18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 KASIM 1999 ÇARŞAMBA 10 DIŞ [email protected] 'Jest beUemiyoruz' Atina mesaj yolladı MURAT tLEM ATİNA-Türkiye ile Yuna- nistan arasındaki ilişkilerdü- ğümünü çözecek olan Hel- sinki zirvesi öncesi Atina 'dan önemli mesajlar geldi. Yuna- nistan Dış.işlen Bakanı Yor- go Papandraı. dün düzenle- dıği basın toplantisında, "Hd- sinld zirvesi öncesi arük Tür- kiye'den birjestbeklentisi îçin- dedeğiliz-dedı Papandreu, aralık ayında- ki Helsinki zirvesi önccsınde AB üyesi ülkelerle yoğun gö- rüşmeler sürdürdüklerine de dikkat çekti ve "Bu yeni po- Ktikamız çerçevesinde Türki- ye'den bir beklenti içinde de- ğifiz" ifadesinı kullandı. Karar kesin degil Zirveye Türk-Yunan iliş- kileri ve Kıbns sorununun çözümü konusundaki önem- ii birgörüşmelerzincıri ola- rak baktıklannı belirten Pa- pandreu, her iki konunun da Türkiye-AB ılişkileri çerçe- vesine dahil edilmesine ça- lıştıklannı söyledi ve "PoK- tikalarımızı bu konulara odakbdık" dedi. Zirvede Tütkiye'nin aday- lık başvurusuna evet mi yok- sa hayır mı diyeceklerinin henüz belli olmadıgını bir kez daha belirten Papandreu. *Biam tutumumuz zirveden sonra yayımlanacak bildiride yer alacakofcuı ^ünanistan 'm çıkartan ilc ilgili ifadelere bağ- lıoJacakür" Jcdı Batı Avrupa Birliği toplantısında Avrupa güvenlik kimliği tartışıldı CemMen uyarı: YetLd yoksa katkı da yokLUKSEMBURG(Ajanslar)-Ba- tı Avrupa Birliği'nin (BAB) Liiksem- burg'daki toplantısına katılan Dışiş- leri Bakanı İsmaflCem, Türkiye'nin, Avrupa Savunma ve Güvenlik Kim- ligi'ne (AGSK) yapacağı katkının, karar mekanizmasında verilecek yetkiyle doğru orantılı olacağını söyledi.tki gûn sûren ve dün sona eren BAB Konseyi toplantılannda, Birliğe tam üye ülkeler, ABD'ye daha az bağımlı kalarak Kosova ben- zeri operasyonlan yürütebilmek için gereken reformlan tartıştı. BAB Konseyi toplantılan sıra- sında basının sorulannı yanıtlayan Cem." AB yenibirçaksma ve düzen- leme içinde. Biziın dışımızda oiıışan bir hadise söz konusu" dedi. lsma- • BAB toplantısı için Lüksemburg'da bulunan îsmail Cem, Türkiye'nin, Avrupa Savunma ve Güvenlik Kimliği'ne, karar yetkisi ölçüsünde katkı sağlayacağmı vurguladı. il Cem, şöyle konuştu: "Bizimyaklaşıınımızsu.-ACSK'ye katkımı/ istenhor. Fakat biziın yet- kimiz ve karar mekanizmasındaki konumumuz ne ise katkunız da o öl- çûde olur. İyi niycdi bir yaklaşım sergiMyonız. Oluşum haündeki bir organizasyon söz konusudur. Bu or- ganizasyona ne kadar kanlırsak, o kadar katkmuzoiur" Türkiye'nin kararmekanizması dı- Sinda bırakılması gibi özel bir du- rumun olmadıgını belirten Cem, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu AB'nin iç mesetesi. Bir tek Türkiye değü, AB üyesi olmayan başka NATO üyesi ülkeler de var. Poİonya. Macaristan, Çek Cumhu- rneti. Norveç ve İzlanda bu kap- samda. Bu ülkelerin konumu ne ola- cak? Bu biam dtşınuzdaki bir olay. Bizden bir katkı isteniyorsa, ki iste- niyor, 'Bu karar mekanizmalannda konum ve yetkimiz ne ise o ölçüde katkunız olacak' diyoruz biz de." BAB üyesi ülkelerin savunma ve dışişleri bakanlan. iki gün süren top- lantılarda Avrupa Savunma ve Gü- venlik Kimliği'nin aynntılan üze- rinde tartıştılar. Avrupa ordusu Uzun vadeli Avrupa Ordusu pro- jesini de ele alan AB üyesi ülkeler, gelecek ay Helsinki'de yapılacak AB zırvesine savunmayla ilgili so- mut öneriler götürmeye çalıştılar. BAB uzmanlan, Birliğin, Koso- va benzeri operasyonlan NATO kat- kısı almadan yapabilmesinin müm- kün olmadıgını söylüyorlar. NA- TO'nun olanaklanndan yararlanıl- ması durumunda ise NATO üyesi olan Türkiye ve ABD'nin kararla- nnın ahnması gerekecek. ROMANO PRODİ: Türkiye'ye seferberlik gerekecek Dış Haberler Servisi - Avrupa Birliği Komisyonu Romano Prodi, Helsinki zirvesinden umutlu olduğunu, ancak adaylık konusunda alınacak karann iyi anlaşılması gerektiğini, Türkiye'nin bir şantiyeye dönüşeceğini ve toplumsal seferberlik gerekeceğini söyledi. Piyanist İdi Biret'in önceki gece Brük- sel'de verdiği konsere onur konuğu ola- rak katılan Prodi. konuşmasında Türki- ye'nin Avrupah bir ülke olarak hissedıl- diğini, yasanan deprem felaketinin Av- rupa'nın felaketi olduğunu, sorunlann Avrupa dayanışması içinde aşılması ge- rektiğini belirtti. 'Alınganlığa gerek yok' Prodi, Türkiye-AB ilişkilerinde kapı- lann zaten acık olduğunu, Helsinki zir- vesinin bunu perçinleneceğini umduğu- nu kaydetti. AB'de her şeyin yavaş, yavaş inşa edildiğini anlatan Prodi, Türkiye'nin algınganhk göstermeden, sabırla çahşmak durumunda olduğunu söyledi. Çocuklariçin işbirliğiçağnsı PRİŞTtNE(Ajanslar)- ABD Baskanı Bfll CKn- ttm, Türkiye'den başladığı A\Tupa gezisinin son durağı olan Kosova'da, etnik şiddete son verilme- si çağnsı yaptı. NATO operasyonundan 5 ay son- ra, bölgeye bir günlük bir ziyaret düzenleyen Clin- ton, Kosova'daki toplumlan, çocuklanna iyi bir gelecek kurmak için işbirliği yapmaya çagırdı. Uresovaç'taki bir spor salonunda halka sesle- nen ABD Başkanı, şunlan söyledî: "Yugoslavya Devlet Başkanı Slobodan Müoşeviç, hepinizden kurtularak Kosova'da kontrolü ele geçirmek is- tedi. Biz. buna' hayır' dedik. Savaşı biz kazandık. Anıa. bartşı ancak siz kazanabilirsiniz." ABD Başkanı Bill Clinton, Arnavutlara, Sırp- lara yönelik şiddet eylemlerine son vermeleri çağnsı da yaptı. Clinton, Arnavut liderler ve Ba- nş Gücü (KFOR) Komutanı General Klaus Re- inhardt ilede bir araya geldi. BIÇAK SIRTI EROL MANISALI AGİT, Kaîkasya ve Avrasya AGİT toplantısı bazı gerçeklerin yavaş yavaş ortaya çıktığını gösterdi. Ameri- ka Güney Kafkasya'ya damgasını vu- ruyor. Hazer çevresi, dünyaya dağrtıla- cak yeni petrolün ve doğalgazın odak noktası. Brzezinski ısrarla, "ABD Av- rasya'ya hâkım olamaz ise dünya dev- leti konumunu sürdüremez" diyor. Ve Amerika da bunun gereğini yapıyor Gü- ney Kafkasya'ya hakim otmak için önem- li adımlar atıyor, çünkü burası Avras- ya'nın kalbi. Doğu Bloku çöktükten sonra Doğu Av- rupa, Balkanlar, Ortadoğu ve Kafkas- ya'da ortaya çıkan "boşluklar" doldu- ruluyor: - ABD (ve Ingittere) 1991 'de Ortado- ğu'ya tam olarak yerteşti. - Doğu Avrupa, NATO'nun ve Avru- pa Birliği'nin içine alınıyor, denetimine giriyor. - Kosova krizi; ABD, ingiltere, Fran- sa ve Almanya'nın Balkanlar'a askeri olarak yerleşmelerine ortam hazırladı. - En kritik bölge olan Güney Kafkas- ya'ya da ABD yerleşmek istiyor. Öyle an- laşılıyor ki Rusya sadece Kuzey Kaf- kasya'da kalacak. Türkiye'siz olmaz. Amerika, G. Kafkasya'ya hâkim olmak için Türkiye'yi yanma almak zorunda Ba- kû-Ceyhan boru hattı veTürkmenistan doğalgazı projeteri, Türk-Amerikan be- raberliğinin gerekleri. Türkiye'nin bu pro- jeler için ABD desteğine ne kadar ge- reksınimi varsa Amerika'nın da G. Kaf- kasya'ya yerleşmek için Türkiye'nin iş- birliöine o kadar gereksinimi var. ABD (ve (ngiltere) bastınnca "konsorsiyum" içindeki petrol şirketleri çark ettiler ve Bakû-Ceyhan hattına döndüler. Ameri- ka'nın stratejik hesaplan, şirketlerin özel hesaplannın önüne geçti. Amerika Ortadoğu, Balkanlar veKaf- kasya'yı elinde tutarak petrol, doğal- gaz ve Avrasya'ya hükmedeceğini bi- liyor ve bunu da adım adım gerçekleş- tiriyor. Rusya'nın G. Kafkasya'ya in- mesinin önü kesiliyor. Bugün Çeçe- nistan, yann da eğer(gerekiyorsa) Rus- ya Federasyonu'nundiğerözerkbölge- leri Moskova'nın başını ağrrtacak. Bu, oyunun kuralı, oyun başkatüriü oynan- mıyor. Kuveyt'in işgali, Kosova bunalımı, Çe- çenistan'ın Moskova'ya başkakjınsı der- ken son sekiz yıl içinde Ortadoğu, Bal- kanlar ve Kafkasya'da güç dengeleri hızla değişiyor. Doğu Bbku'nun bırak- tığı boşluklar yavaş yavaş doldurulu- yor. Bu yeni oluşumdaaslan payt Ame- rika'nın. Ortadoğu çoktan bitirildi. Bal- kanlar ve Kafkasya'da ise işlem sürü- yor. Amerika için özellikle Kafkasya'da Türkiye'yi "yanına almak" çok önemli. Türkiye'nin içinde bulundugu koşullarda ABD için ideal. - Avrupa Biriiği'ne yann da tam üye yapılmayacak olan Türkiye, Amerika ile "yakın işbirliği" yapmak zorunda. - İç sorunlan ve çevresindeki alevler, Türkiye'yedestekverecek "birbüyüğü" zorunlu kılıyor. - Üstelik Kafkasya'da doğan yeni ola- naklardan pay almak ısteyen Türkiye, Amerika ile "işbirliği" yapmazsa bunu elde edemeyeceğini görüyor. Bunlar Amerika için, arayıp da bula- madığı ideal koşullar. Clinton'ın Türki- ye'de "birimparator" gibi karşılanışınm arkasındaki gerçekler bunlar. AB adaylığına Amerikan desteğil Amerika'nın, Türkiye'nin AB'ye aday olması için destek sözü vermesi, bir ka- ra mizah konusu olması yanında, pra- tikte ABD'nin işine yarayacak. Aday ola- rak bekleme odasında sıkışmış bir Tür- kiye, AB ile yeni sorunlaria karşılaştık- ça Türk- Amerikan ilişkilen daha da ge- lişecek. 1995-1999 dönemıne bir bakalım: Türkiye, Gümrük Birliği anlaşmasını ya- pıp AB ile yakınlaştığını "sandığı" 5 yıl içinde Amerika ile ilişkilen hızla gelişti. Türkiye aday olduktan sonra da durum aynı yönde gelişecek. Özellikle Alman- ya ve Fransa'nın Balkanlar ve Kafkas- lar'da Amerika ile çıkariarı çatıştıkça Türkiye Amerika'ya daha da "yakın" duruma gelecek. Bakû-Ceyhan hattı ve Kıbns Bakû-Ceyhan hattı, Kıbns Adası'nın Türkiye için stratejik önemini daha da arttırdı. KKTC'nin variığı daha da önem kazandı. Bu. Amerika'nın sorunu de- ğil; adadaki ingıliz üslennı kendi malı gibi rahatça kullanıyor. Ama Türki- ye'nin sorunu: Bir fıl ile aynı yatağa gir- diğiniz zaman ezilmemek için önlem almanız gerekir. AGİT toplantısı, aslında, Amerika önderiiğinde "Kuzeyin" 1990 sonrası yeniden yapılanmasında hem amaç- lann hem de araçların su yüzüne çı- karıldığı bir toplantı oldu. Bana göre, bundan önce New York'tayapılan as- keri NATO doruğunun "sivil bir deva- mı" özelliğini taşıyordu. Ne diyeltm. hayırlı olsun. Kİerides'in açıklamasına destek yok Dıs Haberler Servisi - Kıbns Rum yönerimi lıderi Glafkos Klerides'in, Kıbns konusunda ABD'den bazı güvenceler aldığı için New York'a gideceğine iüşkin açıkiamasına, ABD Dtşişleri Bakanlığı destek vermedi. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Jarnes Rubiıı, düzenlediği basın toplantısında, Klerides'in açıklamasına ilişkin Amerikan görüşünün sorulması üzerine, "Biz bfiyük sorunlara cevap önerme durumunda değjli/"' yamtını verdi.Bu arada Yunanistan Hükümet Sözcüsü Dimitri Reppas, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktas'ın, yıllardır Kıbns sorununa çözüm çabalan konusunda olağanüstü olumsuz bir rol oynadığmı öne sürdü. Reppas, yaptığı basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Denktaş'm "bir kez daha kendisini tekrariadığım ve sorunun çözümü için katkıda bulunmaya arzulu olmadığuıı gösterdiğini'" iddia ettı. O^LÇ/ALEXANDROS BALTAS (*) İki komşu ülke olan Türkiye ve Yu- nanistan'ı sarsan korkunç depremler iki taraf arasındaki güvensizliği birtarafa iterek iki halk- ta mevcut olan insanlık faktörünün büyüklüğünü ortaya çıkarmıştır. Dep- remler sonrası dönemde iki ülke ara- sındaki ilişkilerde hâkim olan duygu- sallık yavaş yavaş etkisini kaybede- rek, bazı kesimlerin politik çıkarlan- na hizmet eden, karşılıklı şüpheci- lik. rekabet, pasrflik ve içe kapalılık gibi unsurlan içeren ortamın yeniden belirmesi tehlikesiyle karşı karşıya- yız.Yunanistan Dışişleri Bakanlığı'nın gerçekleştirmiş okJuğu bazı çok doğ- ru adımlar ve teşebbüsler, iç politik hesaplar ve iki ülke arasındaki düş- manlığı pekiştirecek, yakınlaşmala- nnı engellemeyi görev edinmiş olan iki tarafın politikacılan yüzünden ba- zı engellerie karşılaşabilecek konu- ma gelmiştir. Bu yakınlaşmaya karşı gelenlerin hareket noktası, kimsenin inkârede- mediği ve görmezlikten gelmediği, iki halkın geçmişteki ilişkileri ve çö- zülememiş sorunlandır. Bu kişiler bu sorunlan yorumlamaktan ve çöz- mekten korktuklan ve aciz oldukla- n için dar bir görüş açısına sığına- rak kendilerini konunun tek hâkimi olarak gösterip bu fikirierini başka- lanna da benimsetmeye çalışmak- tadırlar. Şahsen ben, tüm fikirierin ser- bestçe tartışılabildiği bir ortamdan yana olup, katı bir çizgiye bağlı ka- lınmasınakarşıyım. Hattabüyükço- ğunluğun karşı çıkmasına rağmen, herkesin kendi fikrini serbestçe sa- vunabilmesi taraftanyım. Ancak iler- de bu fikirierin yanlış olduğu kanıt- lanırsa fikir sahibi mutlaka bunun sonuçlanna katlanma cesaretini de göstermelidir. Bana göre iki ülke arasındaki iliş- kilerin geliştirilmesi maksadıyla, ilk adımın, iki tarafın kendi içlerinde bir diyaloğu başlatması olmalıdır. Bu diyaloglar süresince belirlenecek olan fikirier zamanla geliştirilmeli- dir.Yazıya dökülmesi gereken bu fi- kirier, daha ileriki safhada olaylar hakknda yorum yapabilme konusun- Türk-Yunan Yakınlaşması: Cesaret mi, Hareketsizlik mi? da kimlerin daha başanlı olduğunu anlayabilmemiz için kuvvetli bir ka- nıt teşkil edecektir.Bunun sonucu olarak Türkiye ile yakınlaşması Yu- nanistan'm dış politikasının değişmez hedefınin olması gerektiğini, tered- dütsüz olarak ifade etmekteyim. lleriyi görmek, diplomatlann, po- litikacılann ve çoğu zaman askerte- rin sahip olamadıklan bir nitelik ta- şıması var oluşunu engellemez. Örnek olarak Almanya ve Fransa bilumum anlaşmazlıklanna, karşılık- lı toprak talep edişlerine, Birinci ve Ikinci Dünya Savaşlanndaki binler- ce ölüye rağmen aralarındaki so- runları çözüp işbirliğifıe girerek Av- rupa Birliği'nin kuruluşunda öncülük yaptıklanna göre Yunanistan ile Tür- kiye ne yapacak? Acaba Kıbns kâ- JTM. Imanya ve Fransa anlaşmazkklanna rağmen aralarındaki sorunlan çözüp işbirliğine girerek AB'nin kuruluşunda Öncülük yaptıklanna göre Yunanistan ile Türkiye ne yapacak? busunu yaratmış olan, alıştığımız eskimiş diplomatik ve politik süreci mi takip edecekler? Bu süreç Kıbrıs'taki Yunanlı ve Türklerin ahenkli ortak yaşamlannı, hâlâ çözümtenememiş yapay bir du- ruma çevirmiştir. İki halkın ortak arzusu olan dost- luk ve işbirliği atmosferi karşılıklı kor- ku ve becerisizlikten zehirieniyorsa, iki tarafı birbirine yaklaşttracak olan başka unsuriar muhakkak buluna- caktır. Böylece dargörüşlü kişiler yerlerini iki halkın işbirliğinin ve ba- nşçıl ortak yaşamın gerçeksavunu- culannabırakmakzorunda kalacak- lardır. İki halkın kalbinde çarpan ger- çek kardeşlik ve sevginin hayaliyle yaşayan kişiler, her iki tarafta mev- cut olan geniş görüşlü kişilerie aynı saflarda hareket ederek onlara des- teklerini esirge- meyeceklerdir. Bu kişilerin sa- dece politik te- şebbüslerin birer destekçisi mi, yoksa iki halkın çok şey vaat eden ortak geleceğine gi- den yepyeni bir sürecin bağımsız önderteri mi olacağını yaşam bize ka- nıtlayacaktır. İki halkın kardeşliği, karşı konula- mayan bir ıdeakJir, ulusal farklılıklar ise bu kardeşliği zenginleştiren, hat- tatüm insanlan kaynaştıran birfak- tördür. Bu gerçek hiçbir durumda ve özellikle Türk-Yunan ilişkilerinde gözardı edilmemelidir. Ne ben, ne de başka biri. iki ülke arasındaki sorun- lan ve bunlann belli zamanlarda se- bep olduklan çok tehlikeli durumla- n inkâr edebilir. Aksine bu problem- lerin varlığını ve iki tarafın da bunla- nn çözümlenmesi için gereken gay- reti sarfetmediğini kabul ediyorum. İki halkı birbirine yaklaştırma teşeb- büsünde bulunduğumuzda, yanlış anlaşılmaktan çekinip tarihsel ge- lişmelere dayanan önyargılara sığı- nırsak bu sorunları çözmekte ve bunlann iki komşu halkın kaderini ne kadar olumsuz etkilediğini gös- termekte başansız oluruz. Kısa sürede sonuç alınamaması- na güvenen eleştiricilerin iddia etti- ği gibi, bu yaklaşım politikası şart- sız teslimiyet anlamına gelmez. Bu yaklaşım politikasının başanya ula- şabilmesi için katedilmesi şart olan uzun süreç boyunca sağlam sinir- ler, sakinlik, inat ve tedbir gerek- mektedir. En önemli nokta ise bu yaklaşım politikasının iki halktan da anlayış ve destek göreceğidir. Zaten son günlerdeki korkunç olaylar bu- nun en iyi kanıtıdır. Halklann arzula- nna kulak veren hiç kimse zararlı çıkmamıştr. NeYunanlılar, Türk dos- tu veya Türkiye olarak ne de Türk- ler Yunan dostu'veya Yunan yiyen olarak gruplaşmalıdır. İki halkın ortak arzusu olan yolun açılabilmesi için iki taraf da aynı an- da realist ve idealist olmalıdır. (•) Eski Maliye Bakanı, PASOK'tan Avrupa Parfamenfosu Milletvekili
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle