28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 OCAK 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Kocaeli Uğur Bayar'ı bekliyor EskiAP HSanayıBakamNuri Ba- yar ın oğlu; sanayı tesislerini kapat- ma. kamu kuruluşlannı özel ellere devretme konusunda pek mahir olan Özelleştirme İdaresi Başkanı Uğur Bayar ın önümüzdeki seçımlerde Ko- caeli nden milletıekiliadayı olacağı- na ilişkınhabeıjerbuilde "sevinçle" karşılanmıştı. Özellikle UğurBayar'ın kapatılması için canla başla çalıştı- ğı SEK.A fabhkasımn işçilerince... Selüloz-tş Sendikası Genel Başka- nı Davut Bozkan, köşemi: aracdığıy- la Kocaeli halkmın Uğur Bayar 'a iliş- kin duygularına şöyle tercüman olmuş- lu: "Kocaeli halkı veseçmenleri Uğur Bayar 'ı, ülkemizdeki kâğıt endüstri- sinin anası sayılan, 62 yıllık SEKA fabrikasının kapatılmak istenmesi sürecinde çok iyitanıdu Kocaeli hal- kı ve işçiler, almanyanlış kararlann ne denli anlamsn olduğunu yaptık- ları eylemlerle kanıtladılar. Sanayi kenti Kocaeli halkmın ve işçilerin; is- lerine, ekmeklerine uzanan ellere çok değerli oyları ile ders verecekle- rine inanıyorum." Kocaelihler kendisıni dört gö:le bekliyorlardı ki, Uğur Bayar kararı- nı açıkladı: "Kesiıt aday olmayacağım." 01- saydı keşke. Elleriniz paltonuzun cebinde, ocak ayınayabancı serin bir havada Atatürk Bulvarı 'nda volta atıyorsunuz. Yüzlerce kişi belediye çadınmn ö'nün- de bedava yemek kuyruğunda. Tamdık birsima. "İyiakşamlar"diyor. Elsıkı- şır sıhşmaz, hemen söze giriyor: "Doğan Taşdelen CHP'den ayrılıp DSP'ye girmiş. Ankara'dan belediye başkart adayı olacakmış. Ne diyorsun? " tsteksiz, "Bilmem ki" deyip omuz sil- kiyorsunuz. Arkadaşınız soru sorduğu- na bin pişman. tçiniz ürperiyor. Soğuktan değil, sıkıntıdan. Bu kez paltonun yakalarını kaldırı- yorsunuz yukanya. Bebeler, dördü 100 bin liradan mendil satıyor. Az ileride seyyar çorapçı bağırıyor: "Yün bun- lar, yün. Dördü 500 bin." Ne kazanır- lar kigürtde7 Ekmeğin fıyatı 50 bin, pi- denin 100 bin... Oan bir başka dost çı- kageliyor karşınıza: "CHP, Cem Boyner'itstanbul'adü- şünüyormuş. Ne dersin?-" Sıntık biryüz ifadesiyle sigara ikram El cepte dolaşırken etmekle vetiniyorsunuz: . . "Buyur, buradan yak..." Karşınızdaki afalladı. Çaresiz alıyor bir sigara. Konuşmadan yüriiyorsunuz birlikte. Insanlar, ellerinde naylon po- şetler, otobüslereyöneliyor. Ekşimişsu- ratlar geçiyor önünüzden. îstiflenip is- tiflenip ucuz kömür dumanı kokan ma- hallelerine doğru yola çıkıyortar. Yammzdaki sessiz yiirüyüşe dayana- mıyor: "Bir çift sözün yok mu birader solun adaylanna? " Kızdı bir kere. Karşılık vermezseniz ol- maz: "Hanimişsol?" Avukat Ayhan Sarıhan Öğretmen Dünyası 'nın son sayısında derginin Sa- hibi ve Yazı îşleri Yönetmeni Zeki Sa- rıhan ile ilgili bir amsına yer vermiş. ZekiSanhan, iOyılöncebirtrafıkka- zası geçirmiş, hastaneye katdınlmış. Ayhan Sarıhan hastaneye gidinceyaşam- sal tehlikesi olmadığı anlaşılan Zeki Sarıhan, kardeşini uyarnuş: "Araba Mamak taraflannda yolun ortasında kaldt, içinde çantam falan vara% git onunla itgilen." Ayhan Sarıhangitmiş, arabayı bıdmus. Sonrasım özetle yazıdan öğrenelim: "ön cam yukarıdan aşağı kınlıp iki Alın yazısı parçaya bölünmüş. Sağdaki parça bir- ikısantimetre kadar içeriyegöçmüş. İki camın arkasında, kırıkyerde, avuç içi kadar bir deri parçası! Cam, alın de- risinin büyükçe bir bölümünü, kafa tasını sıyırarak almış. Etli deri parça- sı orada duruyor. Bu derinin hastanede belki işe ya- rayabileceğini, yerine dikilebileceğini düşündüm. Temiz bir şey aradım, bu- lamadım. Bulabildiğim en temiz şey, ağabeyimin çantasındaki Öğretmen Dünyası dergisi oldu. İçinde ne şeriat kokusu var, ne globalleşme propagan- dasu ne de bir dö'nek imzasu.. İçsayfalaryırtılıp dağılır, kapak da- ha sağiam diye, derginin kapağını sök- tüm, deriyiiçine koyup kaüadım, has- taneye koştum. Parçayt doktora vermek üzere kâğı- dı açtım, bir de negöreyim: Derinin içe- riye gelen kesik kısmı, sarılı olduğu Öğretmen Dünyası dergisinin kapak içindeki yazısınm mürekkebini eritip soğurmuş. Yazı aynen derinin içyüze- yine işlemiş. Dikkatli bakıhrsa oku- nuyorbile. Derginin kimlik bölümün- deki Öğretmen Dünyası amblemi ay- nen geçmiş. Bir yanlışhk yapıp da zarar verme- yeyim diye deriyi silemedim de, doktor- lara o halde verdim. Onlar da aldılar, silip temizlemeden, yazjyla birlikte kop- tuğu yere diktüer. Bu deri orada yeniden can kazandu Böylece, öğretmen Dünyası Zeki Sa- rıhan 'ın alnına yazılmıs oldu." Öğretmen Dünyası dergisinin 20. ya- şı kutlu olsun.. Yarışmaya tepki Sanatı tüküriik hokkası sanan FP li Ankara Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek, yarışma açmış: "Fotoğraflarla Ankara YarışmasL." Seçici kurul olnsturulmuş fılan. Ancak, Türkiye Fotoğraf Sanatı Dernekleri Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Dursunali Sarıkoç 'un itirazı var. Sarıkoç, diyor ki: "Ankara Büyükşehir Belediyesi'nce düzenlenen fotoğraf yarışmasının şartnamesinde Fotoğraf Sanatı Kurumu 'ndan beş kişinin seçici kurul üyesi olarak görevlendirildiği görülmüştür. Türkiye Fotoğraf Sanatı Dernekleri Birliği'nin oluşturduğu yarışma düzenleme kurallarına uymayan ve üstelik sanata bakış biçimleri malum kişilerce düzenlenen bu yarışmada seçici kurulda adı açıklananlarla yapılan görüşmelerde bazı üyeler, haberleri olmaksızın jüriye yazıldıklarını ifade etmişler vejüriden çekileceklerini belirtmislerdir. Belediyenin bu yanşmasmı Fotoğraf Sanatı Kurumu kesinlikle desteklememektedir ve desteklemeyecektir." Gökçek 'in yarışmasının fotoğrafı bu. llgililere duvurulur ISSIZ ODA YAZILARI VEDAT ÖZDEMİROĞLU Ecevit Yüzde Kaçın Başbakam Olacak? Bülent Ecevit, yıllar sonra yeniden "Üçüncü Adam" oldu. Gerçi bu kez, isimleri yolsuzlu- ğa, çeteye, din istismarcıhğına bulaşmış iki sağ liderin arkasın- dangeliyoraman'apalım! "Sa- nal" da olsa "merkez sağ" de- nen garabetin dışında bir ismin başbakanlıöı, daha az sinir bo- z u c a . ' . ! - - > • • ' < . ı , Şimdi, DSP'nin milletvekili sa- yısının, azınlık hükümeti kadro- lanna yetip yetmeyeceği konu- şuluyor. Beni ilgilendiren rakam- lar onlar değil. başka: Türkiye, gelir eşitsizliği açı- sından dünyada 5. sırada. llk sırada Brezilya var. Fakat "istan- bul" gelir eşitsizliği ve adaletsiz- liğinde Brezilya'yı da sollamış durumda. Istanbul rantının yüz- de 30'unu, il nüfusunun yüzde 1'i götürüyor! Bu korkunç ra- kamlar. varoşlarla sistemi karşı karşıya getiriyor. Istanbul'un seçkın mekânla- rında, barlannda, diskolannda geceleri ardı ardına atılan havai fişekle* varoşların yoksul, ge- leceği karanlık, umutsuz çocuk- ları uzaktan ve şaşkınlıkla sey- rediyor. "Merkezdeki şık haya- ta" ne kadar yakın ve ne kadar uzaklar! Ecevit, bu sefaletle nasıl mü- cadele edecek? Sefaletin de- vamlılığından sorumlu ortakla- rının desteğiyle mi? Heybeliada'da Bir Ev Ismet Inönü, 1924 yılında bir rahatsıztık geçirir/ Doktoriar mutlak istirahat önerir. Ismet , Paşa, Heybeliada'da eşyalı bir "• ev kiralar ve ailece buraya yer- ^teşirler. Sağlığı süratle düzelir. ^Pakat, ada sefası uzun sür- mez. Doğu'da Şeyh Sait isya- Iru başlamıştır. Gazi Paşa ken- fşdisini Ankara'ya çağırmıştır. Kısa bir süre içinde başbakan- tığa tekrar atanır. Aile çoğalmıştır. Ömer'e Er- K dal ve Ozden de katılır. Her : yaz, Heybeliada'ya gelmekte- airler. Kirada oturduklan evi, İ1934 yılında satın almayı dü- - şûnürler. Eve, mobilyalı ola- jkak, 25 bin lira istenir. Gazi Pa- -şa eşyasız olarak satın alma- 'Csmı önerir. Zira, o zaman bu pa- Tayı çıkıştırmak oldukça zordur. JPazariık edilerek 9.500 liraya Federe Notlar! • Ünıversitelerde faşistler ta- rafından yapılan satırlı, sopalı, döner bıçaklı saldırılan kınıyo- rum. Özgürlük düşmanlan, her zaman olduğu gibi yine şidde- te başvuruyor ve yine emniyet güçleri seyirci kalıyor. • Evrensel Kültür Merkezi, "sanat atölyeleri" açtı. Tüm sa- nat dallannda etkinliğini sürdü- recek atölyeler herkese açık. (Tel: 0212-243 08 03- Faks: 0212-251 13 66) • Düşüncelerinden dolayı ha- piste olan Doğu Perinçek'ın bileklerine zincir vurulmasını kı- nıyorum. Hapisteki düşünce suçlulan derin utancımızdır! • 29 Ocak'ta, Afyon'da, Gök- tepe duruşmasında buluşalım! • Izmir'de bir kız öğrenci "hır- Cemal Süreya Türk şiir dünyası, usta şair Cemal Süreya'yı 1990 yılının 9 Ocak günü yitirdi. Sanatçılar arasında, belki de en fazla şair- ler, hiç tanımadıkları, görmedik- leri, kendi çağlarında ve son- rasında yaşayan insanların hayatını güzelleştirirler. Cemal Süreya, bu "gûzelleştirme mesaisini" hakkıylayapmış, hat- ta fazla mesaiye kalmış şair- lerimizdendi. Onu, ölümünün 9. yıldönümünde "Fotoğraf" adlı şiirini köşeme alarak anıyorum: Durakta üç kişi Adam kadın ve çocuk Adamın elleri ceplerinde anlaşırlar. Evin yeni eşyasını Gazi Paşa hediye eder. Bugünkü eşyalar, yüzteri ye- nilenmiş olarak, o zamandan kalmadır. Heybeliada'daki ismet Inö- nü evini geçen temmuz aytn- da gezdim. Tarihsel öneminjn yanı sıra, Kuvvacı sadeliginin görkemiyle onur duydum. Eve, özeflikle de şirin bahçesine çok güzel bakılıyor. Isterdim ki 1998 yıiında, Inö- nü'nün 25. ölüm yıldönümün- de bağımsızhk savaşımızın bu önemli ismini anmak ve O'nun şahsında Kuvayı Milliye'ye say- gımızı göstermek için bu ev zi- yaretçilerle dotup taşsaydı. Yi- ne de geç kalmış sayılmayız. Ismet Paşa, üniü 'ç/vileme'at- laytşlannı yaptığı Heybeiiada ve o ev sizi bekliyor. sızlık" suçlamasıyla çırılçıplak soyulup arandı. Sonradan ma- sum olduğu anlaşılan kız öğ- renci, ruhsal rahatsızlık geçiri- yor. Okullarda dayak ve kötü muamele bitsin artık. Bu bitme- diği için "saygın milletvekilleri" Meclis'te kadın dövüyor! Okul- lardaki dayak olaylarını lütfen bana bildirin. • Radikal yazarı Perihan Mağden, bağımsız sinemamı- zın özgün ürünü "Gemide" fil- mine fena yüklenmiş. Eleştir- meyeçalıştığı "farklı olmakkay- gısı" Mağden'de net olarak gö- rünüyor • Ekranların tek düzeyli yarış- ması "BirKelime Birlşlem" şim- dilik devam ediyor gibi. Hayret, bu kez kalite kazandı! Kadın çocuğun ellerinden tut- muş Adam hüzüntü Hüzünlü şarkılar gibi hûzünlû Kadın güzel Güzel anılar gibi güzel Çocuk Güzel anılar gibi hüzünlü Hüzünlü şarkılar gibi güzel. "Bir şeyi kırk kere söytersen olurmuş" kampanyası - 9 Su6urluk Çetesi cezalandırıl- sın! Faks: 0212 512 54 55 HAYVANLAR ÎSMAIL GÜLGEÇ KİM KtME DUM DUMA BEHIÇAK behicak«fturk.net ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI HARBİ SEMÎH POROY TARİHTE BUGÜN Mi MTAZ ARIKAN 9 Ocak "ATE$T£N GÖMLEK* KIMİN BULUŞU? t964'7E SU6ÛN, ÜNLÜ ROMAfJCI UALİDe EDİP ADI- VAR ŞO YAŞINDA ÖLPÜ.YÜZYIL BAÇLARINDA; BATI 7AR- 21 ÖĞ&EU/M GÖXMÜŞ AZ. SAyiDA nJ/ZK *CA- ONfHM/V Bf&İ OLAM M/tl/pe EPİP, /Ş6/U- Y>L- t-IAUO ÇOŞTU&AA/ SÖYLeVLE/SİYLE ŞTI. KUBTTJLÜf SAvAŞI SISALAIS.IfJDA MUSTAFA I^£Â4AL PAÇA '/VfAJ YAKJIfJOA YSI£ AL- /iirş, BU A/ZADA KOİAAULAR YA2ASAYA KC- yULMUÇTU- "At~EÇTBM GÖMLSK' b£- BUAJLAG.- OAM SİISİYDİ. KURTULUŞ SAVAŞt S/RAS/NPA GB- Ç£-fJ KOUÜ, BİR ASIC ÜÇGEHikti İQE&MEKTEY- Pİ- YAKUP KADRt(MBAOSMAUOSUİ),yA2MAY! rASAG- LAPfgt "ATEŞrEV&ÖMLBK"ROMAHIUPAH ÜALİDE EPİP 'E SÖZ ETMİÇ, AMA ONUN Sl/A// ÇA8UK TU7VP AYA// APLI eOMAKJI 2 />YPA yAZACAĞIMl NMMÇ GÖRÜŞ ERCAN ÇİTLİOĞLU K. Kıbnıs - Kuzey Irak - Kürt Sorunu BM Güvenlik Konseyi'nin 22 Aralık günü Kıb- ns konusunda oybirliği ile aldığı iki kararın ilk yansımaları. Türkiye'nin uluslararası alandaki yalnızlığı ve kuşatılmışlığını bir kez daha kanıt- laması açısından çok önemli işaretler taşıyor. Ankara ve KKTC'nin "kabul edilemez" olarak niteledikleri Güvenlik Konseyi kararları ABD Baş- kanı Clinton'dan ingiltere Başbakam Blair'e, Avrupa Birliği Dönem Başkanı Avusturya Dışiş- leri Bakanı Schüssel'den Atina ve Kıbrıs Rum Yönetimi'ne değin tüm kesimlerde ortak bir ka- bul görüyor. Güvenlik Konseyi'nde kabul edilen kararların mimarının Rusya Federasyonu oldu- ğu anımsandığında, Türkiye tıpkı "Kürtsorunun- da" olduğu gibi bir kez daha uluslararası bir "mu- halefet cephesi" ile karşı karşıya geliyor. BM Güvenlik Konseyi'nin, Türkiye'nin ve bu- güne değin Türkiye dışında başka hiçbir ülkece tanınmayan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin önerilerinin üzerini bir kalemde çizerek Rumlann tezlerine ar- ka çıkan kararları, Türkiye'nin PKK'nin siyasal- laşma sürecine girişi ile artan sıkıntılanna bir ye- nisini daha ekleyecek görünüyor. Apo'suz bir Avrupa ve PKK'siz bir Kuzey Irak'ın, Barzani ve Talabani önderliğinde bu yörede oluşturulacak bağımsız bir yapılanmaya Türkiye'nin çekince- lerini geri almasına endekslenen Amerikan po- litikası ile Bonn-Moskova mihverinin, Kuzey Irak'ta bir bağımsız Kürt devletı kurulması halin- de, PKK'nin bu devlet içinde siyasi ve askeri bir güç olarak yer almasını öngören politikaları ara- sında sıkışan Türkiye'nin, uluslararası arenada- kı manevra alanı BM Güvenlik Konseyi'nin 22 Ara- lık kararlan ile daha da daraltılmış bulunmakta- dır. BM Güvenlik Konseyi'nin Kıbrıs konusunda aldığı her iki kararda da Rum yönetimini "Kıbrıs CumhuriyetiHükümeti" olarak nitelemesi ve bir anlamda KKTC'yi meşruiyet sınırları dışına it- mesi, her iki toplum arasındaki uzlaşı arayışları- nı güçleştirecek bir "atıf" olarak görünmektedir. Güvenlik Konseyi'nin "Kıbrıs'ta tüm asker ve si- lahlanma düzeyini sınıhandırma ve kapsamlı bir biçimde azaltmayı amaçlayan süreci başlatma" saptaması ise eşliğinde şu anda Kıbrıs'ta bulu- nan kolordu gücündeki Türk birfiklerinin geri çe- kilmesi öngörüsünü taşımakta ve yakın gelecek- te Türkiye'nin bu konuda çok ciddi baskılarla karşılaşacağının sinyallerini vermektedir. Yine Güvenlik Konseyi'nin, Kıbrıs'ta çözümün, siya- si olarak eşit iki toplumdan oluşan bir Kıbrıs dev- letine dayalı olması seslendirmesinin hemen ar- kasına taktığı "Böyle bir çözüm herhangi bir şe- kilde bölünme ya da başka bir ülkeyle birleşme- yi dışanda bırakmalıdır" tümcesi. KKTC'nin ko- şulları gerektirdiğinde Türkiye Cumhuriyeti ile bütünleşebileceği söyleminin önüne de bir du- var örerek Türkiye ve KKTC'yi giderek köşeye sı- kıştırmayı amaçlar görünmektedir. Yakın gelecekte Türkiye'nin önüne bir bir çı- karılacak bu tuzaklara verilecek haklı tepkiler ise tıpkı Kürt sorununda olduğu gibi Türkiye'nin her türlü uzlaşıyı kategorik olarak yadsıyan yapı ve kuvvet kullanma alışkanlığına bağlanarak, Tür- kiye uluslararası arenada bir kez daha mahkûm edilerek daha da yalnızlaştırılacak ve dayatma- lar karşısındaki direnci kırılmaya çalışılacaktır. Dışışleri Bakanlığı dönemınde S-300 füzeleri- nin Kıbrıs Rum Yönetimi'ne satılması kararının mımarlığını yapan Yevgeniy Primakov, başba- kanlığı döneminde Apo'nun Şam-Moskova-Ro- ma yolculuğunun organizasyonuna sağladığı katkılardan sonra bu kez de karşımıza Güvenlik Konseyi'nin aldığı Kıbrıs kararlarının fikir baba- sı olarak çıkıyor. Türkiye, Rusya Federasyonu'nun dünya siya- setinde yitirdiği eski güç ve etkinliğine hiç değil- se Akdeniz ve Ortadoğu'da yeniden ulaşabilme oyunlannın sahnesine dönüştürülmek istenildi- ğinin ayırdına varmalı ve bu oyunları geçersiz kı- lacak önlemleri zaman yitirmeden alabilmelidir. Dış kaynaklı dayatmaların başlıca gıdasının iç barışı bozulmuş, kamplara bölünmüş, kurumla- n yozlaştırılarak genel bir güvensizlığin egemen kılındığı ülkeler olduğunu anımsamak için Tür- kiye hiç değilse bu kez olsun "tarihin tekerrürüne" izin vermemelidir. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 2 3 SOLDANSAĞA: 1/Istanbul'daya- yımlanan haftalık 1 mizah dergisi. 2/ 2 Malezya halkına özgübirtüröldü- 3 rücüdelilik... Bir . zekâoyunu. 3/Bır geminın alabıldı- ği yük miktan... Biryağışşeklı.4/ 1972-1975 vılla- n arasında fstan- bul'da yayımlan- nıışedebıyat der- gisi. 5/ Yaratıcı- sının adı bilinmeyen >a- pıt...Bağışlama.6/Birili- .. miz... Cengiz Bektaş'm toplu şiirlerini içeren ya- 2 pıtı. II Eli işe yatkın. be- 3 cerikli...Birçeşittopluta- 4 banca. 8/ Elmas, zümrût gibi değerli taşlann tartı- sında kullanılan iki desig- ramlık ölçü birimi... Teme- li taklide dayanan sözsüz o^oın. 9/ Cflenen havanın dillere ulaşmasını sağia- yan supaplan açıp kapayan bir klavyeye sahıp. üflemeli oyun- cak çaleı. YLKAİIIDAN AŞAĞIYA: 1/ II. Meşrutiyet döneminde tstanbul'da yayımlanmış haf- talık mızah dergisi. II Cstû kapalı olarak anlatma... Vezin- li, uyaklı anlatım biçimi. koşuk. 3/ Bir şey ûzerindeki ge- rekli bilgi... Bir nota. 4/ Petrolde bulunan renksiz, sıvı du- rumundaolanhıdrokarbon... "—- sesleri sönüyorperdeper- de • Atlılar kayboluyorgüneşin battıgı yerde" (Nâzım Hik- met). 5/ Bir parçanın canlı çalınacağını anlatan müzik te- rimi. 6/ Aşk ateşı... Genellikle büyük yerleşım merkezle- rınin üzerinde toplanan kirli hava. 7/ "Mektup alır efkâr- lanınm,'—-ıçerefkârlanınm" (Orhan Veli)... Istanbul'un birsemti. 8/Geneîev işleten kadın... İyi, hoş, güzel. 9/ Ha- mamböceğine verilen bir başka ad.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle