Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 OCAK 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Ertuğrul Ateş'in resimleri adlannı efsanelerden, söylencelerden, rüyalardan alıyor
4
Sanatçı kendi içine dönmeir
ESRA ALİÇAVUŞOĞLU
Yaşamını ve çalışmalarını
Amerika'da sürdüren ressam Er-
tuğrul Ateş'in resimleri adlan-
nı efsanelerden, söylencelerden,
rüyalardan alıyor. Bu resimler,
bizleri sanatçının hayal dünya-
sında uzun bir yolculuğa çıkan-
yor. Bu yolculukta, kadınlar ve
elbette Ateş'in yaşamınm önem-
li bir bölümünü geçirdıgi Çuku-
rova'nın bereketli kültürü var.
"Ülkemi asla ıskalamadım"
diyen Ateş, onu yaratan her de-
ğere saygı duyduğunu ve sahip
çıktığını vurguluyor. Ateş'ın sa-
vundugu en önemli şeylerin ba-
şında ise yerel kültürle evrense-
le ulaşmak geliyor.
'Ideallerim büyfiktfi'
Ertuğrul Ateş'in resimleri 30
Ocak'a dek Atatürk Kültür Mer-
kezi Sergi Salonu'nda izleyicı-
lere sunuluyor. Adana'da doğan,
Ankara Gazı Üniversıtesi Re-
sim Bölümü'nden mezun olduk-
tan sonra aynı yıl lngiltere'ye
giderek Londra'da eğitimini sür-
düren Ateş, 1987'den bu yana
Nev\ York'ta yaşıyor. Amerı-
ka'ya gidişi çok bilinçli bir ter-
cih: Resim yapmak...
Ateş, o günün koşullannda
Türkiye'de fazla bir şey yapıla-
mayacagını düşünerek Amen-
ka'da almış soluğu. Ertuğrul Ateş,
Türkiye'nin sanat alanında ge-
lecek vaat etmediginı düşüne-
rek büyük ıdeallerini gerçekleş-
tirebileceği tek yer olan Ameri-
ka'yı seçmiş. "Yeteneklerimi,sı-
nırlanmı sınamak istedim. İde-
alerim büyüktü.Onun için debü-
yük işler yapmam gerekiyordu.
Bilinçli bir tercihti. ama içinde ca-
hil cesareti de taşıyordu. EI yor-
damıyla oldu her şey. İnandıgın
eylemi sonuna dek inatla sürdü-
rürsen kapı aralanıyor, o kaprya
hemen ayağinı sokmabsın ki ka-
panmasın. Amerika'ya girmcm-
deki en önemli neden resim yap-
rtuğrul Ateş'in
resimlerinin temelini
gerçeküstücülük
oluşturuyor. Bunun
üzerini ise mistik bir
anlatımla
kurguluyor. Hayatın
ve doğanın
mistisizmini
resimlerinde
kullanan sanatçı,
yapıtlanna
mistisizmle aynlmaz
olarak gördüğü
hüznü de katıyor.
Bütün bunlarla
birlikte kendini
anyor ve keşfetmeye
çalışıyor.
mak ve onunla yaşamak iste-
memdi. O giinlerde sadece re-
simle yaşamak mümkün değildi.
Burada kendime bir geiecek bu-
lamadım.Türkiye bana göre hâ-
lâ birbiriy le mektuplaşan insan-
lann ülkesi. Burada hep tribün-
lere oynanan bir durum var. Ben
bunu sev miyorum. Bu bana yet-
medi."
Türkiye ile Amerika arasın-
daki aynmı çok keskin görüyor
Ateş. New York gıbi dünyanın
kültür. sanat ve fınans merke-
zinde dörtbınden fazla galerinin.
seksen binden fazla ressamın ol-
duğunu söyleyerek bu farklılığın
altını çiziyor. Ateş'in üzerinde
durduğu bir diğer nokta ise Tür-
kiyeli sanatçılann Batı'ya karşı
olan öykünmeleri. Çoğu sanat-
çının işe bir Batılı gibi resim
yapmakla başladığını dile geti-
ren sanatçı, yüzümüzü kendimi-
ze, Anadolu'ya dönmemiz gerek-
tiğini vurguluyor. "İnsanlar iki
ayağı üzerinedoğnılup yürüme-
yi Anadolu'da öğrendi. Anado-
lu'da tükenmesi zor. yedi bin yıl
yetecek bir malzeme var. Çuku-
rova'da insanlann çapalanna hâ-
lâtarihiesertaküıyor. Bütün bun-
lan bırakıp bir Baülı gibi resim
yapmak doğnı gelmiyor bana.
Bu, öykünmekten öteyegidemez.
Orijinali \arken kimse diğerine
prim \ermeyecektir."
'Yerel kültür çok önemli*
Ertuğrul Ateş, kendi kültürün-
den yola çıkarak oluşturuyor re-
simlenni. kendi kültüründen bes-
leniyor. "Sanatçının kendini an-
laması gerekiyor. Bunu da 2000
yıhnın arifesindc bir an öncey ap-
ması gerek. Verel kiiltürün öne-
mi giderek artıyor. Artık deği-
şen, farklı bir dünyadan bahse-
dcbiliriz. Dolayısıyla yerel kül-
türler önem kazanacak. Sanatçı
kendi topragını. kendi kültürü-
nü. kendi insanını ıskalanıama-
lı. Bunu söylerken Konya'nm
tahta kaşığını almaktan sözetmi-
yorum elbette. Bu bir felsefe. bir
anlayış-."
Ertuğrul Ateş'in üzerinde dur-
duğu bir diğer nokta ise Anado-
lu'nun gerçeküstücü özelliği...
Sürrealizmin bir izm'olarak Ba-
tı'da oluştuğunu. ancak dünya-
nın var olduğu andan itibaren
surreal bırözellik taşıdığını be-
lırtivor sanatçı. "Biziminsanımı-
zın mizah anlay ıst Çukurova'nın
örneğin, son derece sürrealisttir.
Bah adını koydu sadece. Gerçe-
küstücülük dünya var olduğun-
dan bu yana vardu"
Ertuğrul Ateş'in resimlerinin
temelini de gerçeküstücülük oluş-
turuyor. Bunun üzerini ise mis-
tık biranlatımla kurguluyor. Ha-
yatın ve doğanın mistisizmini
resimlerinde kullanan sanatçı.
bunun içine mistisizmle aynl-
maz olarak gördüğü hüznü de
katıyor. Bütün bunlarla birlikte
kendini anyor ve keşfetmeye ça-
lışıyor. "Kendimi, içime döne-
rek anyorum elbette. Bunu ar-
nk tüm insanoğlunun yapması ge-
rektiğine inanıyorum. Çünkü
teknoloji insanı kendisinebir hay-
li yabancılaştırdı. İkinci bir Rö-
nesans'ın arifesinde olduğumu-
za inanıyorum; bu, kalplerde ve
kafalarda yaşanacak. İnsanlann
daha ay dınlık bir geiecek için ba-
zı kavramları; vicdan, merha-
met, aşk, iyilik, kötülük gibi,açık-
lamasını yeniden yapması gere-
kiyor."
Tuvale fal kapaüyor
Ateş. Anadolu insanının hayal
gücünü kahve falı ile örnekli-
yor. Kendisı de tıpkı kahve falı
bakan Anadolu insanı gibi form-
lan hayal gücüy le yoğuruyor \ e
bir anlatı oluşturuyor. Bir an-
lamda tuvale fal kapatıyor. "Ben
detıpkı kahve falı bakan bir Ana-
doluhı gibitektekformlarla,enst-
rümanlarla yola çıkarak kendi
kendisini örmesini sağhyorum.
Bu arada bilinçaltı yeniden orta-
ya çıkryor. Bu ortaya çıktıkça alıp
bir yana koy uyonım."
Ertuğrul Ateş'in resimlerin-
de yer alan en önemli öğelerden
biri ise kadın. Kadını yan tann
olarak gören sanatçı. kadının an-
ne. aşk, cinsellik, üreme gibi
ozelliklerine dikkat çekerek tan-
nsallığını ön plana çıkanyor. Er-
tuğrul Ateş. resimlerinde gele-
neksel resim malzemesini kulla-
nıyor, ama ileride gelenekselin
dışına çıkabileceğıni de söylüyor.
"Şimdilik yağlıboya ve tuvakle
kalmayı tercih ediyorum. Aynca
yağlıboyanın imkânlan benim
söylemek istediklerime uyuyor.
Dolay ısı> la yağlıboya ve tuvalde
kalmayı tercih ediyorum. Dün-
ya resmi de tuval resmine geri
dönmeye başladı. Artık her insan
bir ekol. Herkes kendi ekolünü
yaratma peşinde."
80tablodan oluşan '20. Yüzyılda Mpnet' başlMı sergi bugün Royal Academy'de açüıyor
Monet hayrarilarıPiccadüfy
J
ealan edfyörKültür Servisi - tzlenimci resmin
öncü ismi Claude Monet popülerli-
ğini günümüzde de koruyor. Mo-
net'nin 1900 ve 1924 yıllan arasın-
da yaptığı 80 tablodan oluşan Monet
in the 20th Centur) (20. Yüzyılda
Monet) başlıklı sergi bugün The Ro-
yal Academy "de açılıyor. 600 binden
fazla izleyici tarafvndan ziyaret edil-
mesi beklenen sergi için ^imdiden
108 bin bilet satılmış durumda. Ser-
ginin küratörü, Mary Anne Stevens
Ingiltere'nın ve Avrupa'nın dört
bir yanından sayısız sanatsever. ila-
hi bir görevi yerine getinr gıbi akın
ediyorPiccadılly'ye. K.ımılen,man-
zarasını Monet'nin de çok sevdiği
Savoy Hotel'in odalanna yerleşecek.
Monet kokteyllerini yudumlayacak
ve akşamüzeri, sergi şeref ine düzen-
lenen çay partısine katılacaklar. Ro-
yal Academy, satısa sunulmak üzere
CD'ler ve Monet şemsiyeleri gibi çe-
şitli aksesuvarlar hazırlamayı da ih-
mal etmemiş. Yapılanlar. Monet'nin
hayattayken izlediği sergileme stra-
tejilerine de ters düşmüyor aslında.
Ünlüressamın, sergilennde 'saülabi-
Kr' resimlerini de aralara bilinçli ola-
rak serpiştirdiği, hatta izleyicinin il-
gisini ve fiyatlan arttırmak amacıy-
la önceden satılmış tablolannı da ser-
gi kapsamına aldığı biliniyor.
Dünyadakı çeşitli koleksiyonlar-
dan sergiye katılan resimlerin sade-
ce taşıma masraflan 500 bin pound'u
buluyor. Her bir resim. kendine özel
koruma koşullan altında getirilmiş
Piccadilly'ye. Bazı resimlerin gerek-
tirdiği restorasyon, restaratörler. ser-
gi tasanmcıları. gece gündüz göre\
yapacak güvenlik ekibinin ücretlen.
reklam gıderlerı ve sigorta işlemleri
de oldukça yüklü bir fatura çıkanyor
sergiye. Tüm bunlar bir yana, kulla-
nılan yeni ve çok özel ışık sıstemının
tutan da çok yüksek. Sıstem. yapıt-
lara zarar vermeden dogal bir ışık ya-
ratıyor sergi salonunda.
Vatanseverük teması bitiyor
Monet, 1900'lerin başından ıtıba-
ren Fransa'da bir ıkon halini aldı. Gi-
v erny'de sürdiirdüğü aristokrat yaşa-
mını ailesi ve uşaklanyla paylaşıyor-
du. Hayatta hep iyı şeyleri sevdi ve
iyı şeyleri elde etmek için gereken pa-
rayı da yaptığı ışten kazanmayı bil-
di. Monet. 'Sergiyi kaç kişi ziyaret et-
n, bilet fiy aÜan yeterince yüksek miy-
du kaç tabio saüldı. hangi fıyaüarla sa-
bkh' gibi sorularla yakmdan ilgiliy-
di. Monet'nın inanılmaz başansı ise
sanat züppelerinı oldukça rahatsız
edıyordu. Onlara göre Monet, orta
sınıfın anlayabileceği, basit, yeterin-
ce yontubnamış, hafif, göze hoş ge-
len ve ticari resmin sanatçısı. bır an-
lamda fırçanın Çaykovsldsi'ydi.
ABD'lı akademısyen Paûl Hayes
Tucker'in sergi kataloğundaki yazı-
sı ise 20. Yüzyılda Monet sergisin-
dekı resimlerin, trajik yüzyılın ilk
çeyregını keskin bıçimde gözlemle-
yen. radıkal bir sanatçının ürünleri
olduğuna dikkat çeki>or.
Fransa, halkı ikiye bölen Dreyfus
olayıylagiriyor20.yüzyıla. Anti-se-
mitik ve katolik sağ görüşlüler, sol gö-
rüşlüler ve liberallere karşı kutupla-
şıyorlar. Degas, Renoir ve Cezanne sag
görüşlüler arasında yer alırken. Mo-
net Emile Zola'yla birlikte karşıt gru-
bu desteklıyor. Ancak Zola faalıyet-
lerinden dolayı yargılanıyor, Monet
de 1898 yılında lngıltere">e kaçıyor.
Yenı bır yüzyıla gırerken, Mo-
net'nin resmindeki vatanseverlık te-
ması da sona enyor. Sanatçı. aradığı
lıberal cennete Ingıltere'de kav uşuyor.
1900'lerde Monet'nin resimlerine gi-
ren v e Royal Academv sergisinde de
izleyicinin tanık olacağı Thames köp-
rüleri ve parlamento binası göriintü-
leri, Turner'a göre bırer politik im-
gfj
Monet'nin politik kimüği
Monet'nin politik kimliğınin altı-
nı çizme\ ı amaçlayan serginın kalbı-
ni Venedik manzaralan, Water Lıly
ve Giverny Bahçesi resimlen oluştu-
ruyor. Monet'nin. savaşın bır sanat
tasarrufu dönemi olduğu fiknne şid-
detle karşı çıktığı biliniyor. Tucker'ın
sergi kataloğunda belirttiği gıbi 'ka-
ranhkvçkasvtilisu'öğesıde. 1900'ler-
de sanatçının re^mıne giren v e önce-
ki çalışmalarında referansı olmayan
bir öğe Vlonet 1900 yılında 60 ya-
şmdaydı. 1900-1924 yılları arasında
yaptığı resımlerden oluşan Royal
Academy sergisi. Beethoven, Matis-
seya da Rembrandt'ın son işlerinde
de hissedilen, bir sanatçının yaşlılı-
ğında eriştığı yetkınliğe örnek oluş-
turuyor. Monet'nın W'ater Lily resim-
leri, ancak müziğın yaşatabıleceğı
bir duygusal etkı yaratıyorlar izleyi-
cinin üzerinde.
Douglas Fairbanks, VVülianı Morris ve Charlie Chaplin bir arada.
William Morris Ajansı
yüzyılı geride bıraktı
VVaterloo Köprüsü, 1900. Sergiyi 600 binden fazla izleyicinin ziyaret etmesi bekleniyor.
Kültür Servisi - Geçen ekim ayında Los
Angeles'daki büyük HoHyv»ood stüdyoîan,
Variety veTheHollyvvood Reportergibi sek-
törün iki namlı meslek dergisine, Amerikan
sinemasının en eski artist ajansı olan VVTÜiam
Morrfe Agency'nin (WMA'nin) yüzüncü ya-
şını kutiayan sayfalarca ilan verdiler. ABD'de
1929'daki büyük ekonomik bunalıma dire-
nen, ikinci Dünya Savaşı dönemini yaşayan,
kafayı komunizme takmış allahlık senatör
McCarflıy'ntn 1950'li yıllarda kaynattığı ca-
dı kazanında haşlanan, ama hep ayakta kalan
WMA. yüzyıl süresince stüdyo patronlanna
ve yapımcıtara karşı sinema oyunculannın
her türlü haklannı koruyan en eski ve ünlü
'acente' markası olageldi. Uzun süre alanın-
darakipsiz kalan WMA. Hoilyvvood'da 19701i
yıllarm sonvmdan başlayarak 1980'li yıllarda
ortaya çıkan, CAA ve ICM gibi yeni kuşak-
tan iki dışli ajansın amansız rekabeüyle de baş
etmek zorunda kaldı.
Charik Chapiin ilk müşterikrdendi
Günümüzden 110 yıl öncesinde, ABD'ye
göç etmiş ve adını William Moms'e çevirmiş
Zehnan Moses adındaki genç ve girişken bir
Alman, vodvil artistlerinin iş ilişkilerini yû-
rüten ve işvercne karşı haklannı temsil eden
kûçük bir ajans kurmuştu 1889'da. 1905'te,
artistlerin yanı stra WH Rodgers adındaki bir
rodeo yıldızını da müşterileri arasma kattı
WMA. 1912'de bir îngiliz tiyatro topluluğuy-
la Amerika'ya gelen, (sonradan beyaz perde-
de bûyük üne kavuşacak olan) gencecik bir
Charlie Chaplin de bu ajansın ilk müşterile-
ri arasındaydı, tıpkı sessiz sinemanın ünlü
stan Douglas Fairbanks gibi. Sessiz fümle-
rin gıtgide hayata kanştığı o dönemde. ufuk-
ta sinema denen yeni bır sanatın belirdiğini
görmüştü William Morris.
1930"da VK'fltiam Morris'in ölümûnden son-
ra baba işinin başına geçen AMHiam Morris
Jr, köklü değişiklikler yapıp değişen zama-
na uyarak ajansın bir ayağını New York'a da
taşıdı ve giderek sinema dünyastntn temel di-
reklerinden birine dönüşrü WMA. Kariyerle-
rinden sorumlu olduğu bir yığın tanmmış si-
nema oyuncusu. yönetmeni, senaryo yazan ve
teknisyeninin haklannı dıle getiren ve savu-
nan bu yıllarm namlı ajansı, 19?5'te WMA'nin
eski personeli Michael Ovitz tarafından ku-
rulan CAA ile kıyasıya bir mesleki rekabete
girişti 1980'lerde. Gunümüzun gelecegi par-
lak şirketi DreamWorks'ün ortaklanndan Da-
vid Geffen'in de yetişrigi WMA'da genelde
'müşteri ber zaman haklıdır' görüşügeçer-
lidir (rakip firma CCA'mn tersine) ve bu,
ajanstn uzun örnürlü ohışunu da açıklayan
ana nedendir. Bundan dolayı Lauren BacaD,
Liz Tayior, Sophia Loren, Oint Easrnood,
Candice Bergen gibi her dönemden kimi ün-
lü müşterilennin yıllarca hiç aynlmadığı ajan-
sa Bruce Wiffis, George Ctoonev ve 19901a-
ra damgasıru vuran artist- yönetmen Quen-
tin Tarantino, vb. gıbi başka ünlükr de dahil
oldu sonradan.
En son Arnoid Rifkin'in yönetirnindeki
WMA, Amerikan sinemasının dünyanın dört
bucağından milyonlarca hayran edinmiş ün-
lülerinin haklannm temsilcisi oluşunun yanı
sıra. bugün faaliyetaîanını televizyon, müzik
ve spora da yayan. dev bir 'artiz ajansı' Geç-
mişinde FrankSinarra. Marityn Monroe, El-
vis Presfe)' ya da Oint Eastvvood gibi ünlü
'keşiTleri-müşterileri bulunan ve yüzyılı de-
virip dalya diyen WMA, sinemanın kâbesin-
deki en güçlü ve saygm ajans oiarak yeni bir
yüzyıla girîşini üniü yıldızlarla kutladı.
'MasaHa en çok
ihtiyaç duyulan anda...
Kültür Servisi - Dokuz
Eylül Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi öğren-
cilerinin ortaklaşa çıkar-
dıklan sinema ve iletişim
dergisi 'Sinemasal'ın ikin-
ci sayısı çıktı. Cniversite
içinde ve dışmda harca-
nan entelektüel çabalann
değerlendirilmesı; çağdaş
düşünce ve görüşlere sahip
insanlann, sinemanın ve
iletişimin platformunda
demokratik bir şekilde bu-
luşturulması ve uygarca
tartışma zemininin oluş-
turulması amacının bir ürü-
nü bu dergi.
Yazılann, incelemele-
rin, çevirilerin büyük ço-
ğunluğu öğrencilere ait.
Dergide çalışan herkesin
ortak dileği, Sinemasal'ın
her şeyden önce bir öğren-
ci dergisi olması. Dergi-
den elde edilecek gelirin
büyük bölümü, dergide ça-
lışan öğrencilerin kisa met-
rajlı fılmlerine destek ola-
rak verilecek.
Derginın ilk sayısmda
yer alan sunuş yazısı, Si-
nemasal'ın 'cıkış' nokta-
sıyla ilgılı ıpuçlan veriyor
okurlara: "Düş görme ye-
timizin alabildiğine körel-
diği, reel'in, şimdi'nin kör
vederinliksiz gcrçeğine ala-
bildiği ne sıkrjtıgımız şu ta-
rihsel an'da masal'a her
zamankinden daha çok ih-
nŞ acı mi7 var belki de....Ve
iştedüşgücümüzü alabildi-
ğine getistirebilecek, bizi
reel'in karanlık zindaıüa-
nndankurtarabflecekolan
büyük güç: Sinema. 'Sı-
nemasal' bir sözcük oyu-
nu degil bu anlamda. bir
gerçek ve bu dergiy i çıka-
ranlann ortak şiannı en
iyi şekilde açıklayan iki söz-
cüğün bfleşimi."
Derginin ikinci sayısı
ZuhalÇctin ın 'TürkSine-
masında İlerjşimsizlik ve
Yabancılaşma' başlıklı in-
celemesıyle açılıyor ve Di-
lekTunah'nın 'TürkTop-
hım Yaptsv. Zihniyetve Aziz
Nesin Lyariamalan' baş-
lıklı yazısıyla devam edi-
yor. Margareta Gorsche-
nek'ın 'Reklam Spotlann-
daki Cinsiyet Stereotiplei'
konulu incelemesi Dilek
İmançer'in çevinsiy le su-
nulurken Yörükhan İnal,
'televizyon ve kültür' üze-
rine Cnsal Oskay ile yap-
tığı röportajı aktarıyor
Oguz Adanır, Jean
Mitry'nin 'Sanatçılar ve
Zenaatçılar'. Saü Saliji. Pi-
erPaoloPasolini'nın 'Plan-
Sekans veya Gerçeğin Se-
miyolojisi Olarak Film
\raşnrması". Bema Kut-
luğ, Zigmunt Bauman'ın
•Jcan Baudrillard'a Göre
Günümüz Dünyası' baş-
lıklı ıncelemelerinı sıne-
maseverlerin dikkatine su-
rıuyor. Dergide aynca Ne-
bihatYağızın;UmutFıl-
mi vt Zihniyet Lzerine Bir
Deneme". Gülnaz Sara-
çoğlu'nun 'Jean Baudril-
lard veSimülasyon' Oguz
Makal'ın 'Madrid'dt Bu-
nuel'i Yeniden Keşfet-
mek_". Süleyman Şahin'in
'Epklemic' başlıklı yazıla-
n yer alıyor.
Festivale sponsor bulunamadı
• KONYA (A.\) - Selçuk Üniversitesi (SÜ) Devlet
Konservatuvan'nca bu yıl 28-30 Nisan günleri
arasında ikincisinin düzenlenmesi planlanan
'Tiyatro Festivali', sponsor bulunamadığı için iptal
edildı. tlki 27 Mart 1997'de Dünya Tiyatrolar
Günü'nün 50. yılında gerçekleştirilen Tiyatro
-Festivali kapsamuıda, Türk ve dünyatiyatrosunun
en seçkin oyunlannın sahnelenmesî, S^encilerle
öğretim üyelerinin bir araya getirilerek bilgi
alışverişinin sağlanması ve Konyalı tiyatroseverlenn
sayısının arttınlması amaçlanıyordu. Festival için
gerekli olan 7.5 miiyar liranın, ancak 1.5 milyarlık
bölümü elde edilebildiği için proje ertelendi.
Avrupalı sanatçılar, telif hakları
I Kültür Servisi - Geçen salı 400 Avrupalı
müzisyen bir araya gelerek Brüksel'deki Avrupa
Parlamentosu'na (AP) bir dilekçe sundu. Sanatçılar
dilekçede, telif haklanna ilişkin kanunlarda yeni bir
düzenlemeye gidilerek tnternet'te yayımlanan
fotoğraflan ve yapıtlan üzerindekı haklannm
korunmasını talep ettiler. 'Daha lyi Korunan Telif
Haklan İçin Sanatçılar Birliği' adı altında bir araya
gelen bazı şarkıcılar ve müzisyenlerin hazırladığı
dilekçe, Financial Times gazetesinde de yayımlandı.
Fransız müzisyen Jean-Michel Jarre grup adına
yaptığı açıklamada, insanlann Internet'e duyduklan
ilgıyı eleştirmediklerini; isteklerinin. en uygun
düzenlemelenn bir an önce yapılması olduğunu
be'lirtti. Sanatçılar aynca Internet'teki sanatsal
ürünlerini dijital bir programla kullanıma kapama
olanağının kendilerine verilmesini istediler. Avrupa
Parlamentosu da çarşamba günü, bilgisayarda
sanatçılann şarkılannın ve görüntülerinın
kopyalanmasının yaygınlaşmaya başladıği geçmiş
tanhleri de içerecek şekilde, telif haklannm
korunmasıyla ilgiii tasanlann görüşülmesi kararı
aldı.
Genç şairler Cemal Süreya'yı
anlatıyor
• Kültür Servisi-Türk
şıirinin en büyük
isimlerinden Cemal
Süreya, ölümünün 9.
yılında bu kez genç
kuşak şairlennce
değerlendirilecek.
BEKSAV'da bugün saâl
16.00'da'Cemal Süreya
Bizımle' başlığı altında
düzenlenecek olan anma
toplantısına Oğuz Özden. Mustafa Köz ve Sezai
Sanoğlu konuşmacı olarak katılacaklar. Toplantıyı
Suna Aras sunacak. (349 91 55)
BUGÜN
• İDOBsaat 15 30da Çaykovski'nin 'KuğuGölü'
balesini sunacak. (251 10 23)
U TARIK ZAFER TUNAYA KÜLTÜR
MERKEZİ'nde saat 19.00'da Taşkın Savaş ve
Topluluğu'nun düzenlediği 'Müzikte Genç
Yetenekler' başlıklı söyleşi yer alıyor. (293 12 70)
• BELGESELSİNEMACILARBİRLİĞt'nde
Selçuk lnanç'ın yönettiği 'HasankeyT adlı film saat
13.00'ten 19.00'a kadar her saat başı gösterilecek.
(292 39 84)
M KARTAL HASAN ÂLİYÜCEL KÜLTÜR
MERKEZİ'nde Ata Demirer saat 20.00'de tek
kişilık gösterisini sunacak. (244 28 39)
CUMHURİYET KITAP KULUBU'NOE BUGUN
• Cumhuriyet Kitap Kulübü'nün Taksim'deki Sergi
Salonu'nda Emre Kongar 17.00-19.00 saatleri
arasında kitaplannı imzalayacak ve okurlanyla
söyleşecek. (252 38 81)