Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2i KASIM 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Hükümet, üçlü kararname gerektiren üst düzey atamalarda bin'e yakın kadro değişikliğine gitti
Bürokraside kadro depremiEMÎNE KAPLAN
BVNU SALMAN
ANKARA- Hükümetın iş başında bu-
lundugu 6 aylık sürede üçlü karamame
gerektiren üst düzey atamalarda 1000'e
yakın görev değişikliğine gittiği belir-
lendi. Atamalarda Koray Aydın yöneti-
mındeki Bayındırlık ve lskân Bakanlığı,
Ahmet Kenan Tannkulu yönetimindeki
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Osman
Durmuş yönetimindeki Sağlık Bakanlı-
ğı öne çıktı. MHP'li bakanlıklarda
ANAP'lı kadrolann bile tasfiyesi biçi-
minde kadrolaşma hareketi yaşanıyor.
Uzun yıllardır muhafazakâr kadrolann
görev yaptığı Tanm ve Köyişleri Bakan-
lığı'nda partili MHP'lilerin partisiz
MHP'lilere tercih edıldiği kadro düzen-
lemelerine gidiliyor. Hükümet, yaklaşık
400 bin kışinin kazandığı memur sına-
vından sonra alınmak üzere açıktan ata-
nacak 30 bin yeni kadroya onay verdi.
DSP-MHP-ANAP koalisyon hüküme-
Kadrolaşma
tinin kadrolaşma hareketi, bürokraside
depreme dönüştü. Hükümetin, yalnızca
üçlü karamameyle atanabilen müsteşar.
müsteşaryardımcısı, genel müdür, genel
müdür yardımcısı, bağımsız daıre baş-
kanlığı ve il müdürlüklerinde yapılan gö-
rev değişiklikleri sayısının 1000'e ulaş-
tığı öğrenildi.
Bu saptamanın içinde KlT'lerin üst
düzey yöneticilerinin de yer almadığı be-
lirtildi. Kadrolaşmada Bayındırlık ve Is-
kân Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ile Ta-
nm ve Köyişleri Bakanlığj'nın ilk sıra-
larda yer aldığı bildirildi. Ust düzeydeki
atamalardan bazılan şöyle:
Müsteşarlar: DPT Müsteşan Orhan
Güvenen'ın yerine Akın tzmirlioğlu
atandı. Dış Ticaret Müsteşan Yavuz Ege
istifaya zorlanarak, yerine Müsteşar Yar-
dımcısı olan Kürşat Tüzmen getinldi.
Devlet Istatistik Enstitüsü Başkanı Ömer
Gebizlioğlu'nun yerine Şefık Yddızeii ge-
tırildi. TOKJ BaşkanlığVna KamfllJğur-
lu atandı. Hazine Müsteşan Yener Dinç-
men'in emekliye aynlmasının ardından
Ziraat Bankası Genel Müdürü SdçukDe-
minüp müsteşar oldu. Denizcilik Müs-
teşarlığı'na Mustafa Korçak getinldi.
Turizm Bakanlığı Müsteşarlığı'na
ANAP'tan aday olup seçilemeyen eski
Gelirler Genel Müdürü NevzatSaygıboğ-
lu atandı. Içişleri Bakanlığı Müsteşan
YahyaGûr Ankara Valiliği'ne atanırken,
bu göreve Saim Çotur getirildi. Bayındır-
lık ve lskân Bakanlığı Müsteşarlığı'na
Hacettepe Üniversitesi Ankara Meslek
Yüksekokulu öğretim görevlisi, eski
MHP Genel Sekreter Yardımcısı AM Hd-
vaa atandı. Sağlık Bakanlığı Müsteşan
Sürcyya Adanalı'nın yerine Haluk To-
kuçoğlu getirildi. Sağlık Bakanlığı Tef-
tiş Kurulu Başkanhğı'na Giran Şahin'in
yerine Kamil Serdaroğlu atandı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlı-
ğı Müsteşan Ahmet Şağar Başbakanhk
Müsteşarlığı'na atanırken, yerine Fıkri
Şahin getirildi. Sanayi ve Ticaret Bakan-
lığı Müsteşarlığı'na Hikmet Cemfl Ak-
kutay atandı. Çe\Te Bakanlığı Müsteşar-
lığı'na DSP'den Ankara Büyükşehir Be-
lediye Başkanhğı'na aday olup seçile-
meyen Doğan Taşdelen getirildi.
