Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 EKİM1999SAÜ CUMHURİYET SAYFA
17
Bedava
gazete
Uzan Ailesi, gazetesi
Star'ın fiyatını 50 bin
liraya düşürüp
damping yaptıktan
sonra bu kez de kendi
dağrtım şirketi Medya
Park'ı devreye sokmak
için mağdur rolüne
girerek ortalığı
birbirine katıyor. Ve
kendine göre bir
dağrtım örgütü kurup
başbayilere gazetenin
satış fiyatı üzerinden
yüzde 50 komisyon
vereceğini açıklıyor.
Yani 25 bin lira.
Tali bayilere de yine
gazetenin satış fiyatı
üzerinden yüzde 50
komisyon, yani 25 bin
lira vereceğini
duyuruyor. Toplam
komisyon 50 bin lira...
50 bin liralık gazeteyi
satmak için 50 bin lira
komisyon verilirse o
gazete bedava
dağrtılıyor demektir.
Gazetenin kağıt, baskı
masrafları ve personel
ücreti de hesaba
katıldiğmda bu para
nereden geliyor sorusu
akla takılıyor. Genel
Yayın Yönetmenimiz
Orhan Erinç, bütün
bunlan dün köşesinde
yazdı. Sorunun yanıtını
vermesi gereken
^yetkililer sus-
pus oturuyor;
Star'ın yazariarı
da kafalanna huni,
boyunlanna çalar saat
takmış, yazdıklarıyla
milleti eglendiriyor!
Etektronik posta: someposta.cunihuriyeLcoin.tr Tefc 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Petrol krizi kapıdaymış...
"Bizi etkilemez: çat şurada.
çat burada. çat kapı ardında
hergün krizdeviz!"
urcular, önceki gün Ankara Kocatepe Ca-
misi'nde toplanıp mürşitleri Said-i Kür-
di'nin ölüm yıldönümü bahanesiyle mevlit
okuttular... Said-i Kürdi'nin ölüm yıldönü-
mü bahanesiyle mevlit okutma işini önceki yıllarda
29 Ekim'e denk getirirler ve yayın organlannda Cum-
huriyet Bayramı'na yer vermeden mevlitlerini man-
şet yaparlardı...
Bu kez erken toplandılar. Said-i Kürdi'nin ölüm yıl-
dönümü bahanesini kullanan Nurcular'ın bu yıl baş-
ka bir amaçları varmış...
Şöyle ki... Kızı eroin komasından 17 yaşında ölen,
Nurcu yayın organlanndan Yeni Asya gazetesinin sa-
hibi Mehmet Kutlular, mevlit organizasyonu sıra-
sında cami avlusunda yaptığı açıklarnada 17 Ağus-
tos'taki depremin "başörtüsü zulmünü başlatan 28
Şubat kararlarına" karşı bir ilahi hakikat olduğunu
bildirdi; Nurcular da mevlit bahanesiyle cami avlu-
sunda dağıttıkları kitapçıkla 17 Ağustos'taki depre-
Sapkınlık
min bir "ilahi ikaz" olduğu safsatasını yineleyip Türk
Silahlı Kuvvetleri'ni hedef aldı.
Amaçları, bir ölünün arkasından mevlit okutmak
değil safsata satmak ve orduya sataşmakmış...
Zaten, önceki gün Said-i Kürdi'nin ölüm yıldönü-
mü değildi... Mevlidi de bir araç olarak kullandılar.
Said-i Kürdi, 23 Mart 1960'da öldü...
Kaldı ki mevlit, Islam Peygamben Muhammed in
doğum günü törenidir. Arapça doğum anlamındaki
viladet sözcüğünden türemiştir; doğum zamanı ve
yeri demektir. Müslümanlar, Rebiülevvel ayının oni-
kinci gününün gecesini "Mevlit Kandili' olarak kut-
lar. Anadolu geleneğinde, kandillerdeTürkozan Sü-
leyman Çelebi'nin onbeşinci yüzyılda yazdığı "Ve-
sitet-ün Necat" yani "Kurtuluş Yolu" adını taşıyan uzun
şiiri okunur. Bu şiire de kısaca "Mevlit" denir.
Mevlidi, Said-i Kürdi'nin ölüm yıldönümü bahane-
siyle bir araç olarak kullanan Nurcular'ı biraz daha
yakından tanımak isterseniz, Orhan Hançerlioğlu
"lnançSöçlüğü"nde (Remzi Kitabevi, Birinci Basım
Mayıs 1975) "Nurculuk"u şöyle anlatıyor:
"ıslam disiplini içinde oluşturulmaya çalışılan, te-
meli Naksibendiliğe dayanan, dinsel bir devlet kur-
makamacını güden din... Bitlis kentinin Nurs köyün-
de doğduğundan ötürü Nursi lakabını alan Said-i Kür-
di adında bir adam tarafından önerilmiştir. Sait, ken-
disinin yazdığı Risale-i Nur'u, Kuran'la bir tutmak-
tadır. Mucizelere inanır ve yeni mucizeler ileri sürer.
Bir ara tımarhaneye girip çıkmıştır."
İsterseniz, Meydan Larousse'daki "Nursi" mad-
desine de bakabilirsiniz:
"Sapkın din akımını başlatan yazar."
Yazar ama okuma-yazması yok... Fakat Süleyman
Demirel'e göre büyük bir aiim!
Yüksek Yerilim Hatt
Erdinç UTKU
Yağmur yağıyor, seller akıyor,
Arap kızı türban eylemi yapıyor!
Sayman:
f
Jüri değil çapraz sorgu'
Istanbul Barosu Başkanı avukat Yü-
cel Sayman, Baro'nun düzenlediği
ve çapraz sorgu sisteminin örneklen-
diği seminerde, Anglosakson huku-
kunda olduğu gibi bir jüri sistemi-
nin öngörülmediğini söyledi.
Sayman, Türkiye'de jüri sistemi-
nin uygulanamayacağını belirtti ve
şöyle dedi:
"Ama çapraz sorgu olabilir. Olma-
lıdır. Kara Avrupası'nda da çapraz
sorgu kullanılıyor. Çapraz sorguda,
savunma ve savcı, tanık ya da sanı-
ğa doğrudan soru sorabiliyor ve her
söylenen söz olduğu gibi tutanağa
geçiyor. Bizde ise ancak yargıç ara-
cılığıyla soru soruluyor ya da yargıç
izin verirse savunma veya savcı doğ-
rudan soru sorabiliyor fakat tutanak
yargıç tarafından yazdırılıyor. Bu-
nun sakıncalarını duruşma salon-
larında yaşıyoruz. Ayrıca, çapraz
sorgu sisteminde mahkeme, savun-
rnaya da davayla ilgili delil toplama yet-
kisi veriyor. Böylece hem zaman ka-
zanılmış oluyor hem de deliller toplan-
dıktan sonra duruşma başl/yor. Bugün-
kü uygulamada ise hem deliller tam
toplanmadan mahkeme başlıyor hem
de avukatın getirdiği belgenin aslının
istenmesi için resmi yazışmalar yapı-
lıyor ve dolayısıyia duruşmalar uzuyor."
Amerika, YEŞİL KUŞAK projesini
Türkiye'de Fethullah'la gerçekleştihyor.
Banş Ertürk
Bir Hiç İçin 45 Milyon Dolar
Prof. Dr. LÇKLN GERAY
Uluslararası Savunma Sana-
yii Havacılık ve Denizcilik Fu-
an Türkiye 99'un açılış/nda TAİ
(Türk Havacılık ve Uzay Sana-
yii) yetkililerinin Sayın Demi-
rel'in yanına giderek "dertle-
rini" anlattıklarını görüyoruz.
Dertleri, kısaca, 15 adet eski
ve yorgun S-2E Tracker deniz
karakol uçağının niteliklerinin
orman yangını için dönüştürül-
mesinepara bulunmâsı. fste-"
nen paranın da 45 milyon do-
lar olduğu anlaşılıyor. Yani, Sa-
yın Ecevit'ın ABD'deki temel
konularından olan tekstil ko-
talarının gevşetilmesi bağla-
mında ülke yaranna arttırılabi-
len 108 milyon dolarlık (iki yı-
lın toplamı olarak) ek konten-
janın yaklaşık yarısı.
Ülkenin ihracattan sağlanan
döviz gelirleri azalıyor. Dış borç
taksitlerinı ancak borç bularak
ödeyebilıyoruz. MaJiye'nin ge-
lir-gider dengesizliği ve iç borç-
lar, çalışanların ücret artışları-
nı sosyal patlama noktasına in-
dirgemiş durumda. Depremin
yükü havsalalan zorluyor. Ama
TAİ bir "hiç" uğruna45 milyon
dolar istiyor.
Sadece, ülkenin 1923'ten
beri hiç ama hiç yaşamamış
olduğu bu üfkütücü tabloya
mı gözler kapalı? Hayır. Habe-
re, bilgiye, bilime de kapalı ol-
duğu belli.
En önde de ormancılık sek-
töründe yaşananlara, sektö-
rün bu konudaki birikimine,
alınmış olan kararlara, atölye
çalışmalannın sonuçlanna, aka-
demikçözümlemelere.. kapa-
lı oldukları anlaşılıyor. Birsek-
törün darboğazlarını ve ihti-
yaçlarını sektöre başvurma-
dan biliyorgörünmek ve üste-
lik bunu belli ortamlarda dile ge-
tirerek doğruluğu sadece ken-
dinden menkul görüşlere des-
tek elde etmeye çalışmak çağ-
daş bir davranış mıdır?
45 milyon doları isteyenle-
rin Türkiye'nin orman yangın-
ları konusunda yaşadığı sü-
reçten ve birikimden haberi
olabilir mi? Sanmıyorum. 1997
yılında yapılan, yeni yangın
konseptiyle ilgili çalışmadan,
1997 yılındaki orman yangın-
lan sempozyumundan, 1998
yılındaki bu konuya ilişkin atöl-
ye çalışmalanndan, 1998 yılın-
da gerçekleştirilen Istanbul
Orman Çevre ve Kültür Varlık-
larını Koruma Platformu yan-
gın brifinginden, akademik
çevrelerin raporlarından, ga-
zeteler ve televizyonlardaki
yayınlardan.. haberleri var mı?
Haberli olmak da yetmez. Sa-
tır aralarına girebilirler mi? Iş-
te bütün bu süreçlerin sonun-
da uçağa harcanacak para
kabul görmemiş, dışlanmıştır.
Orman kaynaklarının yöne-
timi, devlet yönetiminden son-
ra gelen en karmaşık görev-
ler arasında yer almaktadır.
Bunun bîrparçası olan orman
yangını yönetimı de biyoloji,
ekoloji, yangın davranışları,
ekonomi, teknoloji ve kültür
boyutları olan son derecede
karmaşık bir alandır.
Tekrar edelim. Yangınla sa-
vaşımda ilk sırada personelin
hızla ulaştırılması, ikinci sıra-
da su atımı önemlidir; uçak
yerıne helikopter içeren bir
teknolojinin hem daha etkili
hem daha ucuz olduğu anla-
şılmıştır; Akdeniz havzasında,
çok sayıda, hem de amfibik
uçak sahibi olan ülkeye kıyas-
la ülkemizin başarı düzeyi da-
ha ileri durumdadır; yangınla
savaşım kadar yangını önleme
konusuna önem ve kaynak
verilmelidir; ülkenin savaşım-
daki temel boşluğu uçak de-
ğildir; yangınlar ormanlanmı-
zın azalmasında ancak üçün-
cü sırada yer almaktadır; bil-
gisizlik veya kasıt nedeniyle
orman yangınları ön planda
gösterilmektedir; kamuoyu
yanlış bilgilendirilmekte ve si-
yasetçi yanlış yerlere kaynak
ayırmaktadır; uçağa harcana-
cak kaynağın, örneğin, ağaç-
landırma - bitkilendirme ama-
cıyla kullanılması daha akılcı-
dır, daha çok orman kazandı-
rır. Yani yani, bu bir uzmanlık,
bir hesap, bir plan işidir. "Ba-
na öyle geliyor ki" mantığı yü-
rümez. Yangın başına yanan
alanın zaten sadece 3.5 hek-
tar olduğu (şu anda benzer ül-
keler arasında en iyi durum) bir
ülkede 45 milyon dolara, ay-
nca bakım-işletme giderlerine
de katlanarak bu 3.5 hektan
nereye indirebilirsiniz? Ve ne-
den indiresiniz?
Sektör bunlan söyiüyor, sek-
törden olmayanlar bu sektö-
re uçak satmaya çalışıyor! Ka-
nada firmaları yerine şimdi de
TAlrni çıktı? Bizler hangi rul-
manın kullanılacağınadairakıl
hocalığı yapıyor muyuz? Bir
hiç için 45 milyon dolara ya-
zık değil mi?
SARIYER 1. ASLtYE HUKUK HÂKİMLÎĞl'NDEN
Davacı Dursun Bayramoğlu tarafından Murat Bayramoğlu hakkında
mahkememızde ıkame olunan gaıplık davasında;
Davacı Dursun Bayramoğlu tarafından açılan dava dilekçesinde Murat
Bayramoğlu'nun oğlu olduğunu, Elazığ Karakoçan Okçular nüfusunun C.
069 S. 11. K. 97-11 sayısında kayıtlı Güzel Bayramoğlu'ndan doğma
1973 doğumlu olduğunu, 17.12.1993 tanhinde Boğazıçı Köprüsü'nden
geçerken bınmış olduğu taksiyi durdurarak denıze atlayarak intıhar et-
tiginL cesedınüı bulunmadığını, C. Savcılığı'nca yapılan tahkikatta teşvik
ya da ıkna eden kimse bulunmadığuıdan takipsizlik karan verildiğım, an-
cak askerlik görevı için Murat Bayramoğlu'nun aranmakta olduğunu. oğ-
lunun ıntihar etmış olduğundan ve cesedi de bulunmadığından gaipligıne
karar verilmesı istendiğınden işbu ılandan itibaren 1 yıl içersmde Murat
Bayramoğlu hakkında bilgisı olanlann veya bızzat bu kişinın hâkım-
liğimizin 1999/331 esas sayılı dava dosyasına müracaat etmelen gerek-
mektedır. aksı halde Murat Bayramoğlu'nun gaıpliğine hükmedilecektır.
ilan olunur Basın' 47319
ÇİZGf LİK KÂMİL MASARACI
HARBt SEMtH POROY
MIRMIRLAR UĞUR DVRAK
BULUT BEBEK MRAYÇIFTÇI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN UEkim
1
İİÎİlf
KURŞUNUN mURIBATt fOTOGMFlANDt..
aueüN,
BALİSTİK. f=O-
££>£W
SAP7XA4lfrr.JÇİ POLU
eOİLO/Sİ JEİÂT/A/ S£JCT~
0ECİK
BAÇKA gig. D£6'plO.lkL yAPMAMIŞTT.
t'çi eof ç.eK.i'zoeKi-s *TEÇ eotu'Mce,
' e£s/toLee£>e jsöteütPüĞü s(ei,çoK.
eüYütz oesıptaJfc OUUH/ÇTU. çettf-
L£U FOTOĞRAFLAetM ICU/ZŞUN "'
ÇOK mYDALl OtACA&l
elde. eJult*
FATİH 2. ASLtYE HUKUK HAKİMLİĞt'NDEN
1998/870
Davacı Nurgül Aktay ile davalı Emin Aktay arasındaki boşan-
ma davasının yapılan açık dunışması sonunda:
Istanbul Fatih Seyitömer Mah. 1259 hanede kayıtlı Ali thsan
ve Behiye'den 1.5.1969'da doğma Nurgül Aktay ile Ömer Faruk
ve Hevizat'tan 8.3.1962'de doğma Emin Aktay'ın boşanmalan-
na, 1988 doğumlu, Seyma ve 1990 doğumlu Doğukan'ın velaye-
tinin davacı anneye verilmesine mahkemetnizin 16.6.1999 tarih
ve 1999/450 sayılı ilamı ile karar verilmiştir.
Adresi meçhul olan ve tebligat yapılamayan davaiı Emin Ak-
tay'a bu karar özeti karar teblığı yerine kaim olmak üzere ilanen
tebliğ olunur. Basın: 46405
KARTAL 4. ASLtYE HUKUK HÂKİMLtĞt'NDEN
1998/882
Davacı Ayten Gürtûrk (Yavuz) tarafından davalı Şemsettin
Gürtürk aleyhine açılan boşanma davasında;
Davalı Şemsettin Gürtürk'ün Vatan Cad. N: 9 K: 3 Sahil Mah.
Tatvan Bitlis adresinde bulunamadığından zabıta tahkıkatı ya-
pılmış, teblıgata yarar açık adresi bulunamamıştrr.
Yukanda adı ve adresi yazılı davalı Şemsettin Gürtürk'ün du-
ruşmamız olan 30.11.1999 günü saat 10.50'de duruşmada hazır
bulunması, bulunmadığı takdirde usulün 213 ve 377. maddele-
ri uyarınca gıyabında karar venleceği hususu ilanen dava dilek-
çesi yenne kaim olmak üzere tebliğ olunur. 27.9.1999
Basın: 46547
GÖRÜŞ
EMİNE ERPOGMUŞ (
y
Ahşabı Gündeme Gettrmelyiz
The Economist'in 28 Ağustos 1999 sayısında çı-
kan "Türkiye'den Dersler" yazısında aynen şunlar
söyleniyor:
"1994 LosAngeles (54 ölü) ve 1995Japonya, Ko-
be (6500 ölü) depremlerinden alınan dersler -herşey
eşit olduğunda- ölü sayısını etkileyen en kritik fak-
törün kullanılan yapı malzemesinin özellikleri pldu-
ğunu gösteriyor. Katilağıriıktr. Türkler, başlannın üze-
rindeki yıkılan strüktürierin altında ezildiler.
Japonya'da sık olan tayfunlardan korunmakama-
cıyla inşa edilmiş ağır çatılı yapılann öiümcül oldu-
ğu ispat edildi. California'da ise beton ternellere
bağlanmış hafıf çatılı ahşap karkas evler titremele-
re dayandı. Türkiye veyardıma koşan iyı niyetliya-
bancılarağır veyüksek beton binalan tekrar inşa et-
meden önce 'eski moda' ahşabı düşünseleriyieder-
ler."
Deprem oldu, politikacılar ve müteahhitler suç-
landı; yapı sigortası, doğru yer seçimi, inşaatlann
denetimi gibi önlemlerfe sorunlann çözüleceğıne ka-
rar verildi ve daha üzerinden 1 ay geçmeden çok
katlı betonarme binaların temellerı yeniden atılma-
ya başlandı.
Bu kadar büyük bir felakerten sonra biraz durup
düşünmek, yıkılan ve ağır hasar gören yapılann yı-
kılma nedenlerini "araştırmak" gerekmez mi? Bü-
tün kabahat kötü beton ve eksik demirde mi aca-
ba? Yıkılan binalann yüzde kaçında tasanm hata-
sı var, yüzde kaçında beton kalitesi düşük, yüzde
kaçı hazır beton kullanmış.. daha da önemlisi yıkıl-
mayan binalann özellikleri nedir, en önemlisi bütün
bu rakamlann istatistiki değeri nedir... Kanrtlar or-
tadan kalkmadan belirlenmesi gerekmez mi? Dün-
yada neler olup bitiyor incelenemez mi?
Ama bilimsel yaklaşımlar kaç kişinin ilgisini çe-
kebilir. Kimsenin Kandilli Rasathanesi'nin ilk ölçüm-
lerindeki hatayı sorgulamaması da bunun bir örne-
ği. Deprem bölgesine yardımın geç gıtmesınde her-
keş suçlu bulundu. Kandilli Rasathanesi hariç...
Ölçümde 10 mislinden büyük bir yanlış yapılma-
sı (7.8 yerine 6.7) ve daha önemlisi bu yanlışın 12
saat düzeltilmemesi, bence kurtarrna çalışmalan-
nın gecikmesinin en büyük nedenidir.
Northridge Los Angeles depremini, (enkaz altın-
da kalarak ölenlerin sayisı 25) Kobe depremi ile
karşılaştınrsak (ölü sayısı 6000) Northridge'in bu işi
bildiğini söyleyebiliriz. Acaba öyle mi? Northridge,
ABD'nin en gelişmiş bölgelerinden biri, konutlann
yüzde 99'u ahşap, çoğu okul ve orta büyüklükte iş-
yerleri de ahşabı tercih ediyor. Deprem sonrası ra-
porunda bazı ilginç noktalar var.
• Konutlann sadece yüzde 40'ı deprem sigorta-
sına sahip.
• Deprem öncesi 143 binayı kapsayan bir araş-
tırmada, yapılarda deprem dayanıklılığı sağlayan 31
değişik özelliğin bulnup bulunmadığına bakılıyor. Bi-
nalann yüzde 40'ında bu özelliklerin en az üçte bi-
rinin mevcut olmadığı saptanıyor.
• Perde duvarlarda çatlaklar ve çelik binalarda
hasarlar mevcut En ilginç örnek.. gelişrniş kalrte kont-
rol yöntemlerinden geçmiş bir çelik yapının kaynak
hatası nedeniyle taşıma gücünün yüzde 75'ini kay-
betmiş olması.
• Konutlann hiçbiri mühendis kontrolünden geç-
memiş.
• Yeni binalarda hasar oranı daha fazla.
Türkiye'de ahşap yapıdan söz edince bütün mi-
mar ve mühendislerin kaşları kalkıyor: Ülkemiz ar-
tık gelişmiştir, deprem yönetmeliğimizçağdaştırve
depreme dayanıklı beton binalar yapabiliriz. Eksi-
ğimiz sadece kontrol mekanizması ve namuslu mü-
teahhitler. Yılda 400.000 konut yapılan bir ülkede
kontrol mekanizmasının işleyebileceğini sanmak
hayalciliktir. Yapı denetim kunjmları en gelişmiş ül-
kelerde bile bu yapılamıyor.
İkinci gözardı edilen önemli nokta ise hiçbir üre-
timin hatasız olamayacağı. İSO 9000'li buzdolabı-
nız her zaman arızalı çıkabilir, gidip değiştirebilirsı-
niz. Ama ev çökünce insanlar ölüyor.
Masa üstünde yönetmelikler hazırlayarak, inşa-
at suçlanna ağır cezalar getirerek hiçbir yere vara-
mayız. Belki de varmak istemiyoruz. Çünkü bun-
dan sonraki Izmit depreminde şu anda karar veren
insanların hiçbiri hayatta olmayacak. Konulan ku-
ralların uygulanabilir olması için o toplumun politik
ve sosyal yapısını göz önünde bulundurmak zorun-
dayız.
Türkiye'de depremle yaşamaya mecburuz. Amaç,
depremlerde ölü sayısını en aza indirmek. Bunun
yolu ise hafif ve az katlı bina yapmaktan geçiyor.
En kötü hafif binadan sağ kurtulma olasılığı çok yük-
sek. Çöken hafif bir ahşap çatıdan kafanızı bir yas-
tık ile koruyabilir, altında kaldığınız enkazdan ise 2-
3 komşunun yardımı ile çabucak çıkanlarak kurtu-
labilirsiniz.
Economist'in dediği gibi, "eski-moda" ahşabı
tekrar düşünmenin zamanı çoktan geldi.
OICOMOS Ahşap Sempozyumlan Türkiye Koordinatörü)
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN SAĞA:
1/ Keyif verici
bir hap. 2/ Bir
nota...Uzunsü-
recinselilişkide
bulunmadığı
için aşın istek
duyan kimse. 31
Içel'in bir ilçe-
si... Bir aydm-
latma aracı. 4/
Sarma tekniğiy-
leyapılan bir tür
işleme. 5/"Ke- 8
derlendiğim 9
günler olmuş /
Naçardolaşmışım -
1 2 3 4 5 6 7 8
ç şş
-'lannda" (Cahit Küle-
bi)... Eski Mısır'da güneş
tannsı. 6/ Ulaştırma...
Aziz Nesin'in bir oyu- 3
nu. II Para, özellikle de 4
kullanılmaya hazır pa-
ra. 8/Kendini beğenmiş
kimseleriçinkuİlamlan "
bir alay sözü... Iskam-
biloyunlanndakâğıtat- 8
ma sırası. 9/ Bir süs ta- g
şı... Ostün bir yetkinin
gücünü süngeleyen değnek.
YUKARIDAN AŞAGIYA:
1/ Dondurulmuş meyve suyundan yapılan bir tür pelte.
2/ Muğla'mn Köyceğiz iiçesi yakınlanndaki ünlü antik
kent... Ford otomobilinin bir modeli. 3/ Alacak ya da
borç. 4/ Uzaklık anlatmakta kullanılan söz... Küçük ya-
pılı bir kanguru cinsi. 5/ Yayvan ve dolgun yüz... Dar, uzun
ve hafif bir yanş kayığı. 6/ "Hiç şaşmayan gibi
işlerdurur kader" (Yahya Kemal)... Meyve kurusu. 7/ Ufak
bir balık. 8/ Evrensel alıcı olan kan grubu... Yiyecek bu-
lamayan, yoksul kimse... Notada durak ışareti. 9/ "Emin
'": Mımanmız... Izmir'in bir ilçesı.