10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 EKİM 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 ŞİVİİ İletişim Ağı Sivil toplum kuruluşlarının etkinlikierini gerek internet ortamında gerekse faksla duyuran haftalık bir bülten var: Sivil İletişim Ağı. | Bültenin son sayısı 23 Ekim'de yayımlandı. Yani Ahmet Taner Kışlalı suikastinden iki gün sonra... Ancak, son bültende, bir sivil toplum örgütünün de yöneticisi olan Kışlalı'nın öldürülmesine ilişkin herhangi bir tepki bulunmuyor! Hamamalanı Antalya'da uluslararası havaalanı yaptılar; eski dış hatlar terminalini de iç hatlara çevirdiler. Bu arada eski binayı da baştan aşağı yenilediler. Fakat DHMİ'deki kafalan yenileyemediler. Havalandırma sistemini daha doğrusu soğutma sistemini çalıştırmıyorlar ve yolcu bekleme salonlannı hamama çeviriyoriar. Neden çalıştınlmadığı sorulduğunda da dışarıda havanın serinlediğini söylüyorlar... Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97EJektronik posta: [email protected] - Yıldmm Akbulut, "Beni kimse anlamıyor" demiş... - Kendisi sövlediklerinden bir sev anlıvor mu! argıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Sa- vaş, dün sabah düzenlediği ve çok kısa tut- tuğu basın toplantısında çok önemli açık- lamalar yaptı. Ama söyledikleri arasında bir tanesi vardı ki, herhangi bir hukuk devletinde böy- le bir açıklama yapılsa yer yerinden oynardı. Hele Ahmet Taner Kışlalı gibi ülkenin bir yurtse- ver aydınına yönelik suikastten sonra yargının en üs- tündeki bir yetkili kalkıp, "Benim de cangüvenliğim tehlikede" derse o ülkenin Içişleri Bakanı ve ardın- dan Başbakanı pılısını pırtısını toplayıp hükümeti bı- rakırdı. Ama burası Türkiye! Dolayısıyla, Vural Savaş'ın ba- sın toplantısında değındiği ve düzeltilmesini istedi- ği konular da havada kalacaktır. Vural Savaş, örneğin Anayasa'nın 24. maddesi- nin son paragrafının hayata geçirilmesini istiyor. Demek ki bu ülkede uygulanmayan bir anayasa maddesi var... Uygulanmayan bir anayasa madde- Olmuyor!sinin bulunduğu ülkeye hukuk devleti denilebilir mi; orada demokrasi olur mu? Neydi bu paragraf: "Kimse, devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hu- kuki temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasi veya kişisel çıkar yahut nü- fuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz." Türkiye'de birileri devletin temel düzenini din ku- rallarına uydurmaya çalışıyor ve dince kutsal sayı- lan şeyleri kötüye kuîlanıyor ama onlara karşı hiç- birşey yapılamıyor... Yapılmaya kalkışıldığında da "demokrasi elden gitti" oluyor... Böyle demokrasi olmaz olsun! Vural Savaş, laik cumhuriyeti ve onun aynlmaz par- çası demokrasiyi korumak için siyasileri göreve ça- ğırıyor ama bugünkü Meclis'ten de umudu olmadı- ğını açıklıyor... Sizin bu Meclis'ten umudunuz var mı? Hükümete güveniniz var mı? Sadece Vural Savaş değil, yüksek yargı organla- nnın temsilcileri de gördükleri tehlikeyi her fırsatta yüksek sesle duyuruyor. Ama Meclis duymuyor... Hükümet duymuyor... Üstüne birde siyasi iktidar, yargıya müdahale edi- yor, baskı altına alıyor. Öte yandan bir milletvekili Meclis'te Türban Ki- tabı" dağıtıyor; Allah'ın emri bir farz olduğunu bil- dirdiği türbanın kendini firavun gibi despotik bir ruh hali içinde görenlertarafından yasaklandığını duyu- ruyor. Bunun adı da "demokrasi" oluyor... Yoksa artık olmuyor mu! SESSÎZ SEDASIZ (!) Yüksek Yerilim Hattı Erdinç UTKU Ecevit mavisine tarikat karası kanşırsa ne olur? Boğaziçi'nde bilimdışı panel ertelendi Geçen hafta bugün, Boöaziçi Üni- versitesi'nde "Uluslararası llişkileröğ- renci Kulübü"nün bir "organizasyonu" sonucu kamuoyunda Adnan Hoca- cıiar olarak bilinen grup tarafından "Evrim Teorisi'nin Sonu" konulu pa-(||r \ nel düzenlenecekti... ^ Rektörlük ve Öğrenci işleri Dekan- lığı da "Harun Yahya" takma adıyla bir de kitap yayımlayan bu grubun bi- limdışı etkinliğine izin vermişti. Son dakikada alınan bir kararia pa- nel durdurulmuş. Boğaziçi Üniversitesi Öğrenci İşle- ri Dekanlığı, "uluslararası ilişkiler ku- lübü"nün üye sayısını yeterli bulma- mış, paneli ertelemiş... Bundan son- ra ne olacak? Dekanlık yanıt vermeli: - Yobaz takımı yeterli üye sayısını bul- duğunda bu bilimdışı panelin yapıl- masına ızin verilecek mi? Bir de Rektörlük yanıtlamalı: - "Evrim Teorisi'nin Sonu"na göz yumduktan sonra Fen-Edebiyat Fakül- tenizin Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü'ndeki öğretim üyelerinin yü- züne nasıl bakacaksınız? Sonra, herkes aklını başına almalı: - Harun Yahya diye bir kişiden söz ediliyor ama böyle birisi yok. Olma- yan panalistle panel düzenlenir mi? Kışlalı suikastinde faillerin robot resmi çizilmiş: Zaten bunu yapan insan olamaz! IBanşErtürkl Kordon TV'den RTÜK'e suç duyurusu • İZMİR (Cumhuriyet Ege Biirosu) - Ege'de bölgesel yayın yapan Kordon TV[ 12 saat boyunca yayınlannın izlenmesini engelleyen Kanal 7 hakkında Radyo Televizyon Üst Kurulu'na (RTÜk) suç duyurusunda bulundu. Tarikatçı mtidür görevden alındı • İZMİR (Cumhuriyet Ege Biirosu) - Tıre'de tarıkatlarla içli dışlı olduğu, türbanlı öğretmenlere hoşgörülü davrandığı ıçin hakkında soruşturma açılan Tire İlçe Mılli Eğitim Müdürü Rasim Şahan görevinden alındı. Şahan'ın Bayındır Imam Hatıp Lısesi'ne öğretmen olarak atandığı bildınldi. FP'li belediye sinema kapattı M ANKARA (AA) -FP'li Mamak Belediye Başk'ahı Gazi Şahin, 2 yıl önce CHP'lı belediye başkanı tarafından hizmete açılan açıkhava sınemasını kapattı. Gazı Şahın. göre\e geldiklennden bu yana halktan kendılenne "Bıze film gösterin" biçimınde ıstem gelmediği ıçin açıkhava sinemasının faaliyetını durdurduklannı söyledi Esenler Belediye Başkanı'nm kardeşi serbest • İslanbul Haber Servisi - Yasadışı "Müslüman Gençlik" adlı örgüte üye olduklan gerekçesiyle gözaltına alınan \e aralarında FP'li Esenler Belediye Başkanı Mehmet Öcaian'ın kardeşi Yusuf Öcalan'ın da bulunduğu 11 kışi. DGM sa\cılığınca serbot bırakıldı Trafik eğitimine yeni vakıf H İstanbul Haber Servisi - Turkiye'ye ilen sürücii eğitim sistemlerini kazandırmak amacıyla Türkiye Trafik Eğitimıni Gelıştırme \e Kazaları Önleme Vakfı (TÜTEV) kuruldu. Resmi Gazete'de dün yayımlanarak faaliyete geçen TÜTEV. sürücü eğitimi sistemini ezbere dayalı şekilden kurtarıp. geliştirıp zenginleştırerek örnek sürücü kursu oluşturmayı planlıyor. Nguyen Cong Tan Türkiye'de • İstanbul Haber Servisi - Vıetnam Başbakan Yardımcısı Nguyen Cong Tan. Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli'nin resmi konuğu olarak dün Turkiye'ye geldi Tan. Türkiye"de bulunduğu süre ıçınde Cumhurbaşkanı Süleyman Demırel ve Başbakan Bülent Ece\it tarafından kabul edilecek, bazı kuruluşlarda brıfing alacak Kapadokya ve Şanlıurfa'yı da ziyaret edecek olan Vietnam Başbakan Yardımcısı Tan. I Kasım Pazartesi günü Türkiye'den aynlacak. Sarsıntılar sürüyor • İstanbul Haber Servisi - Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi \e Deprem Araştırma Merkezi'nden yapılan açıklamada. dün saat 02.12'de Adapazan Hendek'te 3.2 büyüklüğünde birartçı deprem olduğu belirtilirken saat 09.07'de Balıkesir Erdek'te 2.8. 09.53'te Kütahya Gediz'de 2.9 \e 11.28'de Marmara Denızı'nde 3.0 büyüklüğünde deprem meydana geldiği bildirildi. 'Hasta Hakları Günü' kutlandı • İstanbul Haber Servisi - Hasta ve Hasta Yakını Derneği (HAYADl tarafından. hasta \e hasta yakınlarının haklarının bılinmesi. uygulanması, savunulması ve korunması amacıyla ılan edılen "Hasta Hakları Günü" dün kutlandı. Amerikan Hastanesi önünde, ilkı bu yıl kutlanan gün nedeniyle bir basın açıklaması yapan HAYAD Başkanı Leyla Ezgi, "Sağlık çalışanlanyla birlikte el ele vererek hasta haklarının ülkemizde uygulanmasını istiyoruz" dedi. Emniyette ISO 9002 • İstanbul Haber Servisi - İstanbul Emniyet Müdürlüğü ile Fatih Ilçe Emniyet Müdürlüğü'nün dün Fatih'teki Ali Poyrazoğlu Tiyatro Salonunda ortaklaşa düzenlediği "Huzur Toplantısf'na katılan İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemır. Emniyet Teşkılatrnın toplam kalitesini yükseltmeyi hedeflediklerini belırttı Ozdemir, toplantıda. "İSO 9002 Kalite Belgesf ni aldığımızda dünya standardını yakalamış olacağız'dedi. Genelkurmay'dan tarih semineri • İstanbul Haber Servisi - Genelkurmay Başkanlığf nca İstanbul Harbıye Askerı Müze ve Kültur Sıtesı'nde düzenlenen Yedincı Askeri Tarih Semineri devam ediyor. Dün yapılan 4 oturumda "Harbiye \e Harp Akademisi Oğretım Hayatının Vlustafa Kemal'in Kişilığınin Oluşumundaki Rolü" konusunda bıldiri sunan Kara Harp Okulu Öğretım Üyesı Yrd. Doç. Dr. Bınbaşı Alı Güler. bugün Marksist ve irtıcai grupların Atatürk'ü dınsiz. soysuz bırı gibi gösterıp halkın gözünde küçük düşürmeyi amaçladıklarını belirtti. HAYVANLAR ÎSMAIL GÜLGEÇ KİM KİME DUM DLMA BEHÎÇAK [email protected] ÇİZGİLİK KÂMİL MASARİCI H A R B I SEMtH POROY TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAH 27 Ekim 1957 SEC/MLEM 1957'X 8U6WJ,6EHBL SCÇlMLEK mPKJ PAKİ D£MOtXAT PAÜTI, OYtARlN Z48 'İNİ ACAKAK YSRİHi KOKUyACAKTTK. OYSA, MuHALEter PAeniE- Kl OYLAKtNZS2'SİNI AiACAK VEKAYBEPECEKTİ. ÇÜUKU, yümJRUjıar*ri ÇOĞUNLMK SfsreMt ee- REĞİNC£, BİK SEÇİM Ç£V/Z£SfN£>£ EN ÇOK OY ALAN PA&Tİ, O Ç£t/GEI>E& TÜM MH-LETVEtUL - LİKLEKİNİ KAZHNIYORDU (8İRKAÇ OY FAZLA ALMAK YEimvJrpr). üç 6ÛM SOH/M YAYIMHHACAK AOH- LET gAKANL/6/ S/'LDia'SlAJe GÖeE/ DEMOKEAT PABTİ 421, Cl**U&Y£T HAIACfARTİSİ f?3, OuMHU_ R İ J i P i i 4 ü İ i /t MİLLETV&dlJ Ç/KAHMtŞ OIACA/CTIİZ. Sll SoNUÇ BAZI YÖREL&ÎPE SeÇİMİN YBNİLEMMESIYLE ÇOK AZ OgSÎÇECEICTİIZ.. PANO DENİZ KAVUKÇUOGLU Neriman Köksal Onu sinemada ilk ne zaman gördüğümü anım- samıyorum. 6O'lı, belkide70'liyıllarolmalıydı. Da- ha önceleri, yani "Zippo"çakmağı, "A/row"göm- leği, "bluejeans" pantalonu ile yeni tanıştığımız 50'li yıllarda Türk filmleri bizden öyle uzaktı ki... Sinemalan bile ayrıydı. Türk filmlerinin, Kadı- köy'de "Yurf, karşıda "Taksim", tarihi yarımada- da da birkaç sinema. Hepsi o kadar! Türk filmle- ri de zaten o yıllarda genellikle Anadolu için ya- pılırdı. Olaylar hep Istanbul'da geçer, biraz kent görüntüsü, biraz Boğaziçi, yoksul oğlan, zengin kız, aşk ve acı... Seyirci salya sümük ağlar, İs- tanbul dedikleri demek buymuş!" diye düşünür, sonra da dengini sırtına vurup yola düşerdi. Istanbul'a ilk kez adımını atan Anadolu insanı- nın Istanbullu'ya, o hemen farkediliveren çarpık bakışında, gördüğü bu filmlerin de mutlaka bir pa- yı olmalıydı. Istanbul'un, "taşı toprağı altın", ka- dınları "yo//t/"ydu!.. Her filmde tekme tokat dö- vülen, ama bir türiü yola gelmeyen şehirli "kötü" kadınlar, parlaksaten kombinezonladolaşır, pon- ponlu terlik giyer, saçlarını sarıya boyatırlardı. Hepsi "balık ef/"nde olurdu. Ellerinden içki bar- dağı hiç düşmezdi. Kameramanlar, yatak sahne- lerinde kadınların diz kapağı ile topuk arasını "zo- om"larlar, gerisini seyircinin hayal gücüne bıra- kırlardı. "Olay", diz kapağından biraz yukarı çı- kıp da, kalçalar göründü mü, erkek kısmı heye- canlanır, karanlıktan "eyi muz!" sesleri yükselir- di. Heyecanın önü alınamayıp, sesler uğultuyadö- nüşünce, makinist filmi durdurur, ışıklan yakar, or- talık yatışıncaya kadar beklerdi... Neriman Köksal o yıllarda Türk sinemasının en önemli "sfara/ft"aktristlerinden biriydi. "Fosfor- lu Cevriye" bir yana, vücut yapısı, kaşlarının şek- li, saçlarının rengiyle, başrolde oynayan masum, bebek yüzlü, iyi kalpli kadın oyuncunun yanında hep var olması gereken "kentli kötü kadın" tipi- nin vazgeçilmez simgesiydi. Ne var ki, tüm "baş- döndürücülüğü"ne karşın, hiçbir filminde öpüş- memişti. Mayolu çekimlerde bile seyirciye bir kez olsun karnını göstermemişti. Cinselliğini perde- ye, yemek içmek gibi bir doğallıkla yansıtmasını becerebilen, kadınlığını hiçbir zorlamaya gerek duy- madan, kendiliğinden yaşayabilen ender kadın- lardan biriydi. Cinselliği, müstehcenliğe düşme- den, "erotik cazibe" düzeyinde tutmasını başa- rabilen kaç kadın var ki? Özel yaşamında da, sa- nat yaşamında da "sahiciydi" Neriman Köksal. "Sa- hiden insan"d\ o. Hasta yatağında "ölmekistiyo- rum..." derken bile gülümseyebiliyordu. Sözleri de, gülümsemesi de doğaldı. Ancak onun gibi sa- hici insanlar, "ölüm"ü böylesine doğal ve böyle gülümseyerek karşılayabilirdi. Tanıyanların çalışkanlığmı, onurluluğunu, dost- luğunu sözbirliği edip güzelledikleri Neriman Kök- sal'la hiç karşılaşmamıştım. Duyduklarımın, oku- duklarımın etkisiyle onu merak etmiş, birçok fil- mini yıllar sonra videodan izlemiştim. Çoğu, in- sanın içini burkacak kadar kötü olan bu kurdela- larda kişiliğiyle öne çıkan bu kadına saygı duy- muştum. Onunla karşılaşmayı, onunla konuşma- yı, ona sorular sormayı öyle isterdim ki... Kimbi- lir, kenef pencerelerinde "paparazzHere yemlik yapan yeni bitme "sfa/-"lar üzerine neler söyler- di? Çok satan renkli gazetelerin hafta sonları ver- diği "pazartama e/c/eri"nde meme, bacak, kıç ser- gileyen küçük orospu adaylan hakkında kimbilir neler düşünüyordu? Neriman Köksal, 50 yılı aşkın sinema yaşamın- da, tarihi, sinema tarihi kadar eski olan magazin basınının bir defacık olsun oltasına düşmemişti. Bu nasıl oluyordu? Seçtikleri yaşamın merdiven- lerinde bir iki basamak daha yukarıya çıkabil- mek, bir an önce üne kavuşabilmek, hemen ya- rın "refah" içinde yaşayabilmek için sahip olduk- lan her şeyi vermeye razı "şimdikiler", cüzdanı şiş- kin bir "işadamı" kaparım umuduyla her gece bar bar, meyhane meyhane dolaşıyor, sarhoş masa- larında kalça kıvırıyor, sonunda da ola ola elden ele gezen bir "orospu" oluyorlardı. Direnç nok- taları ilk nerede kınlıyordu bu erken kadınların? Yoksa direnç denilen duyguyu hiç tanımamışlar mıydı? Kadını ve erkeğiyle, "ar daman"m\z ne zaman çatlamıştı bizim? Toplum, kadını ve erke- ğiyle, "tüketim" canavarına ne zaman teslim ol- muştu? Sahip olma hırsı, bir şey olma, yani in- san olma duygusunun ne zaman önüne geçmiş- ti? Bu sorulann yanıtını, emeğini ve onurunu ya- şamıyla kanıtlamış, ölürken bile güzel, hiç yaş- lanmamış o muhteşem kadından almak ister- dim... Olmadı. Ne yazık, geç kaldım. Işık içinde yatsın... (Faks:0212-212 31 98) B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1 2 1/ Selin açtığı hendek ya da çukur. 2/Gemi- de yelkenlerin açıbnası...Do- 3 kuteli. 3/ "iyi, hoş, güzel" an- lamında eski sözcük... Eti lezzetli bir ba- hk. 4/ Briçte atılanbirkâğıt- R la eşine oyna- ö masını istediği g kâğıdt belirt- me... Gereksinmeye yetmeyecek kadar az. -| 5/ Aç olmayan... De- _ rinliğin bittigi yer. 6/ Lütesyum elementinin 3 simgesi... Düzgûn ve 4 iyi konuşma yetisi. 7/ 5 tzmir'in Çeşme ilçesi yakınlannda turistik bir yöre...Akira Kurosa- va'mn bir filmi. 8/ Tür- kistan'da yaşayan bir Türk boyu... Çemberin çevre uzunluğunun çapına oranı. 9/ Nazi partisinin hü- cum kıtasını simgeleyen harfler... Yiğit, kahraman. YUK.\RIDAN AŞAĞIYA: 1/ Halk dilinde iskeleye verilen ad. II Suda yaşayan tek hücreli bir canlı... Bartın'ın bir ilçesi. 3/ Bir çeşit fuze... Karakter. 4/ Şarkı, türkü... Belli bir iş kolunda usta, kalfa ve çıraklan içine alan dernek. 5/ Şöhret... Afrika'da yaşayan büyük bir antilop. 6/ "Gelecek gün- lerin en güzeli, en ferahj / Kalbi temiz alnı sevi- şenlerin olur" (C.S.Tarancı)... Aldatma işi, hile. 7/ Yumak halindeki ipliği çile yapmada kullanılan iki kol- lu tahta araç. 8/ Rü^vet alma, yiyicilik. 9/ Gösteriş, ca- ka... Topluluğu kaplayan ani dehşet duygusu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle