Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12EKİM 1999SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kulturcy cumhuriyet.com.tr 15
Urart Galerisi'nde sekiz sanatçı bir temadan hareketle, birbirine göndermede bulunuyor
Sanat ve modalarma eleştîrîler
Yrd. Doç. Dr. AYŞEGÜL GÜÇHAN
Yeditepe Üniversitesi Gitel Sanatlar
Fakültesi
Bir sanat yapıtının görülüp. incelenip,
algılanmaya ve anlamlandınlmaya çalı-
şılması süreci bir tür "okuma edimi" ola-
rak nitelendiğinde bir "okur" olarak Urart
Galeri'de 6 Kasım 1999'a dek açık kala-
cak olan Sanat ve Modaian sergisinde
yer alan yapıtlan okuyacak olanlar, ge-
nelde çağdaş sanatçırun her biri birer eleş-
tiri metni niteliğindekı yapıtlanru okuma
olanağı bulacak. Behiç Ak, Hüseyin Bab-
ri Alpteküı, Atamet Elhan, Suzy Hug-Le-
vi, Hakan Onur, Esat Tekand, Emre Zey-
tinoğlu v e NlüşerrefZeytİDoğlu'nurı birer
yapıtla katıldıklan serginin çıkış nokta-
sı Baudlaire ın modern olanın moda ile
olan ilişkisi iizerine düşüncelen. Sergi
kapsamındaki sekiz sanatçı, konsepti,
çok geniş bir skala içerisinde yorumlu-
yor.
Yıllardırgüncel olaylan çizgi-yorum-
lanndan izlediğimiz Behiç Ak, bu kez
en güncel olayımız depremi rüm toplum-
sal ve duygusal arka planı -yüzeysel *ge-
Kşme", toplu panik duygusal katılım- çer-
çevesinden yorumlarken yukandan aşa-
ğıya doğru boyutlannı büyüttüğü çizim-
lerine ulaşımı portatif bırmerdivenle sağ-
layarak yapıtı "okuma"nın emek gerek-
tirdiğinin de en incelikli bıçimde altını çi-
ziyor.
Gûnümüzün parçalanmışhğı
Hüseyin Bahri Alptekin ışıklı tüplerle
gerçekleştirdiği ıronik çalışmasıyla önce-
ki kımi işleriyle ilişki kurarken Esat Te-
kand, çamur silgiyle oluşturduğu yapıtıy-
la modanın uçuculuk boyutuna bir gön-
dermede bulunuyor. Modayı uçuculukia
ilişkilendiren bir başka sanatçı Suzy Hug
Levi. Levi'nin telden oluşturduğu giysi-
ler -ki, genellikle moda dendiğinde ılk ak-
la gelendir- kanatlanarak modanın gök-
sel, kutsal dokunulmazlığını eleştirel bir
boyutta yansıtmayı amaçlayan bir çalış-
ma.
Ahmet Elhan'm lsmariamaadlı çalış-
ması moda ve demode kavramlan üzeri-
ne düşünmeye çagıran biryapıt. Birpuzz-
le gibı yerleştirdiği çalışmasında sanat-
• Behiç Ak, Hüseyin Alptekin, Ahmet Elhan, Suzy Hug-Levy, Hakan Onur, Esat
Tekand, Emre Zeytinoğlu ve Müşerref Zeytinoğlu'nun katıldıklan serginin çıkış noktası
Baudlaire'in modern olanın moda ile olan ilişkisi iizerine düşüncesi. Karikatürden
enstalasyona, videodan silgi heykele uzanan biçim çeşitliliği ve farklılığı içerisinde tüm
sanatçılann buluştuğu bir noktanın sergiyi karakterize ettiği söylenebilir: Eleştirel bakış.
çı, ısmarlanan bir ceketi "söküyor." Seri
üretıme -aynı zamanda da seri tüketime-
dayanan tüketim toplumunun "kuDan ve
at" mantığı karşısında direnen bir çalış-
ma görünümündeki yapıt, eskiyle yeni
arasında ilişki kurduğu anda. modernin
eskiyi banndırması olgusuyla da buluşu-
yor. 20X30 cm. boyutlannda 114 parça-
dan oluşan çahşmaya Ali Akay, günü-
müzün parçalanmışlığına denk düştüğü
yorumunu getiriyor (1).
Hakan Onur'un gerçekleşrirdigi Bir
Çocuk tçin Kıyafeder adını taşıyan ens-
talasyon, markalar tarafindan önceden
belirlenmişliğiyle insan yaşamının sürp-
rizini yitirmesinin hüznü üzerine bir ağıt
gibi okunabiliyor. Sanatçırun. bir came-
kânda ve durmuş olarak mekânda yer
alan saatin altında sergilediği ve üzerin-
de dünyanm moda yörüngesini belirleyen
adlannın bulunduğu 91 yumurta, belir-
lenmişlik ve belirlenmişliğin döngüsüne
denk düşüyor. Öte yandan, yapıtın geri-
limini sağlayan öğe olarak bir başka ca-
mekânda sergilenen el örgüsü eski çoçuk
yeleği. belirlenmişliğe karşı bireysel bir
direniş noktası gibi duruyor.
VVarhorun çorbalanndan farklı
Müşerref Zeytinoğlu da moda tarafin-
dan belirlenen yaşamlara duyduğu tepki-
yi dile getiriş yolu olarak modanın ula-
şamadığı tek öğe olan başına buyruk de-
nizin sürekli görüntülerini seçiyor. Son yıl-
lardaki çalışmalannda tuvalin dışına çı-
kan ve yeni anlatım teknikleri deneyen sa-
natçı, videoda kararh gibi görûnüyor. An-
kara Galeri Urart'ta Reyyan Somuncuoğ-
lu ile birlikte gerçekleşrirdigi Kirienirken
adlı çalışmasıyla video- enstalasyona baş-
layan Zeytinoğlu. 14 Eylül-13 Ekim 1999
tarihleri arasında Galeri Apel'de "Sanat
ve Modalan" sergisiyle eşzamanlı olarak
yer alan "Sokak" sergisinde de bir video
çalışması yaparak doğası elinden alın-
mış köpeğin. doğayı yok ederekyerine kül-
türü geçiren ınsanoğlunun sokaklannda
gezinişini minimal bir anlatım tekniği ile
veriyor. Çalışmalannda doğa ve kültür
karşıtlığım kullanan sanatçı, kültürün ula-
şamadığı doğayı yorum katmaksızın yan-
sıtma misyonu üstlenerek adeta bir bel-
gesel sinemacı gözüyle "bakıyon"
Emre Zeytinoğlu Fost-VVarhol adlı ya-
pıtıyla, 1998 tarihinde Ali Akay küratör-
lüğünde Floransa'dagerçekleştiriJen "Eko-
loji ve Periferi" sergisi için yaptığı ve Pop
Art bağlamında tüketim toplumu eieşti-
risini sürdürûyor. Gene Swenson'ın "Ni-
çin bu çorba konserveierini resmediyor-
sunuz" sorusuna Andv NVarhol'un u
On
iki yıldırher gün onlan kullandığım için"
yanıtı Zeytinoğlu'nu harekete geçiren
öğe olmuş. Bir sanatçının kendi zamanı-
na tanıklığı olarak da değerlendirilebile-
cek olan bu yanıt, bir anlamda. Warhol'un
Emine Ceylan 'ın 'îklimler' sergisi Taksim Sanat Galerisi 'nde
çocuk/uk...Kültür Servisi - Emine Ceylan'ın
'İklimler' başlıklı fotoğraf sergisi 15-
29 Ekim tarihleri arasında Istanbul
Taksim Sanat Galerisi'nde izlenebi-
lecek. 60 kadar fotoğrafm yer alacağı
sergi. sanatçının 6. kişisel sergisi. Si-
yah-beyaz fotoğraflardan oluşan ser-
ginin bir kitabı da basıldı.
1955 yılında Istanbul'da dünyaya
gelen Emine Ceylan, çocuklugunun
bir bölümünü Çanakkale yöresinde
geçirdi. 1978'de Marmara Üniversi-
tesi Diş Hekımliğı Fakültesı'nden me-
zun oldu. 1984'ten beri siyah-beyaz fo-
toğrafla uğraşan sanatçmın açtığı 6 ki-
şisel serginin yanı sıra 1988 ve 1997'de
yayımlanmış 2 albümü var.
Emine Ceylan sergiyle ilgili görüş-
lerinı şu satırlarda dile getiriyor
Gitgıde uzaklaşan çocukluğun renk-
leri ve dokulan arasında gezinirken,
üzerine ışık düşmeyen gızli bir anı-
nın, bir görüntünün aydınlanıverdiğı-
ni, öyle ki etrafımızdaki yüzlerce gö-
rüntüyü parlaklığıyla soldurduğunu
hissederiz bazen...
Çocukluğa ait bu ımgelerin kafam-
da oluşturduğum biçim anlayışına uy-
gun fotoğrafların ortaya çıkmasına
yardımcı olduğunu düşünüyorum. Bu
otobiyografik öğelerin yanı sıra tanık
olduğum çeşitli yaşam verileri. karşı-
sında çocukluğu yeniden ele geçirdi-
ğimi hissettiğim ıssız doğa ve onun ru-
humda oluşturdugu yansımalar... Hep-
si birer araç. Kısmen kavradığımız
'görünür dünya'nın yanı sıra elle tu-
tulmayan, gözle görülmeyen duygula-
n içeren •ruhsaldünya'ya ait verileri,
kendi algı ölçeğim ve kavTayış gücüm-
le orantıh olarak fotoğraf yoluyla ifa-
de etmeye çalışıyonım. Fotoğraflan-
mın arasındaki ilişkiyi ise konu değil,
ruh birliği sağlıyor.
Çalışmalanmın heraşamasında bil-
gi'nin değil. duyum'un önceliği var-
dır. AJgıladığım hayatın bir yansıma-
sı olan bu fotoğraflar, dogadaki asıl-
larını yansıtma amacını gütmûyor.
Ama doğallığın yansıtılmasını hedef-
lıyor. Olağandışı olanın değil, her za-
man gözümüzün önünde olan olağa-
nı, değişken yalınlığı işleyerek, yaşa-
mın derinliğindeki özle buluşmayı
umuyor. Anlamsız bulduğum yaşarna.
bir 'anlam' katma çabası belki de bu.
Uzun ve yorucu bir çalışmanın sonun-
da ortaya çıkan bu muğlak imgeleriri,
çıranın alevi gibi, birkaç kişinin hayat-
lanndaki ufak biraynnüyı aydınlatma-
sını. küçük sırlannı ortaya çıkarması-
ru, doğayla ilişkilerinin güçlenmesin-
de minicik bir katkı sağlamasmı ve
hayatın özünü bir an için durup düşün-
dürtmesini ümit etmek isterim.
Bu kitaba 'İkümJer' adını verdim.
Andre Maurois'nın çok sevdiğim ki-
tabının adını ödünç aldım. Doğanın
olduğu gibi, gelip geçen görüntüler
olarak insanlann da ikliınler'ı oldu-
ğunu düşündüğümden. Boşluğagön-
derdiğim şu görüntüler, anlamsızlığa
karşı mücadele etmemde yardımcı ol-
duklan ve beni sonsuzluğa açık bir
enginlik ülkesinde yaşattıklan için on-
lara minnettanm.
'Mamet kötü aktör, büyük yönetmen'
Rebecca Pidgeon, David Mamet'in 8ydhkeşL
Kültür Servisi- Bundan on beş yıl
önce Edinburgh Fringe'de müzik eği-
timi gören Rebecca Pidgeon, o gün-
lerde herhalde ünlü bir erkeğin eşi ola-
bileceğini aklma bile getirmiyordu.
Amerika'da doğan, Iskoçya'da bü-
yüyen ve bugün yine Amerika'da ya-
şamını sürdüren Pidgeon. Ameri-
ka'nın önde gelen yönetmenlerinden
David Mamet'in eşi... Pidgeon, bu yıl
birçok festivalde büyüleyici oyun-
culuğuyla eleştirmenlerin dikkatini
çekti.
David Mamet, oyun yazan, dene-
meci, şarkı yazan, film yapımcısı ve
elbette Pidgeon'ın sekiz yıllık eşi...
Geçen günlerde, eşinin büyüdüğü
yer olan Edinburgh'a gelmelerinin
nedeni ise Terence Rattigan'ın
1946'da yazdığı ünlü romanından
Mamet'in beyazperdeye aktardığı ve
Pidgeon'ın da rol aldığı "TheWins-
kıw Boy'un gösterimi.
David Mamet ve Rebecca Pidge-
on, 1989 yılında, ünlü yönetmenin
Londra versiyonunu gerçekleşrirdi-
gi "Speed-the Plovv'ın provalan sıra-
sında tanışırlar. Oyunda Pidgeon,
Karen adlı hırslı bir Hollywood sek-
reterini canlandırmaktadır. (Oyunun
New York versiyonunda Madonnaay-
nı kişiyi canlandırmıştı)
Mamet ve Pidgeon'ın tanışmalan
ve evlilikleri birçok kişi tarafindan ti-
yatral' olarak tanımlaruyor.
David Mamet kuşkusuz dünyaca
tanınan bir isim, Pidgeon ise henüz
yolun başında bir aktris... Evlendik-
lerinde Mamet 43, Pidgeon 23 yaşın-
daydı. Mamet ve Pidgeon 1991 yı-
lında dünya evine girdiler. Pidgeon
din değıştirerek Museviliği seçti ve
Cambridge'ten Massachusetts'e yer-
leşti. Pidgeon'ın yaşamı Massachu-
setts'e yerleşmeleriyle birlikte bir
anda değişti ve sanat kariyerinin ba-
şına dönmesine neden oldu. Pidge-
on 1989 yıhnda Anthony Hopkins.
HughGrantve TrevorHoward ile bir-
likte 'The Dawning' adlı filmde rol
almıştı. "Hollywood'a geüp sınav^
girdigündc herkes bana ünlü bir ko-
canın iş bulmaya calışan kana gibi ba-
layordu. Bu durumun ne kadar kor-
kunç ve sıkıcı olduğunu size anlata-
maın_"
Pidgeon, 1991'de Mamet'in 'Ho-
mkide' adlı oyununda ve 'Oteaıma' ad-
lı oyunun film versiyonunda, 1998 ta-
rihli 'Spanish Prisoner' ve Mamet'in
'The OM Neighborhood'adlı oyunun-
da rol aldı.
Rebecca Pidgeon, David Mamet
için, son derece kötü bir aktör, ama
büyük bir yönetmen diye söz ediyor.
Çift önümüzdeki yû, Londra'da Don-
mar Warehouse 'da Mamet'in yazdı-
ğı bir oyunda bir araya gelecek.
sanayileşme sürecindeki makineleşme-
ye koşut bir yol izlemesini açıklayabilir.
Ancak bu anlatım kendi zamanının tanık-
lığıyla sırurlı obnayıp söz konusu yapıt-
lann uzantılan günümüze dek ulaştığı
için Zeytinoğlu, bu görüntüler ve görün-
tülerden doğan farklı göndermeleryapı-
tın anlam olarak genişleme olanaklann-
dan değil kullanılan tüketim nesnelerinin
algılanma biçimlerinden kaynaklandı-
ğından, böylesine gelişmelere açık bir
sanat yapıtını hemen yüceltmek yerine sa-
kınımlı davranıyor. Bu yapıtta sürekli yi-
nelenen Campbell's çorbalannın biçim-
leri ve gönderrneleri, hiç kuşkusuz, War-
hol'un kullandıklan gibi kalmayacaktı.
Ozerindeki etiketlere günûn piyasa koşul-
lanyla ilgili ekler yapılan ve bugün Istan-
bul'un varsıl semtlerindeki büyük mar-
ketlerde satılan bu çorbanın görüntüleri
artık VVarhol'un çorbalanndan farklıdır.
Yani yapıtta kullanılan ürün, güncel pi-
yasa içinde kendi görüntüsünü değiştir-
miştir. Bu durumda Warhol'un resmin-
deki tüketim nesneleri artık güncel birer
tüketim nesnesi olmaktan çok, sanat nes-
nesi haline dönüşmektedir. Farklı bir de-
yişle, aynı marka çorba, kimi zaman da
tüketim nesnesidir.
Warhol 'un çorbalan sanayi toplumun-
da, her markette ve ucuz fiyata satıhrken
bugün aynı marka çorba tüketim toplu-
munda, seçkin (!) marketlerde ve son de-
rece pahalı fiyatla satılıyor ve farklı bir
alıcı kitlesine yöneliyor. Bu tüketim nes-
nesi kendi içinde bir kimlik parçalanma-
sı yaşamadığına göre Warhol 'un yapma-
ya çalıştığı neydi? Emre Zeytinoğlu'nun
yapıtına dinamiğini veren de bu sorunun
olası yanıtlan olmuş. Zeytinoğlu, War-
hol'un tüketim nesnelerini kavramsallaş-
tırma çabasında olmadığını ve daha çok,
tüketim nesnelerinin küçük, sevimli, ya-
rarlı, popüler ve dahası. nostaljiye aday
durumlannı kullanarak bunlardan tt
ça-
buk, etkilT bir sanat yapıtı oluşturmayı
yeğlediğini düşünerek adı geçen çorba-
nın geçen zaman içindeki "moda" konu-
mu üzerine düşünce üretmiş ve bu düşün-
ce üzerine aynı marka bir de çorba am-
balajı tasarlamış. Bu çorbanın Warhol
döneminde olduğu gibi yine moda oldu-
ğunu, ama başka alıcılar arasında moda
olduğunu belirten sanatçı, çoğunlukla
üretim dışı para piyasası mensuplannın
yaşadığı semtlerde oturan kesim için açı-
lan marketlerde satılan bu ürünün artık
Warhol'un satın aldığı koşullarda değil,
mekâna özel koşullarda tüketildiğini göz-
-femtiyor. "VVarboTuıı yaptnndaki tüke-
tim biçimini yeniden, ama nostaljik tA-m
madan göstenebileceğimiz bir görüntü
yok mu" sorusunun tasanmma temel
oluşturdugu Zeytinoğlu, bu görüntüyü
bulmuş: Beş kflohık nayion poşetfcrde sa-
(dan ve daha hesapfa (!) oian Campbell's
çorbalar... Bunlar her gün tüketileceği
için büyük ambalajlara konmuşturve faz-
la miktarda almak, ürün fiyannda bir in-
dirime de oianak sağlayacaktır. O halde
Warhol resimlerinin günümüzdeki karşı-
lığı bu poşetlerdir ve iki "ayn biçim" ve
iki "benzer anlam" aynı resimde yan ya-
na kullanılabılir.
Modaya uygun tashih edilmiş
Bu noktada, karşımızda üç farkh Camp-
bell's görüntüsü var olmakta: 1. Camp-
bell's firmasının tasarladığı ve Warhol'un
yapıtında aynen kullandığı biçim; 2.
Campbell's firmasının tasarladığı ve Em-
re Zeytinoğlu'nun kullanarak yeniden
anlamlandırdığı yeni biçim; 3. EmreZey-
tinoğlu'nun tasarladığı fakat Campbell's
firmasının tasarlamış olduğu varsayılan
biçim (çünkü Zeytinoğlu yalnızca bu ta-
sanmla, bugünden Warhol'a geri dönü-
şü sağlayabiliyor). Işte bu üç görüntü ay-
nı yapıtta hem gruplaşıyor hem deyumu-
şak geçişlerle birbirini izliyor. Aslında ya-
pılanın, bir bakıma Warhol'un resminin
günümüz modalanna uygun olarak tas-
hih edilmiş hali olduğu söylenebilir. Da-
ha da önemlisi, tüketim kavramının za-
man struriarnasından kurtulmuş. tanım-
lardan annrnış anlamının ancak sürekli
tashihlerle elde edilebilecek olması; çün-
kü Warhol'un yalnızca nesneleri aynen
kullanarak, onlann hiçbir anlam kayma-
sına izin vermeyerek ve üzerlerine key-
fi anlamlar yükleyerek bir yapıt oluştur-
ması sonucu bu yapıt değişik koşullarda
değişen anlamlar üreteceğine, bu görevi
içindeki nesnelere terk ediyor ve o nes-
neler de piyasa koşullan değiştikçe ya-
pıtta aynı kalarak nostaljik bir tat yaratı-
yor. Bu nostalji içinde. o resim ve için-
deki görüntüler belki yeniden moda ola-
caktır, ama "tüketim içinde moda"nın
anlamıyla uğraşmaya hiçbirzaman yanaş-
mayacaktır.
Karikatürden enstalasyona, videodan
silgi-heykele uzanan biçim çeşitliliği ve
farklılığı içersinde tüm sanatçılann bu-
luştuğu bir noktanın sergiyi karakterize
ettiği söylenebilir: Eleştirel bakış. Izle-
dikleri yol ve kullandıklan malzeme acı-
sından her biri farklı konumdaki sekiz sa-
natçı, çağdaş sanatın sanatçıya yüklemiş
göründügü misyonu üstlenerek bireysel-
liklerini koruyarak bir temadan hareket
ederek düşünüyor ve öneriyorlar. Bu dü-
şünme ve önermeler -ki, kanımca bir
grup sergisinde gerçeklesürilmesi en güç,
ama en önemli nokta- sürekli olarak bir-
biriyle ilişkiye giriyor ve tüm anlatım
farklılığına karşın birbirine göndermede
bulunuyor. Altıncı bienalintutkusuzdal-
galanmalanna karşuı Galeri Urart'taki
sekiz sanatçının başanlan izlenmeye de-
ğer.
(1) Ali Akay, Sanat ve Modaian Ser-
gi kataloğu, 1999, s. 5.
Ruhi Su 'Sanat Gecesi'
• Kültür
Servisi - Ruhi Su
Kültür ve Sanat
Vakfi, Ruhi
Su'nun
ölümünün 14.
yılında Rüştü
Asyalı'nın
yönetiminde,
Kültür
Bakanlığı'nın
katkılanyla 16
Ekim saat
20.00'de Ankara
Devlet Opera ve Balesi Sahnesi'nde Ruhi Su 'Sanat
Gecesi' düzenleyecek. Berin Ötenel ve Rüştü
Asyalf nın sunuculuğunu üstlendiği gecenin
programı şöyle: Ruhi Su'nun sesinden 'Merhaba',
Ruhi Su belgeseli, Türküler, Ruhi Su'nun sesinden
'Erzurum Dağlan Kar ile Boran', Istanbul Devlet
Opera ve Balesi baş dansçılannın sunduğu, Merih
Çimenciler'in koreografisini yaptığı 'Frrat'a Ağıt'.
Akordeon koteksiyonu
I Kültür Servisi - Türkiye'nin Fransız asıllı tek
akordeon profesörü Edward Aris, yıllardır topladığı
nadir bulunan 70 değişik körüklüden oluşan
akordeon koleksiyonunu. kurulacak olan bir müzeye
satmak istiyor. Dünyada tek akordeon müzesinin
Italya'daki International Musuem olduğunu belirten
Aris, koleksiyonunun ABD'de çok beğenildiğini,
kendi adına bir müze bölümü açmak istediklerini,
ancak koleksiyonun Türkiye'de kalmasını istedığıni
belirtti. Ülkemizde akordeon müzesi olmadığı gibi,
körüklü öğretisi yapan okullann da olmadığını
söyleyen ve çeşitli okullara giderek öğrencilere
akordeon hakkında bilgi veren Aris, bu konuda
çalışmalar yapılması gerektiğini de vurguluyor.
Koleksiyon ile ilgili aynntılı bilgı almak isteyenler
0212 247 56 71 nolu telefona başvurabilirler.
TüHn Tanman'm reshnleri Mffi
Sanat Galepisrnde
•Kültür Servisi-Tülin Tanman'ın resim sergisi 28
Ekim tarihine dek MEB sanat Galerisi'nde
izleyicilere sunuluyor. 1969-1972 yıllan arasında
serigrafı çalışan sanatçı sanata olan eğilimiyle
değişik hocalardan ders aldı. Çeşitli galerilerde
kışisel ve karma sergiler açan Tülin Tanman'm
resimlerini Özkan Eroğlu şöyle tanımhyor:
'Sanatçının her bir resmine bakınca kalın ve yoğun
bir boyanın ortada kol gezdiğıni görmek olasıdır. Bu
isteğin, sanatçının tanıdığım kişilik yapısıyla
gündeme getirdiği sanat psikolojik çıkanmlarla da
bir ilişkisi olsa gerek.'
'Ferhangi Şeyler' VVashmgton'da
yardım topladı
• WASHINGTON
(AA) - Ferhan
Şensoy'un yazdığı ve
oynadığı' Ferhangi
Şeyler', Washington'da
sahnelendi.
Washington'dakı Türk
toplumunun yoğun
olarak katıldığı
gösterinin biletleri 30
dolara satıhrken, eide
edilen gelirin tamamı
depremzedelere
bağışlanacak.
Ayusturya Başkonsolosluğu
Küttüp Ofisi'nde konser
• Kültür Servisi-AvTisturya Başkonsolosluğu
Kültür Ofisi'nde Hervvig Gradischnig (saksafon).
Marc Abrams (Bas) ve Christian Salfellner
(bateri)'den oluşan Caz topluluğu 22 Ekim
tanhinde bir konser verecek. Saat 19.30'da
başlayacak olan 'We Three' başlıklı konserde
topluluk, tanınmış caz parçalannı ve kendi
yapıtlannı seselendirecek. Avusturya
Başkonsolosluğu Kültür Ofısi: Köybaşı
Cad.44 Palais-Yeniköy.
Karikatüpcüler pernegi'nin
30. kuruluş yıldönümü
• Kültür Servisi- Karikatürcüler Deraeği'nin 30.
kuruluş yıldönümü törenle kutlandı. lstanbul
Büyükşehir Belediyesi Karikatür ve Mizah
Müzesi'nde düzenlenen törende, karikatür
sanatında 40 ve 50'nci sanat yılını dolduran
çizerlere ve Karikatürcüler Derneği'nde başkanlık
yapmış ya da yönetim kurulu üyesi olarak görev
almış kişilere onur plaketleri verildi. Turhan
Selçuk, Tan Oral, Cafer Zorlu, Ferit Öngören.
Orhan Doğu, Mete Göktürk, Ercan Akyol,
Yurdagün Göker onur plaketlerini lstanbul
Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanı
Şenol Demiröz ile lstanbul Büyükşehir Belediyesi
Başkanlık Danışmanı Prof. Dr. Erman Tuncer'in
elinden aldılar. Törende aynca 30. Yıl Karikatür
Sergisi açıldı.
Elyis'in eşyaları Las Vegas
Müzayedesi'nde
• WASHINGTON (AA) - Efsanevi rock'n roll
kralı Elvis Presley'in askerlik celbi, 22 bin 500
dolara alıcı buldu. Sanatçının eşyalannın satışa
sunuldugu müzayedede, Elvis'in 6. sınıfkarnesi de
8 bin dolara satıldı. Karnede, Elvis'in matematik ve
coğrafya gibi derslerden orta notlar aldığı, ancak
müzik notunun A olduğu belirtildi. Elvis'in
Motorola televizyonuyla 1955 yılında yaptığı 292
dolarlık arüaşma metni de 1900 dolara alıcı buldu.
Müzayedeye katılan 50 yaşındaki okul otobüsü
şoförü Dorothy Antonelli, "Elvis'e ait bir şeyler
alabileceğimi düşünmüştüm. Ama bu fıyatlar benim
tahmin ettiğimin çok ötesinde" diye konuştu.
Müzayedede satışa sunulan eşyalar arasında Elvis'in
ailesinin vergi formlan. Marilyn Monroe, Frank
Sinatra ve Başkan John F. Kennedy'den mektuplar,
plak kontratlan, arabalar ve Kral'ın bazı kostümleri
bulunuyor. Müzayededen birkaç milyon dolar
toplanmasının beklendiği belirtiliyor.
BUGUN
• AKSANAT'ta saat 12.30 ve 18.00'de Ottmar
Liebert ve Luna Negra'nın 'Wlde-Eyed and
Dreaming' adlı pop konseri laser-disc'ten izlenebilir.
(252 35 00)
M BORUSAN KÜLTÜR VE SANAT
MERKEZİ'nde saat 19.00'da 'Tahsin Ünüvar
Beşlisi'mn katılacağı caz konseri yer alıyor.
(292 06 55)