Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 EKİM 1999 SALJ
10 H A B f c ı R L E R dishab(&cumhuriyetcom.tr
KAVŞAK
OZGEN ACAR
Mazoşist Bizans basınında Kıbrıs
ABD gezisi öncesınde "Mazoşist Bi-
zans basınında" Başkan Bill Clinton'ın
Kıbrıs konusunda Türk Başbakanı Bü-
lent Ecevit'i bir matkapla "haşırt" di-
ye nasıl "oyacağını" ve Yunanca de-
yimiyle nasıl "dolmades" yapacağını
okuduk!
"ABD Kıbns 'a garantöroluyormuş",
"Albright Planı", "Holbrooke Planı"
adlı planlardan birini karpuz sengism-
deki gibı beğen beğen al, seç seç al.
"Magosa'daki Maraş"\ vermek yet-
mezmiş, adadakı 35 bin kişilik Türk or-
dusu da çekilmeliymiş. Mübarek Is-
tanbul değil, sankı Kıbns- Yunan ba-
sını! Bizans basınına sormak gerekir:
"Bunları hangi Türk kaynağından öğ-
rendin. Ecevitmi, Cemmi, Denktaşmı
söyledi? Beyaz Sarayyoksa ABD Dı-
şişleri Bakanlığı 'nın sözcülehmi açık-
ladı? Ya da BM Genel Sekreteh Kofi
Annan mı?"
Atina'daki güvenılir bilmem ne ga-
zetesinde bir plan yayımlanmış. Plana
göre Rauf Denktaş, dönüşümlü cum-
hurbaşkanı olacak, karşılığında da Ma-
raş ve Güzelyurt Rumlara yerilecek-
miş. Adanm sivri ucundaki Kıbrıs'ta
Rum kantonu kurulacakmış. Sofumşuz-
ca bir mış mışlık! Ecevit'in VVashing-
ton'da Clinton, New York'ta Annan ile
görüşmelerinı izleyen meslektaşlan-
mın çoğu her nedense yazılannda res-
mi açıklamatara pek yer vermedi. ör-
neğin, Beyaz Saray sözcüsünün açık-
laması şöyleydi: "Başbakan ve Başkan
Kıbns sorununu da görüştüler. Heriki-
si de sorunun çözümünde 1974 ön-
cesindeki duruma dönüş olamayaca-
ğı, tüm Kıbnslılann güvenlikiçındeya-
şamalan konusunda görüş biriiğine
vardılar."
Uluslararası ilişkilerde hukuksallık
ıçin Latince "dejure", uygulamadaki
durum için "de facto" sözcüklen kul-
lanılır. "1974öncesinedönülemeyece-
ği" sözü ile Beyaz Saray, KKTC'nin
varlığını "de facto" da olsa, kabullen-
miş olmadı mı? Hani Clinton, Ecevit'i
oyacaktı? Bu görüşmeden sonra Ati-
na'dan "Büyük düş kınklığı" haberie-
ri geliyor. Bu düş kınklığı dahi "Kıbns
sorununu çözecek tek insan" denilen
Ecevit'in siyasasına yazılacak bir artı
değil mi?
Gazetecilığe 1960'da başladığımda
ilk yazdığım haber Kıbns'la iigiliydi. So-
runu dört yıl Atina'da (bazen Güney
Kıbns'ta) ve 4 yıl da NewYork'ta BM'de
izledım. Dolayısıyla mazoşist Bizans
basınına değil de genç meslektaşlan-
ma bir önerim var. Yunan basınının ge-
leneksel "fasana "lannadayanmakye-
rine, 1963'den bu yana Yunanlann "Ka-
çan Fırsatlar" dedikleri adadaki olay-
lann gelişim zincirine bir göz atmak
daha gerçekçi bir davranış olur.
Dikkatten kaçan diplomat
Türkiye'nın BM Daimı Temsildsi Bu-
yükelçı Volkan Vural, Ankaradan al-
dığı talimat gereği, Genel Sekreter Ko-
fi Annan'a iki ay önce bir haber ılettı.
Ecevit'in New York'a da uğrayacağı-
nı, "istediği takdirde" kendisi ile görü-
şebileceğini bildirdi. Ankara, Annan'dan
randevu istemıyordu. Genel Sekreter,
başbakanı davet etti. Bu giri-
şımden habersiz Bizans bası-
nı, gezi öncesinde Ecevit'in
Annan'ı neden ziyarete gitme-
diğinin hesabını sordu. BM'nin
38. katında Rahşan Ecevit'in
de katıldığı görüşme gerçek-
leşti. Basın, Rahşan Hanım'ın
orada ne işi olduğunu sor-
makta haklıydı.
Resimlerinden, görüşmede meslek-
taşlanmın dikkattennden kaçan bir baş-
ka önemlı kişınin varlığını gördüm. An-
nan'ın sağında başyardımcısı Sır Ki-
eran Prendergast oturuyordu. Anım-
sanacağı uzere üç yıl önce Ankara'da
Ingiliz Büyükelçisi olan Sir Kieran, Tür-
kiye'de 196O'lı yıllarda da "başkâtip"
olarak da bulunmuş, o günden beri ta-
nıdığı Ecevitler'i mükemmel Türkçesi
ile "Hoşgeldiniz" diye karşılamıştı. An-
nan'ın yanıbaşında "çekirdektenyetiş-
me bir Kıbns uzmanının" variığı bası-
nımızın dikkatinden kaçmıştı.
New York'a gıtmek üzere Ankara'dan
aynlmadan önce Sir Kieran "protokol
Kieran
gereği" Türkiye'nın gelmiş geçmiş en
böyyyük başbakanı olan Prof.Dr. Tan-
su Çiller hanımefendiye veda edeme-
mişti. Çünkü hanımefendi o anda ne
ıdüğü belirsız işlerie uğraştığı için de-
ğil randevu, Ingiliz Büyükelçisi'ne ya-
nıt bıle vermemişti. Hanımefendinin
kabul etmeyışinden bugün "gururduy-
duğuna" inandığım Sır Ki-
eran, BM Genel Sekreteri-
nin başyardımcısı olarak
Ecevit ile Kıbns görüşme-
sindeAnnan'ın yanında ye-
rinı almıştı. Ya Çiller bugün
o görüşmede başbakan ol-
saydı!
Annan, Kıbns'ta ne gibi
Prendergast çözüm yollarının bulunabile;
ceği konusunda Ecevit'in görüşünü
sordu. Plan önerisi yerine daha çok
Ankara'yı dinledi. Türk başbakanı, Kıb-
ns'ta Rumlann anayasayı dışladıkları
1964'ten bu yana Türk toplumunun
kendi kendıni yönettiğini, 1974'ten son-
ra adaya ilk kez banş geldiğini anlattı.
Ecevit "Kıbnslı iki lideri bir araya ge-
tirmeden önce taraflann ikincil yetki-
lileriile toplumlararasıgörûşmelerbaş-
latarak, ileride bir doruk için ortam
oluşturmasının daha akılcı olaçağım"
söyledi. Annan da "Kıbnslı iki lideh bir
araya getirmekte acele etmeyeceği-
ni, biraz daha düşüneceğini" belirt-
mekle yetindi.
Döpt şapkalı Kıbrıs temsilcisi
ABD Başkanı Bill Clinton, "Kıbns
Özel Temsilcisi" olarak Richard Holb-
rooke'u atadığmda "1998yılınm Kıb-
rıs Yılı" olacağı öne sürülmüştü. Göre-
vine hızlı başlayan Holbnooke , Mad-
leine AJbrighfın boşalttığı BM Daimi
Temsılciliği koltuğuna oturmayı seçti.
ABD kabinesinde "oy hakkı bulunma-
yan bakan" konumundaki bu görev dı-
şişleri bakanlığı yolunu da açabilirdi.
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ı "çö-
zümsüz" olarak gören Holbrooke'un
rolünü güvenlık konseyinde pende ar-
kasından sürdüreceğı kuşkusuz.
Holbrooke'un boşalttığı göreve ise
şimdiye değin dört değişik şapka giy-
miş, ilginç bir kişi getirildi. Alfred (kı-
saca Al) H. Moses bir Yahudi. Sıradan
bir Yahudi değil. "Amerika Yahudi
Kongresi" gibı dev bir baskı kurumun-
da 1991 -94 yıllan arasında "Başkan-
lık" yapmış önemli bir kişi. Gönsvi sür-
dürürken aynı anda Demokrat Başkan
Jimmy Carter'ın da özel danışmanı idi.
VVashington'daki GeorgeTovvn Hukuk
Fakültesi'nden mezun, başkentteki
önemli bir hukuk firmasının ortağı ola-
rak siyasal havayı yakından soluyan
bir avukat. Çoğu Israil'e göç etmekle
birlikte, Romanya'da pek çok Yahudi
yaşıyor. ABD Dışişleri Bakanlığı, Romarv
ya'daki Yahudilerin hakiannın korunma-
sı, göç edenlenn mal varlıklannı sahip-
lenmeleri amacıyla Bükreşte etkin ça-
hşmalar yapacak bir büyükelçiye ge-
reksinim duymuştu. Bakanlığın önem-
li kişilerinden ve 2. Dünya Savaşı'nda
Nazilerce el konulan Yahudi altınları
konusunda uluslararası toplantılann
öncüsü Stuart Eizenstat'ın da yakın
dostu olan avukat Moses bu göreve
atandı. Bu seçim, diplomatık olmaktan
daha çok ABD'nin iç siyasası ve Isra-
il ile ilişkileri açısından önem taşıyor-
du. Moses, 1997 Eylülü'ne değin gö-
revini başarı ile sürdürdü.
Aynı zamanda "yazar" olan Moses,
"toplum lideri", "avukat" kimliğinden
sonra "diplomat" şapkasını dagiymiş
oldu. Clinton'ın Kıbns'ta birçeşit "ara-
bulucu"görevini Moses'eyermesinde
"diplomat ve avukat" gibi bir "müza-
kereci" kimlikten daha çok, yine gele-
cek yıl seçimlerinde Demokrat Parti'ye
oy çekecek bir kimliğinin ön plana çık-
tığı göz ardı edilmemelidir. Gücünü,
Demokrat Parti ile Yahudi lobisinden
alan Moses, ABD Dışişleri Bakanlığı
Kıbns Eşgüderi Thomas Weston ile bir-
likte çalışacak. Moses ekim ortasında
bölgeye gelecek.
BM Genel Sekreteri Annan da Kıb-
ns'taki özel temsilcisi Ann Hercus'un
dışındaeşgüderatamayaçalışıyor. Bu
görevi yıllarca önce yürütenlerden bi-
ri olan Perez de Quellar'ın BM Genel
Sekreteri olduğunda Kıbns'a çözüm
getiremediği de unutulmuyor.
Haftanın elmekleri
Cennet ve cehennem
Cennet-cehennem kavramlanna ye-
ni bir tanımlama getirildi. Bu tanıma
Türk'ü yerleştirmeyi, kadınlann cennet-
cehennemini kurgulamayı ise siz dene-
yiniz: "Bir erkek için cennet, Amerikan
maaşına, Ingiliz evine, Çin yemeğine,
Alman arabasına ve Latin eşe sahip ol-
maktır. Cehennem ise, Amerikan ara-
basına, Ingiliz eşe, Çin evine, Almanye-
meğine ve Latin maaşına sahipliktir."
Yaşamı geri döndürmek
George Cariin adlı Amenkalının öne-
risine bir kulak verin bakalım:
Yıllarca didin çabala, uğraş dur ve
sonunda ödül: Ölüm. Acaba buyaşam
çizgisi tersyüz edilemez mûönce öle-
ceksiniz. Sonrayaşlılığınızıyaşayacak-
sınız. Isinizle uğraşıp dururken birden-
bire bir altın saat ödülü ile kovulup
gençliğinizegetirileceksiniz. 40yıllıkça-
lışma sonunda genç emekli olmanın
zevkini yaşayacaksınız. Bundan son-
ra gel keyfim gel. Partiler, eğlenceler.
Ardından, ilkokulagidipsorumsuzyaş-
tan bebeklığe geçeceksiniz. Oradan
ana rahmine girip 9 ay yüzeceksiniz.
En güzeli de yaşamınız bir orgazmla
sona erecek. Böylesı daha iyi değil
mi?"
Sosyal demokrat-muhafazakâr koalisyonun geleceği tehlikede
Avustuıya'da hükümet hesaplaıi
Elmek: oacar@ superonline.com Fax: 0312. 468 15 79
Aşın sağcı lider Jörg Haider seçim zaferini kuthıyor.
• Aşın sağcı FPÖ'nün genel
iktidara aday olması, özellikle
ve Israil'i endişelendiriyor.
GÜRAYÖZ
VİY4NA -Avusturya'da önceki gün
yapılan genel seçimlerde aşın sağa Oz-
gürlük Partisi'nin (FPÖ) oylannı art-
tırarak ikinci jjarti konumuna gelme-
sinin ardından hûkûmeti kimin kura-
cağı tartışmalanfuzkazandı.
FPÖ'nün başansı özellikle Avus-
turya'daki yabancılar ve Israil'de en-
dişe yaratırken, iktidan 13yıldırelin-
de tutan sosyal demokrat-muhafaza-
kâr koalisyonun geleceği de tehlike-
ye girmiş görünüyor.
Son genel seçimlerde, oy oranını
yüzde 21.9'dan yûzde 27.2'ye çıkara-
rak ikinci parti konumuna erişen aşı-
n sağcı FPÖ'nün lideri Jörg Haider,
halkın artık kendilerini hükümete la-
yık gördüğünü söyledi ve "Hûküm-
ran güç, bize de bir şans tamdL San-
sas>ond bir sonuç yakaladık" şeklin-
dekonuştu. Cumhurbaşkanı Tbomas
Klestilcien hükümet kurma görevüıin
verilmesini beklediklerini söyleyen
Haider, kendilerine böyle bir görev
venldiği takdirde her partiyle temasa
geçeceklerini kaydetti.
Seçimlerden birinci parti olarak çı-
kan, ancak önemli ölçüde oy kaybına
ugrayan Sosyal Demokrat Parti'nin
(SPO) lideri ve Başbakan Vıktor KK-
ma ise seçim sonuçlanndan partisine
açık bir uyan mesajı geldiğini ve bü-
seçimlerden zaferle çıkarak
Avusturya'daki yabancılan
tün sorumluluğu taşıdığını bildirdi.
Klima, hükümeti kurmaktan kolay-
ca vazgeçmeyeceklerini belinerek-
"Sorumluluktan kaçmak, çok kolay
olmasuıa ragmen benim üstubum de-
gUdir" dedi.
İsrafl endişeii
Avusturyada pazar günü yapılan
genel seçimlerde aşın sağcı FPÖ'nün
oylannı arttırarak iktidara aday olma-
sı Israil'de endişe yarattı. Ülkenin en
çok satan gazetesi Yediot Aharonot,
manşetten verdiğı haberde "Her dört
Avusturyahdan birisi Neo-.Nazi baş-
kan için ov kuUandı'7
dedi. Halen Böl-
gesel Işbirliği Bakanlığı görevini yü-
rüten eski tsra.il Başbakanı Şimon Pe-
res, Avusturya'daki seçim sonuçlan-
nın "shasiharitadadeğişikBgeyolaça-
cağıra" belirterek endışesini dile ge-
tirdi.
Avusturya'da pazar günü yapılan
parlamento seçimlerinde SPÖ'nün
oylannın yüzde 38"den yüzde 33.4'e
düşmesi sonucunda parlamentodaki
sandalye sayısı 71 'den 64'e düstü. Aşı-
n sağcı FPÖ, yüzde 27.2'lik bir oy
oranıyla 54 sandalyeye sahip oldu. Se-
çimlerde yalnızca yüzde 1 dolayında
oy kaybederek yüzde 26.9 oranındaoy
alan OVP'nin sandalye sayısı 53. Ye-
şiller ise oy oranını yüzde 7.1 'e çıka-
rarak 13 sandalye aldı.
Çeçenistan 'da
şiddetli
çatışmalar
£hş Haberler Servisi - Çeçenistan'a
geçen hafta giren Rus askerleriyle
Çeçen güçler arasmda dün başkent
Grozni'nin yaklaşık 20 kilometre
kuzeyinde şiddetli çatışmalar
meydana geldiği bildirildi.
Şelkovskoy bölgesine komşu olan
Naurskaya bölgesi
yöneticilerinden Taus Baguriyev,
hafıf zırhlılar. tanklar ve topçu
taratîndan desteklenen Rus
güçlerinin Çervlionnaya'yı ele
geçirmeye çalıştıklannı ve
çatışrnalarda iki tarafin da kayıp
verdiğini belirtti.
Çeçenistan Devlet Başkanı
Aslan Mashadov'un bir
danışmanı, bugüne kadar
meydana gelen çanşmalarda
100 Rus askerinin öldüğünü
ileri sürdü. Bu arada. dün
Rusya Devlet Başkanı Etoris
Yeltsin ile görüşen Rusya
Başbakanı Vladimir Putin.
Çeçenistan'ı iki ayn bölgeye
ayırmayı planladıklannın ilk
sinyalini \erdi. Putin, . . '
Çeçenistan'da Rus
birliklerinin kontrolündeki
bölgelerde sığınmacılar
için bannma olanaklannı
araştıracak özel bir komisyonun
kurulmasını önerdiğini, bunun
Yeltsin tarafindan onaylandığını
ifade etti. . .
OR UŞ / NAZMİ AKIMAN Emeldi Büyûkelçi
Diplomasi başka şeydir, bir ülkenin yük-
sek milli çıkarlan başka; diplomasi sade-
ce bu çıkarlann elde edilebılmesi veya ko-
runması için bir düşünce/ hareket yönte-
midir. Diplomasiyi iyi kullanırsanız ve bu
sayede "girişimci taraf" olma konumunu
kazanabilirseniz ilk öneriyi yapmak önce-
liğini de elde edersiniz.
Bakınız, son zamanlarda Yunan ne ya-
pıyor: Evvela Türkiye tarafindan gelen ge-
nel konularda görüşme önerisini sessiz
sedasız kabul etti. Şimdiye kadar iki de-
fa Ankara'da iki kez Atina'da heyetler bu-
luştular ve siyasi ikili sorunlar dışında ka-
lan konulan oldukça kapsamlı biçimde
görüştüler. Mesafe de aldılar. Hatta son top-
lantıda yine siyasi olmayan fakat önemli
bazı konulan da gündeme eklediler. Der-
ken deprem oldu. Yunan adeta bir içgü-
dümle depremzede komşu Türklerin yar-
dımına koştu...
Yukandaki yazımı yazıp Cumhuriyet'e
gönderdikten sonra Yunanistan Dışişleri
Bakanı Yorgo Papandreu geçen akşam-
ki "Taksim Toplantısrna katıldı.Toplantı-
yı TV'den izledim ve Sayın Papandreu'nun
netice rtibanyla Türkiye'yi nasıl Kıbns'ta \ş-
Yunanistan'ın Son Tavırlan-2
galci.Yunanistan'a karşı tehdidkâr olarak
nitelediğini gördüm. Papandreu oldukça
yumuşak uslubuna rağmen "tezlerinden
vazgeçmedi. "Bu, zaten bekleniyordu.Pa-
pandreu'nun halka açık toplantıda bun-
dan başka türtü konuşması ondan bekle-
nemezdi. Ne var ki.Papandreu bu görüş-
lerini gereğinden biraz daha açık bir tarz-
da dile getirdi; mamafih konuşması bitip
sual cevap kısmına geçildiğinde dinleyi-
cilerden- özellikle Bn. Talu'dan- cevabını
aldı.Birçok suale de cevap veremedi.Ve
sualin özünü başka yönlere çekti. Kanım-
ca bunu burada bırakmak lazımdır.Masa-
ya bir kez daha çekebıldığimiz Yunan ta-
rafının eline kaçmak için bir mazeret ver-
memeliyiz. Başlamış olan diyaloğu so-
ğukkanlı bir şekilde sürdürmeliyiz ve tez-
lerimizi kapalı kapılar ardında biz de aynı
açıklıkla ileri sürmeliyiz. Tezlerimizde hak-
lı, varlığımızla güçlü olduğumuz sürece
tezlerimızi belirfi ölçüde de olsa karşı ta-
rafa kabul ettirebiliriz, daha önce olduğu
gibi. (Galiba Yunan "girişimci taraf" ol-
maya çalışmaktadır.)
Kanımca şu an Türk- Yunan ilişkileri bağ-
lamında şimdiye kadar sadece iki, bile-
mediniz üç kez rastlanan müsait bir or-
tamın içinde bulunmaktayız. Taraflar si-
yasi konular dışındaki hemen hemen tüm
konulan ciddiyetle müzakereye başla-
mışlardır. Bu arada her iki ülkenin de ba-
şına gelen deprem felaketinde halklan-
mız birbirinin yardımına koşmuş ve en-
der bir havanın yaratılmasına yol açılmış-
tır. Bu ortamdan yararlanmalıyız. Yunan
masaya oturmuşken ve bilinen hava da
esmekte iken, onu masada tırtmak be-
cerisini göstenneliyiz. Tün<-Yunan müza-
kereleri, yavaş da gitse, kapsamı istenı-
len genişlikte olmasa bile, bizatihi de-
ğerii bir olgudur, Türkiye'yi haksız itham-
lardan azad eder. Kaldı ki bu müzakere-
ler zamanla siyasi konulan da kapsamı
içine alabilir. 1970'lerin ikinci yansında
yine Sayın Ecevit başbakan iken böyle
bir olumlu gelişmeye şahft olunmuştur. Ote
yandan, gerçekçi de olmalıyız. Yunan bü-
tün bu olumlu tavırian bir anda terk ede-
bilir. Mart 1987 Ege Denizi krizinin ardın-
dan Başbakan Andreas Papandreu'nun
sekiz yıllık dargınlığı brrakarak diyaloğun
yolunu açtığı, fakat daha sonra yakında-
ki Yunanistan seçimleri dolayısıyla PA-
SOK'un şahinlerinin etkisinde kaldığı ve
sonuçta ikili görüşmelerin bir yıl içerisin-
de nasıl sönüp kaybolduğu hatırianacak-
tır. Aynca Yunan'ın oldukça yumuşak bir
hareket tarzına bürünmesine rağmen tez-
lerinden vazgeçmeyeceği aşikârdır; bu-
nun işaretlerini Sayın Yorgo Papandreu
dışındaki bazı bakanlar şimdiden ver-
mişlerdir. Işte Türk tarafının bu olasılıkla-
nn bilinci içerisinde diplomasiyi çok iyi kul-
lanması, hakkı olan karşı tarafa kabul et-
tirebilmek üzere gerekli önlemleri alma-
sı ve yaklaşımlannı ona göre ayartaması
lazımdır. Diplomaside yumruğu masaya
vurmak da vardır, ama karşısındakinin
gözlerinin içine bakarak ve aynı zaman-
da elini tutarak ona bazı gerçekleri kabul
ettirmek de! Üslubu doğru tayin etmek
de diplomasi gereğidir. Sayın Ecevit'in
bu doğnjttudaki görüşlere yaİan olduğunu
sanıyoaım. Genelkurmayımızın da.
UZUNKÖPRU
İCRAVEİpAS
MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
GAYRÎMENKULÜN
SATIŞİLANI
Sayı. 1999/792
Kötük 1273. Değir-
menci köy, Ova mevkiı,
pafta 2. parsel 1280'de
kaın. 14115 m2 tarlanın
l/2hissesı 1.411.500.000
TL. bedelle 30.11.1999
günü saat 15 00-15 10
arasında lcra Müdürlü-
ğü'nde satılacaktır Mıcı
çıkmadığında ikinci satış
10.12.1999 günû aynı sa-
at ve yerde şartnamede
yazılı şartlar ile yapıla-
caktır. Satış Şartlan: 1
Satış 30.11.1999 günü
Uzunköprû lcra Daire-
si'nde yapılacak, alıcı
çıkmadığı veya tahtnini
bedelin %75'ini gecme-
dıği takdirde 2'ncı arttır-
ma 10.12.1999 günü aynı
saatte ve aynı yerde yapı-
lacaktır. 2. İkinci arttır-
mada tahmını bedelin
%40"ını ve satış ve pay-
laştırma masraflannı
geçmek şarüyla en çok
arttırana ihale olunacak-
tır. 3. Daha genış bilgı is-
teyenlenn \e şartnameyı
görmek isteyenlenn mas-
rafiru ödedikleri takdirde
Uzunköprû lcra Müdür-
lügü'nûn 1999792 sayıh
dosyasmdan gerekli bilgi
kendi lenne verilecektir.
llanolunur. 17.9.1999.
Basuı: 45851
Tatilcilerin %10'u reklamla, %90'ı tavsiye ile kendi otellerini bulurlar..
o<ighf bir tavsiyedir"
iiı Carsamba
Isa Çelik'in diaları eşliğinde Fügen Kıvılcımer'in
kurgulayıp sunduğu toplantının sonunda CUMOK
Tiyatro Kulübü tarafindan "Toprak Çömlek
Hikayesi" adlı şiiri dramatize edilecektir
İstiklal Cad. (Fransız Konsolosluğu yanı) Taksim Tel: 252 38 81 82
n
Ağaçlam sMğmöan Oemz gönmtusunü çeteneö* Getn gOrün
C
lub Orient, Antik Çağın adalet, sağlık ve banş ıçin buluşma
merkezi olan Ören'de denıze "sıfır", binbır yıldızlı bir tatil
köyüdür. Homeros'un doğum yeri "Işıklar Sahıli'nde,
Dünyanın atmosferinde oksijen oranı en yiıksek iki noktasından biri
olan Edremit Körfezi'nde, Zeytın Rivierası'ndadır
Club Orienfte, Ege stilınde yapılmış 62 dubleks yapının her dairesı
2-4 veya 4-6 kişilik aıleler için tasarlanmış, içlerinde öuşıWC ve
telefon olan, odalaröan oluşur Tüm kapılar dev bir botanık bahçesıne
açılır. Bahçe biter, incecik kumlu plaj başlar
Özürlûler ve engelliler ıçin tümuyle dûzayak. vejeteryanlar ve
diabetikler için sorunsuz tatil. Günlük doktor viziti.
_ _ _ _ _ _ _ _ _ _
Kifi bap 6.000.000 TL, 0-12 yaş ücrehiz, 3. 4. S. 6. tifiler 3.000.000 TL
Club Orient Holiday Resort, Ören-Burhaniye
Tel: 0.266.416 34 45 - 416 53 54 • Fıx: 0.266.416 40 26
totlKCaâın
KllTOiltllSM
Öratrıte ıw ahw
Cfcl-OrİML
sanıtcilanıı.
arkeoknlani n
cetrecllerin
Bulımm MerkezMiL
www.club-onent.com
Romanlannız ve
ansiklopedi leriniz
yerinızden alınır.
Tei:5540804
Içel Emniyet
Müdürlüğû'nden
aldığım pasaportumu
kaybettün, hükûmsüzdûr.
HASASGÜMRAL
KALBfNtZ
SİZİNİÇİN
ÇALIŞIYOR,
YASİZ
TÜRKKALPVAKFI
19MayısCd.No:8
ŞtşMlSTANBUL
Tel: (0212) 212 07 07
(pbx)10Hat
Faks:(0212)212 6835
Cumhuriyet
k i t a p 1 a r ı
5 Ekım 1999
Deniz Kavukçuoğlu
SOSYAL DEMOKRASIDE
TEMEL EĞİLİMLER
İştc titiz, oylumlu bir araştırma. İşte Turkiye'dcki
şiyasaJ partileri karşdiştırma, değerlcndirme olanağı.
İşte kendini "sosyal demokrat'" olarak tanımlayanlar
yaru sıra "demokratiJc sol"da olduğunu sa\'unanlar
için bulunmaz bir kaynak.
BÜTÜN KİTAPÇILARDA
y Çağ Pazarlama A Ş. Tûrkocağı Cad No:39/41
_ kiiap kulubü |34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel: (212)514 01 96
Bugün depremin
.günü
Yıkıntılar arasında çarpan
tek bir yürek olduk...
Hepımizı derınden sarsan 17 Ağustos depremınden bugüne kadar.
sesımizi duyup. depremzedelerımıze hıçbır karşılık beklemeden yardımda
bulunan. tüm şahıs ve şirketlere teşekkürü bir borç bılıyoruz.
, İşte el ele verip yaptıkldrımız...
Istanbul Yardım Grubu dYGt adı altında
bir araya geien ış dunyas' ınsanlannın desteğıyie.
Yalova TIGEMde 1200 kısının barınacağı
' •' bir Çağdaş Yaşam Merkezı kurulmasma
^>v*
r
*f^ ' onculuk edıyoruz
Ve daha bitmedi...
Profesyonel gönüllülerimiz hâlâ
depremzedelĞriıni.in yanında.
•'.'»—. Tel: (0212) 292 08 00 292 08 01
YAEAĞAN KADASTRO HÂKİMLtĞt'NDEN
EsasNo: 1996/8 KararNo: 1998/22
Davacılar Mehmet Fehmı Birgıli mırasçılan Zehra Bırgılı. Canan Özalp, Erdal Bırgılı. Revııak Mı-
ne Bırgılı, Berrak Kadnve Bırgılı ve Orhan Özalp tarafindan davalılar Bahçeyaka Köyü Tüzel Kışılı-
ğı, Halil Samı Temel mırasçılan: Ayşe. Tahır. Tay>ar. Suat, Mehmet. Samı, Ayfer. Ayîa, Ayşe ve Bin-
naz Temel'Ier aleyhlenne açılan komısyon karannın ıptalı ve tescıl davasıoın yapılan açık yargılama-
sında; Da\a konusu Muğla ılı Yatagan ılçesı Bahçejaka köyü 697 sayıh parselle ılgılı davanın yapılan
açık yargılamasında 18.12.1998 tanh ve 1996'8 Esas 1998'22 sayıh karan ile davanın Mehmet Fehmı
Birgıli mırasçılan ve Orhan Özalp"ın davasmın rcddınc. müdahıl davacı Hazıne'nın davasının kısmen
kabulûne karar venlmiştır. Adı geçen Mehmet Fehmi ve Zehra Bırgılı varislenne ilan tanhınden ıtıba-
ren 15 gün sonra ılanın yapılmış sayılacağı ve karann bu suretle teblığ edilmış sayılacagı hususu ıla-
nen teblığ olunur. 20 5 1999 " Basın 24170