Müsteşar yardımcılan: Hazine müs-
teşar yardımcılıklanna KİT Genel Mü-
dürü Ayşe Dönmezer ile Sigortacılık Ge-
nel Müdürü Teoman Kerman atandı. Ta-
nm ve Köyişleri Bakanlığı'nın 5 müste-
şaryardımcısı değiştirilerek, RızaRenç-
beroğlu, Ahmet Civelek, Mehmet Alkan,
VedatL'zunlu,BekirÖztürkatandı. Sağ-
lık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Se-
Dem Köylüoğlu görevinden alındı. Çev-
re Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı'na
Sağlık Bakanlığı APK uzmanı Gûney
Sezgin Çakırer getirildi. DPT müsteşar
yardımcılan FaikÖztrakıle YavuzAnn-
soy görevlerinden ahndılar.
Konya'dan mılletvekili seçilen Devlet
Bakanı Mehmet Keçeciler. Istanbul Hal-
kalrda 50 milyon dolarlık hayali ihracat
ve kara para soruşturması ile Kombas-
san'm da aralannda bulunduğu çok sa-
yıda önemli soruştunnanın altında imza-
sı bulunan Teftiş Kurulu Başkanı Erde-
ner Demirağ'ı görevinden alarak Güm-
ANAP'lı Taşar
MHP'ye isyan etti
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - MHP'li bakanlık-
lar ve bağlı kuruluşlardaki
kadrolaşma, hükümet ortağı
ANAP'ı bile isyan ettirdi.
ANAP grubunda, başta Sa-
nayi veTanm Bakanhğı'nda
olmak üzere yürütülen
MHP'li kadrolaşma sert
eleştirilere yol açtı. ANAP
Genel Başkanvekih Musta-
fa Taşar, bazı bakanlıklarda.
" koalisyon ortağı olmanın
devlette eşit sonımluluk ve
görev paylaşımı olduğu unu-
hılarak" kadrolaşma gayre-
tine gidildiğini, bu durumun
bürokrasiyı durma noktasına
getirdiğini belirterek isim
vermeden hükümet ortağı
MHP'yiuyardı.
ANAP grubu, Genel Baş-
kan Mesut Yümaz'ın Anka-
ra dıştnda olması nedeniyle,
Genel Başkanvekih Mustafa
Taşar'ın başkanlığında top-
Bayındırlık
Şube
müdürüne
iki tayin
ADANA (Cumhuri-
yet Güney tlleri Büro-
su) - Sağlık Bakanlı-
ğı'ndan sonra Baym-
dırlık Bakanlığı'ndada
kadrolaşmaya giden
MHP. Adana Bayındır-
lık Müdürlüğü üst yö-
netimini tamamen de-
ğiştirerek MHP'lileş-
tirdi.
İl Müdürü ile birlik-
te beş şube müdürü.
yurdun değişik yörele-
rine sürüldü. Yerlerine
de süiülen yöneticile-
rin daha önce yanJann-
da çalışan MHP eği-
limliler atandı.
Proje Şube Müdürü
Ata Bügiç ise şimdiye
dek benzeri görülme-
dik biçimde bir sürgûn
operasyonuna kurban
edildi. Bakanlığın per-
sonel dairesinden yir-
mi dört saat arayla çi-
kanlan iki atama em-
riyle henüz bilinmeyen
bir yere sürüldü.
landı. Grubun basına kapalı
bölümünde söz alan Edime
Milletvekili Evren Buhıt,
Ordu Milletvekili Şükrü Yü-
rür ve lstanbul Milletvekili
Emre Kocaoğlu, tanm bir-
likleri ve kredi kooperatifle-
rinin çıftçi alacaklannı öde-
memesinden yakındılar.
Şükrü Yürür ise başta Fisko-
birlik olmak üzere birçok
üretici birliği ve tanm kredi
kooperatiflerinde isim ver-
meden MHP kadrolaşması
olduğunu belirterek bunun
durdurulmasını istedi.
Daha sonra basına açılan
grupta söz alan Mustafa Ta-
şar, isim vermeden MHP
kadrolaşmasına dikkat çek-
ti. Son aylarda bazı bakan-
lıklarda yapılan atamalar ve
sürdürülen kadrolaşma gay-
retlerinin bürokrasiyi huzur-
suz etme boyutunu da aşma-
ya başladığını belirten Taşar,
birçok bürokratın bu neden-
le görevlerinden kopma aşa-
masına geldiğini vurguladı.
Taşar, "Lrvakat, birikim ve
beceri ölçütleri dikkate ahn-
madan. görevlerinden uzak-
laşünlan bürokratlann yer-
lerine,fiyakatvebiriküne ba-
kılmaksızın yapılan atama-
lar, devlet bürokrasisini çaln
şamaz ve üretemez aşamaya
getirTniştir" dedi.
Koalisyon olmanın dev-
lette eşit sonımluluk ve gö-
rev paylaşımı olduğunun
ÇtZMEDEN YUKARI MUSA KART
ZİYARET SIRASI KIŞTA!..
ğını kaydeden Taşar şunlan
söyledi:
"Atamalana, kamu yara-
n ve hizmet gerekleriyle ilgi-
li olduğu konusunda ciddi
şüphelerimiz ve bu şüphele-
ri bizdedoğuranciddi örnek-
lerimiz vardır. Sayın bakan-
lardan ve hükümetten daha
duyarb olmalanıu,bürokra-
side esmeye başlayan huzur-
suzluk havasına daha fazla
mahal vermemeleri husu-
sunda duyarlı olmalannı
beknyoruz" dedi.
ANAP'ın hükümet ortağı
olmakla birlikte ayn bir par-
ti olduğunu ve oy olarak di-
be vurmasına karşın halkm
çözüm için gördüğü tek ka-
pı olduğunu savunan Taşar,
kendisinin de Tanm ve Kö-
yişleri Bakanı olduğu 55.
hükümetin icraatını övdü.
Cemal Enginyurt partisinin bakanlanndan yakındı
MHP'de atama tartışınası
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Kadrolaşma nedeniyle eleştirilere he-
def olan MHP'nin kendi içindeki kav-
galar büyüyor. Sağhk Bakanı Osman
Durmuş'u atamalan nedeniyle dövme-
ye kalkan Çorum Milletvekili Vahit
Kayna'nın ardından Ordu Milletveki-
li Cemal Engınyurt da. bakanlan "ken-
di memieketlerine yönelik icraat yap-
makla" suçladı. Isteklerinin dikkate
ahnmadığını belirten Enginyurt, "Ba-
kan olmak size özeUik katmaz. Seçim
bölgelerinde bakanlan savunmakta
güçlükçeldvoruz" dedi.
MHP'nin geçen haftaki grup toplan-
tısından sonra kulise çıkan Çorum Mil-
letvekili Kayncı ile Sağlık Bakanı Dur-
muş arasında kavga yaşanmıştı. Kayn-
cı, bazı atamalan nedeniyle suçladığı
Durmuş'a küfurler yağdırmıştı.
MHP'nin dünkü grup toplantısının ba-
sına kapalı olan bölümünde, gündem
dışı söz alan Ordu Milletvekili Engin-
yurt partisinin bakanlanna sert çıktı.
"Çalma etin kaptsını. çalarlar kapuu"
diyen Enginyurt'un, bakanlann kendi
isteklerinı dikkate almadıklannı belir-
terek şöyle dediği öğrenildi:"Bakanla-
nmız ne \ azık ki bizimle ilgilenmiyor, is-
teklerimizi dikkate alnmorlar. Bunlar
btrim şahsi isteklerimiz değil, tam tersi
teşkilatlardan ve vatandaşlardan gelen
istekler. tcraadanmzda kendi memle*
kederinizi öne çıkarmayın. İl başkanla-
n ve milleUekillerini din lemek \T dikka-
te almak zorundasınız. Bakan olmaksi-
ze özellik kazandırmaz. Orası kalıcı ye-
riniz değil. İcraadannızla ilgili bize bil-
gi vermelisiniz ki sizi seçim bölgelerin-
de sav unabilelim. ama şimdi savıınmak-
ta güçlük çekjyoruz."
Bahçeli'den Çiüer'e eteştiri
AGİT zirvesinde imzalanan petrol ve
doğalgaz boru hatlanyla ilgili projele-
rin Türkiye'nin başansı olacağını belir-
ten MHP Genel Başkanı Devlet Bahçe-
li, DYP lideri Tansu ÇUler'i eleştirdi.
Bahçeli, "Ülkemizidenemetahtası ola-
rak görenlerin, bu da yetmivormuş gi-
bi, partinûzedil uzatmayaçalışarak po-
litaka yapüğını zannedenlerin anlayıp
anlayamayacağı belli değüdir" diye
konuştu.
rük Kontrol Genel Müdürlüğü'ne atadı.
Genel müdür ve genel müdür yardım-
cılan: SSK. Genel Müdürü Kemal Oktar
görevinden alınarak yenne ZekaiOzcan,
Iş ve lşçi Bulma Kurumu Genel Müdür-
lüğü'ne Muzaffer Karakaş, Bağ-Kur Ge-
nel Müdürlüğü'ne Çevre Bakanlığı Müs-
teşar Yardımcıhğı'ndan tlker Başaydın
atanırken, Bağ-Kur Genel Müdürü Ni-
zamettin Temel Çalışma ve Sosyal Gü-
venlik Bakanlığı Müşavirliği'ne kaydı-
nldı.
MHP'ye bağlı olan Devlet Meteorolo-
jilşleri Genel Müdür Yardımcılığı'na ül-
kücü olarak bilınen Kredi Yurtlar Kuru-
mu Genel Müdürlüğü Ankara Bölge Mü-
dürlüğü Dikimevi Yurt Müdürü Omer
Yılmaz getirildi.
Özürlüler Idaresi Başkanı Mehmet
Özer görevinden alınarak yerine Abdul-
lah Kaplan getirildi.
DPT İktisadi Sektörler ve Koordinas-
yon Genel Müdür Yardımcısı Mehmet
AUlay planlama uzmanlığına kaydinldı.
Devlet Meteoroloji Işleri genel müdür
yardımcılan MehmetCebe-
d ve MehmetÇağlar görev-
lerinden alınırken, Cebe-
ci'nin yerine Müşavir HaHI
Kütahya, Çağlar'ın yerine
de Hava Tahminleri Dairesi
Başkanı Recep Yılmaz atan-
dı.
Gümrük Müsteşarlığı Av-
rupa Topluluğu ve Dış iliş-
kiler Genel Müdür Yardım-
cılığı'na Ihsan Koçer geti-
rildi. Türkiye Demir Çelik
Işletmeleri Genel Müdür
Yardımcısı MuhittinGüney
görevinden alınarak yerine
Hilmi Bener Acar atandı.
Türk Telekom Genel Mü-
dürlüğü'ne Fatih Yurdal ge-
tinldi. Posta Işletmeleri Ge-
nel Müdürlüğü'ne Dursun
Dağaşan atandı.
TEAŞ Genel Müdürü Ze-
ki Köseoğlu görevinden alı-
narak yenne Zafer Sel\i ge-
tirildi. Sağ kadrolann hâkim
olduğu BOTAŞ'ta da Yatı-
nmlar Grup Başkanhğı'na
V'ahap Alaca. Yatınmlar
Grup Başkan Yardımcısı
FuatCetepçi de BOTAŞ Ge-
nel Müdür Yardımcılığı'na
atandı. Başbakan Yardımcı-
sı Hüsamettin Ozkan Ce-
lepçı'nın uzaktan akrabası
olduğunu doğrularken, "be-
ninı vasıtamla hiçbiryere bir
akrabamı getirmem" dedi.
Bayındırlık ve tskân Ba-
kanlığı Teftiş Kurulu Baş-
kanı Akif Nazif Altunişler
görevinden alınarak bakan-
lık müşavirliğine kaydınldı.
Karayollan Genel Müdür
Yardımcıl ığı' na başmüfettiş
Münir Konak getirildi. Nu-
rettin Çelik, Karayollan Tef-
tiş Kurulu Başkanhğı'ndan
alınarak Yüksek Fen Kuru-
lu üyesi yapıldı.
Bayındirlık ve lskân Ba-
kanlığı Yapı Işleri genel mü-
dür yardımcılan Alparslan
tzer, Hilmi Gürbüz. Afet Iş-
leri genel müdür yardımcı-
lan Hamdi Kozacı, Muzaf-
fer Gedikli görevlerinden
alınırken, boşalan Afet Işle-
ri genel müdür yardımcılı-
ğından birine Atamer Sey-
men getirildi. Afet tşleri Ge-
nel Müdürlüğü'ne Rüçhan
Yılmaz atandı. Teknik Araş-
tırma ve Uygulama Genel
Müdür Yardımcılığı'na
Köksal Aktepe atandı. lller
Bankası Genel Müdürü
Emre Tekinbaş görevinden
alınırken yerine Çevre Ba-
kanlığı Çevresel Etki De-
ğerlendirmesi ve Planlama
Genel Müdür Yardımcısi tr-
fanönal getirildi. lller Ban-
kası Yönetim Kurulu üyele-
ri Vedat Baranoğlu, Haşim
Gök görevinden alındı.
IRMIKI AYDIN ENGİN aenginfa doruk.nettr.
Kimilerinizfarkındadır, birsürega-
zetenin çeşrtli sayfalannda göçebe
yaşadıktan sonra iyiden iyiye tüy-
düm ve "hane-i berduş " bir tembel-
liğin tadını çıkardim. Deniz kıyısında
eller cepte dolaşıp martılara ıslık çal-
dım; koruda sonbahan karşıladım;
at kestanesine kehribar sarısı yap-
raklannın ona pek yakıştığını anlat-
tım; kırmızı şarabın çinekop ızgaray-
la da içilebileceğine ilişkin iddialara
girdim; hatta arada endazeyi iyiden
ryiye kaçırıp bir haftalığına Japon-
ya'ya bile gittim.
Ama gördüğünüz gibi o tadına do-
yulmaz tembellik günleri sona erdi
veyeniden "kürkçü dükkânı"nday\z.
Kendimize bu kez kalıcı bir mekân
bulduk ve bu sayfaya taşındık.
Gazete yönetimi adeta ensemden
yakalayıp "Geç bakalım şu köşeye.
Bu kadar tembellik ve avarelik yeter.
Otur oturduğun yerde" dedikten
sonra ekledi, "Haftada altı gün ya-
zacaksın. Izin gününü saptamayı sa-
na bırakıyorvz..."
Çaresiz "lyi ki haftada sekiz gün
yazacaksın demediler" diye kendi-
Taşındık... Ve Kaşındık...
mizi avutup, çarşambayı izin günü
seçip, o günü de bir hafta sonraya
erteleyip bilgisayarın basına çöktük.
Yani taşındık ve kaşındık ve hoş
bulduk...
• • •
Tadı hâlâ damağımda olan tem-
bellik ve avarelik günlerinde neler ol-
du neler!
Saymaya kalksak, bu köşe değil,
bu sayfa yetmez.
Son birkaç hafta bile baş döndü-
rücü. Düşünün, Erol Evcil yakalan-
dı. Söylendiğine göre bülbül gibi öt-
tü. Gerçi o bülbülün şarkılannın bir-
kaç nağmesi dışındakiler medyaya
yansımadı ama olsun, adam öttü.
Ardından cinayetin tetikçisi Burha-
nertin Türkeş de enselendi. Anladı-
ğımız kadanyla o da bülbül kesilmiş.
Yakın dönemin pek çok pisliğinin
örtüsünü sıyırabilecek bu gelişmele-
ri sindirmeye zaman kalmadan Düz-
ce-Kaynaşlı hattında fay kükredi. 17
Ağustos derslerinden kimlerin sınıf-
ta kalıp, kimlerin sınavı geçtiği bir
kez daha ayan beyan oldu. Hepimiz
yeniden deprem öykülerine ve ek-
ranlarda "jeolog-sismolog-psiko-
log-kardiyolog-vanthlog savaşla-
n"nadalıpgitmişken bu kez de AGİT
gelip çattı.
Kendini dünyanın merkezi sanan,
iç politikanın labirentlerinde yolunu
ve aklını şaşırmak üzere bir toplum,
dünya siyasetinin doruklarında diz-
gin tutup, kamçı sallayan devlet ve
hükümet başkanlarıyla karşılaştı ve
tanıştı. Gerçi medya daha çok Clin-
ton eniştemizle Hillary yengemizin
el ele tutuşup karşılıklı göz süzme-
lerine ve Chelsea yeğenimizin kış
günü dondurma yalamasından Sa-
manpazarı'nda alışveriş etmesine
kadar bir dizi yaşamsal(l) aynntıya
daha çok yer verdi ama gene de Çı-
rağan Sarayı'ndan yankılanan "so-
runlann şiddet kullanmaksızın çö-
zümü, azmlık haklarının uluslararası
güvenceye kavuşturulması, terörün
nereden gelirse gelsin kesin reddi"
gibi düşünceler iz bıraktı... (Bu son
cümle fazla lyimser oldu. En iyisi
"...iz bırakmıştır inşallah" diyelim).
Aynca "Artıkyılan hikâyesine dön-
dü" deyip haberlerine göz bile at-
maktan vazgeçmeye hazırlandığı-
mız Bakû-Ceyhan petrol boru hattı
da aradan çıkarıhverdi. Dahası
AGlT'in yan ürünü olarak Kıbrıs kör-
düğümünün çözümü yolunda çok
ciddi adımlar atıldığı da belli oldu.
Yalnız bu adımların ne olduğu, işin
"neye ve kaça" bağlandığı anlaşıl-
madı...
Haa, bu arada DYP Büyük Kong-
resi toplandı ve Tansu Çiller yeni-
den genel başkanlığa seçildi.
(Birden anımsayamayanlar için
not: Tansu Çiller bir kadın politikacı-
mızdır. Yanılmıyorsam bir zamanlar
başbakanlık filan da yaptı. DYP ise
bir siyasi partimizdir. O da bir za-
manlar koalisyonlarda yer alacak
kadar büyükçe bir partiydi. DYP kı-
saltmasının açılmışına gelince...
Şeydir... Eeee... Yok onu çıkarama-
dım. Unutmuşum. Neyse bu aynntı
çok da önemli değil zaten).
Evet, "Anadolu'nun bağnndan
kopup geldikleri" söylenen kongre
delegeleri Özer eniştemizin eşi,
Mert ve Berk yeğenlerimizin anası
Tansu Çiller "bacımızı" yeniden ge-
nel başkanlığa seçtiler. Demokrasi-
mizin gelişmişliği üstüne de bizlere
mükemmel bir örnek sunmuş oldu-
lar.
. ' ••• ,' r '
Yani biz, boş gezenin boş kalfası
örneği sürterken yoğun günler geç-
ti; çok keyifli "gel de tırmıklama"
günleri yaşandı.
Ama ne gam... Olanı, olacağı ve
olayı bol bir ülkede yaşıyoruz. Nasıl-
sa önümüzdeki günler gebedir. Ol-
sa olsa "acep bunlardan hangisini
tırmıklamair sıkıntısı yaşanz...
Hoş bulduk ve elveda tembellik !
POLtTİKA GÜNLÜĞÜ
HtKMET ÇETİNKAYA
Lodos, Çocuklar, İşkence...
Onlan her akşam Kabataş'ta üst geçitte görü-
yorum...
En küçüğü 5, en büyüğü sanınm 12-13yaşında...
Ellerinde kâğıt mendiller...
Trafik akşam saatlerinde sıkışık...
Otomobillerin pencere camlarını vurup "Kâğıt
mendil alır mısınız?" diyortar...
Geçen gün saydım; tam on beş çocuktu, kızlı
erkekli...
Hem oyun oynuyoriar hem de kâğıt mendil sat-
mayaçalışıyorlardı...
Yaşamın derinliği içindeydiler, ama olup bitenle-
rin farkında bile değillerdi...
Kirrtdi onlar, okula gidiyorlar mıydı?
Içlerinde birisi vardı ki, artık birbirimizi tanımıştık.
San saçlan ve mavi gözleriyle nice acılan yüre-
ğinde toplamış gibiydi. Minnacık avuçlan arasında
tuttuğu kâğıt bir mendili uzatırken yine de gözleri-
nin içi gülüyordu...
Bir gün sordum:
"Okula gidiyor musun sen?"
Yanıtı "Hayır" oldu. Başını önüne eğdi. Utangaç
bir tavır içindeydi.
O çocuklann evreninde bir fotoğraf ortaya çtkı-
yor, Avrupa Birliği'nin kapısında bekleyen Türki-
ye'de bazı kesimlerin 'küreselleşme masalıyla' na-
sıl oyalandığını ortaya koyuyordu...
Bu çocuklara kim sahip çıkacaktı, onlan nasıl ko-
ruyup kollayacaktık?
Hep tartışılan konulardı bunlar, ama bir çözüm
yolu bulamıyorduk.
Istanbul'da hava lodosa dönüştü. Deprem kor-
ku suyla yaşayanlar karanlığın sisi içinde "acaba"
diyerek televızyonlannı açtı...
AGlT'le sevinen toplum, kendi değer yargılannın
dışında kalmayı 'çağdaşlık' sanıp demokrasiyi ve
insan haklannı 'onlar istedikleri' için yanm yama-
lak yapmaya kalkışan siyasal erkin yıpranmış kim-
liğini bile göremiyordu...
Trafik Kabataş'ta iyice sıkışmıştı...
Çocuklar üst geçittekı korkuluklardan kayıp, oto-
mobillerin önüne atlıyorlardı...
•••
Kabataş'ta kâğıt mendil satan çocuklar bir akşam
yıkjızının yalnızlığını ve hüznünü yansrtıyor...
O yalnızlığın ve hüznün içinde tılsımlı sevmeler
yok!..
Köşeye sıkıştınlan bir Türkiye ve bu coğrafyada
yaşayan, geleceğinden umutlu olmayan çocuklar,
gençler var!..
Işsizlik, yaşam pahalılığı, can güvenliği...
işkence, cezaevleri.
Demokrasi ve insan haklan...
Peki Kopenhag kriterleri nedir?
Önceki gece, bir televizyondaki magazin prog-
ramında mankenlere soruyorlardı:
"Kayseri, Türkiye'nin hangibölgesinde?.."
Güzel mankşn, "Vallahi babam Kayserili... Kay^
seri doğuda bir kentimiz..." deyip kahkahayı bası-'
yordu:
"Vallahi benim Iisede coğrafyam zayıftı..."
Bir toplum sözlü kültürden yazılı küttüre geçmez-
se onlara Kopenhag kriterleri filan vız gelirl.
Kayıp kuşaklar ülkesi olan Türkiye'de işkenceyi,
düşünceyi ifade özgürlüğünü de gelmiş geçmiş
cumhurbaşkanlanndan, başbakanlardan çok din-
ledik ve hâlâ dinliyoruz:
"Türidye'de işkence sürekli yapılmaz..."
Ya nasıl yapılır?
Burada değinmek istediğimiz şu: • •
Çürümüşlük, yozlaşma!..
Herkesin kendine göre bir demokrasi anlayışı
var...
Baksantz ya, Recai Kutan da demokrat, Tansu
Çiller de, Bülent Ecevit de, Devlet Bahçeli de...
Galibaen demokrat, Sağlık Bakanı Osman Dur-
muş...
O da, Dr. Asteğmen Necdet Güçlü'nün faşist-
lerce öldürülmesinden (1970) uzun yıllar aranmış,
Bülent Ecevit'in 1974 affıyla paçayı kurtaımış...
Şimdi, Güçlü'nün katili Ibrahim Doğan'la TB-
MM çatısı altındalar...
Kayseri'nin Türkiye'nin hangi bölgesinde olduğu-
nu bile bilmeyen güzel mankenimiz için 'demokra-
si' kavramının bir değeri olur mu?
• • •
Yazıyı bitirmiştim ki, foto muhabirlerimizden Ka-
an Sağanak, Sanyer'de bir gecekondu yıkımını iz-
lemekten dönmüştü...
Kaan, titrek bir sesle "Basın kartımm haline ba-
kın" dedi. Basın kartı yırtılmıştı.
Devam etti:
'Polis basın kartımı istedi. Gösterdim. Küfürede-
rekyırtb."
Toplumu hınç, öfke ve nefret sarmıştı...
Dışanda lodos vardı...
Ben, kâğıt mendil satan çocuklan, gerici faşist ku-
şatmayı, hem islamcı hem demokrat olanları, iki
yüztüleri, sahtecumhuriyetçileri, yurtseverleri, libe-
ralleri düşünüyordum...
Acaba haksız mıydım?
hikmet.cetinkaya(â cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Celiskili acıklamalar
'Sağlar'ı koruyoruz'
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Içişleri Ba-
kanlığı. eski Kültür Baka-
nı FikriSağlar'ın20Ma-
yıs 1999'dan bu yana ko-
runduğunu belirtti.
Sürekli tehditler aldığı-
nı belirten Fikri Sağlar'ın,
Içişleri ve Kültür bakan-
lıklannın korunma başvu-
rulanna yanıt bile verme-
diğini söylemesi üzerine i-
ki bakanlık da açıklama
yaptı. Bakanlık, Koruma
Hizmetleri Yönetmeli-
ği'ne göre koruma perso-
neli için gerekli aracın
Kültür Bakanlığı tarafın-
dan sağlanmak zorunda
olduğunu bildirdi.
Kültür Bakanlığı ise
böyle bir zorunluluğun
bulunmadığını ileri süre-
rek Fikri Sağlar'ın kendı-
sine verilen aracı beğen-
meyerek iade ettiğini sa-
vundu. Kültür Bakanh-
ğı'ndan yapılan yazılı
açıklamada şöyle denil-
di "Kendisinc ait birkaç
otomobili bulunan Sağ-
lar'ın bakanlık olanaklan-
nı bılmesine \e bu konuyla
ilgili olarak kendisine bilgi
verilmesine karşın bakan-
lığın koruma aracı tahsis
etmediğini: tek tek basın-
yayın organlannı gcwrek
anlatmasındaki manrık
anlaşılamamışdr."