24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 OC/.K-1999 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI 19 TURKIYE Istaibıı Edne Kocaei Çarakole Iznr Manisa Ayon Derizl . Y Y B Y Y Y Y Y 13 8 14 13 16 13 18 13 Zorgudak. PB 11 Antalya Sınop Samsun Trabzon Gıresun Ankara Eskişehır Konya Sıvas PB B B B PB PB PB PB 12 13 12 11 10 10 9 7 Y 20 Kars Adana Mersin Diyarbakır Şantıurfa Mardin Siirt Hakkârı Van PB PB B B B B B B 18 19 11 15 12 12 6 6 B -3 Marmara'nın batısı, Ege ve Batı Akdenız bölgeleri yağmurlu yer yer sağanak ya- ( ^s *° DIS MERKEZLER PB -6 Beriin ğışlı, diğer yerter Helsinki K -2 Budapeşte K 2 parçalı bulutlugeçe- Stockholm K -1 Madrid Y 8 cek. Hava sıcaklığı Londra Y 6 VİylrTI K~^2 yönlerden orta kuv- Brüksel Y 5 Sofya K_ vette, yurdun batı- Paris Y 4 Roma YY 15 sında yer yer kuv- Bonn vetli olarak esecek. Münih 5 Atina PB 6 Zürih K 2 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire K PB K PB PB PB PB PB -1ü 7 -7 6 12 3 12 20 Y 14 Parçal- otdutiı. k Çok bukjtiu ^^^fc Yaârrurtu Karlı Sulu kar Gok gurtıltülu GtHN CELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştanafı 1. Sayfada FP ıle DYP, seçimlerin ertelenmesine karşı çık- tıklan için 18 Nisan karannda herhangi bir durak- sama zaten söz konusu değildı. Peki arna özellikle milletvekili seçiminin ertele- neceğıni öne süren haberier nereden ve niçin çı- kıyor ya cJa çıkarılıyor? Polisiye bir roman adı gibi şu sonuç çıkıyor "Mu- amma!" Türkiye "kapılmış bahtının rüzgânna" gidiyor. A- ma neder? Türk kamuoyunu, seçmeni aydınlatmayı, yön- lendirmeyi üstlenen kamuoyu araştırma kuruluş- lan görevlenni, doğrusu özenle yerine getirmeye çalışıyoriar. Ne var ki, araştırmayla ilgili konu ya da olay so- nuçlandıktan sonra anketin ne ölçüde başanlı so- nuçlar verdiğini sorana rastlanmıyor. Bir örnek verelim: önümde 27 Aralık 1998'deki Polar Araştırma'nın anketi duruyor. Araştirmadan soru ve yanıtlar: "Hükümeti kurma görevinin Erez'e verilmesini nasıl değeriendiriyorsunuz?" Yanrt: "Yüzde 86.8 olumlu." Soaı: "Erez politikacı olarak başanlı mı?" Yanrt: "Yüzde 55.2 başanlı". Soru: "Erez hükümeti kurabilir mi?" Yanıt: "Yüzde 53 kurabilir." Soru: "Sizce hükümeti kurma görevi kime veril- meliydi?" Yanrt: "Bülent Ecevit'e". Yüzde 14.3 evet. Yüz- de 85.7 hayıri Bu sonuçlara bakilırsa; "başanlı politikacı" Ya- lım Erez hükümeti kurmalı. bugün yann Bakanlar Kurulu'nu ilan etmeye hazırtanan Bülent Ecevit'e, ankete katılanlann yüzde 85.7'sine göre, başba- kanlık görevi verilmemeliydi! Işlerine gelince kamuoyu araştırmalannı övmek- ten geri durmayan, işlerine gelmeyince tû kaka di- yen siyasetçiler her satın ters çıkan bu sonuçlan nasıl değerlendirdi acaba? Fakat halkın ve haklının temsilcis olmakla övü- nen partilerimizin toplumla ne ölçüde iç içe olduk- lannı son günlerde bir kez daha öğreniyor, somut örneklerini görüyoruz. 18 Nisan 1999'da yerel ve milletvekili seçimleri birlikte yapılacak. Yasalar gereği her parti her iki seçime girecek olan adayları saptama yöntemlerini Yüksek Seçim Kurulu'na bildirdi. Aday saptama yöntemlerine şöyle bir göz at- mak, partilerimizin halktan soyutlandıklannı kanıt- lamaya yetiyor. Halktan soyutlandılar Dilerseniz büyük oldukları kendilerinden menkûl FP ile ANAP'tan başlayalım. Bu iki partimizde milyonlarla ifade ettikleri parti üyelerinin katılımıyla adayları "önseçımle" sapta- mak yok! Ya ne var? örgütün -ne ölçüde olur ya da olmaz- görüşü alınarak önseçim yerine "merkez yokla- ması" ile adaylannı saptayacaklar. Gelelim; FP ve ANAP'tan bir iki boy küçük diğer sağ parti, DYP'ye. Tam bir yutturmaca. YSK'ye "merkez yoklaması" diye bildirimde bulunan bu partimiz, yargıç huzurunda yapıtmayan "genel merkez yönetiminde önseçim" diye adlandırdığı bir yönteme başvuruyor. Ya soldaki partilerde durum; CHP, bu konuda bütün partilere fark atıyor. Yerel seçimlerde Izmir dışında önseçim yapıyor. 21 ilde milletvekili aday- lannı merkezden saptıyor. Halkımızın alt katmanlarının çabalarıyla kurul- duğu ilan edilen DSP'de ise önseçim yok. İki se- çim için merkez yoklamaları geçerli. Evet ama; her önemli siyasal olaylardan sonra "milletvekillerini genel merkezin askeri" diye suç- luyoruz. Her dönemde çıkış yollarının bulunamayışını "//- der sultasına" bağlıyoruz. Bütün bu yakınılann, haklı eleştirilerin kökenin- de yatan halkın sağduyusunu hiçe sayan kurallar bir türlü kaldınlamıyor. Ya sonra? TBMM'de bugün 43 günde sadece 10 saat çalışan, ama bir milyar maaş alan bir top- luluk oluşuyor, yarın da oluşacak. Gündeminde 293 tasan, 241 genel görüşme- araştırma, 274 sözlü soru önergesi olan bugünkü TBMM'ye benzer yeni bir TBMM gelecek! Işte yeni seçime yeni umutlarla giden Türkiye! Gürtuna 3. köprü eylemini destekliyor tstanbul Haber Servisi - FP'lı tstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetimi, Recep Tayyip Erdoğan döneminde. başta Mimarlar Odası olmak üzere işbirliği kesilen sivil toplum kuruluşlan ile seçim- lere çok az bir süre kala ye- niden dayanışma içine giri- yor. Büyükşehir Belediye Başkanı AIi Müfit Gürtuna. Istanbul Boğazfna 3. bir köpriinün yapılmasma karşı çıkan sivil toplum kuruluşla- nnın pazar günü yapacağı eyleme destek vereceklerini söyledi. Gürtuna, dün 3. boğaz köprüsü ve tüp geçit projele- riyle ilgili bir basın toplantı- sı düzenledi. 3. köpriinün ulaşım sorununda hiçbir iyi- leştiricı etkisınin bulunma- yacağını, aksine Istanbul için telafisi ımkânsız yeni zararlar ortaya çıkaracağını belirten Gürtuna: yapılacak köpriinün tamamen özel ta- şıtlara hizmet edeceğini, bu- nun da ulaşım sorununa ger- çekçi bir katkı getirmeyece- ğini söyledi. Gürtuna, köprü için öngörülen güzergâhın, Asya yakasında Kuleli, Va- niköy 'deki tarihi ve yeşil do- kuyu. Avrupa yakasında ise Arnavutköy'deki doğal ve tarihi dokuyu bozacağını; aynca Ulus gibi planlı konut yerleşimınin olduğu bir alandan devasa bir viyadü- kün geçecek olmasmın da son derece düşündürücü ol- duğunu vurguladı. Köpriinün yapılması du- rumunda başta Boğaziçi ala- m olmak üzere. Kadıköy, Csküdar, Ümraniye, Şişli. Kâgıthane'nin ölçekli plan- lannın fonksiyonel yapılan- nın bozulacağını. 300 mil- yon dolarhk bir kamulaştır- ma yapmak gerekecegini be- lirten Gürtuna. köpriinün ya- pımının 6 yıl süreceğini id- dia etti. Gürtuna, tstanbul için önemli olan konunun araç hareketliliği değil, yolcu ha- reketlıliği olduğunu, bunu da ancak tüp geçitin gerçek- leştirebileceğini söyledi. Harp AkademflerFnden iki kitap ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkur- may Bas.kanhğı Harp Akademileri Komutanlı- ğı'nca yayımlanan iki kitapta "Türldye'de trti- caHareketleri veTerörizmin flişldlerir> ile "Tür- kiye Cumhuriyeti Devletf nin Laiklik llkesinin Devamulıgmın Sağlanması tçin Yapılması Gere- ken FaaByetier'" irdelendi. RP'nin kapatılması- nın ardından "irticanın savunmaya çekikiiği, sa- vuıunanın sonrakisaldın için hazirttk dönemiol- duğu"na dikkat çekilen kitaplarda. tarikatlar ve dini motifli terör örgütleri sıralandı. Genelkurmay Başkanlığı'nda basın kuruluş- lannm Ankara temsilcileriyle yapılan toplantı- da verilen kitaplarda. tslamda mezhepler ve ta- rikatlar, irticanın tanımı ve tarihi gelişimi, gü- nümüzdeki boyutları, Türkiye'deki irticai hare- ketleri destekleyen ülkeler, irtica ile terorizmin ilişkisi aynntılanyladeğerlendirildi. Kjtaplarda, laikliğin Türkiye'deki evrimi ve irticai faaliyet- ler, Türkiye'de siyasal tslamın yükselişi ve la- iklik ilkesinin devamı için yapılması gereken- ler başlığı altında öneriler sıralanıyor. "Türkiye'de trtica Hareketleri ve Terorizmin tlişkfleri" adlı kitapta tarikatlar incelenirken gü- nümüzde faal olanlar şöyle sıralanıyor. Nurcular: Yeni Asya, Şura, Fethullah Gülen. Mehmet Kurdoğlu, Med-Zehra ve Aczmendi Grubu olarak çeşitlı gruplara aynldıklan söylen- mektedir. Süleymancıiık: Faaliyetlerini sürdürmesine karşın eski popülaritesi kalmamıştır. Alman- ya'da lslam Kültür Merkezleri Birliği'ni kura- rak bütün dernekleri tek çatı altında toplamış- tır. 'Sistem dışınaçıkanparti kapatıkr' • Baştarafı 1. Sayfada mın önemini vurgulayarak bunu olabildiğince genişlet- mek istediklerini söyledi. Yazıh-sözlü olarak ve înter- net aracıiıgıyla gerçekJeştirilecek bilgi akışımn yanhş anlamalan ve yönlendirmeleri ortadan kaldiracağını be- lirten Tümgeneral Işık, merkezin ilk aşamada perşem- be günleri açık olacağını söyledi. Merkezde, TSK'ye ilişkin bilgiler, PKX terörüne karşı verilen mûcadele başta olmak üzere 50'ye yakın konuda bilgi bulunuyor. Merkezin açtlışı nedeniyle dağıtılan ilk bilgi notun- da demokrasi konu edildi. 14 sayfahk bilgi notunda şu konular deöerlendirildi: GENELKURMAY'IN DURUMU: Dünyanın pek çok ûlkesinde Genelkurmay Başkanlığı'nm Milli Sa- vunma Bakanhğı'nabağlı olduğudogrudur. Ancak Tür- kiye'dekj durumun askerin siyasi otoritenin üzerinde yer işgal ettiği imajı doğru degildir. Her ülkenin kendi düzeni vardır. Kurtuluş Savaşı sırasında ve sonrasında ordu çok önemlidir. Laik Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruîuşuyla dini kendilerine alet ederek yüzlerce yıl Osmanlı dev- letinde makam, mevki, güç sahibi olmuş kişiler iktidar- dan uzaklaştınlmıstır. Bu kişilerin cumhuriyete, demok- rasi ve laikliğe karşı devrim heves ve çabası içinde ol- malan, ordumuzun önemmi cumhuriyetin kurulu^unda olduğu gibi bugün de arttırmaktadır. Genelkurmay Başkanlığı'nm Başbakanhk'a bağh oluşunu bu tarihsel nedenlerde aramak gereklidir. önemli olan, Türk ordusunun cumhuriyete, demokra- siye ve laikliğe bağlılığıdır. Tarihsel nedenlere dayanan idari yapıyi değiştirmeye çahşmak ise ya tarih bilroe- mekten ya da daha kötüsü TSK.'yi haksız yere taciz et- mek arzusundan kaynaklanmaktedır. AÖLLtGÜVENLİK KURULU: Türkiye, dûnyanm belki de en sorunlu bölgesindedir. Bu durum iç ve dış tehditleri doğurmaktadır. Milli Güvenlik Kurulubu teh- ditlere karşı kurulmus. anayasal bir kurumdur. Görevi üpkı ABD Başkanı'nın ulusal güvenlik danışmanlan- nınolduğu gibi milli güvenîik konulannda görüş belirt- mektir. Kanun yapmak veya yürütmek değildjr. Benzer kuruluşlar dünyanm pek çok ûlkesinde mevcuttur. tNSAN HAKLAR1 SORUNU: Bu problemin teme- linde kendimizi tanıtamamamız yatıyor. Tanıtım deyin- ce, yiyecek-icecegin, tarihi-dogal gûzeHiklerimizin dı- şına çıkamadık. Görevi Türkiye'yi tanıtmak olan birta- kım kişiler de ne yazık ki "öbür tarafin" sözcüsü gibi hareket edebilmektedir. ABD'de Türk Enstitüsü'nün nasıl kurulacagı tartışılırken K.ürt Enstitüsü'nün kurul- muş olması, "Ermeni S<A lanmımn" okullarda ders ko- nusu olması düşündürücüdür. Türkiye'de insan haklan ihlalleri devlet politikası de- gildir. bu tür olaylar ortaya çıkanldığmda üzerine gidil- mektedir. Pek çok kişi Avrupa "da mülteci statüsü almak için Türkiye'de arandıgını, yakalanırsa idam edileceği- ni iddia etmektedir. Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi de bu konuda kul- lanılmaktadır. Değil Avrupa'ya gitmek, köyünden çık- mamış kişiler adına davalar actlarak, o kişiler kullanıl- maktadır. DEP milletvekilleriyle ilgili konu zaman zaman kar- şımıza çıkanlıyor. Bu kişilerin terör suçu işledikleri an- latılamamışbr. PARTt KAPATMA: Bu durum, pek çok Avrupa ül- kesinde vardır. Alman Anayasası'nın 21. maddesinin 2. bendi demokratik düzeni zedeleyen partinin kapatıla- cağını öngörmektedir. Fransa'nın önde gelen politika- cılanndan Jean- Mark k Peo'in ırkçı tavırlan nedeniy- le dokunulmazlığı kaldınlmıştır. Benzer örnekler Is- panya ve ttalya'da da vardır. Bugün bütün cağdaş de- mokrasiler, demokrasinin kendisini koruma hakkını ka- bul etmektedir. Hiçbir demokrasi iktidara gelince, de- mokratik usuilen kuiiansa dahi kendini ortadan kaldı- racak bir siyasi oluşuma izin vermek zorunda degildir. Dünya bunu kendini korumaktan aciz Weimer Anaya- sası'nın Hitler'i iktidaryapması sonucu büyük felaket- leri yaşayarak öğrenmiştir. Bu nedenle üikemizde laikligi kaldırarak demokra- siyi yokedecek siyasi oluşumJara izin verilmemesi, de- mokrasiye aykm değil, tam aksine demokrasiyi güçlen- diricidir. » • . DlN VE tBADET ÖZGÜRLÜĞÜ: Ülkedeki kamu düzenini ihlal etmesi halinde. din ve ibadet özgürlüğü- nün sınırianmasımn örneklerine Batı demokrasilerinde rastlanmaktadif. Almanya'da radikal Islami örgüte mensup ve teröre müsait binlerce kişi bulunmasına rağmen bu devletin te- röre karşı faaliyetleri günü kurtarma kabilinden yapı- lan sınırlı çabalardan öteye geçmemektedir. Türkiye ile olan ilişkilerinin özel bir yer işgal etme- si nedeniyle Almanya'nm insan haklan ihlalleri aynn- tılı incelenmek ihtiyacındadır. BATTNIN TUTUMU: Batı'nm bazı gerçekleri gör- mezden geldiği, Türkiye'ye yönelik değerlendirmeler- de taraflı, maksatlı ve önyargılı davrandığı, çifte stan- dart uyguladıği gerçektir. Ancak bu maksatlı davrantş- lann yamnda aleyhimize olarak gündeme getirilen ko- nularda bilgi sahibi olmamalan. bizim anlatım eksikli- ğimizden kaynaklanmaktadır. FP aday listelerinde radikal isimler ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-FP'nin milletvekili ve beledi- ye başkan aday listeleri netleşme- ye başlarken bazı çikışlanyla ka- muoyu gündemine gelen radikal isimlerin ön plana çıkması dikkat çekti. Üniversitelerde türban ser- bestisi istemiyle yapılan eylemle- re katıldığı için YOK. taraftndan ih- raç edilen ve akademik un\anlan iptal edilen Van Yüzüncü Yıl Üni- versitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dursun Odabaşı'nın milletvekili adaylığı gündemde. Bir süre önce düzenlenen törende gamizon ko- mutanı ile tartışan Konya Selçuklu Belediye Başkanı lsmail Öksüz- ler'in de yeniden aday gösterilme- si bekleniyor. FP Genel Merkezi'nde aday lis- teleri üzerindeki çalışmalannı sür- düren komisyon, ısimleri kesinleş- tirmeye başladı. Üniversitelerde türbanın serbest bırakılması için y'urt çapında gerçekleştirilen olay- lı türban eylemlerine Van'da katı- larak destek verdiği için aralık ayında YÖK tarafından ihraç edi- len ve akademik unvanları iptal edilen Prof. Dursun Odabaşı'nm milletvekili aday listesinde yer ala- bileceği belirtildi. Listelerinde meslek kuruluşlan temsilcileri ve sendikacılara da yer vermeyi plan- layan FP. bazı isimlere adaylık öne- risinde bulundu. Necmettin Erba- kan ve Tansu ÇiIIer e 28 Şubat karşıtlığmı sembolize etmesi için "demokrasi'" adını taktığı bir ku- zu armağan ederek destek veren ve türbanı sa\r unan açıklamalanndan sonra Cumhurbaşkanlığı Başdanış- manlığı'ndan istifa eden Sağlık-tş Genel Başkanı Mustafa Başoğlu na adaylık önerilmesi benimsendi. Başoğlu'nun dışında Hak- lş Genel Başkanı Sah'm L'sluda FP'nin sen- dikacı adaylar listesinde yer aldı. Aleviler sokla parti arayışında • Baştarafı 1. Sayfada cati Yılmaz da, emekten, banştan, de- mokrasiden ve laik'likten yana bir ikti- dar istediklerini kaydederek "Bunu da sol sagla>abilir. Onun için solun. değer- ieriyle birlikte iktidannı istiyoruz" diye konuştu. Hacı Bektaş Kültür ve Tanıtma Der- neği Genel Başkanı Prof. Atilla Erden. Anadolu Aleviliğinin kitlesel yapısın- da kendi kültüründen getirdiği bir spla yakınlık bulunduğunu belirterek, "Ör- negin en küçük köyünde bile kadını. kı- a. gencL^ herkesin konuşma hakkı var. Bu, sol partilere götüriiyor. Onun için çoğunlukla oradalar" de|erlendirme- sini kaydetti. Kurtuluş Savaşı'na Atatürk'ün ya- mnda ilk giren gruplann arasında Ana- dolu Alevilerinin de yeraldığını anım- satan Erden, "Mustafa Kemal laikligi getirirken Aleviler desteklemiştir. Te- mekk böyle bir yapı var. Onun için so- la yakın partileri kucaklnorlar" dedi. Aleviliği şekilciliğe dökerek Islamın birdonmuş mezhebi haline getirme ça- balannın bulunduğunu anlatan Erden. "Bazı sağ partilerin bazı gruplara para dagıttıği söyleniyor, Ama Alevilerin o>- lannın bü>ük bir bölümü sol partilere gkJer. Alevi oylannda bir bölünme ya- şanma bu sol partiler arasmda olur" görüşünü dile getirdi. Erden, yerel seçimlerde CHP'nin Murat Karayalçın'ı, DSP'nin de Doğan Taşdelen'i aday gösteımesinin oylan bölebileceğıne dikkat çekerek "Çünkü bu adaylann hiçbiri Ale\i oylann tama- mına hâkim degil. İşçi Partisi ve Özgür- lük ve Da>anışma Partisi'ne de o>1ar gj- der" diye konuştu. PSAKD Genel Başkanı Yılmaz, Ale- viler üzerinde uzun yıllardır "Şiileştir- meveSünnileştinne''operasyonlan ya- pıldığını belirterek bu düşüncenin Ale- vi öğretisiyle çeliştiğini söyledi. Yıl- maz, "Alevi yurttaşlar üzerindeçokcid- di oviınlar o>nandığını sürekli basın açıkİamalannıuda kamuo\ uyla pavlaşı- yoruz. Bunun taşeronluğunu \apanlara karşı bizim çok ciddi karaıiıbğımız var- dır" dedi. Kimsenin Alevilerin sözcülüğünü yapma yetkisine sahip olmadığını belir- ten Yılmaz. Sıvas katliamının ardından. "Sol size sahip çıkmi)or, buraya destek vermekten vazgeçin. Bu sizin menfa- aünızadır" gibi anlayışlann Aleviler içe- risınde dillendirildiğini anlattı. Bu dü- şüncenin sözcülüğünü yapanlann Sı- vas "taBBP'lilerve RP'lilerle birlikte ce- mevi açhklannı sa\iinan Yılmaz şöyle konuştu: "Bu anlaytşın Aleviler arasmda >er bulmasL zemin bulması mümkün degil- dir. İnanrv'oruz ki .41eviler sKasi tercih- lerini kuDanırken ,'Vlevi kültürünün ve öğretisinin temel değerleri ve kavramla- nyla düşiineceklerdir. İnsanı \e insan emeğini Kâbe bilen vç öğretisinin mer- kezine ko>an Aleviler için emek,demok- rasi, eşitÜk. özgüıiük, banş, hoşgörü. kardeşlik ve laiklik çok önemli değerler- dir." Türkiye'nin içinden çıkılmaz sorun- lann bataklıgına dönüstüğünü, bundan parlamentodaki istencin sorumlu oldu- ğunu kaydeden Yılmaz, Siyasi Partiler Yasası (SPY) ve Seçim Yasası'nda (SY) demokratik değişiklikler yapı Imasını is- tedi. Yılmaz. "Bu değişiklikterden son- ra gklilecek seçimde bizler örgüt olarak emek, demokrasL banş, eşittik ve özgür- lük >anbsı shasal partilerin iktidar olma- sınıistiyonız. Bunuda sol sağla>abilir.O- nun için solun, değerleriyle birlikte ikti- dannı istiyoruz" diye konuştu. Çorum-Der Genel Başkanı Cemal Emir de, derneklerinin yalnızca Alevi yurttaşlardan oluşmadığını belirterek seçimlerde gerçek solun birleşmesini is- tediklerini kaydetti. Solu gerçek anlamda temsil edecek partinin bulunmadığını savunan Emir. "Gerçek sol, tabanda memur. işçi. a>- dın. öğrenci kesimL ülkesini se\en, kül- türü ile banşık. bağımsızlığa düşkün in- sanlardır. Bu insanlar da Atatürk ilke ve devrimlerini içtenlikle savunan insanlar- dır. Vasal partilerdt.' bu unsuriann bir- çoğuyok. Olsaydı ülke 1919tarihinin ge- risine düşmezdi" dedi. Işıkçılar: Yurtiçinde en çok tstanbul, Erzin- can ve Kayseri'de etkin olduğu görülmektedir. Daha ziyade ticari faaliyetlere önem veren grup. bir holding kurmuştur. "Dini MotifliTerörÖrgütü" başlığı altında da Hizbullah, tslami Hareket Örgütü (İHÖ), tsla- mi Büyük Doğu Akıncılar Cephesi (İBDA-C) ve Vasat Örgütü amaçlan, stratejileri. destek al- dıklan kesimler belirtilerek irıcelendi. Radikal dini gruplann da incelendiği kitapta. bu bölüm- de Malatyalılar Grubu. Tevhid Grubu. Akabe Grubu. Hizbullahi Vahdet Grubu yer aldı. Mil- li Görüşçüler, sözde Anadolu Federe tslam Dev- leti ve Müslüman Cemaatler Birliği'nin de de- ğerlendirildiği kitapta. dinci terür örgütlerinin eylemleri ve radikal dinci gruplann uygulama- lan tarihleriyle, fotoğraflanyla yer aldı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Laiklik llkesi- nin Devamlılığının Sağian- ması İçin Yapılması Gere- ken Faaliyetler adlı kitapta da, irtica tehlikesinin bo- yutlanna dikkat çekilerek önlem için öneriler getiril- di. Şeriatçılann Kuranıke- rim'i çarpıttıklan. kendine ve çıkarlanna göre yorum- ladıklan belirtilerek bu uy- gulamalar maddeler halin- de sıralandı. Türkiye'de siyasal İsla- mın yükselişinin aynntıla- nyla incelendiği kitapta. Milli Görüş Teşkilatı'nın Avrupa"daki örgütlenmesi- ne ve taşınmazlannm değe- rinin 250 milyon markı geçtiğine dikkat çekildi. Harp Akademileri Ko- mutanîığı özetle şu sapta- malar ve önerileri sundu: - Laiklik yalnızca dinle devletin aynlığı değil, dini çevrelerin de kontrol altına alınmasıdır. - Devlet laik devrime karşı çıkanlann güçlenme- sine izin veriyorsa o iktidar laik olmayan bir iktidardır. - De\ let içerisindeki irti- cai kadrolaşmanın önlen- mesi \e me\cut kadrolann irticai beyinlerden arındı- nlması vakıt geçirilmeden yapılmalıdır. - Laik cumhuriyeti teh- dit eden irticaya karşı, ka- rarlılık ve azimle yeni bir "kurtuluş savaşT başlatıl- malıdır. - Özellikle tarikatlar son on bcş yıl içinde büyük bir canlılık göstermiş, tekke ve zaviyeler neredeyse Cum- huriyet öncesi işlerlikleri- ne ulaşmıştır. - Kuran kurslannda de- mokratik sisteme ve laik cumhuriyete tepkili olarak yetiştirilen çocuklann. dev- letin resmi ortaöğrenim ku- rumlanna geçişini sağla- ması irticacılann önde ge- len gayretidir. - RP'nın kapatılmasıyla irtica savunmaya geçmiştir. Savunma. bir sonraki taar- ruz için hazırlanma döne- midir. - Akılcı bir yaklaşımla tehdidin yetiştiği ve beslen- diği kaynaklann kurutul- ması daha dogrudur. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada kusuyla bakıldı. Ama sonraki gelişmeler, iç politi- kaya takıldı. Yunanistan'ın bu silahı nereye konuşlandıraca- ğı konusunda henüz resmi açıklama yok. Ortalık- ta bir Girit'tir gidiyor. Önce gündemdeki üç boyu- ta bakalım, sonra Girit'e çıkalım... Yunanistan'ın Rusya'dan füze alıp adaya yer- leştirme karan almasının temelde üç tarafı vardı: 1- Türkiye, 2- Batı, 3- Rusya. Türkiye durumu içinde degeriendirdikten sonra üç mesaj verdi: 1 - Biz bu füzelerin yerleştirilmesini istemiyoruz. Yerleştirilirse gerekeni yaparız. 2- Füzeleri yerleştirmeyelim ama, diye başlayan pazarlıklardayokuz. Bu konuyu kesinlikle pazarlık konusu yapmayız. 3- Adaya yerleştirilecek bu silah bölgenin den- gesini bozacaktır. Konu sadece Kıbrıs'la ilgili de- ğil, Doğu Akdeniz'le ilgilidir. Türkiye'nin daha baştan, "pazarlık konusu yap- mayız" yaklaşımının doğruluğu kısa sürede anla- şıldı. Yunanistan, "Eğer ada silahsızlandınlırsa biz de S-300'leri yerleştirmemeyi düşünebilihz" yol- lu açıklamalara girişti. Konunun Batı yanı Yunanistan'a asıl batan yanı oldu. NATO üyesi olan Yunanistan'ın Rusya'dan si- lah alıp Rus teknisyenleriyle iş pişirme çiğliğine gi- rişmesi doğal olarak olumlu karşılanmadı. Rusya boyutu ise konuyu daha kamnaşık hale getinyor. Rusya, Yugoslavyanın dağılmasının ar- dından Balkanlar'da arkadan dolanıp bir "Slavku- şağı" oluşturmanın zeminini hazırladı. Oradan Ak- deniz'e, sıcak sulara iniş Rusların içini ısıtacaktı. Şimdilik soğuk duş alıyorlar. Bu üç unsurun örülmesiyle biçimlenen çorap da Yunanistan'ın başına tam uydu. Yunanlılar şımdi, "kendim ördüm kendim giydim" şarkısını söylü- yorlar. Rum yönetimi lideri Glafkos Klerides'le Yuna- nistan Başbakanı Kostas Simitis, sanırız S-300'leri şimdi birbirlerine karşı konuşlandırmak istiyorlardır! Gerek Yunanistan'ın iç politikasındakı gerekse Güney Kıbns'la arasındaki gerginlik gösteriyor ki S-300'leri konuşlandıramadılar, ama birbirlerini "konuş lan"dırdılar! Dün gelen haberler de bu yöndeydi. Lefkoşa kaynaklı haberlere göre, Rum milletvekilleri bu kez "Silahlann parasını biz verdik. Neden Atina kulla- n/yor"diye birbirine girdı. Hükümet tarafı ise buna şu yanrtt verdi: "Atina bizim silahlanmamız için bugüne kadar elinden gelen çabayı gösterdi." Böylece adanın nasıl silahlandığı dahanet orta- ya çıkıyor. Hanya'yi Konya'yı... Şimdi yeni tartışma konusu Girit. Vurguladığımız gibi resmi açıklama yok, ama dillerde bu dolaşı- yor. Girit için yapılan tanımlamalardan biri şudur: "Akdeniz'in kavşağı." Adanın adının silahla anılır olmasından ilk rahat- sızlık duyanlar ada sakinleri oldu. Girit'in Türkçemizdeki yerini anımsatmadan geç- meyelim. Sık kullandığımız deyimdir: "Görürsün Hanya'yı Konya'yı..." Konya, Orta Anadolu'daki kentimiz. Hanya ise Girit'in doğu ucunda güzel bir kıyı şehri. Bu deyimi bugün Yunanistan için de kullanabi- liriz: "Kıbns'a yeni silah getirmek isteyince Hanya'yı Konya'yı gördüler." Tartışma bir süre daha devam edecek. AB, ABD S-300'lere hayır derken Türkiye'ye de yeni baskı- ları gündeme getirebilir. Bölgede kalıcı barış için kesin çözüm bizim kanımızca şu: Ege'nin iki yakası bir araya gelmeden, Türkiye ile Yunanistan'ın iki yakası bir araya gelmez. Bu, samimi düşüncemiz. Ama, Yunanistan ille Girit'i de silahlandıracağım derse sanırız yanıt pek hoş olmaz: "Girit'tir ordan!" Yılmaz ramazan şenlîğinde Başbakan Mesut Yılmaz. kardeşi vç ANAP MKYK üyesi Turgut Ydmaz'ın dün Eminönü'deki iftar çadınnda verdiği yemeğe katıldı. Başbakan Yılmaz, Eminönü Belediyesi'nce kurulan ve ramazan süresince her akşam 1500 kişiye iftar yemeği verilen çadıra gelişinde, yurttaşlann "Türkiye seninle gurur duyuyor" tezahüratlanvla karşılandı. Yılmaz daha sonra, çadırda kendisine aynlan bölüme geçerek oturdu. Yılmaz'a devlet bakanlan Cavit Kavak, Ahat Andican, ANAP Istanbul milletvekilleri Necdet Menzir. Tekin Enerem, Istanbul V'ali Yardımcısı Saim Eskioglu, Emniyet Müdürü Hasan Özdemir, ANAP Istanbul İl Başkanı Sühan Özkan, Eminönü Belediye Başkanı Ahmet Çetinsaya. Bakırköv Belediye Başkanı Ahmet Bahadırh, sanatçı Ediz Hun ve partili belediye başkanlan eşlik etti. Başbakan Yılmaz daha sonra Eminönü Belediyesi'nde bir süre dinlenerek Eminönü Beledivesi"nin Sultanahmet'te düzenlediği ramazan şenliğine katıldı. Yılmaz burada otantik dekoıiaria düzenlenen minyatür Erol Taş Kahvesi'nde kendisine aynlan bölüme oturarak halk mü/iğiv lc yapılan eğlenceve katıldı. (Fotoeraf: L'CUR GÜNYUZ)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle