Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 EKİM 1999 CUMA ^ CUMHURİYET
EKONOMİ /
SAYFA
ekonomi(« cumhuriyet.com.tr 13
Pamuk üreticisi
fiyata tepkili
• tZMİR(Cumhuriyet
Ege bleri Bürosu) - Izmir,
Aydın ve Manisa Ziraat
Odası başkanlan, pamuğa
verilen fiyat artışına tepki
göstererek. hükümeti,
pamuktan vazgeçme
noktasına gelen üreticilerin
isteklerine ilgi göstermeye
çağırdı. Bu arada, Aydın'ın
Söke ilçesınde toplama
ücretini az bulan pamuk
işçileri, tepkilerini tarlaya
gitmeyerek gösterdi.
Pamuk toplama ücretini az
bulan ve ücretlerin taksitle
ödenmesine tepki gösteren
işçiler, ''Günde ortalama
70-80 kilogram pamuk
toplamamn karşılığında
2,5 milyon lira alıyoruz.
Bununla evimize 1
kilogram et bile
götüremiyoruz. Aynca
haftalığımızm tamanunı da
alamıyoruz" dediler.
hşborç
• ANKARA (AA) -
Türkiye'nin dış borç
stoku, bu yılın 6 aymda
geçen yıl sonuna göre
yüzde 3.75 oranında
azalarak 100 tnilyar 56
milyon dolara geriledi. Dış
borç stoku, geçen yıl
sonunda 103 milyar956
milyon dolar
düzeyindeydi. Dış
borçlann azalmasında.
lehte gelişen kur etkisinin
yanı sıra, orta ve uzun
vadeli borçlarda 1999
yıhnın birinci üç aylık
döneminde başlayan
azalma trendinin ikinci üç
aylık dönemde de devam
etmesinin önemli bir
faktör olarak
gözlemlendiği belirtildi.
Çta'hımO'ya
uyeHi
• HONGKONG(AA)-
Çin'in uluslararası ticaret
müzakerelerini yürüten
yetkilisi Long Yongtu,
ülkesinde ve ABD'de
siyasi koşullann oluşması
durumunda. Çın'in Dünya
Ticaret Örgütü'ne (WTO)
katılabileceğini söyledi.
Long Yongtu, ABD ve
Çin'in, WT0 konusunda. -,
görüşmelere devam etmek
için anlaştıklannı, ancak
görüşmelerin tarihinin
belli olmadığını kaydetti.
WT0, kasım ayının
sonunda, örgüte yeni
katılımlar konusunda
küresel ticaret
müzakerelerini başlatacak.
KHAŞ'm zaran
5trityon
• KOCAELİ(AA)-
Körfez Elektrik Dağıtım
Anonim Şirketi (KEDAŞ)
Genel Müdürü Halil
Konuk, deprem sırasında
hasar gören şebekeleri ve
toplayamadığı abone
borçlan dolayısıyla
kurumun uğfadığı zarann
5 trilyon lirayı bulduğunu
bildirdi. Konuk, Marmara
Bölgesi'nde yaşanan
büyük deprem sırasında,
işletmenin şebekelerinde
toplam 2 trilyon liralık
zarar oluştuğunu belirterek
işletmenin zarannın,
borçlu abonelerden tahsil
edilemeyen fatura
tutarlanyla birlikte 5
trilyon liraya yükseldiğini
kaydetti.
Fonu eleştiren ekonomistlere göre suçlu Türkiye'nin geleceğini stand-by'lara endeksleyen siyasiler
YıDarca IMF'ye el açddıHAZAL ATEŞ Ç AK1R
Başbakan Bülent Ecevit ve bera-
berindeki heyetin Uluslararası Para
Fonu ile göriişmeleri sürerken, eko-
nomistler, Türkiye'nin geleceğini
stand-by'lara endeksleyen siyasile-
ri eleştİTerek. IMF ile ilişkileri "Sen
ot oiduktan sonra, keçfler bOeseni jer"
atasözüyle özetliyorlar.
IMF'i "zenginlerin bçkçisj" ola-
rak tanımlayan lstanbul Üniversite-
si tktisat Fakültesi öğretim üyesi
Prof. Dr. EfsenderKorkmaz. "Yük-
selen pazar olarak tanımlanan her
ülke ABD'nin sömürgesidir. Türki-
ye'de bile bile IMF'in kucağına atb-
yor" dedi.
Bilgi Üniversitesi İktisat Fakül-
tesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gül-
ten Kazgan, IMF reçetelerinin ama-
cından saptığını ve gelişmekte olan
ülkelere uluslararası sermayenin çı-
karlan doğrultusunda dayatmalar-
da bulunduğunu söyledi. Ekonomist
Mustafa Sönmez de, lMFinküçül-
meyi öngören kemer sıkma politika-
lannda, sosyal dengeleri gözetme-
diğini belirtti.
Gelişmekte olan ülkelerin ekono-
mik performansını masaya yatınp,
uluslararası fınans çevreleri neznin-
de kredibilitesini yükseltmek savıy-
la reçeteler sunan IMF, zengin ülke-
lerin çıkarlan doğrultusunda senar-
yolar üretmeye devam ediyor. Tür-
kiye de, sunulan reçeteleri kayıtsız
şartsız yerine getirmeye çahsarak, sos-
yal devlet anlayışını gözardı ediyor.
Prof. Dr. Efsender Korkmaz, IMF'in
ABD dahil 7 gelişmiş ülkenin istik-
ran doğrultusunda politikalar üret-
tiğini belirterek, "Kur istikran sa-
IMF, zengin ülkelerin çıkarlan
doğrultusunda senaryolar
üretmeye devam ediyor.
Türkiye de, sunulan reçeteleri
kayıtsız şartsız yerine getirmeye
çalışarak, sosyal devlet anlayışını
SiyasilerumutiannıIMF politikalanveABD'yebağlarkenekonomistlerbururumueleştiriyor.(REUTERS)
nayUeşmiş ülkelerin maknı rahat sat-
ması için düzenleniyor. Önemli olan
patronlanna zarar gelmesin. Türki-
ye bile bile Fon'un kucağına düşüyor.
Türkiye'nin ithalah azalırsa, bu ül-
kelerden alacaklan da azalacak. An-
cak stand-by yapmamak daha ağır
maliyeticr getirir. Bu durumda Tür-
kiye borç buhnakta zorlanacak" de-
ğerlendirmesıni yaptı.
'Yûkselen pazarlar sömürge'
Korkmaz, yükselen pazar olarak
tanımlanan her ülkenin ABD'nin
"sömürgesi" olduğunu ifade etti.
IMF'in Türkiye'ye sunduğunu reçe-
telerin çelişkilerle dolu olduğunu
anlatan Kormaz şöyle devam etti:
-Bir yandan kamu ürünlerinin fi-
yabnı yükseltin, çiftçiye destekleme
alımlannı kaldınn, esnafa verilen
kredileri düşürün, bir yandan da
enflasyonu yiizde 25'lere çekin. Özel-
leştirmeyi hızlandınn diyoriar. Satış
kapsamına alınan KİT'ler de verim-
siz çalışmay a başkyor."
Prof. Dr. Gülten Kazgan, IMF'in
amacından saptığını vurgulayarak,
uluslararası sermayenin çıkarları
doğrultusunda programlar sundu-
ğunu söyledi. Kazgan, "1970'liyıl-
larda biraz daha başarüı olabiliyor-
du. Bugün ortaya konan program-
lar alaklışı. IMF potitikalanyla kim-
se düzlüge çıkamıyor. Aksine küre-
selleşiyorum diye yerli sanayi yaban-
cı ellere geçiyor. Yoksulluk, üretim-
de durgunluk. gelir dagüırrunda bo-
zulmalar ortaya çıkryor " diye ko-
nuştu.
IMF politikalan doğrultusunda
Türkiye'nin bugünkü yatırımlanm,
geleceğini karlı bir şekilde yabancı
sermayeye devrettiğini belirten Kaz-
gan, şöyle devam etti:
"Ekonomryi daralün diyortar. Al-
manya,ABD gibi ekonomiler daral-
maya girerseonlann politikalan ge-
nişleme yolunda oluyor. Biz de tam
tersL"
Türkiye ekonomik politikalannı
bağımsız uygulayacak siyasi yapı-
ya sahip olmadığını kaydeden
Kazgan, bu durumun ekonominin
felaketi olduğunu dile getirdi. Bil-
gi Üniversitesi tktisat Fakültesi Bö-
lüm Başkanı Prof. Dr. Kazgan
sözlerini söşye sürdürdü: "Sermaye
hareketkrinin serbesrieşmesL Güm-
riik birtiği ile Türkiye ayakları üze-
rinde duramaz oldu. 199O'lı yıllar
Türkiye için kayıptuf
Stand-b>'lann ruhu aynı
Ekonomist Mustafa Sönmez de,
Türkiye' in umut bağladığı stand-by
anlaşmalannın sürekli küçülmeyi ön-
gördüğüne dikkat çekerken, kemer sık-
ma politikalannın sosyal dengeleri
bozduğunu vurguladı.
IMF'in küçülmeyi öngören politi-
kalar sunmaya devam ettiğini anla-
tan Mustafa Sönmez. "Stand-by an-
laşmalannın ruhu değişmiyor. Tür-
kiyeödemeler dengesiyle yüzyüze ka-
lıyor. Bunun yansıması olarak da iç
dengelerde sıkınh yaşanıyor. Kamu-
sal harcamalann kısılmasını, talebin
daralmasuiL döviz kazandıncı faali-
yetlerin arttırılmasını, küçülmeyi ön-
gören reçeteler sunuluyor" görüşünü
dile getirdi.
Deprem atmosferinde süren gö-
riişmelerde de durumun değişme-
diğini kaydeden Sönmez, "Pasta-
nın küçülmesi zarar görenlerin da-
ha da yoksuUaşması, sosyal devle-
tinyapbgı harcamalann azalölmaa
demektir. IMF o ülkelerdeki sosyal
denge'eri, refah kaygısı gözetmez"
diye konuştu.
• 1980'lerden sonra
IMF'nin gelişmekte
olan ülkelere verdiği
krediler, ekonomik
politikalan
yönlendirici önerilerle
amacından uzaklaştı.
Düzerrieme Onay Küş Onaylanan tutar Kulanrtan tutar
feMi tariN tarihi SDR (müyon $) SDR (milyon $)
Stand-by 07.08.1994 03.07.1996 610.5 460.5
Stand-by 04.04.1985 04.03.1985 225.0 168.7
Stand-by 06.04.1983 04.03.1984 225.0 56.3
• Türkiye'nin
Uluslararası Para
Fonu İle son 15 yılda
imzaladığı her üç
stand-by anlaşmasının
da faturası hep çalışan
kesimlere çıkanldı.
50yılda 16 stand-byanlaşnasıTürkiye, uluslararası parasal
sorunlan çözmek için kurulan ve
1947 yilında "fiHen" çah$maya
başlayan IMF ile 50 yılda 16 stand-
by anlaşması imzaladı.
Türkiye gibi gelişmekte olan
birçok ülkeye açtığı kredilerle dış
ticaret açıklannın kapatılmasına
yardımcı olmak amacını güden
IMF. ancak 1980'li yıllara gelin-
diğinde ekonomik politikalan
yönlendirici önerilerle amacın-
dan uzaklaştı.
îstikrar poiitikalan
IMF, 1970'H yıllann sonuna
kadar gelişmekte olan ülkelerin fi-
nans nezninde kredibilitesini yük-
seltecek "yeşil ıjık™ olarak görü-
lürken. ilerleyen yıllarda önerdi-
ği istikrar programlan Türkiye'nin
aleyhine gelişti.
Türkiye , İkinci Dünya Sava-
şı'ndan hemen sonra dünya Fı-
yatlanyla kendi ihraç fiyatlan
arasındaki farkın büyuklügünden
doğan bir ihracat güçlüpyle kar-
şılaştı. Savaş süresince sahip ol-
dugu pazan koruyabümek için
Türk parasınin değerini yeniden
belirlemek zorunda kaldı.
Türkiye'de uygulanan ithal ika-
mesi politikası, Kore Savaşı'nın
tanm ürünleri ihracatındaki etki-
si ve ürünlerdeki arhşla birlikte
1950'li yıllann ilk yansında ba-
şanlı oldu. Ancak daha sonra fi-
yat arüşlan ve dış ri-
caret açıklan biçi-
nünde tıkanıklıklar
ortayaçıktı. Işte IMF
'nin Türk ekonomisi üze-
rindeki ilk müdahalesi
de bu bunalım sırasında
görüldü.
IMF 1958 yıhnda 600 mil-
yon dolarlık dış borcumuzu
erteleyerek, 359 milyon dolarlık
yeni bir kredi sağladı. Daha son-
ra IMF'nin önerileri doğrultusun-
da 3 Ağustos 1958'de yapılan de-
valüasyonla Türk parasınin de-
ğeri yüzde 320 oranında düşürül-
dü ve 1 dolar 2 lira 80 kuruşken
9 lira oldu.
IMF'in baskılan üzerine Tür-
kiye, Ağustos 1970'te de yüzde
66 oranında yeni bir devalüasyon
daha yapmak zorunda kaldı.
1970'lerde yurtdışından sağla-
nan işçi dövizleri, ekonomideki
bunahmı görece azaltmakla bir-
likte, önerilerle Türkiye 1977 yı-
lma kadar 13 devalüas-
yon yaptı. Türkiye eko-
nomisinde ağırlığını his-
settiren döviz sıkışıklı-
ğı, 1979 yıhnda yeni kre-
di alabümek için IMF ile
"anlaşma masasına"
oturulmasıyla sonuç-
landı. Temmuzayında
IMF ile imzalanan
"stand-by" anlaşma-
sı ile hem IMF'nin ye-
şil ışığı yakması sağlan-
dı, hem de 250 milyon SDR'lik
(özel çekme hakkı) bir kredi el-
de ediliyordu.
IMF ile en fazla stand-by dü-
zenlemesi imzalayan ülkeler ara-
sında bulunan Türkiye, 18 Hazi-
ran 1980'deüçyılhkve 1 milyon
250 bin SDR'lik yeni bir stand-
by anlaşması imzaladı.
IMF'nin ileri sürdüğü koşullar
karşıhğında Türkiye ile 50 yılda
16 stand-by imzaladı. Türkiye
1983 ve 1984 yıllannda Turgirt
Özaldöneminde IMF ile iki stand-
by anlaşması imzaladı. Türkiye bu
anlaşmalar ile 225 milyon dolar-
lık iki kredi aldı.
IMF ile yapılan diğer anlaşma
ise 1994'te Tansu ÇiDer döne-
minde gerçekleştirildi. Anlaşma
ile 610 milyon dolarlık kredi sağ-
landı. Ancak, IMF ile yapılan
stand- by anlaşmalannın fatura-
st çalışan kesime çıkanldı. Kamu
kesiminde özellestirme hızlanır-
ken, maaşlar kısıldı, işten çıkart-
malar yaşandı.
Son olarak 22 Haziran 1998'de
ANASOL hükümeti döneminde
Yakm tzleme Anlaşması imza-
landı. Bu anlaşma yeni bir stand-
by ile Türkiye'ye rnali destek ge-
tirecek bir sürecin başlangıcı ola-
rak kabul edildi. Yakm Izleme
Anlaşmasrnın süresi geçen hazi-
ran ayında sona erdi.
vaatler
değişmedi
Ekonomi Servisi - Türkıye ile
ABD arasındaki resmi temaslar
sürerken yıllardır ekonomideki
çıkış yolunu ABD ve IMF ile ya-
pılan görüşmelere bağlayan hü-
kümet yine aynı sözleri duydu.
ABD Başkanı Bill Clintonın ve
IMF"nin Başbakan Bülent Ece-
vit'e "çözüm'' olarak sunduğu
"telkiııler'' Aralık 1997'de döne-
minbaşbakanıMesutYılmaz ile
yapılan görüşmeyi anımsattı.
Clinton o günlerde de AB ko-
nusunda Türkiye'nin haklı oldu-
ğunu söylerken, *Türkiye'nin öne-
mini her sabah yeniden fark edi-
yonım" demişti.
İki yıl sonra Ecevit'in ABD'yc
yaptığı gezi sırasında Beyaz Sa-
Tay'ınkapısındaCHnton'ınağzın-
dan >ine benzer sözlerin döküldü-
ğü gözlendi. Clinton, Türkiye'nin
AB'ye adaylığı konusunun çö-
zümlenebileceğini söyledi.
Gflndem maddeleri
iki yıl önce gündeme gelen an-
cak halen çözülemeyen Bakû-Cey-
han Boru Hattı, enerji yaünmla-
n.Türkiye'deki yüksek enflasyon
görüşmelerde önemli gündem
maddelerini oluştururken, ABD
Kıbns konusundayine Türkiye'nin
yanmda yer almadı.
Aralık 1997"de büyük umutlar-
la ABD'ye giden Mesut Yılmaz'ın
aldtğı sözlerin bugünle benzerlik
taşıdığı gözlenirken, çözüm yolun-
da herhangi biradım aülmadıgı ay-
nı nasihatlann yeniden tekrarlan-
masından anlaşılıyor.
Clinton'ın Yılmaz'ademokra-
tfldeşme ve insan haklan konusun-
da düzenlemelere ihtiyaç olduğu
yolundaki sözleri, IMF Başkanı
Michael Camdessus'un. "Türki-
ye'ninönündekien acil sorun yük-
sekenflasyon" uyansı bugün de ge-
çerliliğini koruyor.
Greenpeace'ten
Clinton'a mektup
Nükleer santrala destek vermemesi istendi
Ekonomi
Servisi-
Başbakan
Bülent
Ecevit'in ABD'deki
resmi temaslan
sürerken Greenpeace,
Akkuyu'da kurulması
planlanan nükleer
santralla ilgili olarak
ABD Başkanı Bill
Clinton'a bir uyan
mektubu sundu.
Akkuyu ihalesinde yer
alan ABD'li şirketlere
destek verilmemesini
isteyen Greenpeace,
Clinton'a iletilen
mektupta aktif fay hattı üzerinde kurulan
Tüpraş ve diğer kimyasal tesislere dikkat
çekerek Türk hükümetlerinin bu tür
olaylarda doğru kararlar veremedığinı
ifade etti.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur
Ersömer'in enerji sektöründe yatınm
yapacak işadamlan ve ABD Enerji
Bakanlığı yetkilileriyle gizli temaslarda
bulunduğu bastna sızarken nükleer santral
konusu da yeniden gündeme geldi.
ABD'ye uçmadan önce 15 Ekim tanhinde
Akkuyu nükleer santral ihalesinin
sonuçlandınlacağını açıklayan Ersümer'in
bu yaklaşunını endişeyle izleyen ve
yıllardır bu konuda yoğun mücadele veren
Greenpeace, olayı Beyaz Saray'a taşıdı.
A
^T.kkuyu ihalesinde yer
alan ABD'li şirketlere destek
verilmemesini isteyen
Greenpeace, aktif fay hattı
üzerinde kurulan Tüpraş ve
diğer kimyasal tesislere
dikkat çekerek Türk
hükümetlerinin bu tür
olaylarda doğru kararlar
veremediğini ifade etti.
28 Eylül
tarihinde ABD
Başkanı
Clinton'a
sunulan mektupta
Türkiye'nin bir deprem
ülkesi olduğuna işaret
edildi. Greenpeace
Akdeniz Türkiye Ofisi
Enerji Sorumlusu
Melda Keskin
Akkuyu'da nükleer
santral kurulması için
23 yıl önce verilen iznin
bilimsel hiçbir
çalışmaya
dayanmadığını
belirterek Clinton'a
iletilen mektupta 1991 yıhnda Dokuz
Eylül Üniversitesi tarafından yapılan
çalışmada Akkuyu'nun aktif durumdaki
Ecemiş fay hattına yakın olduğunun
belirtildiğini söyledi. Yine Kanada'dan
Sismik Jeofizik Şirketi'Başkanı Dr.
Arsalan Mohajer'in 1998 yıhnda yaptığı
değerlendirmede, Ecemiş hattında
muhtemel bir depremin oluşturacağı
riskin. deprem konusunda 1990 sonrası
bulgularla yeniden belırlenmesi
gerektiğirıi kaydettiği vurgulandı.
Clinton'dan Akkuyu Nükleer Santral
ihalesine teklif veren ve Beyaz Saray
tarafından da desteklenen VVestınghouse -
Mitsubishi konsorsiyumundan söz konusu
desteğin çekılmesi istendi.
Telsim'de uygulama alabildiğîne keyfi
TUKETİCIKOSESİ
Fatma Koşar
Cumhuıiyet Gazeteai
Türkocağı Cad. 39/41
CağaloğluASTANBUL
TBL: (0212) 512 05 05
FAKS- (0 212) 514 07 51
Türkiye'deki iki GSM operatöründen
biri olan Telsim keyfi uygulamalanyla
gündeme gelmeye başladı. Telsim abo-
nesi okurumuz elektronik mühendisi
MehmetAktürk'ün şikâyetine göre, söz
konusu firma, kendisinden haksız yere
173 milyon lira tahsil etti ve bir türiü ge-
ri ödemedi.
Aktürk, şikâyetinde ağustos ayının ilk
haftasında son ödeme tarihi 17 Ağus-
tos 1999 olan, 229 milyon liralık ara öde-
me talebi adı altında bir fatura gönde-
rildiğini belirtiyor. Aktürk. son ödeme
günü 17 Ağustos'ta faturasını ödeme-
sine karşın telefonun aramaya kapandı-
ğını, verdiği uğraşlar sonucunda iki gün-
de açtırabıldiğini anlatıyor.
Bu gelişmelerden sonra Telsim Müş-
teri Hizmetleri'nden aynntılı bilgi isteyen
Aktürk'eyetkililerin yanıtı "Ayrıntılan an-
cak ay sonundaki faturada görebilirsi-
niz, şu anda itiraz hakkınız yok" olmuş.
Aktürk, ikinci şoku da 18 Ağustos'ta
depremden sonra telefonunun tama-
men kapatılmasıylayaşadığını belirtiyor.
Aktürk, üçüncü şoku fatura gelince
Promosyon şikâyetlepi artarak süriiyop
Gazeteler, "promosyon" adı altında ürün pazarla-
mayı sürdürürken konuyla ilgili tüketici şikâyetlerinin
arkası gelmiyor. Tüketici demekleri, günde 10'un üze-
rinde promosyon şikâyeti aldıklannı söylüyoriar.
Yetkililer, tüketicınin özellikle satış sonrası hizmet ve
verilen ürünlerin kalitesi konusunda mağdur edildik-
lerini ifade ediyorlar.
Promosyon mağduru tüketicilerin hakkını araması-
nı kolaylaştıran Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER)
Başkanı Mehmet Sevim, her gün 10'un üzerinde
promosyon şikâyeti aldıklannı belirtirken, Tüketici
Haklan Derneği (THD) Başkanı Turhan Çakar da, ba-
sında tekelleşmenin, tüketicinin doğru bilgilenme hak-
kını kullanmasına engel olacağını vurguluyor.
Yasaları ve yargı kararlarını çiğneyerek ürün pazar-
lamayı sürdüren gazetelere Sanayi ve Ticaret Bakan-
lığı'ntn her sayı için 1 milyar lira civannda para ceza-
sı uygulama yetkisi bulunduğunu anlatan Mehmet
Sevim "Basın tekellerininpolitik bağlantılan, hangipar-
tiden olursa olsun bakanlann yasadışı uygulamalara
duyarsız kalmasına neden oluyor" diyor.
Derneğe gelen promosyon şikâyetlerini, gazetele-
rin çözmemesi durumunda mahkemeye ilettiklerini
kaydeden Sevim, bugüne kadar hiçbir tüketicinin da-
vayı kaybetmediğini anlatıyor. Mehmet Sevim, gaze-
telerin katmerii kazanç sağladıklan kampanyalanna ya-
pılan vergi indirimlerine de dikkat çekiyor.
THD Başkanı Turhan Çakar da, yoğun olarak pro-
mosyon şikâyetleri aldıklannı belirterek, "Tüketici ti-
cari kavgalann aracı haline getiriliyor tekelleşmenin
enyoğun yaşandığı sektörierden biri olan basında ticari
faaliyetleryoğun" değerlendirmesini yapıyor.
yaşamış.
Aktürk ge- j
lişmeleri
şöyle anla-
tıyor: "Ge-J \
len fatura/ vj.
55 mil- — ^
yonduve 173 milyon li-
ra alacağımız olduğu belirtiliyordu. Bu
faturaya erken ödeme indirimi bile uy-
gulanmamıştı."
Telsim müşteri hizmetlerini yeniden
arayan Aktürk'e geçen ay içinde bazı yan-
lışlıklar olduğu, istenirse kalan paranın
geri ödenebileceğini belirten Telsim yet-
kilileri, parayı hâlâ ödemediler.
Aktürk'ün şıkâyetini ilettiğimiz Telsim
yetkilileri bize de aradan günler geçme-
sine karşın yanıt vermediler. "Özellestir-
meyurttaşı soydurmaksa biz böyle özel-
lestirme istemiyoruz" diyen Aktürk, şikâ-
yet mektubunda şu sorulara yanıt anyor-
du:
• Neye dayanarak 229 milyon ara
ödeme talep ettiler?
• Neden ayrınti vermediler?
• Son ödeme tarihini beklemeden te-
lefonumu neden 11 Ağustos'ta görüşme-
ye kapattılar?
• 17 Ağustos'ta da kapatıldı. Neden?
• Bütün bunlara karşın benden özür
dilenmedi? Haksız yere alınan 229 mil-
yon liranın faizi ne olacak?
• Acaba "Teleon" ödemeleri için '0'
faizli kaynağa mı ihtiyaçlan vardı?
Trabzon Limanı
özellestirme
progranuna
ahndığı için ödenek
aynlraayan ve
çürümeye terk
edilen tesislerin
kaderini paylaşıyor.
TmbzonLimanı özeüeştirme kurbanı
AHMETŞEFİK
TRABZDN - Altı yıldır özelleştinme kapsamın-
da olan Trabzon Limanı, ödenek aynlmaması ne-
deniyle perişanlığı yaşıyor. Özellestirme ldaresi, li-
mamn yıl sonuna kadar ihaleye çıkanlacağını açık-
larken, Trabzon Limanı'nın yılın ilk 8 ayında zara-
nnın 500 milyar lira olduğu öğrenildi.
Trabzon Limanı'nda incelemelerde bulunan Dev-
let Bakanı Yüksel Yalova, limanın durumuyla ilgi-
li olarak yetkililerden brifing aldıktan sonra vinç-
lerin onanm ihalesi için Özelleştirme ldaresi'ni
aradı ve 120 milyar lira ödenek çıkarttırdı. Ancak
limanın yeniden ihale edileceğinin açıklanması üze-
rine onanmdan vazgeçildigi, ödeneğın de gelme-
yeceği öğrenildi. ÖİB yetkilılerinden alınan bilgi-
lere göre Trabzon Limanı ekim-aralık dönemlerin-
de ihaleye çıkanlacak.
Trabzon Limanı İşletme Müdürü Celal Yılmaz.
geçen yıl 110 milyar lira kârda olan linıan için mo-
dernizasyon çalışmalanmn bir an önce başlatılma-
sının zonınlu olduğunu açıkladı.
Transit taşımacılığın "iyice" düştüğü liman için
umut görünmüyor. Oysa hrnan, Kafkaslar, Orta As-
ya ve Rusya ile Iran açıstndan ülkenin en önemli
taşımacıhk istasyonu olarak tasarlanıyordu.