Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 EKİN 1999 SALI • * * * CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAM
TÜRKİYE
Istaıbul PB 19 Sinop PB 17 Adana B 25
Edine PB 22 Samsun B 17 Mersin B 25
Kocıeli PB 18 Trabzon
Çanıkkae PB 21 Giresun
Izmi B 2? Ankara
B 15 Diyarbakır B 21
_B 16 Şanhurfa B 22
B 15 Mardin B 19
Marsa
Aydn
B 23 Eskişehir B 15 Siirt B 19
B 26 Konya B 15 Hakkâri PB 15
Denzlı B 22 Sıvas B 10 Van PB 15
Zonçulda< PB 16 Antalya B 27 Kars B
Yurdun kuzeydoğu ke-
amlen parça* bututlu, Or-
ta Karadenız kıyılan, Do-
ğu Karadencz ıle Doğu
AnadoJu'nun kuzeyı yağ-
murtu, Marmara ıls yur-
dun ıç kesımlerı sabah
saatleıinde yer yer sıslı,
(Jğer yerter az bulutlu ve
açık geçecek Hava sı-
caMığı bah kesımterde bı-
raz artacak. Doğuda aza-
lacak. Rüzgâr kuzey ve
batı yönlerden hafif, ara
sjra orta kuvvette esecek.
DIS MERKEZLER
Osto
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brükset
Paris
Bonn
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
11
13
11
15
16
15
16
13
Münih PB 13
Beriın
Budapeşte
Madrid
Viyana
Be]grad
Sofya
Roma
Atina
Zürih
PB
PB
Y
PB
PB
PB
PB
B
PB
13
16
23
17
22
21
21
24
1fi
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
Y
PB
PB
PB
Y
PB
Y
B
1U
33
17
24
20
15
18
28
Şam PB 27
Aık ( T - ^ Parçah bukıtlu Bufatlu L Çok bulutlu
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştamfı 1. Sayfada
Bîca nonte edilen evlere yağmur giriyor. llgili-
lere Daknrsa bir-iki damla. O evlerde yaşayacak-
lara jöre bacalı evleri sular götürüyor.
Bacalı orefabrike evleri savunan ilgililere ne ka-
dar feşekkür etsek yeridir. Ya maazallah akıllanna
bu yaJdan evleri susuz bırakmadıklannı söylemek
gelseydi? Prefabrike sakinlerınden yağmura duacı
.olmdarın isteyebilirlerdi.
: Sczünü ettigimiz "uyanışta" CHP'nin "depremi
unutnayalım " kampanyasının etkisi oldu mu aca-
ba?
Busloçan insana kimi başka gerçekleri anımsa-
tıyor.
Başta hükümet, siyasal partiler, hatta devlet bü-
yüklerimizin iki ay önceki büyük felaketi unuttuk-
larını varsayan kimi olasılıklar akla geliyor.
Öneğin; ABD Türkiye'ye gönderdiği uzmanlar-
dan <uruiu bir heyetin raporunu açıklryor. Bizim
hükümette deprem sonrasını genişlemesine irde-
leyer resmı bir belge yok!
Üs:elikABD'nin heyet başkanı deprem mühen-
disi Terrence Paret, "Marmara depreminde 15bi-
ni aşkın insanın ölümü, sıvılaşmış zemin üzerine
çürûk inşaatlar yapılmasından kaynaklı" diyor.
Bizdeki yetkililer Amerikalının saptadığı gerçeği
bin misliyle doğrulayacak belgelere, bilgilere sa-
hip. Yıkılan binaların kaçta kaçının, Amerikalının sı-
vılaşmış dediği dolgu alanlannda inşa edildiğini
ayrıca ıncelemiyor.
Oysa Marmara depremindeki yıkılan binalann
önemli bir bölümü dolgu alanlannda. Hükümet,
çok önemli bir görevle yükümlü.
Örneğin Fethiye. 1957'de büyük bir depremle yı-
kıldı. O zamanki hükümet incelemelerden sonra bi-
naların sağlam zeminde yapılmasına karar verdi.
Uzak görüşle Fethiye'yi daga yaslanan Karagöz-
ler yöresinde yeniden inşa etti.
Inşaat açgözlülüğü Fethiye'yi öylesine genişlet-
ti ki; bugün binlerce kişinin oturduğu konutlar, hat-
ta resmi binalar, oteller dolgu alanlannda.
Bana söyleneni aktarıyorum: Dolgu sahasında-
ki ölçümlerde sağlam diye adlandınlan kayalık ze-
mine kimi yerde 75, kimi yerde 100 metre derinde
rastlanıyor. Binalar toprak üzerinde duruyor.
Sormak gerekiyor: Acaba hükümet deprem böl-
gesinde bulunan Fethiye ve benzeri yöreler için ge-
leceğe dönük bir inceleme başlattı mı?
Olası bir deprem bu türden yapıların bulunduğu
bölgeleri vurursa bir gün, "Dün dündür, bugün bu-
gündür" diye teselli mi arayacağız?
Rapor ne söylerse söylesin...
Oysa, Amerikan raporu, "Maalesef gelecekte
Kocaeli depreminden daha güçlü bir deprem Tür-
kiye'yı sarsacak" diye uyarıyor.
Türkiye depremi bilimsel açıdan inceleyeceği
yerde, hâlâ "fa>cd/r-//7a/7/"söyleminetakılı.
Zaten Türk toplumunda açıklanamayan, nede-
ni ortaya çıkanlamayan her şey "takdir-i ilahi".
Ne ki, takdir-i ilahiye bağlanmanın da bir sının ol-
malı.
Devlet katında da yandaşı olan Nur cemaati ön-
derterinden Mehmet Kutiular. önce billmsellik rfa-
de edeceği sanısı uyandıran bir görüş öne sürdü.
Depremlerin rastlantısal olmadığına değindi.
Ayakları yere basan bu görüş, hemen sonra
uçup gidiyor evrenin boşluğuna...
Depremin nedenleri arasında "başörtülü öğren-
cilerin okula alınmaması'' olduğunu söylüyor.
Ama bu açıklama, geçenlerde üniversite kapısın-
daki örtünmüş genç kızın "7.4 yetmedi mi?" pan-
kartını yazarken nereden esinlendiğini ortaya çıkar-
vmyor mu?
Tartışmalar artık cemaatlerin açıklamalanna da-
yandığına göre:
Acaba ABD'de devletin verdiği korumalann gü-
vencesinde yaşayan yargı kaçağı Fethullah Gü-
len deprem konusunda ne düşünüyor?
Belki. bu konuda Gülen'in laik yanına saygı du-
yan Ecevrt'in ya da Gülen'le Ecevit adına bağlan-
tı kurduğu söylenen, son demeciyle Başbakan'la
özdeşleşen bir kişilik ve kimlik sergileyen Hüsa-
mettin Ozkan'ın bilgisi olabiiir.
Olmaz olmaz demeyin; burası Türkiye, her şey
olur!
Yağmurtu Kart
Şeriatçılar sahip çıktı
Jstanbul Haber Servisi -
Nur tarikatının lideri ve
şeriatçı Yeni Asya
gazetesinin sahibi
Mehmet Kutlular'ın
depremin nedeninin
"Türbanlı öğrencilerin
okullara alınmaması ve 28
Şubat sürecinin depremin
merkez iissü Gölcük'teki
Donanma
Komutanlığı'nda
planlanmasT olduğu
yönündeki sözleri Yeni
Asya gazetesinde "En
güzel cevap" manşetiyle
verildi.
Nurculann Yeni Asya
gazetesinin dünkü
sayısında manşetten
verilen Said-i Nursi
mevlidine ilişkin haberde
"Türkiye'nin içinde
bulunduğu sıkıntıJı ve
hassas bir dönemde
antidemokratik. keyfi
uygulamalann olduğu bir
zamanda. yüzde 99'u
Müslüman olan bir
ülkede başörtüsünü takan
ve onları savunanlann
ikinci sınıf vatandas.
olarak görülmeye
çauşıldığı bir ortamda
mevlit, taşıdığı anlamın
yanuıda tüm menfi
iıareketiere karşılık
9İarak da miispet hareket
çerçevesi içinde inançlann
yaşanmasına olan
baskının anlamh bir
cevabı oldu" denildi.
Şeriatçı Akit gazetesinin
dünkü sayısında Tutanak
başlıklı sayfada ise
şeriatçı Yeni Şafak
gazetesi yazan Fehmi
Koru'nun önceki günkü
"7.4 içimizdeki beyinsizJer
yüzünden" başlıklı
yazısmdan alıntı yapıldı.
Koru, yazısında
"Üniversiteönünde'7.4
yetmedi mi?1
pankartmı
açan genç kız, beHi ld
Türkhe'nin neredeyse iki
aydır yaşadığı siirekli
doğal afet ortamuıı,
kendisinin de içinde
bulunduğu bir kesimin
durumuyla
irtibatlandınyor. Pankart,
depreme 'Takdir-i Ilahi'
teşhisini koyan inançb
herkesin anlayabileceği
bir yaklaşunı sergiliyor.
'Bize bunu yaparsanız,
başımıza bunlar gelir'
anlamuu taşunıyor o soru
cümlesi, bpkı Kuran'daki
'içimizdeki beyinsizlerin
işledikleri \iizunden bizi
de helak eder misin
Allahım' ayeti gibi bir
dua o" görüşüne yer
verdi.
Nıırculara üçlü soruşturma
• Baştamfı 1. Sayfada
ancak ayn bir yaklaşımla Said-i
Nursi'nin şeriaü hedefleyen yolu-
nu izleyen "Yeni Asya" grubu ön-
ceki gün kuruculan için bir mevlit
düzenledi. Örgütün lideri Kutiular,
Said-i Nursi mevlidinde, "depre-
min başörtü zulmünü başlatan 28
Şubat'uı ilahi hakikat tarafından
cezalandınlmasr olduğunu savu-
nurken GATA öğretım görevlisi
Tuğgeneral Yalçın Işuner'i de he-
def aldı. Işımer'i dine saygısızhk
etmekle suçlayan Kutiular, "Bu
sözleri sarf etmek Işuner Paşa'nın
hakkı değil, işi de dep. O diş çek-
meye, askerüğine baksın. Dişçi ise
di$çiliğine. komutansa komutanlı-
ğuıa baksın. Din işi a>ndır" demi ş-
ti.
Kutlular'ın "camidesiyasetyap-
tjğma" işaret edilirken Diyanet Iş-
leri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz.
konunun araştınlması için müfettiş
görevlendirdigini, kitapçık dağıtı-
mının ve konuşmaiann dışanda ya-
pıldığını kaydetti. Yılmaz, Çanka-
ya Kaymakamlığı 'nnı cami imamı-
nı hükümet komiseri olarak görev-
lendirdigini bildirdi. Grubun Çan-
kaya Kaymakamlığı 'ndan izin aldı-
gıiu kaydeden Yılmaz şunlan söy-
ledi: "Kaymakamda,dilekçelerine
şunu ekkmiş, 'Türkiye Cumhuri-
yeti Anayasası, Türk ceza yasalan,
cumhuriyetimizin temel esaslan
aleyhinde siyasi amaçlı konu^ma-
lar yapılmaması' notunu düşerek
aynı tarihte müftülüğe havale etmiş.
Kaymakamuğın notu onlara iletfl-
miş. Camii içinde mevlit okunmuş,
onJardan hiç kimse konuştnruima-
mış, programları tatbikedümemiş."
Yılmaz, imamın tuttuğu raporda
cami içinde taşkınlık olmadığı,
mevlidin okundugu, ancak konuş-
malann ve kitapçık dagıtımının dı-
şanda yapıldığını bildirdiğini söy-
ledi.
Ankara DGM Savcısı Yüksel,
Kutlular'ın konuşmasıyla ilgili so-
ruşturmamn sürdügünü, bilgi ve
belge topladıklannı bildirdi. Yük-
sel, konuşma kasetlerini emniyet-
ten alacaklannı kaydetti.
Yüksel'in Kutiular hakkında so-
ruşturmasını Türk Ceza Yasası'nın
"halkı din ve mezhep farklıhgı gö-
zeterek kin ve düşmanlığa açıkça
tahrik etmek" fııhnı düzenleyen
312'2 maddesi uyannca yürüttügü
öğrenildi. Ankara Cumhuriyet Baş-
savcılığı da. TCY'nin "Tûrklnğfi,
cumhumcti, Büyük Millet Medi-
si'ni hükümetin manevi şahsiyetini,
bakanhkları, devletin askeri veya
emniyet muhafaza ku-vyetierini ve-
ya adliyenin manevi şahsiyetini ale-
nen tahkir ve tezyif" hükmünü dü-
zenleyen 159. maddesiyle çerçeve-
sinde soruşturma yürütüyor.
159. madde 1 yıldan 6 yıla kadar
ağır hapis, 312. madde ise 1 yıldan
3 yıla kadar hapis cezası öngörüyor.
Bu tahrik, genelde güvenliği tehli-
keye sokacak bir biçimde yapılırsa
suçluya verilecek ceza 3'te l'den
yanya kadar arttınlabiliyor.
Ecevit: Ilkel dtişünce
Başbakan Bülent Ecevit, Kutlu-
lar'ın açıklamalanm "Okel düşün-
ce" olarak nitelendirirken "Böyle
ilkel düşüncelerie Türk haJkı kan-
dınlamaz. Birçok ülkede değişik öl-
çülerde felaketler oluyor. Hiçbirin-
de böyle ilkel gerekçelere, mazeret-
lere baglanmıvor. Bu çok çirküı bir
din istismandır" diye konuştu.
FP Genel Başkan Yardımcısı
VeyselCandanda, Kutlular'ın söz-
lerini şöyle değerlendirdi:
"Ben konuya öyle vaklaşmıyo-
rum. Bu bir ilahi ikaz mıdır, defil
midir? Siz konutlann çimentosunu,
betonarmesinidoğru yapmazsanız,
birtakun afeder mevcut olur. Ko-
nuya öyle yakiaşma yerine 'Biz ne-
rede yanlış yaptık. Inşaat sektörün-
de, bilimde yaptığımız yanlışlarne-
dir?' Onları toptan değerlendirmek
lazun. Konuviı sadece bir konuda
değerlendirmek yanlış olur, eksik
olur. Depremi o vönüyle değerlen-
dirmiyorum. Bundan sonra yapua-
cakları konuşmak daha doğru
olur."
Mevlide FP'lilerin kahlmadığı-
na yönelik soruya da Candan, da-
vetli olduklannı, ancak milletvekil-
lerinin ilçe kongrelerinde olmalan
nedeniyle katdunın düşük olduğu-
nu yanıtını verdi. Candan, "Me*lit
Müshlmanlarm kra ettiğî bir ibadet
şeklidir. Ancak onu orada siyasi
platforma çevirmek yanlış. Onu
mecrasından saptırmanın yanhş
olacağj kanatindeyim. inşaaOah Al-
lah. 18 Ağustos'taki gibi bir deprem
felakeh'ni bir kez daha yaşatmaz.
Ancak, eksüdiklerin nerede yapü-
dığıkonusunun araştınlması lazim,
bu olayın fıziki boyTitu. Manevi bo-
yutunu Diyanet İşleri Başkam'na
din adamlânna sormak lazun" di-
ye konuştu.
Nacar: MevBdin değeri yok
Yazar Ismail Nacar, mevlidin dı-
ni değeri bulunmadığını, Süleyman
Çelebi'nin abartılı bir şiiri olduğu-
nu belirterek şunlan söyledi: "As-
hndaSaid-iNursi'nin gerçek anlam-
da makamda mevkide gözü yoktur.
Bunlar, mevtit okutacağına Said-i
Nursi'nin kitaplanndaki hurafele-
rin temizlenmesi için mücadele et-
sinler. 7.4 pankartı taşıyan kızlan-
mızın psikolojisini aniıyonım ama,
yıOardır bu işin içindeolan eli kalem
tutan Kutiular gibilerinin böyle şey-
ler yapmasuu anlayamıyorum."
Müslümanlann depremden ders
çıkararak önlem almalan gerektiği-
ni kaydeden Nacar, "Depremin se-
bebi 28 Şubat süreci veya başörtü-
sü meselesi olarak gösterilemez. Bu-
nun Kuran'da yeri yok" dedi.
Cemaat DP kökeııli politikacıları destekliyor
ANKARA (Cumhuriyet
Bflrosu) - Nur tarikatının
kurucusu Said-i Nursi
adına Kocatepe'de
düzenlenen mevlit
sonrasında, depremin
Allah'ın ilahi bir uyansı
olduğunu iddia eden
Mehmet Kutiular, Nur
tarikatının en büyük ikinci
cemaatinin liderliğini
yapıyet Nursi adına her yıl
Kocatepe'de düzenlenen
mevlidin bu yılkine hemen
hemen hiçbir siyasinin
katılmaması dikkat çekti.
Istıhbarat kaynaklannın
raporlanna göre, \feni
Asyacılar kolu, Nursi'nin
ölümünden sonra,
eserlerinin basılarak daha
çok kitleye ulaşmasını
sağlayan gmp. FethulUh
Gülen'in de bu gruptan
1970'liyıllardaaynldığı
dile getiriliyor.
12 Eylül darbesinden sonra
bir süre ara verilen Nursi
mevlitleri daha sonra
geleneksel hale getirilerek
her yıl Kocatepe
Camii'nde sürdürüldü.
önceki mevlitlere merkez
sağparti
milletvekillerinden yogun
katılım olurken. bu yıl
düzenlenen mevlide hemen
hemen hiçbir siyasinin
katılmaması dikkat çekti.
Raporlarda. bu grubun
yasal sınıriar içinde
kalarak veya boşluklardan
yararlanarak faaliyetlenni
sürdürdüklenne dikkat
çekilirken, şu bilgilere yer
verildi:
- 1970yılındayayın
hayatına başlayan "Yeni
Asya" gazetesi
çevresindeki faaliyetleriyle
bilinen bu grubun en
önemli özelliği, siyasetle
yakından ilgileniyor
olmalandır. Demokrat
Parti (DP) çizgisındeki
partilere yakınlıklan ile
bilinmektedirler.
-12 Eylül'den sonra Yeni
Asya gazetesinin
kapatılması üzerine "Yeni
Nesfl" gazetesini
çıkarmaya baslamışlardır.
Gazete bünyesinde
yaşanan siyasi tartışmalar
sonrasında bu gazeteden
aynlan Mehmet
Kutlular'ın liderliğindeki
bir grup, Yeni Asya adıyla
yeni bir gazete daha
çıkarmaya başlamıştır.
Gazete çalışmalannın
haricinde "Köprû,
Bîzim Afle, Cankardel* ~
isimli dergileri de
çikarmakta olan söz
konusu grup halen bu
çerçevede faaliyetlerini
sürdürmektedir.
- Cemaat son dönemlerde
Internet'te de atağa
geçerek Nursi'nin bütün
eserlerini sanal ortama
taşımıştır. Bütün dergiler
ve Yeni Asya gazetesi
Intemet'ten Ingilizce ve
Türkçe olarak
yayımlanjyor. Cemaat,
aynca Intemet'ten "Nur
Mektubu" adlı bir sanal
dergi yayımlamaktadır.
- Cemaat üyelerince
kurulan Yeni Asya Vakfi
bünyesinde faaliyetlerini
sürdürüyorlar. Vakıf
bünyesinde kurulan
Risale-i Nur Enstitüsü,
Nursi hakkında yapılacak
araştırmalan özendirmek
amacıyla bir ödüllü
yanşma düzenJiyor.
Deprem koııııtlaıi hatalı
• Baştarafi 1. Sayfada
kanlığfnın tüm uyanlara karşm
yapmakta ısrar ettiği prefabrike ko-
nutlann kullamşsızlığı, ilk yağ-
muria ortaya çıktı. Henüz ağır kış
koşullan yaşanmadan ve diğer pre-
fabrike konutlar tamamlanmadan,
kurulan ilk kentte 3 açmaz oluştu.
Prefabrike konutlann ilk planlann-
da düşünülmeyen "baca" sonradan
eklendi ve plan aksaklığı nedeniyle
kenarlanndan su almaya başladı.
Baymdırlık ve Iskân Bakanlığı'nın
harita üzerinde belirlediği prefabri-
ke konut alanlannın, bölgede çadır-
kent, inşaat gibi nedenlerle dolu ol-
duğu ortaya çıktı. Aynca, 30 metre-
karelik konutlann uzun vadede ai-
Ielere nasıl yeteceği sorusu günde-
me geldi.
Cumhuriyet'in sorulannı yanıt-
layan Bayındırlık ve Iskân Bakanı
Koray Aydın, "baa prefabrike ko-
nudarda baca diplerinden sızınü"
olduğunu kabul ederek "Bunlar
prefabrike konut Sızıno olabiiir. Do-
ğaldır. Bu izole edilenek düzeftUir"
diye konuştu.
Sızıntının bacalann sonradan
açılmasından kaynaklandığnıı kay-
deden Aydın, yurttaşlann prefabri-
ke konutlara yerleştirilmesinin bile
önemli olduğunu söyledi. Aydın,
tüm yaşananlara ve prefabrike ko-
nutlardaki yurttaşlann şikâyetlerine
karşm ilk başta prefabnke konuta
karşı çıkanlann "ne kadar haksızol-
duğunun" ortaya çıktığı iddiasında
bulundu. Aydın, "Kabcı ev yapınn-
caya kadar yapılacak en iyi şey, pre-
fabrike konut yapmakü. Aksakük
olur.Tabö kioiacak. Bu da gkterfiir"
diye konuştu. Koray Aydın, aitlan-
na "beton dökülmesi" nedeniyle
prefabrike konutlan su basmayaca-
ğını ileri sürdü.
Inşaat Mühendisleri Odası Genel
Sekreteri Rkri Kaya, prefabrike ko-
nutlarla ilgili olarak kış ilerledikçe
daha farklı sorunlar çıkabileceği
uyansında bulundu. Kaya. "Nasıl
bir yer secimi yapddığı beln değfl.
Havza gibi bir yersezeminde sorun-
lar çıkabüir. Su basabUir
n
diye ko-
nuştu.
MimarlarOdası .Ankara Şube Ge-
nel Sekreteri Vedat Ağca da Erzin-
can ve Dinar depremlerinden sonra-
ki deneyimlerin, hükümetlerin dep-
remzedeleri çadırkent ve prefabrike
konut gibi oluşumlara yerleştirdik-
ten sonra "göreviniyaptıgı düşünee-
siyle" geri çekildığinı ortaya koydu-
ğûnu söyledi. Bu nedenle kalıcı ko-
nutlann yapımının ileri tarihe atıl-
masından endişe duyduklannı anla-
tan Ağca. bu endişelerinin haklı çık-
tığını söyledi. Ağca, gelen yardım-
lann ne yapıldığınm belirsiz oldu-
ğuna dikkat çekerek, bu paralarla ne
yapıldığma açıklık getirilmesini is-
tedi. Prefabrike mi, kalıcı konut mu
tartışmasında tüm sivil toplum ör-
gütlerinin ve ilgili meslek odalannın
hükümetı uyardığını arumsatan Ağ-
ca, "Dediklerimizçıktı" diye konuş-
tu. Vedat Ağca, daha ağır kış koşul-
lannı göz önünde bulundurarak, ka-
lıcı konut yapımının ihmal edilme-
mesi gerektiğini vurguladı.
CNNTürk haber kanahmn yayına başlaması dolaytsry ladüzenlenentörendepoütikave işdünyasınınfinlfiisimleri bir araya geldi.(HATİCE TUNCER)
DentM: Basın hürriyetidemokrasidemektirIstanbul Haber Servisi - Cumhurbaşkanı Süley-
man DemireL, basının devlet ve toplum arastnda-
ki iletişim kanalı olduğunu belirterek "Medyanın
hür olması ancak demokrasi içinde mümkündür.
Vani basın hürriyetine sahip çıkmak demokrasiye
sahip çıkmaknr" dedi.
Demirel, Doğan Medya Grubu ve Time Wamer
Grubu'nun işbirliğiyle kurulan CNN Türk haber
kanahmn yayına başlaması dolayısıyla dün gece
Conrad Oteli'nde düzenlenen törene katıldı. Meh-
met Ali Birand'ın sunduğu açılışta Doğan Hol-
ding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan ve
CNN Dünya Başkanı EasoJordan'ın ardmdan ko-
nuşan Demirel, CNN Türk'e başan diledi. Demi-
rel, "Doğru haber alma hakkı en temel insan hak-
lanndan biridir. V'atandaşın haber alma hakkuun
olmadığı yerde, demokrasi de yoktur" dedi.
Medyanın toplumu bir arada tutan yurttaşlık
bağlannı güçlendirdiğine, devlet ve tplum arasın-
daki iletişim kanallannı açık tuttuğuna dikkat çe-
ken Demirel şöyle devam etti:
"Ancak bütün bunları yapabUmek için medya
hürounalıdır. Hür olması da ancak demokrasi için-
de mümkündür. Yani basın hürriyetine sahip çık-
raak demokrasiye sahip çıkmaknr. Hiçbir baskı
grubundan korkmadan, Idmseyi kayırmadan, va-
tandaşın haber ahna hakkını her şeyden üstün tu-
tarak yayın hayannızı sürdüreceğinizden eminim.
Hür basının temel özelliği budur."
CNN Türk'ûn yayın hayatına başlaması nede-
niyle gerçekleştirilen törene TBMM Başkanı Yıl-
dınm Akbuhıt, Başbakan Yardımcısı Devlet Bah-
çeli, Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Ozkan,
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, FP Genel
Başkanı Recai Kutan, DYP Genel Başkanı Tansu
Çüler. DYP Istanbul Milletvekili Celal Adan, ba-
ğımsız Elazığ milletvekili MehmetAğar'ın da ara-
lannda bulunduğu çok sayıda politakacı, işadamı
katıldı. Bir süre önce çeşitli TV kanallannda sert
tartışmalar yapan Çiller ve Doğan Holding Yöne-
tim Kurulu Başkanı Aydın Doğan'ın bir süre soh-
bet etmeleri ilgiyle karşılandı.
fc Gok gıirûltûö
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
teybi bir omzuna asar, öteki omzundaki torbada
da teypten yükselen türkülerin sözlerini satariardı.
Bir kocaman sayfa, 15 kuruşa. 25 kuruş harçlığın
10 kuruşu dondurmaya, 15 kuruşu türkü sözleri-
ne... Sonra türkü sözJerini ezberler, türküdeki kişi
adlannı mahallemizdekilerin adlanyladeğiştirirdim.
Annem bu yüzden komşulardan az laf işitmedi!
Ortaokul günleri... Edebiyat öğretmeni Ziya
Çavdar, yaz tatili için bir dizi kitap getirdi. Fakir
Baykurt'un ve Yaşar Kemal'in romanlan... O yaz
okuma-yazma öğrendiğimi duyumsadım. Irazca-
nın Dirliği, Amerikan Sargısı, Yılanlann Öcü, Köy-
göçüren bir çırpıda bitıverdi. Okuma hızım ikiye ay-
nlmıştı. Kitabın yansına ulaşıncaya dek olanca hız-
la; ama sonuna yakın bitmesine üzülür, yavaşlar-
dım. Bugün de çözemediğim bir nedenle khapla-
n hep akşamüzeri brtinmek isterdim. Bitimden son-
ra çok az ara verir, hemen yeni bir kitaptan birkaç
sayfa okur, bırakırdım... O gece, çocuk aklımla iç-
ten içe hazlanırdım:
"Hep okumakta olduğum bir kitap varbenim..."
Yıllar yıllar sonra, 1990'lann ortası... Gazetemi-
zin Ankara Bürosu'nun bir ucundaki oda benim,
öteki ucundaki oda Mustafa Ekmekçi'nin. Yeri
geldikçe Mustafa Ağabey'e takılırdım:
"Cumhuhyet'in iki ucunda Mustafa; bir tarafta
usta, bir tarafta kalfa..."
Bütün bedeniyle basardı kahkahayı. Bir öğle
vakti Mustafa Ağabey çağırdı:
- Gel bak benim odada kim vari
Fakir Baykurt, mütevazı oturuşuyla Ekmekçi'nin
domuzlanna bakıyor... Ne mutlu gündü!
Dün sabah Baykurt'un ölüm haberi geldiğinde
kime başsağlıği dilemeli diye düşündüm. Aklıma
ilk, Anadolu geldi. Anadolu'nun insanı, toprağı,
ağacı, hayvanı, türküsü, suyu, havası...
Yeşilova'dan Duisburg'a...
Pek çok yazann yaşamında dilimler vardır. Kimi-
leri için, "llkgençlik yıllannda şu tür konularta ilgi-
lendi, sonra şu türkonulara geçti" denir. Kimiteri-
ne farklı yaklaşılır:
"Giderek ilgi alanını genişletti, toplumun derin-
liklerine kadar indi..."
Bunlar Baykurt için geçerli değil. O, daha ilk do-
kunuşta toprağın derinliğine inmiş bir "saban" gi-
bi yaşamı boyunca Anadolu insanını sürdü, sürdü,
sürdü...
Burdur'dan yola çıkıp Ankara, Istanbul'dan Al-
manya'ya uzanan yaşamında, alanlar değişti, ya-
şam biçimi değişmedi. Yaşadığı ülkeler değişti,
yazdığı kişiler değişmedi.
Yeşilova'nın, Tefenni'nin yerini Duisburg, Dort-
mund aldı...
Köy okullannın yerini hauptschule aldı...
Ama "insanı" yazan Fakir Baykurt, hep aynı Fa-
kir Baykurt olarak kaldı. "Anlaşılmazlığın hayran-
lığına" kapılmadan, hep kısa, yalın tümcelerle an-
lattı.
"Ben Türkçeyi iyi kuVanan bir yazanm, tek der-
dim genişlesin pazanm " demedi. öğretmen hare-
ketinin yeri geldi öncülüğünü yaptı, yeri geldi ne-
feriiğini. Bu yola baş koyan herkes gibi onun da ba-
şı derde girdi, ama vicdanı hiç dara girmedi.
Yıllar sonra döndü, yaşamanın geride kalan bo-
lümlerine baktı... Aaaa, yazacak daha ne çok şey
var... Bu kez "özyaşam" kaleme dökülmeye baş-
ladı.
Fakir Baykurt'u tanımlarken "Köy edebiyatının
öncüsü" diye başlamak çok dar olur. Köy ona dar
gelir...
Nereye gitse Anadolu'yu yanında taşıyan Bay-
kurt için yeni bir yaşam başladı. Ölümden sonra
yaşam biraz da bu olsa gerek. Baykurt satt Ana-
dolu edebiyatçılannın değil, Anadolu ozanlannın
yanındaki yerini de aldı. Belki de o, dünyaya ozan
olarak geldi, roman olarak gitti...
Toroslar'ın, Kara Bayram'ın, Irazca'nın, Sultan-
ca'nın, toprak köy yollannın, vardiyalann, insan
yüklü otobüslerin, öğretmenlerin...
Bütün Anadolu'nun başı sağ olsun! *
'Asker halkı tehdit ediyor'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-FP Genel
Başkan Yardımcısı Veysd
Candan, üst düzey askeri
yetkililerin gün aşın
açıkJama yaptıklanm ve
"halkı tehdit eden
beyanlan bulunduğunu"
savundu. Candan,
GATA'nm açıhş dersınde
konuşan Tuğgeneral Yakan
Işnner'i ima ederek, "Vst
düzey bir yetkflinin bu tür
açıklamalanm inancımıza
savgısıziık olarak kabul
ediyonız" dedi. FP Genel
Başkan Yardımcısı
Candan, dün parti genel
merkezinde düzenlediği
basın toplantısında
hükümetin "fcyhato"
üzerinde bulunduğunu ve
"flkartçısarsuıada"
yıkılacağını savundu.
Demokrasi, laiklik ve
hukuk devleti gibi
kavramlann içlerinin
boşaltıldığını ileri süren
Candan bunlann boş
kavramlar haline
getirildiğini söyledi.
Candan, "Türkiye
genehnde örnekkr vermek
gerekirse gün aşın hemen
hemen her gün askeri
yetküilerin çeşitti
bahanelerie her konuda
açıklama yapmalan, hatta
halkı tehdit eden, tehdit
kokan beyanlan
mevcuttur" dedi.
Her on yılda kesintiye
uğrayan bir demokrasiyle
karşı karşıya olunduğunu
savunan Candan şöyle
konuştu.
"Befleyeceğiz sözü,
askerlereaitolup,
demokrasilcrde böyle ifade
kuflanmak, siyasi etik
açtsından uygun depdir.
Münferit de olsa
inancımıza savgısızhğı
kabul etmiyonız.
Hatalarm münferit olması
da kabul edilemez. Üst
düze>
?
bir yetkiunin bu tür
açıklamalannı inancımıza
saygısızhk olarak kabul
ediyonız.'
1
TBMM gündemine de
değinen Candan, mahalli
idareler yasa tasansının
çok ağır vergiler
getirdiğini, ancak
iyileştirilmesi halinde
yasanın çıkmasına
yarduncı olacakiannı,
duşünce ve fîkir suçlannı
içine ahnayan bir af
tasansına evet
demeyeceklerini kaydetti.
Mutlaka sivil bir anayasa
yapılması ve kılık kıyafet
yasasunn yenilenmesi
çağnsını yapan Candan,
"TBMM görevini
yapmadığ) zaman birileri
durumdan vazife
çıkararak, Mecüs'i by-pass
eöne durumuna
gelmektedir. tçtüzüğün
bazı maddeleri mutlaka
günün şartianna göre
değjştirilmelidir"diye
konuştu.