10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 EKİM 1999 CUMA 18 SPOR spor(5 cumhuriyet.com.tr Sarı-Lacivertliler, Macaristan ekibi MTK karşısında 2-0 yenilerek UEFA Kupası'na veda etti Fenerbahçe taraftanm ağlattı Fenerbahçe: 0 MTK Budapeşte: 2 STAT: Şükrü Saracoglu HAKEMLER: Lutz Fröhler (7), Heiner Neuenstein (7), Marün Harboth (7) (Al- manya) FENERBAHÇE: Rüştü (3), Mustafa Dogan (3), Alpay (5), Saffet (3), Tayfun (4), Moshoeu (4), Abdullah (3), Johnson (5) (dk. 60 Murat Yahn 2), Sergen (5), Moldovan (4), Boliç (1) MTK BUDAPEŞTE: Babos (6), Kuttor (6), Szamosi (6), Elek (6) (dk. 48 Kovacs 5), Halmai (6), Madar (7), Komlosi (6), Eros (6), Feher (6). Egressy (6) (dk. 84 Farkars), Keneseı (8) (dk 72 Preisinger) GOLLER: Dk. 56 ve 63 Kenesei HİLMt TÜRKAY Fenerbahçe'nin Avrupa kupalanndaki maçlarına bir göz atıyoruz. Tablo hiç de iç açıcı değil. Son 7 yıldır San-Lacivert- lilerin ikinci turda oynadıklan 90 dakika- lan yok. Yani anlayacağmız, hep ilk tur- larda havlu atmışlar.. Şimdi rakip Macaristan'ın MTK Bu- dapeşte'si. Ilk maç 0-0'la atlatılmış. 1yi bir fırsat bu Fenerbahçe için. Ne yapılıp edilip üst tura çıkıbnası gerekiyor. Aksi durumda her şey altüst olacak. Rıdvan'ın Fenerbahçesi maça hazır, ama ligde izledi- ğimiz futbolu, bizleri bu karşılaşma önce- sinde fazlasıyla düşündürüyor. Yine de ümitiiyiz. Çünkü kazanmaktan başka çare- miz yok. Bu firsatı burada. hem de böyle bir se- • MTK Budapeşte'nin frikik golüne yanıt veremeyen San-Lacivertliler, beraberliği ararken ikinci golü yiyince Avrupa defterini daha ilk turda kapatmak zorunda kaldı. San-Lacivertli ekibin iki şutu direkten döndü. yirci karşısında değerlendirememek ayıp olur doğrusu. Hava, atmosfer maç için yeterli. Gecemi- zin güzel geçmesini arzuluyoruz. Bazı maçlar futbol oynamadan da kazanılıyor. Tabii ki, iyi futbolla beraber alınacak iyi so- nuç, öncelikli dileğimiz. Yine de. "Kaza- nahm da, nasıl kazanırsak kazanaiun" di- yoruz. Çünkü yedi >ılhk bir aradan sonra ikinci tura yükselecek Fenerbanhçe. Bu da fazlasıyla mutlu eder bizleri. Alman hakem Fröhler, oyunu başlatan düdügunü çaldığında nefeslerimizi tuttuk. Hatasız oynamak zorundaydık. Fenerbah- çe'nin kadrosunda, bize göre sürpriz isim yoktu. Ogûn'ün oynamayacağı, yerine de Saffet in yer alacağı herkes tarafından bi- liniyordu. İlk dakikalarda rakip kale önü- ne İcanatlardan top taşıdık. Her ne kadar Budapeşte sahasında berabere kaldıysa da, küçümsenecek bir ekip görünümünde de- ğildi. Sahadaki futbollanndan öyle anlaşı- lıyordu. San-Lacivertli takımda haftalardır süre gelen gol sıkıntısını yineyaşadık. Böylesi- ne önemli bir maçta Aygün'ün dışında Mol- dovan ve BoHç'in başka alternatifı, ne ya- zık ki bulunmuyordu. Rakip takım yan ala- nımıza çabuk girdi ve tehlikeli olmaya baş- ladı. Abdullahın gereksiz kaptırdığı bir top az daha pahalıya mal oluyordu. Rüştü ayaklannı uzattı ve tehlikeyi geçiştirdi. Böylesi hatalann bu maçlarda telafisi zor olur. Yükleniyorduk gol için, ama Boliç iş- te, o bildiğimiz Boliç neler kaçınruyordu neler...Sahneye sonra Sergen çıkö, üç adım- dan direğe nişanladı topu; olacak şey de- ğil... Beceriksizlik mi, yoksa top mu bizi sevmiyordu. Orta sahadan gerekli çoğalma olmadı. Boliç' i bir tarafa bırakırsak, Moldovan ile- ride yalnız kalıyordu. Onun da kişisel be- cerisi sonuca yansıyacak gibi değildi. Sa- vunma da evlere şenlikti. Rüştü'ye ilk bö- lümde övgüler yağdırmıştık. Ama aynı Rüştü, Kenesei'nin serbest atışında kendi- sine yakışmayacak öylesine bir hata yapıp topu elinden kaçırdı ki, işte o pozisyon gol olunca maçın yazgısı da değişiverdi. Ölüm sessizliği vardı Şükrü Saraçoğ- lu'nda. Bu golün nasıl altından kalkacaktı Fenerbahçe. Başladı bir telaş. Ayağına ka- dar gelen bu kısmet tepilir mi? Fenerbah- çe teper. Böyle oynarsa ne beklenir ki. Biz Fenerbahçe derken, MTK Kenesei ile ikinci golü buluverdi. Artık yapacak bir şey kalmamıştı. Zaten San-Lacivertliler körüydü ve buradan da maçı almalan im- kânsızdı. MTK'ya yapacak tek bir şey vardı. O da alkışlamak...Seyirci de öyle yaptı. FENERBAHÇE ŞÜKRÜ SARACOGLU STADI'NDAN NOTLAR / DENÎZ DERÎNSU Rıdvan Dilmen istifaettiRıdvan Dilmen, Fenerbahçe teknik so- rumluluğundan istifa etti. Dilmen, yöneti- min ısrar etmesı halinde bile görevinde kal- mayacağını da üstüne basa basa söyledi. Maçın 65. dakikasmda stadı terk eden Baş- kan .AzüYıldınm'ın, 90 dakika bitimınde Dilmen'ı cep telefonundan arayıp istifasını ıstedıği ve Dilmen'in bu gelişme üzerine görevi bıraktığı da öne sürüldü. Dün akşam kendi sahasında Macaris- tan'ın MTK Budapeşte takımına yenilerek Avrupa kupalanna ılk turdan veda eden Sa- rı-Lacı\ertlilerin teknik sorumlusu Rıdvan Dilmen, maç bıtımınde her zamankınden çok daha kısa bir sürede toplantı salonuna geldı. Dilmen. maçın teknik yönü ile ilgili konuşacak bir şeyı olmadığını söyleyerek. "ÇokiizüJerekgörevimden aynlryorum.Ge- çen üç a> lık süre içinde >önetim, futbolcu ve taraftaıiarta güzel günlerim geçti.Ancak ba- şaramadığımız bazı şejler olmalı. Fener- bahçe'nin bu durumunu kimse hak ermedi, özellikle taraftar hiç hak etmedi. Baskı al- tındaydım. Bundan sonra da rahat bir şekil- de Fenerbahçe'ye faydalı olabileceginıe inanmıvonım"dedı. Dilmen. taraftarlardan son istegini de, "Onlar bu futbolculara sahip çıksınlar,çfin- küşampiyon olacaklar. Hepsi dürüstveFe- nerbahçe'yi seven isimler"olarak açıkladı. MTK Budapeşte karşısında yenilen iki gol sonrası, maç öncesi tamamen dolu olan şeref tribünü. boşalmaya başladı. Ancak çı- kan ilk isim, Fenerbahçe Başkam Aziz Yıl- dınmdı.Yıldınm, 65. dakikada anidenaya- ğa kalkarak yenni terk etti ve stat dışına yö- neldi. Şöförünü aracının başında bulama- yan Yıldınm, geçmekte olan bir taksiye bi- nerek stattan uzaklaşn. Fenerbahçe'de bugün oldukça zor geçe- cek, çünkü akşam yönerim toplanacak Sta- dı terk eden Basın Sözcüsü Abdullah Kiğt- b ile birlikte tüm yöneticiler çok üzgün ol- duklannı, Rıdvan Dilmen'in istifasını ise bugünkü yönetim kunılu toplantısında de- ğerlendireceklerinı ifade etti. Tribtinlerden büyük tepki Dünkü maçın biletleri 3, 7.5 ve 15 mil- yon liradan satılınca, Şükrü Saraçoğlu Sta- dı'nın tribünleri ancak yan >anya doldu. Oynayıp oynamayacağı merak edilen Ogün'ün maç sabahı ağnlan artınca kadro- dan çıkanldı. Saffet sürpriz isim olarak ilk 11 de yerbulurken, Kemalettin ıse uzun ara- dan sonra maç kadrosunda yer aldı. Tribündeki San-Lacivertli yandaşlar, ye- nen ikmci gole kadartakımlannı her zaman- ki gibi destekledi. Ancak gelen ikinci gol, tnbünlerde de tavnn değişmesine neden ol- du. Öncelikle tepki toplayan futbolcular, ye- diği hatalı golle Rüştü ve başansız perfon- masıyla BoBc oldu. Boliç, tribünlerden dı- şanya davet edılirken. Johnson-Murat Ya- kın değişikliği de beğenilmedı ve protesto- lara neden oldu. Aygün ise tribünlerin saha- da görmek istedıği futbolcuydu. Teknik sö^tafİJ'R'ı'dvanuflrpen îçin iki görüş hakimeJiü. Kımilen de'stek verirken, "Rıdvaıı istifa" sesleri de duyuldu. Dereağa'nda büyük önlem Maç bitimınde Dereağzı Tesısleri'ne ge- çen futbolculann çıkışı için büyük önlem alındı. Ara sokaklar taraftarlara panzerlerle kapatılırken, yine de kapı ağzına sızan bazı taraftarlar fuÂolculan protesto etti. Bu arada Dereağzı'nda taraftarlar Ser- gen'i alkışlarken, forma giyemeyen Oula- re'yi de ıslıkladı. F.Bahçe mağlup, stat sessiz, taraftar üzgüru kimileri agjı>or. kimileri ise sitem dolu. (Fotoğraf: KEREM KAÇARLAR) BASKET YORUM / AHMET KLRT Arşiv Kurdu (!) Yaşam öylesine hızlı akıp gidiyor ki, geriye dönüp bakmaya fırsat bulamıyor insan... Uf! Bir basket ya- zısı için pek dramatik oldu bu giriş ama neyse; böy- lece kalsın. Yazacağımız konuyla ilgili nasıl olsa... Geçenlerde Basket dergisinin arşivine girdim. Ama- cım yıllar önce Şakir Eczacıbaşı ile yapılmış bir söy- leşiyi bulmaktı. Neden mi? Bilemiyorum. Belki bu- günkü Efes Pilsen' i daha iyi anlamak için, ya da bel- ki yalnızca meraktan... Sanatçı kimliğinin yanında bir düşünce adamı olan Şakir bey ile basketbolun dünü ve bugününü konuşmaya hazırlanıyordum (BRT, 2 Ekim, saat 11.40) Dersimi çalışmak istedim. O söyleşiyi ararken neler buldum neler. "Ben spor yazarlığını hobi olarak yapıyorum. Erkekçe dergisi yönetmenliği benim profesyonel /ş/m"diyen bir Hın- cal Uluç (Hobisi iş, işi hobi olmuş anlaşılan); Faruk Süren ile yanyana Galatasaray için ağlayan şimdiki Fenerbahçe antrenörü Halil Üner(yorumsuz);" 1985 ten 2000 e Türk basketbolu" başlıklı yazısıyla bir di- zı reçete veren Deniz Gökçe (iyi ki doktor değilmiş !)... Eskı resimler, eski dostlar, eski zırvalar... Ne imi- şız, ne olmuşuz. Neler demişiz, neler olmuş... Incelemeliyiz bunları. Hem kendimizinkileri, hem de başkalannın yazdıklannı yeniden masaya yatırmalıyız. Okumalıyız, irdelemeliyiz... Geçmişte yaptığımız ha- talardan ders almak, ya da bazı isabetli öngörülerimiz- le şişinmek için tarafsız gözle bakmalıyız eski yazdık- larımıza. Daha da iyisini yapabiliriz belki: Yazıldığı tarihte, ya- zıya konu olan kişilerle tartışabiliriz bunu. Ne denmiş? Ne olmuş? O tarihte ne düşünmüş o yazı için? Ve.. Şimdi ne düşünüyormuş? Yalnız Basket dergisi mi? Tüm eski arşivlere girme- liyiz belki de... Geriye dönüp Basket Yorum' larımıza bakmalıyız. Kimleri küstürmüşüzyazılanmızla? Neol- nuş sonra? Haklı mı çıkmışız eleştirilerimizde yoksa yemiş miyiz bazı dostlanmızın hakkını... Ah, ah! Yine kaşınıyoruz anlaşılan. Şu anda selamlaştığımız bir çok dostumuzla yeniden kavga edeceğiz demektir bu. Düşünün şimdi:/ "Bir buçuk Iskender" başlıklı eski >azımız için Federasyon Başkanı Turgay Demird' in şmdi ne düşündüğünü sorsak;"haklıymtşsın" dese bile o günleri anımsayıp bozulacaktıryine... Neyse! Bozulan bozulsun. Iğneyi kendimize, çuval- deı başkasına batırabilirsek eğer; daha hoş görülü olacaktır herkes. Zamanın bizi haklı çıkarttığı konular- la birlikte, yanıldığımız görüşleri ve ıskaladığımız tah- ninleri de sergileyebilirsek eğer; kimse kızmayacak- treski defterleri kanştırmamıza... Burada mı? Yok hayır! Bu sayfalarda o kadar geniş \erimiz yok. Şimdilik ancak sanal ortamda yapabili- nz bu işi: Genç basketbolseverlerin hazırladığı "Turk- basket com." sitesinde haftada bir gün başlanz; Seversek arttınrız... lleride belki Basketbol Federas- »onunun yayımlamaya hazıriandığı dergide de (eğer •arafsız olabilirlerse) yapabiliriz bu özeleştirileri... Eh! Ok yaydan çıktı. El için vasiyet ettik, ölmesek olmaz. Başlayacağız bu yazılara... Madem yukarıda sözünü ettik "Bir buçuk lskender"başlıklı yazımızla aaşlayalım bu hafta. Eğleniriz... Atletico Madrid'i 1-0 yenmesine karşın UEFA Kupası'ndan elendi A. GüciTnden bu kadar A.Gücü: 1 - A. Madrid: 0 STAT: 19 Mavıs (Ankara) HAKEMLER: Claus Bo Larsen (7), Torben Siersen (7), Flemming Lehnert (7) (Danimarka) ANKARAGÜCÜ: Özkan (6), Hakan Kutlu (6), Yümaz (5), Ramazan (6) (dk. 66Sami 5), Baidoo (8), Ünal (6), Hakan Keleş (7) (dk. 89 Gökmen BarışJ. Birol (7), Fatih (7) (dk. 64 Gökmen Yıldıran 5). Faruk (5), Ümit (5) ATLETtCO MADRİD: Molina (6), Chamot (5), Munoz (3), Solari (3) (dk. 60 Santiago 4), Jordi (5/, Ribeiro (5) (dk. 89 Aguilera), Fresnedoso (5) (dk. 80 Garcia), Correa (5), Gustavo (5), Bejbl (3), Pilipauskas (5) . GOL: Dk. 86 Birol ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankaragü- cü'nden bu kadar. San-Lacivertliler UEFA Kupası birinci rur rövanş maçında, Ispanya'nın At- letico Madrid takımını 1 -0 yenmesine karşın, deplas- mandaki maçı 3-0 yitirdi- ği için Avrupa defterini ka- padı. tlk yanda girdiği gollük pozisyonlan değerlendire- meyen San-Lacivertliler. ikinci yanda kanatlan daha çok kullandı.Rakip takımın orta sahada bıraktığı boş alanlan iyi değerlendiren ev sahibi takım, aradığı golü, 86. dakikada Birol'la buldu. MAÇIN ELEŞTİRİSİ / ÇETIN SUSAN Ankara'da Beklenen Veda ANKARA - 60 yaşında tutkulu birfut- bol izleyicisi olan Aysei hanımın Anka- ragücü için yorumu ilginçti: "Haydan gelen huyagider..." Evet gerçekten de Ankaragücü kupa yan finalistliğınden vuran pıyango ile kendini Avrupa'da bu- luvermışti ama bu rüya uzun sürmedi, zaten sürmesi de mucize olurdu. Eleme turunda Faroelileri zar zor yendiği maç- tan sonra da bu açık gerçeği belirtmiş- tik. Dün gece sadece ilk yanda, Ispanyol- lartn hiç pozisyonu yokken San-Laci- vertliler tam 6 net gol pozisyonu buldu- lar ama devre golsüz bitti. Hem vasat, hem de cömertsen sonucuna da razı olacaksın demektir. Neyazıkki AnkaralılarÜnal'ın kalite- si ve deneyiminı, ekonomik oynamak zorunluluğunda olduğu bir dönemde iz- lemek zorundalar. Ünal'ın dışındakiler için yazılacak çok fazla bir şey de yok zaten. Çabasını pozitife dönüştürebilen bıraz Birol, biraz Faruk... Ama hakkın- da destan yazılabilecek kadar kötü olan Yılmaz ve Hakan Keteş'ten söz et- memek olmaz. Tribünlerin "Dan dun" adını verdiği Yılmaz'ın özelliklerini Mul- tescu henüz bilmiyor olabilir ama arka- daşlannın ondan oyun kurmasını bek- lemesi çok ilginç. Hakan ise iki yıl ön- cekı mütevazi Şekerspor'un gol ümidi ıdi. Bu tip oyuncularda ısrar etmek, An- karagücü'nü de Şekerspor'un akibeti- ne sürükleyebilir. Sonuçta Ankaragücü fizik gücünün düşüp, kalesinde ciddi tehlikeler yaşadığı dakikalarda bulduğu golle maçı kazandı ama turu kaybetti. Dün de Ankaragücü'nü taraftan takı- mından daha iyi temsil etti. Ya Atletico diyorsanız, sanınm onlar Madrid'teydiler... Favoriler ikinci turda Spor Servisi - UEFA Ku- pası'nda ikinci tura yükse- İen takımlar dün gece oynan maçlarla belli oldu, alınan sonuçlar şöyle: I^evski Sof- ya-Hajduk Split: 3-0, AEK- T. Kutaisi: 6-0, Bologna-St. Petersburg: 2-2, Shaktor Do- netsk-Roda: 1 -3, St. Johnsto- ne-Monaco: 3-3, Lokomotiv Moskova- Lyngby: 3-0, Kil- marnock- Kaiserslautern: 0- 2, Lens-Maccabi Tel Aviv: 2- 1, Frencvaros-Teplice: 1-1, Brondby-Amka NVronki: 4- 3, SpartakTrnava-Graz: 2-1, Chisnau-Tottenham: 0-0, Nantes-Ionikos: 1-0, Lvov- Helânborg 1-1 (4-2 penal- tılarla). Goteborg- Lech Poz- nan: 0-0. Dynamo Bükreş- Benfica: 0-2, Lierse-Zurich: 3-4 Nantes, Ionikos*u tek golle yenerek turu geçen taraf oldu. 1. KOŞU: F: Şahınaz (2), P: Alıcıa (4), PP: Elodıe (1), S: ManisaYıldızı (3). 2. KOŞU: F: Rıver Sıde Wom (2). P: Sebeb (1), PP: Venom (3), S: Lenoly Wolf (9). 3. KOŞU: F: Küçük Birgül (1), P: Begüm- kız (3), PP: Savvara (2), S: Selintay (9). 4.KOŞU: F: Yağmurbey (3), p: Tavkan (5), PP: Baba Şerbaz (6), S: Özkangülü (9). 5.KOŞU: F: Ağa Karaca (1), P: Benim Oğ- lum (4), PP: Nurtaç (2), S: Ağakılıç (6). 6.KOŞU: F: Kıngs Reef(5), P: Golden Ma- ne (6), PP: Chıno (3), S: Çukuti (13), SS:SamNorth(10). 7. KOŞU: F: Şınkart (3), P: Nazarbey (1), PP: Battal Kızı (10), S: Türksoy (4). Günfin İkilisi: 5. Koşu: 1/4 Çifte Ba- his: 3/4. Koşu: 1/3 Tabela Bahis: 5.6.3.13.10 ALTILI 2 1 1 1 5 1 GANYAN 1 5 e3 13 10-7 t 1 18 4 MAÇIN ELEŞTtRİSÎ Ah Fener, Vah Fener! İBRAHİM YILDIZ Fenerbahçe transfere trilyonlar harcayıp yep- yeni bir takım yarattı. Neredeyse ligin önde ge- len tüm futbolculannı aldı. Başkan Aziz Yıldınm teknik direktör olarak atadığı Rıdvan Dilmen'in tüm isteklerini tek tek yerine getirdi. İşte o gün- lerde bu işten anlayan herkes, 'parayla başa- n'nın gelmeyeceğini söylüyordu. Futbolda iyi bir takım kurmak için para ne kadar genekliyse akıl, mantık, deneyim ve taktık de o denli önemliydi. Bu gerçeği görmeyen Fenerbahçe yönetimi tril- yonlara malolan 'yıldızlartopluluğu'nu zamanın- da iyi bir futbolcu olan ama teknik direktörlük deneyimi tartışılan Rıdvan Dilmen'e teslim etti. Ne var ki gerçek de çabuk ortaya çıkacaktı. önce lig maçlannda teklemeler başladı. Ardın- dan Avrupa sınavı bu işin Rıdvan'a çok büyûk geidiğini bir kez daha gösterdi. Dünkü maçta da bunu futboldan anlayan her- kes gördü. Gönnek istemeyenler ise tıpkı baş- kan Aziz Yıldınm gibi 65. dakikada stadı terk et- ti. Aslında Fenerbahçe'nın o kadar çok yanlışı var ki. Sezon başında neredeyse kovmaktan beter ettikleri futbolculara ilk 11 'de yer verdiler. Hazır- lık döneminde yüzlerine bakmayıp kampa bile götüımedikleri futbolcuları kurtancı olarak saha- ya sürdüler. Avrupa'dan santrfor bulacağız diye aylarca gazete manşetlerine çıktılar. Sonra da zar zor transfer ettikleri futbolcuyu (Süleyman Oulare) UEFA kupasında bile oynatamadılar. KaT 1 ^ dı ki Süleyman' ın da yeteneklen tartışılır. İşte Rıdvan bu nedenle eleştiriliyor, eleştirile- cek. Çünkü futbolcular bine birde çok iyi olabilir. Ancak bu yeteneklerinı kolektif oyun anlayışında sahaya yansıtamazlarsa o takım, takım kimliği- ne kavuşamaz. Kaldı ki futbol takım oyunudur. Bunu her halde Rıdvan da çok iyi biliyordur. Ön- celikle rakip alanda çogalamayan, pres yapma- yan koşamayan Fenerbahçe'nin gol atması bir hayli zordu; 3 gün önce Gaziantep'e, dün MTK'ya belki yann da diğer takımlara atamayacaklar... İşte şimdi Fenerbahçeli yöneticiler şapkalannı önlerine alıp düşünsünler. Yoksa çok yazık ola- cak. Fenerbahçe 'aWar/avaAı/ar/a'yürüyecekbir takım değil. Milyonlarca taraftara, Türk futbolu- na, Türk insanına çok şeyler yaşatması gereken bir ekibin daha kişilikli ve çağdaş bir futbol oy- naması gerekir. Dileriz kaybedilen tur bu gerçe- ği Fenerbahçelilere göstermiş olur. Fener Takım Olarak Yok! HASANAL Top yuvartaktır deriz. Futbolun sürprizlere açık oldugunu hepimiz kabul ederiz. Oysa her şeyin bir nedeni vardır. Futbol bir koşu ve mücadele oyunu- dur. Kazanmak için çok koşmak ve çok büyük mü- cadele gerekir. Şampi yonluğa oynayan bir takıma karşı küme düşmemeye oynayan bir takımın zafe- ri, kazanma arzusunda yatar. Güçlü takım nasıl ol- sa yeneriz derken , onun gücünden korkan takım da çok calışmalıyım derse güçler dengelenir. Artk zayıf takımın da kazanma şansı vardır. Dün gece Fenerbahçe koşmadı mı? Evet, koştu. Sadece koşmak yetmiyor. Bilinçli koşu tekniği diye bir şey var. Gücünü 90 dakika boyunca ekonomik kullanacaksın. Bloklar birbirine yakın olacak. Topu kaybettiğinde kazanacak, kazandığında da pasia- şacak, yardımlaşma mesafesinde bulunacaksın. Yani pozisyon hatasına düşmeyeceksin. Fenerbahçe'nin maça konsantrasyonu üst dü- zeyde. Mücadele etmek istiyor, çalışıyor, didiniyor, koşuyor, rakibini zoriuyor. Pozisyonlara da giriyor, ama harcıyor, yeterli olmuyor. Çünkü San-Lacivert- liler koşmasını bilmiyor. Bilinçli koşamadıktan son- ra düşük tempoyla oynamak daha iyidir. Futbol 90 dakika. Gücünü ekonomik kullanmak zorundasın. MTK Budapeşte yıldız oyuncudan yoksun. Takım oyununda başarıh. Alanı daralttı, rakibe zaman bı- rakmadı. Baskıya karşı tek top oynadı, ikili müca- delelerde din, son müdahalelerde başanlıydılar. Ta- kım savunması ve takım hücumunu çok iyi uygula- dılar. Fenerbahçe'nin gidişatı değiştirmesi, tempoyu biraz daha yükseltmesine bağlıydı. San-Lacivertli ekip vrtes yükseltemedi. Dakikalar ilerledikçe tem- posu düştü. Rıdvan Dilmen'in tur stratejisi yanlışlaria doluydu. Ilk maç golsüz berabere. Evindesin, yemeden ata- cağın bir gol, seni ikinci tura çıkaracak. Hakemin başlangıç düdüğüyle Fenerbahçe saldınyor. Bilinç- sizce, kontrolden uzak. Ataklar organize olmayınca pozisyonlar da kaçıyor... Haaa...Elinde fizik, güç ve kondisyon olarak mü- kemmel bir takım vardır. Strese de dayanıklıdır. Ve- rirsin taktiğini, oyunu kurarstn. Birinci dakikadan 90. dakıkaya kadar kendini ortaya koyarsın. Rakibinin ne yapacağını da düşünmezsin. öyle bir durum yok. Bir atımlık barutun var. Onu da ilk 45 dakikada kul- lanıyorsun. İkinci yanda kullanacakenenin kalmıyor. İkinci yanda MTK Budapeşte oynadı, Fenerbah- çe de izlemek zorunda kaldı. Rüştü'ye yapılacak her türlü eleştiri yanlış. Bu oyuncu iki kez maçı çevirecek kurtanş yaptı. Üçün- cüsünde ise arkadaşlanna uydu. Ne Rüştü, ne de bir başkas). Fenerbahçe'de eleştirilmesi gereken oyun anlayışı. Yani takım oyunu. Bireysel eleştirile- rin hepsi aldatıcı olur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle