25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2KASIM 1999 SALI CUMHURİYET SAYFA kurturiacumhuriyet.com.tr 15 Ömer Uluç'un tstanbul'dan sonra Paris ve New York'ta sergilenecek projesi otuz yapıttan oluşuyor Satılıla nesne arasmdald gizli bağ• Sanatçı 'Millenium Seyahati' adlı projesinde iki boyutlu ve üç boyutlular arasındaki çekim ve gerginliğe önem veriyor. Nesneyle, sathın birlikte var olmasmdan ve böylece ortaya çıkan bütündeki mizahm müthiş, kalıplan kıran kavrayıcı gücünden yararlanıyor. ZEYNEP ÖGEL "~ Resmimin ana hareketi, her şeyin yapılmasını mümkün kılan, boşluk içinde bir boyut daha kazanan heykel biçimleri- ni deoluşturdu. Bu çalışmalar resim + hey- ket. Üst üste. yan yana. iç içe. veni bir ya- ratık cinsinin orta>a çıkışı için daha doğ- rusu insanın veni bir yorumu için ikisi de aynı jönde deviniyor_" sözleriyle anlatı- yor Omer Uluç son dönem yapıtlannı. Ya- şamını ve çalışmalannı Paris ve Istanbul' da siirdüren sanatçının "MiBenium Seya- hatTadını verdiği. Istanbul'dan sonra Pa- ris ve New York'ta da sergilenecek bu pro- jesi daha önce hıç sergılenmemış 30 civa- nnda yapıttan oluşuyor. - İki boyudu işlerdcn iki -r üç bov utluça- lışmalara geçmen, yaniresim+ hev kel. bu- nun övküsü. daba doğrusu gizli övküsü nedir? Bence bunun ipuçlan daha önceki serginde vardı. 1997'de, gene burada açı- lan. ÖMER ÜLUÇ - İpuçlan çok daha es- ki. resme başladığım zamanlardan geliyor. Ben o bilınen ressam resmi pek yapma- dım, yani Fransızlann peinture peinture (re- sim resim), Greenberg'in paınterly pain- ting(ressamca resim) diye adlandırdıkla- nndan, boya ıçınde oluşanlardan. Boya- ya karşı tavnm hep farklı oldu. - Klasik bir resim efitimi, akademik eği- tim almamış olmanın bunda etkisi oldu musence? ULUÇ - Kısaca eğitimım yeterlı, bazı özel atölyelerde ve Amerika'da eğıtim al- dım ama. gene debıretkiolabilirdıyelim.. çünkü burada söz konusu edilen eğitim. akademik eğitim cinsınden degil. Ben bunlan pek çok defa anlattim. Asıl sorun benim için ideolojıktı. sanat ıdeolojiydi. Tuval bu ülkeye geç geldi, on- dan burda iyi bir şeyler olmaz diyenlere karşmm. Onlarla, bugün resim bitti diyerj- lePfnTayış olarak aynı kîşiler.'Ben başîn- dan bu yana Batı sanatı dışındaki oluşum- lara büyük önem verdım. Sanatın, renk, çiz- gi ve biçim olan her şeyde ve her yerde olduğunu söylüyorduk karşıt olarak. So- nuçta bu bir özgürlük sorunuydu. Çerçe- venın dışına çıkan. etrafında dönen, ası- lan. köşesinde tüneyen pek çok iş yapt\m. Bunlar kolaj parçalanydı; polimer, ahşap. karton, metal vb. - PeldCathenne Mıllet'nin "Ready ma- de deposundan çıkartılmışlar" diye ad- landırdığı kolajlar— ULUÇ- Evet, o resimler Paris'te 1994'te gösterildi. Daha önce 80lı yıllarda da var- dı. daha sonra halattan alümınyuma dökül- miiş bir parça hurda. plexıler ıçinde pol- yestere dökülmüş parçalar gene Pariste göstenldi Bugün de yapılan ışın bir kur- gusu var. parçalar yapılıp sonradan gelış- tirilen bir senaryoya göre yerleştinliyor. Bir- çok bağımsız üç boyutlu. çok renkli nes- ne. sırasında üzerlennde figürler de olan satıhlara doğru dalıp. gidıp onlarla birbü- tün oluşruruyorlar. Burada iki boyutlu ve üç boyutlular arasındaki çekım ve gergın- lik önemli. Satıhla nesne arasında gızlı bağlar ve güçlü çekimler ortaya çıkıyor. Ben burda genetik ve cinsel yanlarda gö- rüyorum.İvı bir sanat eserindegerçeklık- le temas vardır ve bu canlı bir temastır: ne- den üç boyutlu bir nesne bu satıhla değil de ötekı satıhla daha canlı bir ılışkı kura- bılivor? Bütündeki mizahigüç - Resim+heykel parçalannda. resim ve hev kelin ay n ayn algılan ması ihtimali yok mu. buna ne diyorsun? ULUÇ - Bunların bir bütün oluşturma- sı önemli. o çekim ve gerginlik bu yönde çalışıyor. Ancak, birlikteyken, ayn ayn algılandıklannda taşıdıklan özellikler. tek başlanna sergılenmiş olduklannda görü- lebileceğinden daha çok ortaya çıkıvor bence. Dığennin hemen çevrede olmasın- dan gelen bir titreşim bu. Nesne sathın neresmde.. üstünde mi. yanında mı. için- de mi, yapışık mı, asılı mı, uzaklaşıyormu. yaklaşıyor mu.. bütün sorun burda. Üç Ömer Uluç, bienalde yer alan 65 metrekareük iki duvan kaplayan işinin de bir sergi niteJiği taşıdığını savunuyor. boyutlu nesne bütünselliği koruyarak ne kadar uzağa gidebilır. Bu sınır noktalan nasıl bir biçım ve mekân oluştururlar. - Bütün bu bükülmüş. dönmüş belirsiz bedenlerde,rıgürlerde. "melez" formlar- da bir mizah yükü fark ediliyor... ULUÇ- Ben bu son ıkı sergmın -Bıenal- dekı iş de bir sergi sanki 65 metre kare iki duvar toplamı- kımı ortalama seyirci ta- rafından doğru algılanabildığını sanmı- yorum Ortalama seyirci genelde. bence okur yazar sınıfından, entelektüel ancak kafasında Batı sanatı üzerine klişe bilgi- leri olan. en son \a da bir önceki. ya da bir daha öneekı gıbi sıralamabilgileriolan, beğenisı dar kışı. Bu ışjer zor. çünkü ori- jınal. ilk bu sergılerde ortaya çıktılar, da- ha önce hiçbir yerde. hiçbır durumda, hıç- bir zamanda görülmediler. Şımdı bunla- ra ne denebılir, bılmek zor. Bunlarda mı- zah var mı? Tabiı ki var.. ama bu hortu- mun kıvnlıp kuş yapılmasında değıl, ben hortumun ya da borunun önde olmasını, ka>bolmamasını da istemıyorum, pop art'çı değilim. Ben nesneyle. sathın bir- likte \ar olmasını ve böylece ortaya çıkan bütündeki mizahi gücü istıyorum. miza- hın müthiş, kalıplan kıran kavrayıcı gü- cünü. Böylece görünen, açık mızah aşılı- yor. daha denni görülüyor. Bir adam, için- de bulunduğu büyük ya da küçük karma- şadan, onlan kıvırarak, bükerek kendini, dünyayı, yaşama tanıklığını anlatıyor ve figürler çıkanyor, kaostan bıçimler çıka- Uluç'un bienalde sergilediği yapıt depreme de göndermede bulunuyor 'Yaptığım iş benim için Guernica' Ben hem ülkenin ve hem kendimin içinden geçmiş ve geçmekte olduğu, sırasında farklı sırasında aynı yönde, karmaşan bir insan + hayvan + yaratık - varlık - hortlak cinsi bir ırk çıkardım. Şimdi bütün bunlann bugünlerden ilerilere doğru bızim görüşümüzün ne olacağı ile ilgili ipuçlan veren kimyasal özümüzün biçimjeri oldpğunu aniadım. Kanımcâ. kıSaca akademik' âvangard sanatla. akademik modern sanat arasındaki arahktan geçmek isteyen bu Istanbul Bienali'nde ki, bence şürsellik ve içtenlik vardı genelde, toplam 65 metrekarelik iki duvar içın iki elle çalıştım. Tam 2. Bienal'de bana sanat yapıtlannm artık elle biçimlendirilmemesi gerektiğini ihtar edetı akademik avangartlara söylediğim gıbi. iki elle yapıldı ve dört asistanla. Büyük kauçuklarla boğuşuyor \e duvarlar için renkli bir dokuyu spectrurrl dizileri biçiminde kat kat tırmıklayarak oluşturuyorduk. Bunlar, yani iki boyutlu satıhJa üç boyutlu figürler çoğunlukla olduğu gibi ancak sona dogru, belli bir senaryoya göre düzenlemette idi ki deprem oldu. Bu büyük felaket. günler boyunca ölüme doğru giden enkazdakiler. haberci kuşların önceden uçuşlan. büyük toz, ısman deniz. lav. yanmış ağlar. magmalar... Birmıtoloji, bunlar çalışma süresinde idi. Ben bir duvan ölum duvan. diğerini hayat duvan yaptım. Renkler siyahla kapatıldı ve tırmıklandı, diğeri parlak. ıştklı. metalik boyayla. Birinde üç ölüm melegi. bir kuş, bir bebek ve bu figürler üstünde toz vardı, tozlu boya. Diğerinde hayatın katlan, altta Lucy (2.5 milyon yaşındaki ilk kadın) bir iskemlede, diğerinde bir canavar hayat duvarına yaslarimı$. Ostte bir büyük bebek. parlak. şişkın. çok renkli yükseliyor. Bu. benim çevremde geçen sosyal bir olaya gösterdigim en heyecanlı tepki oldu. Başka türlü oiamazdı. bu işe doğru çekildim. sürüklendım. Benim için bir Guernica bu dıyorum. Kızmasmlar. nyor. Bu."plastikborukuşolmuşn tan da- ha önemli. ancak başta böyle gören sade seyirci sergi sonunda daha derindekini de yakalıyor. Buna her gün rastlıyorum bu- rada. galende. Benı çok mutlu ediyor. Konu, doku, form athkları - Bazı işlerin kendi içlerindeki ntlıklar. bir enerji de getirivor dhorsun. ULUÇ- Evet. ana bovut karşıtlığının dı- şmda; konum, doku, form zıtlıklan da var. Sonra figürler ve bunlarda vurgulanmiş gözler var. Gözler arasında zıtlıklar. itme- ler, çekmeler var. bakışmalarda. Belki de yakmlaşmalardan daha çok uzaklaşma- lar. paradokslar var. bunlann yoğun oldu- ğu bir dünyada yaşıyoraz. Aslmda ınsan- lar arasındaki bir durumu tekrarlıyorum. - Bu yalnızca zıtlıklann enerjisi mi? ULUÇ - Bütün bu durum erotızmden uzakta değıl. onun ıçinde. Bu bükülme kıvnlma ve döndürmelerde bedensel bir karşılaşma var direnen malzemeyle. bir gü- reş. Dolavısıyla fıgürlerin bedenlennden erotik bir eneni çıkıyor bence. sıkışmış yo- ğunlaşmış bir güçten. Bütün bunlar san- kı bir savaş, bir anlam yakalamak ıçın. - Kullandığın maizemeler. teknolojinin ürünleri. plastik boru,sprev boya, parlak, çarpıcı renkler, pop art'çı otmadığını sov- İemene rağmen yine de pop bir bovut var mı? ULUÇ - Benim için daha doğal daha ya- pay bir malzeme aynmı yok. Bu maize- meler bana büyük ımkânlar açıyor. Satıh- larda görıilen o'devınme, hız ve çabuk oluşmuşluk duygusunu üç boyutlu nes- nelerde de net bir benzerlik içinde yaka- lıyorum. Popla bir ilişki yok, çünkü ben malzemeyi kendınden çıkanyorum, onun- la figürler yapıyorum. boyuyorum ve gel- dıği yen unutturuyorum. Pop ise malze- meyi ya kendine ya da genel kullanış bi- çımine döndürüyordu. lan.koşesmdetuneyen pek çok ış yaptım. bana sanat yapıtlannm artık elle çaiışma suresınde ıdı. fazmasınlar. mey ya Kenuıne ya oa geneı Kuııanış DI- Bunlar kolaj parçalanydı; polimer, ahşap. ] | çımine döndürüyordu. Oyunlarındaki o eskimeyen melodiye sinen gizemli ve umuîlu îürküsü bizi sarmaya devam ediyor Anton Çehov'ungeleceğedönükyüzüAYŞE EMEL MESÇİ "Geçmişle gelecek arasındaki uçurum özellikle aile içinde hissedilir." A. ÇEHOV Çocukluğum MaçkaTaşlık'tabirko- nakta geçti. 1890'larda büyükdedem Haa Tevfık Bey tarafından yaptınlan bu dört katlı ahşap yapıda, büyük bir ai- lenin farklı kuşaklan bir arada yaşıyor- du: Dedem ve anneannem. teyzelerim. dayılanm, büyükhalam, yengeler ve on- lann çocuklan... Yerleri malta taşı döşenmiş geniş. loş mutfağı ve kuzineyi. akşamlan tüm ailenın etrafında toplandığı büyük ye- mek sofrasını. annem ve babamla bir- likte oturduğumuz. babamın becenklı elleriyle bağımsız bir daire görünümü- nü almış çatı katını, eşsiz Boğaz ve Mar- mara manzarasını, çatıda bıze komşu- luk eden güvercinleri unutmama olanak yok. Sonra, memleketin sürüklendiği gırdaplar ahşap konağa da yansıdı: De- mokrat Parti iktıdannın son yıllan. 27 Mayıs İhtilali. radyodan naklen yayım- lanan Yassıada duruşmalan... O dönem- le ilgili kafamdakı baskın ımge. aıle ya- şamının yeni odak noktası haline gelen o radyo yayınlan. Ailenin en genç ku- şağı ihtilali savunurken daha yaşlılan- nın üzgün ve kırgın karşı çıkışlannı ha- tırlıyorum. Yeni kuşakbüyüyorve "ken- di" doğrulannı anyordu güneşin altın- da. Talat Aydemir ile Fethi Gürcan'm başmı çektikleri sonuçsuz ihtılal ginşim- lennın ardından Türkıye'yi bugüne dek getirecek bir süreç açılırken 1963'te Maçka'daki o ahşap konak. yaklaşık 70 yaşında iken yıkılıyor ve "büyük ai- İe"nin bireyleri, herbirini bir yöne sa- vuracak yeni bir dönemece giriyorlar- dı. Annem, babam ve ben, henüz taşına- cak bir yer bulamadığımız için, alt kat- larda yıkım çalışmalan sürer. o güze- lim yaldızlı tavan süslemeleri sökülür- ken çatı katında bir süre daha oturmak zorunda kaldık. Annemin süreklı ağla- dığını hatırlıyorum. Ahşap konağın yıkılışı sırasında sem- tine bile uğrayamayan dedemse, yerine dikilen beton apartmanın bir dairesine yerleştikten kısa bir süre sonra yaşama veda etti. Çehov, Stanislavski, Mejerhold ve Moskova Sanat Tiyatrosu ailesi bir mTin üzerine çalışıyorlar. Etrafında bir roman kurgulama çalış- masını sürdürdüğüm o "12 numara"lı eve ilişkin bu son sahneleri ne zaman düşünsem. aklıma Çehov'un VlşneBah- çesi'nin fînali gelir Bahçe sattlmış. ev ın sakinleri -kımilen yeni bir hayat özle- mi. kımileriyse eski hayata hüzünlü bir vedayla- çıkıp gitmişlerdir. Terk edilmış salona 87 yaşındaki emektar uşak Firs girer. Onu geride unutmuşlardır. Divana uzanır. "Hayat geçip gitti, sanki hiç ya- şamadım" der. Çehov'un sahne notuna göre, gergın bir telın kopuşunu andıran. uzaktan, adeta gökten gelen ve yavaş ya- vaş sönen hazın bir ses duyulur. Otalı- ğa denn bir sessızlik çöker. Yalnız uzak- ta, bahçede. vişne ağaçlarına inen bal- tanın sesi işıtilir. Yaşlı Firs'le birlikte. bütün bir yaşam biçimi. bir çağ da sön- müştür sanki. Bızim konak. bütün o gir- daplar, ihtilaller, darbeler olmasa da bir gün yıkılacaktı kuşkusuz ve artık 87 yaşına gelmış Fırs. özdeşleştiğı dünya sona ermese de kuşkusuz v eda edecek- ti yaşama. Aslında vaşanılan olaylan ya da dramatik kurgulan. kendilerini aşkın tarıhsel süreçlerle bütünleştiren. o olaylan yaşayanların ya da o kurgu- lan yaratanlann ve- veya izleyenlerin. onlara bakışı. onlan algılayışıdır. Ben, anlattığım sürecin ardından ya- şadığım 68. 12 Mart 1971 ve sonrası. 12 Eylül 1980 ve sonrasıyla birlikte ba- kıyorum ister ıstemez Maçka'daki ko- nağa. Çehov, hikâyesını yazdığı kişile- re, geçmışin ve geleceğin bırbirine ka- nştığı bir çağın çalkantısı içinden ba- kıyor. 1899"un ekim ayında Meyerhold'a yazdığı bir mektuptaki şu sözlen Çehov oyunlarını önemli anahtarlarından biri- ni de venyor: "Geçmişle gelecek ara- sındaki uçurum, özellikle aile içinde his- sedilir." (*) Çehov un oyunlarında "es- ki Rusya"nın o kaçınılmaz yok oluşu. hiç değışmeyen fonuoluşturur. Gelece- ğe yönelik bakışı ise umut doludur: "Zaman geçecek, bizler de sonsuzca ay- rılıp gideceğiz vaşamdan. V'üzlerimiz. sesİerimiz, kaç kişi olduğumuz. hepsi unutulacak. Ama acılanmız, bizden son- ra v aşav acaklar için sevince dönüşecek; mutluluk, diıiik. dü/enlik egemen ola- cak dünvaya. (..) Bando nasıl da neşey- le, seviçle çahyor. Öyle geliyor ki bana, neden yaşadığımızı. bu acıları neden çektiğimizi öğreneceğiz çok geçmeden. Ah bir bilsek, bir bilsek!" Üç Kızkar- deş'ın sonunda Olga bu sözlerle sanlır kardeşlerine. Çehov'un zamanla ilişkisı bu yitip gıden geçmişle geleceğe umut dolu ba- kış arasında şekıllenır. Çehov, gelecek- ten yanadır ve yok olan eski toplumsal yaşama üzülmez. Peki o zaman oyun- lannın hüznü nerden kaynaklanmakta- dır7 llgınç bir not; Çehov gerek mek- tuplarında gerek konuşmalarında bu oyunlan bir trajedi olarak tasarlamadı- ğını defalarca belirtmiştir. M.P. Lili- na'ya yazdığı 15 Eylül 1903 tarihli mek- tupta Vlşne Bahçesi'nden şöy le söz eder: "Oyun dramdan çok bir komedy a. hat- ta yer yer güldürü oldu." Üç Kızkar- deş'ın ilk okuma provasını terk eden Çehov "un bu davranışını Stanislavski şöyle yorumlar: "Çehov neşeli bir ko- medya yazdığını düşünürken herkes okuma sırasında oyuna dram gözüyle ba- kıp ağlamaya başlamıştı. Bu nedenle Çehov da oyununun anlaşılmayıp başa- nsızlığa uğradığına inanmıştı." (*) Çe- hov'un "taşlamalı güldürü" yazdığı ka- nısını. geçmışe yönelik ironik bakışı besliyorolmalı. Bu ironiyi belirleyen de kuşkusuz Olga'nın sözlerinde dile ge- tirilen gelecek tasanmı ve geleceğe ait olma duygusu. Varsayılan "neşe"nin altında. "yüzkrimiz, sesİerimiz, kaç ki- şi olduğumuz" unutulacak olsa da, in- san ömrünü aşan bir geçmiş-şımdiki zaman -gelecek zincıri içinde yer alma bilinci yatıyor. (Bizim kuşağımızın da çok güçlü bir şekilde paylaştığı bir bi- linç bu.) Ama oyunu okuyanlarseyredenler açısından. hüzün herkesin kendi "tari- hi"yle sınırlı zaman diliminde yaşanı- yor. Anlatılan bir yaşam biçiminin, bir dünyanın sona erişi bile olsa, kişilikler o kadar gerçek, o kadar insan ki. her- kes kendi yaşam eğrisini ve aşkın temel yazgılannı oradabuluyor. Peşinden koş- tuğu gençlik düşlerinin bir gün doldu- rulmuş bir Marö"ya döndüğünü' döne- ceğini. Üç Kizkardeş'in ilkperdesinde- ki o güneşli bahar sabahının bir daha as- la geri gelmeyeceğini ve Mşne Bahçe- si'yle birlikte kendi çocukluğunun da y ı- kılıp gittiğini duyumsuyor. Çehov'un günümüzün parçalanmış. hızlanmış ve geçmiş-şimdi-gelecek zinc- iri içinde tasnifi zorlaşmış dünyasını ifade etmede yetersiz kaldığı düşünü- lebılir. Ama insanın çağlarüstü temel yazgılannı konu alan oyunlan, "kişi- sel" tarihlerimızle örtüşmey i hâlâ büyük bir güçle sürdürüyor. Oyunlanndaki o eskimeyen melodiye sinen geleceğin gizemli ve umutlu türküsü bu çağ biti- minde de bızi sarmaya devam ediyor. (*) Çehov ve Moskova Sanat Tivat- rosu.yay. haz Aziz Çalışlar, Mitos-Bo- vutvav., 1996, Istanbul. Eskidji Müzayedefvi'nin 2. kuruluş yıldönümü • Kültür Servisi - Eskidji Müzayede Evi 2. kuruluş yıldönümünü 7 Kasım Pazar günü 5 ayn salonda 5 ayn müzayede yaparak kutlayacak. Saat 14.00'te210 adet kitap ve harita ile başlayacak olan müzayedeler. saat 15.00'te karma eserler ve mobilya ile sürecek. 16.00'da başlayacak olan Tebrizlerin, sofralıklann, kihmlerin satışa sunulacağı toplam 110 parçalık Halı-Kilim müzayedesinin ardından saat 17.00"de fincanlar, vazolar, saksılar, örtüler gıbi bayanlann ılgisi çeken toplam 250 parçanın satışa sunulacağı Bayanlara Özel başlıklı müzayede gerçekleşecek. Saat 18.00'de ise Özel Resim Müzayedesi düzenlenecek. (253 62 05) Mask-Kara Tıyatrosu'ndan 'Bir Garip Ortıan Veli • Kültür Servisi - Mask-Kara Tiyatrosu Orhan Veli'nin ölümünün 50. yılı nedeniyle Bir Garip Orhan Veli'yı sahneye taşıyor. Sanat Yönetmenliğini Nazıf Uslu'nun yaptığı, kurgusu Murathan Mungan'a ait olan oyunda Mehmet Polat rol alıyor. Bir Garip Orhan Ve'lı 4, 5. 6. 7, 11. 18 ve 25 Kasım tarihlerinde Kadıköy Beledıyesi Barış Manço Kültür Merkezi'nde sergilenecek. (244 42 52) Birim Bozok'un resim sepgisi • Kültür Servisi - Birim Bozok'un resim sergısı yann Garanti Sanat Galensfnde açılıyor. 1971 yılında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Bedri Rahmi Eyuboğlu Atölyesi'nden mezun olan sanatçı. 1974-75 yıllan arasında tspanya'da Madrid Güzel Sanatlar Akademisi'nde gravür baskı öğrenimi gördü. Bugüne dek yurtıçinde 57. yundışında da 26 kişısel sergi açan sanatçının başta Almanya'da Bayreuth Şehir Müzesi, Polonya'da Varşova Çağdaş Müzesı ile Sopot Çağdaş Müzesi, Amerika'da New York Türk Evi ve Fransa'da Pans Turizm Bürosu olmak üzere pek çok yabancı temsilcilıkte, çeşıtlı kurum. kuruluş ve koleksıyonda yapıtlan bulunmakta. Resimlerinde doğayı konu alarak romantik. pastoral, renkçı bir çızgı ızleyen sanatçının yapıtlan 24 Kasım'a dek izlenebilir. Londra'da depremzedeler yararına konser B Kültür Servisi - Londra'da. 18 Kasım akşamı Löndra Büyükelçimiz Özdem Sanberk'm himayesinde depremzedeler yaranna özel bir konser düzenlenecek. Emre Aracı yönetimınde Londra Osmanlı Saray Müziği Akademisi tarafından gerçekleştirilecek olan konserde Osmanlı Sarayı'nda Avrupa Müziği temalı bir program sunulacak. Emre Aracı. Cambridge Üniversitesı Osmanlı Dönemi Enstitüsü'nde araştırmalannı Türk Ekonomı Bankası'nın sponsorluğunda sürdürürken kurmuş olduğu Londra Saray Müziği Akademisi grubunu da yönetiyor. Sanatçı 2000 yılının bahar aylannda Istanbul Çırağan Sarayı'nda Türk Ekonomi Bankası içın özel bir konser verecek. Bopusan'da atölye çalışmalan • Kültür Servisi - Borusan Kültür ve Sanat Merkezı'nde çocuklara vönelik olarak gerçekleştinlen "Müziğın Rengi' 'Çocuklarla Müzik' atölyeleri ile her yaştan katılıma açık disiphnlerarası sanat atölyesi 'Kontakt Doğaçalama Ses ve Hareket Atölyesi' Kasım ayı boyunca düzenlenecek. Pınar Başbuğ yönetiminde 5-6 ve 7-9 yaş gruplanna yönelik olarak gerçekleştirilen Çocuklarla Müzik Atölyesi 6 Kasım'da başlayacak SonjaTannsever. Oya Mete ve Elif Yıldmm'm yöneteceği Müziğin Rengi Atölyesi ise geçen yıl olduğu gibı bu yıl da Beyoğlu ve çevresindekı devlet okullanndan küçük konuklan ağırlayacak. Uğur Dikmencioğlu yönetimindekı Kontakt Doğaçlama Ses ve Hareket Atölyesi farklı sanat hepimızin ıçindeki yaratıcı potansiyeh açığa çıkarmayı amaçlıvor. West B'de Rune Mields sergisi • Kültür Servisi - \Vest B'nin Akatlar'dakı yeni bınası her yıl bıri Almanya'dan bıri Türkiye'den olmak üzere iki sanatçının yapıtlannı ızlenime sunacak. Sergi dizisinin amacı West B tstanbul'un Almanya ve Türkıye sanat ortamları arasında kalıcı ve sürekli bir iletişim köprüsü kurmak. bu iki ülkenin sanatçılanna katkıda bulunmak. Sergıler. küratör ve sanatçı arasındaki diyalogda temellenirken sanatçılar bina için uygun gördükleri ya da özel olarak bına için üretecekleri resimleri heykelleri ya da karışık teknikte yapıtlan sergileyecekler. Sergi dizisinin ilk konuğu. yapıtlan 2000 yılının mart ayına dek sergilenecek olan Rune Mields. 1935'de Münster'de dünyaya gelen Mields. sayılann ve işaretlerin yüzyıllar boyunca değişik kültürlerdeki anlamlan üstüne yaptığı araştırmalarda temellenen yapıt dizilerivle tanınıvor. BLGUN • CRR'de saat 19.30'da Michelangelo Pivano Dördüsü'nün konseri gerçekleşecek. (232 9H 30) • BtLGt LîNtVERSİTESİ'nde saat 19.00'da Heaven's Burning adlı film gösterilecek. (216 00 00) • AD\ KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 20.30'da KardeşTürküler'in konseri izlenebilir. • BORUSAN KÜLTÜR VE SANAT MERKEZİ'nde saat 19 OO'da A. Yüriir-H. Uçarsu ile 'İstanbuPdan Veni Müzik-Cenk Ergün'ün Yapıtlan' başlıklı program izlenebilir. (292 06 55) • BABYLON'da saat 21 OO'de Butch Morris W'orkshop Ensemble izlenebilecek. (292 73 68)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle