23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 EKİM 1999 SAU • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul A 24 Sinop Edme A 30 Samsun A 25 Adana PB 25 Mersin A 30 Kccaeli A 29 Trabzon PB 25 Diyarbakır A 34 Çgnakkale A 25 Giresun PB 25 Şanlıurfa Izrnir A 30 Ankara Menisa A 31 Mardin A 32 Eskişehir A 30 Siirt AyJın A 32 Konya A 30 Hakkâri Deiizli A 31 Sıvas A 30 Van Zcyıguldak A 24 Antalya A 29 Kars PB 24 ı buluttu Yurdun kuzeydoğu kesimleri parçalı bulutlu, öteki yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sı- caktığında önemli bir değişiklık olrna- yacak. Rüzgâr, gü- ney ve batı yönler- denhafifarasıraor- ta kuvvette esecek. DIS MERKEZLER Oslo Y 10 Beriin Y 17 Helsınkı Y 10 Budapeşte Y 20 Stockholm Y 11 Madrid Y 22 Londra Y 14 Viyarta Y 19 Amsterdam Y 15 Belgrad Brüksel Y 21 Paris Y 15 Sofya PB 26 Y 15 Roma Y 25 Bonn Y 16 Atina A 30 Münih Y 16 Zürih Y 18 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire Şam PB A A A A A PB A A 20 30 24 29 30 26 28 34 36 B u l u t l l J k Çok btluflu • • GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada zamlardan yaka silkiyor. Halkın vergileriyle yaşamını sürdüren herdaim hükümet yanlısı TRT1 'deki haberlere göre, her şe- yintıkınnda gittiği, hemen her şikâyete anında ça- re ve çözüm bulunduğu için depremzedelerle yö- re yöneticilerinin keyfi yerinde! Celal Pir, NTV'de söyledi: Başbakan, ABD'ye kalabalık bir heyetle gitti. Ikinci kalabalık heyeti işadamlan. Üçüncü heye- ti ise Hazine oluşturdu. Bunca kalabalık heyetlerle ABD'ye gidilip gelin- di, sonuç ne oldu: 109 milyon dolariık tekstil kotası dışında beklen- tiler, umutlar srfır kerre sıfır elde var sıfır diye özet- leniyor. Başbakan Ecevrt dönüşte havaalanında ifade buyurdu ki; Amerika görüşmeleri fevkalade olum- lu geçmiş. Umut Türk'ün ekmeği ya. Ye Türk ye! Bir yeni modadır gidiyor. Ecevit'i hükümet baş- kanı olarak eleştirmeye başladığınız anda, yalaka- lar lafı ağzınıza tıkamaya çalışıyor. Savunulanndaki tek dayanak, tek cümle: "Ece- vit dürûst adamdır". Bir kez dürüstlük başanlı hükümet başkanı oJ- maya yetmiyor. Üstelik namuslu ve dürüst olmak bireyin öncelikli niteliği. Ama dikkat ediyor musunuz; Türkiye'de namus- tan yoksun, dürüstlükten nasip almamış o kadar çok siyasetçi, bürokrat, gazeteci var ki; bunlar, Ecevit'in başarısızlıklannı dürüstlüğü ile göğüsle- meye çalışıyoriar. Ne günlere geldik Yarabbi! öyle bir hava esiyor ki son zamanlarda; doğru- lan söylemenin ya da bir siyasetçide dikkat çeken rahatsızlığın doktorlar heyeti tarafından incelene- rek yalanlanmasını ya da doğrulanmasını istemek bile, bir çeşit toplumsal ayıp. Ömek mi? Ecevit'in özel doktoru Arif Abacı, ABD dönüşü 5300 dolar ödeyerek geziye katılan gazetecilere, "Tetkik etsek sizde bende hastalık çı- kar, Sayın Başbakan'da çıkmaz" diyebiliyor. Bir dahiliye uzmanı özel doktor Abacı. Bilimsel açıdan bedensel ve zihinsel aksaklıklarda bir sinir uzmanı, bir beyin uzmanı kadar yetkili mi acaba? Iki sağlıksız bir sağlıkh eder Ecevit'in sağlık sorunlarının tartışılmasının bir yaran oldu. Devleti yönetenlerin sağlık durumlan- nı kamuoyuna duyurmanın gereğini kimilerine anımsattı. 76'lık Ecevit'ten sonra; üç-beş yıl daha görevde kalmayı sağlamak için kollan sıvayan Cumhurbaş- kanı Demirel'in sağlığına kanıt olarak TBMM'de i- kı saat 10 dakika ayakta uzun bfrmetni okuması gösteriliyor. Bu olguya dayanarak; "Demirel'in adeta birmu- kavemet maratonuna çıkarak, sağlığın gündemde olduğubirdönemde 'sıhhatim yerinde' mesajı ver- diğine" değinen yavuz kalemler, 'Baoa'iannı -bü- tünüyle sağlıkh ya- "tam teşekküllü hastane"ye benzetiyorlar. Cumhurbaşkanı, benzetmeyi doğruluyor ama, "hatta şeyi bile var" diyor. Neyi? Demirel'in yanıtı: "Eczanesn Demirel ne demek istiyor dersiniz? Bana kalırsa bir cebinde şeker hastalığına karşı ilaçlardan, tansiyon yüksekliğine çare olan haplar- dan, diğer cebinde enerji yüklü yaşamını sürdür- meye yarayan tabletlerden söz ediyor. Başbakanımız doğru dürüst yürüyemiyor, kolla- n sabit. Enerjısi tükenmiş gibi. Unutkan. Kimîso- rulan anlamıyor vesaire. Ama hastane kapılanndaki açıklamalarına göre turp gibi maşallah. Gumhurbaşkanımız keza. Her an -Allah sakla- sın- bir darbe getirecek ciddi sağlık sorunlan var.. Ama, hastane kapılanndaki açıklamalanna göre sağlığından hiçbir şikâyeti yok! Her ikisinin de sağlıklan kendilerinden menkul. Peki, öyleyse sağlıksız olan kim? Medyanın "baba "sına göre; devlet! Ister inanın, ister inanmayın: Sağlık sorunlan tar- tışılan 76'lık iki siyasetçinin son görevi: vş h_ Devleti sağlığına kavuşturmak! Yağmurtu Kartı 'Papandreu hayran bıraku 9 • Baştarafi 1. Sayfada luk çıkarması olarak değer- lendirdiler. Gazetelere göre Yorgo Papandreu'nun iki ûlke iliş- kilerinde sorumluluğu her i- ki ülke yetkililerine de yük- lemesi Türkiye'deki elit sı- nıfarasında hayranlıkyarat- tı. Papandreu'nun sadece konuşmalanyla değil, dep- rem bölgesi dahil yaptığı hertemasında Türk haikı ile medyasının ilgi odağı hali- ne geldiğine dikkat çeken gazeteler Teodoros Panga- los'un yol açtığı olumsuz imajm, Papandreu ile tama- men silindiğini belirtiyorlar. Gazetelere göre Yunanis- tan Dışişleri Bakanı Istan- bul temaslannda Tûrki- ye'ye yedi önemli mesaj verdi. Buna göre, - Iki ülkenin de görüşme- lerden çok büyûk beklenti- leri olmamalı, - Güven arttıncı önlem- lerin oluşması için mutlaka NATO ve AB aracı olmalı. - Kosova, Kafkasya ve Ortadoğu'daki sorunlann çözûmünde işbirliğine gi- dilmeli, - Iki ülkenin silahlanma- ya harcadığı paralar kısıt- Ianmalı, - Sorunlar uluslararası hukuk çerçevesinde çözüm- lenmeli, - Her iki ülkedeki ekstre- mist gruplann faaliyetleri smırîanmalı, - AB nezdinde işbirliği olanaklan araştınlmah. Yunan basm organlanna göre Yorgo Papandreu'nun verdiği söz konusu yedi maddelik mesajın Türkiye tarafından alınıp almmadıgı gelecekte belli olacak. Öte yandan Papand- reu'nun temaslanna verilen destek ise sürüyor. Yunanis- tan'ın eski başbakanı ve ana muhalefet partisi YDP'nin fahri başkanı Konstantin Mftçotakis yaptığı açıkla- mada, Yunanistan dış işlen bakanına büyük destek ver- diğini söyledi. Türkiye'yle yapılan diyalogu başından beri destekleyen Mitçota- kis'e, Atina Belediye Baş- kanı'nın da katıldığı dikkat çekti. Marmara depreminin ardmdan Türkiye'ye gelip incelemelerde bulunan ve yardım kampanyalannda önemli rol oynayan Atina Belediye Başkanı Dimitris Avnunopulos da Papand- reu'nun girişimlerini olum- lu olarak değerlendirdi. Bu konudaki desteğini bir kere daha dile getiren Avuramo- pulos, olumlu ilişkilerin de- vamlılığı açısından karşılık- lı temaslann sart olduğunu dile getirdi. 'Kıbrıs'taki son duvarı yıkalım' • Baştarafi 1. Sayfada ünhersiteden daha göçlü bir forum yoktuıf Papandreu, bazı kimselerin bugün için Türk ve Yunan ilişkilerinde yaşananlan "pe- ri masah" şeklinde nitelen- dirdiğini kaydederek bunun böyle olmadığmı, çünkü ya- şananlann iki ülke halkının talebi olduğunu. bu yüzden de "imkânsıza cesaret etme- nin zamaıu olduğunu" söyle- di. Balkan poütikası Bundan birkaç ay önce Dı- şişleri Bakanı tsmail Cem ile ortak çıkar konulannın tespi- ti için bir diyalog üzerinde ça- lışmaya başladıklannı anım- satan konuk bakan, "Sanki kültürel mirasveçevreönero- sizmiş gibi, bazı kişüer bu ko- nulan 'düşük dıplomasi' oia- rak adlandırmaktadır. Fakat ben bunu 'az heyecanlı' olarak adlan- dırmayı tercih ediyonun" diye ko- nuştu. • Avnıpa Birliği sürecinde çifte standart uygulanmaması gerektiği- ni belirten konuk bakan, Yunanis- tan'ın, Türkiye'nin Avrupa Birliği konusunda tek bir standart talebin- de bulunacağını, bunun aynı za- manda Türkiye'nin de eşit olarak tek standart uygulaması gerektirdi- gini kaydetti. Bazılannın, "Balkanlar'da fark- fa eöıik gruptar için farklı devletler isteyerek banşın gekceğmi" iddia ettiklerini vurgulayan Papandreu, şunları söyledi: "Ben buna hayır" divorunLÇün- kü böigenıizde banşa 0den kısayol- lar yok. Hızfa ve kolay yoUar da yok. Buna hayır' diyorum.Avrupa ulus- lan ve AB, çok etnik yapıh bir böt- gedir ve bununJa ö\ünür. Biz, Tür- Idyeileazuüıkiara göre suurlann de- ğiştirilmemesi temel inancını pa>1a- şn'oruz. Tüm gücfimüz, onlann bu- lundukları sınırlar içerisinde korun- masına yoğunlaşmah. Burada anla- yacağınızı düşündüğüm bir şey van Kaian son Beriin Duvan'nı da yıka- lım. Kıbns'ı bu yükten kurtaralım. Hepimizi bu vükten kurtaralım." Papandreu, Kıbns'ın AB'ye gir- mesinin de her iki toplumun yara- nna olduğunu söyledi. Konuk ba- kan, Yunanistan'ın, Türkiye'nin tstanbul LnrversJtesi'nin açılışına kablan Yorgo Papandreu ve tsmail Cem'i tÜ Rek- törii Kemal AJemdaroğhı karşdadı. (Fotograf: UĞUR GÜNYÜ2) süye gelişi sırasmda salonda- kilerden yoğun alkış aldı. Ye- ninin ve yeniliklerin kaynağı- nın üniversiteler olduğunu dile getiren Cem, Mevla- na'nın "Ne kadar şey varsa düne ait / şimdi yeni şeyler sövlemek lazun" dızelennı arumsatarak şunlan söyledi: a Meslektaşun Saym Pa- pandreu ile büiikte biz de kendi alanuntzda yeni sözkr söylemeye çauşmaktayız. Türk-Yunan iü>kileri gibi fev- kalade çetin bir konuda ban- şu anla>işı, ortak menfaaü egemen kılmak için uğraş- maktayız. Kolay bir iş değil tabiL. Ama bir Ö4çüde mesa- fe almaktayız. Dikkatle, ihti- yatla, kararnlıkla.- Bu zor işi kolay kılan, hiç kuşkusuz Sa- ym Papandreu'nun kendi hal- kının menfaannı öncetfldesa- AB içerisinde bir geleceğı olduğu- na çok güçlü bir şekilde inanması- nın yanı sıra Türkiye'nin en başa- nlı politik ve ekonomik bölgesel birlikte tam üye olmasının da Tür- kiye'nin çıkanna olduğuna inandı- ğmı vurguladı. 'Ttirkiye'yi desteküyonız' Türkiye'nin Kafkasya, Ortado- ğu ve Balkanlar'la çevrili bir coğ- rafyada yer aldığmı anımsatan Pa- pandreu, Türkiye'nin bölgedeki ça- tışmalann yan etkilerine daha faz- la maruz kaldığını vurguladı. Pa- pandreu, bu nedenle Türkiye'nin gelişmiş Avrupa ülkelerinin yolunu izleme karannın alkışlanması ge- rektıgine dikkat çekerek Yunanis- tan"ın bir komşu olarak Türki- ye'nin Avrupa'nın ortak değerleri- ni uygulayan bir ülke olmasmda özel bir yarar olduğunu, bu neden- le de Avrupalılaşmasını ciddi ola- rak desteklediğini kaydetti. AB'nin kapalı bir "Hıristiyan Knlübü" olmadığını ifade eden Pa- pandreu, aksine AB'nin ortak kar- şılıklı çıkarlara dayandığını söyle- di. Türkiye'yi AB'de istediklerini belirten Papandreu, "Biz, Tûrld- ye'nin tüm hak >« sorumhıluklan paylaşmasını tsthoruz" dedi. Iki ülke arasında gelişen diyalo- ğun temel sözcüğünün halklar ol- duğunu kaydeden konuk Dışişleri Bakanı, bu diyaloğun, iki halkın üzerinde duracağı zemini ortaya çı- karacagını. bu zeminin onlan daha da yakınlaşnracağını belirtti. Düşüncelenn halk taranndan ge- liştinlmemesi durumunda geçersiz olacağuu söyleyen Papandreu, ge- çersiz bir düşüncenin de var olma nedeni bulunmadığını, bunun sivil katılımın özü olduğunu belirtti. Ko- nuk bakan, AKUT ve EMAK'ın, i- ki halkı yıllardır ayıran betonlan kırdığını belirterek "Onlar bu be- tonlan, birim teşekkür etmeye ka- rar vermemizden daha hıziı lardı- lar. Yunanlı gönüllüler. Türkiye'de- ki enkazda bizim onlan sınırda dur- durnıayı düşlememizden önce ça- hşnurya başladüar. Bu sh il kablnmn ve diplomasinin özüdür" diye ko- nuştu. 'Halkın sesi işhilmeli' Halklann sesinin güçlü olması gerektiğini kaydeden Papandreu, halkın sesinin işitilmesi gerektiği- ni, öğrencilerin, profesörlerin, Tür- kiye'deki ve Yunanistan'daki üni- versitelerin vazgeçilmez bir rol oy- namasının zamanının geldiğini söyledi. Atina Üniversitsi Rektörü'nden bir mektup getirdiğini de söyleyen Papandreu, mektupta, iki ülke üni- versiteleri arasında işbirliğinin ar- zu edildiğinin belirtildiğini ifade et- ti. Papandreu'nun konuşması, öğ- renciler ve öğretim üyelerinden yo- ğun alkış aldı. Törene katılan Dı- şişleri Bakanı Ismail Cem de kür- vunu>t)r olmasKİır. Bizde kendihal- kımızın menfaatuu öncetikle savu- nuyoruz. Bu karşıhkh mcnfaaün banşta, anlayışta, güvenlikte oldu- ğunun biüncindeyiz.Sayuı Papand- reu, sözüne gûvendiğinı dost bir in- sandır. Bizim bildiğimiz, bizim tanı- dığuıuz, bizim cograryamızın üste- Bk bizlere de benzeven bir insam- dır" Dışişleri Bakanı tsmailCem, Yu- nanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Pa- pandreu onuruna Müşir Fuat Paşa Yahsı'nda gayri resmi bir yemek verdi. Yaklaşık 2.5 saat süren ye- mek sonrasında gazetecilerin soru- lannı yanıtlayan Yorgo Papandreu, birkaç ay önce bir diyalog süreci başlattıklannı belirterek "Bu so- runlan çözdüğümüz anlanuna gel- miyor. Uzun birsürecin başındavTz" dedi. Dışişleri Bakaru Ismail Cem ise bir soru üzerine Kıbns konusunda Türkiye ve Yunanistan'ın farklı tu- tumlan bulunduğunun bir gerçek olduğunu belirterek iki ülke arasın- daki ilişkiyi iyileştirmek için doğ- ru yönde adım atmaya çalıştıklan- nı söyledi. Cem ile Papandreu, ye- meğin ardından Istanbul Kültür ve Sanat Vakfi'nca düzenlenen 6. ts- tanbul Bienali kapsamında Aya Iri- ni'de açılan "Tutku ve Dalga" adlı sergiyi gezdi. Papandreu, özel bir uçakla saat 16.55'te Atina'ya gitmek üzere Türkiye'den aynldı. Sulukar i Gök guaVtülü G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada yor: "Iktidarda Komünist Partisi var. Tek parti ege- men. Bu koşullarda liberal ekonomi mi olur?" Çin ise modelini şöyle açıklıyor: "Sosyalist piyasa ekonomisi!" Bu tanımı Çinli yetkililerden ilk duyduğumda ak- lıma şu benzetme gelmişti: Ispanaklı baklavai Çin'in birbirinden çok farklı özellikleri olan kent- leri, Pekin, Şian, Urumçi ve Şanghay'ı görünce de şu değeriendirmeyi yapmadan edememiştim: Çinliler dünyadakı bütün değerleri, kendi bakış açılanyla yeniden yorumlayıp kullanıyorlar. Çin'in sosyalist sistemden vazgeçmeyip kapita- list deneyimden yarartanarak kendine özgü bir mo- del yaratması da bunun eseri. 50. yılında Çin şu tanımla özetlenebilir: Başkan Mao, lider Deng, düzen sosyalizm, reh- berkapitalizm. Çin'in nüfusu 1 milyar 300 milyon. Bir başka de- yimle yeryüzündeki her beş kişiden biri Çinli. Çin'de daha önceki yönetimlerin büyük çoğunlu- ğu, açlıkla karşı karşıya kalan köylülerin başkenti basmasıyla çökmüş. Bu sorun bugün için büyük ölçüde azaltılmış görünüyor, ama hâlâ kırsal kesim- de birinci öncelik. Çin köylüleri gelenekse! olarak günaydın-iyi günler yerine şunu söylerier: - Bugün bir şey yedin mi? Yediyse iyi demektir. Çin yönetimi, doğusundaki serbest bölgelerde yoğunlaşan dış yatınmlara Çinlileri de ortak ediyor. Böylece Çin'de de bir işadamlan grubu oluşturul- maya çahşılıyor. Tabii ki Çin Komünist Partisi (ÇKP) denetiminde. ÇKP'nin 9O'lı yıllarda parti binaların- da verdiği derslerden biri şu: Patronluk! 1978'de, bugüne gelişin yolunu açan reformla- n başlatan Deng, hayattayken aktif siyasetten çe- kilmişti. Yaşamının son yıllannda kullandığı tek un- van şuydu: Briç Demeği Onursal Başkanı. Deng'in ölümüyle birlikte kafalarda şu vardı: Acaba Çin'in 'deng'esi bozulur mu? Olmadı... Zemin de aynı zeminde devam etti. Zemin'in "Gökyüzû kapısı "anlamına gelen Tianan- men Alanı'nda yaptığı 50. yıl konuşmasındaki şu üç mesajın altını çizmek gerekiyor: - Kuvvete dayalı dünya siyasetine hayır. - Tek kutuplu dünyaya hayır. - Daha dengeli bölüşümü içeren yeni bir ekono- mik model. 9O'lı yıllann rakamlanna baktığımızda Zemin'in özellikle üçüncü mesajının içeriği daha iyi anlaşılı- yor. 1970'lere dek gelişmış kuzey yanmküre refa- hın yüzde 60'ına sahipti, fakir güney yüzde 40'ına. Bu denge 80'e 20 oldu. Clinton'ın son olarak kü- resel ekonominin imajının bozulmaması için fakir ülkelerin tüm borcunu silmesinin altında yatan ger- çeklerden biri de bu. ÇKP bütün kararlannı tartışarak geniş bir zemin- de alıyor, ama yine de tek parti yönetimi evrensel demokrasi kriterleriyle bağdaşmıyor. Ancak Çin'in bugünkü deneyımını de küçümsememek gereki- yor. Zira bugünkü "tek kutup" seçeneksiz kalırsa iyice azgınlaşacak! Ecevit'in açıklaması Başbakan Bülent Ecevrt dün bu köşede yayım- lanan "Ecof. Dr. Hüsamettin özkan" başlıklı yazı içintelefonlaaçıklamayaptı. Ecevit, Özkan'la ara- sında hiçbir sorun bulunmadığını söyledi. "Hava- alanına gelmemesini ben istedim. Şatafata karşı- yım. Zaten biliyorum, partimizin içini kanştırmak isteyenler var. Bu türşeylerden mana çıkanlması- nı yadırgıyorum" dedi. özkan da yine telefonla bir açıklama yaptı. "Sa- yın Başbakan istemediği için havaalanına gitme- dim. Yoksa ben alana gerekirse geceden gider- d/m"dedi. Bir süredir konuşulmakta olan konuyla ilgili son durumu birinci ağızlardan aktarmış olduk. Işgal tatbikab Konuğumuz Papandreu CHP Cenel Başkanı yalanladı H Baştarafi 1. Sayfada rekâtında önemli görevler başardığı haber verildi. Nikiforos tatbikatırun 7 Ekim'e kadar devam edeceğini bildiren Rum gazeteleri ise ABD'ye kızan Klerides'in, Rus yapımı S-300 füzelerini yeniden gündeme getirdi- ğini haber verdiler. Rum yönetimi Başkanı Glafkos Kleri- des'in, ABD Dışişleri Bakanlığı ile Ulusal Güvenlik Konseyi üst düzey yetkililerinin "Clinton-Ecevit görüşmesinin tek sonucu- nun, ABD Başkanfnın Kıbns özel temsfl- cisi tecrübesiz Alfred Moses'in Ankara- Atina-Lefkoşa üçgenine yapacagı önemsiz zıyarettir" şeklindeki sözlerine bozuldu- ğunu ve adeta kudurduğımu yazan Simeri- ni gazetesi. "Klerides ihaneti hazmedemi- yor" dedi. Simerini. "Klerides'in ABD Cesaretsiz- Uğine Öfkesi-Dünkö Ethnos Tis Kiryakos Bunu \urguluyor" başlığı altında, Yuna- nistan'da yayımlanan Ethnos Tis Kiryakos gazetesinin New York muhabirine dayana- rak. Klerides'in yakm çalışma arkadaşla- nndan birinin "Cumhurbaşkanı yapı ola- rak centilmen birisi olmasa>dı bağırmala- n Beyaz Saray'dan duvıılurdu" dediğini yazdı. Tharros gazetesi ise "Öfkelenen Kleri- des, Kıbns stratejisini yeniden a>aruyor- S- 3OO'lertekrarsahn€yeçıkacak" başlıklı ha- berinde, Moses'in 16 Ekim'de Ankara'dan getireceği mesajın Ecevit'in verdiğineben- zer olması halinde "S-300 Rus füzelerinin tekrar sahneye dönecegini ve Kıbns'nı stra- tejisinin değişeceğini" yazdı. Gazeteye gö- re, Klendes bundan sonra atacağı adımla- n kararlaştırdı. Bu adımlar asken alanda, Atina hemfıkir olmasa da ciddi hareketle- ri de içerecek. VVashington'da bulunan KKTC Dışişle- ri ve Savunma Bakanı Tahsin Ertuğruloğ- lu, ABD Başkanı Bill Clinton'ın, Kıbns'ta hedeflenen çözümün 1974 öncesine dönü- şe yol açmayacağı yolundaki güvencesinin olumlu olduğunu. ancak bu güvencenin, taraflann BM gözetiminde New York'ta görüşme masasına oturmasına yetmediği- ni söyledi. Ertuğruloğlu, ABD Dışişleri Bakanlı- ğı 'nda yapacagı temaslarda da Rum yöne- timinin "Kıbns Cumhuriyeti" sıfatını taşı- masına ve "sözdetoplumlararasıgöriişroe- lerde iki toplum Ikkrinin masaya oturma- sına" taraf olmadıklannı anlatacağını bıl- dirdi. Pışişleri'nden açıklama Dışişleri Bakanlığı'ndan dün yapılan ya- zılı açıklamada, Nikiforos tatbikatının Do- ğu Akdeniz'de güvenlik ve istikrar açısın- dan kaygı verici bir gelişme olduğu belir- tilerek şu görüşlere yer verildi: a Rum-Yunan ortak tatbikata Kıbnsta oluşturulma>a çauşılan olumlu ortama ters düşmektedir.Türk tarafına saldın senaryo- lan da içeren bu tatbikat, Kıbnsta KK- TC'nin güven ve güvenlik endişelerinin ne kadar hakfa olduğunu göstermektedir. Ulus- lararası kamuoyunun bu olumsuzvetahrik- kâr gelişmeyi gerektiği gibi değeıiendirece- ğini ümit ediyoruz. KKTC'nin ve ûlkezi- min güvenüğine dognıdan tehdrt teskil eden askeri hazuiıklara karşı ülkemizin her tür- lü önlemi alması doğaldır." EROLMANİSAU Yunanistan Dışişleri Bakanı Papandreu, Türk-Yunan dostluğunu pekiştirmek için Türkiye'ye geldi ve bazı konferanslar verdi. Deprem bölgesine de gitti, çok güzri bir başlangıç. Ancak sonu gelmedi. Pazar akşamı Taksün toplantismda Kıbns'ın Rum olduğunu, Türkiye'nin azmlığını korumak bahanesiyle adayı işgal ettiğini söyledi. Arnavutluk'u ömek göstererek. "ArnavTraukta Mman a/ınlıL- var dive Yunanistan bu ülkevi işgal mi etsm" diye yorum yaptı. -Adayı 1955'tenberi EOKA terör örgütü aracıhğı De Yunanistan'ın işgal etmek istediğini gözardı etti. - 1963'te yine Rumlann Attna'nın desteği ile Akritas soytaran planı çerçevesinde ikınci işgal faaliyetini görmezlikten geldi. - 1974'tefaşist Yunan cuntasımn adayı işgal girişimine karşı Türkiye'nin garantörlük hakkmı kullanarak adaya müdahale edip buradaki Türk halkının haklannı koruduğunu unutmuş göründü. tşin en önemli yanı, geçen yüzyıhn sonunda, ada haJkının nüfusunun yansını Tûrkler oluştururken, 1900- 1974 arasında nasıl göçe zoriandıklannı hiç anımsamdı. Bu arada tstanbul'da konuk olduğu bir toplantıda Denktaş'ı kötüledi. Eğer Ismafl Cem Atina'da bir konuşmasında yukanda araiatBgHn tarfti gerçekleri söyleyip Klerides'i kötülese\di temiz bir dayak yerdi, kimsenin kuşkusu olmasın. Bölgeyi ve Kıbns uyuşmaziığını en iyi bilen birkaç Avrupalıdan bni olan Ingiüz Dr. Andrew Mango geçen hafta çıkan Atatürk kitabının sonunda şövîe diyor: "Cumhuriyet dönemi içinde Türkiye Cumhuriyeti banşçı bfa- Âş poMka izledi Kıbns'a müdahaie ve KKTC'nin ilanı. fngfflz bnparatoriuğunun çökmesi sonucu, adada Türk van^Bun korunmaa hadiseskfir." Papandreu Dr. Mango'nun ortaya koyduğu bu gerçeği anlayacak ve hazmedecek durumda değil. Megalo tdea'lanndan hâlâ vazgecmemişler. Yunanistan'ın dostluktan ne anladığı da ortaya çıkmış oldu. Bu arada şu günlerde Kıbns Rum kesiminde Nikiforos askeri manevralan yapdıyor. Yunan Savunma Bakanı manevralan izliyor. Manevralarda, KKTC'nin nasıl işgal edileceği, Girit'ten kalkan Yunan jetlerine. Girit'te yeni yerleştirilen S- 300 fuzelerinin nasıl destek vereceği deneniyor. Papandreu bir taraftan Türk- Yunan dostluğundan söz ederken diğer yandan, - hem ortaya koyduğu Yunan poütikası olarak hiçbir şeyin değişmediğini açıkîıyor, - hem de Rum yönetimi ile birlikte "düsmanca bir tutumun simgesi olan" askeri manevralan, en yeni silahlarla adanın güneyinde sürdürüyor. Bu çifte standardın açıklığa kavuştnası gerekmez mi? Bu olmazsa medyamız kendi halkını kandıran bir araç durumuııa düser. Kim biîir, belki birileri gerçekten bonu arzuluyor. 'Oymen'e darbe' iddiası CHP'yi kanştırdı MUTLUSERELİ ANKARA - CHP'de bir kanadın AJ- tan Öymen'i genel başkanJıktan devir- mek için toplandıklan iddialan parti ku- lislerini kanştırd». Öymen, devirme amacıyla yapıhnış bir toplantı olduğu- nu sanmadığını belirtirken "Genel baş- kanı devirmenin yohı beffidir. Gerekli imzavı topianarveParti Mecfisi'ni (PM) olağanüstü toplantıya çağınrlar" dedi. Bir gazetede önceki gün yer alan ve bir grup CHP'linin Genel Başkan Altan Ö>men'i "devirmek" amacıyla "giziice toplandıgı'' yönündeki haber parti içi kulısleri hareketlendirdi. Toplantının darbe amacı taşıdığı iddiasınm. eski Ge- nel Başkan Deniz Baykal'a yakınlığıy- la bilinen partililerin u manipülasyoöu r olduğu iddia edilirken Öymen konuyla ilgili olarak son sözü söyledi. Toplantı- nın özel olduğunu ve ıçeride ne konu- şulduğuna kanşamayacağını belirten Oymen. "Toplantıya kanlanlardan ba- zıİan PM üyesi. Partinin tümünü ilgilen- diren bir mesek olursa herhalde orada açarlar. görüsürüz" diye konuştu. Öy- men, genel başkanı devirmenin yollan- nın belli olduğunu belirterek "Gerekir- se PM'yi olağanüstü toplanoya çağınr- lar. Ama böyle bir şey okhığunu zannet- miyonun" diye konuştu. CHP olarak bir süredir üye kayıtlan- nın yenilenmesinden, deprem sürecinde hazırladıklan raporlara kadar pek çok çalışmayı gerçekleştirdiklerini ve pek çok projenin de hazırlıklannı yürüttük- lerini anlatan Oymen, bu çalışmalann hiçbiriyle gazetelerde birinci sayfadan haberolamadıklannı ifade etti. Oymen. "Bu toplannyla birinci sayfaya çıknk. Bi- rinci sayfaya çıkmamızı sağladığı için faydab bir iş telakki edilebilir" görüşü- nü aktardı. Toplantıya katılanlardan es- ki Konya tl Başkanı Hüsnü Bozkurt, toplantının olağanüstü kurultay döne- minde birlikte çalışan kişilerin bir ara- ya geldiğı bir değerlendirme toplantısı olduğunu belirterek "Darbeyle devir- mekle alakası yok" diye konuştu. Toplantıya katılanlardan PM üyesi Ethem Cankurtaran da toplantının ge- nel başkanı devirme amacını taşımadı- ğmı vurguladı. Merkez Yönetim Kuru- lu (MYK) üyesi Mustafa Gazalcı da şöyle konuştu: "Bir değerlendirme top- lanusı yapıldı. Nedarbe nede devirmey- le ilgisi var. Kurultay sürecinde bir ara- daolan insanlarbirbirlerine bilgiaktar- dılar. Genel başkana ve genel merkeze tavir alma, yeni bir parti kurma anlayişt yok. Ben parti yönetimindeyim. Parti yönetimine karşı bir toplantı olsa ben kanlmam. Bu toplantı partinin çalış- malannı daha da destekleme amacını taşıyor."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle