Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İnıtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yavın Yönetmenı Orhan Erinç
• Gcnel Yayın Koordınatoru Hikmet
Çetinka\a# Yazıı<len Mudüni İbrahim
Yıldız # Sonımlu Mudur Fikret İlkiı
# Haber Vlerkezı Muduriı Hakan
Kara # Görsel Yönetmen Fikret Eser
Istıhbarat Cengiz N ıldırım • Ekonomı Özlem
V üzak # kı:]lur Handan Şenköken 9 Spor
Abdülkadir Yücelman • Makalelcr. Sami
Karaören • Düzeltmc Abdullah Yazıcı 0
Fotoâraf: Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Beige
Edibe Buğra • Yurt Haberlen: Mehmet Faraç
Yayın Kurulu llhan Selçuk
(Ba^kan). Orhan EriiK;. Okta>
Kurtböke. Hikmet Çetinka> a,
Şûkran Soner. Ibnıhim \ ıldız,
Orhan BursaİL Mustafa Balba\,
Hakan Kara.
AnkaraTemsilciii Mustafa Balba> Ataturk Bulvan
No 125. Kat 4. Bakanlıklaı-Ankarj Tel- 4195020 (7
hat). Faks-41>)5O2''#lzmırTcmMİciM ScrdarKızık.
H Zı>aBK 1352 S 2 3 Tel 4411220. Faks 4419117
• AciınaTemMİciM.Çetin Yiğenoğlu, InonuCd. 119
S No 1 Kat I. Tel 363 12 ll.Fak-> 363 12 15
Muesse»; Mudıırü C stün Akmen •
kıxırdmator Ahmet Korulsan # Muha-
^ebe Bülcnl ^ ener • İıfarc Hüse\in
Gürer* Bılgı-I,leın Nail Inal • B; j :
savar Sıslenı Mürmet ÇUer#Salı>
FaziklKııza
MEDYA C: • Vonelım Kurulu
Baîkan! - Oenc! Mııduı Gûlbin
Erduran # koordınaior Reha
Işıtnıan # tıertd MudıırYjrJımuM
Se\da(,oban Tel 514 07 53 -
51 •'9580-51184*0-61.Faks 5138463
\a\ınıU\an \e Basan: Yem Cıun Habcr Aıansı. 3aMn \e Yayınohk \ Ş
TurkiN-JsiıCad 19 41 CaSaloSlu 34334 Islanbul PK 246-Sırkreı 3+13
5
Lunbul
Tel (0212)512 J5U5(2Uhatı
F.ıU (0 212ı 511 *~-)5 www.cumhurivet.com tr 27EKİM 1999 İmsak: 5.548 Güneş: Öğle 12.55 Ikindi: 15.47 Akşam: 18.15 Yatsı 19.3:
Ormanlara
yatırım
• ANTALYA(AA)-
Kızılçam ağaçlannda
budamanın büyümeye
etkısını ve ekonomık
sonuçlannı belırlemek
amacıy la. Antalya
ormanlarında. Dünya
Bankast"nın desteğiyle bir
proje başlatıldı. Batı
Akdenız Ormancılık
Araş,tırma Müdürlüğü'nde
görev yapan orman yüksek
mühendisi Dr. Neşat Erkan
başkanlığında yürütülen
projenın. Türkiye'nın
gelecekteki odun açığını
kapatmada kullanılacak en
uygun türolan kızılçamın
kalıtesinı arttırmayı
amaçladığı bıldirildi.
Zile Kalesi
• ZİLE(\A)-Tokat'ın
Zile ilçesınde. Roma
dönemine ait Julius Sezar
Kalesi'nin turizme
açılması için çalışmalar
başlatıldı. İnceleme ve
araştırma yapmak üzere
ilçeye gelen Ziirih
Üniversıtesi Roma Dönemi
Yazılı Taşlar Araştırma
Başkanı Prof. Dr. Christian
Marek. Zile Kalesi'nin
Roma döneminin en
muhteşem eserlerinden bin
olduğunu kaydettı. Marek,
"'Bızım ıçin kalenin değeri
çok biiyük. Zıle'de
kayıtlara girmemiş. birçok
yazılı ta^ \ar" dedı.
Kuşadası'nm
kardeşleri
• KLŞADASI(AA)-
Tunzmdeki durgunluğu
çeşitli >öntemlerle
çözmeye çalışan
Kuşadasi'nın kardeş
kentlen çoğalıyor.
kuşadası Beledıyesi ile
Makedonya'nın Gorçe
Petro\ kenti arasında
kardeş kent protokolü
imzalandı. Protokolle, iki
kent arasında ekonomık,
kültürel ve sosyal
konularda ışbirlığinın
arttırılması hedefleniyor.
'Cumhupiyet
Tıpmanışı'
• KAYSERİ(AA)-
Hacılar Dagcıhk ve Kış
Sporlan Merkezı
(HADAK.) üyesi bir grup
dağcı. 29 Ekim Cuma
günü Erciyes Dağ-'na
•Cumhuriyet Tırmanışı'
yapacak. HADAK Başkanı
İsmail Yılmaz. tırmanışa
26 dağcının katılacağını ve
tırmanışın ıkı grup halınde
ıkı ayn kuKardan
gerçekleştınleceğinı
kaydetti. Yılmaz. yann 15
dağcının Çobanını, 11
dağcının ise Sütdonduran
Yaylası 'nda kamp
kuracağını ve 29 Ekım
Cuma günü saat 04.00"te
Şeytanderesı ve Kuze>
Buzulu kulvarlanndan
tırmanışa başlayarak ana
zinede buluşacaklannı
söyledi.
Yeni kurulan
enstitüler
• ANKARA (AA) -
Boğazıçi Üniversıtesi'nde
Aydın Doğan lletişim
Enstitüsü. Bilkent
Üni\ersitesi'nde de Eğıtim
Bilimleri Enstitüsü
kuruldu Bakanlar
Kurulu'nun. söz konusu
enstıtülerin kuruluşlanna
ilişkin karan. Resmi
Gazete'nin dünkü
sayısında yayımlandı.
Neandertal
insanı gençleşti
• PARİS(AA)-
Neandertal insanının. Orta
Avrupa'da bugüne kadar
kabul edilenden 6 bin yıl
daha sonra. diğer bir
deyişle 28 bin yıl öncesine
kadar yaşamını sürdürdüğü
acıklandı. Amenkan
Proceedingsofthe
National Academy of
Sciences dergısınde
yayımlanan bir araştırmaya
göre. son neandertal
insanının dünyanın bu
bölgesinde günümüzden
34 bin yıl önce ortadan
kaybolduğu \e yerini cro-
magnon ınsanına bıraktığı
kabul edılirken,
Hırvatıstan'ın
kuze>batısındaki Vindija
mağarasında ortaya
çıkanlan tbsıllere
uygulanan yenı radyo-
karbon tarih belırleme
yöntemiyle. bunlann 28
bin ıia 29 bin yıl öncesine
ait olduğu anlaşıldı.
20 yaşındaki milli sporcu Yasemin Dalkılıç'ın hedefi büyük
Rekonıhazıdcmıyov
2000lerde üniversite
Eğitim sistemi
ezbercilikten
uzaklaştınlmalı
Istanbul Haber Servisi-Mıllısporcumuz
Yasemin Dalkılıç "Bayanlar Serfoest Da-
hş"ta dünya rekoru kırmaya hazırlanıyor.
Yaklaşık 7 aydır haftada altı gün. günde 4
saat yoğun bırçahşma programı uygulayan
Dalkılıç. 31 Ekim 1999'da Bodnim- Yalı-
çiftlik'te 68 metre dennliğe tüpsüz dalma-
yı deneyecek.
ODTÜ Matematik Bölümü öğrencisı olan
20 yaşındaki Yasemin Dalkılıç. güne spor
salonundaki egsersızierle başlıyor. ardından
dalışantrcnmanlannageçıyor. Hafif bir öğ-
le yemef ınden sonra ikı saat dınlenen Dal-
kılıç. ağırlık ve kondısyon egsersizlenyle
Newsweek dergisi
günlük çalışmasını tamamlıyor.
Yasemin Dalkılıç. bu büyük düşünü ger-
çeğe dönüştürmeyı deneyeceği dalışta. sa-
dece palet. maske ve şnorkel kullanacak. Dal-
kılıç. inişini kolaylaştıımak ıçın ağırlık kul-
lanabılecek. ancak inıştekı bu avantajı ge-
n dönüşte dezavantaja dönüşecek. Dalkılıç.
rekor denemesı sırasında yaklaşık 2.5 da-
kika su altında kalacak. Bu süre ıçinde mey-
dana gelebilecek tehlikelı birolaya müda-
hale etmek üzere 11 dalgıç belirii derinlik-
lerde hazır bekleyecek. Aynı anda Sahil
Gmenltk'e bağlı gemilerde çevre güven-
liğıni sağlayacak.
Yasemin Dalkılıç'ın, hedeflediğı dün-
ya rekorunu kırabilmesı ıçin 68 metre de-
rinliğındekı plakayı alıp su yüzüne ba> ıl-
niadan çıkması ve bu plakayı dalış plat-
formundaki hakeme vermesi gerekıyor.
Bayanlar Serbest Dalış'ta Avrupa rekoru
58 metre ile Rosanna Majorca'ya. Dun-
ya Rekoru ise 67 metre ile ABD'lı Tanya
Streeter'a ait.
1992 yılında Yükseliş Spor Kulübü Yüz-
me Takımı'na katılan Yasemin Dalkılıç,
1994"ten sonra antrenmanlanna aynı ku-
lübün paletli yüzme takımı ile devam et-
tı. Aynı yıl Paletli Yüzme Milli Takımı'na
secılen Dalkıtıç. Çın'de düzenlenen "6.Dfln-
>a Paletli V iizmeŞampiyona$ı"na katıldı.
1995"te Fınlandıyacla düzenlenen Avru-
pa Şampıyonasfnda. 1996"da \lacans-
tan'dakı Dünya Şampıyonası'nda yanştı.
199"?de ODTL Sualtı Topluluğu Ser-
best Dalış Grubu"na katılan Dalkılıç.
1998"de İtalya'da düzenlenen "2. Serbest
Dalış Dünya Şampiyonasrnda ülkemızı
temsıl ettı \e bayanlarda en ıvı dereceye
ulaşiı.
Dalkılıç. halen 400 metre. 800 metre tup-
lu ve4\100 metre bayrakdallanndaTür-
kiye rekorunu elinde bulunduruyor.
İstanbul Haber Servisi-
Emeklı OrgeneralKemal
Yavuz. eğıtımın. ülkede
ekonomık ve sosyal denge-
sizlikierın arttığı bir or-
tamda yalnızca ayrıcalık-
lı bir sınıfın hakkı olama-
yacağını vurgulayarak
Türk toplumunun seçkın-
lertopluluğuvla kalkındı-
rılamayacağını. toplumcu
anlayış ile kalkınabıleceğı-
ni söyledi. Marmara Cnı-
versıtesi (VlC) Uluslara-
rası Tekstil ve Konfeksi-
yon Teknolojılerı Araştır-
ma ve L'ygu-
lama Merke-
zi (ITKAR)
Müdürü Prof.
Dr İnci Tez-
can ise ünıver-
sıtelerın uz-
manlıktan ön-
ce kültürel
kimliğıne sa-
hıp bir seçkın-
ler topluluğu
oluşturması
gerektığinı
söyledi.
ML LTICAR tarafından
önceki gun. Göztepe Kam-
pusu'nda düzenlenen
"MOOTerde Ünhçrate" ko-
nulu panelde konuşan
Emeklı Orgeneral Kemal
Yavuz. 21 yüzyılda Türk
eğitim sısteminin ezberci-
likten uzak. öğrenmeyi öğ-
renmeye ve kültüre daya-
lı olması gerektığinı söy-
ledi. Yavuz, şunlan söyle-
di:
•*LnlüfilozofPlaton'un
felsefe okulunun kapısın-
da 'geometri bılme>en bu
kapıdan gırmesın' yazıyor-
du. Bizim deacaba ünh*er-
sitelerimi/in kapısının iç
Marmara
Üniversitesi
Göztepe
Yerleşkesi'nde
düzenlenen
panele katılan
konuşmacılar
ğitim sisteminin
değişmesi
gerektiğini
vurguladı.
yüzüne "felsete eğıtımı al-
mayan bu kapıdan çıka-
maz" yazmamız mı gere-
kir?"LTK-\R Müdürü
Prof. Dr Incı Tezcan ise
üntversıtelerındaranlam-
da orta düzeylı öğrencıye
kültürlü bir insan ve nıte-
likli zihınsel birmeslek sa-
hibi olmayı öğrettiğini ve
öğretimin güncel olması
gerektığinı belırterek. "Ile-
ri okJuklan bilinen ulusfa-
ra öy künmey i ilke edinen-
kr.onlann bilimsd araştır-
malannı bitirip sonuç akna-
lannı bekleye-
rek çağdışı
kalmayabaş-
tan mahkûm
o4urlar"dedı.
ML Rek-
törYardımcı-
M Prof. Dr.
Emre Dölen
günümüzde
yükseköğreti-
mın özel ve
kamu kuru-
luşlannın "ta-
şeronu" halı-
ne gelmeye başladığını sa-
vunarak bu kuruluşlann
bılimsel araştırmalan ken-
dı olanaklanyla yapmaya
başlamasıy la ünıv ersitele-
nn özgürce ürettiğı bılgı-
ye talebin azalmaya baş-
ladığını söyledi.
MÜ Fen Bilımlen Ens-
titüsü Müdürü Prof Dr. .\lp
Sayarıseuygarlıktanhının
karanlık ve aydınlığın inış-
li- çıkışlı ev rımı olduğunu
belırterek. Prof. Dr.^Ah-
metTaner ktşlalı'nm oldü-
rülmesının. bazı çe\reler-
ce. karanlığı yönlendiren
oda*kların anlık sözde ba-
şarısı olduğunu söyledi.
'fürkiye'detatıl
çokavantajh'
NEW YORK (AA) -
ABD'nin önde gelen der-
gılerindenNevvsvveek. l
7
Ağustos'taki şıddetlı dep-
remden sonra Türkıye'nın
büyük çapta turizm gelın
kaybına uğradığını belir-
terek "turizm kuruluşlan-
nın yapnklan indirinıler
sayesinde Türkiye'nin tu-
rizm açısından şimdi çok
cazip hale geküğine" dık-
kat çektı.
Turizm Bakanlığı ven-
lerine dayanan Amerikan
dergisi. "Türki>«'nindep-
rem yüzünden bu yıl yüz-
de 30 oranında turizm ge-
liri kaybına uğradığını"
kaydettikten sonra. sade-
ce Istanbul'un ugradığı za-
rann 100 milyondolar ol-
duğunu bildirdi. "Turist
gelmemesinde. depremin
yanı sıra ülkedeki siyasi
ortamın da rol oynadığını"
savunan derei. "hüküme-
tin şimdi turist çekmek
amacıyla. 32 ülkcyi kap-
sayan ve mali tutan40 mil-
yon dolar olan bir kam-
panya başlattığınr duyur-
du. Bu bağlamda otel ve
turistik tesislerin yüzde
40"a varan fiyat ındırimi
yaptıklarını belirtendergi.
"otel ve tesislerde bir gece-
lik oda fiyatının, 3 öğün
yemek ve >erli şarapdahiL
50 dolara kadar dûştüğü-
nü" yazdı
"Istanbul'un şu anda
deprem açısından Caüfor-
nia'dan daha tehlikeli ol-
madığmı" da duyuran der-
gı. "depremin. saraylarve
camiler gibi Istanbul'un
gözde tarihi ve turistik yer-
lerine hiçbirzarar verme-
diğinin" de altını çizdi.
Dergıdekı yazının sonun-
da. "siyasal durum da ar-
tiksükûnrteka\uşnj" de-
nıldı. e-posta : tan (a prizma. neL tr
Kozmetik lazerler, estetik cerrahide neşterin pabucunu dama attı
Estetikte lazer mucizesiÇeviri Servisi - Karacığer
hastalıklarının ciltte yol açtı-
ğı lekeler, ıstenmeyen tüyier.
göz ve ağız çevresındekı kı-
nşıklar, dovmeler bugün ar-
tık lazertedavisi ıleanındayokedili-
yor. Dişçıler. dışlenn beyazlatılması
işleminde bıle lazerden y ararlanıyor-
lar. ABD'de gelecek yıl estetik lazer
uygulamalanna 3.4 milyon dolar har-
canacağı tahmin edılıyor; oysa 1996'da
bu rakam 1 milyon dolar cıvarında
seyredıyordu Bronz ten modasının
gıderekgeçerliliğıniyitirmesiylepek
çok insanın güneş lekelerınden kur-
tulmak içın lazer tedavısıne başvura-
cağına şımdiden kesin gözüyle bakı-
lıyor.
"Bugün Amerikan sağbk politika-
sını belirleyen en Önemti etmeny aşam
süresinin uzaması. Kadınlar 90 yaşı-
na kadar yaşarken erkeklerdeyaşam
süresi 80'e yaklaşnor'" dıye konuşan
Amerikan Kozmetik Cerrahi Heyetı
üyesi Dr Echvard Lack. "45ile70yaş
arasındaki hastalanmın başvuru ne-
deni çoğunhıkla kınşıklann. lekelerin
veçatiayan damarlann gkkrilmesi*" dı-
yor.
Son yıllarda, lazerin, stetoskoptan
sonra tıp dünyasındaki en önemli tıb-
• Hızlı, kansız ve ağnsız bir şekilde
çirkinlikleri yok eden lazer. nekahet döneminin
kısahğı \e ucuzluğu ile de klasik yöntemlere
tercih ediliyor.
bi cihaz olduğu ileri sürülüyor. Bir
zamanlarmesaılennin büyük birkıs-
mını burun düzeltme operasyonları-
na ay ıran estetik cerrahlar, şimdi mu-
ayenehanelerini "y üz gençleştirme'"
merkezleri halıne getiriyorlar. Bugün
kozmetik alanında en az 50 çeşit la-
zer sistemi pazarlanıyor. ABD'de yal-
nızca tüyleri yok eden lazer makine-
lerı 1997'de 85 milyon dolarlık bir
pazar oluştururken bu yıl 185 dolar-
lık bir pıyasaya ulaştı.
Lazerin başlıca kullanım alanla-
nşöyle:
Ciltsoyma- 1994 yılından bu yana
lazerlar kınşık v e güneş lekelerini yok
etmekte kullanılıyor. Uygulamada cil-
dm üst tabakası buharlaştığı içın alt-
takı kolajen fiberler uyarılarak cıldin
yenılenmesıne yol açıyor. Aynı iş kım-
yasal"peeling"yoluyladayapılmak-
la bırlıkte lazer. ucuzluğu ve pratik-
lığı açısından daha yaygın bir şekil-
de kullanılıyor. Lazer ile soyma işle-
minde anestezi gerekiyor. Ayrıcaope-
rasyondan sonra titiz bir cilt bakımı-
na gereksinim duyuluyor. Bu
da maske ve özel kremleryar-
dımıylayapılıyor. Bu neden-
le hastalar uzun süre "Phan-
tom of the Opera"daki haya-
let gibi dolaşmak zorunda kaiıyor.
Lekeierin giderilmesi - Bu işlem ço-
ğunlukla doğuştan gelen lekelerin yok
edilmesindekullanılır. Doktorlara gö-
re bu teknik çocuklar üzerinde yetiş-
kmlere oranla daha başanlı. Aynca
akne yaralannın, yüzeye yakın kılcal
damarlann yol açtığı deri lekelerini gi-
dermekte başvnrulan bu uygulama, ya-
ralar derinleştikçe acı verebilir.
Tüylerinvokedilmesi-1995 yılın-
da Amenkan Gıda ve llaç Dairesi. la-
zerlerın istenmeyen tüy lerin yok edil-
mesinde kullanılmasına izin verdi.
Derinın altındaki kıl folıkülüneerişe-
rek yakan lazer. kılın büyümesini en-
geller. Ancak lazenn tüyleri sürekli ola-
rak yok edip etmediği henüz bılinmı-
yor. Kadınlarözellikle yüzlerindeki is-
tenmeyen tüylerden kurtulmak içın
bu yönteme başvuruyor.
DişJerin beyadaülması- Lazerlerın
en yoğun olarak kullanıldığı alanlar-
dan birıdir. Yalnızca dişlerin beyazla-
tılmasında değil. dolgularda da kul-
lanılıyor.
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
Fakir de Gitti...
Aramızda nesil farkı da vardı. metot farkı da: o,
'enstitülü' köy yazarlardandı: en onde gelenle-
rinden; ben '40 Karanlığı' Toplumcu gerçekçi ya-
zarlannın ikinci kuşağından; sadece, bu kadarı bi-
le, o dağdağalı 70'li yıllarda, tartışmamıza yeterdı;
tartışmışızdır da, ama o iş başka, ıkı insan arasın-
daki dostça yakınlık başka!
Ağzından duymuşumdur, eserlerını yayımlayan
yayınevinin 'danışmanı'olduğum zaman, biraz kay-
gtlanmış; beni belkı de kalem tartışmalarındaki sert
üslûptan, elı sopalı bırisı sanıyordu; fakat yayınevi-
nin Ankara'da Tunalıhilmi Caddesi'ndeki ofisinde
göz göze gelir gelmez, ıçinde kımıldanan kuşkula-
nn yanlışlığını anlamıştı: İnsan insana, pekâlâ anla-
şabilecektik. Dost bile olabilırdik. Bir bakıma, olduk
da zaten!
Fakir'i saman kâğıda basılmış. kötü münekkep ko-
kantaşradergilerindeyayınladığı. şiirleriyle tanırrnş-
tım; yeni bir imza: Tahir Baykurt adını Tahir'den
Fakir'e değiştirmesı, ne kadar hoşuma gitmediyse;
ilk hikâyeleri, sonralan romanlan o kadar hoşuma
gittı: Diyalektik sayamayacağım. eleştirel' bir ger-
çekçılik yapıyordu ama; öyle dikkatlı. özenli ve yü-
rekten yazıyordu kı, saygı duymamak. düpedüz ayıp
olurdu.
Hele o metinleri. nasıl ölesıye çalışarak, dünyaya
getirdiğini öğrendikten sonra!
Kanrtca gibi çalışmak, başka nasıl olur?
Bazı öğle sonlan, çat kapı, gelir: elinde tükenmiş,
yeni basımı yapılacak bir romanı, karşılıklı otu-
ruruz; o şirin gülümsemesi, pınltılı bakışları, ortalığı
aydınlatır; ellerimizde. ınce belli, yaldızı panldayan
çay bardaklan; çevremızı görunmez kalorifer sıca-
ğı kuşatmış, dışarıda gok mavi kar! Kitabı elinden
alır, sayfalannı çevirdıkçe. hayrete düşerim: düşme-
mek mümkün mudür? Çünkü aynı metni. nasıl en
az beş kere elden geçirdiğini öğrenmişimdir; hatta
bunun için, kendine mahsus bir yazım tekniği ge-
liştirdiğıni! İlk müsveddeyi. daktiloda beş satır ara-
lığıyla çalatuş yazıyordu: ondan sonraki her çalış-
masında, satır boşluklarından birisi, değiştirılmiş ve
düzeltilmiş, yeni cümlelerle dolduruluyor: beşinci
satır boşluğu. dolduruldu mu, roman bitmiştir!
Hayır, tekrar basım metinlerinin, dızgi ve baskı
hatalarını düzeltmekle yetinmez: onlan da müsved-
de gibi alır, adeta 'ince ayarını' yapardı.
Kannca gibi çalışmak. başka nasıl olur, söyler mi-
siniz?
Estetikte, insanı ve toplumu yok etmek!...
Şöyle bir düşundum: son üç ayda, şehirde dola-
şırken, kıtap okuyan sadece üç kişı görmüşüm:
Din o ince, varla yok arası, saydam kız; Boğaz va-
purunda. pencerenin kenarına oturmuş, kalın çer-
çeveli gözlükleriyje elındekı romana eğilmiş, başını
bile kaldırmıyor. ötekısı, Beşiktaş'ta, hani 'Şairler
Parkı' var ya, ağaçlann koyu neftı gölgelediğı bir kuy-
tu sıraya saklanmış, orta yaşlı hanım; ne vakit yo-
lum düşse, elinde kıtabıyla, onu orada, bir başka dün-
yaya dalmış, görüyorum. Uçüncüsü. bazı günler o
sabah pastahanesine düşüp. önüne açtığı romanın
sayfalan arasında kaybolan, kıvırcık saçlı, sivılceli oğ-
lan; kimbilir hangı fakültenin oğrencisi?
Izmirgazetecıliğimde (1965/1973), Körfez vapur-
larında, ne kadar çok kıtap okuyan olurdu! Paris'ten
henüz dönmüştüm, orası kahvede, parkta, sokak-
ta, metroda, herkesin kitap okumasıyla ünlü bırşe-
hir: daha çok 'komprador' mayalı bir 'ticaret' ve '//-
man' şehrisayılanIzmir'de,okuyanlangörmek, şa-
şırtıcı ve sevindiricı: hem hoşuma gidıyor, hem yü-
reklendiriyor. 12 Mart ve 12 Eylül, onlardan sonra
yaşadığımız Özal/Çiller döneminin. 'özelleştir-
me'ci ve 'küreselleşme'ci 'amerikancılığı'; 27 Ma-
yıs'ı müteakip bereket kazanan okuma çabamızı
nasıl da bıçak gibi kesmiş; sonra da, post/ moder-
nist birfanteziye kaydıımıştır: eskiden -ve sâhiden-
okumak, okuyanın kendisini, yurdunu ve dün-
yasını anlaması demekti; bizim nesil, kuramsal
kitaplan, romanlardan sonra okuduğundan mı
nedir, her türlü 'çözüm' önerisinde, çok daha ger-
çekçi, çok daha tutarlı davranmıştır; oysa, son
zamanlarda okumak, grafik değeıiendirmek gibi bir
şey; çünkü estetikte araç, amaca dönüştürüldü: yâ-
nı dil, onun kullanılış biçimı; yâni ses, onun kullanı-
lış bıçimi; yalnız renk ve şekil, onlann kullanılış bi-
çimleri; yakaladıklan beşeri ve toplumsal 'gerçe-
ğın' diyalektik anlatımından, önemli sayılıyor: bu ne-
yi gösterir, asıl amacın, estetikte insanı ve toplumu
yok etmek olduğunu mu? O zaman elbette ortaya
bir 'eser' çıkmıyor. bir 'marifet' çıkıyor.
Eğersanat eserini yığınlaraduyurup. ikisini özleş-
tirecek Media; aynen estetik gibi, olanca sosyalli-
ğini kaybetmişse, elinde olmayarak 'manfetı' tercih
edip göklere çıkaracak; ayaklan yere basan. toplum-
cuyu, toplumsalı, hatta insancıyı görmezden gele-
cektir. Günümüzde okuma eylemınin diyalekttği, iş-
te bu koşullar altında oluşuyor, çok da mühim, zira
artık ne 'eleştirel gerçekçılik'\e 'toplumcu gerçek-
çılik' tartışmalan içindeyiz; ne 'Narodnik'likle 'Mark-
sistlik' tartışmalan içinde; dahası, gerçekçilikle/ro-
mantikliği bile tartışmıyoruz: çünkü, estetiği, bü-
tünüyle toplumsal işlevselliğinden soyutlamak
isteyen, bir 'baskı' yaşanıyor; bu baskıya dire-
nişin oluşması, neyle mümkün; başka koşullar
altında çabşmış, ama mahiyetleri ve mayalan 'ger-
çekçi' ve 'muhtevacı' olan bütün sanat eserle-
rinin, okunmasıyla; yurttaşta, dil, yurt ve tarih bi-
lincini, -yâni ulusal direnişin akaryakıtını- oluş-
turacak, işte bu çabadır.
Diyalektik, neyi gerektirir sanıyorsunuz?
Özellikle, Fakir Baykurt!...
Fakir Baykurt'u. öncelik'le okumayı!
En başta onun, olağanüstü inceltilmiş ve ada-
makıllı yoğunlaştırılmış 'tesbit' gücünden ya-
rarianmak için; yüzyılın sonundaki 'kırsal'; yüz-
yilın ortalanndaki hangi 'kırsal'ın devamıdır; böy-
lece anlarsınız. Dahası, o zaman yanlış duran öğ-
retmen/imam çelişkisi, tarımsal kapitalizm olu-
şurken, bir ağa/ırgat çelişkisinden daha ağırlaş-
tığı; ya da ikisinin birleşmesinden, çok daha
kahredici bir çelişki ortaya çıktığı için, Anado-
lu'yu saran 'tarikatçılığın1
özünü kavrarsınız! Ni-
hayet Türk köylüsünün, hangi yöreden, hangi tö-
reden olursa olsun; nasıl sağlam bir mayadan
yoğrulduğunu, ne büyük bir sabır ve tahammül
birikimine sahip olduğunu, satır satır, kelime ke-
lime önünüze serdiği için, geleceğimize güve-
niniz artar, umutlanırsınız!
Diyalektik başka nedir sanıyorsunuz?
http://www.prizma.net.tr/AILHAN
hrtp://www.bilgiyaymevi.com.tr./ailhan
Faks/0-212/26019 88