Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 OCAK 1999 ÇARŞAMBA
HABERLER
lÜ'de Atatürk'e hakaret içeren afişlerin asılması üzerine bir grup öğrenci yeni bir hareket başlattı
'Hedefimiz özgür ve laîk üniversite'
tPEKYEZDANİ
"Yobuduldann, çeteierin kol gezdiği bir
yönetimin değil. başmda Mustafa Kemal gi-
bidevrimcüeriıı oktuğu,demokratik. laik. ba-
ğunsz ve devamiı iierieyen cumhuriyetin
gençteriyiz." Bu sözlenn sahıbı. geçen yıl
10 Kasım'da Istanbul Üniversitesı'ne Ata-
türk'e hakaret içeren afişler asılması üzeri-
ne "Rir şey yapmajı" düşüncesi ile bir ara-
ya gelen Istanbul Üruversitesi öğrencılen-
nin oluşturduğu "Devrûnci Cumhuriyetçi
Gençter."
"Gerçekten demokratik, laik ve tam ba-
ğunsız Türkiye'' ılkesı etrafında birleşen 1Ü
ögrencileri. "Bb öncetilde okulun. ögrenci-
lerin sorunlanyla ve ülkedeki durumun öğ-
renci sonmlaruıa nasıl yansıdığıyla Ugileni-
voruz" dıyorlar. Yaşlan 18 ıle 20 arasında
değışen .Mehmet, Zümriit,Eren, Emre, Öz-
leın ve Hande. öğrenci sorunlanna bakışla-
nyla ilgili sorulanmızı yanıtladılar:
- Devrimci Cumhuriyetçi GençJer nasıl
ohışaı?
Mehmet: Geçen yıl 10 Kasım'da gerici-
ler üniversiteye Atatürk'e hakaret içeren
afişier asıyorlardı. Bunun üzerine biz de bir
araya gelip "Atatürk'e saygı" başlığıyla, 10
Kasım'la ilgili bir bıldınhazırlayıpdağıttık.
Bıtdirinin altına atılacak imza ıçın de en uy-
gun tanım olarak "Devrimci Cumhuriyetçi
Gençkr"i bulduk. Daha sonra bu ışı devam
ettirmeyekarar verdik. Türkiye'run kendı de-
ğerknne sahipçıkan, gücünü cumhuriyet dev-
rimlerinden ve 68 kuşağından alan bir sese
ihtiyaç vardı. Biz bu sesi örgütledik.
- Amacınız nedir?
Mehmet: Esas olarak devrimci cumhu-
riyetçi gençlerin birleştiği nokta laiklik, ba-
ğımsızlık ve Mustafa Kemal'in altı okudur.
Dolayısıyla da amacımız gerçekten demok-
ratik ve tam bağımsız bir Türkiye. Ancak biz
buradan yola çıkarak öncelikle okulumu-
zun sorunlanyla ilgilenip okula sahip çık-
maya çalışıyoruz. Bu durumun öğrenci so-
runlanna nasıl yansıdığıyla ilgileniyoruz.
Emre: Bir dergimiz var. Her şeyden ön-
ce bizi tanırması bakımından çok önemli.
-Öğrenci Koıtseyleri'yle (Öğrenci Terasü-
ci KuruUan) ilgili düşünceieriniz nedir?
Özlem: Konseyın aksayan yönleri mut-
laka var ve biz konseyın bu aksayan antide-
mokratik yönlerine karşıyız. Ama yine de
bu belli bir kazanımdır diye düşünüyonız.
Bunu kullanmak elimizde olduğuna göre
kullanabildiğimız kadar kullanrnalıyız.
Emre: Birçok insan. "Biz YÖK'ün kuk-
laa mı olacagrz, niye böyie bir şeye alet ola-
hm" diye bu konseylere girmedi. Ancak biz
girmeye çalışıyoruz. En azından öğrenci
konseyini şeriatçılara kaptırmamış oluyo-
ruz bu şekilde.
- Nasıl bir üniversite istiyorsunuz?
Mehmet: Hakaretsiz, şiddetsız, özgür bir
tartışma ortamı olan üniversite ıstiyonız. Jn-
sanlar fıkirlerini herkese açıklayabilsin ama
birbirlerine hakaret etmeden. Mustafa Ke-
mal 'e put demeden mesela.Tabii her şey-
den önce bilimsel, parasız, laik, demokra-
tik eğitımın verildiğı bir üniversite istiyoruz.
Zümriit: Biz bir şeylerin ya da birileri-
nın karşısında olarak ortaya çıkmadık zaten.
•Devrimci Cumhuriyetçi Gençler' hareketinin üyeJeri, demokratik, laik ve tam bağımsız bir Türkiye istiyor.
Yanmda olduğumuz şeyler de cumhuriyet
devrimi, kazanımlan, Atatürk ilkeleri.
- YÖK'e bakış açıraz nedir?
Mebmet: YOIC bilimsel, demokratik,
özerk üniversıtenin önündeki en büyük en-
geldir. Özellıkle son disiplin yönermeliğin-
de "Eytemlere kabian öğrenciler okukian
uzaklaşbrüabiiir" gıbı maddeler var. Böyle
bir yönetmelik, tüm demokrat öğrencilerin
yapacağı eylemlere de karşı olacaktır.
- Üniversitede ne gibi etkinJilder yürütü-
yorsunuz?
Mehmet: Geçen yıl 10 Kasım'da, lOKa-
sım'ın bir ağlama duvan olmadığı, tam ter-
sine cumhuriyetı ilerletmek için büyük bir
mücadeleyegirifmesigerektığini vebir şey-
ler yaparak Mustafa Kemari yaşatmamız ge-
rektiğini anlatan bir broşür hazırladık. Ge-
çen yıl Menemen olayının yıldönümünde
okuldaki anıtın önünde bir anma töreni yap-
tık. Daha sonra insanlara nasıl ulaşacağımı-
zı düşünürken dergi fikri ortaya çıktı, dergi
çıkarmaya başladık. Derginin şımdi iiçün-
cü sayısı çıktı. Bu yıl Menemen olayının
68'incı yıldönümünde de "Menemen'den
günümüze irtjca" paneli düzenledik.
-Türban genelgesme nasıl bakrvorsunuz?
Mehmet: Okul ıdaresı türban genelge-
siyle olsun, başka yollardan olsun, gencili-
ğe karşı bir mücadele verdi ve veriyor. Biz
de bunu destekliyoruz. Bize göre türbanla
okula girmek demek Atatürk'e put afışini
asmakla birdir. Ancak yurtlarhâlâ şeriatçı-
lann elinde. Bu yurtlan kullanarak insanla-
nn beyinlerini yıkıyorlar. Bu yurtlann de-
netim altına ahnması gerekiyor.
lcisieri Bakanı, emniyeti uyardı
Seçim döneminde
vatandaşa hoşgörü
ve anlayış çağnsı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - tçışlen Bakanı
Cavit Bayar, emnıyette ya-
pılan ba>Tamlaşma törenın-
de Türkiye'nin önünde
önemli bir seçim dönemi
bulunduğunu vurgulayarak
emniyet görevlilerinden çok
hassas olmalannı istedi.
Bayar, PKK lideri Abdul-
lah Öcalan'la ilgili soru
üzerine. u
Şu anda bu Idşi
yurtdışında olduğu için yet-
kfli bakanlıklar adalet ve
dışişleri bakanlıklandır.
Onun için bu sorulan oıua-
ra tevcih etmeniz gerekir.
Türkiye'ye gelince her tür-
lü sorulan sorabilirsiniz"
demekle yetindi.
Ankara Çevik Kuvvet
Şube Müdürlüğü'nde ya-
pılan bayramlaşma törenin-
de konuşan Bayar, 10 yıl
önce Ankara Valiliği yap-
tığı dönemde yine polisler-
le bırlikte aynı mekânlan
paylaştığını anımsattı. Ba-
yar, ömrünü idareye ver-
miş bir insan olduğunu, bu
görevleri sırasında emni-
yet teşkilatı ile iç içe ve yan
yana çalıştıgını bildirerek
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Meslekten uzak kaku-
gun sürelerde çahşmalan-
nızı zevkle, iftiharla izte-
dim. Son zamanlarda bü-
yük başardar ekk ettiniz. Bu
cefakâr kardeşlerimi bir
keredaha kutiamak tstiyo-
rum. Önümûzde oldukça
önemli bir seçim dönemi
var. Hepinizin çok hassas
ohnanındflemektevirn.Va-
tandaşlanmıza karşı anla-
yışa,boşgörüiü, me>-zuada-
nn uygulanmasuıda kati-
yen tavfcvennevBn. herza-
manoiduğu gibi vatandaş-
lanmıza karşı gfiven veren
nırumiçiiKkolacağınızıbi-
Byonım."
Emniyet Genel Müdürü
Necati Bilican da bayramı
sağlık ve huzur içinde kut-
lamamn mutluluğunu yaşa-
dıklannı belirterek emni-
yet teşkilatının bayramlaf;
da da ayn sorumluluğVu OIT
dugunu söyledi. Büican,
vatandaşlar tatile çıkarken
emniyet teşkilatı mensup-
lannın onların can ve mal
güvenliği yanmda güvenli
seyahat etmelen için de ted-
bir aldığını bildirdi.
Bilican, polisin nüfusun
yüzde 65'inin yaşadığı bir
alanda görev yapuğını, se-
çimlerin en iyi şekilde ya-
pılması için teşkilat görev-
lilerine büyük sorumluluk
düştüğünü belirtti. Seçim
döneminde imkânlann en
iyi şekilde kullanılarak dik-
katli görev yapılmasını is-
teyen Bilican, polisin 1998
senesınde başanlı çalışma
verdigini kaydederek bun-
dan dolayı teşekkür etti.
lzmir'de Vali KemalNeh-
rozoğlu. "Herkesin tatili,
bayramı, gecesi var. sizin
yok. Bu çalışma koşullan-
nın dışında. bir de >asadışı
kişilerle muhatap oluyor-
sunuz. Bunlarla mücadele
ederek 65 miryon insanın
mutlu yaşamasına imkân
saöıyorsunuz" dedı.
Tstanbul Emniyet Müdü-
rü HasanÖzdemir, Türki-
ye Polis Emeklileri Sosyal
Yardımlaşma Derneği Ge-
nel Merkezi'ni ziyaret etti.
Arastırma baslatıldı
107yıllıkMahvel
Kahvesi yandı
BURSA (Cumhuriyet) -
Bursa'nın en önemli sivil
mimarlıkömeği yapılann-
dan biri olan Mahvel Kah-
vesi önceki gece yandı. 107
yıllık tarihi bulunan Setba-
şı'ndaki ahşap bina elekt-
rik kontağındân çıkan yan-
gın sonucu kullanılmaz ha-
le geldi.
Kentin en ünlü ve en es-
ki kahvelerinden olan Mah-
vel Kahvesi'nin mülkiyeti
SSK Genel Müdürlüğü'ne
aitti ve_31 yıldır Osman
Enver Özd tarafından iş-
letiliyordu. Iki bölümden
oluşan Mahvel Kahvesi'nin
kullanılan eski bölümün-
deki yangın önceki gece
yansı kahvenin odunluk
kısmından başladı ve kısa
sürede yayıldı. Itfaiyenin
çabası yapının kullanıla-
maz hale gelmesim engel-
leyemedi.
Tarihi yapmın yanında-
ki boş alanda Kültür ve Ta-
biat Varlıklan'nı Koruma
Kurulu'nunonayı ileresto-
rasyon calışmalan başla-
tılmıştı. Yangınm restore-
sine başlanmayan bölümde
olmaması dikkat çekicı bu-
lunduve arastırma baslanl-
dı.
Bursa Büyükşehir Bele-
diye Başkanı Erdem Sa-
ker, tarihi yapmın yanma-
sına çok üzüldüğünü, yan-
gında kasıt olamayacağını
savunarak şunlan söyledi:
"Önceki akşam çıkan
yangında tarihi Mahvel
Kahvesi'nin yanması son
derece üzücüdür. Bilindiği
gibi biz o bölgede restoras-
von çaoşmalaruıa başlamış
veŞehir Kütüphanesi'ni ve
esfci sara> sinemasını haya-
ta kazandırma çalışmala-
nna baslamışnk SSK'nin
müUdyetinde olan Mahvel
Kahvesi'ni20yıllığma kira-
lamakistemistik.Aııcakşu
an bu binanın işlerme hak-
kını alan müstecir arkadaş
projelerini sunarak anlaş-
masını yenilemişti. Bu aşa-
madabizdebelediye oiarak
restorasyon çalışmalannı
tamamlanması ardından
çevreniıı \esilfendirilmesini
üzerimize almtşök."
CHP'li Ergül seçimler için hazırladığı kitapçıkta DYP liderine bir bölüm ayırdı
Çüler'in çıkııuyla oy toplayacak
ANKARA(ANKA)-Çfflerailesinin
peşini bırakmayan CHP tzmır Millet-
vekili Sabri Ergül. seçimlere yönelik
hazırladığı 223 sayfthk "TBMM'deL5
Yıl" adlı kitapçıkta Çiller'in 14 kılog-
ram ağırlığındaki çıkınına bir bölüm
ayırdı. Ergül, Çillerailesini "aylakta-
10011" diye suçladığı kitapçıkta, Çiller
ailesinin malvarlığı ile igili calışmala-
nna ve gazete haberlerine yer verdi.
DYP Genel Başkanı Tansu Çiller' in
Malvarlığmı Arastırma Komisyonu'nda
görev aldığı dönemde, maivarlığının
kaynağının gösterilemediğini savuna-
rak Özer Çiller hakkında suç duyunı-
sunda bulunan CHP tzmir Milletveki-
li Sabri Ergül, bu çalışmalannı 18 Ni-
san seçimleri sırasında kullanmaya dö-
nük bir kitapçık hazirladı. TBMM'de
2,5 yıl boyunca yaptığı bütün çalışma-
lar ve eylemlerle ilgili bilgiler ile bu
konulardaki gazete kupürlerine yer ve-
ren Ergül. kitapçıgm sekizinci bölümü-
nü "ÇiDer ve Çıkım" başlığı altında
Çiller ailesine yönelik iddialarına ayır-
dı.
Bu bölümde 1974 yılında kendi ifa-
desiyle "Cola icecek^eenti" olmayan
Tansu Çiller'in 1994'teHazıne'denso-
rumlu Devlet Bakanı olduğunda 40
rrilyonluk servete sahip olduğuna dik-
kat çeken Ergül, Çiller bu servetin kay-
nağını vermedikçe Türkiye'de dürüst-
lükten ve adaletten söz edilemeyece-
ğini vurguladı. Komisyon üyesi oldu-
ğu dönemde elde ettiği belge ve bilgi-
ler ışığında Özer Çiller'in yargılanma-
sını sağladığını belirten Ergül, Çil-
ler'in dokunulmazlık zırhı sayesinde
mahkemeye çıkmaktan kurtulduğunu
ve önce DYP-RP, sonra da DYP-
ANAP-DSP işbirliğı ile komisyonlar-
da Yüce Divan'a girmekten kurtuldu-
ğunu anımsattı.
Gazetemiz dış politika yorumcusunun ölümü nedeniyle başsağlığı mesajlan
Balc nın ışıgı zamansız
,ROL MANtSAU
Sevgüi
Ergun'a
Bu gazetede herkes için yazı yaz-
dım, ama senin için yazacağtm aklım-
dan hiç geçmemişti. Burada pek çok
kişiyi, pek çok olayı eleştırdim, ama
sana yazarken eleşrjrecek bir şey bul-
mam imkânsız. Çünkü sen gerçekten
dürüst, ilkeli, yazdığın herşeyi bütün
aynntianna kadar inceleyen ve önyar-
gısız yazan ender ınsanlardan birisin.
Senin yerini kimsenin doldurabilece-
ğini sanmıyorum.
Seninle daha iki hafta önce, gaze-
tedeki odanda, hararetli bir biçimde
Irak'ı ve Kuzey Irak'ı tarnşmıştık,
aynı noktada birleşmiştik. Konuşma-
mızı kelimesi kelimesine hatıriıyo-
rum. Zaten, bilmem kaç yıldır, senin-
le herkarşılaştığımızda hemen konu-
lanniçine dalar, yeni bir şeyerbuima-
ya, çıkarmaya çalışırdık. Odandan
heraynljşımda, olumlu bir şeyler yap-
mış olmanm mutluîuğunu duymu-
şumdur. Açık, iyi niyetli, dürüstçe
konuşurduk.
Uzun yıllar öncesinden seni tanı-
mama rağmen ilk yalonhğımız 12-
'13 yı! önce, seni Uluslararası Girne
Konferansı'na davet ettiğimde baş-
ladı. Girne'de, otelin iobisinde, saba-
hın erkensaatİerine kadar yaptığımız
yararlı tartışmalan hatırlıyorum. tyi
niyetle. kompleksiz, önyargısiz ko-
nuşmaianmızdı bunlar, sıcaklığı dun
gibi hattnmda.
Babıâli'de uzun yıllar, kendi ılke-
lenndenözveride bulunmadan yaa ya-
zan insan sayısı çok fazla değildır.
Dünyanm ko'şullan. Türkiye'nin ko-
şullan birçoğunu, kendi riizgânnın
önüne katıp sürüldemiştir. Sen, ken-
di doğmlanndan, ilkelerinden ödün
vermeden yoluna devam edenferin
başında geliyorsun.
Yazdığın her yazınm ardında, hep
kaynaklan araşttrdın, ince eleyip sık
dokudun, emek verdin. Kafana bir
şey takıIdığı zaman açarteiefonu tar-
tışırdın. Ufacık bir olayda bile, tele-
fondaki uzun tarnşmalanrmzı hattr-
lıyorum. Uluslararası ilişkiieri, gali-
ba, senden daha fazla tartıştığım biri
olmad».
Ömek bir insandın, örnek bir dü-
şünürdün, örnek bir gazeteciydin.
Çevrenle hep uygar üişjkiler ıçindey-
dırt.
Sevgili Ergun, aramızdan en ve-
nmli oiduğun bir zamanda aynldın,
senin yerini kimse dolduramaz.
İstanbulHaberServisi- Gazetemiz
Yaym Kurulu Üyesı ve dış politika yo-
rumcusu Ergun Bala'nın ölümû nede-
niyle dün de çok sayıda siyasetçi, ga-
zeteci ve okurumuz gazetemiz yöne-
ticilerine başsağlığı mesajı göndererek
Cumhuriyet çalışanlanna başsağlığı
diledi. Balcı'nm örnek bilge kişiliği-
ne vurgu yapılan mesajlarda yazanmı-
zın kaybından duyulan üzüntü dile ge-
tirildi.
Milli Savunma Bakanı Hikmet Sa-
mi Türk. Genel Yaym Yönetmenimiz
Orhan Erinç'e gönderdiğı mesajında,
"Türk basınının değerti isimlerinden
Cumhuriyetgazetesi yazan Ergun Bai-
cı'nın vefatını üzüntü ile öğrendim.
Merhuma AUah'tan rahmet, size ve
şahsınızda gazetenizin değerii mensup-
lanna bayağhğıdifc-r, saygdarsunanm*
dedi.
Eski bakanlardan DYP Urfa Millet-
vekili Necmertin Cevheri ve CHP Sı-
vas Milletvekıli Mahmut Işık da gaze-
temiz yöneticilerine ilettikleri mesaj-
larda Cumhuriyet çalışanlanna ve Bal-
cı'nm ailesine başsağlığı dilediler. Sa-
natçı NedretSelçukerüzünrülerini bıi-
dırdiğı mesajında, yazanmız ıçın "Er-
gun Bakı 'BAL'dı 'gerçek-dışı' gaze-
tecilerin yanında bir bulunmaz nimet-
tL.Çoksevili\t)rdu- dedi. RizeGaze-
tecilerCemiyeti Başkanı FaikBakoğ-
hı, atv ve Sabah gazetesinin Atina mu-
habiri Stelyo Berberakis, Türkiye Ga-
zetesi Genel Yayın Müdürü Feyzi Kah-
raman da mesajlannda Türk basınının
saygın ve bılge kalemi Balcı'nın ölü-
münden büyük üzüntü duyduklannı
belirttıler.
Okurlanmızdan Mengüc Okan'ın
mesajı ise şöyle:
"Hiç tanınîadığım, yüzünü ilk defa
ölüm baberiyie birfikte gördüğüm ama,
Sayın llhan Selçuk'un deyişryle 'Doğ-
ru ile gerçek arasındakı bağınnnın çift-
Ieşmesinden ortaya çıkan mantığı" ile
bize ilettiği yorumlanmn eksikligini
sürekH bissedeceğim birisi için başsağ-
hğı düemek güç bir tş. Ne olur, Ergun
Bafcı gibigünümüze \« gelecegimize ışık
tutan değerler aramızdan bu kadar za-
mansız aynlmasuılar!-"
ATASEV Başkanı ArifÇavdar me-
sajında Balcı'nın ölümünden duydu-
ğu üzüntüyü bildirerek "Yeri koJaydot-
durulma>acak olan bu seçkin yazann
kaybı nedenn le Cumhuriyet ailesinin
ve ulusumuzun başı sağ olsun" dedı.
Okurlanmızdan Sacit Semei, Vefi
Devecioghı, Hayri Yılmaz ve Yakup
Yavuzer de mesajlannda üzüntülenni
ve başsağlığı dileklerini ilettiler.
STELYO BERBERAKİS FuATKOZLUKLU
Sana söz veriyorunu.. ErgunAğabey hoşça kal!
ATlNA - Müslüman ve
Hıristiyan bayram günlerin-
de her zaman "bayramlaş-
tiğun" Ergun Ağabeyımle
yine bır bayram günü bu şe-
kilde temas kuracağımı hiç
düşünmemiştim. Çünkü dü-
şünmek bile istemezdim.
Yaklaşık 11 yılda geliştir-
diğimiz dostluk ve ağabey-
kardeş ilişkilerimiz o denli
koyulaşmıştı ki Cumhuri-
yet gazetesinin Atına mu-
habiri olarak çalıştığım sû-
re içerisinde Ergun Ağa-
bey'i hiçbir zaman kurubir
"şeT1
olarak görememiştim.
Aklımda her zaman genç
bir üniversite öğrencisinin
görünümüyle kalacak olan
blucinli ve zaman zaman ta-
kıldığımız "dağınık saçlı"
Ergun Ağabey'i "Türkba-
sın dünvasuun nadiren vetis-
tinügi nazik. tdbar, kimsenin
kalbini kırmamak için bazen
kendi kendini kahreden ba-
ba. ağabev. hoca, dost ve in-
saniolduğu kadar profesyo-
nel olarak son derece kıy-
metii" gibi tanımların tü-
müne layık bir insan olarak
tanıdım.
Ergun Ağabey'i tanıyan-
larve onunla bırlikte çalışan-
lar bu tanımlamalann "öy-
le laf obun diye" yazılma-
dığını iyi bilir. Onun için ne
yazılsa. ne çizilse az... Er-
gun Ağabey'i tanıma ve
onunla çalışma fırsatını bu-
lamayanlann ise büyük bir
kayba uğradıklannı söyle-
mek de abartı sayılmaz.
"Yahu Stelyocuğum, ya-
zını gördüm, çok iyi de. bi-
raz uzunca yazmışsın. Gel
seninle şunu telefonda kesip
biçeiim_Neresiniatahmsen
söyle... Ha, bir de._ Yahu
Stelyocuğum. haberin en
önemli paragraftnı en sona
bırakmışsm, gd şunu başa p-
kartaum»*
1
gıbı laflann ku-
laklarımda çınlıyor hâlâ.
Ergun Ağabey. "Ubn v ^
lahi. dünyanın her taraftnı
gezdim. ama nasılsa yakın.
her an giderim diye bir rek
şu Atina'ya gelemedim be_"
diyerek benim "Ya Ergun
Ağabey,şu Atina'ya geleme-
din gfttL ayıp be abi.." şek-
lındekı sitemlenmi bertaraf
etmeye çalışır ve "Bak_ Bu
bay ramda geiebilirim ba.-n
gibi bana "klasik" gelen
cevaplarverirdi.
Ergun Ağabey. seninle
birlikte çalışmış olmaktan
kıvanç duyuyorum. Senin
bize öğrettiklerini sonuna
kadar yaşatmaya çalışaca-
ğim. En önemli paragrafla-
n da yazmın başında kul-
lanmayı öğreneceğim. Söz...
Acı ve tatlı günlenni pay-
laştığın kardeşin Stelyo...
WASHINGTON-Acıha-
benn en dayanılmazı gurbet-
te iken duyulan olmalı!.. Er-
gun Abi bize veda ettiği an-
dan itibaren tüm sevenlerini
gözyaşlanna boğdu. Metin
olmaya, hiçbir zaman alışa-
mayacağım "vedasmı" ka-
bullenmeye çalışıyorum.
1982'dekatıldığımCum-
buriyetaılesinde son 7 yıldır
"O" benim sefimdi. Dış Ha-
berler Servisı'ndeki "kar-
deşlerimin" dediği gibi, "O,
bvzim servis arkadaşiınızdı"
ve ben diğerleri gibi "onun
evladanndan" binydım.
Bulamadığı zamanlar te-
lesekreterime biraktığı not-
lanna bile şefkat dolu. genç
yüreğinden birkaç kelime ek-
lerdi. Çoğu zaman bir parag-
raf uzunluğundaki cümlele-
rimden kurtulmam için çok
çabaladı. Kırmadan ve öfke-
lenmeden... Hoşgörüyletüm
kötülüklerin silineceğıni sa-
bırla belleterek...
Baktı olacak gibi değil, sa-
nınm 1994 Temmuzu'nda
u
LJzülmc_ Ben de zamaran-
da zorlannuştım. Ama cüm-
lelerin kısa oiursa hem oku-
yucu sıkılmaz hem de senin
için rahat olur. Tıpkı yaşam
gBx. yonımsuz, sade, kıs» ve
mütevazL-" dedi.
Hiç unutmadım... Bu söz-
leriyle adeta yaşamını da
özetlemiştı.
Bundan beş yıl önce Was-
hington"da görevli üst düzey
bir Türk diplomat "Dış po-
litika değeriendirmeleriyle
rjiwrehberlikediyor* demış-
ti. Yazılanndan tanıdığı Er-
gun Abi'ye selam ve saygı-
lannı iletmemi istemişti.
Duyduğunda tepkisi her
zamankı gibi mütevazıydı,
"Aman efendim, ütnat edi-
yorlanJ" Diplomat dostum
pazar akşamı ağlamaklı se-
siyle başsağlığı dileklerini
iletirken Ergun Abi'nin arka-
sından hepimizin sorduğu
soruyu yineledi' "ŞİTIMH ne
yapacağn?"
ABD Dışişleri Bakanlığı.
her ülkenin günlük gazete ve
televizyonlanndan bazı ha-
berlerie seçme yazarlann yo-
rumlannı, ilgilileri için In-
gilizceye çevirip yayımlar.
Washington'da dış muha-
birliği öğrenmeye başladığı-
mın ilk gününden beri Er-
gun Abi'nin yazılan o çevı-
rilerin değişmezleri arasında
yeraldı. Yorumlan, Türkiye
ile ilgili polrrikalarm sekillen-
dırildiğı NVashington'daki bir-
çok binmın de rehberiydi.
Acı haberin en dayanıl-
mazı gurbette iken duyulan
olsa gerek... Tüm sevenlen
gibi kahroldum.
Eşsiz insan hoşça kal.
DTP Cenel Kurulu
Cindoruk:
Adayım
Yalım ErezİstanbulHaberServisi- DTP Genel Baş-
kanı Hüsanıertin Cindoruk, I Şubat 1999
tarihinde partisinin olağanüstü genel ku-
rulunun yapılacağını anımsatarak, kongre-
de Muğia Bağımsız Milletvekilı Yahm
Erez'i destekleyeceğini söyledi. Cindo-
ruk, "Ben kurucugendbaşkamm. Adavvn
Yahm Erez" dedi.
DTP tstanbul ll Merkezi'nde partiliîer-
lc bayramlaşan Hüsamettin Cindoruk, Tür-
kiye'nin 3-4 ayda hükümet kurdurma be-
cerisi gösteremeyen Hderler tarafindan yö-
netildiğini savunarak kunılan hükümetin
de 56. değil. "55 buçnğuncu hükümet"
olduğunu öne sürdü.
DTP'nin ilkelerini halka açmayı ve ye-
ni bir toplanma adresi ortaya çücarmayi
hedeflediklerini ifade eden Cindoruk,
DTP'nin genel başkan hegemonyası altm-
da kalmayacağını kaydettı. Cindoruk, " l
Şubat günü Türldye sij-asitarihi içinönem-
î otacak. DTP kongre yapacak ve yeni ge-
nd başkanını seçecek. DTPbir Bke imzaata-
cak \e siyasi hayata örnek olacak'" şeklin-
de konuştu.
Siyasi ahlakı ön plana alan bir parti ol-
duklannı ifade eden Cindoruk, 1 Şubat'ta
partüıin yeni genel başkanını seçmesinin
yanı sıra GlK üyelerinin sayisınm da arta-
cağını ve partisinin tekrar Meclis'te grup
kurma ve pariamentoda etkili hale gelme
aşamasma ulaşacağını söyledi. Kendisi-
nin Eskişehir'den millervekili adayı ola-
cagını da haürlatan Cindoruk, tüm parti üye-
lerinin yeni genel başkanın arkasmda ça-
lışacağmı bildirdi. Cindoruk, Muğla Bağûn-
sız Milletvekili Yalım Erez'in önümûzde-
ki hafta DTP'ye katılacağını ve kongrede
Erez'i destekleyeceğini, böylece DTP'nin
genel baskan kartel ve tekellerini yıkaca-
gını kaydetti.
Siyasi parti genel başkanlığının bir sü-
re sonra duygusal hale geldiğine de isaret
eden Cindoruk, "Ben kunıcu genel başka-
nını. Benim adayım Yalım Erez. Ben kunı-
cu genel başkanım, başka srfat istemiyo-
rum" dedi.
Yalım Erez'le 20 yıldır tanışnklannı be-
lirten Cindoruk, Erez'in değerlerini ya-
kmdan bildiğini de söyledi. DTP Genel
Başkanı Cindoruk, bir gazetecinin. "1 Şu-
bat'ta Yahm Erez DTP Genel Başkanı cfi-
yebib'r aûyiz" şeklindeki sorusunu, "Diye-
.u . biSrsiruz. Ben kongreyi ipotek altına abiu-
' yorum. ama tabarumız Erez'in genel baş-
kankğını sıcak karşılanıtşOr" diye yanıtladı.
Corüsme bayram sonrası
Ecevit'ten
IMF'ye acil
yardım davetiANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Ulusla-
rarasıParaFonu na(IMF)u
acil)ardun"çag-
nsı yapan Başbakan Büknt Ecevit, bankalar
yasa tasansı basta olmak üzere bazı yapısal
reformlarla Türkiye'nin uluslararası mali
ilişkjlerinde büyük kolaylık elde edeceğini
söyledi. IMF ile bayramdan sonra görüşme-
lerin başjayacağı belirtildi.
Yılm ilk 4 aylık dönemi için 24 milyar li-
ralık iç ve dış borç ödemesi nedeniyle sıkı-
şan 56. hükümet. bayramdan sonra IMF ile
görüşmelere hazııianıyoc Başbakanlık'ta dün
gazetecilerle bayramlaşan Başbakan Ecevit,
IMF'ye yapılan "acil vanhm" çağnsı üzeri-
ne bir yanıt alıp almadığmın sorulması üze-
rine, "Daha dün bir, bugün ikL IMF Be mü-
zakerelerfa)b)sonuç>ierecekrnüzakereierde-
ğ3dir.ŞaanadekIMFaegörüşrnelenleohım-
hı bir seyir izlendi 55. hükümet döneminde.
Bazı yasalan çıkarmak gerekiyor. IMF iste-
dJğiiçHidegflbizBngcreksinnıenıiz olduğu içm.
Eğer bu yasalan çıkarabilirsek hem içeride
hem de uhıslararası maö ilişkilerde çok bû-
yük kolayhk ekk edeb&ceğiz'' dedi.
Bankalar yasa tasansınm TBMM tatile
girmeden önce öncelikli olarak görüşülme-
si gerektiğini anlatan Ecevit. önceki gün
ANAP Genel Başkanı MesutYdmaz ve DYP
Genel Başkanı Tansu Çfller ıle yeniden gö-
rüştûgünii, bayram tatilinin son günlerinde par-
tilerin grup yöneticilerinin bir araya gele-
ceklerini söyledi. Ecevit, bu görüşmeler so-
nucunda tam bir uzlaşma sağlanacağmı be-
lirterek "Bunu bemen TBMMden gecirebi-
firsek almakta oMufnmuz önkmlerin gereğl
gibi uygukuıabibnesi ve sonuç verebümesioi
sağiavabffiriz" diye konuştu.
Kullandığı makam araçlan konusundaki
spekülasyonlara da açıkiık getirmek istedi-
ğinr anlatan Ecevit yerli araba seçiş nedeni-
ninyalnızca tasarruf değil yerli otomotiv sa-
nayüni deteşvik etmek olduğunu söyledi. Tür-
kiye'de bir hayügelişmiş otomotiv sanayiiol-
masma karşın artan miktarda yabancı lüksara-
balar rthal edildiğine dikkat çeken Ecevit,
"Ben biraz yerii makry ım. Çağdışı sayilma-
yacagınu umanm. En çağdâş, pazar ekono-
misini en Beri öiçfide uygulayan demokratik
ülkelentekerıdıınallaruukullanmayolıuMİa
büyük çabalar vanhr,amanedense bu yadır-
ganıyor" dedi.
"Yerlî sanayı zu-hb araba vapanuvor" ge-
rekçesinin de yersiz olduğuna dikkat çeken
Ecevit, "Ben sanayküeresöykdim. Bana2 ay-
da zjrhb araba yapnlar Yani Türkiye'nin o
bakımdan hiçbireksiği yok" dedi. Ecevit, ta-
sarruf üzerinde durulmasını da bazı çevre-
lerrn yadırgadığmı anımsatarak en zengin
ülkeierin bile makul ölçüler içerisinde tasar-
rufa büyük önem verdiklerini kaydetti.