, utanç ve- rici olaylanndan birine. zorlu 194O'lı yıllann '.Na- zi özentisi' Varlık Vergisi uygulamasına kamera tu- tuyor 'Salkım Hanım' tkinci Dünya Savaşı'nm büyük ekonomik sıkıntıya soktuğu, mahrumiyet Tür- kiye'sini o dönemde yönetenlerce yürürlüge kona- rak Müslüman olmayan TC vatandaşlannı perişan eden, varlıktan yokluğa savuran. kimilerini zorun- lu iç sürgüne yollayıp kimilerini de yurtdışına ka- çirtan, 'ülke mozaiğini parçalayan', giderek tam bir 'faciaya dönüşen' Varlık Vergisi 'nin, on yıl ka- dar sonra 1950'lenn Demokrat Parti döneminde pat- lak veren birbaşka 'facia'nın. 6-7 Eylûl Olaylan'nın yolunu açtığı da ileri sürülebılir. Özetle, ülkemizde Alman sempatisinin arttığı 1940'lı yıllarda hükümet zoruyla dayatılan bu Var- lık Vergilerini ödeyebilmek ıçin mallannı-mülkle- rini alelacele ve değerlerinin çok altında satmak zo- runda kalan Rum-Ermeni azınlıklann yerini Müs- lüman firsatçı-vurgunculann aldığı, 'sermayenin el degiştirdiği", nice ocaklann söndüğû, parçalandı- ğı ama hep unutturulmak istenmiş bir acılı döne- mi fon alarak, kanlı canlı insan manzaralan sunan ve birtakım kınk aşk hikâyelerini görüntüleyen bu etkileyici film. artık kimi tabulann kınldığını da ömekliyor yeni bir yüzyıla hazırlanan sinemamız- da. Bizzat tanığı olduğu, Cumhuriyet tarihimizin yanm yüzyıl öncesine gömülmüş bu dramatik ve karmaşık sürecinin yazılmasını başka romancıla- ra önerdikten sonra oturup kendisi kaleme alan, film- de de kısa bir politikacı rolünde görünen, ANAP Milletvekili Ydmaz Karakoyunlu'nun ödüllü ro- manına dayanan. Etyen Mahçupvan-Tamer Baran imzalı, sağlam, esaslı bir senaryodan çekilmiş film, azınhkJara reva gördüğümüz zulmü, alabıldiğine ınsancıl bir yaklaşımla ve iç sızlatan görüntülerle yansıtıyor beyazperdeye. Bir gece vakti Haydarpaşa Gan'ndan~. ., Birbirinden şık ve seçkin birtakım bayanlarla baylann boy gösterdiği, süregelen savaşırfekönö-' mik bir darboğaza soktugu tek parti hükümetinin aldıgı önlemlerin sohbet konusu edildiği bir zen- gin konağındaki görkemli bir parti görüntülerinin ardından, 1943'ün Istanbul'unda bir gece karanlı- ğında, Haydarpaşa Gan'na kafıleler halinde getı- rilen ve uğurlamak isteyen yakjnlan, askerlerce engellenen birtakım ezik, süklüm püklüm insan- lann trenlere doldu apar topar sürgüne postaJanma- lanyla başlıyor 'Salkım Hanım'uı Taneteri' Son- ra 1 yıl öncesine yapılan birgeriye dönüşle fılmin karakterlerini tanımaya koyuluyoruz: Niğde-Aksa- Yönetmen: Tomris Giritlioğlu / Senaryo: Etyen Mahçupyan, Tamer Baran / Kamera: Yavuz Türkeli / Müzik: Tamer Çıray / Sanat Yönetmeni: Mustafa Ziya Ulkenciler/ Montaj: Mevlut Koçak / Kostüm: Sevim Çavdar, Ayşen Akdeniz / Oyuncular: Zafer Algöz, Güven Kıraç, Kamuran Usluer, Derya Alabora, Uğur Polat, Zuhal Olcay, Hülya Avşar, Murat Oaltaban, Nurseli Idiz, Kenan Bal, Defne Kayalar, Yavuz Bingöl / 1999 Avşar Film (VVB) Kadrosu çokiyi seçilmiş filmdc L'ğur Polat, Zafer Algöz,Güven Kıraç performanslanyla sK riJiyoriar. Zafer Algöz, göz koyduğu Halit Bey'in metresi Zuhal Oteay'ı sonunda kürkle baştaıı çıkanyor. ray'dan tstanbul'a göç ederek birkaç yıl öncesin- den bu taşı toprağı altın kente kapağı atmış olup han-hamam sahibi, Mardınli paşazade Halit Bey'in (Kamuran Ushıer) yanında çalışan, daha doğrusu çoktan güvenini kazandıgı, insan sarrafı Halit Bey'in yardımcılığmı yapan, memleketlisi Bekir'in (Güven Kıraç) yan'ına sığınan görgüsüz. kabasaba ama gözü yükseklerdeki köylü kurnazı Durmuş'la (Zafer AlgÖz). ona soğuk, mesafeli duran kansı, Hü- seyin Rahmi'nin romanlanndan haberdar, Niğde- li esnaf kızı Nimet (Derya Alabora). Halit Bey'in, geçmişiyle sorunlu, aklı gidip gidip gelen ve hem- şire gözetiminde bir bakımevine yatınlan güzel kansı Nora (Hülya Avşar). Para, gûç, zenginlik kimdeyse^bnâ ^ariâşSı ^e "S(AdârP 1 soılrâ^fSi* r Bey'in metresi olarak konağa posru seren. kenar mahalleden yetişme sosyete gülü, paragöz. 'ruhu fataişe' Nefise (Zuhal Olcay). Nora'nm, kumaş sa- tan, eniştesinin muhasebesine de bakan, peygam- ber gibi kardeşi, Durmuş-Nimet çiftinin ev bulma- sına, Bekir'le ortak dükkân açmalanna da yardım eden, hep kaderine razı, mütevekkil, halim selim, kibar ve zarif Levon (Uğur Polat). Bekir'in Halit Bey'in hanında bulduğu hamal- lık işine burun kıvınp parasını gasp ettiği bir mu- temedın istemeden ölümüne neden olan, cin fikir- li kocasınm yine karanlık bir dümen çevirdiğini an- layan Nimet tarafindan evden kovulan Durmuş'un. pavyonlara, konsomatrislere takılması, Bekir'le or- tak dükkân açması. aynlması, Varlık Vergisi kur- banlannın mallanna. yabancıya gitmesin bari di- yerek pişkin pişkin el koymasıyla süregelen yük- selişi, sonunda lcürkçü dükkânına düşürdüğü Ne- fıse'yi (aslında. benzeri Nefise'dir onu fetheden) de elde etmesine. Halit Bey'in konağına da sahip olmasına vanyor. Halit Bey'in Üsküp göçmeni dedesi tzak Efen- di'nin sonradan Müslüman olup Mardin'e yerleş- tiğini (nasılsa) öğrenmiş Durmuş'un ihbarıyla 'dön- me' Halit Bey'in de Varlık Vergisi'ne tabi olarak Aşkale-Erzurum'un yolunu tutup karakışta kayın- biraderi Levon'la müzisyen Artin'Ie (Murat Dal- taban) buluştuğu, karda kışta tren raylannda kaz- ma-kürek salladığı, Nora'sına kavuşmak amacıy- lakarlararasındakaybolup Levon'un kollanndado- narak can verdiği, Nora'nın da tstanbul'da öldüğü filmde, bahtsız kan-kocanın cenazeleri paralel v e- riliyor. Sermayenin eldeğiştirdiği karanlık yıflar Film süresince çakan flash back'lerle. Halit Bey'in kısırlığı sonucunda soyunun devamı tehli- keye giren. kayınpederi Zabit Paşa tarafından te- civifte flgradfgını \fc kSfiyı Bşü'«üğ6n*a%*hgf- mız Nora'ya, kocasmca hediye edilmiş uğursuz birgerdanlıktan adını alıyorfılm ve uvarlandığı ro- man. Bekir'in, yaptıklannın hesabını sormaya gel- diği konakta robdöşambrh Durmuş tarafından, sır- ündan vurulduğu finalde, salkım salkım değerli taş- larla bezenmiş gerdanhk dağılıp yerlere saçılıyor ve taşlan Nefise gibilerce araklanıyor, sürgün ka- ran kaldınlıp Levon, Artin, ve diğerlen. Aşka- le'den 'kaybedilmiş bir dünvaya geri dönmek' üze- re Istanbul yolunu tutarken. Edebi uyarlamalara tutkun yönetmen Tomris Gi- ritlioğlu'nun, bu kez gerçekten 'kurşun gibi ağu-' bırdönemin havasını ve atmosferini başanylayan- sıtan, canlı bir anlatım tutturarak geniş seyirci yı- ğmlanna ulaştığı, sarsıcı bir klasık dram boyutla- nna eriştiği 'Salkım Hanım'uı Taneleri'nın. senar- yosundan dekor-mekân kullanımına, yeryergörün- tülere cuk oturmuş müziğinden (Tamer Çurvy adı- na dikkat) düzeyli oyunculuğuna kadar son dönem sınemamızın yüz akı niteliğindeki başanlı bir ürü- nü olduğu rahatlıkla ileri sürülebilir. Genelde turistik ve çarpıcı görüntü peşindeki, sö- zümona yenilikçi, aslında gişeye ve genelgeçer modalara bağlı. popüler sinemacılann basmakalıp filmlerinin tersine, Fınaldekı çoban hediyesi kaval- la çalınan. asker-sürgün hep birlikte söylenen 'Sa- n Gefin' türküsü bölümü gibi kimi yoğun duygu patlaması sahnelerini de içeren 'Salkım Hanım'uı Taneteri'nin en iyi yabancı film Oscar'ını kazan- masına da pek şaşırmam doğrusu. "Bizirn. gâvurdan neyimiz eksik. elini uzatıp al- masını bileceksin" dıyen. rakıdan fiski'ye atlayan, hırslı. gözü doymaz bir Durmuş yorumuyla be- yazperdeye merhaba diyen Zafer Algöz'den herza- mankı düzeyini yakalamış Derya Alabora ya. en iyi erkek oyuncu Altın Portakal'ına layık görülen Uğur Polat'tan nefis bir Nefise kompozisyoou ci- zen Zuhal Olcay 'a, yıllann ICamuran Usluer'inden p ahrtnarrt&ın ycııi keşff Murat D&ttabab'a kadar bütün oyuncu kadrosunun akıldayer etügı. yoğun ınsancıl, derinlikli, düşündüriicü, iz bırakan bu dram, insancıl özü ve ölçülü biçili biçemiyle kuş- kusuz mevsimin önemli yerli filmlerinden biri so- nuçta. Ufak tefek kusurlan biryana, dedelerimızin, ba- balanmızın karanhkta birakıp unutmayı. unuttur- mayı yeğlediği, yeni kuşaklarca pek bilinmeyen or- tak bir ulusal utancın özrü olarak ya da günah çı- karma niyetine herkese saJık verilecek bir epik 'Salkım Hanım'ın Taneteri'. Kibarsoyguncununyeni haliNicedir fragmanını izlemekten helak olduğumuz bu film, yaşı tutan sinemaseverlerin hemen anımsayacağı, en parlak dönemlerindeki Steve McQueen'le FayeDunaway'ın unutulmaz bir çift oluşturduğu, Kanadalı yönetmen Norman Jovison'un ülkemizde 'Kibar Soyguncu' adıyla gösterilmiş, 1968 yapımı, ünlü filmi 'The Thomas Crovvn Affair'in yeniden çevrimi. Usta kameraman HaskeU Wexler'in kimi yerde perdeyi ikiye, üçe bölen başanlı görünrüleriyle, Jewison'un sonradan çokça taklit edilen biçimciliğiyle anımsanan 'Kibar So\guncu'nun yıllar sonra karşılaştığımız bu yeni 'Re- make'i, aslının yanına bile yaklaşamıyor. Ancak aynı yemeği ısıtıp ısıtıp önümüze sürmesi ve yedirmesi de öteden beri anlı- şanlı Amerikan sinemasına mahsus bir beceri, bilindiği gibi. Son dönemde 'Zor Ölüm 1-2', 'Kızıl Ekim', 'Son Kahraman" gibi temposu hiç düşmeyen, gişesi bereketli fılmleriyle aksiyon türündeki uzmanlığını kanıtlamış, son kuşak Hollywood yönetmenlerinden, 1951 New York doğumlu John McTiernan, bu kez hız- hareket ve heyecanın yanı sıra romantizme de yelken açıyor, Jewison klasiği orijinal filmin 'biraz değiştiriuniş' hali niteliğindeki bu 'tkili Oyun'la. Konusu kısaca, istediği her şeye sahip, bir eli yağda bir eli balda, kadın düşkûnü ve heyecan tutkunu. sırf zevk için müzeden paha biçilmez bir Monet tablosu çahveren, New Yorldu bir dolar milyoneri - pervasız kibar hırsız Thomas Crown'la (James Bond'luk adeta üstûne yapışmış Pierce Brosnan), peşine düşmüş kadın sigorta dedektifi Catherine Banning'in (Rene Russo) kovalamacası olarak özetlenebilecek 'tkûı Oyun', Rene Magritte'in tanmmış melon şapkalı adam resmine dayanan kimi buluş ve numaralarla renklendirilip çekici kilınmaya çalışılmış. Sonunda meydan okuyabileceği, dişli (hatta erkek gibi!) bir rakip bulan kibar soyguncuyla sigortacı kadının ilişkisine dayanan 'ikiH Oyun', fazla bir şey ummadan, salt vakit geçirmek ve eğlenmek adına izlenebilecek, cilalı, şık ve kof bir konfeksiyon sineması örneği. Resim meraklısı için belki ilginç olabilir (rni?) The Thomas Crown Affair / Yönetmen: John McTiernan / Senaryo: Leslie Dixon, Kurt VVimmer / Kamera: Tom Priestley / Müzik: Bill Conti / Oyuncular Pierce Brosnan, Rene Russo, Denis Leary, Faye Dunaway/1999ABD (UIP) Kibar soyguncu Pierce Brosnan, peşine düşen sigorta dedektifi Rene Russo'yla sonunda mercimeği finna veriyor. YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... The Theory of Flight- Mutlulufla Uçuş Bugün gösterime giren ve yönetmenliğini Paul Greng- rass'ın, başrolleriniyse Helena Bonham Carter, Ken- neth Branagh ve Gemma Jones'un üstlendiği "The Theory of Flight-Mutluluğa Uçuş" sorunlu bir genç kızla ona bakmakla görevlendirilmiş yetişkin bir erkek arasındaki arkadaşlığı hikâye ediyor. Sigorta şirketini dolandırmaktan mahkemeye düşe- rek, hapishaneyi boylayacağına şansının yüzü- ne gülmesiyle sadece 120 saatlik bir sosyal hiz- met cezasına çarptınlan sınirli sanatçı Rkhard Hopkins'le (Kenneth Branagh), Jane (Helana Bonham Carter) adındaki, bir kaza sonucunda tekerlekli sandalyeye mahkûm olmuş, engelli, içe dönük bir genç kız arasındaki sıradışı iliş- kiyi konu edinen "The Theory Of Ffight-Mut- hıluğa Uçuş"ta, farklı kökenlerden gelen bu ikı insanın hayalleri ve gerçekleri nasıl paylaştık- lan vurgulanıyor. Bu lngiliz yapımı, modern aşk filmi. sinemaseverlere Paul Grengrass adın- daki yeni, yetenekli bir yönetmeni tanıtıyor. men Mustafa Alboklar'ın dördüncü filmi "Asansör" de bugün gösterime giren yeni fılmler arasında dikka- ti çekiyor. Filmde Mustafa Uğurlu, televizyondakı reality show programıyla ünlenmiş bir TV yapımcısı ve sunucusu- dur. Aldığı bir e-mail mesajının sahibiyle tanışmak üzere bilmediği bir adrese gidip eskı bir apartmanın an- tika gibi asansörüne biner ve tam dördüncü kata ula- şacakken ansızın duruveren asansörde mahsurkalır. Düğ- melerle oynayınca yanm metre kadar düşüveren asan- sör kabinindeki adam attığı yardım çığlıkJanna cevap alamaz, ama ansızın kabinın karşısındaki kapı açıhr ve "Ne bağınp duruyorsunuz orada?" diyen bir kadın (Arzu Yanardağ) eşıkte belirir. Ve adamın asansördeki dört günlük tutsaklığı böy- lece başlar. Deep Blue Sea /Mavi Korku Asansör Başlıca rollenni Mustafa Uğurlu, Arzu Yanar- dağ,Cem Özer,DemetŞener, Funda Barm. Nur- seli İdiz ve Burak Sergen'in paylaşüğı, yönet- 19901ı yıllarda "Die Hard 2 - Zor OHim 2", "Cliff- hanger-Dağa" gibi fılmleriyle parlayan, Holly- vvood'un aksiyon-gerilim uzmanı yönetmenle- nnden, Skandinav asıllı Renny Harlin'in. Sa- muel L.Jackson. Saffron Burrows, Thomas Ja- ne, Michael Rapaport, Jacqueline Mckenzie ve Stellan Skarsgard gibi oyunculan yönettıği son filmi "Deep Blue Sea',"Mavi Korku*' adıyla gös- terimde. Filmde mako türü köpekbalıklannın DNA'la- nyla oynayıp beyin dokulan üstünde araştır- malar yaparak doğa dışı yeni bir tür yaratmayı amaçlayanlann tıbbi deneylerinde meydana ge- len bir kaza felakete yol açıyor. Sonuçta. köpek- balığından, insan eliyle yaratılmış yeni bir ca- navar ortaya çıkacaktır. "Deep Blue Sea-Mavi Korku", sualtında ge- çen, modern bir gerilim aksiyonu olarak türün meraklısına çekici gelebilecek gösterişli özel Arzu Yanardağ ve Mustafa Uğurlu, Altoklar'ın 'Asansör'ünde. e f e k t l i b i r Amerikan yapımı. KEDİGOZU VECDİ SAYAR Hangisi İnsan? Sinemalarda yeni bir Amerikan filmi var "Içgüdü". Tüm mesleki yaşamını gorilleri incelemekle geçir- miş, sonunda cinayetten hapse düşmüş bir bilim adamının öyküsünü anlatan yapım, Anthony Hop- kins gibi usta bir oyuncunun varlığı sayesinde izle- yicinin dikkatinden kaçmayacaktır umanm. Ama, ben gene de kedilere duyunmakta yarar görüyorum. "Içgüdü", insanlık durumu üstüne bir film. Uygar- lığın insanoğluna neler verdiğini ve ondan neler gö- türdüğünü tartışıyor. Kuşkusuz bu temayı ele alan ne ilk film bu, ne de sonuncusu olacak. Ama, ele aldığı soruna ihanet etmeyen yaklaşımı ve sistemin zaferi ile noktalanmayan olay örgüsü, "lçgüdü"yü tipik bir Hollyvvood yapımı otmanın ötesine ulaştınyor. Film- de, yan yana yer alan çeşitli temalar var. "Içgüdü", bilim adamının etik sorumluluğu, kariyertutkusunun yol açtığı yozlaşma, kişisel yaşam- mesleki yaşam çatışması, insan doğasında şiddetin yeri, "modern" yaşamın insan denen hayvan üzerindeki etkileri üze- rinde düşünmek oJanağı venyor ve izleyiciye "Ben na- sıl bir yaşam sürdürüyorum; bu yaşamın bana sağ- ladığı olanaklar, feda ettiğim değeriere değer mi?" sorusunu sorduruyor. Tabii, kendini sorgulama yete- neğini bütün bütün kaybetmemiş olanlara. "Uygar" dünyanın "ehlileştirdiği" insanın dramı olarak datanımlanabilir "Içgüdü". Salt mesleki birtut- ku ile yaklaştığı gonllerın dünyasını keşfettikçe o dün- yaya hayranlığı artan ve sonuçta onlarla birlikte ya- şamaya başlayan bilim adamı, aslında "hayvan "ı de- ğil, "insan"\ yeniden keşfetmekte, "uygar" dünyanın koyduğu bu ikilemi tersyüz etmektedir. Nedir ki, uygariık dediğimiz? Genç psikiyatristin de- diği gibi, bir "oyun" mudur? Birtakım yanılsamalara (ilüzyonlara) dayanan bir oyun? Kendimizi özgür say- dığımız anlarda bile bu oyunun sınırlan içinde tutsak olabilir miyiz? "Tmman Show", "EdTv" gibi filmler- de de sorulan bu soruyu, bir adım ötesinde götürü- yor "Içgüdü". Sistem tartışmasını, insan-doğa çatış- ması ile bütünleştirerek gündeme getiriyor. Sistemin "manipüle ettiği". çıkarlanna alet ettiği "birey"\ ger- çek kimliği, doğal içgüdüleri ile yüzleştiriyor. Ne ka- dar "determinist" görünürse görünsün, umut'u dış- lamıyor. "Sıstemden kurtuluş yokturi" mesajı yerine, mücadele gerekliğini vurguluyor Sistemin dışına çıktığı için, "uygariık düşmanı" ve "katil" olarak damgalanan bilim adamı, bu ilginç dos- yayı "incelemek" ve belki de bu konuda bir kitap yazmak -böylelikle pastadan, yani sistemden daha büyük bir parça koparmak- üzere onu konuşturma- ya çalışan genç meslektaşını köşeye sıkıştırdığında sorar: "Neyiniyitirdiğinisanıyorsun şuan?° Genç psi- kiyatrist, önce "Özgüriüğümü"d&r. Ama, sonuçta doğru yanrtı bulur: "Yanılsamalanmı". Genç bilim adamı, o an, gerçeği kavramaya baş- lamıştır. Önüne sunulan yaşam biçiminin sahteliğini, yanlışlığını, sistemin ona benimsettiği "değer"\enn ne denli anlamsız olduğunu fark etmiştir. Gerçek özgür- lükten ne denlı uzaklaştığını, doğaya ne denli yaban- cılaştığını görmeye başlamıştır. O andan itibaren ya- şama bakışı, davranışlan değişir. Başkalannın da bu gerçekle yüzleşmesi için çaba göstermeye başlar. Ne var ki, "sistemle mücadele kolay bir iş değil- dir. Sistem (bunu bir devlet yapısı olarak da görebi- > fcsiniz, tar hapishane yönetimi de) kendisini sorgu- layanlan, topluma belletilen değeryargılannı sarsma- ya çalışanları affetmez. Çünkü, düzenin devamı, bu "oyun "un sorgulanmamasına bağlıdır. Gerçek katil- lerin "insan" maskesi ardında egemenhkJerini sürdür- meleri için, başkaldıranlara "katil" yada "hayvan'yai- tası yapıştırmak yeterlidir. Neyin "insanlık", neyin "hayvanlık" olduğunun tartışmaya açılması, asla uy- gun bulunmaz. Dünyanın içine düştüğü durumdan, insanlara, hay- vanlara, kısacası doğaya "hükmetme" hırsını sorum- lu tutan "Içgüdü "nün yaratıcılan, hükmetme hırsının, insanı nasıl zavallı hale getirdiğini bir kez daha anım- satıyor. Acaba, kendilerini hem "uygar" hem de "in- san" olarak tanımlayan ve kurulu düzenin "sahip"\e- ri olarak görenler mi daha insan, yoksa doğa ile uyum içinde -elbette o "insan "lann izin verdiği ölçüde var- uklannı sürdürmeye çalışan "hayvan"lar mı?.. Neder- siniz, sorgulamaya değmez mi? Bu satırlan yazarken, televizyon aracılığı ile tanık olduğumuz bir insanlık dramı geliyoraklıma. Tıpkı film- deki bilim adamı gibi, en doğal içgüdüsünün gereği- ni yaparak, haklannı ve "ailesini" korumaya çalışan bir genç kıza, "anarşist, provokatör" diyebilen bir yetkiliyi nasıl tanımlamalı? Yabancı Rlm Oscarı'mn aday adaylan belli oldu • LOS AJVGELES(AFP)- En tyi Yabancı Film Oscan'na aday filmler belli oldu. Türkiye'den Tomris Giritlioğlu'nun 'Salkım Hanımın Taneleri' adlı filminin katıldığı seçmede yer alan-filmler şöyle: Jean- Pierre Dardenne kardeşlerin yönettiği, AJtın Palmiye ödüllü 'Rosetta' (Belçika), Alexander Sokurov'un yönettiği 'Maloch' (Rusya), Majid Majidi'nin yönettiği 'Tannnın Rengi' (tran) ve Pedro Almodovar'm bol ödüllü filmi 'Annem Hakkında Her Şey" (Ispanya). Avrupa Rlmleri Festivali bugün İzmip'de H Kültür Servisi- 5. Avrupa Filmleri Festivali, son durağı olan Izmir'e bugün geliyor. Fransız Kültür Merkezi'nde gerçekleşecek olan film gösterimleri 1 Aralık'a dek sürecek. Festivalin 'Bir Oyuncu' bölümünde Tuncel Kurtiz'in rol aldığı filmler gösterilecek. 'Avrupa'nın En lyileri' bölümünde Ettora Scola'nın 'Balo', Lers von Trier'in 'Salgın', Zoltan Fabri'nin 'Cehennemde Iki Devre', Milos Forman'ın 'Bir Sanşının Aşklan', Krysztof Kieslowski'nin 'Kör Talih' ve Jacques Tati'nin 'Bay Hulot'un Yaz Tatili' adlı filmler yer alıyor. Çek sinemasmın usta yönetmeni Jiri Minzel, üç filmlik toplu gösterisiyle katılıyor festivale. 'Avrupa Avrupa' bölümünde ise 'Ned Divin'i Diriltmez', "Araba Camı Yıkayıcılannın Türküsü', 'Sekal Ölmeli', 'Simon Magus', 'Bana Hayal Kurduğumu Söyle' ve 'Sokak Çocuklan' adlı filmler gösterilecek. BUGÜN • İDSO'nun Akxander Rahbari'nin yönetiminde 19.00'da AKM'de vereceği konsere Ida Kavafian (keman) ve Peter Wiley (viyolonsel) solist olarak katılacak. Konserde Brahms'ın keman ve viyolonsel için konçertolan ile 4. senfonisi seslendirilecek. (251 56 00) • AVUSTURYA KÜLTÜR OFİSlnde 19.30'da Ana Nedeljkovic (keman), Noam Yögev (korno) ve Anika Vavic'ten (piyano) oluşan 'Korno Üçlüsü' John Harbison. Mozart, \\blfgang Pircher ve Brahms'ın yapıtlannı yorumlayacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle