13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5EKİM1999SALI CUMHURİYET SAYFA 17 Fenerbahçe ne arıyor? Spormedyasına baktlırsa, Fenerbahçe, Rıdvan Dilmen'in istifası üzerine yeni bir teknik direktör arıyor. Oysa Fenerbahçe'nin bir teknik direktörü var: Şenol Çorlu. Rıdvan Dilmen zaten Fenerbahçe'nin teknik direktörü değildi. Çünkü Dilmen'in birinci ligde takım çahştırmaya yeterli teknik direktörlük _ belgesi yoktu. Dilmen, elindeki A sınıfı antrenör belgesi ile ancak ikinci ve üçüncü ligde antrenörlük, birinci ligde ise yardımcı antrenörlük yapabilirdi. Ama Fenerbahçe, üç aylık eğitimden geçip sınaviarda başarı kazanarak "teknik direktör" belgesi almayan Rıdvan Dilmen'i, "teknik direktör" olarak takımın başına geçirdi. San- Lacivertliler, Türkiye Futbol Federasyonu'nun istediği koşullan yerine getirmek için de Şenol Çorlu'nun teknik direktörlük belgesini kullandı. Futbol Federasyonu'nun da bütün bunlardan haberi vardı! Etektronik postesomepostaxumhuriyetcom.tr Tet O212512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Meclis'teki yolsuzluk soruşturmasında taraf tutulmuş... "Sonışturmalann bile tutulacak tarafı kalmadı!" Eve pazarlamacılar gelmiş, yeni bir mal satıyor izim eve pazarlamacılar gelmiş. Komşular önermiş, hanım daçağırmış. Yeni birelekt- rik süpürgesinin tanıtımını yapıyorlarmış. Aslında eski bir teknolojiymiş ama sistem bizim memlekete yeni gelmiş. Sıcak suyla ve özel sabunuyla halının altını üstünü yıkıyor sonra bir gü- zel kurutuyormuş. Halıda tozun zerresi kalmıyor- muş. Bir de koruyucu tabaka püskürtüyormuş, ha- lı bir yıl tertemiz kalıyormuş. Pazariamacılann söy- lediğine göre artık bütün dünyada bu sistem kulla- nılacakmış. Hanım çok beğenmiş; çok uygun tak- sitlerle satıyorlarmış; "alalım mı" diye sordu... Alalım ama bizim evde halı yok ki, her yer parke! Yargıtay Birinci Başkanı'nın Anglosakson hukuku- naövgülerdüzmesinden sonra Istanbul Barosu'nun Amerikan ceza yargılamasında çapraz sorgu ve jü- ri sistemini uygulamalı bir seminerle Türkiye'de ta- nıtması da halısı olmayan svlere elektrik süpürgesi pazarlamasına mı benziyor ne? Amerikan mahkemelerindeki jürileri Hollyvvood filmleri ile yakından tanıyoruz. Istanbul'daki seminerde Arizona'daki bir dava canlandırılırken bizim izleyicilerden 12 kişi figüran olarak seçilmiş, birjüri kurulmuş. Savunma avukatı ve savcının çapraz sorgusun- dan sonra jüri toplanıp karannı vermiş, Arizona'da- ki gibi sanığı suçsuz bulmuş. Bizim jüri, yeni sisteme çabuk uyum sağlamış... Türkiye'de mahkemelerde yargıçlar yerine jüri üyelerinin karar vermesi bugünden yarına olacak iş değil ama ortada bir "ısındırma turlan" olduğu bel- li. Küçük Amerika olmak için ne gerekiyorsa yapı- yoruz. Hele bir de "Baba"yı, başkan yaparsak! Yine Hollyvvood filmlerinden biliyoruz ki, bazı da- valarda Amerikan polisijüri üyelerini korumakta güç- lük çekiyor. Jüriye seçilenlerin aileleri bile tehdit al- tında kaiıyor. Neyse ki bizim polisimiz güçlüdür; mafyaya ve çetelere aman vermez! Türkiye'de hukukçulann zaman zaman dile getir- diği bir sorun vardır: Marangoz hatası. Yargıçlar kürsüde tek başlarına otursa, savcılar ve avukatlar aynı zemini paylaşıp göreceli olarak eşit- lense, yargıdaki sorunların çözümünde kendimizce bir adım atamaz mıyız? Yoksa illa başkalarının sü- pürgesini mi kullanmak zorundayız? SESSlZ SEDASIZ "(\f NURİKURTCEBE Yüksek Yerilim Hattı Erdinç UTKU Kokuşmuş düzende garibanın nefesi kokar. Adapazarrnda üç Amerikan vatandaşı Uç Amerikalı... Jason Erb, Terry Foss ve Mustafa Malik... Malik, Pakistan kökenli... Üç Amerikalı, 26 Eylül'de Adapazarı'nda inceleme ve temaslarda bulunuyor. Amerikalılar, "deprem yardımı" konusunda çalışıyor; halkla ve ^ sivil toplum örgütleriyle yakın V k i kuruyor. Ancak "Amerikalılar, söze "deprem"le girip başka konulara geçiyor... Amerikalılar, Türkiye'deki son siyasi gelişmelen, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvnkoğlu'nun demeçlerini, deprem sonrası Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yurttaşlaria ilişkilerini sorup soruşturuyor. Amerikalılar, Cumhuriyet Kadınları Demeği Sakarya Şubesi'ni de ziyaret ediyor; "ağız yokluyor" ve bir de 10 bin dolar yardım öneriyor. Şube Başkanı Nurten Erus, yardım önerisini geri çeviriyor ve yetkililere sesleniyor: "Istanbul'da Sivil Koordinasyon Merkezi adı altında etkinlik gösterdiklerini saptadığımız bu art niyetli ve haddini bilmez kişiler, insani yardım maskesi ardına gizlenerek kendi hesaplarına göre başka çalışmalar yapmaktadır. Bu üç Amerikalı derhal sınır dışı edilmelidir. Cumhuriyet kadınlannı satın alabilecek hiçbir para ve yabancı ideoloji yoktur, olamaz da; çünkü bağımsızlık ve özgürlük cumhuriyet kadınının karakteridir." i ANKARA 29. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1999/543 Davacısı M.S.B. vekili tarafından davalı Özer Tezcan hakkında açılan alacak davası sonunda mahkememizden 17.9.1998 tarih ve 1996/722 1998/556 sayılı karan ile davanın kısmen kabulüne dair verilen karar Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 2.6.1999 gün ve 1999/1723-2251 sayılı ilamı ile istek kalemınin tamamına hükme- dılmesi gerekirken, kısmen kabulüne karar verilmesınde isabet gö- rülmediğinden karann bozulmasına karar verilmiş olmakla; Bu ker- re bozma üzerine mahkememızce yenıden duruşma günü tayın edil- miş olmakla adresi meçhul davalı Özer Tezcan'ın mahkememizde duruşmanın bırakıldıgı 3.11.1999 günü saat 10.40'da hazır bulun- ması veya kendısıni bir vekil ile temsil ettirmesi aksı takdirde du- pışmaya gıyabmdadsvam olunup karaj yenleceğı hususlan ilanen tebfiğ olunur. Basın: 46291 HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI BÜYÜKÇEKMECE ASLtYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Es: 1998/1753 Davacı Devrim Korkmaz vekili Av. Hülya Gelgin tarafından dava- lı Erdoğan Korkmaz aleyhine açılan boşanma davasının yapılan yar- gılaması sonunda. davanın kabulüne, Giresun, Görele, Dereboyu, cilt 043, sayfa 42, kütük 22"de nüfusa kayıtla Şahbaz ve Elmas'dan olma 30.9.1967 doğumlu Erdogan Korkmaz ile Erden ve Güler'den olma 7.5.1971 dogumlu Devrım Korkmaz'ın boşanmalanna, avu- katlık asgari ücret tarifesine göre 45.000.000.- TL. ücreti vekaletin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 1.548.000.-TL. karar ve ilam harcı, 2.100.000.-TL posta gideri, 14.375.000.- TL. gazete ilan gide- ri ki toplam 18.023.000.-TL. mahkeme masrafının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar venlmiş olup, karann gazetede neşrin- den 7 gün sonra davalı Erdoğan Korkmaz'a tebliğ edilmiş sayılaca- ğı ve tebliğden itibaren 15 gün içinde temyiz edilmediği takdirde ke- sin halini alacağı ilanen teblig olunur. 29.9.1999 Basın: 46318 &r. HARBİ SEMlH POROY İZMİR ÜÇÜNCÜ İŞ MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 1998/53 Davacı Bagkur Genel Müdürlüğü vekili tarafından davalı Şehit Ismail Eres Sok. No: 14/5 Maltepe-Ankara adresinde oturan Meh- met Bozan aleyhine açılmış olan 1.990.885.-TL. yardım alacağı ile 7.5OO.-TL. cenaze giderinin faizi ile birlikte tahsili davasının yapıl- makta olan duruşmasında adı gecen davalıya duruşma günü tebliğ edilememiş ve zabıtaca yapılan tahlikata ragmen ikamet adresi tes- pit edilemediginden duruşma gününün kendisine ilanen tebligine karar venlmekle, Adı geçenin davalı olarak 25.10.1999 günü saat 10.30'da Izmir 3. İş Mahkemesf nde hazır bulunması veya kanuni bir vekil gönder- mesi aksi takdirde davanın yoklugunda devam edip karar verileceği hususlan davetiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 17.9.1999 Basın: 46206 BULUT BEBEK NVRAYçlFFTÇt KARAMÜRSEL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 1999/290 Davacı Metin Ilban vekili Av. Tamer Yalçın tarafından davalı Mehmet Akın aleyhine açılan Menfi Tesbit ve Istirdat davasının ya- pılan tensibi gereğince: Davacı Metin Ilban tarafından davalı Mehmet Akın'a verilen bi- la tarihli 33.000 DM. bedelli senedin tarihi doldurulmak suretiyle tedavüle çıkma ihtimaline binaen davacınm mağduriyetine mucip olmaması bakımından işbu senet üzerine açılan dava sonucuna ka- dar senedin işleme konulmaması bakımından ve üçüncü kişilerin de iyi niyetli sayılmayacağından dolayı senet üzerine ihtiyati tedbir ko- nulmasına karar verilmiştir. İşbu karar özeti ilan olunur. 27.9.1999 46390 : ,T r - TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN SEkim YEŞİLOVA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Davacı Azıze Salman tarafından davalı Yakup Salman aleyhine Burdur 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açılan boşanma davası so- nunda tnahkemenin 13.5. 1999 tarih ve 1999/14 esas, 1999/219 ka- rar sayılı yetkisizlik karan geregince dosya mahkememize gönderil- miş olmakla Yeşilova Ilçesi Bedirli Köyü nüfiısuna kayıtlı bulunan davalı Yakup Salman'm adresi meçhul oldugundan duruşma günü- nûn ilanen tebligine karar venlmiş olup, davalı Yakup Salman'ın du- ruşma günü olan 9.11.1999 günü saat 9.00"da Yeşilova Asliye Hu- kuk Mahkemesi duruşma salonunda hazır bulunması veya kendisi- ni bir vekille temsil ettirmesi, aksi tkdırde yoklugunda yargılama- nın yapılarak karar venlecejı nususu duruşma günü yerine kaim ol- mak üzere ilanen tebliğ olunur. 16.09.1999 Basın: 46142 KAT/P CELEB/ (6S?'P£ SU6ÜH, OSMANU TARİHİNfN EN BÜYÜK. BİUSİNLEHJUpeN KÂTİP CBLEBİ, 43 YAŞINPA ÖU>Ü. İLK GENÇLİK Y/UA&MPA, OR&UYLA Ç£$İTU SE- FeRl£g£ KATlLMlŞ, SU AKADA HACCA DA 6İTTİ- ĞİNPBN'HACI HAlİFe*DİYeANlLAAAİA 8AŞLAN- MŞn.tMHA SONRA,İSTANBUL'A DÖNeiSEK KEN- pisiNi es/'meye ZOVULAU Ç£LBBI,Ç£PTU HO- CAtARDAN M DE££AU4IÇT!. AİL£SİND£N KMAH niuMinflsı umPtAjeA HARCAAJUŞ,ABAPÇA,FAIIS. ÇA,FKAN£I2CA VELÂTİHCE YAZILMIŞ BÖYÜK M- PtTlARI /UC£i£M/ŞT7. 8/UM AÇlSINPAN OOĞU- BATt AYRlMI YAPMIYAN İLK S/LS/AJLE/?İMJ2P€N OIAN KATİP ÇELESİ, &RÇOK. ÖĞKENCİ YETİŞ- TİRMÎŞ VE YAP/TlAg AALEME ALM/ÇTI. SA- ZILAfU BATt PtLLERİNE DB ÇEV&LMÎÇTÎ.. ZEYTİNBURNU SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 1999/976 - ' Karar No: 1999/1015 Hâkim: Kemal Güzel 20998 . Katip: Nuran Taşkıran Hüküm Özeti Mahkememize ait 1999/976 esas 1999/1015 karar sayılı 15.9. 1999 tarihli ilam ile Ozan Bilir vesayet altına ahnarak kendisine babası Hüse- yin Bilir vasi tayin edilmiştir. 15.9.1999 Basın: 46504 SATILIK DAİRE Ataşehir Mimoza Blokları'nda, 114 m 2 , 3 oda 1 salon orta daire, 24 saat koruma ve yüzme havuzlu, duvardan duvara halı beyaz eşyalı. Tel: O216 455 15 7O GÖRÜŞ Prof. Dr. NECLA ARAT Gönüntü ve Gençek Felsefede görüntü ile gerçek, özen ve dikkat- le birbirinden ayrılır. Örneğin, Platon ve Aristo gibi ünlü filozoflar bu ayrımı form (biçim) ve idea olarak yaparken çağdaş felsefeciler de görüngü ve öz aynşmasını vurgularlar. Felsefe ile pek az ilgisi olan bizimkisi gibi top- lumlarda ise ilgi odağı her zaman görüntü, yani biçimdir. Özlere pek aldırış eden olmaz. Örneğin, Başbakan Sayın Ecevrt'in Amerika ziyaretinde Başkan Clinton'la yaptığı görüşmede her iki li- derin görüntüleri, çeşrtli basın organlarında man- şetlere kadar çıkan ve köşe yazılannda ele alı- nan tartışmalara neden olmuştur. Basının bir bö- lümü yapılan ikili görüşmenin özünden çok gö- rüntüsü ile oyalanmayı yeğlemiş, giderek Baş- kan Clinton'un oturuş ve Ecevit'in duruş biçimi- ne ilişkin değeriendirmelerin yapıldığı mini anket- ler düzenlemiştir. Oysa burada üzerinde durul- ması gereken, Ecevit'in nasıl durup Clinton'un na- sıl oturduğu değil, görüşmenin özü, yani görüş- medeki gerçekler olmalıydı. Ama bu gerçeklerin analizi yapılacak yerde ne yazık ki artık kronik- leşmiş olan bir aşağılık kompleksinin etkisiyle Başkan Clinton'un oturuş biçimine (yani görün- tüsüne) olumsuz anlamlar yükîenmiş, fan<lı bir kül- türün doğal davranış biçimi, nerede ise etik yar- gı konusu yapılmıştır. Bir başka görüntü saplantısı da yıllar boyu ka- muoyunu meşgul edip belli bir kesimin ideolojik simgesi haline gelen "füröan"dır. Üniversiteleri- mizin açıldığı bu hafta aynı görüntünün yine ısı- tılıp gündeme getirileceği ve Türkiye'nin çözüm bekleyen bunca önemli sorunu varken yersiz bir görüntü bunalımı yaratılacağı kaygısını taşıyorum. Bu kaygımın somut dayanakları var. Örneğin, Is- lamcı yayın organlanndan biri, Ecevit-Clinton gö- rüşmesine bile "türban" gölgesi düşürmeye ça- lışmıştır. Merve Kavakçı olayı için Amerika'da- ki Arap lobisinin ve Islamcı örgütlerin devreye gi- rip güya Hillary Clinton'dan söz aldığını, hatta Dışişleri Bakanı Albright'ın da Başkan Clinton'a durumu ileteceğini söylediğini birinci sayfada manşetten vermıştir. Bu yayın organı, bir şemsi- ye örgüt olan Müslüman-Arap-Amerikan Siyasi Koalisyonu'nun Başkanı Sefir Seyyid Ahzani'nin ise Ecevit'e yazdığı mektupta "türbana izin ve- rilmemesinin insan haklan ihlali olacağını" dile getirdiğini aktardıktan sonra, Merve Kavakçı'nın durumunun First Lady'ye danışmanlarınca da iletildiğini ve politikaya girme hazırlıklarını sürdü- ren Hillary Clinton'un insan haklan ihlali ile ilgili bu konuda aktif girişimlerde bulunacağını "Hil- lary, Merve için devrede" başlığı ile vermiştir (Bkz. Yeni Şafak, 28 Eylül 1999). Ne var ki aynı yayın organı iki gün sonra özü ile değil, görüntüsü ile köşe yazısı yazmaktan kıvanç duyan bir yazarı- nın ağzından, ikili görüşmelerde "türban" ve "Merve Kavakçı" konusunun hiç gündeme gel- mediğini dile getirip kendi haberlerini kendisi ya- lanlamıştır (Bkz. Yeni Şafak, 30 Eylül 1999). Amerikan politikası her zaman pragmacı ve..' gerçekçi bir politika olmuştur. Bu politika görün- tülerle uğraşmaz. Kaldı ki aktif politikaya girdiği takdirde Hillary Clinton'u Merve Kavakçı'nın "tür- banını" kurtarmak değil, 20. yüzyılın Kadınların İnsan Haklan Bildirgesi olan "Kadınlara Karşı Her Türiü Aynmcılığın Onlenmesi Uluslararası Sözleş- mes/"ni Amerika Birleşik Devletleri'nin de imza- lamasını sağlamak gibi güç bir görev beklemek- tedir. Çünkü bu Kadınların İnsan Haklan Bildir- gesi'ni bütün dünyada imzalayıp da (1980'de) par- lamentolarında hâlâ onaylamayan ülke olarak yalnızca Amerika Birleşik Devletleri ve Afganis- tan kalmıştır. Oysa sözleşme ancak ulusal par- lamentolarda onaylandıktan sonra yürürlüğe gi- rebilmektedir. Işte bütün bunlan göz önünde bulundurarak Is- lamcı kesimin sözcülerinin, Arap lobisinin ve First Lady'nin desteği masallan ile "türban" sorunu- nu yeniden alevlendirmemeleri ve görüntü fana- tizmi yapmaktan vazgeçmeleri gerekir. Çünkü içinden geçtiğimiz bu zor dönemde bunun ülke- mize ve insanlanmıza kazandıracağı hiçbir şey olmadığı gibi kaybettireceği pek çok şey vardır. Kısacası, gerçek sorunlar, ideolojik saplantılar yüzünden "tesettüre" sokulmamalıdır. BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Büyük bir heyecan duy- 2 gusu yaratma- 3 ya yönelik edebiyat üslu- bu. 2/ Işyeri... 5 Mürekkep hokkalanna konulan ham ipek. 3/Üzeri- Q ne yazı yazılan tabaklanmış = ceylan derisi... Mid- yeden daha büyük kavkılı bir deniz yu- muşakçası. 4/ Meme- lilerde asalak olarak 3 yaşayan ipsi solucan... Lantan elementinin 5 simgesi. 5/Bir nota... 6 Piston. 6/ Un ve yu- 7 murtayabulanarakkı- 3 zartılan köfte. II Ho- • şa gitmeyen, tatsız... Çelikçomak oyununa ve bu oyunda kullanılan değ- neğe verilen ad. 8/ Hoşa giden duygulanım... Trab- zon'un Akçaabat ilçesinde bir göl. 9/ Türk müzi- ğinde bir makam. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bir özel kişi, bir işletme, bir yatınm ortakhğı ya da bir bankanın elinde bulunan menkul kıymetle- rin tümü. 2/ Harman yerindeki tahılın taş ve top- rakla kanşık kalıntısı... Ceylan. 3/ Okyanusya halk- lannın yiğitlik ve bereket tannsı... Rusya'ya özgü alkollü bir içki. 4/ Notada durak işareti... Ciltçilik- te, kitap yapraklannı düzgün tutmaya yarayan in- ce örülmüş şerit. 5/ Çok iri ve zehirsiz bir yılan. 6/ Bir nesneye zorunlu olarak bağlı olmayan ve onun özünde bulunmayan nitelik... Bir nota. 77 "Biz kim- seye tutmayız / Kamu âlem birdir bize" (Yu- nus Emre)... Eski dilde tuz. 8/ Iki kulplu ve küfe bi- çiminde büyük sepet. 9/ Kir... Birine doksunsun di- ye söylenen söz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle