15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12EKİM1999SALI 8 HABERLER Akaryakıt fiyatmda indipim • ANKARA(AA)- Benzin, gazyagı ve motorinin perakende satış fîyatlan, bugünden geçerli olmak üzere ortalama yüzde 5 oranında düşürüldü. Petrol Ofisı'nden yapılan açıklamada, Ankara'da kurşunsuz benzinin litre fıyatı451 bin 800 liraya, süper benzinin fiyatı 452 bm 800 liraya, normal benzinin fiyatı ise 432 bin 900 liraya ındirildi. Istanbul'un Anadolu yakasında, kurşunsuz benzinin fiyatı 452 bin liraya, süper benzinin fiyatı 453 bin liraya, normal benzinin fiyatı da 433 bin 100 liraya, Avrupa yakasında, kurşunsuz benzin 452 bin 800 lira, süper benzin 453 bin 800 lira. normal benzin 433 bin 900 liradan satılacak. tzmır'de kurşunsuz benzinin litre fiyatı 451 bin 100 liraya, süper benzıninki 452 bin 100 liraya, normal benzininki de 432 bin 300 liraya çekıldi. Hollanda'dan depremzedelere yardHîi • lstanbul Haber Servisi - Sosyal Demokrasi Vakfı'nm (SODEV) girişımiyle Hollanda'dan depremzedeler için sağlanan yardım malzemelen dün Istanbul'a geldi. Hollanda'dan getirilen yardım malzemelerini teslim etmek ve deprem bölgesinde incelemelerde bulunmak içın Türkiye'ye gelen Hollanda Türk Kadınlar Birliği Başkanı Nihal Doğan, yardım malzemelennin Eındhoven Belediyesi ve lnsanlar tnsan İçin Vakfı tarafından sağlandığını belirterek Eındhoven Belediyesi'nin daha önce de Değirmendere Belediyesi'ne iki ambulansla çeşitli malzeme yardımında bulunduğunu belirtti. Gözattında ötiime hapis cezası • BURSA (Cumhuriyet Bürosu)-20 Eylül 1998 günü görev yaptıklan Bursa Beşyol Kavşağı'nda içkili olduğu için ekip otosunda gözaltına aldıklan Ismail Saydam'ı döverek öldürdükleri ıddıasıyla Bursa Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde görevli 4 polis hakkında "katil kasu ile olmayan fiil sonucu ölüme neden olmak"tan Bursa 3 Ağır Ceza Mahkemesi, görülen duruşmada mahkeme heyeti 4 yıl 2 ay ağır hapsine İcarar verdi. Diğer sanık polisler Turan Sönmez, Halil Ibrahim Merdivenli ve Şevket Asa ise beraat ettiler. Sokak çocukları • tstanbul Haber Servisi - Sosyal Hizmetler ll Müdürlüğü Konferans Salonu'nda sokak çocuklanna yönelik yürütülen çalışmalar hakkında bilgi veren tstanbul Valisi Erol Çakır, sokak çocuklannın toplumun geleceği açısmdan potansiyel bir tehdit oluşturduğunu belirtti. tstanbul'da 4 bine yakın sokak çocuğuna yönelik yapılan çahşmalann yetersiz kaldığını ifade eden Çakır, sokak çocuklan için lstanbul Çocuklan Vakfi'nı kurduklannı, Kemerburgaz Ağaçh'da 200 yataklı bir tesis meydana getirdiklerini ve Umut Çocuklan llköğretim Okulu'nu açtıklannı belirtti. Buca'da eylem sonaerdi • tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Buca Kapalı Ceza ve Tutukevi'nde yasadışı örgüt davalanndan yargılanan 28'ikadıntoplam80 tutuklu ve hükümlünûn sayım vermeme eylemi cezaevi yönetimiyle yapılan göruşmelerle sona erdı. Pankreas kanserine yenilen ünlü yazanmız perşembe günü Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecek 'Faldr'i sevgfler yaşatamadı'METİNGÜR ESSEN - Ünlü yazanmız Faldr Baykurt, 6 Eylül'den beri tedavi gördüğü Almanya'nın tanınmış kanser ve organ nakli merkezi Es- sen Üniversitesi Kliniği'nde dün sabah 04.00'te yaşama gözlerini yumdu. Prof. Dr. Gerken yö- netimindeki bir ekibin tüm çabalanna karşın yakalandığı pankreas kanserinden kurtanla- mayan Fakır Baykurt 1979 yılından beri F. Al- manya'nın Duisburg kentinde yaşıyordu. Türkiye Yazarlar Sendikası ile Özgürlük ve Dayanışma Partısi (ÖDP) tarafından orga- nize edilen programa göre, Fakirt Baykurt'un cenazesı, bugün saat 20.00'de Atatürk Hava- limanı'nın C terminalinden alınıp Şişli Etfal Hastanesi morguna götürülecek. Baykurt için perşembe günü saat 10.00'da Cağaloglu'nda bulunan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti önün- de bir tören düzenlenecek. Baykurt'un cena- zesi, Teşkiviye Camii'nde kılınacak öğle na- mazırun ardından Zincirlikuyu MezarlıgYnda toprağa verilecek. Essen Üniversite Kliniği'nde yaşam müca- delesi verdiği sürece Fakir Baykurt'un yatü- ğı "M 10" bölümünün önü gece gündüz hiç boş kalmadı. Hollanda'dan, Belçika'dan, Fran- sa'dan ve daha uzak yerlerden gelenler, Fakir Baykurt' u göremeselerde kapısında bekledi- ler. Hiç yanından aynlma>r an 48 yıllık eşi Mu- zafferHanun, "Fakir'iyaşatınayasevgileryet- medi" diyor. Muzaffer Baykurt, eşinin, Çocuk ve Halk Kütüphanesi olması için Akçaköy'de annesi- nin evini Kültür Bakanlığı'na bağışladığını ama hâlâ bir memur tayin edilmedıği için kapalı kaldığını belirterek hastanede yattığı sıradasık sık "Neden açümadı? Açılsın da çocuklar ki- tap okusun, bahçesinde oynasın" diye sayık- ladığmı, buna çok üzüldüğünü belirtiyor. Çağdaş Türk edebiyatının ünlü yazan Bay- kurt için bugün Duisburg'da bir veda töreni düzenlenecek. Tören Düsseldorfer Strasse üzerindeki Wald Friehof'ta saat 11.30 'da baş- lıyor. Saat 15.00'te de yazar ve öğretmen ar- kadaşlannın, dernek ve kuruluş temsilcileri- nin katılımıyla bir anma toplantısı gerçekleş- tirilecek. Ünlü yazar aynı gün ailesi, yakınla- n, dostlan ve okurlannın katılımıyla Türki- ye'ye uğurlanacak. Almanya'da yaşadığı süre içinde, bu ülke- de yaşayan Türkiye kökenlilerin yaşamını ya- krndan inceleyen, maden ocaklanna, fabri- kalara giren, eli kalem tutanı yazmaya özen- diren Fakir Baykurt, Almanca ve Türkçe 9 ki- tap yayımlamıştı. Yaşama gözlerini yumun- Yaşamı çalışmakla gecti Dikenlerin arasından bir yazar gelmiş Kiütür Servisi - "Diken- lerinaraandançıkıp gefaniş bir yazanm ben. Yüzyü- larca karanlıkta bırakıl- mış köylerin birinden, Ak- çaköy'denim. Ailem yok- suldu. Kır bayır kırk iki dönem toprağımız vardL Birkaç yerde anlattım. aıuun babam okuma yaz- ma bUmiyordu. Köyümü- 2e geçten geç açüan ilko- kul yabıız üç suuflndı. Evi- mizde bir tek kitap yokru. Cumhuriyetbenigötürdü, açnğı Köy Enstitüsü'nde eğitti, öğretmen yaptı; eli- me kalem verdi, yurdun yazartanarasına katn,Şin- di düşünüyorum, yokluk- tan geüyorum." Kendi öyküsünü anlat- tığı yazısına böyle başlı- yordu Fakir Baykurt ve şöyle noktalıyordu: "Bir gün biz bu kafada olanlar, karşunızdaki demagog ta- kımını yeneceğiz, buna ina- nıyorum. Eninde sonun- da,hemyur- dumda,bem dünyada sa- vaşunıkaza- nacak Don Klşotlarta- kunmdaben debuhınaca- ğuaDeğeri- mibüenbil- siabflmeyen ardımdan gübün. Vız- gelir, orıs gider bana." Fakir Baykurt 1929'da Burdur, Akçaköy'de dün- yaya geldi. Ortaöğrenimı- nı Gönen Köy Enstitü- sü'nde tamamlayan sanat- çı, çeşitli köy okullardın- da öğretmenlik yaptı. An- kara Gazi Eğitim Enstitü- sü'nü tamamladıktan son- ra da (1955) ortaokul öğ- retmeni olarak çalıştı. Sav- şat Ortaokulu'nda öğret- menken bakanlık emriyle ders venne yetkisi elinden alınan Baykurt, 27 Mayıs 1 %0'tan sonra da ilköğre- tim müfettişliğine atandı ve kuruculan arasında bu- lunduğu(1965) Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) Genel Başkanlığı 'nı yaptı. Sanatçı daha sonra Mılli Folklor Entitüsü Uz- manhğı, ODTÜ Halkla tlişkiler ve Yayın Müdür- lüğü, Kültür Bakanlığı Da- nışmanlığı gibi görevlerde bulundu. Kendı isteğıyle emekliye aynlan ve Al- manya'ya yerleşen Bay- kurt, Duisburg'da yaşıyor- du. Sanatçı 12 Martdöne- minde TÖS davasından yargılanıp tutuklandı, an- cak daha sonra beraat et- ti. Baykurt ilk romanı 'Yı- lanlann Öcü' ile Yunus Nadi Roman Ödülü'nü (1958), 'Tırpan' ile 1970 TRTvel971TürkDilKu- rumu Roman ödüllerini ve 1980 Avni Dilligil Tiyat- ro Ödülü'nü, 'Can Parası' ile 1974 Sait Faık Hikaye Armağanı'nı, 'Kara Ah- met DestanT ile de 1978 Orhan Kemal Roman Ar- mağanı'nı kazandı. Tiyat- roya uyarlanan 'Sakarca' adlı çocuk romanı ise Ti- yatro 79 dergisince yılın oyunu seçildi. Sanatçı ay- nca 'BanşÇöreği' ile Ber- lın Senatosu Ödülü'nü (1984), 'Gece Vardiyası' ile de Almanya'da BDI Ödülü'nü (1985) kazandı. 1997 yı- • "Parmaklanm duranakadar yazmaya devam edeceğirrT' diyen Fakir Baykurt için "engelleri aşmak ve hayatı değiştirmek sanatın görevi." lında tstan- bul'da dü- zenlenen 'Aydınlan- manın Işı- guıda Sanat însanlan- mız' başlıklı saygıgecesi- nın konuğu olan Fakir Baykurt, 1997_Sedat Simavı Ede- bıyat Ödülü'nü Feyza Hep- çffingirlerilepaylaştı. 1999 seçimlennde ÖDP'den tz- mir ikinci bölge milletve- kili adayı oldu. Yazın yaşamına şiirle başlayan sanatçının ilk ürünleri TahirBaykurt im- zasıyla Köy Ensititüleri dergisinde yayımlandı. Da- ha sonra pek çok dergide şiirlerini yayımlayan sa- natçı, 1948'den sonra öy- küye yöneldi. Yaşamboyu öğretmen- likle yazarlığı yan yana yürüten Baykurt, Türki- ye'nin köy yaşamı üstüne romanlar, öyküler yazdı. 70 yıllık yaşamında, ya- rım yüzyılı aşan yazın emekçiliğinde. 4O'ı aşan yapıt veren ve "Parmak- larun durana kadar yaz- maya devam edeceğnn" di- yen Fakır Bav kurt için *en- gelleri aşmak ve hayatıde- ğiştinnek sanatın görevi" lçindeki yaşama sevindni tüm yalanlanna yanatan Fakir Baykurt'un ölûmfi Tûrk edebiyatı açısmdan büyük bir kayıp. Caya kadar çocuklara ve gençlere yönelik ça- lışmalannı aralıksız sürdürdü. Fakir Baykurt, geleceğimizin gençler olduğunu vurguluyor, onlann banşı, kardeşliği savunan, ırkçılığa, ay- nmcıhğa karşı çıkan birer genç olarak yetiş- melerim candan istiyordu. Münster kentinde yaşayan şair MoDa De- mirel Fakir Baykurt'un ölümünden 2 gün ön- ce onun yanıbaşmda şunlan sövlüyordu: " Fakir Baykurt sadece Türkiye halkınm de- ğjL, şri kalmış. tüm toplumlann da bir kay bı- dır. OzeUikk eğitim konusunda Avrupa'da ya- şayan Türkivelilerin aa bir kaybıdır. Çocuk- laruıuzın Alman toplumuna uyum sağlama- smda büyük emeği geçti." Fakir Baykurt, yaşama gözlerini yummadan birkaç gün önce başında bekeyen eşi Muzaf- fer Hanım,kızlanlşık, Sönmez'eveoğhıTon- guç'a yan baygm hakle "Çocuklar gidin Tür- kiye'de evde yatak hazırlayııı, beni de Muzaf- fer'leoray« geliriz" dıyordu. Ünlü yazar artık, Almanya'da yaşayan dostlannın sevgisiyle birlikte özlediği Türkiye'ye ve dostlanna ka- vuşuyor!.. Fakir Baykurt Almanya yaşammda hiç boş durmadı. okuma akşamlanna katıldı, okulla- n ziyaret ederek smıflarda Türkçe ve edebi- yat üzenne konuşmalar yaptı, kitap okumanın öneminı vurguladı. Her olanakta ınsanlan oku- maya ve yazmaya teşvık ederdi Çagnlan hiç geri çevumezdi. Duisburg ve yöresinde yaklaşık 60 bin Tür- kiye kökenli yaşıyor. Fakir Baykurt, o yörede oturan ve edebiyata ilgi duyanlarla birlikte Edebiyat Kahvesi açmıştı. Ayda bir kez, 15- 20 kişinin bir araya gehnesiyle yapılan toplan- tılarda kitap okunuyor, edebiyat üzerine söy- leşiler yapılıyordu. Bu, Fakir Baykurt için önemli bir adımdı. Böyle bir girişim onu çok mutlu ediyordu. Ekilen edebiyat tohumlan yeşermeye, fıliz vermeye başlamıştı. Yazdık- lannı biraraya getirerek "Ren'e Akan Şiirler" kitabmı çıkardılar, arkasından "AydmhğaAkan Şiirler'' kitabı geldi. Fakir Baykurt gnıbun hem öğretmeni, hem yazan, hem de öncüsüy- dü. Onu aniden yakalayan amansız hastalık, Edebiyat Kahvesi üyelerini ayağakaldırdı. Fa- kir Baykurt'un hastahğını duyan grup üyele- ri hocalannı gönnek için soluğu Essen Üni- versite Kliniği'nde alıyorlardı. Aykut Bahce- kapı bunlardan biri. Daha Türkiye"den Fakir Baykurt'un âşıği olduğunu söyleyen Bahçekapı, u OnunhastalığıbtnçoketkiledLBirleştiricibir yanı vanh. Kitaplan bize örnek oMu. Şürteri- mizi kitaplaştırdık. Fakir Baykurt'un yerini kimse dolduramaz 1 ' diyor. Edebiyat Kahvesi'nin bir gönüllüler bahçe- si olduğunu söyleyen Fakir Baykurt, kanser ol- duğunu doktorlanndan duyuşundan iki saat son- ra Bahçekapı'yla görüştüklerinde ona şunla- n söylüyor: "Aykut çalışmalaraeskisi gibi ka- oiamayacağım. Ama eiündengden desteği sür- düreceğim. Türkiye'de insan yaşanu, 50,60 yıl ile sınırlı. Bunu göz önüne alırsak 70 yaşında- yun. Eşim 65 yaşında. Güzel günier geçirdik'' diyor. Fakır Baykurt bu duygulu sözlerinden ardından, kendisi olmasa da, Edebiyat Kab- vesi'nin çalışmalanna devam etmesini istiyor. Baykurt için verilen mesajlarda düşüncelerinin yapıtlannda yaşayacağı vurgulandı eğitimsavaşımasıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Öğret- men hareketi, yazın ve hukuk edebiyatının ölümsüz ismı Faldr Baykurt'a "Benden ön- ce öuneyecektr diye sitem eden yazar Talip Apaydın. "O hem yazar otarak, hem de eği- tim savaşımcısı olarak unutulmayacak" de- di. "Bozkınmızın coşkulu, tutkuluyüreği ne- rede durdu diye saaate baktım: 12 Marn 12 Eylül geçiyordu. lçimde bir kasırga, bir acı çığkk" sözJenyle hüznünü anlatan yazar Mu- zaffer tknErdost Baykurt'un mücadeleci ki- şiliğıne dikkat çekti. TBMM Başkanı Yıkhnm Akbulut da ya- yımladığı mesajda, "Fakir Baykurt, Türk edebiyatına, ortaya koyduğu eserlerle çok önemli katkılarda bulunmuş, birçok ödüle la- yık görülmüş bir sanat ve düşünce adamı idi" dedi. Başbakan Bülent Ecevit, Bay- kurt'un vefatı dolayısıyla eşi Muzaffer Bay- kurt'a bir başsağlığı mesajı gönderdi. Kültür Bakanı tstemihan Talay, kültür ya- • Türkiye Öğretmenler Sendikası'nin (TÖS) kurucusu Baykurt'un 12 Mart'ta yargılandıktan sonra yaptığı savunmayla "hukuk edebiyatına" geçtiğini vurgulayan yazarlar, onun bir dönemi mahkûm ettiğini anlattılar. şamınınbüyük ustalanndan Fakir Baykurt'un ölümünün Türk edebiyatı için büyük kayıp olduğunu vurgulayarak şöyle devam ettı: "Derin bir kültür birikimiyle oluşturduğu üshıbunu yapıtlanna başam la vansrtan. eği- timcl yazar Fakir Bay kurt, ardında pek çok roman, öykü, oyun ve çocukIdtabı bırakmış- ur. Baykurt, Türk edebiyatına kazandırdığı eserleriyle yaşamaya devam edecektir." CHP Genel Başkanı Altan Öymen, ya- yımJadığı mesajda, "FakirBaykurt'u kaybet- menin derin üzüntüsü icindeyiz. Türkedebi- yatınave özeflikleTürk romanına çok önem- li katküar >apmış bir düşün ve sanat adanu- mızdL Baykurt, eserleriyle bundan sonra da yaşamaya devam edecektir" dedi. Türkiye Öğretmenler Sendikası'nm (TÖS) kurucusu Baykurt'un 12 Mart'ta yargılandık- tan sonra yaptığı savunmayla "hukuk ede- Myatma" geçtiğini vurgulayan yazarlar, onun bir dönemi mahkûm ettiğini anlattılar. "Yı- lanlann Öcü, Kaplumbağalar, Tupan" gibi yapıtlanyla ölmez başyapıtlar ortaya koyan Baykurt'un demokrasi mücadelesine işaret eden Eğıt-Der Genel Başkanı Mustafa Ga- zala. "Köy Enstiriilerinüı yetiştirdiği yazar, yapıttannda islediği ana duygukrla yereflik- ten uhısaBığa, ulusalhktan evrenseDiğe yük- sekJTdedı. Baykurt'un 50 yıllık arkadaşı yazar Talip IRMIK / AYDIN ENGİN aengin(g doruk.net.tr Farkında mısınız, devletin diz- ginlerini ellerinde tutanlann işi zor. Tuttuklan, ellerinde kalıyor. Bize "kötü"û&\ sakınmamızı bu- yuruyofiar, "/yTyi gösteriyorlar. Uy- sal yurttaşiar, 'Devletin başına geç- mişfcos/cocaadamlann etoefbirbil- diği vardır" diye düşünüyoriar. On- lann "(y»"dediklerineyöneliyorlar... Gel gör ki "iyiler" çürük çıkıyor. örneğin kurban derileri... Inanmış yurttaşiar, ilkçağlann, Tann(lar)ın gazabını yatıştırmak için hayvan kurban etme geleneğinı, Islamın buyruğudur diye günümüz- de de sürdürüyortar. Olabilir. Bu onlann bilecegi bir inanç tercihi. Ama kurban edilen koyunlann, koç- lann derilerinde sorun çıkıyor. Bu derileri toplayıp, deri tacirlerine satmak çok kâirtı bir tcari uğraş. De- ri beteş. Işin tek zahmeti, derileri kapı kapı dolanıp toplamak; götü- rüp deri tacirlerine teslim etmek- ten ibaret. Eh, bala üşüşen an ör- neği, siyasal Islamın ne kadar ör- gütü, derneği, vakfı varsa, kurban bayramlarında kollan sıvayıp kapı kapı dolanıyoriar. Kurban derile- rinden sağlanan dev boyutlu gelir de bu dernek, örgüt ve vakrflann Kılavuzu Tırmık Olanın... amaçlan için kullanılıyor. Devletin dizginlerini elinde tu- tanlar kaşlannı çatıp, işaret par- maklanm sallıyor ve inanmış, inan- cı uyannca kurban kesmiş uysal yurttaşları uyarıyorlar: "Bu kö- tü'dür" diyorlar, "Bu paralar laik cumhuriyeti yıkmak için kullanıla- cak". Ardından ekliyoriar, "Cumhu- riyete bağlı, dini siyasete alet eden- lerin oyununa gelmeyecek yurt- taşiar olarak ödeviniz, derilerinm Türk Hava Kurumu'na vermektir". Yurttaşlann bir kesimi bu uyan- ya uyuyor. Kurban derilerini Türk Hava Kurumu'na veriyor ve yurt- taşlık ödevlerini yapmış olmanın huzuru ile işlerine güçlerine bakı- yoıiar... ...Demeye kalmıyor, Türk Hava Kurumu'nda trilyonluk yolsuzluk patlıyor. Kimin, ne zaman ve ne- den seçtiği belli olmayan birtakım adamlar, laik Cumhuriyetin düş- manlannın ellerine geçmesin diye kendilerine teslim edilen derilerin paralarıyla kasalarını dolduruyor, kurum olanaklanyta har vurup har- man savuruyor, kendi keselerini dolduruyor, köşeleri dönüyorlar. Bir başka ömek: Kızılay! Deprem vurgunu yemiş yurttaş- larryla dayanışmak için çabalayan yurttaşlar, soruna duyarlı yurttaş- lardan ve aynı duyarhlığı gösteren "gâvure//en"nden derledikteri, top- ladıklan yardımlan deprem bölge- sine taşıyor, ihtiyaç sahiplerine da- ğrtmaya başlıyoriar. Bala üşüşen an örneği, siyasal Islamın ne kadar örgütü, demeği, vakfı, medya kuruluşu varsa, on- lar da deprem bölgesine üşüşüyor, çadııiar kuruyor. Kimileri kendi ta- rikat kardeşlerine, kimileri "aWa- nabilir", siyasal Islamın saflanna çekilebilir depremzedelere yardım dağıtmaya başlıyoriar. Devletin dizginlerini ellerinde tu- tanlar kaşlannı çatıp, işaret par- maklannı sallıyor ve deprem vur- gunu yemiş yurttaşlarla dayanış- ma göstermek isteyen yurttaşlan uyanyorlar "Bu kötûWr" diyorlar, "Bu kargaşada, deprem acısını si- yasal ranta çevirmek isteyen an- ülaikgüçter, deprem bölgesinde d- ritabyoriar". Ardından ektiyorlar, 'Bu böyle olmaz. Cumhuriyete bağlı, dinisiyasete aletedenlerin oyunu- na ge/meyecek yurttaşlar olarak ödeviniz, yardımlannızı Kızılay'a iletmektir". Yurttaşlann bir kesimi bu uyan- ya uyuyor. Yardımlannı Kızılay'a iletiyor ve yurttaşlık ödevlerini yap- mış olmanın huzuru ile işlerine güç- lerine bakıyoriar... ...Demeye kalmıyor, Kızılay'ın çürümüşlüğü, depremzedelere yar- dım etmek bir yana, kendi donu- nu ble toplayamayacak kadar yoz- laşmışlığı ayan beyan oluyor. ••• Bana elektronik mektup yollayıp "Denlenmızi TürkHava Kurumu'na, deprem yardımlanmızı Kızılay'a vermemiz kendimizi enayi yerine koymamız anlamına geliyor. Ne yapmalıyız?' diye akıl danışan oku- yucuya özel not: Zaten akıl danışmak için bula bula beni bulmanız bir yanlıştı. Bence daha "akıllı" bir gazeteci bulmalısınız. Aynca, okuduğunuz gibi, soru- nu becerebildiğimce yazıya döküp gün ışığına çıkardım. Sorunun ve konunun sorumlulannın, yani kaş çatıp, işaret parmağı sallayaniann bu gazeteyi okuduklannı, kişisel deneyimlerimte biliyorum (yediğim fırçalan unutmam). Dolayısıyla so- runuz doğru adrese ıletilmiş oluyor. Bundan sonra sizin için iki seçe- nek var Birincisi, aracılığımla ilertiğiniz sorulan ciddiye alıp sorunlan çöz- mesi gerekenlerin yeni buyrukla- nnı bekleyin. "Inşallah bu kezya- nılmamışlardır" diye umut edip, uyanlan doğrultusunda davranın. İkinci seçeneğe gelince... Yapmanız gerekeni niye kendi- niz bulmayı, sizin gibi düşünen yurttaşlaria omuzdaşlaşıp, örgüt- lenip, ne yapılacağına kendiniz ka- rar vermeyi denemiyorsunuz? Evet, bu seçenekte başınızın be- laya girmesi olasılığı var. Ama ne yapayım, siz de akıl danışmak için bula bula beni buldunuz. "Kılavuzu Tırmık olanın..." diye başlayan bir atalarsözü varrJr, anm- sadınız mı? Apaydın. onunla eğitim ve yazın alanında kol kola mücadele verdiklerine dikkat çekti. Bu Agustos ayında Ören'de beraber olduklannı anlatan Apaydın, Baykurt'la ilgili son anısı- nı şöyle aktârdı: "Hep habizliginden, göğüs agnlanndan yakuuyordu. Yüzü, bakışı eski- sinden çokfarkhydL Elbette, hiç üstüne kon- durmadık, Yorgunhıktandır, fabuı dedik. Hat- ta, 'Fakir, benden önce ölmeye kalkma, ar- kandan yazı yazma zahmetine sokma beni' diye takıknm. Dudaklarmm ucnyla gülerek, 'Sen benim abimsın. (Benden 3 yaş küçük- tü) O saygısızlığı yapmam' diyerek, esprifi biryanıtverdL" Yazar Muzaffer tlhan Erdost, uzun süre- dir duymaktan korktuğu habenn kendisinde yarattığı sarsıntıyı şöyle aktardı: "Evdeydim. Ayakta. Bir Uzun Yol kitabm- da, "tlhan Erdost Yazıtı"nı okuyurdum Fa- kn-'in.'7 Kasım Kataloğu'unu ahnakiçin.Te- lefon çaku. Açtun. Kavrulur sesinde duyum- sadım. soluk ahnadığuu Faldr'in. Oysa kaç gündiir kaçıvordum. ölümden kaçar gibi ölüm haberinden. Bozkınmızın coşkulu, tut- kulu yüreği, nerede durdu diye saate baktım: 12 Mart'ı 12 Eylül geçiyordu. İçimde bir ka- arga, bir acı cıglık-" 'GericDere karşı savaşü' Avukat-yazar HaMt Çelenk. TÖS'ü kuran Fakır Baykurt'un istemiyle örgütün avukatı ve hukuk danışmanı olduğunu anlatarak şöy- le konuştu: "Baykurt TOS üzerinde yoğun- bşan baskdara karşıyiDarca hukuksavaşıver- dL Orgütçü ve sa\aşıma bir kişiliğe sahiptL Büyük öğretmen boy kotunda ve Kayseri'de gericiler tarafından Genel kurul binasının salduıya uğraması olay uıda büyük bir direnç veyüreklilik göstermiştL Roman,öykü ve ya- zılanyla Tiirkiyt'nin yetiştirdiğideğerliyazar- lar arasında yer aldı. Köy Enstitülerindeeği- tim gönnüş olmasımn başansuida büyük ro- lü olduğuna inanıyorum. Ailece duyduğu- muz acıyı anlatmak olanaksız.'" Öğretmen Dunyası Dergisı Yazı tşleri Mü- dürü Zeki Sanhan. Baykurt'un yüzyıhmız- da Türkiye öğretmen hareketinın en büyük önderi olduğunu belirtti. Yazar Emin Özde- mir, Baykurt'un roman, öykü ve denemesel düşün yazılanyla, "yazm haritamızda başo başına özgün bir bölge oluştunnuş yazarbt- runızdan biri" olduğunu söyledi. Almanya Alevı Birükleri Federasyonu Ge- nel Başkanı Turgut Öker ile DİSK Genel Başkanı Murat Tokmak, Baykurt'un vefatı dolayısıyla yaptıklan açıklamalarla üzün- tülerini dile getirdiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle