28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 EKİN 1999 SALI • * * * CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAM TÜRKİYE Istaıbul PB 19 Sinop PB 17 Adana B 25 Edine PB 22 Samsun B 17 Mersin B 25 Kocıeli PB 18 Trabzon Çanıkkae PB 21 Giresun Izmi B 2? Ankara B 15 Diyarbakır B 21 _B 16 Şanhurfa B 22 B 15 Mardin B 19 Marsa Aydn B 23 Eskişehir B 15 Siirt B 19 B 26 Konya B 15 Hakkâri PB 15 Denzlı B 22 Sıvas B 10 Van PB 15 Zonçulda< PB 16 Antalya B 27 Kars B Yurdun kuzeydoğu ke- amlen parça* bututlu, Or- ta Karadenız kıyılan, Do- ğu Karadencz ıle Doğu AnadoJu'nun kuzeyı yağ- murtu, Marmara ıls yur- dun ıç kesımlerı sabah saatleıinde yer yer sıslı, (Jğer yerter az bulutlu ve açık geçecek Hava sı- caMığı bah kesımterde bı- raz artacak. Doğuda aza- lacak. Rüzgâr kuzey ve batı yönlerden hafif, ara sjra orta kuvvette esecek. DIS MERKEZLER Osto Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brükset Paris Bonn PB PB PB PB PB PB PB PB 11 13 11 15 16 15 16 13 Münih PB 13 Beriın Budapeşte Madrid Viyana Be]grad Sofya Roma Atina Zürih PB PB Y PB PB PB PB B PB 13 16 23 17 22 21 21 24 1fi Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire Y PB PB PB Y PB Y B 1U 33 17 24 20 15 18 28 Şam PB 27 Aık ( T - ^ Parçah bukıtlu Bufatlu L Çok bulutlu GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştamfı 1. Sayfada Bîca nonte edilen evlere yağmur giriyor. llgili- lere Daknrsa bir-iki damla. O evlerde yaşayacak- lara jöre bacalı evleri sular götürüyor. Bacalı orefabrike evleri savunan ilgililere ne ka- dar feşekkür etsek yeridir. Ya maazallah akıllanna bu yaJdan evleri susuz bırakmadıklannı söylemek gelseydi? Prefabrike sakinlerınden yağmura duacı .olmdarın isteyebilirlerdi. : Sczünü ettigimiz "uyanışta" CHP'nin "depremi unutnayalım " kampanyasının etkisi oldu mu aca- ba? Busloçan insana kimi başka gerçekleri anımsa- tıyor. Başta hükümet, siyasal partiler, hatta devlet bü- yüklerimizin iki ay önceki büyük felaketi unuttuk- larını varsayan kimi olasılıklar akla geliyor. Öneğin; ABD Türkiye'ye gönderdiği uzmanlar- dan <uruiu bir heyetin raporunu açıklryor. Bizim hükümette deprem sonrasını genişlemesine irde- leyer resmı bir belge yok! Üs:elikABD'nin heyet başkanı deprem mühen- disi Terrence Paret, "Marmara depreminde 15bi- ni aşkın insanın ölümü, sıvılaşmış zemin üzerine çürûk inşaatlar yapılmasından kaynaklı" diyor. Bizdeki yetkililer Amerikalının saptadığı gerçeği bin misliyle doğrulayacak belgelere, bilgilere sa- hip. Yıkılan binaların kaçta kaçının, Amerikalının sı- vılaşmış dediği dolgu alanlannda inşa edildiğini ayrıca ıncelemiyor. Oysa Marmara depremindeki yıkılan binalann önemli bir bölümü dolgu alanlannda. Hükümet, çok önemli bir görevle yükümlü. Örneğin Fethiye. 1957'de büyük bir depremle yı- kıldı. O zamanki hükümet incelemelerden sonra bi- naların sağlam zeminde yapılmasına karar verdi. Uzak görüşle Fethiye'yi daga yaslanan Karagöz- ler yöresinde yeniden inşa etti. Inşaat açgözlülüğü Fethiye'yi öylesine genişlet- ti ki; bugün binlerce kişinin oturduğu konutlar, hat- ta resmi binalar, oteller dolgu alanlannda. Bana söyleneni aktarıyorum: Dolgu sahasında- ki ölçümlerde sağlam diye adlandınlan kayalık ze- mine kimi yerde 75, kimi yerde 100 metre derinde rastlanıyor. Binalar toprak üzerinde duruyor. Sormak gerekiyor: Acaba hükümet deprem böl- gesinde bulunan Fethiye ve benzeri yöreler için ge- leceğe dönük bir inceleme başlattı mı? Olası bir deprem bu türden yapıların bulunduğu bölgeleri vurursa bir gün, "Dün dündür, bugün bu- gündür" diye teselli mi arayacağız? Rapor ne söylerse söylesin... Oysa, Amerikan raporu, "Maalesef gelecekte Kocaeli depreminden daha güçlü bir deprem Tür- kiye'yı sarsacak" diye uyarıyor. Türkiye depremi bilimsel açıdan inceleyeceği yerde, hâlâ "fa>cd/r-//7a/7/"söyleminetakılı. Zaten Türk toplumunda açıklanamayan, nede- ni ortaya çıkanlamayan her şey "takdir-i ilahi". Ne ki, takdir-i ilahiye bağlanmanın da bir sının ol- malı. Devlet katında da yandaşı olan Nur cemaati ön- derterinden Mehmet Kutiular. önce billmsellik rfa- de edeceği sanısı uyandıran bir görüş öne sürdü. Depremlerin rastlantısal olmadığına değindi. Ayakları yere basan bu görüş, hemen sonra uçup gidiyor evrenin boşluğuna... Depremin nedenleri arasında "başörtülü öğren- cilerin okula alınmaması'' olduğunu söylüyor. Ama bu açıklama, geçenlerde üniversite kapısın- daki örtünmüş genç kızın "7.4 yetmedi mi?" pan- kartını yazarken nereden esinlendiğini ortaya çıkar- vmyor mu? Tartışmalar artık cemaatlerin açıklamalanna da- yandığına göre: Acaba ABD'de devletin verdiği korumalann gü- vencesinde yaşayan yargı kaçağı Fethullah Gü- len deprem konusunda ne düşünüyor? Belki. bu konuda Gülen'in laik yanına saygı du- yan Ecevrt'in ya da Gülen'le Ecevit adına bağlan- tı kurduğu söylenen, son demeciyle Başbakan'la özdeşleşen bir kişilik ve kimlik sergileyen Hüsa- mettin Ozkan'ın bilgisi olabiiir. Olmaz olmaz demeyin; burası Türkiye, her şey olur! Yağmurtu Kart Şeriatçılar sahip çıktı Jstanbul Haber Servisi - Nur tarikatının lideri ve şeriatçı Yeni Asya gazetesinin sahibi Mehmet Kutlular'ın depremin nedeninin "Türbanlı öğrencilerin okullara alınmaması ve 28 Şubat sürecinin depremin merkez iissü Gölcük'teki Donanma Komutanlığı'nda planlanmasT olduğu yönündeki sözleri Yeni Asya gazetesinde "En güzel cevap" manşetiyle verildi. Nurculann Yeni Asya gazetesinin dünkü sayısında manşetten verilen Said-i Nursi mevlidine ilişkin haberde "Türkiye'nin içinde bulunduğu sıkıntıJı ve hassas bir dönemde antidemokratik. keyfi uygulamalann olduğu bir zamanda. yüzde 99'u Müslüman olan bir ülkede başörtüsünü takan ve onları savunanlann ikinci sınıf vatandas. olarak görülmeye çauşıldığı bir ortamda mevlit, taşıdığı anlamın yanuıda tüm menfi iıareketiere karşılık 9İarak da miispet hareket çerçevesi içinde inançlann yaşanmasına olan baskının anlamh bir cevabı oldu" denildi. Şeriatçı Akit gazetesinin dünkü sayısında Tutanak başlıklı sayfada ise şeriatçı Yeni Şafak gazetesi yazan Fehmi Koru'nun önceki günkü "7.4 içimizdeki beyinsizJer yüzünden" başlıklı yazısmdan alıntı yapıldı. Koru, yazısında "Üniversiteönünde'7.4 yetmedi mi?1 pankartmı açan genç kız, beHi ld Türkhe'nin neredeyse iki aydır yaşadığı siirekli doğal afet ortamuıı, kendisinin de içinde bulunduğu bir kesimin durumuyla irtibatlandınyor. Pankart, depreme 'Takdir-i Ilahi' teşhisini koyan inançb herkesin anlayabileceği bir yaklaşunı sergiliyor. 'Bize bunu yaparsanız, başımıza bunlar gelir' anlamuu taşunıyor o soru cümlesi, bpkı Kuran'daki 'içimizdeki beyinsizlerin işledikleri \iizunden bizi de helak eder misin Allahım' ayeti gibi bir dua o" görüşüne yer verdi. Nıırculara üçlü soruşturma • Baştamfı 1. Sayfada ancak ayn bir yaklaşımla Said-i Nursi'nin şeriaü hedefleyen yolu- nu izleyen "Yeni Asya" grubu ön- ceki gün kuruculan için bir mevlit düzenledi. Örgütün lideri Kutiular, Said-i Nursi mevlidinde, "depre- min başörtü zulmünü başlatan 28 Şubat'uı ilahi hakikat tarafından cezalandınlmasr olduğunu savu- nurken GATA öğretım görevlisi Tuğgeneral Yalçın Işuner'i de he- def aldı. Işımer'i dine saygısızhk etmekle suçlayan Kutiular, "Bu sözleri sarf etmek Işuner Paşa'nın hakkı değil, işi de dep. O diş çek- meye, askerüğine baksın. Dişçi ise di$çiliğine. komutansa komutanlı- ğuıa baksın. Din işi a>ndır" demi ş- ti. Kutlular'ın "camidesiyasetyap- tjğma" işaret edilirken Diyanet Iş- leri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz. konunun araştınlması için müfettiş görevlendirdigini, kitapçık dağıtı- mının ve konuşmaiann dışanda ya- pıldığını kaydetti. Yılmaz, Çanka- ya Kaymakamlığı 'nnı cami imamı- nı hükümet komiseri olarak görev- lendirdigini bildirdi. Grubun Çan- kaya Kaymakamlığı 'ndan izin aldı- gıiu kaydeden Yılmaz şunlan söy- ledi: "Kaymakamda,dilekçelerine şunu ekkmiş, 'Türkiye Cumhuri- yeti Anayasası, Türk ceza yasalan, cumhuriyetimizin temel esaslan aleyhinde siyasi amaçlı konu^ma- lar yapılmaması' notunu düşerek aynı tarihte müftülüğe havale etmiş. Kaymakamuğın notu onlara iletfl- miş. Camii içinde mevlit okunmuş, onJardan hiç kimse konuştnruima- mış, programları tatbikedümemiş." Yılmaz, imamın tuttuğu raporda cami içinde taşkınlık olmadığı, mevlidin okundugu, ancak konuş- malann ve kitapçık dagıtımının dı- şanda yapıldığını bildirdiğini söy- ledi. Ankara DGM Savcısı Yüksel, Kutlular'ın konuşmasıyla ilgili so- ruşturmamn sürdügünü, bilgi ve belge topladıklannı bildirdi. Yük- sel, konuşma kasetlerini emniyet- ten alacaklannı kaydetti. Yüksel'in Kutiular hakkında so- ruşturmasını Türk Ceza Yasası'nın "halkı din ve mezhep farklıhgı gö- zeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek" fııhnı düzenleyen 312'2 maddesi uyannca yürüttügü öğrenildi. Ankara Cumhuriyet Baş- savcılığı da. TCY'nin "Tûrklnğfi, cumhumcti, Büyük Millet Medi- si'ni hükümetin manevi şahsiyetini, bakanhkları, devletin askeri veya emniyet muhafaza ku-vyetierini ve- ya adliyenin manevi şahsiyetini ale- nen tahkir ve tezyif" hükmünü dü- zenleyen 159. maddesiyle çerçeve- sinde soruşturma yürütüyor. 159. madde 1 yıldan 6 yıla kadar ağır hapis, 312. madde ise 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörüyor. Bu tahrik, genelde güvenliği tehli- keye sokacak bir biçimde yapılırsa suçluya verilecek ceza 3'te l'den yanya kadar arttınlabiliyor. Ecevit: Ilkel dtişünce Başbakan Bülent Ecevit, Kutlu- lar'ın açıklamalanm "Okel düşün- ce" olarak nitelendirirken "Böyle ilkel düşüncelerie Türk haJkı kan- dınlamaz. Birçok ülkede değişik öl- çülerde felaketler oluyor. Hiçbirin- de böyle ilkel gerekçelere, mazeret- lere baglanmıvor. Bu çok çirküı bir din istismandır" diye konuştu. FP Genel Başkan Yardımcısı VeyselCandanda, Kutlular'ın söz- lerini şöyle değerlendirdi: "Ben konuya öyle vaklaşmıyo- rum. Bu bir ilahi ikaz mıdır, defil midir? Siz konutlann çimentosunu, betonarmesinidoğru yapmazsanız, birtakun afeder mevcut olur. Ko- nuya öyle yakiaşma yerine 'Biz ne- rede yanlış yaptık. Inşaat sektörün- de, bilimde yaptığımız yanlışlarne- dir?' Onları toptan değerlendirmek lazun. Konuviı sadece bir konuda değerlendirmek yanlış olur, eksik olur. Depremi o vönüyle değerlen- dirmiyorum. Bundan sonra yapua- cakları konuşmak daha doğru olur." Mevlide FP'lilerin kahlmadığı- na yönelik soruya da Candan, da- vetli olduklannı, ancak milletvekil- lerinin ilçe kongrelerinde olmalan nedeniyle katdunın düşük olduğu- nu yanıtını verdi. Candan, "Me*lit Müshlmanlarm kra ettiğî bir ibadet şeklidir. Ancak onu orada siyasi platforma çevirmek yanlış. Onu mecrasından saptırmanın yanhş olacağj kanatindeyim. inşaaOah Al- lah. 18 Ağustos'taki gibi bir deprem felakeh'ni bir kez daha yaşatmaz. Ancak, eksüdiklerin nerede yapü- dığıkonusunun araştınlması lazim, bu olayın fıziki boyTitu. Manevi bo- yutunu Diyanet İşleri Başkam'na din adamlânna sormak lazun" di- ye konuştu. Nacar: MevBdin değeri yok Yazar Ismail Nacar, mevlidin dı- ni değeri bulunmadığını, Süleyman Çelebi'nin abartılı bir şiiri olduğu- nu belirterek şunlan söyledi: "As- hndaSaid-iNursi'nin gerçek anlam- da makamda mevkide gözü yoktur. Bunlar, mevtit okutacağına Said-i Nursi'nin kitaplanndaki hurafele- rin temizlenmesi için mücadele et- sinler. 7.4 pankartı taşıyan kızlan- mızın psikolojisini aniıyonım ama, yıOardır bu işin içindeolan eli kalem tutan Kutiular gibilerinin böyle şey- ler yapmasuu anlayamıyorum." Müslümanlann depremden ders çıkararak önlem almalan gerektiği- ni kaydeden Nacar, "Depremin se- bebi 28 Şubat süreci veya başörtü- sü meselesi olarak gösterilemez. Bu- nun Kuran'da yeri yok" dedi. Cemaat DP kökeııli politikacıları destekliyor ANKARA (Cumhuriyet Bflrosu) - Nur tarikatının kurucusu Said-i Nursi adına Kocatepe'de düzenlenen mevlit sonrasında, depremin Allah'ın ilahi bir uyansı olduğunu iddia eden Mehmet Kutiular, Nur tarikatının en büyük ikinci cemaatinin liderliğini yapıyet Nursi adına her yıl Kocatepe'de düzenlenen mevlidin bu yılkine hemen hemen hiçbir siyasinin katılmaması dikkat çekti. Istıhbarat kaynaklannın raporlanna göre, \feni Asyacılar kolu, Nursi'nin ölümünden sonra, eserlerinin basılarak daha çok kitleye ulaşmasını sağlayan gmp. FethulUh Gülen'in de bu gruptan 1970'liyıllardaaynldığı dile getiriliyor. 12 Eylül darbesinden sonra bir süre ara verilen Nursi mevlitleri daha sonra geleneksel hale getirilerek her yıl Kocatepe Camii'nde sürdürüldü. önceki mevlitlere merkez sağparti milletvekillerinden yogun katılım olurken. bu yıl düzenlenen mevlide hemen hemen hiçbir siyasinin katılmaması dikkat çekti. Raporlarda. bu grubun yasal sınıriar içinde kalarak veya boşluklardan yararlanarak faaliyetlenni sürdürdüklenne dikkat çekilirken, şu bilgilere yer verildi: - 1970yılındayayın hayatına başlayan "Yeni Asya" gazetesi çevresindeki faaliyetleriyle bilinen bu grubun en önemli özelliği, siyasetle yakından ilgileniyor olmalandır. Demokrat Parti (DP) çizgisındeki partilere yakınlıklan ile bilinmektedirler. -12 Eylül'den sonra Yeni Asya gazetesinin kapatılması üzerine "Yeni Nesfl" gazetesini çıkarmaya baslamışlardır. Gazete bünyesinde yaşanan siyasi tartışmalar sonrasında bu gazeteden aynlan Mehmet Kutlular'ın liderliğindeki bir grup, Yeni Asya adıyla yeni bir gazete daha çıkarmaya başlamıştır. Gazete çalışmalannın haricinde "Köprû, Bîzim Afle, Cankardel* ~ isimli dergileri de çikarmakta olan söz konusu grup halen bu çerçevede faaliyetlerini sürdürmektedir. - Cemaat son dönemlerde Internet'te de atağa geçerek Nursi'nin bütün eserlerini sanal ortama taşımıştır. Bütün dergiler ve Yeni Asya gazetesi Intemet'ten Ingilizce ve Türkçe olarak yayımlanjyor. Cemaat, aynca Intemet'ten "Nur Mektubu" adlı bir sanal dergi yayımlamaktadır. - Cemaat üyelerince kurulan Yeni Asya Vakfi bünyesinde faaliyetlerini sürdürüyorlar. Vakıf bünyesinde kurulan Risale-i Nur Enstitüsü, Nursi hakkında yapılacak araştırmalan özendirmek amacıyla bir ödüllü yanşma düzenJiyor. Deprem koııııtlaıi hatalı • Baştarafi 1. Sayfada kanlığfnın tüm uyanlara karşm yapmakta ısrar ettiği prefabrike ko- nutlann kullamşsızlığı, ilk yağ- muria ortaya çıktı. Henüz ağır kış koşullan yaşanmadan ve diğer pre- fabrike konutlar tamamlanmadan, kurulan ilk kentte 3 açmaz oluştu. Prefabrike konutlann ilk planlann- da düşünülmeyen "baca" sonradan eklendi ve plan aksaklığı nedeniyle kenarlanndan su almaya başladı. Baymdırlık ve Iskân Bakanlığı'nın harita üzerinde belirlediği prefabri- ke konut alanlannın, bölgede çadır- kent, inşaat gibi nedenlerle dolu ol- duğu ortaya çıktı. Aynca, 30 metre- karelik konutlann uzun vadede ai- Ielere nasıl yeteceği sorusu günde- me geldi. Cumhuriyet'in sorulannı yanıt- layan Bayındırlık ve Iskân Bakanı Koray Aydın, "baa prefabrike ko- nudarda baca diplerinden sızınü" olduğunu kabul ederek "Bunlar prefabrike konut Sızıno olabiiir. Do- ğaldır. Bu izole edilenek düzeftUir" diye konuştu. Sızıntının bacalann sonradan açılmasından kaynaklandığnıı kay- deden Aydın, yurttaşlann prefabri- ke konutlara yerleştirilmesinin bile önemli olduğunu söyledi. Aydın, tüm yaşananlara ve prefabrike ko- nutlardaki yurttaşlann şikâyetlerine karşm ilk başta prefabnke konuta karşı çıkanlann "ne kadar haksızol- duğunun" ortaya çıktığı iddiasında bulundu. Aydın, "Kabcı ev yapınn- caya kadar yapılacak en iyi şey, pre- fabrike konut yapmakü. Aksakük olur.Tabö kioiacak. Bu da gkterfiir" diye konuştu. Koray Aydın, aitlan- na "beton dökülmesi" nedeniyle prefabrike konutlan su basmayaca- ğını ileri sürdü. Inşaat Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Rkri Kaya, prefabrike ko- nutlarla ilgili olarak kış ilerledikçe daha farklı sorunlar çıkabileceği uyansında bulundu. Kaya. "Nasıl bir yer secimi yapddığı beln değfl. Havza gibi bir yersezeminde sorun- lar çıkabüir. Su basabUir n diye ko- nuştu. MimarlarOdası .Ankara Şube Ge- nel Sekreteri Vedat Ağca da Erzin- can ve Dinar depremlerinden sonra- ki deneyimlerin, hükümetlerin dep- remzedeleri çadırkent ve prefabrike konut gibi oluşumlara yerleştirdik- ten sonra "göreviniyaptıgı düşünee- siyle" geri çekildığinı ortaya koydu- ğûnu söyledi. Bu nedenle kalıcı ko- nutlann yapımının ileri tarihe atıl- masından endişe duyduklannı anla- tan Ağca. bu endişelerinin haklı çık- tığını söyledi. Ağca, gelen yardım- lann ne yapıldığınm belirsiz oldu- ğuna dikkat çekerek, bu paralarla ne yapıldığma açıklık getirilmesini is- tedi. Prefabrike mi, kalıcı konut mu tartışmasında tüm sivil toplum ör- gütlerinin ve ilgili meslek odalannın hükümetı uyardığını arumsatan Ağ- ca, "Dediklerimizçıktı" diye konuş- tu. Vedat Ağca, daha ağır kış koşul- lannı göz önünde bulundurarak, ka- lıcı konut yapımının ihmal edilme- mesi gerektiğini vurguladı. CNNTürk haber kanahmn yayına başlaması dolaytsry ladüzenlenentörendepoütikave işdünyasınınfinlfiisimleri bir araya geldi.(HATİCE TUNCER) DentM: Basın hürriyetidemokrasidemektirIstanbul Haber Servisi - Cumhurbaşkanı Süley- man DemireL, basının devlet ve toplum arastnda- ki iletişim kanalı olduğunu belirterek "Medyanın hür olması ancak demokrasi içinde mümkündür. Vani basın hürriyetine sahip çıkmak demokrasiye sahip çıkmaknr" dedi. Demirel, Doğan Medya Grubu ve Time Wamer Grubu'nun işbirliğiyle kurulan CNN Türk haber kanahmn yayına başlaması dolayısıyla dün gece Conrad Oteli'nde düzenlenen törene katıldı. Meh- met Ali Birand'ın sunduğu açılışta Doğan Hol- ding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan ve CNN Dünya Başkanı EasoJordan'ın ardmdan ko- nuşan Demirel, CNN Türk'e başan diledi. Demi- rel, "Doğru haber alma hakkı en temel insan hak- lanndan biridir. V'atandaşın haber alma hakkuun olmadığı yerde, demokrasi de yoktur" dedi. Medyanın toplumu bir arada tutan yurttaşlık bağlannı güçlendirdiğine, devlet ve tplum arasın- daki iletişim kanallannı açık tuttuğuna dikkat çe- ken Demirel şöyle devam etti: "Ancak bütün bunları yapabUmek için medya hürounalıdır. Hür olması da ancak demokrasi için- de mümkündür. Yani basın hürriyetine sahip çık- raak demokrasiye sahip çıkmaknr. Hiçbir baskı grubundan korkmadan, Idmseyi kayırmadan, va- tandaşın haber ahna hakkını her şeyden üstün tu- tarak yayın hayannızı sürdüreceğinizden eminim. Hür basının temel özelliği budur." CNN Türk'ûn yayın hayatına başlaması nede- niyle gerçekleştirilen törene TBMM Başkanı Yıl- dınm Akbuhıt, Başbakan Yardımcısı Devlet Bah- çeli, Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Ozkan, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, FP Genel Başkanı Recai Kutan, DYP Genel Başkanı Tansu Çüler. DYP Istanbul Milletvekili Celal Adan, ba- ğımsız Elazığ milletvekili MehmetAğar'ın da ara- lannda bulunduğu çok sayıda politakacı, işadamı katıldı. Bir süre önce çeşitli TV kanallannda sert tartışmalar yapan Çiller ve Doğan Holding Yöne- tim Kurulu Başkanı Aydın Doğan'ın bir süre soh- bet etmeleri ilgiyle karşılandı. fc Gok gıirûltûö G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada teybi bir omzuna asar, öteki omzundaki torbada da teypten yükselen türkülerin sözlerini satariardı. Bir kocaman sayfa, 15 kuruşa. 25 kuruş harçlığın 10 kuruşu dondurmaya, 15 kuruşu türkü sözleri- ne... Sonra türkü sözJerini ezberler, türküdeki kişi adlannı mahallemizdekilerin adlanyladeğiştirirdim. Annem bu yüzden komşulardan az laf işitmedi! Ortaokul günleri... Edebiyat öğretmeni Ziya Çavdar, yaz tatili için bir dizi kitap getirdi. Fakir Baykurt'un ve Yaşar Kemal'in romanlan... O yaz okuma-yazma öğrendiğimi duyumsadım. Irazca- nın Dirliği, Amerikan Sargısı, Yılanlann Öcü, Köy- göçüren bir çırpıda bitıverdi. Okuma hızım ikiye ay- nlmıştı. Kitabın yansına ulaşıncaya dek olanca hız- la; ama sonuna yakın bitmesine üzülür, yavaşlar- dım. Bugün de çözemediğim bir nedenle khapla- n hep akşamüzeri brtinmek isterdim. Bitimden son- ra çok az ara verir, hemen yeni bir kitaptan birkaç sayfa okur, bırakırdım... O gece, çocuk aklımla iç- ten içe hazlanırdım: "Hep okumakta olduğum bir kitap varbenim..." Yıllar yıllar sonra, 1990'lann ortası... Gazetemi- zin Ankara Bürosu'nun bir ucundaki oda benim, öteki ucundaki oda Mustafa Ekmekçi'nin. Yeri geldikçe Mustafa Ağabey'e takılırdım: "Cumhuhyet'in iki ucunda Mustafa; bir tarafta usta, bir tarafta kalfa..." Bütün bedeniyle basardı kahkahayı. Bir öğle vakti Mustafa Ağabey çağırdı: - Gel bak benim odada kim vari Fakir Baykurt, mütevazı oturuşuyla Ekmekçi'nin domuzlanna bakıyor... Ne mutlu gündü! Dün sabah Baykurt'un ölüm haberi geldiğinde kime başsağlıği dilemeli diye düşündüm. Aklıma ilk, Anadolu geldi. Anadolu'nun insanı, toprağı, ağacı, hayvanı, türküsü, suyu, havası... Yeşilova'dan Duisburg'a... Pek çok yazann yaşamında dilimler vardır. Kimi- leri için, "llkgençlik yıllannda şu tür konularta ilgi- lendi, sonra şu türkonulara geçti" denir. Kimiteri- ne farklı yaklaşılır: "Giderek ilgi alanını genişletti, toplumun derin- liklerine kadar indi..." Bunlar Baykurt için geçerli değil. O, daha ilk do- kunuşta toprağın derinliğine inmiş bir "saban" gi- bi yaşamı boyunca Anadolu insanını sürdü, sürdü, sürdü... Burdur'dan yola çıkıp Ankara, Istanbul'dan Al- manya'ya uzanan yaşamında, alanlar değişti, ya- şam biçimi değişmedi. Yaşadığı ülkeler değişti, yazdığı kişiler değişmedi. Yeşilova'nın, Tefenni'nin yerini Duisburg, Dort- mund aldı... Köy okullannın yerini hauptschule aldı... Ama "insanı" yazan Fakir Baykurt, hep aynı Fa- kir Baykurt olarak kaldı. "Anlaşılmazlığın hayran- lığına" kapılmadan, hep kısa, yalın tümcelerle an- lattı. "Ben Türkçeyi iyi kuVanan bir yazanm, tek der- dim genişlesin pazanm " demedi. öğretmen hare- ketinin yeri geldi öncülüğünü yaptı, yeri geldi ne- feriiğini. Bu yola baş koyan herkes gibi onun da ba- şı derde girdi, ama vicdanı hiç dara girmedi. Yıllar sonra döndü, yaşamanın geride kalan bo- lümlerine baktı... Aaaa, yazacak daha ne çok şey var... Bu kez "özyaşam" kaleme dökülmeye baş- ladı. Fakir Baykurt'u tanımlarken "Köy edebiyatının öncüsü" diye başlamak çok dar olur. Köy ona dar gelir... Nereye gitse Anadolu'yu yanında taşıyan Bay- kurt için yeni bir yaşam başladı. Ölümden sonra yaşam biraz da bu olsa gerek. Baykurt satt Ana- dolu edebiyatçılannın değil, Anadolu ozanlannın yanındaki yerini de aldı. Belki de o, dünyaya ozan olarak geldi, roman olarak gitti... Toroslar'ın, Kara Bayram'ın, Irazca'nın, Sultan- ca'nın, toprak köy yollannın, vardiyalann, insan yüklü otobüslerin, öğretmenlerin... Bütün Anadolu'nun başı sağ olsun! * 'Asker halkı tehdit ediyor' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-FP Genel Başkan Yardımcısı Veysd Candan, üst düzey askeri yetkililerin gün aşın açıkJama yaptıklanm ve "halkı tehdit eden beyanlan bulunduğunu" savundu. Candan, GATA'nm açıhş dersınde konuşan Tuğgeneral Yakan Işnner'i ima ederek, "Vst düzey bir yetkflinin bu tür açıklamalanm inancımıza savgısıziık olarak kabul ediyonız" dedi. FP Genel Başkan Yardımcısı Candan, dün parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında hükümetin "fcyhato" üzerinde bulunduğunu ve "flkartçısarsuıada" yıkılacağını savundu. Demokrasi, laiklik ve hukuk devleti gibi kavramlann içlerinin boşaltıldığını ileri süren Candan bunlann boş kavramlar haline getirildiğini söyledi. Candan, "Türkiye genehnde örnekkr vermek gerekirse gün aşın hemen hemen her gün askeri yetküilerin çeşitti bahanelerie her konuda açıklama yapmalan, hatta halkı tehdit eden, tehdit kokan beyanlan mevcuttur" dedi. Her on yılda kesintiye uğrayan bir demokrasiyle karşı karşıya olunduğunu savunan Candan şöyle konuştu. "Befleyeceğiz sözü, askerlereaitolup, demokrasilcrde böyle ifade kuflanmak, siyasi etik açtsından uygun depdir. Münferit de olsa inancımıza savgısızhğı kabul etmiyonız. Hatalarm münferit olması da kabul edilemez. Üst düze> ? bir yetkiunin bu tür açıklamalannı inancımıza saygısızhk olarak kabul ediyonız.' 1 TBMM gündemine de değinen Candan, mahalli idareler yasa tasansının çok ağır vergiler getirdiğini, ancak iyileştirilmesi halinde yasanın çıkmasına yarduncı olacakiannı, duşünce ve fîkir suçlannı içine ahnayan bir af tasansına evet demeyeceklerini kaydetti. Mutlaka sivil bir anayasa yapılması ve kılık kıyafet yasasunn yenilenmesi çağnsını yapan Candan, "TBMM görevini yapmadığ) zaman birileri durumdan vazife çıkararak, Mecüs'i by-pass eöne durumuna gelmektedir. tçtüzüğün bazı maddeleri mutlaka günün şartianna göre değjştirilmelidir"diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle