10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 EKİM 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Kanada'nın Merve'si Kanada'da Somali göçmeni ve peçeli kız öğrenciZeynep Alamagan'ın peçesini açıp şoföre pasosundaki fotpğrafı kontrol ettirmediği için belediye otobüsünden indirildrğini Toronto'daki arkadaşımız Engin Aşkın bildirmişti. Zeynep de kişisel haklarının çiğnendiğini öne sürerek ylslami örgütleri harekete EtektnMük posta: [email protected] Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Depremde yıkılan binalann hasar tespitinde usulsüzlük varmış... "Usulsüzlük temelden basladığına göre normaldir!" geçırmış, örgütler peçe grymenin demokratik ve anayasal bir hak olduğunu öne sürmüş ancak otobüs idaresi, şoförü haklı bulmuştu. Engin Aşkın'ın geçenlerde bildirdiğine göre otobüs idaresi konuyu ayrıntılı bir şekilde inceledikten sonra Zeynep'e bundan böyle belediye otobüslerine peçeyle binebileceğine ilişkin bir mektup göndermiş: "Kamuya ait ulaşım araçlarında dininiz gereği peçeli ve çarşaflı yolculuk yapmanızda bir sakınca görülmemiştir. Ancak, bundan böyle sadece jetonla yolculuk yapmanızı ve otobüs pasonuzu iade etmenizi rica ederiz." argıtay Birinci Başkanı "Doç. Dr." Sami Selçuk, adli yılın açıhşında yaptığı ve şe- riatçılarla ikinci cumhuriyetçilerden büyük alkış aldığı konuşmasında din eğitiminin cemaatlere bırakılmasını önermiş ve din derslerinin "agnostik" olmasını istemişti. Yanıtım da Dr. Alev Coşkun'dan almıştı... Coşkun, Cumhuriyet'in ikinci sayfasında 24 Ey- lül'de yayımlanan makalesinde "Agnostik Din Eği- timi Nasıl Olacak" diye sonmuş ve agnostisizmin ne olduğunu anlatmıştı: "Eski Yunanca 'agnostos'un anlamı bilinmezlik- tir. Agnostisizm ise insanın, kendi deneyimleriyle el- de ettiği olguların ötesinde hiçbir şeyin varlığını bi- lemediğini ileri süren felsefi bir öğretidir. Bu terim ge- nel olarak dinsel sorunlarla ilgili kuşkuculuğa, özel olarak da çağdaş bilimsel düşüncenin etkisiyle, ge- leneksel-dinsel inançların reddedilmesi anlamında kullanılmaktadır." Agnostisizm Sami Selçuk'un öngördüğü şekilde "agnostik din eğitimi"nde örneğin bir Kuran kursu hocası önce kut- sal kitaptan bir ayet okuyacak sonra, "Gerçi kutsal kitap bunu söylüyor ama, siz kuşku duyunuz, bu söy- lenenler doğru olmayabilir" diyecek! "Doç. Dr." Sami Selçuk, Dr. Alev Coşkun'un ma- kalesine henüz yanıt vermedi. Ulusal yargıyı doğrudan ilgilendiren uluslararası tah- kim gibi derinlemesine incelemediği konulardafikir beyan etmekten kaçındığını daha önce açıklayan Sa- mi Selçuk, "agnostisizm" üzerindeki incelemeleri- ni sürdürüyor olmalı... Çalışmalarına yardımcı olur umuduyla, gazetele- re dün yansıyan bir intihar girişimi haberini de ince- lemesini öneririz. Istanbul'da 17 yaşında birdelikan- lı, yaşamın haksızlıklarla dolu olduğu kanısına varıp ölümü seçmek istemiş ve bıraktığı mektupta "Dini tören istemiyorum. Sadece mezanma burada cesur olduğu kadar yorgun bir 'agnostik' yatıyor yazsın- lar. Hoşçakal dünya" demiş. Gazeteler haberi verir- ken "Satanizmden sonra şimdi de agnostizm çıktı" başlığını atmış... Bir kere agnostizm değil agnosti- sizm... Ikincisi agnostisizm şimdi çıkmadı ki! Sami Selçuk'un adli yıl konuşmasında öngördü- ğü cemaatlerin vereceği dini eğitimde bile vardı. Ama gazete haberlerine bakılırsa, polis satanist- lerden sonra agnostistlerin de peşine düşmüş... Olacak iş mi? Neyse ki agnostistler yakalanıp yar- gılansa ve mahkemede hüküm giyse bile davaları Yargıtay'dan döner! Bu arada Sami Selçuk'a teşekkür etmek de ge- rekir. Bilmeden önerdiği agnostik din derslerini al- kışlayan şeriatçılarla ikinci cumhuriyetçilerin ne den- li cahil olduğunu ortaya çıkarttığı için! Yüksek Yerilim Hattı Erdinç UTKU Serbest pazar ekonomisinin özeti: Kaçan balık büyük olur; kaçamayanı da büyük balık yutar! TUS'tan TUSEM'e; ÖSYM'den ÖTUSM'e Altı yıllık teori ve uygulamalı eğitim lığı ve Özel Dersaneler Birliği nez- sonunda tıp fakültelerinden her yıl yaklaşık 5 bin kişi doktor sıfatıyla me- zun oluyor. Ancak altı yıllık eğitimin so- nunda Türkiye koşullannda pratisyen doktor olmak yetmiyor... Uzmanlaş- mak gerekiyor... Uzmanlaşabilmek için de TUS yani Tıpta Uzmanlık Sı- navı'na girmek gerekiyor. TUS, bir çok eksiği olmasına kar- şın belli bir standardı getiremesi ba- kımından kötünün iyisi sayılan ÖSYM tarafından yapıyor. Altı yıllık tıp eğitimi yeterli sayılmı- yor olmalı ki, bazı tıp fakültelerinde TUS'a girecek doktorlar için "özel ye- tiştirme kurslan" açılıyor. AnkaraTabipOdası'nın 1994-1998 döneminde YOK, Milli Eğitim Bakan- dinde yaptığı girişimlerde altı yıllık/ tıp eğitiminin ardından fakülteler- de birkaç aylık hazırlık kursu açıl-1 masının para kazanmadan başka bir' amaca hizmet etmediği hatta bu' kursların yasal dayanağının olmadığı vurgulanmasına rağmen "sistem" gi- derek gelişiyor. Artık TUS için Ankara ve Istanbul'da TUSEM yani "Tıpta Uzmanlık Sınavı Eğitim Merkezleri" açılıyor. Yetmiyor... "Doktorlara Özel Kurs Merkezi" ilanları ÖSYM'nin bildirim zarflarında yer alıyor. Yakında, TUS'un ÖSYM'den alına- rak "ÖTUSM"e yani "Özel Tıpta Uz- manlık Sınavı Merkezi m ne verilmesi bekleniyor! Süleyman Yeter davası Spolisin 13 yıl hapsi isteniyorİstanbul Haber Servisi - Istan- bul Cumhuriyet Başsavcılıgı. gör- düğü işkence sonucu yaşammı yi- trrmgfAdli Tıp Kururhu'ncabehf- lenen sendikacı Sülevman Yeter'in ölümüne neden olduğu iddia edi- len 3 polis hakkında 13 yıl hapis cezası istemiyle dava açtı. tstanbul Cumhuriyet Savcısı Ha- san Eker tarafından hazırlanan ıd- dianamede DlSK'e bağlı Limter- tş Sendıkası üyesi olan Süleyman Yeter'in 5 Mart I999tarihmdegö- zaltına alındığı anımsatılarak neza- rethaneye konulmadan önce Ha- seki Hastanesı'nde sağlık kontro- lünden geçirilen Yeter'in bedenin- de "darp ve cebir" izıne rastlan- madığı belirtiliyor. Hastanede yaşamını yitıren Ye- ter hakkında Fatih Adli Tabipliği ve Adli Tıp Kurumu Morg Ihtisas Dairesi'nce hazırlanan raporlarda darp izine rastlanıldıfmın kayde- dildiği iddianamede. "Maktulûn, şifahi sorgulama sırasında işken- ce gördûğüniin anlaşıldığı, Ye- ierfsorgulama görevinin sanık- ' lara verildiği. 4 kez sorgulama- ya alınan maktulûn. ölümüne se- bebi>et veren travmamn hangj sa- nık tarafından yapıldığı sabit ol- masa bile işkence kastı\la hare- ket edildiği ve neticede de ölüm meydana geldiğine göre her üç sa- nığın da iştirak halinde mfisnet suçu işledikleri anlaşılmıştır" de- niliyor. Savcı Eker, terörle mücadele şu- besinde görev yapan AO, MY ve EEnın TCY'nın "efrada kötü muamele sonucu ölüme neden olmak" fıilıni düzenleyen 243 ve "öldürmek kastı olmaksızın ya- püan darp nedeniyle ölüme sebep olmak" fiilini düzenleyen 452"n- ci maddelerı uyannca cezalandınl- malannı istedi. MCK'den suç duyurusu Mater'e ve Metis YayınevVne davaİstanbul Haber Servisi - "Mehmedin Kitabı"nın yazan Nadire Mater ile yayımcısı Me- tis Yayınlan'nın sahibi Semih Sök- men hakkında "Tfirk Silahlı Kuv- vetleri'ni alenen tahkir ve tezyif" ettikleri gerekçesiyle açılan dava- nm görülmesine başlandı. Beyoğlu 2. Ağır Ceza Mahke- mesi'ndeki duruşmada savunma- sını yapan Nadire Mater, herkesin askerlik çağına gelmiş ya da ge- Huzur operasyonu Istanburda 1905 kişi gözaltında tstanbul Haber Servisi - îstan- bul'da 2 ay içinde 6370 asayiş olayı- nın meydana geldigi ve bu olaylarla ilgili 1905 samğın gözaltma aiındığı belirtildi. tstanbul polisı son olarak düzenlediği 3 ayn operasyonda ise aralannda çeşitli suçiardan aranan Mehmet Ali Sarıalioğlunun da bu- lunduğu 12 kişiyi gözaltına aJdı. İstanbul Asayiş Şube Müdüriüğu, kent içinde son iki ay içinde meyda- na gelen olaylarla ilgili açıklama yap- tı. i 9 Temmuz-16 EyJül tarihJeri ara- sında 38'i öldürme, 825'i yaralama, 73'ü gasp, 1262'si evden hırsızhk, 711'i işyerinden hırsızlık, 2321M oto hırsızhğı. 545'i yankesicilik, 166'sı dolandıncılık ve 429'u da kapkaç ol- mak uzere toplam 6 bin 370 asayiş olayı meydana geldi. lecek oğlu olduğunu kaydederek "Mehmedin Kitabı'nı yaşadığı- mız hayatı kavramak için oku- maları gerektiğinin altını çiz- mek istiyorum. Yoksa ne sava- şa karşı çıkmamız. ne yaşamı savunmamız mümkün olabilir" dedi. Mater, kitabındada yer alan Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği kaynaklı "Mazeret bildirmeksizin askerlik hizme- tini yerine getirmeyen 200 bin, yurtdışında yaşayıp da askerlik hizmetini yap- mavan 226 bin genç bu- lunduğu" bilgisini arum- satarak şöyle dedi: "Sa- yılan beş yüz bini bulan bu gruptan şimdi 70 bin kadarı 15 bin ya da 20 bin Alrnan Markı öde- yerek askerlik hizmetle- rini yapmış olacaklar. Onlar 'kaçmayı' başar- dıkları için ödüllendi- riliyor, yani parayla 'ce- zalandınlıyorlar'. Kaç- mayanlardan gönüllü ya da gönülsüz, kiasik sunuşla 'vatan için ca- nım feda' diyenlerden 42 genç konuştukları için cezalandırılıyor." Metis Yayınlan Sorum- lu Yayın Yönetmeni Se- mih Sökmen de savun- masında kitabın yayım- landığı tarihten Genel- kurmay Başkanhğı'nm suç duyurusu tarihine ka- dar geçen iki aylık süre- de herhangi bir savcılı- ğm kendiliğinden bu ki- tapla suç işlendiğine da- irkararvermediğine dik- kat çekti. HAYVANLAR ISMAİL GÜLGEÇ KtM KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK behicak(â turk.net ÇtZGİLİK KÂMtL MASARACI BULUT BEBEK NVRAYÇİFTÇ! TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 2Ekim fSf4 '7E SUSÛN, KAPİnkASYONLAR KE2 1S36'DA, &UMNIN 6ÛÇLÜ OSMAUU /MPA/&- •TT>ltU)&U'NUUl 2AriFFRAHSA'yA BA&lfLADlĞt AY- KlCALIKJLAR oıAJBAK SAflAMlÇTI. KANUNI' SULJAM SÜLEYtoAN'/M(SOU**') SADRAZAMI PAMATMAK- BUL fgRAHİM PAŞA İL£ P8AHSA K»4U T. FRAUCOlÇ' M/M ELJÇİSİ ARASlfiJDA İMZALANAAIANTLAŞMA, Ti CAjSSr, 7Xf/M4C/L/K, ASAL V£CAN 6ÜVBNU&, HU- tOJK VB. ALAHLARlNC* AYfHCALtKLAZĞ£77e\1İŞ Tİ- DAHA SONRA D(Ğ6/Si AYBUPA ÜUCELE&NE P£ TANIMAN KAP/TÜlA£YON04#,r. DüMYA SAiMŞ NDAN AZ ÖNC£, imUfrrE TEBAKM İKTİDAÜININ SAPRA2AMI SXfrmÜMPAÇAÇSAĞDA)ZAMANMPA KALPfRILPf. ANCAK KESİN OİA/SAK KALPfg/UÇl, LO- ANKARA.. .ANKA... MÜŞERREF HEKİMOĞLU Çağrışımlar Kimi okur, kimi dost birkaç kişi telefon etti. Son yazılanmı nostaljı'k buluyorlar. Örneğin "Cumhuriyet Treni"n\. Doğru, ama başka na- sıl olabilir? O yazı yayımlandığı gün 143. ku- ruluş yılına ulaşıyor Demiryollan. Ancak ulaş- ması gereken yerde değil. 10. Yıl Marşı'ndaki demirağlar nostaljik çağnşımlar yapıyor artık! Meslek yıllan uzayınca nostaljik çağrışım- lardan kaçınamıyor bir yazar. Ben bundan ya- kınmıyorum. Geçmişe özlemden hiç hoşlan- mam, ama belli olaylara ışık tutuyor o çağrı- şımlar. Kişilerin, kuruluşların çizgilerini daha iyi yansıtıyor, artıları ve eksileriyle sergiliyor. Başbakan Ecevit'in ABD yolculuğunu da il- ginç çağrışımlarla izliyorum kaç gündür. Nos- taljik de denebilir. Gündemde Kıbns da var. 1974 yılını çağrıştırıyor bana. Çok kişi benzer duy- gularla anımsar o dönemi. Belki izlediniz, Be- yaz Saray'ın önünde toplanan kalabalıktan bi- ri, "Halkçı Ecevit" diye seslendi, o da geçmi- şe döner gibi arabadan iniverdi. Oysa çok uzaktan, 1970'lerden gelen bir sesleniş bu. Güzel bir zaman dilimi tarihirnizde. Devlet yö- netiminde de, siyasal sahnede de başka bir dü- zey var o dönem. Açıklamak zorundayım, ba- sının da başka bir düzeyi var. Abarık haberle- re, varsayımlara, gerçek dışı beklentilere yer verilmiyor. Örneğin Ingiltere Başbakanı Tony Blair'in Türk Başbakanı'na Bülent diye ses- lenmesi ya da Başkan Clinton'ın, konuğunu Beyaz Saray'ın kapısına kadar uğurlaması olumlu bir gösterge diye yorumlanmıyor. Tira- jını armağanlarla değil, haberleri, yorumları, savunduğu ilkelerle yükseftiyor gazeteler. Oku- ruyla bütünleşerek. Her dalda, her alanda çok değişti koşullar. Beyaz Saray'ın oval salonunda Başkan Clin- ton'ın karşısında ellerini kavuşturarak oturan kişi de 1970'lerin Ecevit'i değil hiç kuşkusuz. Dağlara taşlara adı yazılan, alanlarda milyon- ları dalgalandıran Karaoğlan çok gerilerde, belleklerde bir anı şimdi. Hâlâ kasket giyiyor, ama gömleğinin rengi de değişti, mavi soldu, griye dönüştü. Yeniden başlıyor nostaljik çağrışımlar. Ma- viyi banşın simgesi diye düşünüyor, Ege'nin ba- rış gölü olmasını istiyordu insanlar, mavi kapı- lar yapıyordu ressamlar. O mavi kapılann ba- rışa açılmasını bekliyordu umutla. Hâlâ birçok duvarda asılı o mavi kapılar. Kuşkusuz barışa da açılacak bir gün. Banş yolunda ilerieme olmasa da gerileme yok. Gri gömlek önemli değil, aynca Ecevit mavi ya da beyaz gömlek giyse ne yazar! Her şey grileşi- yor ülkemizde. Renkler soluyor, yozlaşma de- rinleşiyor, deprem nedeniyle yaşananlar, ceza- evlerinde gelişen olaylar, yotsuzluklar terstigi, çarpıklığı sergiliyor durmadan. Her gün her yerde her şey sallanıyor; doğduğu, büyüdüğü ülkeyi tanıyamıyor insan. Gördüklerine, duy- duklarına inanamıyor. Tutuklu okurlanmı düşü- nerek kaygılanıyorum, özgürlükten yoksunlar, ama umudu yitirmiyor, boncuk kuşlar, güzel uğ- raşlarla geçiyorgünleri. Darboğazları aşmaya çalışıyor, bol bol okuyor, aydınlığı arıyor. Ger- çek kimliğine, özüne kavuşuyor belki de. Dün- ya güzeli eşlerı, çocuklan var. Kavuşmagünü- nü özlüyorlar. Oysa bu özlem de solabilir. Ye- şerten koşullar yok çünkü, solduranlar alabil- diğine. Çöküntü deprem bölgesinde değil yalnız; tüm kesimlerde dibe vuruyor. Ötesi yok değil mi? Her inişin bir çıkışı, yükselişi var. Ne diyor büyük ozan: Iniyor kayık çıkıyor kayık, devrilen bir atın sırtından inip şahlanan bir ata biniyor kayık • • • Ortaöğrenim yıllanmda ders kitaplannda ta- nıdım Nâzım Hikmet'i. Türkçemizi güzelleş- tiren bir mimar olarak düşündüm, sevdim, ben- den sonraki kuşaklar tanımıyor diye üzüldüm, ama yanlışlık düzeldi sonra. Tüm yanlışlar düzelecek bir gün. Toplumun doğası bu, terslikleri hoşgörmü- yor, içinesindiremiyor. Elbet gecikmenin fatu- rası da var, ama o da ödeniyor. Kimi zaman ya- zarlar, kimi zaman okurlar. Sayın Ecevit hâlâ şiirle uğraşıyor mu acaba? BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7SOLDAN SAĞA: 1/Bırşeyızıhin- de biçimlendir- me. 2/Maunda denilen büyük bir orman ağa- 3 cı...Futboldasa- yı. 3/ Fazladan İcılınan namaz 5 ya da tutulan oruç... Bir cet- vel türü. 4/ Yapı- sına girdigi söz- cüğe "iki. çift" anlamı katan ya- g bancı önek... Se- vimlı ve babacan kim- se. 5/Aydın'ın Sultanhi- sar ilçesine baglı bir bel- -de... Böcek ısırmasıyla meydana gelen yumru. 3 6yKazakistan'ınbaşken- 4 ti. II Belli bir yeri olma- yan, gezgin... Tantal ele- mentinin simgesi. 8/ Es- ki Mısır'da ölülerin ko- ruyucusu olan tann. 9/ 8 Belli bir bölgede yaşayan Q hayvanlann tümü... Eli açık, cömert. yiğit. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Yöneliş, eğilim. II Bir dinin öğrenilmesi gereken inançlannın ve tapınma kurallannın tümü... Bir göz ren- gi. 3/ Katışıksız, an... Afyon'un bir ilçesi. 4/ Bir toplu- luğu siyasal alanda etkilemek ve coşturmak amacıyla yapılan yoğun çalışma. 5/ Dürülerek boru biçimi veril- miş deri ya da kâğıt tomar... Üzüntülü düşünce durumu. 6/ Bir kadın giysisi. II Magnezyum elementinin simge- si... Ruh... Eski Mısır'da güneş tannsı. 8/ Kimi işleri ken- di kendine gerçekleştiren aygıt. 9/ Herkesin gözü önün- de yapılan... Fayda, kâr, menfaat.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle