Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2KASIM 1999 SALI CUMHURİYET SAYFA
kurturiacumhuriyet.com.tr 15
Ömer Uluç'un tstanbul'dan sonra Paris ve New York'ta sergilenecek projesi otuz yapıttan oluşuyor
Satılıla nesne arasmdald gizli bağ• Sanatçı 'Millenium
Seyahati' adlı projesinde iki
boyutlu ve üç boyutlular
arasındaki çekim ve
gerginliğe önem veriyor.
Nesneyle, sathın birlikte var
olmasmdan ve böylece ortaya
çıkan bütündeki mizahm
müthiş, kalıplan kıran
kavrayıcı gücünden
yararlanıyor.
ZEYNEP ÖGEL
"~ Resmimin ana hareketi, her şeyin
yapılmasını mümkün kılan, boşluk içinde
bir boyut daha kazanan heykel biçimleri-
ni deoluşturdu. Bu çalışmalar resim + hey-
ket. Üst üste. yan yana. iç içe. veni bir ya-
ratık cinsinin orta>a çıkışı için daha doğ-
rusu insanın veni bir yorumu için ikisi de
aynı jönde deviniyor_" sözleriyle anlatı-
yor Omer Uluç son dönem yapıtlannı. Ya-
şamını ve çalışmalannı Paris ve Istanbul'
da siirdüren sanatçının "MiBenium Seya-
hatTadını verdiği. Istanbul'dan sonra Pa-
ris ve New York'ta da sergilenecek bu pro-
jesi daha önce hıç sergılenmemış 30 civa-
nnda yapıttan oluşuyor.
- İki boyudu işlerdcn iki -r üç bov utluça-
lışmalara geçmen, yaniresim+ hev kel. bu-
nun övküsü. daba doğrusu gizli övküsü
nedir? Bence bunun ipuçlan daha önceki
serginde vardı. 1997'de, gene burada açı-
lan.
ÖMER ÜLUÇ - İpuçlan çok daha es-
ki. resme başladığım zamanlardan geliyor.
Ben o bilınen ressam resmi pek yapma-
dım, yani Fransızlann peinture peinture (re-
sim resim), Greenberg'in paınterly pain-
ting(ressamca resim) diye adlandırdıkla-
nndan, boya ıçınde oluşanlardan. Boya-
ya karşı tavnm hep farklı oldu.
- Klasik bir resim efitimi, akademik eği-
tim almamış olmanın bunda etkisi oldu
musence?
ULUÇ - Kısaca eğitimım yeterlı, bazı
özel atölyelerde ve Amerika'da eğıtim al-
dım ama. gene debıretkiolabilirdıyelim..
çünkü burada söz konusu edilen eğitim.
akademik eğitim cinsınden degil. Ben
bunlan pek çok defa anlattim.
Asıl sorun benim için ideolojıktı. sanat
ıdeolojiydi. Tuval bu ülkeye geç geldi, on-
dan burda iyi bir şeyler olmaz diyenlere
karşmm. Onlarla, bugün resim bitti diyerj-
lePfnTayış olarak aynı kîşiler.'Ben başîn-
dan bu yana Batı sanatı dışındaki oluşum-
lara büyük önem verdım. Sanatın, renk, çiz-
gi ve biçim olan her şeyde ve her yerde
olduğunu söylüyorduk karşıt olarak. So-
nuçta bu bir özgürlük sorunuydu. Çerçe-
venın dışına çıkan. etrafında dönen, ası-
lan. köşesinde tüneyen pek çok iş yapt\m.
Bunlar kolaj parçalanydı; polimer, ahşap.
karton, metal vb.
- PeldCathenne Mıllet'nin "Ready ma-
de deposundan çıkartılmışlar" diye ad-
landırdığı kolajlar—
ULUÇ- Evet, o resimler Paris'te 1994'te
gösterildi. Daha önce 80lı yıllarda da var-
dı. daha sonra halattan alümınyuma dökül-
miiş bir parça hurda. plexıler ıçinde pol-
yestere dökülmüş parçalar gene Pariste
göstenldi Bugün de yapılan ışın bir kur-
gusu var. parçalar yapılıp sonradan gelış-
tirilen bir senaryoya göre yerleştinliyor. Bir-
çok bağımsız üç boyutlu. çok renkli nes-
ne. sırasında üzerlennde figürler de olan
satıhlara doğru dalıp. gidıp onlarla birbü-
tün oluşruruyorlar. Burada iki boyutlu ve
üç boyutlular arasındaki çekım ve gergın-
lik önemli. Satıhla nesne arasında gızlı
bağlar ve güçlü çekimler ortaya çıkıyor.
Ben burda genetik ve cinsel yanlarda gö-
rüyorum.İvı bir sanat eserindegerçeklık-
le temas vardır ve bu canlı bir temastır: ne-
den üç boyutlu bir nesne bu satıhla değil
de ötekı satıhla daha canlı bir ılışkı kura-
bılivor?
Bütündeki mizahigüç
- Resim+heykel parçalannda. resim ve
hev kelin ay n ayn algılan ması ihtimali yok
mu. buna ne diyorsun?
ULUÇ - Bunların bir bütün oluşturma-
sı önemli. o çekim ve gerginlik bu yönde
çalışıyor. Ancak, birlikteyken, ayn ayn
algılandıklannda taşıdıklan özellikler. tek
başlanna sergılenmiş olduklannda görü-
lebileceğinden daha çok ortaya çıkıvor
bence. Dığennin hemen çevrede olmasın-
dan gelen bir titreşim bu. Nesne sathın
neresmde.. üstünde mi. yanında mı. için-
de mi, yapışık mı, asılı mı, uzaklaşıyormu.
yaklaşıyor mu.. bütün sorun burda. Üç
Ömer Uluç, bienalde yer alan 65 metrekareük iki duvan kaplayan işinin de bir sergi niteJiği taşıdığını savunuyor.
boyutlu nesne bütünselliği koruyarak ne
kadar uzağa gidebilır. Bu sınır noktalan
nasıl bir biçım ve mekân oluştururlar.
- Bütün bu bükülmüş. dönmüş belirsiz
bedenlerde,rıgürlerde. "melez" formlar-
da bir mizah yükü fark ediliyor...
ULUÇ- Ben bu son ıkı sergmın -Bıenal-
dekı iş de bir sergi sanki 65 metre kare iki
duvar toplamı- kımı ortalama seyirci ta-
rafından doğru algılanabildığını sanmı-
yorum Ortalama seyirci genelde. bence
okur yazar sınıfından, entelektüel ancak
kafasında Batı sanatı üzerine klişe bilgi-
leri olan. en son \a da bir önceki. ya da
bir daha öneekı gıbi sıralamabilgileriolan,
beğenisı dar kışı. Bu ışjer zor. çünkü ori-
jınal. ilk bu sergılerde ortaya çıktılar, da-
ha önce hiçbir yerde. hiçbır durumda, hıç-
bir zamanda görülmediler. Şımdı bunla-
ra ne denebılir, bılmek zor. Bunlarda mı-
zah var mı? Tabiı ki var.. ama bu hortu-
mun kıvnlıp kuş yapılmasında değıl, ben
hortumun ya da borunun önde olmasını,
ka>bolmamasını da istemıyorum, pop
art'çı değilim. Ben nesneyle. sathın bir-
likte \ar olmasını ve böylece ortaya çıkan
bütündeki mizahi gücü istıyorum. miza-
hın müthiş, kalıplan kıran kavrayıcı gü-
cünü. Böylece görünen, açık mızah aşılı-
yor. daha denni görülüyor. Bir adam, için-
de bulunduğu büyük ya da küçük karma-
şadan, onlan kıvırarak, bükerek kendini,
dünyayı, yaşama tanıklığını anlatıyor ve
figürler çıkanyor, kaostan bıçimler çıka-
Uluç'un bienalde sergilediği yapıt depreme de göndermede bulunuyor
'Yaptığım iş benim için Guernica'
Ben hem ülkenin ve hem kendimin
içinden geçmiş ve geçmekte olduğu,
sırasında farklı sırasında aynı yönde,
karmaşan bir insan + hayvan +
yaratık - varlık - hortlak cinsi bir ırk
çıkardım. Şimdi bütün bunlann
bugünlerden ilerilere doğru bızim
görüşümüzün ne olacağı ile ilgili
ipuçlan veren kimyasal özümüzün
biçimjeri oldpğunu aniadım.
Kanımcâ. kıSaca akademik' âvangard
sanatla. akademik modern sanat
arasındaki arahktan geçmek isteyen
bu Istanbul Bienali'nde ki, bence
şürsellik ve içtenlik vardı genelde,
toplam 65 metrekarelik iki duvar içın
iki elle çalıştım. Tam 2. Bienal'de
bana sanat yapıtlannm artık elle
biçimlendirilmemesi gerektiğini ihtar
edetı akademik avangartlara
söylediğim gıbi. iki elle yapıldı ve
dört asistanla. Büyük kauçuklarla
boğuşuyor \e duvarlar için renkli bir
dokuyu spectrurrl dizileri biçiminde
kat kat tırmıklayarak oluşturuyorduk.
Bunlar, yani iki boyutlu satıhJa üç
boyutlu figürler çoğunlukla olduğu
gibi ancak sona dogru, belli bir
senaryoya göre düzenlemette idi ki
deprem oldu.
Bu büyük felaket. günler boyunca
ölüme doğru giden enkazdakiler.
haberci kuşların önceden uçuşlan.
büyük toz, ısman deniz. lav. yanmış
ağlar. magmalar... Birmıtoloji, bunlar
çalışma süresinde idi.
Ben bir duvan ölum duvan. diğerini
hayat duvan yaptım. Renkler siyahla
kapatıldı ve tırmıklandı, diğeri
parlak. ıştklı. metalik boyayla.
Birinde üç ölüm melegi. bir kuş, bir
bebek ve bu figürler üstünde toz
vardı, tozlu boya. Diğerinde hayatın
katlan, altta Lucy (2.5 milyon
yaşındaki ilk kadın) bir iskemlede,
diğerinde bir canavar hayat duvarına
yaslarimı$. Ostte bir büyük bebek.
parlak. şişkın. çok renkli yükseliyor.
Bu. benim çevremde geçen sosyal bir
olaya gösterdigim en heyecanlı tepki
oldu. Başka türlü oiamazdı. bu işe
doğru çekildim. sürüklendım. Benim
için bir Guernica bu dıyorum.
Kızmasmlar.
nyor. Bu."plastikborukuşolmuşn
tan da-
ha önemli. ancak başta böyle gören sade
seyirci sergi sonunda daha derindekini de
yakalıyor. Buna her gün rastlıyorum bu-
rada. galende. Benı çok mutlu ediyor.
Konu, doku, form athkları
- Bazı işlerin kendi içlerindeki ntlıklar.
bir enerji de getirivor dhorsun.
ULUÇ- Evet. ana bovut karşıtlığının dı-
şmda; konum, doku, form zıtlıklan da var.
Sonra figürler ve bunlarda vurgulanmiş
gözler var. Gözler arasında zıtlıklar. itme-
ler, çekmeler var. bakışmalarda. Belki de
yakmlaşmalardan daha çok uzaklaşma-
lar. paradokslar var. bunlann yoğun oldu-
ğu bir dünyada yaşıyoraz. Aslmda ınsan-
lar arasındaki bir durumu tekrarlıyorum.
- Bu yalnızca zıtlıklann enerjisi mi?
ULUÇ - Bütün bu durum erotızmden
uzakta değıl. onun ıçinde. Bu bükülme
kıvnlma ve döndürmelerde bedensel bir
karşılaşma var direnen malzemeyle. bir gü-
reş. Dolavısıyla fıgürlerin bedenlennden
erotik bir eneni çıkıyor bence. sıkışmış yo-
ğunlaşmış bir güçten. Bütün bunlar san-
kı bir savaş, bir anlam yakalamak ıçın.
- Kullandığın maizemeler. teknolojinin
ürünleri. plastik boru,sprev boya, parlak,
çarpıcı renkler, pop art'çı otmadığını sov-
İemene rağmen yine de pop bir bovut var
mı?
ULUÇ - Benim için daha doğal daha ya-
pay bir malzeme aynmı yok. Bu maize-
meler bana büyük ımkânlar açıyor. Satıh-
larda görıilen o'devınme, hız ve çabuk
oluşmuşluk duygusunu üç boyutlu nes-
nelerde de net bir benzerlik içinde yaka-
lıyorum. Popla bir ilişki yok, çünkü ben
malzemeyi kendınden çıkanyorum, onun-
la figürler yapıyorum. boyuyorum ve gel-
dıği yen unutturuyorum. Pop ise malze-
meyi ya kendine ya da genel kullanış bi-
çımine döndürüyordu.
lan.koşesmdetuneyen pek çok ış yaptım. bana sanat yapıtlannm artık elle çaiışma suresınde ıdı. fazmasınlar. mey ya Kenuıne ya oa geneı Kuııanış DI-
Bunlar kolaj parçalanydı; polimer, ahşap. ] | çımine döndürüyordu.
Oyunlarındaki o eskimeyen melodiye sinen gizemli ve umuîlu îürküsü bizi sarmaya devam ediyor
Anton Çehov'ungeleceğedönükyüzüAYŞE EMEL MESÇİ
"Geçmişle gelecek arasındaki uçurum
özellikle aile içinde hissedilir."
A. ÇEHOV
Çocukluğum MaçkaTaşlık'tabirko-
nakta geçti. 1890'larda büyükdedem
Haa Tevfık Bey tarafından yaptınlan
bu dört katlı ahşap yapıda, büyük bir ai-
lenin farklı kuşaklan bir arada yaşıyor-
du: Dedem ve anneannem. teyzelerim.
dayılanm, büyükhalam, yengeler ve on-
lann çocuklan...
Yerleri malta taşı döşenmiş geniş.
loş mutfağı ve kuzineyi. akşamlan tüm
ailenın etrafında toplandığı büyük ye-
mek sofrasını. annem ve babamla bir-
likte oturduğumuz. babamın becenklı
elleriyle bağımsız bir daire görünümü-
nü almış çatı katını, eşsiz Boğaz ve Mar-
mara manzarasını, çatıda bıze komşu-
luk eden güvercinleri unutmama olanak
yok. Sonra, memleketin sürüklendiği
gırdaplar ahşap konağa da yansıdı: De-
mokrat Parti iktıdannın son yıllan. 27
Mayıs İhtilali. radyodan naklen yayım-
lanan Yassıada duruşmalan... O dönem-
le ilgili kafamdakı baskın ımge. aıle ya-
şamının yeni odak noktası haline gelen
o radyo yayınlan. Ailenin en genç ku-
şağı ihtilali savunurken daha yaşlılan-
nın üzgün ve kırgın karşı çıkışlannı ha-
tırlıyorum. Yeni kuşakbüyüyorve "ken-
di" doğrulannı anyordu güneşin altın-
da. Talat Aydemir ile Fethi Gürcan'm
başmı çektikleri sonuçsuz ihtılal ginşim-
lennın ardından Türkıye'yi bugüne dek
getirecek bir süreç açılırken 1963'te
Maçka'daki o ahşap konak. yaklaşık 70
yaşında iken yıkılıyor ve "büyük ai-
İe"nin bireyleri, herbirini bir yöne sa-
vuracak yeni bir dönemece giriyorlar-
dı.
Annem, babam ve ben, henüz taşına-
cak bir yer bulamadığımız için, alt kat-
larda yıkım çalışmalan sürer. o güze-
lim yaldızlı tavan süslemeleri sökülür-
ken çatı katında bir süre daha oturmak
zorunda kaldık. Annemin süreklı ağla-
dığını hatırlıyorum.
Ahşap konağın yıkılışı sırasında sem-
tine bile uğrayamayan dedemse, yerine
dikilen beton apartmanın bir dairesine
yerleştikten kısa bir süre sonra yaşama
veda etti.
Çehov, Stanislavski, Mejerhold ve Moskova Sanat Tiyatrosu ailesi bir mTin üzerine çalışıyorlar.
Etrafında bir roman kurgulama çalış-
masını sürdürdüğüm o "12 numara"lı
eve ilişkin bu son sahneleri ne zaman
düşünsem. aklıma Çehov'un VlşneBah-
çesi'nin fînali gelir Bahçe sattlmış. ev ın
sakinleri -kımilen yeni bir hayat özle-
mi. kımileriyse eski hayata hüzünlü bir
vedayla- çıkıp gitmişlerdir. Terk edilmış
salona 87 yaşındaki emektar uşak Firs
girer.
Onu geride unutmuşlardır. Divana
uzanır. "Hayat geçip gitti, sanki hiç ya-
şamadım" der. Çehov'un sahne notuna
göre, gergın bir telın kopuşunu andıran.
uzaktan, adeta gökten gelen ve yavaş ya-
vaş sönen hazın bir ses duyulur. Otalı-
ğa denn bir sessızlik çöker. Yalnız uzak-
ta, bahçede. vişne ağaçlarına inen bal-
tanın sesi işıtilir. Yaşlı Firs'le birlikte.
bütün bir yaşam biçimi. bir çağ da sön-
müştür sanki. Bızim konak. bütün o gir-
daplar, ihtilaller, darbeler olmasa da bir
gün yıkılacaktı kuşkusuz ve artık 87
yaşına gelmış Fırs. özdeşleştiğı dünya
sona ermese de kuşkusuz v eda edecek-
ti yaşama. Aslında vaşanılan olaylan
ya da dramatik kurgulan. kendilerini
aşkın tarıhsel süreçlerle bütünleştiren.
o olaylan yaşayanların ya da o kurgu-
lan yaratanlann ve- veya izleyenlerin.
onlara bakışı. onlan algılayışıdır.
Ben, anlattığım sürecin ardından ya-
şadığım 68. 12 Mart 1971 ve sonrası.
12 Eylül 1980 ve sonrasıyla birlikte ba-
kıyorum ister ıstemez Maçka'daki ko-
nağa. Çehov, hikâyesını yazdığı kişile-
re, geçmışin ve geleceğin bırbirine ka-
nştığı bir çağın çalkantısı içinden ba-
kıyor. 1899"un ekim ayında Meyerhold'a
yazdığı bir mektuptaki şu sözlen Çehov
oyunlarını önemli anahtarlarından biri-
ni de venyor: "Geçmişle gelecek ara-
sındaki uçurum, özellikle aile içinde his-
sedilir." (*) Çehov un oyunlarında "es-
ki Rusya"nın o kaçınılmaz yok oluşu.
hiç değışmeyen fonuoluşturur. Gelece-
ğe yönelik bakışı ise umut doludur:
"Zaman geçecek, bizler de sonsuzca ay-
rılıp gideceğiz vaşamdan. V'üzlerimiz.
sesİerimiz, kaç kişi olduğumuz. hepsi
unutulacak. Ama acılanmız, bizden son-
ra v aşav acaklar için sevince dönüşecek;
mutluluk, diıiik. dü/enlik egemen ola-
cak dünvaya. (..) Bando nasıl da neşey-
le, seviçle çahyor. Öyle geliyor ki bana,
neden yaşadığımızı. bu acıları neden
çektiğimizi öğreneceğiz çok geçmeden.
Ah bir bilsek, bir bilsek!" Üç Kızkar-
deş'ın sonunda Olga bu sözlerle sanlır
kardeşlerine.
Çehov'un zamanla ilişkisı bu yitip
gıden geçmişle geleceğe umut dolu ba-
kış arasında şekıllenır. Çehov, gelecek-
ten yanadır ve yok olan eski toplumsal
yaşama üzülmez. Peki o zaman oyun-
lannın hüznü nerden kaynaklanmakta-
dır7
llgınç bir not; Çehov gerek mek-
tuplarında gerek konuşmalarında bu
oyunlan bir trajedi olarak tasarlamadı-
ğını defalarca belirtmiştir. M.P. Lili-
na'ya yazdığı 15 Eylül 1903 tarihli mek-
tupta Vlşne Bahçesi'nden şöy le söz eder:
"Oyun dramdan çok bir komedy a. hat-
ta yer yer güldürü oldu." Üç Kızkar-
deş'ın ilk okuma provasını terk eden
Çehov "un bu davranışını Stanislavski
şöyle yorumlar: "Çehov neşeli bir ko-
medya yazdığını düşünürken herkes
okuma sırasında oyuna dram gözüyle ba-
kıp ağlamaya başlamıştı. Bu nedenle
Çehov da oyununun anlaşılmayıp başa-
nsızlığa uğradığına inanmıştı." (*) Çe-
hov'un "taşlamalı güldürü" yazdığı ka-
nısını. geçmışe yönelik ironik bakışı
besliyorolmalı. Bu ironiyi belirleyen de
kuşkusuz Olga'nın sözlerinde dile ge-
tirilen gelecek tasanmı ve geleceğe ait
olma duygusu. Varsayılan "neşe"nin
altında. "yüzkrimiz, sesİerimiz, kaç ki-
şi olduğumuz" unutulacak olsa da, in-
san ömrünü aşan bir geçmiş-şımdiki
zaman -gelecek zincıri içinde yer alma
bilinci yatıyor. (Bizim kuşağımızın da
çok güçlü bir şekilde paylaştığı bir bi-
linç bu.)
Ama oyunu okuyanlarseyredenler
açısından. hüzün herkesin kendi "tari-
hi"yle sınırlı zaman diliminde yaşanı-
yor. Anlatılan bir yaşam biçiminin, bir
dünyanın sona erişi bile olsa, kişilikler
o kadar gerçek, o kadar insan ki. her-
kes kendi yaşam eğrisini ve aşkın temel
yazgılannı oradabuluyor. Peşinden koş-
tuğu gençlik düşlerinin bir gün doldu-
rulmuş bir Marö"ya döndüğünü' döne-
ceğini. Üç Kizkardeş'in ilkperdesinde-
ki o güneşli bahar sabahının bir daha as-
la geri gelmeyeceğini ve Mşne Bahçe-
si'yle birlikte kendi çocukluğunun da y ı-
kılıp gittiğini duyumsuyor.
Çehov'un günümüzün parçalanmış.
hızlanmış ve geçmiş-şimdi-gelecek zinc-
iri içinde tasnifi zorlaşmış dünyasını
ifade etmede yetersiz kaldığı düşünü-
lebılir. Ama insanın çağlarüstü temel
yazgılannı konu alan oyunlan, "kişi-
sel" tarihlerimızle örtüşmey i hâlâ büyük
bir güçle sürdürüyor. Oyunlanndaki o
eskimeyen melodiye sinen geleceğin
gizemli ve umutlu türküsü bu çağ biti-
minde de bızi sarmaya devam ediyor.
(*) Çehov ve Moskova Sanat Tivat-
rosu.yay. haz Aziz Çalışlar, Mitos-Bo-
vutvav., 1996, Istanbul.
Eskidji Müzayedefvi'nin
2. kuruluş yıldönümü
• Kültür Servisi -
Eskidji Müzayede Evi
2. kuruluş
yıldönümünü 7 Kasım
Pazar günü 5 ayn
salonda 5 ayn
müzayede yaparak
kutlayacak. Saat
14.00'te210 adet
kitap ve harita ile
başlayacak olan
müzayedeler. saat
15.00'te karma eserler
ve mobilya ile sürecek.
16.00'da başlayacak
olan Tebrizlerin, sofralıklann, kihmlerin satışa
sunulacağı toplam 110 parçalık Halı-Kilim
müzayedesinin ardından saat 17.00"de fincanlar,
vazolar, saksılar, örtüler gıbi bayanlann ılgisi çeken
toplam 250 parçanın satışa sunulacağı Bayanlara
Özel başlıklı müzayede gerçekleşecek. Saat
18.00'de ise Özel Resim Müzayedesi düzenlenecek.
(253 62 05)
Mask-Kara Tıyatrosu'ndan
'Bir Garip Ortıan Veli
• Kültür Servisi - Mask-Kara Tiyatrosu Orhan
Veli'nin ölümünün 50. yılı nedeniyle Bir Garip
Orhan Veli'yı sahneye taşıyor. Sanat Yönetmenliğini
Nazıf Uslu'nun yaptığı, kurgusu Murathan Mungan'a
ait olan oyunda Mehmet Polat rol alıyor. Bir Garip
Orhan Ve'lı 4, 5. 6. 7, 11. 18 ve 25 Kasım tarihlerinde
Kadıköy Beledıyesi Barış Manço Kültür
Merkezi'nde sergilenecek. (244 42 52)
Birim Bozok'un resim sepgisi
• Kültür Servisi -
Birim Bozok'un resim
sergısı yann Garanti
Sanat Galensfnde
açılıyor. 1971 yılında
Devlet Güzel Sanatlar
Akademisi Bedri
Rahmi Eyuboğlu
Atölyesi'nden mezun
olan sanatçı. 1974-75
yıllan arasında
tspanya'da Madrid
Güzel Sanatlar Akademisi'nde gravür baskı öğrenimi
gördü. Bugüne dek yurtıçinde 57. yundışında da 26
kişısel sergi açan sanatçının başta Almanya'da
Bayreuth Şehir Müzesi, Polonya'da Varşova Çağdaş
Müzesı ile Sopot Çağdaş Müzesi, Amerika'da New
York Türk Evi ve Fransa'da Pans Turizm Bürosu
olmak üzere pek çok yabancı temsilcilıkte, çeşıtlı
kurum. kuruluş ve koleksıyonda yapıtlan
bulunmakta. Resimlerinde doğayı konu alarak
romantik. pastoral, renkçı bir çızgı ızleyen sanatçının
yapıtlan 24 Kasım'a dek izlenebilir.
Londra'da depremzedeler
yararına konser
B Kültür Servisi - Londra'da. 18 Kasım akşamı
Löndra Büyükelçimiz Özdem Sanberk'm
himayesinde depremzedeler yaranna özel bir
konser düzenlenecek. Emre Aracı yönetimınde
Londra Osmanlı Saray Müziği Akademisi
tarafından gerçekleştirilecek olan konserde Osmanlı
Sarayı'nda Avrupa Müziği temalı bir program
sunulacak. Emre Aracı. Cambridge Üniversitesı
Osmanlı Dönemi Enstitüsü'nde araştırmalannı Türk
Ekonomı Bankası'nın sponsorluğunda sürdürürken
kurmuş olduğu Londra Saray Müziği Akademisi
grubunu da yönetiyor. Sanatçı 2000 yılının bahar
aylannda Istanbul Çırağan Sarayı'nda Türk
Ekonomi Bankası içın özel bir konser verecek.
Bopusan'da atölye çalışmalan
• Kültür
Servisi -
Borusan Kültür
ve Sanat
Merkezı'nde
çocuklara
vönelik olarak
gerçekleştinlen
"Müziğın Rengi'
'Çocuklarla
Müzik'
atölyeleri ile her yaştan katılıma açık disiphnlerarası
sanat atölyesi 'Kontakt Doğaçalama Ses ve Hareket
Atölyesi' Kasım ayı boyunca düzenlenecek. Pınar
Başbuğ yönetiminde 5-6 ve 7-9 yaş gruplanna
yönelik olarak gerçekleştirilen Çocuklarla Müzik
Atölyesi 6 Kasım'da başlayacak SonjaTannsever.
Oya Mete ve Elif Yıldmm'm yöneteceği Müziğin
Rengi Atölyesi ise geçen yıl olduğu gibı bu yıl da
Beyoğlu ve çevresindekı devlet okullanndan küçük
konuklan ağırlayacak. Uğur Dikmencioğlu
yönetimindekı Kontakt Doğaçlama Ses ve Hareket
Atölyesi farklı sanat hepimızin ıçindeki yaratıcı
potansiyeh açığa çıkarmayı amaçlıvor.
West B'de Rune Mields sergisi
• Kültür Servisi - \Vest B'nin Akatlar'dakı yeni
bınası her yıl bıri Almanya'dan bıri Türkiye'den
olmak üzere iki sanatçının yapıtlannı ızlenime
sunacak. Sergi dizisinin amacı West B tstanbul'un
Almanya ve Türkıye sanat ortamları arasında kalıcı
ve sürekli bir iletişim köprüsü kurmak. bu iki
ülkenin sanatçılanna katkıda bulunmak.
Sergıler. küratör ve sanatçı arasındaki diyalogda
temellenirken sanatçılar bina için uygun
gördükleri ya da özel olarak bına için üretecekleri
resimleri heykelleri ya da karışık teknikte yapıtlan
sergileyecekler. Sergi dizisinin ilk konuğu.
yapıtlan 2000 yılının mart ayına dek sergilenecek
olan Rune Mields. 1935'de Münster'de dünyaya
gelen Mields. sayılann ve işaretlerin yüzyıllar
boyunca değişik kültürlerdeki anlamlan üstüne
yaptığı araştırmalarda temellenen yapıt
dizilerivle tanınıvor.
BLGUN
• CRR'de saat 19.30'da Michelangelo Pivano
Dördüsü'nün konseri gerçekleşecek. (232 9H 30)
• BtLGt LîNtVERSİTESİ'nde saat 19.00'da
Heaven's Burning adlı film gösterilecek. (216 00 00)
• AD\ KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 20.30'da
KardeşTürküler'in konseri izlenebilir.
• BORUSAN KÜLTÜR VE SANAT
MERKEZİ'nde saat 19 OO'da A. Yüriir-H. Uçarsu
ile 'İstanbuPdan Veni Müzik-Cenk Ergün'ün
Yapıtlan' başlıklı program izlenebilir. (292 06 55)
• BABYLON'da saat 21 OO'de Butch Morris
W'orkshop Ensemble izlenebilecek. (292 73 68)