14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12EKİM 1999SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR kulturcy cumhuriyet.com.tr 15 Urart Galerisi'nde sekiz sanatçı bir temadan hareketle, birbirine göndermede bulunuyor Sanat ve modalarma eleştîrîler Yrd. Doç. Dr. AYŞEGÜL GÜÇHAN Yeditepe Üniversitesi Gitel Sanatlar Fakültesi Bir sanat yapıtının görülüp. incelenip, algılanmaya ve anlamlandınlmaya çalı- şılması süreci bir tür "okuma edimi" ola- rak nitelendiğinde bir "okur" olarak Urart Galeri'de 6 Kasım 1999'a dek açık kala- cak olan Sanat ve Modaian sergisinde yer alan yapıtlan okuyacak olanlar, ge- nelde çağdaş sanatçırun her biri birer eleş- tiri metni niteliğindekı yapıtlanru okuma olanağı bulacak. Behiç Ak, Hüseyin Bab- ri Alpteküı, Atamet Elhan, Suzy Hug-Le- vi, Hakan Onur, Esat Tekand, Emre Zey- tinoğlu v e NlüşerrefZeytİDoğlu'nurı birer yapıtla katıldıklan serginin çıkış nokta- sı Baudlaire ın modern olanın moda ile olan ilişkisi iizerine düşüncelen. Sergi kapsamındaki sekiz sanatçı, konsepti, çok geniş bir skala içerisinde yorumlu- yor. Yıllardırgüncel olaylan çizgi-yorum- lanndan izlediğimiz Behiç Ak, bu kez en güncel olayımız depremi rüm toplum- sal ve duygusal arka planı -yüzeysel *ge- Kşme", toplu panik duygusal katılım- çer- çevesinden yorumlarken yukandan aşa- ğıya doğru boyutlannı büyüttüğü çizim- lerine ulaşımı portatif bırmerdivenle sağ- layarak yapıtı "okuma"nın emek gerek- tirdiğinin de en incelikli bıçimde altını çi- ziyor. Gûnümüzün parçalanmışhğı Hüseyin Bahri Alptekin ışıklı tüplerle gerçekleştirdiği ıronik çalışmasıyla önce- ki kımi işleriyle ilişki kurarken Esat Te- kand, çamur silgiyle oluşturduğu yapıtıy- la modanın uçuculuk boyutuna bir gön- dermede bulunuyor. Modayı uçuculukia ilişkilendiren bir başka sanatçı Suzy Hug Levi. Levi'nin telden oluşturduğu giysi- ler -ki, genellikle moda dendiğinde ılk ak- la gelendir- kanatlanarak modanın gök- sel, kutsal dokunulmazlığını eleştirel bir boyutta yansıtmayı amaçlayan bir çalış- ma. Ahmet Elhan'm lsmariamaadlı çalış- ması moda ve demode kavramlan üzeri- ne düşünmeye çagıran biryapıt. Birpuzz- le gibı yerleştirdiği çalışmasında sanat- • Behiç Ak, Hüseyin Alptekin, Ahmet Elhan, Suzy Hug-Levy, Hakan Onur, Esat Tekand, Emre Zeytinoğlu ve Müşerref Zeytinoğlu'nun katıldıklan serginin çıkış noktası Baudlaire'in modern olanın moda ile olan ilişkisi iizerine düşüncesi. Karikatürden enstalasyona, videodan silgi heykele uzanan biçim çeşitliliği ve farklılığı içerisinde tüm sanatçılann buluştuğu bir noktanın sergiyi karakterize ettiği söylenebilir: Eleştirel bakış. çı, ısmarlanan bir ceketi "söküyor." Seri üretıme -aynı zamanda da seri tüketime- dayanan tüketim toplumunun "kuDan ve at" mantığı karşısında direnen bir çalış- ma görünümündeki yapıt, eskiyle yeni arasında ilişki kurduğu anda. modernin eskiyi banndırması olgusuyla da buluşu- yor. 20X30 cm. boyutlannda 114 parça- dan oluşan çahşmaya Ali Akay, günü- müzün parçalanmışlığına denk düştüğü yorumunu getiriyor (1). Hakan Onur'un gerçekleşrirdigi Bir Çocuk tçin Kıyafeder adını taşıyan ens- talasyon, markalar tarafindan önceden belirlenmişliğiyle insan yaşamının sürp- rizini yitirmesinin hüznü üzerine bir ağıt gibi okunabiliyor. Sanatçırun. bir came- kânda ve durmuş olarak mekânda yer alan saatin altında sergilediği ve üzerin- de dünyanm moda yörüngesini belirleyen adlannın bulunduğu 91 yumurta, belir- lenmişlik ve belirlenmişliğin döngüsüne denk düşüyor. Öte yandan, yapıtın geri- limini sağlayan öğe olarak bir başka ca- mekânda sergilenen el örgüsü eski çoçuk yeleği. belirlenmişliğe karşı bireysel bir direniş noktası gibi duruyor. VVarhorun çorbalanndan farklı Müşerref Zeytinoğlu da moda tarafin- dan belirlenen yaşamlara duyduğu tepki- yi dile getiriş yolu olarak modanın ula- şamadığı tek öğe olan başına buyruk de- nizin sürekli görüntülerini seçiyor. Son yıl- lardaki çalışmalannda tuvalin dışına çı- kan ve yeni anlatım teknikleri deneyen sa- natçı, videoda kararh gibi görûnüyor. An- kara Galeri Urart'ta Reyyan Somuncuoğ- lu ile birlikte gerçekleşrirdigi Kirienirken adlı çalışmasıyla video- enstalasyona baş- layan Zeytinoğlu. 14 Eylül-13 Ekim 1999 tarihleri arasında Galeri Apel'de "Sanat ve Modalan" sergisiyle eşzamanlı olarak yer alan "Sokak" sergisinde de bir video çalışması yaparak doğası elinden alın- mış köpeğin. doğayı yok ederekyerine kül- türü geçiren ınsanoğlunun sokaklannda gezinişini minimal bir anlatım tekniği ile veriyor. Çalışmalannda doğa ve kültür karşıtlığım kullanan sanatçı, kültürün ula- şamadığı doğayı yorum katmaksızın yan- sıtma misyonu üstlenerek adeta bir bel- gesel sinemacı gözüyle "bakıyon" Emre Zeytinoğlu Fost-VVarhol adlı ya- pıtıyla, 1998 tarihinde Ali Akay küratör- lüğünde Floransa'dagerçekleştiriJen "Eko- loji ve Periferi" sergisi için yaptığı ve Pop Art bağlamında tüketim toplumu eieşti- risini sürdürûyor. Gene Swenson'ın "Ni- çin bu çorba konserveierini resmediyor- sunuz" sorusuna Andv NVarhol'un u On iki yıldırher gün onlan kullandığım için" yanıtı Zeytinoğlu'nu harekete geçiren öğe olmuş. Bir sanatçının kendi zamanı- na tanıklığı olarak da değerlendirilebile- cek olan bu yanıt, bir anlamda. Warhol'un Emine Ceylan 'ın 'îklimler' sergisi Taksim Sanat Galerisi 'nde çocuk/uk...Kültür Servisi - Emine Ceylan'ın 'İklimler' başlıklı fotoğraf sergisi 15- 29 Ekim tarihleri arasında Istanbul Taksim Sanat Galerisi'nde izlenebi- lecek. 60 kadar fotoğrafm yer alacağı sergi. sanatçının 6. kişisel sergisi. Si- yah-beyaz fotoğraflardan oluşan ser- ginin bir kitabı da basıldı. 1955 yılında Istanbul'da dünyaya gelen Emine Ceylan, çocuklugunun bir bölümünü Çanakkale yöresinde geçirdi. 1978'de Marmara Üniversi- tesi Diş Hekımliğı Fakültesı'nden me- zun oldu. 1984'ten beri siyah-beyaz fo- toğrafla uğraşan sanatçmın açtığı 6 ki- şisel serginin yanı sıra 1988 ve 1997'de yayımlanmış 2 albümü var. Emine Ceylan sergiyle ilgili görüş- lerinı şu satırlarda dile getiriyor Gitgıde uzaklaşan çocukluğun renk- leri ve dokulan arasında gezinirken, üzerine ışık düşmeyen gızli bir anı- nın, bir görüntünün aydınlanıverdiğı- ni, öyle ki etrafımızdaki yüzlerce gö- rüntüyü parlaklığıyla soldurduğunu hissederiz bazen... Çocukluğa ait bu ımgelerin kafam- da oluşturduğum biçim anlayışına uy- gun fotoğrafların ortaya çıkmasına yardımcı olduğunu düşünüyorum. Bu otobiyografik öğelerin yanı sıra tanık olduğum çeşitli yaşam verileri. karşı- sında çocukluğu yeniden ele geçirdi- ğimi hissettiğim ıssız doğa ve onun ru- humda oluşturdugu yansımalar... Hep- si birer araç. Kısmen kavradığımız 'görünür dünya'nın yanı sıra elle tu- tulmayan, gözle görülmeyen duygula- n içeren •ruhsaldünya'ya ait verileri, kendi algı ölçeğim ve kavTayış gücüm- le orantıh olarak fotoğraf yoluyla ifa- de etmeye çalışıyonım. Fotoğraflan- mın arasındaki ilişkiyi ise konu değil, ruh birliği sağlıyor. Çalışmalanmın heraşamasında bil- gi'nin değil. duyum'un önceliği var- dır. AJgıladığım hayatın bir yansıma- sı olan bu fotoğraflar, dogadaki asıl- larını yansıtma amacını gütmûyor. Ama doğallığın yansıtılmasını hedef- lıyor. Olağandışı olanın değil, her za- man gözümüzün önünde olan olağa- nı, değişken yalınlığı işleyerek, yaşa- mın derinliğindeki özle buluşmayı umuyor. Anlamsız bulduğum yaşarna. bir 'anlam' katma çabası belki de bu. Uzun ve yorucu bir çalışmanın sonun- da ortaya çıkan bu muğlak imgeleriri, çıranın alevi gibi, birkaç kişinin hayat- lanndaki ufak biraynnüyı aydınlatma- sını. küçük sırlannı ortaya çıkarması- ru, doğayla ilişkilerinin güçlenmesin- de minicik bir katkı sağlamasmı ve hayatın özünü bir an için durup düşün- dürtmesini ümit etmek isterim. Bu kitaba 'İkümJer' adını verdim. Andre Maurois'nın çok sevdiğim ki- tabının adını ödünç aldım. Doğanın olduğu gibi, gelip geçen görüntüler olarak insanlann da ikliınler'ı oldu- ğunu düşündüğümden. Boşluğagön- derdiğim şu görüntüler, anlamsızlığa karşı mücadele etmemde yardımcı ol- duklan ve beni sonsuzluğa açık bir enginlik ülkesinde yaşattıklan için on- lara minnettanm. 'Mamet kötü aktör, büyük yönetmen' Rebecca Pidgeon, David Mamet'in 8ydhkeşL Kültür Servisi- Bundan on beş yıl önce Edinburgh Fringe'de müzik eği- timi gören Rebecca Pidgeon, o gün- lerde herhalde ünlü bir erkeğin eşi ola- bileceğini aklma bile getirmiyordu. Amerika'da doğan, Iskoçya'da bü- yüyen ve bugün yine Amerika'da ya- şamını sürdüren Pidgeon. Ameri- ka'nın önde gelen yönetmenlerinden David Mamet'in eşi... Pidgeon, bu yıl birçok festivalde büyüleyici oyun- culuğuyla eleştirmenlerin dikkatini çekti. David Mamet, oyun yazan, dene- meci, şarkı yazan, film yapımcısı ve elbette Pidgeon'ın sekiz yıllık eşi... Geçen günlerde, eşinin büyüdüğü yer olan Edinburgh'a gelmelerinin nedeni ise Terence Rattigan'ın 1946'da yazdığı ünlü romanından Mamet'in beyazperdeye aktardığı ve Pidgeon'ın da rol aldığı "TheWins- kıw Boy'un gösterimi. David Mamet ve Rebecca Pidge- on, 1989 yılında, ünlü yönetmenin Londra versiyonunu gerçekleşrirdi- gi "Speed-the Plovv'ın provalan sıra- sında tanışırlar. Oyunda Pidgeon, Karen adlı hırslı bir Hollywood sek- reterini canlandırmaktadır. (Oyunun New York versiyonunda Madonnaay- nı kişiyi canlandırmıştı) Mamet ve Pidgeon'ın tanışmalan ve evlilikleri birçok kişi tarafindan ti- yatral' olarak tanımlaruyor. David Mamet kuşkusuz dünyaca tanınan bir isim, Pidgeon ise henüz yolun başında bir aktris... Evlendik- lerinde Mamet 43, Pidgeon 23 yaşın- daydı. Mamet ve Pidgeon 1991 yı- lında dünya evine girdiler. Pidgeon din değıştirerek Museviliği seçti ve Cambridge'ten Massachusetts'e yer- leşti. Pidgeon'ın yaşamı Massachu- setts'e yerleşmeleriyle birlikte bir anda değişti ve sanat kariyerinin ba- şına dönmesine neden oldu. Pidge- on 1989 yıhnda Anthony Hopkins. HughGrantve TrevorHoward ile bir- likte 'The Dawning' adlı filmde rol almıştı. "Hollywood'a geüp sınav^ girdigündc herkes bana ünlü bir ko- canın iş bulmaya calışan kana gibi ba- layordu. Bu durumun ne kadar kor- kunç ve sıkıcı olduğunu size anlata- maın_" Pidgeon, 1991'de Mamet'in 'Ho- mkide' adlı oyununda ve 'Oteaıma' ad- lı oyunun film versiyonunda, 1998 ta- rihli 'Spanish Prisoner' ve Mamet'in 'The OM Neighborhood'adlı oyunun- da rol aldı. Rebecca Pidgeon, David Mamet için, son derece kötü bir aktör, ama büyük bir yönetmen diye söz ediyor. Çift önümüzdeki yû, Londra'da Don- mar Warehouse 'da Mamet'in yazdı- ğı bir oyunda bir araya gelecek. sanayileşme sürecindeki makineleşme- ye koşut bir yol izlemesini açıklayabilir. Ancak bu anlatım kendi zamanının tanık- lığıyla sırurlı obnayıp söz konusu yapıt- lann uzantılan günümüze dek ulaştığı için Zeytinoğlu, bu görüntüler ve görün- tülerden doğan farklı göndermeleryapı- tın anlam olarak genişleme olanaklann- dan değil kullanılan tüketim nesnelerinin algılanma biçimlerinden kaynaklandı- ğından, böylesine gelişmelere açık bir sanat yapıtını hemen yüceltmek yerine sa- kınımlı davranıyor. Bu yapıtta sürekli yi- nelenen Campbell's çorbalannın biçim- leri ve gönderrneleri, hiç kuşkusuz, War- hol'un kullandıklan gibi kalmayacaktı. Ozerindeki etiketlere günûn piyasa koşul- lanyla ilgili ekler yapılan ve bugün Istan- bul'un varsıl semtlerindeki büyük mar- ketlerde satılan bu çorbanın görüntüleri artık VVarhol'un çorbalanndan farklıdır. Yani yapıtta kullanılan ürün, güncel pi- yasa içinde kendi görüntüsünü değiştir- miştir. Bu durumda Warhol'un resmin- deki tüketim nesneleri artık güncel birer tüketim nesnesi olmaktan çok, sanat nes- nesi haline dönüşmektedir. Farklı bir de- yişle, aynı marka çorba, kimi zaman da tüketim nesnesidir. Warhol 'un çorbalan sanayi toplumun- da, her markette ve ucuz fiyata satıhrken bugün aynı marka çorba tüketim toplu- munda, seçkin (!) marketlerde ve son de- rece pahalı fiyatla satılıyor ve farklı bir alıcı kitlesine yöneliyor. Bu tüketim nes- nesi kendi içinde bir kimlik parçalanma- sı yaşamadığına göre Warhol 'un yapma- ya çalıştığı neydi? Emre Zeytinoğlu'nun yapıtına dinamiğini veren de bu sorunun olası yanıtlan olmuş. Zeytinoğlu, War- hol'un tüketim nesnelerini kavramsallaş- tırma çabasında olmadığını ve daha çok, tüketim nesnelerinin küçük, sevimli, ya- rarlı, popüler ve dahası. nostaljiye aday durumlannı kullanarak bunlardan tt ça- buk, etkilT bir sanat yapıtı oluşturmayı yeğlediğini düşünerek adı geçen çorba- nın geçen zaman içindeki "moda" konu- mu üzerine düşünce üretmiş ve bu düşün- ce üzerine aynı marka bir de çorba am- balajı tasarlamış. Bu çorbanın Warhol döneminde olduğu gibi yine moda oldu- ğunu, ama başka alıcılar arasında moda olduğunu belirten sanatçı, çoğunlukla üretim dışı para piyasası mensuplannın yaşadığı semtlerde oturan kesim için açı- lan marketlerde satılan bu ürünün artık Warhol'un satın aldığı koşullarda değil, mekâna özel koşullarda tüketildiğini göz- -femtiyor. "VVarboTuıı yaptnndaki tüke- tim biçimini yeniden, ama nostaljik tA-m madan göstenebileceğimiz bir görüntü yok mu" sorusunun tasanmma temel oluşturdugu Zeytinoğlu, bu görüntüyü bulmuş: Beş kflohık nayion poşetfcrde sa- (dan ve daha hesapfa (!) oian Campbell's çorbalar... Bunlar her gün tüketileceği için büyük ambalajlara konmuşturve faz- la miktarda almak, ürün fiyannda bir in- dirime de oianak sağlayacaktır. O halde Warhol resimlerinin günümüzdeki karşı- lığı bu poşetlerdir ve iki "ayn biçim" ve iki "benzer anlam" aynı resimde yan ya- na kullanılabılir. Modaya uygun tashih edilmiş Bu noktada, karşımızda üç farkh Camp- bell's görüntüsü var olmakta: 1. Camp- bell's firmasının tasarladığı ve Warhol'un yapıtında aynen kullandığı biçim; 2. Campbell's firmasının tasarladığı ve Em- re Zeytinoğlu'nun kullanarak yeniden anlamlandırdığı yeni biçim; 3. EmreZey- tinoğlu'nun tasarladığı fakat Campbell's firmasının tasarlamış olduğu varsayılan biçim (çünkü Zeytinoğlu yalnızca bu ta- sanmla, bugünden Warhol'a geri dönü- şü sağlayabiliyor). Işte bu üç görüntü ay- nı yapıtta hem gruplaşıyor hem deyumu- şak geçişlerle birbirini izliyor. Aslında ya- pılanın, bir bakıma Warhol'un resminin günümüz modalanna uygun olarak tas- hih edilmiş hali olduğu söylenebilir. Da- ha da önemlisi, tüketim kavramının za- man struriarnasından kurtulmuş. tanım- lardan annrnış anlamının ancak sürekli tashihlerle elde edilebilecek olması; çün- kü Warhol'un yalnızca nesneleri aynen kullanarak, onlann hiçbir anlam kayma- sına izin vermeyerek ve üzerlerine key- fi anlamlar yükleyerek bir yapıt oluştur- ması sonucu bu yapıt değişik koşullarda değişen anlamlar üreteceğine, bu görevi içindeki nesnelere terk ediyor ve o nes- neler de piyasa koşullan değiştikçe ya- pıtta aynı kalarak nostaljik bir tat yaratı- yor. Bu nostalji içinde. o resim ve için- deki görüntüler belki yeniden moda ola- caktır, ama "tüketim içinde moda"nın anlamıyla uğraşmaya hiçbirzaman yanaş- mayacaktır. Karikatürden enstalasyona, videodan silgi-heykele uzanan biçim çeşitliliği ve farklılığı içersinde tüm sanatçılann bu- luştuğu bir noktanın sergiyi karakterize ettiği söylenebilir: Eleştirel bakış. Izle- dikleri yol ve kullandıklan malzeme acı- sından her biri farklı konumdaki sekiz sa- natçı, çağdaş sanatın sanatçıya yüklemiş göründügü misyonu üstlenerek bireysel- liklerini koruyarak bir temadan hareket ederek düşünüyor ve öneriyorlar. Bu dü- şünme ve önermeler -ki, kanımca bir grup sergisinde gerçeklesürilmesi en güç, ama en önemli nokta- sürekli olarak bir- biriyle ilişkiye giriyor ve tüm anlatım farklılığına karşın birbirine göndermede bulunuyor. Altıncı bienalintutkusuzdal- galanmalanna karşuı Galeri Urart'taki sekiz sanatçının başanlan izlenmeye de- ğer. (1) Ali Akay, Sanat ve Modaian Ser- gi kataloğu, 1999, s. 5. Ruhi Su 'Sanat Gecesi' • Kültür Servisi - Ruhi Su Kültür ve Sanat Vakfi, Ruhi Su'nun ölümünün 14. yılında Rüştü Asyalı'nın yönetiminde, Kültür Bakanlığı'nın katkılanyla 16 Ekim saat 20.00'de Ankara Devlet Opera ve Balesi Sahnesi'nde Ruhi Su 'Sanat Gecesi' düzenleyecek. Berin Ötenel ve Rüştü Asyalf nın sunuculuğunu üstlendiği gecenin programı şöyle: Ruhi Su'nun sesinden 'Merhaba', Ruhi Su belgeseli, Türküler, Ruhi Su'nun sesinden 'Erzurum Dağlan Kar ile Boran', Istanbul Devlet Opera ve Balesi baş dansçılannın sunduğu, Merih Çimenciler'in koreografisini yaptığı 'Frrat'a Ağıt'. Akordeon koteksiyonu I Kültür Servisi - Türkiye'nin Fransız asıllı tek akordeon profesörü Edward Aris, yıllardır topladığı nadir bulunan 70 değişik körüklüden oluşan akordeon koleksiyonunu. kurulacak olan bir müzeye satmak istiyor. Dünyada tek akordeon müzesinin Italya'daki International Musuem olduğunu belirten Aris, koleksiyonunun ABD'de çok beğenildiğini, kendi adına bir müze bölümü açmak istediklerini, ancak koleksiyonun Türkiye'de kalmasını istedığıni belirtti. Ülkemizde akordeon müzesi olmadığı gibi, körüklü öğretisi yapan okullann da olmadığını söyleyen ve çeşitli okullara giderek öğrencilere akordeon hakkında bilgi veren Aris, bu konuda çalışmalar yapılması gerektiğini de vurguluyor. Koleksiyon ile ilgili aynntılı bilgı almak isteyenler 0212 247 56 71 nolu telefona başvurabilirler. TüHn Tanman'm reshnleri Mffi Sanat Galepisrnde •Kültür Servisi-Tülin Tanman'ın resim sergisi 28 Ekim tarihine dek MEB sanat Galerisi'nde izleyicilere sunuluyor. 1969-1972 yıllan arasında serigrafı çalışan sanatçı sanata olan eğilimiyle değişik hocalardan ders aldı. Çeşitli galerilerde kışisel ve karma sergiler açan Tülin Tanman'm resimlerini Özkan Eroğlu şöyle tanımhyor: 'Sanatçının her bir resmine bakınca kalın ve yoğun bir boyanın ortada kol gezdiğıni görmek olasıdır. Bu isteğin, sanatçının tanıdığım kişilik yapısıyla gündeme getirdiği sanat psikolojik çıkanmlarla da bir ilişkisi olsa gerek.' 'Ferhangi Şeyler' VVashmgton'da yardım topladı • WASHINGTON (AA) - Ferhan Şensoy'un yazdığı ve oynadığı' Ferhangi Şeyler', Washington'da sahnelendi. Washington'dakı Türk toplumunun yoğun olarak katıldığı gösterinin biletleri 30 dolara satıhrken, eide edilen gelirin tamamı depremzedelere bağışlanacak. Ayusturya Başkonsolosluğu Küttüp Ofisi'nde konser • Kültür Servisi-AvTisturya Başkonsolosluğu Kültür Ofisi'nde Hervvig Gradischnig (saksafon). Marc Abrams (Bas) ve Christian Salfellner (bateri)'den oluşan Caz topluluğu 22 Ekim tanhinde bir konser verecek. Saat 19.30'da başlayacak olan 'We Three' başlıklı konserde topluluk, tanınmış caz parçalannı ve kendi yapıtlannı seselendirecek. Avusturya Başkonsolosluğu Kültür Ofısi: Köybaşı Cad.44 Palais-Yeniköy. Karikatüpcüler pernegi'nin 30. kuruluş yıldönümü • Kültür Servisi- Karikatürcüler Deraeği'nin 30. kuruluş yıldönümü törenle kutlandı. lstanbul Büyükşehir Belediyesi Karikatür ve Mizah Müzesi'nde düzenlenen törende, karikatür sanatında 40 ve 50'nci sanat yılını dolduran çizerlere ve Karikatürcüler Derneği'nde başkanlık yapmış ya da yönetim kurulu üyesi olarak görev almış kişilere onur plaketleri verildi. Turhan Selçuk, Tan Oral, Cafer Zorlu, Ferit Öngören. Orhan Doğu, Mete Göktürk, Ercan Akyol, Yurdagün Göker onur plaketlerini lstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanı Şenol Demiröz ile lstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlık Danışmanı Prof. Dr. Erman Tuncer'in elinden aldılar. Törende aynca 30. Yıl Karikatür Sergisi açıldı. Elyis'in eşyaları Las Vegas Müzayedesi'nde • WASHINGTON (AA) - Efsanevi rock'n roll kralı Elvis Presley'in askerlik celbi, 22 bin 500 dolara alıcı buldu. Sanatçının eşyalannın satışa sunuldugu müzayedede, Elvis'in 6. sınıfkarnesi de 8 bin dolara satıldı. Karnede, Elvis'in matematik ve coğrafya gibi derslerden orta notlar aldığı, ancak müzik notunun A olduğu belirtildi. Elvis'in Motorola televizyonuyla 1955 yılında yaptığı 292 dolarlık arüaşma metni de 1900 dolara alıcı buldu. Müzayedeye katılan 50 yaşındaki okul otobüsü şoförü Dorothy Antonelli, "Elvis'e ait bir şeyler alabileceğimi düşünmüştüm. Ama bu fıyatlar benim tahmin ettiğimin çok ötesinde" diye konuştu. Müzayedede satışa sunulan eşyalar arasında Elvis'in ailesinin vergi formlan. Marilyn Monroe, Frank Sinatra ve Başkan John F. Kennedy'den mektuplar, plak kontratlan, arabalar ve Kral'ın bazı kostümleri bulunuyor. Müzayededen birkaç milyon dolar toplanmasının beklendiği belirtiliyor. BUGUN • AKSANAT'ta saat 12.30 ve 18.00'de Ottmar Liebert ve Luna Negra'nın 'Wlde-Eyed and Dreaming' adlı pop konseri laser-disc'ten izlenebilir. (252 35 00) M BORUSAN KÜLTÜR VE SANAT MERKEZİ'nde saat 19.00'da 'Tahsin Ünüvar Beşlisi'mn katılacağı caz konseri yer alıyor. (292 06 55)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle